Efendi Türkler tarafından postalanan herşey
-
Türkiye’nin geldiği son noktayı bakın!
İzmir'den AKP'ye tokat gibi mektup İŞTE O MEKTUP Taha Aksoy'a mektup... Sevgili Taha Aksoy; Göndermiş olduğunuz mektubunuzu dün itibariyle posta kutumdan almış bulunuyorum. "Özgürce yaşamaktır İzmir" dizesi ile başlayan ve "Asaleti, nazı, edası kadınlarında gizli... Değişilmez şehirdir, İzmir" dizeleri ile sona eren şiiri beğeni ile okudum. Altında herhangi bir şairin imzası olmadığı için bu güzel mısraların size ait olabileceğini düşündüm. Kaleminize sağlık, ne güzel anlatmışsınız... Mektubunuzu okuduktan sonra uzun uzun düşündüm. Demişsiniz ya "değişilmez şehirdir İzmir" diye, sonuna kadar katılıyorum, ancak eklemek istediğim bir şey daha var, aynı zamanda değiştirilemez şehirdir İzmir... Beyefendi tavrınızı takdir etmiyor değilim, ancak bir bağımsız aday edası ile gerçekleştirdiğiniz söylemlerinizi anlayamıyorum. Adayı olduğunuz AKP'nin yaptıklarını ve yaptırımlarını biz İzmir kadınlarına nasıl unutturacaksı nız, merak ediyorum. Biz İzmir kadınları düşkünüzdür özgürlüğümüze. Türkiye ortalamasının üzerinde ekonomik özgürlüğümüz vardır. Kariyer sahibiyizdir, başarıya odaklıyızdır. Oysa AKP'nin sosyal güvenlik ve iş yasalarındaki düzenlemelerine baktığımızda kadını iş yaşamından koparmaya yönelik olduğu aşikardır. İş Kanunu ve bazı kanunlarda değişiklik yapan yeni yasayla, çalışan kadınların önüne engeller koyarak onları ev yaşamına mahkum bırakmaya çalıştıklarını nasıl unutabiliriz ki?Genel başkanınızın her gittiği yerde "üç çocuk yapın" mesajları partinizin kadına bakışını özetler halde. "Mustafa Kemal Atatürk'ün hem İzmir'e hem de kadınlara verdiği değer çıkacaktır karşınıza..." diyorsunuz. Kuşkusuz bu doğrudur. Ancak unutmayalım ki Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet Türkiyesi'nin temel taşlarından biridir laiklik. Ve bizim için tartışılması dahi mümkün değildir. Oysa belediye başkan adayı olduğunuz AKP, Anayasa Mahkemesi'nin 11 üyesinden 10'u tarafından laiklik karşıtı eylemlerin odağı olarak tescillenmemiş midir? "İçine düşürüldüğü durumdan yakınmadan ayakta kalmaya çalışan güzel İzmir'i ışıltılı günlere kavuşturmak; ekonomi, bilim ve kültürün kalbi haline getirmek İzmir'e olan borcumuzdur. .." diyorsunuz.. . Doğrudur. AKP Hükümeti'nin adeta üvey evlat muamelesi yaptığı, İzmirli'den aldığı vergileri yatırım olarak geri yollamadığı apaçık ortadır. Bu durumda bizlere hükümetin borcu vardır. Ancak bu borcu ödemeleri için illa AKP'ye mi oy vermemiz gerekmektedir? Bu bir üstü kapalı tehdit midir? Mazur görün, ben anlayamadım.. . Biz İzmir kadınları güzelliğimizden öte zekamızla anılmayı tercih ederiz. Ve zekanın en önemli unsurlarından biridir hatırlamak... Şimdi kısa bir yakın geçmiş yolculuğuna çıktığımda AKP Genel Başkanınız ile ilgili hatırladıklarım şunlardır; "Ananı da al git... Askerlik yan gelip yatma yeri değildir... Türkiye terörle yaşamaya alışmak zorundadır... Hem Müslüman hem laik olunmaz. Ya Müslüman olacaksın ya laik... Referansım İslam'dır... İki koyun gütmeyenler liderlik yapamazlar.. . İş bırakma eylemeleri zulümdür, Kriz teğet geçti... " Ve daha onlarcası. Nasıl unutacağız tüm bu sözleri? Sevgili Taha Aksoy; fakirin her gün fakirleştiği İslami kodamanların kendilerine ve çeşitli modellerle yapılmış türbanlı eşlerine aldıkları siyah büyük arabaları gördüğümde sinirleniyorum. Küçük esnafın besmelesiyle açtığı kepengini siftahsız kapadıklarını duyduğumda içim sızlıyor. Mahalle aralarında bir oy için dağıtılan erzaklarla açlık üzerinden siyaset yapıldığına tanık olup kahroluyorum. Gemiciklere eklenen pırlanta şirketlerini ve bunlara sağlanan imtiyazları işittiğimde tepemin tası atıyor. Her gün yeni bir arkadaşımın işten atıldığı haberi geldiğinde ailelerini nasıl geçindirecekler kaygısı ile uykularım kaçıyor. Soykırım suçlusu Ömer El Beşir'in Atatürk'ün masasında yemek yediğini öğrendiğimde midem bulanıyor. Krizin bizi dibe çektiği şu günlerde memleket meselelerini bir kenara bırakıp meydanlarda vekilleriyle beraber laf yarıştırma telaşına kapılan bir başbakanı gördüğümde ise neden AKP'ye oy vermemem gerektiğini bir kez daha hatırlıyorum. Tüm bunların dışında kocaman bir soru işareti var kafamda; laiklik karşıtı onca söylemi ve eylemi olan, demokrasiyi kendi kafasına göre yeniden tanımlayan, yazarlara çizerlere açtığı rekor sayıda davanın altına davacı olarak imza atan, kadını ikinci sınıf vatandaş haline getirmeye çalışan, insanlarını bizler ve onlar diye ikiye ayıran bir lidere sahip partiden, gerçek bir İzmirli neden ve nasıl aday olur? İşte ben bunu anlayamıyorum. SEVGİ VE SAYGILARIMLA... A.B.K
-
Türkiye’nin geldiği son noktayı bakın!
‘İzmirli kadın’dan AKP’ye mektup.. Başbakan İzmir’i istiyor da.. Peki İzmirli AKP’yi istiyor mu? İzmir’de seçimin gündemi çok farklı.. Ruşen Çakır’ın tespitiyle seçimin gündemi, ‘hayat tarzı’. İzmirli hayat tarzına düşkün.. Bu yüzden AKP’li başkan adayı Taha Aksoy pazar günü düzenledikleri mitingde kimsenin hayat tarzına müdahale etmeyecekleri sözünü vermiş.. El ele dolaşan sevgililere de, evcil hayvan besleyenlere de müdahale etmeyeceklerini vurgulamış.. Türkiye’nin geldiği yere bakın! Bir belediye başkan adayı çıkıyor; “beni seçerseniz el ele dolaşan sevgililere müdahale etmeyeceğim” diye oy istiyor.. Sanki hakkı varmış gibi.. Zabıta kuvvetiyle parklara, yollara, insanlara, kılık kıyafete müdahale edebilirmiş gibi.. Ama olmadı mı.. Diğer kentlerde müdahale edildi.. Anadolu’nun çoğu yerinde bırakın sevgilileri eşler bile ele ele, kol kola yürüyemez hale geldi.. İzmir’de niye olmasın? * AKP’li başkan adayı Aksoy İzmirli’nin ne kadar hassas olduğunu biliyor.. AKP söyleminin dışına çıkmaya çalışıyor.. Farklı bir kampanya izliyor.. Aksoy oturmuş, seçmenlere; “Özgürce yaşamaktır İzmir” diye başlayan bir mektup yazmış.. İzmirli bir kadın da yine mektupla AKP’li Aksoy’a yanıt vermiş.. O mektup elime geçti.. Bazı bölümlerini birlikte okuyalım.. * “Mektubunuzu okuduktan sonra uzun uzun düşündüm. Demişsiniz ya ” değişilmez şehirdir İzmir “ diye, sonuna kadar katılıyorum, ancak eklemek istediğim bir şey daha var, aynı zamanda değiştirilemez şehirdir İzmir.” * İzmirli kadınların biraz farklı olduğunu, AKP’nin işini çok zor olduğunu bakın nasıl anlatmış.. “Biz İzmir kadınları düşkünüzdür özgürlüğümüze. Türkiye ortalamasının üzerinde ekonomik özgürlüğümüz vardır. Kariyer sahibiyizdir, başarıya odaklıyızdır. Oysa AKP’nin sosyal güvenlik ve iş yasalarındaki düzenlemelerine baktığımızda kadını iş yaşamından koparmaya yönelik olduğu aşikârdır. İş Kanunu ve bazı kanunlarda değişiklik yapan yeni yasayla, çalışan kadınların önüne engeller koyarak, onları ev yaşamına mahkûm bırakmaya çalıştıklarını nasıl unutabiliriz ki? Genel Başkanınızın her gittiği yerde ‘üç çocuk yapın’ mesajları partinizin kadına bakışını özetler halde.” * İzmir’de yarış çok farklı.. İzmirli’nin, İzmirli kadının derdi yaşam tarzı.. AKP’nin biçtiği elbiseyi giymeye niyetli değil.. O rolü kabul edemem diyor.. Tabii İzmirli’nin en hassas olduğu konuların başında laiklik geliyor.. İşte mektuptaki o bölüm.. * “Laikliğin bizim için tartışılması dahi mümkün değildir. Oysa belediye başkan adayı olduğunuz AKP, Anayasa Mahkemesi’nin 11 üyesinden 10’u tarafından laiklik karşıtı eylemlerin odağı olarak tescillenmemiş midir?” * Mektup uzun ama İzmirli bir kadının Türkiye’yi nasıl gördüğünü, nasıl algıladığını anlamamız açısından şu bölüm çok çarpıcı.. * “Sevgili Taha Aksoy; fakirin her gün fakirleştiği, İslami kodamanların kendilerine ve çeşitli modellerle yapılmış türbanlı eşlerine aldıkları siyah büyük arabaları gördüğümde sinirleniyorum. Küçük esnafın besmelesiyle açtığı kepengini siftahsız kapadıklarını duyduğumda içim sızlıyor. Mahalle aralarında bir oy için dağıtılan erzaklarla açlık üzerinden siyaset yapıldığına tanık olup kahroluyorum. Gemiciklere eklenen pırlanta şirketlerini ve bunlara sağlanan imtiyazları işittiğimde tepemin tası atıyor. Her gün yeni bir arkadaşımın işten atıldığı haberi geldiğinde ailelerini nasıl geçindirecekler kaygısı ile uykularım kaçıyor.”
-
bugün bi delilik yapın...!
Takla at
-
ORTA ÇAĞ KARANLIĞI İKTİDARDA
AKP'li vekilden şok sözler 'Bu adam, sizin ve benim gibi hayvanların rahat yaşaması için babasını toprağa veren kişidir' BANDIRMA(Balıkesir), (DHA) AKP Balıkesir Milletvekili Cemal Öztaylan, partisinin düzenlediği aday tanıtım töreninde, AKP'den Bandırma Belediye Meclisi 1'inci sıra adayı olan, babası ve ağabeyi şehit olan Celil Karabıyık, ?Bu adam, sizin ve benim gibi hayvanların rahat yaşaması için babasını toprağa veren kişidir? diyerek tanıttı. Geçen yılın Ağustos ayında türbanlı milletvekili eşleriyle ilgili haberlere ?Sana ne lan benim karımın başından? diye tepki göstermesiyle tanınan AKP Balıkesir Milletvekili Cemal Öztaylan, partisinin Bandırma İlçe Teşkilatı tarafından geçen şubat ayında düzenlenen aday tanıtım toplantısında yaptığı konuşmayla yine dikkat çekti. ?Ağabeyim? dediği, babası ve ağabeyi şehit düşen Celil Karabıyık'ı partilere ?Ağabeyim, sizin ve benim gibi hayvanların rahat yaşaması için babasını toprağa veren kişidir? diye konuştu. Bugüne kadar şehitler üzerinden siyaset yapmadığını ancak bundan sonra yapacağını açıklayan Öztaylan, milletvekili adayı olduğu gün, Gönen'de bir şehit cenazesine gittiğini anlatırken şöyle dedi: ?Şehit cenazesinde namazını kıldım. Üç tane leylek cami bahçesindeydi. Yemin ediyorum. ?Şak şak şak? diye bağırıyorlar. ?Allah, Allah? diye zikrediyorlardı. Cenaze namazı ardından oradakiler tarafından alkış koptu. Baktım ki biz neyiz ya! Biz Komünist miyiz dedim yav. Bolşevik miyiz? Allah diyor ki peygamberlikten sonra insanlara bahşettiğim en yüce makam şehitliktir. Bir baktım şehit cenazesinde alkış yapılıyor. Biz ve Türk ve Müslüman değil miyiz? ?Bu bize yakışır mı ulan' dedim. Ondan sonra bir baktım beni tenkit ettiler. Bakın Bandırma Belediye listesi yapıldı. Listenin başına ağabeyimi koydum. Kim ne derse desin. Kim ne söylerse söylesin. Ama o benim ağabeyim. Bu toprak için, sizin ve benim gibi hayvanların rahat yaşaması için babasını toprağa veren, şehit bayrağını tabutundan alan, Diyarbakır'da şehit olan ağabeyini benimle beraber mezara indiren, kardeşinin sarılı olduğu Türk bayrağını tabutundan alan Celil ağabeyimi birinci sıraya koydum. Bandırma'nın şerefidir bu adam.? Belediye başkanlığı yaptığı dönemde hakkında çok sayıda dava açıldığını belirten Öztaylan, bu konuda, ?Bu davalar neden var biliyor musunuz? Cumhuriyet Meydanı'nda çınar ağaçlarını budadığımdan, Atatürk'ün etrafını mermer kapladım diye var. Ayıp değil mi ulan bunlar. Adam utanır be. Cevap vermeyeceğim. Ama cevap vermezsem ?korktu' diyecekler. Ben demirden korksam trene binmem. Allah'a bir can borcum var. Başka kimseye borcum yok. Çamur at izi kalsın. Yav kardeşim, yapma. Bunları söyleme? diye devam etti.
-
ERGENEKON=?SUSURLUK=?GLADYO=?ULUSALCILIK?
ORTAK NOKTA VE HUKUKSUZLUK Ortak noktalarına bakın: ya “laik demokratik Cumhuriyet”i savunan ve AKP’nin rejime tehlike oluşturacak girişimlerine karşı çıkan saygın isimler veya önemli emekli askerler... Bunlara adeta birer çete suçlusu muamelesi yapılıyor ve böyle bir etiket yapıştırılıyor. “Elinde bir delil, bir belge mi var da bunu yapıyorsun” diye de kimse soramıyor. Soramıyor çünkü bir toplumun en önemli güvencesi olan hukuk ortadan kalkmış durumda. Hukukçu da takipte olduğu gibi gazeteciler dahil soranların hepsi kendini aynı tehlikenin içinde buluyor. İçeri alınırsın ve suçsuzluğun anlaşılana kadar aylarca, yıllarca hapis cezasını yediğin gibi bir de “darbeci, çeteci” etiketi alnına yapıştırılmış olur. İktidar senin tutuklanmanı istemiyorsa en ağır suçları işlemiş olsan da “onun işyeri ve evi var, kaçmaz nasılsa” gibi bir mazeretle veya bir Adli Tıp raporuyla serbest bırakılırsın, tutuklanmanı istiyorsa “işyeri, ev, en saygın görevleri yıllarca onurunla yapmış olman” filan fark etmez, atarlar içeri... İşe bakın ki AKP’nin kapatılma davasında Türkiye’nin en yüksek yargı organına hukuk dersi veren AB’nin de bu hukuk cinayetlerine sesi sedası çıkmıyor. Nedir peki bu?.. “Darbe yapmak istese neden emekliliği beklesin” denebilecek birçok üst düzey eski ordu mensubunu aylarca tutuklayıp kiminin beyin kanaması geçirmesine, kiminin ağır hastalanmasına neden olarak ve önemli emekli askerleri gözaltına almayı sürdürerek orduya gözdağı mı veriliyor yoksa “zor durumdayız, bir muhtıra veya darbe bizi kurtarır” düşüncesiyle kışkırtma mı yapılıyor? Cumhuriyet yanlısı insanlar elinde tutarlı bir delil bile olmadan tutuklanarak AKP’nin eylemlerini dile getirebilen herkes susturulmak mı isteniyor? Orduda darbe isteyenlerin olduğu ve bu “Ergenekon harekatı” Özden Örnek’in günlüğünden yola çıkarak iddia edildi de Örnek’in kendisinin konuşmasına neden gerek duyulmuyor? Dün siyaseti yakından izleyen bir bilim adamı tanıdığım; “Deniz Feneri olayı sürdüğü sürece Ergenekon da sürer” diyordu. Gerçek bu mudur acaba?
-
İşsizlikte tarihi rekor!
İşsizlikte tarihi rekor TÜİK Aralık ayı işsizlik rakamlarını açıkladı İşsizlik oranı Aralık ayında yüzde 13.6'yla rekor kırarken, işsiz sayısı 3.3 milyona yaklaştı. Verilere göre her dört gençten biri işsiz. Krizin etkisiyle ekonomide yaşanan yavaşlama işsizliği rekor düzeye çıkardı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, işsizlik oranı Aralık ayında yüzde 13.6'ya yükselerek tüm zamanların en yüksek düzeyini gördü. İşsizlik en son 2004'ün ilk çeyreğinde bugüne kadarki en yüksek seviye olan yüzde 12.4'e çıkmıştı. İşsizlik oranı Kasım ayında yüzde 12.3 düzeyindeydi. Kasım'a göre bir ayda işsiz sayısı 279 bin kişi arttı. İşsizlik oranı geçen yılın aynı döneminde ise yüzde 10.6'ydı. Türkiye genelinde işsiz sayısı geçen yılın aynı dönemine göre 838 bin kişi artarak 3 milyon 274 bin kişiye yükseldi. Kentsel yerlerde işsizlik oranı 3.2 puanlık artışla yüzde 15.4, kırsal yerlerde ise 2.6 puanlık artışla yüzde 10.7'ye çıktı. Geçen yılın aynı döneminde yüzde 20.6 olan genç nüfusta işsizlik oranı yüzde 25.7'ye yükseldi. TARIM DIŞI İŞSİZLİK YÜZDE 17.3 Türkiye'de tarım dışı işsizlik oranı geçen yılın aynı dönemine göre 4.3 puanlık artışla yüzde 17.3'e yükseldi. Bu oran erkeklerde geçen yılın aynı dönemine göre 4.2 puanlık artışla yüzde 16.3, kadınlarda ise 4.1 puanlık artışla yüzde 20.9 oldu. Aralık döneminde istihdam edilenlerin sayısı, geçen yılın aynı dönemine göre 293 bin kişi artarak, 20 milyon 736 bin kişiye yükseldi. Bu dönemde tarım sektöründe çalışan sayısı 202 bin kişi, tarım dışı sektörlerde çalışan sayısı ise 91 bin kişi artış kaydetti. Kayıtdışı işsizlik oranı Aralık'ta yüzde 43.2 olurken, işgücüne katılma oranı yüzde 47.7 olarak belirlendi. 'İŞSİZLİK DAHA DA YÜKSELECEK' Marmara Üniversitesi İngilizce İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Doçent Dr. Erhan Aslanoğlu, işsizliğin mevsimsel olarak yüksek olduğu Ocak ikinci dönem ve Şubat aylarına ilişkin verilerin bu rakama dahil olmadığını ifade ederek, oranın önümüzdeki aylarda yüzde 15 seviyelerine kadar çıkabileceğini belirtti. Fortis Ekonomisti Erkin Işık, "Tarım dışı işsizlik oranının yüzde 17.3'e çıkması oldukça çarpıcı. Ekonomideki yavaşlamanın istihdam piyasasına bu kadar erken yansıması beni şaşırttı. Şu anda bulunduğumuzdan daha da olumsuz bir noktaya varacağız" dedi. İşsizliğin daha da artacağı görüşüne katılan DİSK Genel Sekreteri Tayfun Görgün de, mevsimsel işçiler dışarda tutulduğunda rakamın zaten yüzde 22'lerde olduğunu söyledi. Ayda yaklaşık 50 bin yeni işsiz ortaya çıktığını belirten Görgün, tedbir paketlerinde işsizliğe çözüm için hâlâ somut bir öneri olmadığına dikkat çekti. İŞSİZLERİN PROFİLİ Yüzde 74.2'si erkek nüfus Yüzde 61.3'ü lise altı eğitimli Yüzde 24.3’ü bir yıl ve daha uzun süredir iş arıyor İşsizler sıklıkla (yüzde 31.6) eş-dost vasıtasıyla iş arıyor Yüzde 88.6'sı (2 milyon 901 bin kişi) daha önce bir işte çalışmış Daha önce bir işte çalışmış olan işsizlerin yüzde 44.1'i hizmetler yüzde 25’i sanayi, yüzde 19.3’ü inşaat, yüzde 9.7’si ise tarım sektöründe çalışmış. Yüzde 2’si ise 8 yıldan önce işinden ayrılmış İşsizlerin yüzde 31.2’sini çalıştığı iş geçici olup, işi sona erenlerin yüzde 19,3’ünü işten çıkarılanlar, yüzde 14.1’ini kendi isteğiyle işten ayrılanlar, yüzde 8.5’ini işyerini kapatan/iflas edenler, yüzde 8.3’ünü ev işleriyle meşgul olanlar, yüzde 7.1’ini öğrenimine devam eden veya yeni mezun olanlar, yüzde 11.5’ini ise diğer nedenler oluşturuyor.
-
ARINÇ KİMDİR NEYİN NESİDİR?
'Arınç'ın altimetresi bozulmuş!' CHP'li Öymen, eski TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın geçtiğimiz hafta TSK ve Ergenekon ile ilgili sözleri üzerine de "Siyasetçiler uçağa benzer. Sayın Arınç'ın altimetresi bozulmuş galiba. Sonu hayır olur inşallah" yorumunda bulundu
-
BÖLÜCÜLER CHP'LİLERE SALDIRDI!..
Bakin Demokrasinin besigi sözde İngiltere'de Avam Kamarasi´nda İrlandalı bir milletvekili bagimsizliktan söz etmisti.. Bütün milletvekilleri adami tekme tokat disarı atmisti.. Bizdekiler "PKK´ya terörist demeyin!" diyor onunlada yetinmeyip DTP Genel Baskani Ahmet Türk, Avrupa Parlamentosu AP üyelerine bir mektup yollayarak, PKK´dan terör örgütü olarak söz edilmemesini talep ediyor.. Zannediyorum talep ayni? Kalkip kürtcüler türkcüler demissiniz.. bakin söyle izahat edeyim belki daha anlasilir olur!! dün corum olaylari dün kahramanmaras olaylari ve onlari yapanlar dünün türkcü ülkücüyse.. Bugün de 70.milyonun Elinde on binlerce masum insanın kani olan katil pkk´yi savunmak ne demek... Ne demek biliyormusun evet dünün Türk Alevilerini katledenler bugünde Türk kürt Alevilerini katletme arzusu icindedir.. Demek oluyorki? Pkk susurlugun silahli koludur..
-
Dünyanın her yerinde Türkler var...
Türkler nerede?.. DÜNYADA Türklerin olmadığı bir yer yok... Nasıl gittiler, ne zaman gittiler?.. Diyelim ki yeryüzünün neresinden bir kaza ya da afet haberi gelse, içinden Türkler çıkıyor. Afrika'da sabahın karanlığında safariye çıkan bizim gazeteci arkadaşlar, aslanları yola süren yerli görevlileri ciplerin içinden izlerken, çalılıkların arasından duydukları "kişe kişe..." sesi tanıdıktı: Bizimkiler bağırdılar: "Hemşerim sen misin?.." Otların arasından bir kafa çıktı: "He ben Mustafa..." "Neredensin?.." "Türkiye..." "İçinden mi?.." Sivas'tan gitmiş, aslan kovalıyor... Dünyanın her yerinde Türk var... Türk doktorlarına fazla güvenmeyip Amerika'ya giden Unakıtan da öbür giden hastalar gibi bir de ne gördü; doktor Türk... Biliyorsunuz, dünyanın neresinde olursa olsun seçilen her devlet adamı, ya ana tarafından, ya baba tarafından Türk sayılır... Ya da dünyanın herhangi bir metropolündeki kalabalığa iki taş atsanız, otuz kişinin çıkartacağı ses "Ah..."tır... Almanya'da koruma zincirini yarmayı başarıp Başbakan Merkel'in elini "Öpim Merkel Teyze" diyen tek öğrenci kimdi? Bizim İzmirli Ufuk... Türkler dünyanın her yerindeler... Kuzey İrlanda'da IRA militanları bir saldırı düzenleyerek iki İngiliz askerini öldürdüler üç gün önce. İki İngiliz askerinden birisi neydi? Türk... Sen git İngiliz askeri ol... * Dünyanın her yerinde Türkler var... Türkiye'de yok... Türkler; gerek özgür birey olarak, gerek demokratik örgüt olarak burada olmadıkları için, işte böyle Türkiye sahipsizdir, çalan çalana, yıkan yıkana... Bir millet ki, yok gibi... Ne bir tepki... Ne bir ses... Ne de bir yaşam belirtisi...Bekir COŞKUN
-
Şişmanlık tarihe karışıyor!
16 Mart 2009 Şişmanlık tarihe karışıyor ama... Bilim adamları buldukları yeni bir enzim sayesinde şişmanlığın önüne geçiyor. ŞİŞMAN BİR NESİL DOĞUYOR İngiltere'nin güzeli bile şişman Bağırsaklarda bulunan bir enzim sayesinde artık obezite, diabet hastalığı ve kalp hastalıkları sorun olmaktan çıkacak. ABD'nin Kaliforniya Üniversitesi bilim adamları insan ve fare bağırsakları üzerinde yaptıkları araştırmada MGAT2 adlı bir enzime rastladı. Bilim adamlarının buldukları enzim, vücuttaki yağların enerjiye dönüşerek atılmasına ya da depolanmasına karar veriyor. Bilim adamları buldukları yeni bir enzim sayesinde şişmanlığın önüne geçiyor.Enzim bulunduktan sonra bilim adamları bir hap üretti. Hap doğrudan bu enzim üzerinde etkili olduğu için artık, insanlar şişmanlama korkusu yaşamadan istedikleri yiyecekleri tüketebilecek. Fare üzerinde yapılan deneyde, bağırsakdaki enzim üzerinde etkili olan hapı olan fareler dört hafta içinde daha çok kalori yakmaya başladı. Obezite özellikle ABD ve İngiltere gibi batılı ülkelerde en büyük problemlerden biri haline geldi. Bilim adamları obezite ile savaş için, bilimsel çalışmalara hız verdi ve bu çalışmalar için daha çok para ayrılmaya başlandı. Ancak bazı uzmanlar uyarıda bulunmadan edemiyor. Bu tür hapların piyasada verilmesi uzun yıllar alabilir. Bu zaman içinde insanlar spor yapmalı ve daha az yemeli. hurriyet
-
BÖLÜCÜLER CHP'LİLERE SALDIRDI!..
Kim getiriyor AKP yi basa getirenler mi PKK yi basa getirenler mi kibrisi alanlar mi kurtulus savasini verenler mi.. sagir sultan duydu dedinizde sol örgütleride ABD nin yönettiginide duydunuzmu? Stratejik acidan son derece önemli bir bölgedir Türkiye unutmayalim. Öncelikle isin bu boyutunu görmek gerekir.. Madem tek koldan yönetiliyoruzda neden bu ayakda kalma mücadelesi ve kime karsi bu mücadele bu mücadeleye karsi gelenler kim. Bir düsün bu mücadeleye karsi geliyormusun? desene gelsek ne olacak bu cografyada öncelikle Kafkasya nin önemini bilmek gerekir.. Rusya varken ABD varken.. iste Türkiye bu noktada ayaktadir her ayak bagina karsi.. Birde cok merak ediyorum Türkiyenin bagimsiz olmasindan yanamisin toprak bütünlügünden yanamisin etnik mücadele vermeye calisan kürtcülüge karsimisin merak iste.. Bu topraklarda Türk olmak gurur verir böyle bir hissimiz var mi.. Desene olsak ne olur olmasak ne olur Türkiye tek basina sadece adinla bu cografyada ayakda kalmasini onurunla bu topraklarin sahibi oldugunu her dönem yazacaktir.. mecburdur.
-
CYRANO ile röportaj yayında !
Cok güzel bir röportaj olmus Sayin CYRANO birlikte.. Ortak bir ilginc nokta! duyguseli ni kutluyorum
-
Faili Meçhuller...
Terörle savaşmanın yolu yeni teöristler yaratmaktan geçmez dostum evet dostum haklisin haklisinda bu ülkede etnik arayis icinde olanlar kim.. etnik arayis icinde olmak demek olmak demektir. Ortaçağ karanlığı bu ülkenin dün de kaderiydi,bugün de! evet bu kadar karanliklara ragmen aydinlikdayiz bu aydinlik nerden geliyor birde yüzümüzü o tarafa dönsek.. Gaffar Okan lari orda fazlasiyla görücegiz..
-
Objektiflerin hıza yetişemediği anlar..
- SUHEDANIN DOĞUM GÜNÜYMÜŞ:)
Sevgili suheda Dogum gunun kutlu olsun- Frozen,nice yıllara..!
Sevgili Frozen Doğum günün kutlu olsun..- ERGENEKON=?SUSURLUK=?GLADYO=?ULUSALCILIK?
Deniz Feneri olayı biterse Ergenekon biter mi? Dün ilk etapta aralarında çok önemli isimlerin bulunduğu 30 kişinin “Ergenekon çeteciliği” şüphesiyle gözaltına alındığını, evlerinde arama yapıldığını öğrenince hiç şaşırmadım ve “tam zamanıydı” dedim. Evet tam zamanıydı, çünkü başta Deniz Feneri olmak üzere iktidar partisi tarafından unutturulmaya çalışılan dev yolsuzluklar unutturulamamıştı. Korunmaları yerine üstüne gitmeleri, suçluların yargıda hesap vermesini sağlamaları isteniyordu. Bunun yanında (Maliye Bakanlığı’ndan Ankara Belediyesi ve diğer AKP’li belediyelere kadar) milletin kuşaklar boyu sırtına yüklenecek trilyonlarca liralık başka yolsuzluklar da gündeme gelmişti. YÖK, yargı (Adalet Bakanlığı baskısı, yargıç ve savcıları izlemeler, dinlemeler), Adli Tıp Kurumu, Doğalgaz demeden birçok kurum ve kuruluşun aşırı kadrolaşma ve baskılarla ne hale getirildiği de her gün yeni bir haberle, araştırmayla gözler önüne seriliyordu. Bu yıl camilerde okutulan hutbelerin bile toplumu bölüp kışkırtacak şekilde hazırlandığı görülmüştü. Gazze konusunda Başbakan’ın Türkiye adına yaptığı “istediği arabuluculuk görevini bile imkansız kılacak” hatalı konuşmalar, “Olmert’ten daha önce saldırıyı öğrenmiş olup olmadığı” konusundaki sorular hepsinin üstüne tuz biber ekti. Tam bu noktada yine “Ergenekon” devreye girse ve Türkiye’nin saygın, önemli isimleri aransa, göz altına alınsa dikkatler başka tarafa çevrilir, olaylar biraz durulabilirdi. Ve stratejistler, ya da kim planlıyorsa doğru kararı verdi. Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu başta olmak üzere aralarında YÖK eski Başkanı Kemal Gürüz, MGK eski Genel Sekreteri emekli Org. Tuncer Kılınç, Eski 2. Ordu Komutanı Kemal Yavuz’un (bir süre Tuncay Özkan’la Kanaltürk’te program yapmıştı) da aralarında bulunduğu 40’a yakın kişinin evleri arandı, çoğu gözaltına alındı.- BÖLÜCÜLER CHP'LİLERE SALDIRDI!..
Yok derin devlet tezgahiymis mis.. 12 Eylül'ün zeminini bal gibi o dönemin örgütleri hazirlamistir ve o dönemin sempetizan kitleleri dahi gayet iyi bilir eylemler ne kadar cok yogunluk kazanirsa darbenin o kadar erken gelecegini..- ARINÇ KİMDİR NEYİN NESİDİR?
Sayin politika' Bülent Arinc gibisini tabiki böyle degerli bir foruma tasimak istemezdim fakat o sahis Yunan tezlerine yatkin olan o sahis bugün ege nin incisi olan izmirden önce gelen Manisa´yi.. sirtlamis durumda anliyacagin birileri ülkemizi sirtlamis bölünmeye götürüyor artik bu durumda.. bunlarin suratlarindaki maskelerinin altinda ne yatiyor bunu göstermekde yarar var diye düsünüyorum.. Ülkemizi bölünmeye ve cözülmeye dogru giden bir ülke konumuna sürüklemek icin aday olan bu sahislarin maskesini düsürmek vatan severlerin bir görevidir. Öyle mi sayin politika'- Meslek şovenizmi..
NASA’lıya iş yok 15 Mart 2009 NASA’lıya iş yok Beyin göçü panelinde konuşan ve ABD Uzay ve Havacılık Dairesi’nde (NASA) astronotların sağlığı üzerinde çalışan Doç. Dr. Neva Çiftçioğlu, "370 gündür Türkiye’deyim. Bütün üniversiteleri, özel sektörü dolaştım. Çok büyük devlet büyüklerimize ulaştım ve iş bulamadım" dedi. GENÇ MÜSİAD’ın düzenlediği "Beyin Göçü" panelinde konuşan ABD Uzay ve Havacılık Dairesi NASA’da çalışan Doç. Dr. Neva Çiftçioğlu, babasının rahatsızlığı nedeniyle Türkiye’ye dönmek istediğini ancak iş bulamadığını söyledi. Doç. Çiftçioğlu, "370 gündür Türkiye’deyim ve 1 Nisan’da NASA’ya dönmek mecburiyetindeyim. 370 günde bütün üniversiteleri, özel sektörü dolaştım. Çok büyük devlet büyüklerimize ulaştım ve iş bulamadım" dedi. Dört gün önce Türkiye’nin en önemli devlet adamlarından birinin kapısını çaldığını anlatan Doç. Çiftçioğlu, şunları söyledi: Meslek şovenizmi "Patentlerimi, 200’ü aşkın bilimsel yayınımı anlattım. Ama, ’Bak evladım. Bir pırlanta bulursun, yüzük, kolye yaparsın. O pırlanta kaldırım taşı büyüklüğünde ise hiçbir yere sığmazsın. Sen geri dön’ yanıtını aldım. Büyüğümüzün elini öpüp odasından çıktım." Türkiye’nin teknolojisini oluşturacak grubun beyin göçüyle karşı karşıya olduğunu belirten Çiftçioğlu, "Benim konum kalp damar hastalıkları ve böbrek taşları. Ben astronotların sağlığıyla çalışan bir bilim insanıyım. Bir şeyler yapmaya geldim ama asıl beyin göçü şimdi gerçekleşecek" dedi. "Beyin göçü kanayan bir yaradır" diyen ve 1998’den beri NASA’da çalışan Doç. Çiftçioğlu, Türkiye’de meslek şovenizmi yapıldığını belirterek, "Ben bir biyolog olarak Tıp Fakültesi’nde doktora yapmanın acısını çok çektim. Burası benim alanım sen giremezsin dediler. Bu bir şovenizmdir" diye konuştu. Nobel Tıp Ödülü’ne aday olmuş NASA’da, bilim dünyasına adını duyuran Neva Çiftçioğlu, Hacettepe Üniversitesi Biyoloji Bölümü’nü bitirdikten sonra master ve doktorasını Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Klinik Mikrobiyoloji’de tamamladı. 1991’de doktora sonrası Finlandiya’da Kuopio Üniversitesi Biyoteknoloji Bölümü’nde eğitimini sürdürdü. Nanobakterilerin böbrek taşına sebep olduğunu bularak, Nobel Tıp Ödülü’ne aday gösterildi. Doç. Çiftçioğlu, ABD-Rusya ortak uzay araştırmalarında aktif görev yapıyor. Finlandiya’dan doçentlik alan Doç. Dr Çiftçioğlu, İskandinav bilim ödülüne de layık görüldü. Yeliz ÖZ / İSTANBUL- Faili Meçhuller...
Faili Meçhul olaylarin arkasinda.. Samimiyet araniyorsa sadece PKK dir arkadasim. zaten bunun dogrulugunuda kabul ediyorsunuz sayin politika´nin yazdiklarini okursaniz olay ortada herseyden önce Devletin bir terör savasinda böyle birseyi ihtiyac duymaz duymasi icin bir neden mi var.. Bugün uluslararasi teröre karsi ortak bir savas varken... Bir terör catismasinda yüzlerce terörist imha edilirken ve imha edilenler basina gösterilirken.. bunlari icinden bir tanesi mi saklanacak...- ARINÇ KİMDİR NEYİN NESİDİR?
İstiklal Marşı çıkışı Bülent Arınç özel toplantılara ve lig maçlarına İstiklal Marşı ile başlanmasını eleştirdi Türk Silahlı Kuvvetleri'ne yönelik sözleri siyaset gündemine bomba gibi düşen TBMM Eski Başkanı AKP Milletvekili Bülent Arınç bu kez özel toplantılara ve lig maçlarına İstiklal Marşı ile başlanmasını eleştirdi, bu '12 Eylül'den kalan bir alışkanlık' dedi.DHA- ÖĞRENCİDEN ERDOĞAN'A SUÇ DUYURUSU
Erdoğan'a bağırdı AKP'nin seçim otobüsü ile il stadına hareket ederken orta yaşlarda bir kadın, Erdoğan'a "Bir huzur ver, yettin artık" diye bağırdı. Bunun üzerine Erdoğan otobüsten inip kadın ile görüştü. Erdoğan daha sonra otobüse binerek giderken, kadının fotoğrafının çekilmesine sinirlenen partililer ve korumalar, gazetecileri tartaklarken, kadın da uzaklaştırıldı.DHA)- 'Oyum CHP'ye' ilanı
Nasil cözümü bulacagiz? Aponun maskesi altina mi girelim yoksa DTP etnik bir partinin altinda mi toplanalim... Söyleyin bir Türk olarak bir öneri verin.. Laik Türkiye Cumhuriyeti.. Vatandasina herseyi verdi.. veremeyen sadece vatandas.. demek oluyorki her vatandas hazmedememis.. Bakin hazmedenler Almanyada isyerlerinde 150.bin almana is veriyor..Türk olmanin gururuyla Yani bu Türkiye devleti nasil kurulmus, nasıl bir kurtulus savasindan gecmis, nereden nereye gelmisiz.. Bir bak bakalim 90.yilda yapilanlar ne kadar cok oldugu cikacak ortaya ama bizlerin bunlarla avunacak vakti yok.. Bu ülkede kimseyi denize dökecek Irkciligi bulamazsin.. kürtcü etnik partiyi icinde barindiracak kadar olgunlasmis.. Türkler iki inanc a sahiptir.. Aleviler ve Sunniler diye birileri bunu bile kullanmaya kalkiyor Alevi vatandas Sunni vatandas diye... bunu adi nedir.. Bunun adini koyun bir zahmet.- Ben de sık sık kopmalar yaşıyorum. Firefox'tan mı kaynaklanıyor acaba?
Ben her beş saniye´de kopuyorum kader iste - SUHEDANIN DOĞUM GÜNÜYMÜŞ:)
Önemli Bilgiler
Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.