Efendi Türkler

Bugün ben; bütün gün klimanın altında oturma teklifi aldim Aldigim yer Ankara.

Psikopatların beyin yapısı farklı Terör Cinayet, ırza geçme ve benzeri gibi, ağır suçları işleyen psikopatların beyin yapılarının biyolojik olarak, diğer insanlarınkinden farklı olduğu belirlendi. Britanyalı bilimcilerin çalışmaları sonucunda, bu kişilerin beyinlerinin duygularla ilgili bölümüyle (amygdala), dürtüleri ve karar almayı yöneten bölümü (orbitofrontal cortex) arasındaki "bağlantıların" hatalı olduğu belirlendi. Bu iki bölümün psikopatlarda farklı olduğu biliniyordu ancak aralarındaki bağlantının "hasarlı olduğu" ilk kez ortaya kondu. Bu da, (DT-MRI) adı verilen yeni bir tarama yöntemi sayesinde mümkün oldu. Cinayet, seri ırza geçme, boğma gibi ağır suçları işleyen kişiler üzerinde yapılan araştırmalar, iki önemli beyin bölümünü birbirine bağlayan yollarda "çukurlar olduğunu," psikopat olmayanlarda ise "bu yolların" iyi durumda olduğunu ortaya koydu. Çalışmaya ilişkin makale, Molecular Psychiatry adlı bilimsel dergide yayımlandı. Londra'daki King's College Hastanesi Psikiyatri Enstitüsünden Dr. Michael Craig, yeni bulgunun, psikopatların tedavisinde yeni olanaklar sunacağını, ayrıca doktorların, araştırmacıların ve adalet sistemi mensuplarının yaklaşımlarında köklü değişimler sağlayabileceğini ifade etti. Craig Reuters'a yaptığı açıklamada, "beynin iki bölümü arasındaki bağlantının, psikopatlarda, diğer insanlar kadar iyi olmadığını belirledik. Bunu, iki bölge arasında uzanan bir yola benzetirsek, bu kişilerde yol çukurlu, iyi korunmamış durumda" dedi. Craig, çalışmaları sırasında 9 psikopat ve 9 da normal kişinin beyinlerini taradıklarını, bu sayıların az olduğunu, daha geniş bir taramalarla ve yeni çalışmalarla bu bulguların geliştirilmesinin gerektiğini de kaydetti. Yaptıkları çalışmanın, beynin iki kısmı arasındaki bağlantıların nasıl, ne zaman ve neden tahrip olduğunu ortaya koymadığını da kaydeden Craig, "şimdi en ilginç soru, bu çukurların doğuştan mı geldiğinin, sonradan mı oluştuğu, veya belirli bir şeyin mi buna yol açtığı" diye konuştu.

Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun. Üzücü olan kalp krizinden gitmeleri insanlarin en güzel dönemlerinden biri olan bir yasta; yani gencligin tekrar soluk alip verme yasinda hayata tekrar kosmaya basliyacaklari dönemde kalp krizi gecirmeleri üzücü.. Allah rahmet eylesin.

Kılıç'tan 'Deniz Feneri' iddiası CHP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Üyesi Ali Kılıç, Deniz Feneri e.V soruşturmasına ilişkin çeşitli iddialarda bulundu. CHP MYK üyesi Ali Kılıç, Deniz Feneri e.V ile ilgili yeni bir iddiayı gündeme getirdi. Kılıç, Almanya’daki Deniz Feneri e.V davasıyla ilgili soruşturmayı yürüten Frankfurt Emniyet Müdürlüğü tarafından hazırlanan “bir hazırlık dosyası” bulunduğunu öne sürerek, burada yer aldığını ifade ettiği bazı iddiaları aktardı. “Soruşturmayı yürüten Frankfurt Emniyet Müdürlüğü tarafından hazırlanan Deniz Feneri dosyasında sanık ve şüpheliler sıralanırken Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın adı da bu kişiler arasında yer aldı” iddiasında bulunan Kılıç, burada “Erdoğan’ın kişisel geçmişine ilişkin bilgiler olduğunu” öne sürdü. Erdoğan’a sorular “Bir ülke düşünün ki Başbakanı, yüzyılın soygun hareketi olarak nitelenen ve esas amacı, Alman yargısı tarafından siyaset, tarikat ve ticaret olarak açıklanan Deniz Feneri gibi utanmazca bir soygun düzeninin dosyasında adı geçsin” diyen Kılıç, Erdoğan’a “Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nın, Almanya’da ’yüzyılın soygunu’ olarak kabul edilen yolsuzluk dosyasında adının geçmesi, her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşını derinden üzmektedir. Hükümet, bu konuda herhangi bir girişimde bulunmayı düşünür mü? Türkiye’de, Deniz Feneri davasıyla ilgili olarak bir gizlilik kararı alınmıştı. Acaba bu kararın arkasında, Sayın Başbakan’ın adının bu dosyada yer alması yatıyor mu?” diye sordu. Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Kılıç, “Bir numara Başbakan Erdoğan mı?” sorusuna, “Ben bir numara demiyorum. Ama dosyadaki şemaya baktığınızda, en tepede Başbakan bulunuyor” dedi. Kılıç, “Dosyada, Türkiye’deki yapılanmaya ilişkin bir şema mı var? Eğer şema varsa Başbakan bir numarada mı görünüyor?” sorusuna da, “Hayır, öyle bir şema yok. Ben öyle bir şey demiyorum” yanıtını verdi. Kılıç, “Dosyada toplam 21 kişi var. Almanya 19 kişiyle ilgili adli yardım talebinde bulundu. İlk gelen adli yardım talebinde, Başbakan Erdoğan’ın adı var mı yok mu?” diye konuştu. Bir gazetecinin, “Deniz Feneri Dosyasında Başbakan’ın kişisel ve siyasal tarihine ilişkin bilgilerin dışında, yöneltilen bir suçlama var mı?” sorusuna, “Başbakan’a yöneltilen direk bir suçlama olmadığı” yanıtını veren Kılıç, “Yüzyılın soygun hareketi olarak ifade edilen bir davanın içerisinde, yoldan geçen birinin adı mı konuşuluyor? Neden Ali Kılıç’ın adı yok? Neden bir başkasının adı yok da, özellikle Sayın Başbakan’a 6 sayfa yer ayrılıyor?” dedi. VATAN’IN NOTU: Denİz Feneri e.V davasının temelini; Kriminal Başkomiser Alexander Böhm tarafından hazırlanan, 2 klasör ve 791 sayfadan oluşan araştırma dosyası oluşturuyor. Haziran 2008’de tamamlanan raporun resmi adı belgede “Frankfurt (Main) Eyalet Mahkemesi Araştırması” olarak belirtiliyor. Böhm’ün raporu incelendiğinde konunun akademik araştırma gibi yazıldığı hemen dikkat çekiyor. Böhm önce Almanya’da yaşayan müslüman Türkler’den bahsediyor. Müslümanlıkta özellikle fitre ve zakatın önemine dikkat çekiyor. Daha sonra ise Almanya’daki müslüman Türklerin örgütlenmeleri anlatıyor. Örgütlere, müslüman Türkler tarafından fitre ve zekatların verildiği belirtiliyor. Bu örgütlenmede ise Milli Görüş’ün önemine dikkat çekiliyor. Bu noktada Necmettin Erbakan’dan başlayarak Milli Görüş anlatılıyor. Daha sonra ise Erdoğan’ın, Erbakan’ın öğrencisi olduğunu belirtilerek Erdoğan’ın Erbakan’dan ayrılarak AKP’yi kurduğuna dikkat çekiliyor. Başbakan Erdoğan ile ilgili çok kapsamlı bir sunum yapılıyor. Bu raporun hazırlanmasında Wikipedia’dan alıntılar yapıldığı da belirtiliyor.

68 günlük hasret bitiyor 6 Ağustos 2009 30 Mayıs'ta sona eren Süper Lig maçları yeniden başlıyor. Futbolda 68 günlük lig hasreti bitiyor. Süper Lig'de 2009-2010 sezonu bugün yapılacak İstanbul Büyükşehir Belediyespor-Beşiktaş maçıyla başlayacak. 16 Mayıs 2010 tarihinde sona erecek sezona girerken 18 takımın yaptığı transferler ve yeni teknik direktörleri ise şöyle:

Türkiye´nin milli menfaatlerini savunmak artik neredeyse bir suctur demek istiyorlar? savunmayacaksin tavizkar olacaksin kim ne istiyorsa vereceksin ANAMIZIDA ISTERLERSE VERECEGIZ yada alip bu diyarlardan gidecegiz bu budur Irakda vermediler ne oldu Afganistanda vermediler ne oldu.. birilerinin analarinin dokunulmazligi var ki onlari ziplayip gececekler.. Milletlerarasi meseleler ancak dengeli tavizlerle, karsilikli adimlarla cözüldügünü bilmezler bu adimida kimlerin attirdigini bilmezler.. Bilirler Tek tarafli taviz vermek ancak kaybettiginiz bir savastan sonra olur. Savaşın galipleri maglup tarafa şu şöyle olacak, bu böyle olacak diye koşullarini koyarlar ve siz de mecburen gücünüz kalmamiş, takatiniz kalmamiş, mukavemet edemiyorsunuz, bunlari imzalarsiniz.. Bilirler? Türkiye’nin arkasinda, 700 yillik bir tarih var.. Biz tarih boyunca ülkenin cikarlarini korumaya özen göstermişsizdir.. Bazi savaşlari kaybetmişiz, bazi tavizleri savas sonunda vermek zorunda kalmisiz ama bunun disinda özellikle cumhuriyet döneminde hic böyle bir örnek yok?. Cumhuriyet döneminde tek tarafli taviz vererek baskilardan kurtulmak politikasina hic gitmemisizdir.,, Bütün sıkinti burdan kaynaklaniyor.. varsa yoksa TSK silahı bıraksın, otursun oyun hamuru oynasın Sayin Taylan Abi' nin yazdigi gibi.

Ama karşılıklı olarak içden pazarlıklı düşmanlığımızdan vaz geçmek zorundayız. Kendı şahsin adina boyle bir yorum yapiyorsan olmamis... ama diyorsan Türkiye adina yapiyorum bunu kimse kabul etmez. Arkadasim..böyle bir üslüp yok.

Özgün - Zilli http://www.youtube.com/watch?v=jBPiRQYd3oc http://www.youtube.com/watch?v=jBPiRQYd3oc

Sayin Aries Ellerine saglik hepsi birbirinden güzel devamini diliyorum

Şimdi söyle basliyalim istersen biraz daha özenli olsun..Ege denizinde Yunanistan nasil ve ne sekil hakkini kullanmalidir hangi mil üzerinden kullanmalidir onu bir bilelim? sence nasil bir hakki vardir öyle ya biraz detay koyalim koyalim ki konuya gecelim. Biraz aciklik getireyim isterseniz! Deniz Hukuku sözlesmesi ülkelerin karasularının ilke olarak 12 mile kadar genisletme hakki taninmis. Ege Denizi çok özelligi olan bir deniz. Ege Denizinde 3 bin civarinda ada var. Bu adaların cok büyük bir kismi Yunanistan´a ait.. Evet buyrun burda ülkemize ne hak taniyorsun? Biz tarih boyunca ülkenin cikarlarini korumaya özen göstermis bir ülke olarak.

Emrivakilere basvuran yunanistanla mi? kâr yapicagiz.. hangi siyasi vede ekonomi müzakereden yana oldu simdiye kadar yunanistan? Böyle bilginiz var mi? bizim bilmedigimiz.

Katsayı dezavantajından baska neler yok ki? Basbakan ne diyor adaletsizligi ortadan kaldirdik bu kaldirmak degil simdiye kadar yapilan adaletsizliklerini örtmek icin yapilmistir.. Bunlar degil mi basa geldiklerinden beri, Ülkemizde yapilan kamu atamalarinin hemen hemen hepsinde, atamalarin en az yarisina yakini imam.hatip mezunu yada yandaslarini?.. atayanlar bunlar degil mi? Ülkemizde bir cok camide cemaati kildiracak hoca bulunumazken imamlar icin bir yigin bos kadro bulunmakta iken yapilan bu atamalar, kamu atamalari hangi adalete dayaniyor? hemde sifir puanla? Sözüm ona Össde 1. olup da katsayı sebebiyle 1. olduğu halde istediği yere gidemeyenler varmis? hadi canim kpss´de 90 puanla bir matematik ögretmeni atanamazken 37 puanla imamlar istedikleri yere atandiklarini biliyor bu ülkenin cocuklari..

İmam hatip adaletsizliği Bunlar imam ama, aynı zamanda hatip... Ağızları iyi laf yapıyor. * Diyorlar ki mesela: "İmam hatip liselerini mağdur eden katsayı engelini kaldırdık, adaletsizlik sona erdi, artık bütün çocuklarımız eğitimde eşit fırsata sahip." * Kulağa hoş geliyor... Mağduriyet. Engel. Adalet. Eşitlik. * Sunta kafalılar da, papağan gibi tekrar ediyor, "Yaşasın adalet" filan... * Öyle mi acaba? Yoksa... Asıl şimdi mi adaletsizlik oldu? * İmam hatip veya meslek lisesi yerine düz liseye giden çocuk, "risk" alıyor... Üniversiteyi kazandı kazandı... Kazanamadı, "mesleksiz lise mezunu" olarak kalakalıyor... İş bulamıyor... Dolayısıyla, bu aldığı "risk"in bir ödülü vardı... Katsayı avantajı. * Meslek lisesini tercih eden çocuk, düz liseye gidenlerin aldığı "risk"i almıyor... Çünkü, üniversiteyi kazandı kazandı... Kazanamadı, mesleği var. Haliyle, iş bulma şansı da var. * İmam hatibi tercih eden çocuk? * Hem düz liseye gidenlerin göze aldığı "risk"i almıyor, hem de, meslek lisesine gidenlere göre daha şanslı... Çünkü, kazandı kazandı; kazanamadı imam olarak, hem de devlet güvencesiyle işe başlıyor... Dolayısıyla almaya korktuğu riskin bir ceremesi vardı... Katsayı dezavantajı. * Dinimizi iktidarlarına alet edenler, işte bu günahı işledi... Katsayıları eşitledi... Risk almayan çocukları ödüllendirerek, risk alma cesaretini gösteren çocukları cezalandırdı, haklarını yedi. * YÖK Başkanı'na, YÖK Başkanı oldu diye motosiklet almıştı eşi... Başbakan da, karne hediyesi olarak bisiklet alsın artık YÖK Başkanı'na... Hak etti çünkü. Yılmaz ÖZDİL

Tan Yildizlarda Kayar Video Klip 2008 Orjinal - İLK KEZ http://www.youtube.com/watch?v=jcoI7H2DkNA http://www.youtube.com/watch?v=jcoI7H2DkNA