Efendi Türkler

Biz burada kapılar açık yatarız Biz burada kapılar açık yatarız Böyle diyor Mardinli Hacı Salih... "Bırak o çantayı bırak, korkma... Bırak çantanı sokağın ortasına, git akşama da geri gel al, kimse dokunmaz. Burası İstanbul gibi değildir, gözün arkada kalmasın..." 70 yaşındaki Hacı Salih kuşaklar boyu Mardin'de yaşayan bir aileden. Onunla geçtiğimiz hafta bir toplantı için gittiğimiz Mardin'de tanıştık. Vakit kısa, işler çoktu. Ama olsun, o dar vakitte bize Mardin'i pek güzel anlattı. O anlattı biz dinledik. Siz de bu efsunlu kenti özel fotoğrafları ile Salih Amca'dan dinlemek isterseniz aşağıdan devam edin... "Buraya bir gelen ağlar, bir giden ağlar. Gelen 'ben nereye düştüm' diye ağlar, giden 'burası bırakılır mı' diye ağlar... Şu Mardin'in dağlarını görüyorsun ya, burada terörist hiç olmadı yeğenim. Biz taş gibi durduk, kaya gibi durduk. Hiç yumuşamadık. Aramıza giremediler... Bir tane terörist görelim dağda gider elimizle tutar getiririz... Bu Mardin'de hiç olay olmaz. Dedim ya, bırak çantanı buraya, akşam da gel al, kimse dokunmaz. Bizim kadınlarımız kızlarımız dirseklerine kadar bilezikle gezerler... Buralar sizin İstanbul'a benzemez. Hani çanta filan alıp kaçıyorlar orada, burada ben vallaha daha böyle birşey görmedim. Benim evim dağın yamacında, tepeden ovayı görür. Bizim kapılarımız filan hep açıktır, kitlemeyiz öyle sizin gibi. Kapılar açık yatarız burda. Kimse kimsenin malına yan gözle bakmaz. br Bir köyde olay oluyor, televizyonlar hemen Mardin diyor, bizi yanlış tanıtıyor. Bazı köylerde olabilir ama onlar buraya çok uzak. Bizim Mardin'den daha güvenli bir yer bulamazsın. Gece çıkarsın tabii dışarı ne olacak? Korkma git istediğin saatte gez dolaş. Burası Mardindir, arkana bakma... Benim kızlarım da İstanbul'da oturuyor ama ben orada korkuyorum. Burası memleketimiz, herkes birbirini tanır. Hiç kötü adam çıkmaz bizden... Sokakları gez dolaş. Çal bi evin kapısını, gir içeri yemeğini ye kahveni iç. Böyledir bizim Mardin. Bak ben sana söyleyeyim, en çok ne olur biliyor musun, gece yarısı polis seni yolda görürse gelir yanına 'nereye hemşerim' diye bir sorar. Soracak tabii, işi bu. Araban yok da yolda kaldıysan seni kendi arabasıyla gideceğin yere kadar bırakıverir. Bak biz burada koyun yoğurdu yeriz. 3 kilosu 5 lira 5... Tabak tabak yeriz. Sen de ye. Sabah çayla ye, öğlen ye, akşam ye, gece ye. Aman yoğurt yememezlik etme. Vallahi ne bileyim nasıl bulacaksın İstanbul'da... Ama istersen ben sana göndereyim burdan... Et yiyin et. Sizin İstanbul'da çok pahalı ama. Biz burada kilo kilo alırız eti, ucuzdur buralarda. Siz sabah zeytin-peynir yersiniz ya, ben et yerim, kuzu butu yerim, et suyu içerim. Et ağır mı geldi? Alırsın bir limon, sıkarsın suyunu bi dikişte içersin. Bitti gitti... Limon kovalar o yağları... Kalan limonu da saçına süreceksin. Bak 70 yaşındayım saçlar pırıl pırıl. Seninkiler dökülmeye başlamış bile... Çocuğun iştahsızsa ne yapacaksın biliyor musun? Patates var ya patates. İşte o çok faydalıdır. Et suyunda kaynatacaksın. Ondan sonra çıkarıp çocuğuna yedireceksin. Buranın zenginleri hep İstanbul'a Ankara'ya göçtü. En zengin biziz artık. Bir emekli maaşım var bir de muavinlik yapıyorum, yeter bana. Etin yoğurdun sebzenin en iyisini ben yiyiyorum, İstanbul'da zengin olsan ne yazar. Hiç tadı tuzu yok orada yemeğin... Yok çekme fotoğrafımı boşver, ne yapacaksın çekip de... Burada eskiden çok Süryani vardı. Ama onlar da göçtü. Son zamanlarda yavaş yavaş gelmeye başladılar yine. 3 bin civarında nüfusları var. Burada kuyum işini Süryaniler yapar. Sabır işidir altın-gümüş işi, öyle herkes yapamaz, ustaları yapar. Mutlaka al bu gümüş işlerinden. Başka yerde bulamazsın bunları. Son zamanlarda kiraz ekmeye başladı bütün Mardin. Ama çok güzel olur bizim kirazımız, bir kere ye de gör. Her yer kiraz ağacı dolu... Üzümümüz de güzeldir. Bağların hepsi dolu dolu. Hele bir armut var ki burada... Daha tatlısını yememişindir. Ne eksen çıkar bu topraklarda, çok verimlidir buralar... Devletin bu bölgelere fabrika yapması lazım fabrika. O zaman kimse dağa çıkmaz. İşi olan adamın dağla işi olmaz. Devlet burda evler yaptı. Evi olmayana veriyorlar. Çok ucuz paralarla. Ama fabrika da lazım, bak mutlaka yaz bunu. Adam sabah işe gidecek akşam gelecek, emekliliğini düşünecek, çoluğunu çocuğunu düşünecek, o zaman ne dağ kalır ne terör. Mardin'i kötü tanıtmayın, bak burası çok güzel bir şehirdir. Biz burada hep beraber güzel güzel yaşarız. Gelin camilerimizi, evlerimizi, medreselerimizi, sokaklarımızı görün, suyumuzdan için... Buranın yemekleri çok güzeldir. Kaburga dolması var, saç kavurma var, etli ekmek var, içli köfte var... Ama ayranını da iç mutlaka. Hası koyun yoğurdundan olur. Gelmişken badem şekeri almadan kuruyemiş almadan gitme. Meşhurdur burda. Bak bir de bizim sabunlarımız var, doğal. Badem kokar badem. Onunla yıka saçlarını... Yok biz ciğer yemeyiz sabahları. Onu Diyarbakır'da yerler. Ama burada da çok güzel lokantalar var. Git bi paça iç, bi et suyu iç sabahına. İstersen kaymak ye, bir parmak kalınlığı olur burda kaymağın, üzerine bal döktün müydü tamamdır... Allah size uzun ömürler versin, güle güle gidin memleketinize. Bir daha geldiğinde haber ver ama. Sana güzel bir yemek yedireyim. Olmadı böyle, çok az kaldınız Mardinimizde... Hacı Salih'in anlattıkları böyle... Sözler şimdilik bitti ama siz biraz daha fotoğraf görmek isterseniz buradan devam edin...

15.44 | 17.7.2009 "Atatürk kalksa bunların hepsini mezara gömer" Erdoğan Konya'da muhalefete böyle çıkıştı. Tayyip Erdoğan belediye başkanı olduğunda İstanbul'un borcunu bitirdi. Bahçeli, senin partin İstanbul'da yüzde kaç oy alıyor? İstanbullu hizmet alıyor, onlarla kucaklaşan bir parti var. İpleri atmakla bir yere varamazsın. Dürüst olalım, gerçekçi olalım. Dürüst olanı alkışlamak da partilere oy kazandırır. Konya^da ilk ray kaynağını yaptık. AK Parti dışındakilerden bir teşekkür duyun. 40 yıldır Türkiye'de bir metre ray döşenmemiş. Biz geldik, biz döşüyoruz. "Atatürkçüyüz" diyorlar. Atatürk kalksa bunların hepsini mezara gömer. İftira atmakla bir yere varamazsınız! Biz dertliyiz. Biz derdi olan bir partiyiz. Durmadan hizmet yolunda yolumuza devam edecağiz. Durmak yok yola devam diyoruz. Bu yolda gece gündüz demeden yürüyeceğiz diyoruz."

Komandonun kahreden ölümü yolda yürürken madde bağımlıları tarafından bıçakla öldürüldü. Zafer KARAKOC İstanbul DHA Tunceli'de askerliğini jandarma komando olarak yaparken, İstanbul'a ev iznine gelen Zekeriya Aydın (21), yolda yürürken madde bağımlıları tarafından bıçakla öldürüldü. Boynundan yaralandıktan sonra hastanede hayatını kaybeden Aydın'ın cenazesi toprağa verilmek üzere Adana'ya gönderildi. Edinilen bilgiye göre olay Esenyurt Merkez Mahallesi Recep Tayyip Erdoğan Parkı' çıkışında saat 00.30 sularında gerçekleşti. Tunceli'de askerliğini Jandarma komando olarak yapan Zekeriya Aydın teskeresine 4 ay kala iznini alarak, ailesini görmek üzere İstanbul'a geldi. Arkadaşları ve kuzenleriyle birlikte askerlik stresini atmak için yürüyüşe çıkan Zekeriya Aydın, yoldan geçen madde bağımlılarıyla tartıştı. Kavgaya dönüşen tartışmada vücuduna isabet eden bıçak darbesiyle ağır yaralandı. Esenyurt Devlet Hastanesi'ne kaldırılan Aydın hastanede hayatını kaybetti. Bu sırada kavgada hafif bir şekilde yaralanan madde bağımlısı bir kişi de hastaneye kaldırıldı. Kavga sırasında yanında bulunan arkadaşı da gözaltına alındı Zekeriya Aydın'ın ailesi acı haberin ardından yıkıldı. Sinir krizleri geçiren Aydın'ın ailesi çocuklarınının cansız bedenini defnedilmek üzere Adana'ya gönderdi. Ağabey Abdülgani aydın kardeşinin Tunceli'de askerlik yaptığını ve terhisine 4 ay kaldığını ifade ederek "Kardeşim İstanbul'a daha yeni gelmişti. Evci iznine geldikten sonra onu hiç görmemiştim. Ancak, yoldan geçen madde bağımlısı kişiler kardeşime kıydılar" dedi. Kardeşinin katillerini hastanede gördüğünü belirten Aydın, hastanede saldırganları darp ettiğini dile getirdi. Emniyet güçlerinin konuyla ilgili araştırması devam ediyor

Sen haklisin kardesim herseyin basi egitim? yol´u birak ver egitimi yolu koklasin söför koklaya koklaya yol alir cukurmus yol bozukmus bos ver kokla zipla varsa bildiklerin daha fazla bize detayli aciklarsan sevinirim..

Sayin demirefe' inan ki ilk tepki senden gelir diye bekledim bu yönde biliyorum daha öncede yazmistin ve beklenen geldi.. yayginlasmiyor inan herseyin bir orantisi var oda onun icinde kaliyor.. benim bozmuyor ama bir zevkte vermiyor.. örnegin dövmeli bir bayani plajda gördügüm zaman isterse cok güzel olsun itici geliyor hic bakamiyorum.. belki magandalar icin bir care

burda ne yazmisim? burda ne yazmisim? burda ne yazmisim konuyu acalim diyorsun aciyoruz ama kapatiyorsun yukarda yazdiklarimdan ne anladin? en azindan birseyler sorabilirdn bu yazilanlara karsi en azindan kendin sorup kendin cevapliyabilirdin.. hem sorayim hem yazdiklarima biraz cevap vereyim.. buyur Gelismis toplumlarda egitim düzeyi tavan yapmis sözüm ona toplumlarda bir agac kesiliyo diye ayaga kalkan toplum.. yollarin iyilestirilmesi icin on binlerce kesilen agaca seyirci kalabiliyor? Ne degisiyor o yolda serit sayisi mi hayir.. yolun genisligi mi hayir yanlarina koruma mi konuyor hayir.. sadece ve sadece kontroldan cikan arac icin? ölüm oranini azaltmak icin? sadece ölüm orani icin güzelim yesillikler icindeki orman yolu katlediliyor.. buna neden ihtiyac duyuyorlar sorayim o zaman neden bunun yerine ders saatini yükselt miyorlar söför okullarinda?

Sayin deniz_kizi' gazete başlıkları kirlilik oluşturmaz aksine herzaman günde mi olusturur bir basin mensubunun yaninizda olmasi bile bir eylemde gücünüzü ortaya cikarir.. Burda sunu belirteyim basin bir ülkenin siyasi gücüdür bir tartisma bir eylemde siyasi kalemi silahidir.. Askerin atesli silahi ise basinin kalemidir o eylemde varligidir.. Avrupada Teoride bunu cok yasadik.. beyenmedigimiz bir gazete bile eger o eylemde yaninizda yer aliyorsa birden farkina variyorsunuz sizi o basin korumasinin altina aliyor? yani ülkenizin sizi korudugunun farkina variyorsunuz.. ve karsi tarafda saldirganliginda bir adim geri adim atmak zorunda kaliyor? Bir eylemde köpeklerini üzerimize birakan güvenlik güclerine tek basina bir gazeticinin nasil durdurdugunu nasil bir mücadele verdigini cok iyi bilirim. bu ufak bir örnekti büyüklerini yazmayalim! Farkli siyasi görüslerini ortaya koyan basini elestirebiliriz ama özünde o bizim basinimizdir bizim sesimizdir güncel konularda gündemimizi farkli seslerimizi görüslerimizi basindan buraya aktarip tartisabiliyorsak güzel birsey.. bence cok güzel.

ilk konuya bana cevap olarak muhatap alarak bu sekilde katilmistin! ve bu sekilde kaldin.

Başkan Bakırcı: Bize uymaz Rize Belediye Başkanı Halil Bakırcı da "Gençliğe örnek olacak işyerleri açılmasına biz de yardımcı oluruz. Ancak bu işyerlerinde uygunsuz halde bayanlar duruyordu. Gençliğimizin çeşitli yerlerine dövmeler yapıyorlardı. Bu ne bizim kültürümüze ne de bizim dinimize uyar. Rize gençliği ve Rize halkı böyle bir şeyi kaldıramaz. Rize'de bunlarla ilgili büyük tepki aldım. Biz dükkanı onlara gençliği kötü yönde aşılasınlar diye vermedik. Hiç kimse Rize'nin gençliğini bozamaz" dedi.

'Dövme gençliği bozar!..' Rize Belediye Başkanı Halil Bakırcı, üniversite öğrencilerini kentten kovdu. Karadeniz Teknik Üniversitesi Resim Bölümü öğrencilerinin, üniversite harçlarını karşılamak için gerçekleştirdikleri ticaret girişimi, Rize'yi karıştırdı. Habertürk'ten Mustafa Bayrak'ın haberine göre, yaz etkinlikleri kapsamında oluşturulan fuan alanındaki portatif işyerlerinden kiralayan öğrenciler, Rize Belediye Başkanı Halil Bakırcı tarafından "Dövme yaparak, Rizeli gençlere kötü alışkanlıklar kazandırdıkları" gerekçesiyle işyerinden çıkartıldı. Başkan Bakırcı, "Bizim kültürümüzde dövme yok. Biz onlara gençliği kötü yönde aşılasınlar diye yer vermedik" dedi. KTÜ öğrencileri ise "Kimseye kötü bişey aşılamadık. Bu işyerini kiralarken dövme, kulak delgisi gibi işler yapacağımızı söylemiştik" diyerek kendilerini savundu. Yaz aylarında kentte portatif işyerleri oluşturulan fuar alanını öğrenen Karadeniz Teknik Üniversitesi Resim Bölümü öğrencisi Vural Emekçi, birkaç arkadaşı ile birlikte işyerlerini kiraya veren ajansa başvurup, yaklaşık 12 metrekare olan Deniz Caddesi'ndeki dükkanlardan birini kiraladı. İşyerinde, kulak delgisi, karakalem portre resim, küpe, kolye ve dövme gibi konularda faaliyet göstermeye başladı. Kız öğrencilerin de aralarında bulunduğu grup, fuar alanındaki işyerinde kısa zamanda Rizeli gençlerin dikkatini çekti. Dövme yaptırmak isteyen gençlerin sayısı arttıkça, kentin mülki amirlerine şikayet sayısı da artmaya başladı. Rize Belediye Başkanı Halil Bakırcı, zabıtalar aracılığıyla gençleri birkaç kez uyararak dövme işinden vazgeçmelerini istedi. İşyerindeki diğer ürünlerden kazanç sağlayamayan gençler, Başkan Bakırcı'nın bu talebine uymayınca, önceki gün fuar alanı zabıtaların baskınına uğradı. İşyerinin kapatıldığını tabliğ eden zabıtalar, gençlerden eşyalarını toplayıp, kenti terk etmelerini istedi. KTÜ öğrencileri de malzemeleri alıp, işyerini kapatarak memleketlerine döndü. İşyerini kiralayan Vural Emekçi ise kendilerine yöneltilen suçlamaların yersiz olduğunu dile getirerek, "Yaz etkinlikleri kapsamında Rize'de fuar kurulduğunu öğrenince Trabzon'dan geldik ve okul harçlarımızı çıkartmak için dükkân açtık. İşyerimizi açarken dövme yapılacağını biliyorlardı. Ben resim öğretmenliği bölümünde okuyorum. Yaptığımız tabloları satıyorduk ancak bunlarla kirayı bile çıkarmamız mümkün değildi. Dövme konusunda aşırı talep alınca sevinmiştik. Ancak tam işler iyi giderken belediye başkanı sadece bizim işyerimizin kapatılmasını istemiş. Baskı olunca kapatmak zorunda kaldık" dedi. Başkan Bakırcı: Bize uymaz Rize Belediye Başkanı Halil Bakırcı da "Gençliğe örnek olacak işyerleri açılmasına biz de yardımcı oluruz. Ancak bu işyerlerinde uygunsuz halde bayanlar duruyordu. Gençliğimizin çeşitli yerlerine dövmeler yapıyorlardı. Bu ne bizim kültürümüze ne de bizim dinimize uyar. Rize gençliği ve Rize halkı böyle bir şeyi kaldıramaz. Rize'de bunlarla ilgili büyük tepki aldım. Biz dükkanı onlara gençliği kötü yönde aşılasınlar diye vermedik. Hiç kimse Rize'nin gençliğini bozamaz" dedi.

Anliyamiyorsan o senin sorunun.. trafik ile ilgili mucitlerin varsa anlat dinliyelim. Bir avrupa masali anlatayimda belki akla hayale gelmeyecek sorular da neden bulunuyorum? Bu masalla hayal kurdular bugün uyguluyorlar! iki keci kafa kafaya carpisinca mi daha etkili olur yoksa yan yana omuz omuza carpisinca mi daha etjkili olur. Avrupada bu halk dilini yorum getirelim kendi agizlarindan.. Ne diyorlar kafa kafaya girecegimize omuz omuza girelim trafikde gömek istedikleri bu.. bilmiyorum böyle sohbetlere katiliyormusun? Ne oldu son yillarda tahli yollari ne yaptilar hizli yol yaptilar degil mi otobanla aralarindaki fark ne? yan durma seriti yok.. neden yaptilar kafa kafaya girmeyelim diye.. farkindaysan artik evin kapisina kadar bu yollarda yol alarak evin icine giriyoruz yaniliyormuyum? Evine mutlu dönmek istiyorsan kemer takilir degil mi? bunuda her daim duyariz.. buna nazaran kemer hep tartisilir? tahli yollari degindik.. biraz degindik sadece biraz? Dag köy yollarini ne yaptilar? ormanin icindeki bütün yollarin kenarinda ki ormani en az 20.metre iceri tasidilar neden dersen bu son ikisene yapilan seyler? neden kafa kafaya girmeyelim diye? Agacla Odunla kafa kafaya girmeylim diye. sonra yok bir mucize bir araba agaca toslayacak icinden canli cikacak öyle mi? Ne yazik ki bizim gurbetci kardeslerimiz ana yolda kafa kafaya girdiler bu ana yol bu toroslarin icindeki keci yolu degil bir nevi ipek yolu. biraz hayal kur ehliyetsiz bir sürücü sehir icinde direksiyonu kaybedipte bu gurbetci aileyi yok etmedi biraz hayal?

15 Temmuz 2009 NEDIR BU MAGANDA AYAGI BODRUM... Beach Clup'ta kanlı tartışma MUĞLA'nın Bodrum İlçesi'nde, hediyelik eşya satışı yapan Mustafa Karabacak, gittiği bir beach clup'ta taşkınlık yaptığı gerekçesiyle kendisini uyaran işletme sahibi Aziz Şişman'ı dizinden tabancayla yaraladı. Olaydan sonra kaçan Karabacak, jandarma tarafından yakalanıp gözaltına alındı. KORKULU GÖZLERLE İZLEDİLER Göltükbükü Beldesi'nde, açtığı stantda hediyelik eşya satışı yapan 37 yaşındaki Mustafa Karabacak, bugün saat 13.30 sıralarında arkadaşı 43 yaşındaki Aziz Şiman ile Mediha Elif Tokcan'ın işlettiği Paradisio Beach Clup’a gitti. İddiaya göre Mustafa Karabacak, burada, barda oturan başka bir müşteriyle tartışmaya başladı. Bunun üzerine beach clup'ın işletmecilerinden Aziz Şişman, >Karabacak'ı uyardı. Karabacak bu kez Şişman'la tartışmaya başladı. Tartışma kısa sürede kavgaya dönüştü. Belinden 7.65 milimetre çapındaki ruhsatsız tabancasını çıkartan Mustafa Karabacak, çevredekilerin şaşkın bakışları arasında Şişman'ı sol dizinden vurdu. Beach clup'ta güneşlenip, eğlenenler, silah sesi üzerine panikle dışarı kaçıştı Kanlar içinde yere yığılan Şişman, ortağı Mediha Elif Tokcan'ın çağırdığı ambulansla Özel Bodrum Hastanesi'ne kaldırıldı. Kurşunun sol dizinden girip çıktığı belirlenen Şişman, tedavisinin ardından taburcu edildi. ‘KÜFÜR EDİP KOVUNCA SİNİRLENDİM’ Jandarma olayın ardından kaçan Karabacak'ı Yalıkavak Kavşağı'nda, olayda kullandığı tabancayla birlikte yakaladı. Mustafa Karabacak jandarmadaki ifadesinde, bir müşteri ile tartıştığı için Şişman'ın kendisini mekandan kovduğunu öne sürerek, “Bunun üzerine sinirlendim. Bana hakaret ve küfür edince kendimi kaybettim. Belimden tabancamı çıkartıp, ateş ettim. Ancak, öldürme ve yaralama niyetim yoktu. Korkutmak istemiştim” dedi. Şişman'ın ortağı Mediha Elif Tokcan ise hastane önünde yaptığı açıklamada, “Aziz ile Mustafa Karabacak arkadaştı. Mustafa, mekanımızda sık sık yiyor, içiyor parasını ödemiyordu. Aziz, hep kendisine yardımcı oldu. Ancak Mustafa son zamanlarda bardaki müşterileri rahatsız ediyordu. Aziz, kendisini daha önce de bir çok kez uyarmıştı. Ama Mustafa aldırış etmiyordu. Böyle bir şeyin olacağı belliydi” dedi. Jandarma olayla ilgili soruşturmanın sürdüğünü, Karabacak'ın işlemlerinin ardından adliyeye sevk edileceği bildirdi. Yaşar ANTER- Halil GÜR/BODRUM(Muğla), (DHA)

iyi aksamlar ben kaciyorum

cok yasa

Akdeniz ikimizi seve seve kabul eder ucuyoruz tamam

Tarhana yi kaynat icine canli canli horozu at..bes dakka bekle ne olacak

ama orda barmen sayisi az hem renkli assoliste yok benim dedigim kas akdenizin incisi beyaz kas

elimde olsa su anda kaşa ucardik

Bak bayilirim bu söze yabancida gelmiyor bu sözler

dikkat et siületin cikmasin

iyi, güclünün kötü olmasi gerek miyor

O zaman az pilav yiyeceksin

Mutsuzum Çünkü güclüyüm

Dikkat et yol derinlesiyor..

Degerli kardesim güzel yazmissin.. insana sunulan güzel bir araci kullanirken onun kurallariyla kullanmak daha zevkli olacaginin farkina vararak yasamak ve onun kurallari icindeki teknik yasamin icinde yer almak güzel sey? ehliyeti alan trafik kurallarini ögrenen trafige cikan herkes ama herkes o oyunun farkinda mi ve onun kurallarinla oynayabilecek kapasiteye sahip mi oda var.. bunun bilincinde olan sistem? her oyunun kurali ve o kuralin disina cikilmamasi icin önlemler vardir.. önlemler asildikca yeni önlemler ortaya konur bu mücadele devam eder.. trafik bu? Senin deyiminle Saygiyi cogaltip ölüm oranini azaltabilmek.