Efendi Türkler

Bilmiyorum bu fikirler nerden toplaniyor böyle seyi sordugunuzu inanmiyorum fakat inandik diyelim.. birde sor askerlik gönüllümü olsun diye.. sonra merak et askerlik gönüllü olsa kac kisi askerlik yapar. sonra asker kalkacak yaptigi sucu bilecek suctan yirtmak icin sivil yargilama diyecek.. sonra suc islememis asker durup dururken böyle gereksiz tartismanin icinde neden yer alsin..yok sormuslarda? Askere yasadişi maddeyle geleni askerden atmislar.. eger sivil görüs olsaymis birseferlik icim selbestmis hesabi Anlasilan birileri Milliyetcilik ayagiyla tekbir getirerek icmek istiyor.. Deniz sekide kapanmis gözünü sevdigimi sivil ceza özel kogus. birseferlik icim selbest..

Bundan iki hafta önce eski yugoslavya yolunda yedikisilik Aile yok oldu.. cok üzücü.. Yolu olmayan yollarin egitimini yapsan ne olur? Catisi olmayan sinifa egitim tahtasi koysan ne olur.. bunun gibi birsey..

MILOW AYO TECHNOLOGY http://youtu.be/bj9yInHp0H4

Gurbetçi aile kazada yok oldu AMASYA'nın Taşova İlçesi'nde şerit ihlali yapan otomobilin kamyonla çarpışması sonucu aynı aileden 5 kişi öldü. Kazaya karışan ailenin, Fransa'dan yıllık izinlerini geçirmek için memleketleri Erzincan'a gittiği belirtildi. Kaza bugün 01.00 sıralarında Taşova İlçesi'nin Ilısu Mevkii'nde meydana geldi. Fransa'dan yıllık izinlerini geçirmek için memleketeleri Erzincan'a giden ailenin içinde bulunduğu 40 yaşındaki İrfan Aras yönetimindeki 771 ARZ 93 yabancı plakalı otomobil şerit ihlali yapınca, karşı yönden gelen 44 yaşındaki Erdal Yılmaz yönetimindeki 37 DY 462 plakalı kamyonla çarpıştı. Can pazarının yaşandığı kazada, sürücü İrfan Aras, eşi 37 yaşındaki Bedevi, çocukları 9 yaşındaki Serhat ve 7 yaşındaki Merve yaşamını yitirdi, 3 yaşındaki Enes ise ağır yaralandı. Çağrılan ambulansla Amasya Şerefeddin Devlet Hastanesi'ne kaldırılan minik Enes, burada yapılan tüm müdahaleye karşın kurtarılamadı. Gözaltına alına kamyon sürücüsü Erdal Yılmaz, “Herşey bir anda oldu. Kamyonu kaçırmaya çalıştım, ama olmadı. Otomobil kamyonun altına girdi” dedi. Kaza nedeniyle trafiğe kapanan Amasya- Taşova Karayolu, araçların çekici yardımıyla kaldırılmasının ardından yeniden ulaşıma açıldı.

.

Bülent Ersoy kavga etti Bülent Ersoy kavga etti polis biber gazı sıktıKendisine 'Sen' diye hitap eden 13 yaşındaki çocuğu azarlayan Bülent Ersoy çocuğun annesi ile restoranın ortasında kavga etti Bülent Ersoy karakolluk oldu Süleyman EKİN/ANTALYA, (DHA) BÜLENT Ersoy, Antalya'da kendisine ‘sen’ diye hitap eden 13 yaşındaki hayranı Sevil Özkay'a imza vermedi ve “Bana ‘siz’ diye hitap edeceksin” dedi. Sevil Özkay'ın annesi Fatoş Kara, arkadaşı Yasemin Tüzün ve Bülent Ersoy arasında tartışma çıktı. Olayın kısa sürede kavgaya dönüşmesi üzerine karakolluk olan Ersoy ile karşı tarafın ifadeleri alındı. Antalya'nın Lara semtindeki Alara Restaurant'ta dün saat 23.00 sıralarında bir grupla yemek yiyen Bülent Ersoy'un yanına gelen Sevil Özkay, “Senden bir imza alabilir miyim?” dedi. Bunun üzerine Bülent Ersoy, küçük hayranına, “Sen değil ‘siz’ diye hitap edeceksin” diye uyarıda bulununca, Sevil Özkay, “Özür dilerim. Sizden bir imza alabilir miyim?” diyerek ricasını düzeltti. “Aferin böyle ol” diyen Bülent Ersoy bu kez imza vermekten vazgeçti. Olup biteni masasından izleyen Sevil Özkay'ın annesi Antalyalı manken Fatoş Kara ile Bülent Ersoy arasında sözlü tartışma başladı. Tartışmaya Kara'nın yanında oturan manken arkadaşı Yasemin Tüzün de katıldı. Sözlü tartışma kısa sürede kavgaya dönüştü. Olaya restoranda bulunan iki tarafın yakınları da karışınca ortalık karıştı. POLİS BİBER GAZI KULLANDI Olay yerine çağırılan polis, Fatoş Kara ve Yasemin Tüzün'ü engellemektezorlanınca biber gazı kullandı. Kavgayı güçlükle yatıştıran polis, Bülent Ersoy'u Lara'daki Toplum Destekli Polislik Büro Amirliği'ne, Fatoş Kara ile Yasemin Tüzün'ü de Demirkara Polis Merkezi'ne götürdü. Birbirlerinden şikayetçi olan tarafların ifadeleri alındı. Gece geç saatlerde polis merkezinden çıkan Bülent Ersoy, açıklama yapmadan Lara'daki evine geçti. Boşandığı eşinden olan kızına Ersoy'un kötü davrandığını belirten Fatoş Kara, “İmza isteyen kızımın üslubunu beğenmemiş. Kızım düzeltmesine rağmen ‘Kenara çekil, git başımızdan’ gibi sözler sarfetmiş. Bunu öğrenince çılgına döndüm. Ünlü bir sanatçı, küçük hayranına nasıl böyle davranır? Kendisinden şikayetçi olduk. O da bizden şikayetçi olmuş” diye konuştu.

Sibel Can - Cantada Keklik http://www.youtube.com/watch?v=bVyzENments

Türkiye Cumhuriyeti devletini ne zaman Türkler yönetmeye başlar, o zaman sıkıntılar biter MHP'li başkandan ilginç açıklama... FETHİYE Belediye Başkanı MHP'li Behçet Saatcı, Çin'deki katliamı değerlendirirken “Türkiye Cumhuriyeti devletini ne zaman Türkler yönetmeye başlar, o zaman sıkıntılar biter” sözleri Fethiye'de tepkiyle karşılandı. AKP İlçe Başkanı Mustafa Ali Türkan, Saatcı'nın haddini aştığını söyledi. Fethiye'de MHP eski İlçe Başkanı Süleyman Taşkın, Belediye Başkanı MHP'li Behçet Saatcı'yı makamında ziyaret etti. Ziyaret sırasında gazeteciler Başkan Saatcı'ya Çin'in Uygur Türkleri'ne yaptığı kanlı saldırılar konusundaki düşüncesini sordu. Türklerin, tarihinin her döneminde kan ve gözyaşı içerisinde yaşadığını belirten Başkan Saatcı, “Bosna Hersek'ten Kırım Türkleri'ne, Kıbrıs'tan Çin'in Uygur Bölgesi'ndeki Türklere kadar soydaşlar, baskılar ve katliamlar yaşamıştır. Çinliler Uygur Türk'lerini kedi köpek avlar gibi avlıyorlar. Güçlü olmadığımız takdirde bizim de sonumuz budur. Türkiye Cumhuriyeti devleti, ne zaman Türkler tarafından yönetilmeye başlar, o zaman sıkıntılar biter” diye konuştu. AKP'li TÜRKAN: ‘HADDİNİ AŞAN AÇIKLAMA’ Başkan Behçet Saatcı'nın bu sözleri, ilçede tepkiyle karşılandı. AKP İlçe Başkanı Mustafa Ali Türkan, Belediye Başkanı Behçet Saatcı'nın sözlerine sert tepki gösterdi. Türkan, “Çin'de Uygur Türklerine yapılanları lanetliyorum. Ama tabii ki, Behçet Saatcı'nın açıklamasını da kınıyorum. Haddini aşan bir açıklamadır” dedi.Sezer ŞAHİNDAŞ / FETHİYE(Muğla), (DHA)

Haklisin bu ülkede hangi bayragi eline alacagini sasirmis.. söyleriz yanlisini düzeltir

Yok artık! Ayşe ARAL 11 Temmuz 2009 Günlerdir sizlerden mailler almaktayım. Öncelikle sizlere sonsuz teşekkürler. Beni inanılmaz yüreklendirdiniz, koltuklarımı kabarttınız ve aranıza aldınız. Sağolun. İsteklerinizin hepsini yerine getirmeye çalışacağım. Ayrıca size söz verdiğim gibi de değişmeyeceğim, merak etmeyin. Güzel mailler dışında beş ya da altı tane beyin çıkıntısı olmayanların mailleri de geldi posta kutuma. Çok güldüm önce ama sonrasında da üzüldüm, kendilerini düşürdükleri hallerine. Hadi yazdınız, bari gerçek adınızı da yazın mailinizin altına! Ne o öyle, yok Star, yok Big Dog, Balarısı v.s. Bir daha da boşuna o tip mailler atmayın bana. Sayfama reklam almıyorum çünkü. Gelelim konumuza. Üç sayfalık bir mail aldım, okuduklarıma da inanamadım. Yazan kişiyi araştırdım, gerçekten var olduğunu tespit ettikten sonra, mailini kısaltarak iki bölüm halinde sayfamda yayınlamaya karar verdim. Ben okurken şoka girdim, sizlerle de paylaşmak istedim... Hülya Avşar DOĞRU SÖYLÜYOR! (Bölüm 1) Avşar Hanım, erkeklerin kaçamaklarını haklı bularak: "Erkekleri bırakın, biraz zevklensinler" demiş. Aslında doğru demiş... Doğru demiş, fakat doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlarmış. Ama biz, onu dokuz köyden kovmadan önce bazı gerçekleri görelim. Bazı kadınların bir kısım erkeklerin kaçamaklarına göz yummaları iyi olur (tabii bunun meşru yoldan halledilmesi temennimizdir). Zira bir kadının "ay hali", "dogum hali", "hamilelik hali" ve "menopoz dönemi" gibi arızalı hal ve vakitleri vardır. Erkeklerin ise (andropoz) haricinde böyle halleri yoktur. Yani çoğu erkek bu durumlara sabredemez, ikinci bir kadını arar dururlar. Galiba çoğu aldatmalar da bu vakitlerde meydana gelir. Bu durumları gören ve bilen İslâmiyet, erkeği gayri meşruluğa düşmekten ve aileyi yıkılmaktan korumak için erkeğe, birden fazla kadın alma özgürlüğü vermiştir. Fakat, İslâmiyetsiz medeniyet onun bu özgürlüğünü elinden almış ve onu tek kadına mahkûm etmiş olduğundan, erkeğe de gayri mesruluğa düşmek yolu kalmıştır... ÜZMEZ'İN DURUMU (Bölüm 2) Üzmez'in durumuna "ahlâkî" açıdan değil, "hukukî" açıdan değinmek (Bölüm 2) istiyorum. Eğer Üzmez, o iddia edilen "cinsel faydalanma" veya "cinsel istismar" fiilini kızın annesinin rızasıyla, yani zor kullanarak yapmadıysa ve şikayetçi olan da yoksa, az bir ceza ile kurtulur. Eğer zor kullanarak yaptıysa ve şikayetçi olan da varsa, bu halde cezası ağırlaşır. Fakat laik medya bu hukuksal duruma bakmayarak ve toplumu provoke ederek onu linç ettirmek istemiştir. Bazı Ortadoğu ülkelerinde zina edenlerin taşlanarak öldürülmesini 'vahşet' olarak gördüğü halde, o vahşetin Üzmez'e uygulanmasını lâyık görmüş, alkışlamıştır. Neden? Çünkü o bir laik değil, tam aksine o bir dindardır ve aynı zamanda laiklerin foyalarını meydana çıkaran bir gazetenin de yazarıdır. Oysa tacize uğrayan kız, Üzmez'le arasında geçen fiili, annesinin izni veya baskısı ile yapmış olduğundan, o durumu kabullenmiştir. Kabullenmiş olduğu için de sanık ile olan durumundan dolayı belki ruhsal yıkıma uğraması söz konusu olmamıştır. Zaten ilk rapor da bu yöndedir: 'Ruhsal bozukluğa uğramamıştır'. Özel Açıklama: Bestelerimin bir kısmını Youtube'da görebilirsiniz. Bestekâr: Hüseyin A. Hüseyin Bey, mailinizi okuduktan hemen sonra gerçekten var olmamanızı dileyerek sizi internette araştırdım. Gerçek şoku da işte o zaman yaşadım. Siz ciddi ciddi varsınız yani! Bir gün sizinle aynı dolmuşta yan yana oturabilme ihtimalimiz var. Çocuklarımız arkadaşlarıyla gezerken bir gün size rastlayabilirler bir yerlerde. Belki de bir hamburgercide… Bunları düşününce valla billa ne yalan söyleyeyim, tepeden tırnağa uyuştum ben. Ha bir de unutmadan, siz “bestekâr”sınız değil mi? Umarım bestelerinize söz yazmıyorsunuzdur! Şiir de yazıyormuşsunuz… Bunun gibi mi; Aşığım çok aşık, dördünüze birden. Bir gün senin gözlerinde hayat bulurum, bir başka gün diğerlerininkilere dalar giderim. Hepinizin yeri ayrıdır şu yüreğimde, sarışının adı, esmerin tadı. Üç gün göremezsen beni ağlama. Anla ki gittim ya Ayşe’ye ya da Fatma’ya Ne olmuş seni ellediysem annenden izin aldım da elledim ben. Ellediğim yerde güller bitiversin diye işte! Uzar gider… Yeni şiirinizi dört gözle beklemekteyim. Adı da benden hediye size: “HIYARIM BEN HIYAR!”

Sayin Taylan Abi' farkindaysan dünyadaki sayili ülkeler kendi ülke icindeki vede disindaki bütün eylem güvenlik vede gerekli olan bütün Stratejileri o ülkenin askeri belirler.. Asker bir tümen daha gönderecegim der siyaside cikar bir tümen daha gönderiyoruz der.. bu budur.. uyum budur. bizde siyasi curcunacilar belirler aradaki fark budur.. Birde tekrar belirteyim yurtdisinda ayni Koğuşu paylasan arkadasi dahi bir askerin isine son verebilir? bunu anlayan anlar.. anlamayanida acariz gerekli görürlerse? Merak ediyorum vede anlamiyorum bu ülke nasil peskes cekiliyor askeri harcamalarla mi yoksa askeri ihalelerle mi yoksa arazi rantcilarla mi? Askerin elindeki araziyi dahi göz koyanlar kim? Ülkemizdeki: barborosun kulaklari cinlasin deniz, denizlerimiz deniz kenarlari yakinda bizim diyebilecekmiyiz benim Türk halkima tavsiyem daire alma senden uzak olsun önemi yok arsa al dagda olsun bayirda olsun deniz kenarinda olsun önemi yok al ve.. cocuguna teslim et? gelecek nesline yapabilecegin en büyük armagan bu olacaktir.. yoksa birileri yemin etmis bu topraklardan bizi silecekler. Avrupada milliyetcinin iki yüzü olmazda bizde malesef

Genelkurmaybaskanin cezalandirmasini bekliyor zannnedersem.. Askeri alanin disiplin degil siyaset alanina cevirme taktikleri.. siyaseti olmayan asker ülkesini peskes cekemez ama siyaset girerse disiplin kaybolur Stratejileri kaybolur curcuna gelir.. istenilende budur. Disiplinin kaybolmasi.. Askerde en ufak olay kayitlara gecer en üst düzeye kadar bilgi ulasir.. ulasiirkende gereken neysede yapilir disiplin bozulmaz bozdurmazlar sirk alani degildir.. kimse sorumluluk kabuletmez en ufak vukaat zincirleme sekilde bilgi en üst düzeye cikar.. Herkesin bozulmayan bir alani vardir.. Siyasiler haric siyasiler hep bozdurur amirleri tarafından salahiyet dairesinde cezalandırılabilirler. diyormus eee ne yapacakdi ögretmen müdüre mi tanisacakdi ögrencisine ceza verirken yoksa anasini babasini mi cagiracakti asker ocagina. Askerlik nedir birde yurtdisinda yapsalar ana kuzununu ne hale getiriyorlar bir görsünler. yok islemmis yok bilmem neymis bir sinek viziltisi bile yeter derhal postalanir.. ates olmayan yerden duman cikmaz misali: yasin yaninda kuruda yanmis önemi yoktur disiplin disiplindir amac sifirin üzerinde fire vermektir.. Askerlik yapmak icin iltica etseydi beyefendi!

Transfer yapmamız gerekiyor 11 Temmuz 2009 FENERBAHÇE’nin 13 günlük İstanbul çalışmalarını bir basın toplantısıyla değerlendiren Daum, “Transfere de uğraşıyoruz. Ve mutlaka transfer yapmamız gerekiyor. Her hangi bir transfer istemiyoruz. Düşündüğümüz ve bize yarayacak bir transfer istiyoruz. Aykut Kocaman ile aynı şeyleri düşünüyor ve devamlı olarak çalışıyoruz. Sizi anlıyorum ama bu konuda isim veremem ” dedi. Daum Türk bayrağı ile poz verdi /Süleyman ARAT'ın objektifinden DENİZLİ MAÇINDA HAKSIZLIĞA UĞRADIK Lige Denizlispor maçıyla başlayacak olmasının çok güzel bir duygu olduğunu belirten Daum “Denizlide lige başlamak güzel bir duygu. Çünkü Denizli’de 1. yılımda şampiyonluğu almıştım. Diğerini ise unuttum. Zorlarsam o maçı şöyle hatırlıyorum. Orada büyük bir haksızlık yaşandı. Takm o yıl gerçekten çok iyi çalışmıştı. 3 kez Galatasaray’ı yenmişti. Onun için üzüldük. Ama o geçmişte kaldı. Şimdi önemli olan önümüzdeki Denizlispor maçıdır ve bu maçı kazanarak lige iyi başlamak istiyoruz” dedi.. VOLKAN’ LA ALAKALI FİKİRLERİM DEĞİŞTİ Bir gazetecinin geçmişte ‘Volkan’ kalede görünce dehşete kapılıyorum’ şeklindeki açıklamalarını hatırlatması üzerine Daum “Getçiğimiz yıllarda çok şeyler söyledim. Tabiî ki her değdim de her zaman net olarak gelişmiyor. Bu da bir gerçek. O zaman gördüğüm şey buydu ve böyle bir söz kullandım. Ama fikirler her zaman değişiyor. Bugün Volkan’a kaşı böyle bir şey söylemem mümkün değil. Volkan Türkiye’nin 1 numaralı kalecisidir. Çok tecrübeli. Son yollarda çok büyük bir gelişim kaydetti” dedi. FENERBAHÇE BENİM İÇİN DÜNYANIN EN BÜYÜK KULÜBÜ Fenerbahçe’nin kendisi için dünyanın en büyük ve en güzel kulübü olduğunu belirten Daum “İnanılmaz imkanlarımız var ve bunu kullanmak istiyoruz. Elimizde müthiş, inanılmaz bir güç var. Eminim bu güçten de faydalanacağız. Başka bir kulüpte böyle bir güç var mı diye zaman zaman düşünüyorum” dedi. Kendisine her ortamda ‘Hedeflerin ne’ diye sorulduğunu belirten Daum “ Buna tek bir satırla cevap verirsem benim vizyonum vardır ve bu vizyon hedefleri gerçekleştir. Herkesin performansını yükseltmek için buradayız” dedi. Kesin bir ön libero alınacak mı şeklindeki bir soruya ise Daum “net bir şey söylemek istemiyorum. Mevki konusunda cevap vermek istemiyorum.Aykıt Kocaman ile birlikte ihtiyaçlarımızı değerlendirdik ve çalışmalarımız sürüyor. Geçmişte yapılan transferlere ise hiç değinmek istemiyorum” dedi. Daum, Alman basınında Borwski gibi isimlerin yeralmasna yönelik olarak da “Vietnam basınında da bazı şeyler çıkıyor niye onlardan bahsetmiyorsunuz” şeklinde yanıt verdi.. Beşiktaş ve Galatasaray oturmuş bir kadro Fenerbahçe bunun gerisinde gibi gözüküyor şeklindeki soruya ise Daum “Biz Fenerbahçeyiz” şeklinde yanıt verdi. DÜNYA FUTBOLUNDKİ YENİLİKLERİ İZLİYORUZ Futbolda her zaman değişiklikler olduğunu belirten Daum “Antrenman metotlarında, sporcu beslenme sisteminde sürekli yenilikler oluyor. Biz de dünya futbolundaki tüm yenilikleri alarak kullanıyoruz. Fenerbahçe’ye maç analizi, futbolcunun taktiksel eğitiminde yeni bir sistem getireceğiz . bunun adı ‘Oyuncu ve rakip gözetleme sistemi’. Ancak futbolda en önemli şey karakterin gelişmesidir. Prensibimiz bir futbolcuyu geliştirmek, takımı ve hatta tüm kulübü daha iyi bir yere getirmektir. Benim Aykut tüm konularda Aykut Kocaman ile kolimikasyonum çok iyi ve bu çok da daha iyi olacak. Zaten şampiyonluğu belirleyen de takımın karakteridir. Bende olan hırsın zevki, coşkuyu tüm takıma ve kulübe yansıtmayı istiyorm. Fenerbahçe’de gücü birlik ve berberliği yeniden yapacağız. Bunu zaten antrenmanlarda da görüyorsunuz. Bunu sezon içindeki maçlara da yansıtabilmeliyiz. FUTBOLCULARI DEĞERLENDİRDİ Futbolcuları değerlendirirken başta Roberto Caros’u öven Daum. “Onu böyle görmek, bu yaşta bu hırsla çalışan örnek bir sporcu. Emre’nin de takım içinde liderlik konusunda bir adım öne çıkması.sevindirici. Vederson koşularda hep ön sıralarda gidiyor. Selçuk ve Deniz zaten her zaman önde koşarlar. Kazım deseniz onun için de aynısını diyebilirim. Gökhan ise her zaman her şeyi vermeye hazır bir futbolcu. Dün Kazım ve Gökhan arasında olan problemi aile içinde çözdük. Bir daha da olmamsı gerekiyor. Her hoca alt yapıdan gelen futbolcuları üst yapıya yakınlaştırmak isten. Bu her hocanın görevidir. Bu iki haftada alt yapı ve diğer futbolcular günden günü daha güçlü oldular.” Dedi. AĞUSTOS SONUNA KADAR ZAMANIMIZ VAR Startın çok önemli olduğunu belirten Daum “Ama Ağustos sonun kadar da zamanımız var. Hedef Fenerbahçe’yi en üst sıralarda görmektir. Hedef her zaman şampiyoluktur. Ben de bu hedefler için buraya geldim ve bunun için çok çalışmamız gerekiyor. MEHMET TOPUZ’A ÜZÜLDÜM Mehmet Topuz’un sakatlığına çok üzüldüğünü belirten Daum, “Kasığındaki sakatlığı beni çok üzdü. Ama alt seviyede bir sakatlık. Sağlık ekibimiz onu biran önce iyileştirecek ve Topuz’u biran önce sahalarda göreceğiz. Mehmet Topuz benim için ve Fenerbahçe takımı için çok önemli bir oyuncu. Kendisi hazırlık maçların ilkinde olmasada mutlaka Almanya kampında olacaktır” dedi. GUİZA’YI ARIYORUZ AMA ONA ULAŞAMIYORUZ Guiza’nın kampa katılması ile ilgili olarak gazetecilerin sorusuna Daum, “yarı şaka yarı ciddi Guiza’ya ulaşmak istiyoruz. Ama kampa katılışı için bir tarih veremiyorum. Ona bir tarih verdik bunun 2. turu ceza olacaktır. Ancak kendisine verdiğim tarihi şu an için hatırlamıyorum” dedi. ARAGONES ÇOK TECRÜBELİ Gazetecilerin geçtiğimiz yıl Fenerbahçe’yi çalıştıran Aragones ile ilgili olarak sorduğu soruya “Aragones’in çok tecrübeli ve başarılı bir hoca olduğunu söyleyebilirim” şeklinde yanıt verdi. Aragones döneminde basınla telekomilikasyon eksikliklerinin olduğu şeklinde bir soruya ise Daum “Ben Ali Koç ile bir toplantı yaptıktan sonra basınla aramızdaki konuyu netleştirmek istiyorum. Geçmişte benim birkaç tartışma haricinde basınla iyi çalışmalarım olmuştur” dedi. FENERBAHÇE İLE SÖZLEŞMEMDE KÖLN’DEKİ GİBİ MADDE YOK Fenerbahçe ile yaptığı sözleşmede Köln ile yaptığı gibi bir madde olup olmadığı şeklindeki bir soruya Dum Bun birz geniş yanıt vermem gerekir. Fenerbahçe’den ayrılınca bana Şapiyonlar ligine katılan bazı takımlardan teklifler geldi..Ben de tabiî ki Şampiyonlar Liginde olmak isterdim. Ama tüm Köln’deki insanlar çok ısrar ettiler. Önce red ettim’ 2. lige mi gideceğim’ dedim Bana ‘biz hastayız ve ilacımız sende’ dediler. O zaman ‘Evet’ dedim. Büyük bir risk aldım 2. ligde alt sıralardaki bir takımda başlamıştım ve bunu da sürekli 2. ligde çalışmamak için koydurdum. Köln 1. lige yükselemeseydi kariyerim çok kötü olacaktı. Bunun için iyi bir yatırım olmaması halinde ayrılabileceğim maddesi koydurdum. Orta ve alt sıralarda çalışmak istemiyordum. Real Madrıd, Manchester Unitet veya Fenerbahçe’ye gidersen böyle bir maddeye hiç gerek yoktur. Benim Fenerbahçe’de ki mukavelemde öyle bir madde kesinlikle yok” dedi. "TÜRK BAYRAĞINI KİMSEYE VERMEM" Basın toplantısından sonra gazeteciler Daum'un eline Türk bayrağı vererek fotoğraf çektiler. Fotoğraf çekim işlemi bittikten sonra basın odasından getirtilen Türk bayrağını isteyen gazetecilere Daum "Ben Türk bayrağını kimseye vermem. onu evimin en güzel yerinde taşıyacağım" dedi

http://www.youtube.com/watch?v=DIZOAx359v8

Sibel Can - Cantada Keklik http://www.youtube.com/watch?v=bVyzENments

İyi akşamlar herkese...

Laik Türkiye Cumhuriyet’in dünyaya acilan penceresinden hic baktiniz mi dünyaya demek geliyor icimden.. bu kardeslerimize ama anlarlar mi acaba?

BIZIM BIR DAKKALARA SORMAK LAZIM Kıbrıs Rum kesimini ziyaret eden Filistin lideri Mahmud Abbas, Kıbrıs sorununda Rum tezlerini desteklediklerini açıkladı. Rum Yönetimi ise, Filistin’de temsilcilik açma kararı aldı. Not: bu iletiyi yazmakda yanilmadin yanildigini hic görmedim ki

Bende ibret olsun diye yazdim! Bugün Avrupada en ufak bir olayda Avrupa vatandasi olsan dahi sinir disi edilirken.. Bugün Cin seddinden haber geliyor sokaga protesto icin cikan uygur Türkü idam edilecek.. Merak ediyorum Arinc acaba Türkiye´de ki Türkler hakkinda ne düsünüyor...

Doğu Türkistan Derneği Başkanı Seyit Tümtürk´e Sormak lazim Türklerin güvenligini saglayan bu dünyada hangi kurum kaldi?

Yılmaz ÖZDİL Çinliler Nejat Uygur’a saldırdı! Büyük üstadın hoşgörüsüne sığınarak, başlığı özellikle böyle attım ki, belki Başbakanımız "Uygur’a n’olmuş acaba?" filan diye merak eder! * Bine yakın ölü deniyor... Caddeler ceset dolu. Fotoğrafları var. Duvar önüne dizmişler Uygur gençlerini, taramışlar; sokağa çıkma yasağı ilan ettiler, evleri basıyorlar, 16 yaşından büyük erkekleri tutukluyorlar, işkence... * Hani van minüts? * Ne "Siz insan öldürmeyi iyi bilirsiniz" diye posta koyan var, ne de "Daha gelmem Pekin’e" diye rest çeken... Yaralı Uygurları hastaneye getirip, TRT kameraları önünde ağlayan da yok. * Başta Deniz Fenerci arkadaşlar, din-iman ayaklarıyla bağış kampanyası başlatanı da görmüyoruz. * Kıytırık. Eften püften açıklamalar. * Çünkü, iki kusuru var Uygurların. Birincisi, Türk olmaları. İkincisi, Arapça konuşmamaları. * Müslüman olmaları bile yetmiyor. * Bakıyorum, Çin askerleri tarafından hurharca katledilen Uygur kızlarına... Başları açık. E olmaz. * Üstelik, hadise "Sincan"da yaşanıyor, ki, 28 Şubat’ın merkezidir; en fenası o. * Dolayısıyla. Ankara’da İstanbul’da protesto gösterileri yapan Uygur soydaşlarımı uyarıyorum; uzatırsanız, polisimiz tarafından coplanırsınız... Biz artık sizin bildiğiniz Türklerden değiliz... Önce imama, sonra AB’ye uyduk, "Ne mutlu Türküm diyene" lafını bile kaldırıyoruz. * Bakü’ye kardeşim... Bakü’ye. Biz tadilat dolayısıyla kapalıyız.

Ülkemize yakisir issallah Etox mutlulugumuzun baslangici olur.. olmali Sagol Rua'

Basarilar diliyorum Katiliyorum arkadasini kutluyorum