Efendi Türkler

MINEU Arkadasimizin en büyük hayranlarindan biride benimde yazacak birsey bulamiyorum..

Katiliyorum görüs olarak da benim kesinlik le katilmam söz konusu olamaz.. issallah saglikli sekilde bulunurlar temennimizde budur. Mamak Cezaevi.. Mamak Cezaevi dir görüsü olmaz..

'Çok soğuk, üşüyorum!' Yazıcıoğlu'nun kendi sesinden duygulandıran sözler.. Kahramanmaraş'ın Göksun ilçesinde bindiği helikopteri düşen ve hala kendisine ulaşılamayan Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nun, Mamak Cezaevi'nde 15 yıl önce yazdığı 'Üşüyorum' şiiri dinleyenleri duygulandırdı. Kahramanmaraş'ta dağlık bir bölgede kendisiyle birlikte 6 kişiyle kaza geçiren Yazıcıoğlu, "Bir coşku var içimde bu gün kıpır kıpır, Uzak çok uzak bir yerleri özlüyorum." dizeleriyle şiirine başlıyor. Yazıcıoğlu'nun şiiri, "Ey sonsuzluğun sahibi, sana ulaşmak istiyorum Durun kapanmayın pencerelerim, Güneşimi kapatmayın, Beton çok soğuk, üşüyorum." dizeleriyle bitiyor. İşte Yazıcıoğlu'nun Mamak Cezaevi'ndeyken yazdığı ve okuduğu 'Üşüyorum' şiiri Bir coşku var içimde bu gün kıpır kıpır Uzak çok uzak bir yerleri özlüyorum Gözlerim parke parke taş duvarlarda Açılıyor hayal pencerelerim Hafif bir rüzgar gibi süzülüyorum Kekik kokulu koyaklardan aşarak Güvercinler ülkesinde dolaşıyor Bir çeşme başı arıyorum Yarpuzlar arasında kendimi bırakıp Mis gibi nane kokuları arasında Ruhumu dinlemek istiyorum Zikre dalmış her şey Güne gülümserken papatyalar Dualar gibi yükselir ümitlerim Güneşle kol kola kırlarda koşarak Siz peygamber çiçekleri toplarken Ben çeşme başında uzanmak istiyorum Huzur dolu içimde Ben sonsuzluğu düşünüyorum Ey sonsuzluğun sahibi, sana ulaşmak istiyorum Durun kapanmayın pencerelerim Güneşimi kapatmayın Beton çok soğuk, üşüyorum

Biraz tuhaf degil mi.. sonra neden ulasilmayan yere ulasimi zor diyoruz.. bence zor degil alt yapi yok ne yazikki ülkemizde alt yapi kavrami yok.. belkide alt yapi deyince tuvalet kanali aklimiza geliyor..

Yazıcıoğlu ve 5 kişiye hala ulaşılamadı Dün saat 15:00 sıralarında Göksun'da düşen helikopter, 3 bin kişi ve 11 helikopterle aranıyor... Kahramanmaraş'ın Çağlayancerit İlçesi'nde partisinin düzenlediği mitingin ardından Yozgat'ın Yerköy İlçesi'ndeki mitinge giderken helikopteri düşen Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ve 5 kişiyi arama çalışmalarından henüz sonuç alınamadı. Yazıcıoğlu ve yanındakilerin kurtarılması umutları giderek tükenirken, partililer bölgeye gelen İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın içinde bulunduğu cipin önünü otomobille keserek eylem yaptı. Dün olayın duyulmasından hemen sonra başlatılan ve sabaha karşı saat 04.00'da ara verilen arama kurtarma çalışmasına saat 05.30'da yeniden başlandı. Cep telefonu sinyali alınan Kaman Dağı'nda 5 ayrı noktada arama- tarama sürüyor. Arama ekipleri de donma tehlikesi geçirdi. Çağlayancerit'ten dün saat 14.42'de havalanan Muhsin Yazıcıoğlu ile yanındaki BBP Sivas İl Başkanı Erhan Üstündağ, Başkan Yardımcısı Yüksel Yancı, Sivas Belediye Meclisig üye adayı Murat Çetinkaya ile İHA muhabiri İsmail Güneş bulunduğu Kaptan Pilot Kaya İstektepe yönetimindeki Med Air'den kiraladığı TC-HEK tescil işaretli `Bell Long Ranger 206L-4' tipi helikopterle bir süre sonra irtibat kesildi. Saat 16.10'da helikopterde bulunan İHA muhabiri Güneş'in ajansın merkezini cep telefonuyla arayarak "Helikopterimiz düştü. Benden başka herkes öldü, ben de ölüyorum" dedikten sonra helikopter ile irtibat kesildi. Helikopterin Göksun İlçesi'nde dağlık kesime düştüğü belirlenince jandarma ve sağlık ekipleri ile gönüllüler arama kurtarma çalışmasına başladı. Göksun İlçesi'nin Kanlıkavak Beldesi'ne bağlı Hacıömer Köyü'nden başlayan arama kurtarma çalışmasını cep telefonundan alınan sinyallerin takibiyle Berit Dağı'nın Sisne Köyü'ne gece de Kurucaova Köyü ve Kaman Dağı eteğine kaydırıldı. Kar kalınlığının 2 metreye yaklaştığı bölgede Jandarma, Sivil Savunma, Orman Bölge Müdürlüğü, korucular, arama kurtarma ekipleri ile gönüllülerin oluşturduğu yaklaşık 1000 kişi, bölgeyi didik didik etti. Kar ve tipinin etkili olduğu, hava sıcaklığının sıfırın altında 15 dereceye kadar düştüğü bölgede, çığ tehlikesi altında sürdürülen arama kurtarma çalışması saat 04.00'e kadar büyük güçlükle sürdürüldü. 22 KİŞİ DONMA TEHLİKESİ ATLATTI Tüm çabalara karşın düşen helikopter ve içindekilerin izine rastlanamazken, arama kurtarma çalışmalarında kısa süre ara verildi. Bu sırada ulaşımın güçlükle yapıldığı bölgeye sevk edilen 2 dozer, sinyallerin yoğun olarak alındığı Kurucaova Köyü ile Kaman Dağı arasında yol açma çalışması yaptı. Bu sırada arama kurtarma ekiplerinde yer alan bir grubun Delikkaya Mevkii'nde donma tehlikesi geçirdiği haberi ulaştı. Gönüllü köylüler olduğu belirtilen 22 kişi bölgeye sevk edilen diğer ekipler tarafından sabah karşı saat 06.00 sıralarında bulunup kurtarıldı. Bu gruptakilerden dizlerine kadar donan 5 köylü dağdan indirilip ambulansla Göksun Devlet Hastanesi'ne götürülerek tedaviye alındı. BAKAN PROTESTO EDİLDİ Bu sırada Göksun Jandarma Komutanlığı'nda değerlendirme yapan İçişleri Bakanı Beşir Atalay ile Emniyet Genel Müdürü Oğuz Kağan Köksal da sabah aynı saatlerde Kurucaova Köyü'ne geldi. Saatler geçmesine karşın düşen helikoptere ve Genel Başkanları Muhsin Yazıcıoğlu ile içindeki partililere ulaşılamamasına tepki gösteren bir grup BBP'li, Bakan Atalay'ın bulunduğu cipin önü kesip, tepki gösterdi. `Başbuğ Muhsin bulunsun', `Hepimizin Muhsin'in askerleriyiz', `Vur de vuralım, öl de ölelim', `Muhsin nerede hesap verin' sloganları atan öfkeli BBP'liler eylem yaptı. Bakan Atalay'ın bindiği Kahramanmaraş Valiliği'ne ait cip kalabalığı yarmaya çalışırken başka bir otomobil de cipin önüne kesti. Bunun üzerine sivil polis, jandarma ve korucular ile partililer arasında sert tartışmalar oldu. Çıkan arbedede 1 kişi bayıldı. Muhsin Yazıcıoğlu'nun ağabeyi Yusuf Yazıcıoğlu araya girerek partilileri yatıştırdı. Bunun üzerine yol açıldı, Bakan da arama kurtarma çalışmalarını takip etmek için Göksun İlçesi'ne döndü. 05.30'DA TEKRAR BAŞLADI Saat 04.00 sıralarında arama kurtarma çalışmalarına ara veren ekipler de günün ilk ışıklarıyla birlikte saat 05.30 sıralarında tekrar arama kurtarma çalışmasına başlatıldı. Ekipler, gece dozer tarafından açılan yoldan Kaman Dağı'na doğru hareket etti. Özel harekat polisleri, korucular, jandarma, AKUT'un Gaziantep birimi ile bazı partililer de Kurucaova Köyü'nden cep telefonu sinyallerinin güçlü bir şekilde alındığı Kaman Dağı'na doğru arama çalışmalarını sürdürdü. Kar yağışı ile birlikte sisin hakim olduğu Kaman Dağı'nda 5 ayrı nokta arama tarama çalışması yoğunlaştırıldı. İçişleri Bakanı Beşir Atalay, 7'si Emniyet Genel Müdürlüğü'ne, 4'ü de Genelkurmay Başkanlığı'ndan görevlendirilen 11 helikopterin havadan arama kurtarma çalışmasına sabahın ilk ışıklarıyla birlikte başladığını söyledi. Göksun'da arama- kurtarma çalışmalarına karadan da asker sivil yaklaşık 3 bin kişinin katıldığı belirtildi.

Sakli kent

Hangi cözüm? Ülkenin bölünememesi mi? yoksa milletin bölünememesi.. Neden bahsettiklerimizin farkindamiyiz son zamanlarda neyin hevesi bunlar sorunlarin mi ülkemizin sorunlari mi..

Bu dönem.. Türk-Kürt catismasini baslatmayi planlayanlar..Irak´taki kargasa, Kuzey Irak´taki durumdan, faydalanarak bugün hevesleri kursaklarina kadar gelmistir.. Bunu hissetmemek olmaz.. Tabiki bu kursaklara büyük Türkiye´günü geldiginde cevabi büyük olacaktir.. bundan kimsenin sıkıntisi yok.. büyük Türkiyenin ellerini kim bagliyabilir.. dagdaki posetler mi.. yoksa baglayacak olan arkasindaki emperyaller mi.. Türkiye´yi bölmek icin en çok emperyallerden daha cok caba gösterenler, icimizdeki vatan hainleri sunun bilincinde olmak zorunda bir gün vaktiyle oldugu gibi- pısıp sinecek gene bizlere siginacaksiniz.. Emperyalistlerle hep aynı yerde duran isbirlikci bölücüler... Bunu unutmayin.

ONE FINE DAY - EMILY

Hayatında bir kez işsiz kalmayan insan Mehmet Altan işsiz günleri için şöyle diyor: “İşsiz kalmanın ne kadar yakıcı bir şey olduğunu bilirim... İnsanın kendi kendisini ezmesine yol açacak kadar çileli ve zor... İşsiz kalan insan hiçbir harcama yapamaz ve yaşayamaz...” Habertürk Gazetesi’nin orta sayfasında ünlülerin işsizlik günlerinin anılarını içeren bir röportaj var... Ercan Karakaş “İkizleri olduğu gün oğlum işsiz kaldı, askere gitmek zorunda kaldı” diyor; “İşsiz kalan kişi kendisini değersiz hissetmeye başlar... Ailesine karşı sorumluluklarını yerine getiremez... Çok yıkıcı bir şey...” diye ekliyor... Gülgün Feyman, “İşsizliğin yarattığı psikilojik tahribat yüzünden evliler boşanıyor” diyor... *** İşsiz misiniz şu anda, ya da hiç işsiz kaldınız mı?.. Bir gelirin olmamasının çaresizliği, insan ruhunu nasıl berbat etkiler bilir misiniz?.. Parasızlığın ötesinde ne olacağım duygusunun endişe verici bekleyişi nasıl bir çaresizliktir düşündünüz mü?.. Bunları da geçtim, “işe yaramama ya da ihtiyaç duyulmama” bir insanda nasıl psikilojik tahribat yaratır farkında mısınız?.. Bu ülke sanki “sanal” bir ülkedir... *** Sanki bu ülkede üç milyondan fazla insan, işe yaramama, ihtiyaç duyulmama, endişe verici çaresizliklerin girdaplarında sürüklenmemektedir?... Sanki böylesi yıkıcı bir tatminsizlik, böylesi endişe verici bir mutsuzluk, böylesi geleceği göremeyen bir umutsuzluk hali mevcut değildir bu insanlarda?.. Politikalar bu kadar mı duyarsız yapılır?.. Tuzu kurular bu kadar mı vurdumduymaz olur?.. *** Psikilojisi bozulmuş, nereden para geleceğini bilmeyen, kendisini işe yaramaz hisseden, ve endişe içinde bekleyen üç milyondan fazla işsizin olduğu ülke, ne darbelerden ne de İran’lı ve Malezya’lı modellerden kurtulamaz... İrticacı örgütler, tarikatlar, şeyhler yakalansa da Ergenekon örgütleri ya da darbe tezgâhları ayyuka çıksa da, bu ülkenin bütün savcıları, mahkemeleri harekete geçse de, bu bataklık bu haliyle kurumaz... Ne acı ki, meydanlar üç milyonu aşkın işsize nasıl iş bulunacağının önerileriyle yankılanmıyor... Oysa yankılanmalı... Eğer yankılanmazsa, başka şeyler yankılanacak çünkü...Reha Muhtar

PKK bir süredir niye suskun? 'Türkiye PKK konusunda en şanslı dönemlerinden birinde' Uzun zamandır eylemde bulunmayan ve silah bırakmaya hazırlanan PKK'nın son durumunu ve Ortadoğu'daki gelişmeleri Bugün Gazetesi'ne değerlendiren Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK) Başkanı Sedat Laçiner, Türkiye'nin PKK konusunda en şanslı dönemlerinden birine girdiğini söyledi. 2007 yılından itibaren ABD'nin tutumunda bir değişim olduğunu ve Obama'nın Türkiye ile bundan sonraki politikasında PKK'nın olmadığını belirten Laçiner, "Bölgede PKK'ya dayalı bir politika izleyebilecek hiçbir komşu devlet yok. Barzani ve Talabani'nin de Araplarla ilişkileri bozuldu. Amerika'nın eski koruyuculuğu kalmadı. Bir anlamda Barzani ve Talabani'nin bundan sonraki dönemde ayakta kalabilmeleri Türkiye'nin korumasına bağlı. Türkiye'nin koruması olmadığı müddetçe ayakta kalmaları zor görünüyor. Şu anda onlar da PKK'ya karşı vaziyetteler" değerlendirmesinde bulundu. ASIL ENDİŞE DERİN PKK Dağdaki PKK varlığından daha çok derin PKK için endişe duyulması gerektiğini ifade eden Laçiner, bu grupların PKK varlığının sona ermesini istemediğini dile getirdi. PKK ile Ergenekon'un doğrudan bağlantısı olduğunu vurgulayan Laçiner şunları söyledi: "Eylem yaptıracak, süreci çalıştıracak kişilerin pek çoğu şu anda içeride veya Ergenekon davası nedeniyle sindi. PKK içinde Öcalan'ın da hükmedemediği gruplar var. Bir tanesi Ergenekon bağlantılı Derin PKK. Onun dışında başka ülkelerle bağlantılı olanlar var. Mesela Davos olayından sonra Türkiye'yi cezalandırmak isteyenler PKK sürecinin bu şekilde bitmesini arzu etmeyebilirler. Dağlıca baskını, Aktütün baskını gibi şok baskınlar, buna benzer karakol baskını olur da 10-20 şehit verirsek bu durumda bu süreç baltalanmış olur. Ya da Ankara ve İstanbul'da özellikle askere dönük saldırı da bu süreci baltalar." BÜROKRATLARIN ZİHNİYETİ Laçiner, PKK'nın bu tür saldırıları tek başına gerçekleştiremeyeceğini ancak Ergenekon gibi örgütlenmelerin terör örgütünün işini kolaylaştırarak saldırıları hayata geçirdiğini öne sürdü. Ankara'da 2007 yılında Sıhhiye çok katlı otoparkında bulunan patlayıcı yüklü dolmuşun da böyle bir organizasyon olduğunu belirten Laçiner, Ergenekon içeride olsa da, aynı zihniyette halen devletin içinde bürokratlar olduğunu, bu kişilerin PKK'nın bitmesini istemeyerek bu isteklerini eyleme dökebileceklerini aktardı. YASA DAHA DA GÜÇLENSiN PKK'nın silah bırakması için genel bir af çıkarılması yönündeki istekleri de değerlendiren Laçiner şu ifadeleri kullandı: "Mevcut yasalar içinde silahlı eyleme karışmayanlar için bir pişmanlık yasası var. Bu mekanizmalar biraz daha güçlendirilebilir. Kişinin itirafından sonra zarar görmesini engelleyecek korumalar, maddi destekler sağlanabilir. Küçük ama etkili olan çatışmalara karışmış grup var. Onların affedilmesi oldukça güç. Silahları ABD'ye teslim etmeleri yönünde bir tutum var. Bu kamuoyunu tatmin etmez. Silahların Türkiye'ye teslim edilmesi gereklidir. Türkiye'nin bu sürecin kontrolünü tamamen elinde tutması lazım. Dağda kimlerin olduğunu, isimleri ile aileleri ile bütün bilgileri elimizde. Hepsinin teslim olması lazım." ABDULLAH ÖCALAN'IN ROL TALEBİ Bugün gelinen noktada Türkiye'nin durumu fırsat olarak gördüğünü belirten Laçiner, Abdullah Öcalan ile de görüşmeler yapıldığını ifade etti. Laçiner, Öcalan'ın da PKK'nın tasfiyesinde bir rol oynamak istediğini belirtti. Görüşmelerde Öcalan'ın "Üzerime düşeni yapmaya hazırım. Ama silahlarını bırakma karşılığında ceza almasınlar" isteğinde bulunduğunu dile getirdi. TÜRKİYE'NİN SİYASETİ Türkiye'nin bir süredir PKK konusunda atılması gereken adımları atmaya başladığına dikkat çeken Laçiner, "PKK'nın oksijeninin kesilmesi ilk adımdı. Dış ülkeler nezdinde, Barzani ve Talabani nezdinde PKK'nın yalnız bırakılması gerekiyordu. Bu hedefe büyük oranda ulaşıldı. Türkiye içerisinde PKK'ın izole edilmesi ikinci önemli husustu. Şu anda bunun üzerinde çalışılıyor. DTP'nin oylarındaki azalma, istihdam ve eğitim alanlarına yatırımların artması paketin parçaları. Silahlı mücadele kısmında da yapılması gerekenler var" dedi. (Bugün)