Efendi Türkler tarafından postalanan herşey
-
ERGENEKON=?SUSURLUK=?GLADYO=?ULUSALCILIK?
Olay budur tesekkürler
-
Dünyayı Heyecanlandıran Buluş
Sayin birce bende cok heyacanlandim..heyacandan yaziyi tekrar tekrar okudum üc biraya mal oldu gözümün önünde buz gibi efes birasi tütüyor
-
Kafkas Dernekleri Federasyonu, Çankaya Köşkü’nde görüştükleri
Bence onlarda kendi imkanlariyla birseyler yapabiliyorsa önlerine hic bir engel cikmiyorsa..cikan engelde halkin belli kesiminin yetersiz bilgi kaynaklariyla sesini yükseltiyorsa buda halkin yanlis birileri tarafindan yönlendirmesiyle gelisen bir tavirdir..yani bizim gibi ülkelerde saglam devrimle demokrasi gelmis demokrasilerde azinlik yoktur.. idealist demokrat düsünürler.. gercek demokrasilerde herkesin sosyal ve siyasal esitligi saglandigi icin demokratik ülkelerde azinligin olamayacagini, olmamasi gerektigini savunurlar... bizim ülkemizde azinlik yoktur olsa olsa kendini mutlu hisseden azinliklar vardir..Türk halki azinliklari tanimaz milletin birligini tanir dünyada bundan iyi demokrasiyle yetisen bir milletde olmaz..
-
ERGENEKON=?SUSURLUK=?GLADYO=?ULUSALCILIK?
Gündemde ne var Sayin Dogrucudavut?
-
Kafkas Dernekleri Federasyonu, Çankaya Köşkü’nde görüştükleri
- ERGENEKON=?SUSURLUK=?GLADYO=?ULUSALCILIK?
Bak arkadasim kim karistirmis ispatla! buyur jop center nedir almanca yaz.. bekliyorum? sosyal yardim almak icin sirayla yapilmasi gerekenleri yaz buyur hodri meydan.. ister almanca ister türkce buyur tartisalim.- ERGENEKON=?SUSURLUK=?GLADYO=?ULUSALCILIK?
Ya sapla samani karistirmayi ne kadar cok seviyorsun bir düsün ya derin devlet den gerci ne anliyorsun o ayri konuda! derin devletin paraya ihtiyaci olurmu? burdan pay bic; bu insanlar ac susuz birakilacak insanlar zaten olamaz? bir basbakanin korumasi bir bankanin korumasiyla esdegerde tutabilirmisin unutma oda banka?.. madalyonun yüzlerini iyi incele.. sonra Fikri Saglar'kim okadar yazarin arasinda bir nokta.. onunlami gündemi takip edecegim..- meraba nasılsınız
Efendi Türkler şurada cevap verdi: xxmesut başlık Ben Geldim - Buradan Başlayabilirsiniz - Birbirimizi TanıyalımGercekden ciddi Allah korkusu olan temiz kalpli bir bayan dün televizyonda erkek ariyordu. televizyona her kafa mi cevirmemde temizlik ön planda arka planda hersene hac a götürecek erkek diyordu.. daha zannediyorum koca bulamadi! reklam olsun diye kanal adı vermiyorum.. programin adı Temiz koca ariyorum- Kafkas Dernekleri Federasyonu, Çankaya Köşkü’nde görüştükleri
Seriat´a oynamak kolay mi zannediyorsun Sayin Dogrucudavut Bu sefer´de ne bahane bulacak size karsi bende merak ediyorum daha önce ispatla demisti! ispatda neki seriat icin Takiye sagolsun- Radio.da Kulaklarda yer eden güzel parcalar
Melanie C - First Day Of My Life http://de.youtube.com/watch?v=wD4XcN0Avr0- Sevdiklerin
Xavier Naidoo - Dieser Weg http://youtu.be/6FuKWOv2ZQM Dieser weg Xavier Naidoo http://youtu.be/6O4jLRa1Q98- ERGENEKON=?SUSURLUK=?GLADYO=?ULUSALCILIK?
Arkadasim susurluk olayi devlete yamalanip ülkenin bazi olanaklarindan yararlanarak bir nevi kurumlara yapismis dolandirici sebekesidir bununda siyasetle alakasi yoktur olamazda.. bir cetenin bir mafyanin siyasetle ne kadar alakasi olabilir? olabilir mi? örnegin bir unukitanin bir firatin siyasetin icinde olduklari halde siyasetle ne kadar alakasi olabilir nereye kadar olabilir bu verdigim örnek en zor bir örnektir vede bu örnegi ortaya koyuyorum.. madem bizler forumda bir yazdigimizi bir daha yazmiyoruz!!! ozaman bu zor örnekleride kavramakta zorluk cekmemeliyiz diye düsünüyorum.. Ergenekon da ceteleri savunmaya basladilar. Diyorsun.. Soralim kim savunmus ceteyi ceteyi savunanlar bir siyasi cizginin icinde olamaz olsa olsa cetenin sözde siyasi kanati olabilir.. Ortadoguda kurulmak istenen BOP plani; özünde uluslar arasi cetecilik degil mi .. O cetenin Türkiyedeki temsilcisi kim oluyor? bu ceteye bu kadar büyük oynayan ceteye akan para musluklarindan biride deniz feneri olmuyormu ne oldu bu deniz feneri? eriyen mummu oldu simdi.. Türkiyedeki hizbullah cetesi ne oldu oda mi mum oldu.. Derin devletin ceteye ihtiyaci olmaz.. derin devletin ceteye ihtiyaci olmasi galiba ülkemizde yeni moda derin devlet her ülkede mevcuttur.. eger derin devletin ceteye ihtiyaci varsa örnegin ülkemizdeki 70.milyonda cete mensubudur? ozaman onun disina cikamazsin.- AZ SONRA...........
Bende çıktım- Gazze'de katliam
Anladigim kadariyla Arap milletine Hamas ve Hezbullahi durdurmalari cagrisi var seriatin acimasiz temsilcileri diye? demokrasi olmayan devletle din islerini birbirinden ayirmayan bu ülkelere Hamas ve Hezbullahi durdurma cagrilari ne kadar gecerlidir.. sonra Hamas ve Hezbullah ne yapiyor ikiside din ve devlet islerini birbirinden ayirmayan ülkelerde söz sahibi olmalari hakki degilmi..bence haklari ve dinleri okadarda acimasiz degil! Gelelim israile din ile devlet islerini birbirinden ayirmismidir laik bir ülkemidir yoksa seriatin en acimasiz uygulamasi onlarami aittir cünkü onlarin inanclari müslümanlarin inanci kadar huzur verici degil.. biraz göz atalim seriatla yönetilen israile yoksa bakmayalim mi yoksa seriat sirf müslümanlara mi aittir bir hiristiyan ülkesi bir yahudi ülkesi seriatla yönetlemez mi? Sayin Suheyla Yoksa, TEVRAT'taki şu ayetleri bilmemek mümkün müdür? "Bir şehre karşı cenk etmek için ona yaklaştığın zaman, onu BARIŞA çağıracaksın. Ve vaki olacak ki eğer sana sulh cevabı verirse ve KAPILARINI SANA AÇARSA, o vakit içinde bulunan bütün kavim sana angaryacı olacaklar ve sana kulluk edecekler." (TEVRAT, Tesniye Bölümü, 20/10-11) "Allah'ın Rabbin sana miras olarak vermekte olduğu bu kavimlerin şehirlerinden nefes alan kimseyi sağ bırakmayacaksın. Allah'ın Rabbin sana emrettiği gibi tamamen yok edeceksin." (TEVRAT, Tesniye 20/16,18) "Vurun; gözünüz esirgemesin ve acımayın; ihtiyarı, genci ve ere varmamış kızı ve çocuklarla kadınları helak için vurun." (TEVRAT, Hezekiel 9/5-6)- Unutturmayın...!
"Eşref Bitlis Suikasti" Adnan Akfırat'ın kaleme aldığı "Eşref Bitlis Suikasti" adlı kitabın önsözü şu şekildedir: Elinizdeki kitap, Cumhuriyet tarihinin en önemli suikastını aydınlatıyor. Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis, 17 Şubat 1993'te uçağına yapılan sabotaj sonucu yaşamını yitirmişti. Başlangıçta, 'Buzlanma sonucu kaza' denmişti. Hem de zamanın Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş tarafından. Suikastın üzerinden dört yıl geçti. İşçi Partisi ve Aydınlık, uzun araştırmalardan sonra gerçeği ortaya çıkardı. Artık kimse 'kaza' diyemiyor. Olayı başından beri izleyen Akfırat, binlerce sayfa belgeyi inceledi, onlarca kişiyle görüştü ve bu kitabı kaleme aldı.Kastedilen, bir orgeneralin canı değil, Türkiye'nin bağımsızlığı ve güvenliğidir. Bitlis'in uçağına sabotay, doğrudan CIA'nın emrindeki Çekiç Güç karargahındaki toplantıyı yöneten ABD görevlisi, Çiller'in hamisi Adana Konsolosu Elizabeth Shelton. CIA'cı Shelton'un ülkeyi apar topar terk etmesi ancak Çiller'in iktidardan alaşağı edilmesiyle mümkün oldu. Bu gerçek, Türkiye Cumhuriyeti Genelkurmay Başkanlığı tarafından bütün ayrıntılarına varıncaya dek saptanmıştır. Kitap bunun kanıtlarını sergiliyor. Kitapta, Genelkurmayı Karargahı ile yakın mesai içindeki yetkili bir generalin, Org. Bitlis'i katleden Özel Harpçi subayların Çiller Özel Örgütü'nde görevli olduğunu röportajı da yer alıyor. Burdan sonraki kısımlar Ekşisözlük'ten bire bir alıntıdır. Yazılar yazanların kişisel görüşü olmakla birlikte, çok çeşitliliğe sahip bir ortamda aksi yönde bir tek düşünce dahi olmaması, yazılanların objektifliğinin göstergesidir. kürt sorununa farklı bir yaklaşım getiren ve uluslararası arenada vezir düşürmesi denilen olayla 17 şubat 1993 yılında öldürülen orgeneralimiz. bitlis'in uçağı yukarıda anılan tarihte ankara'dan havalanışının hemen ardından düşmüştür. uçağın düşüş nedeninin buzlanma olduğu yönündeki açıklama daha sonra adı "tak-şak paşa" ya çıkacak olan dönemin genelkurmay başkanı doğan güreş tarafından yapıldı. güreş cinayet hakkında derin kuşkular duyulmaya başladığında da bu iddiasında ısrar etti. ancak daha sonra yapılan araştırmalar ve bilirkişi raporları açıklanan kaza nedeninin mümkün olmadığını ortaya koymuştur. delillere göre eşref bitlisin uçağı sabotaj soınucu düşürülmüştür. iddialara göre eşref btilis güneydoğuda çalışamlar yapmakta olan çekiç güç faaliyetlerinden son derece rahatsızdı. bu konuda birden fazla rapor hazırlayıp dönemin genel kurmay başkanı doğan güreşe verdiği belirtiliyordu. ancak a.b.d. li yetkililer onu çekiç güç hakkında bilgi topladığı için turgut özal a şikayet etmişti. (kaynak: susurluk raporları) almanya'nın norkali kentindeki eğitim üssünde iki yıl boyunca komando tugay komutanlığı yapan ve özel savaş uzmanı olan eşref bitlis, jandarma genel komutanlığı bünyesinde çalışan bütün amerikalı istihbaratçıları ve amerikalı subayları görevden uzaklaştırmış, amerikalı sivil toplum örgütleri ile kuzey ıraka giriş ve çıkışı engelleyen amerikan ordusunu türkiye sınırından geriye çekilmeye zorlamıştır. doğan güreşin şikayeti üzerine orgeneral eşref bitlis raporlarını doğrudan cumhurbaşkanı'na ulaştırmaya başlamıştır. ancak dönemin cumhurbaşkanı turgut özal'da bu raporları george bush'a iletmiş ve eşref bitlis'in çekiç güce karşı olduğunu ifade ederek tasfiyesi için gerekenin yapılmasını istemiştir. işte bu tasfiye işlemine vezir kaydırması veya vezir düşürmesi denir. kıbrıs'ta görev yapmış türk ordusu mensupları içinde en sevilenlerden biridir. kıbrıs halkının kendisine olan sevgi ve güveni kıbrıs'ta üç kez görev yapmasına neden olmuştur. -albay eşref bitlis, 1974-1975 yıllarında kıbrıs barış kuvvetleri alay komutanı. -tümgeneral eşref bitlis, 1982-1984 yıllarında kıbrıs barış kuvvetleri, 28. piyade tümen komutanı. -korgeneral eşref bitlis, 1988-1990 yıllarında kıbrıs barış kuvvetleri komutanı. doğan güreş, genel kurmay başkanı olduğu dönemde sonuna kadar araştırma yaptırdığını ve kaza olduğu kanaatine verdığını ifade etmişti.eşref biltisin oğlu da bir tartışmaya katılıp konuyu kapatmaya calışmıştı.orası karanlık kalmaya devam ediyor. birde şöyle bir nokta var. eşref biltis gibi bir kurmay, sanıyorum , atatürk'ten bu yana gelmedi ben eşref bitlis in tv konuşmalarını izlemiş biri olarak bunu söylüyorum. bi insanın çapını irticalen yaptığı konuşmalarda, sorulara birikimiyle irticalen verdiği cevaplarla ölçebileceğime inanırım. eşref bitlis hakkında artık hissi denebilecek kadar olumlu kanaat sahibi birisiyim. bu kanaatlerin sonucunda fikir beyan edecek olursam; eşref biltis, bir sade vatandaş olarak söylüyorum, türkiyeye çok görülen bir komutandı. ben onun kendisindeki büyük devlet idraki, dünyaya ağırlığını koyabilecek bir milletin paşası olmanın vardiği sorumluluk duygusu ve mükemmet askeri niteliklerine rağmen, olağanüstü bir demokrasi adamı olduğunu, üstelik bu demokratik terbiyesinin babacan bir paşa görüntüsü ile değil, doğrudan yerleşik lider batı toplumlarında demokrat askerlerin kazandığı köklü, içe sindirilmiş demokratik terbiye olduğunu düşünüyorum. buna inanıyorum. böylesine cömertçe övebileceğim bir askeri ömrüm boyunca görmedim. kendisini çok yakından tanımıyorum, ama eseriyle, nişanıyla,yorumuyla yaklaşımıyla herkesi bir şekilde yorumlayabilecek, kanaat hasıl edebilecek imkan bulduğumu düşünüyorum. eşref bitlis i her hatırladığımda cenabı hakk a isyan etmememek için kendimi zor tutuyorum. böyle değerli bir evladı milletinden niye aldığını anlayamıyorum. vardır mutlaka bir hikmeti, muradı tabii ama bunu içime sindirebilmiş değilim. hissi biraz. hiçbirkere merhabalaştığım yoktur kendisiyle. cinayetleri anlamadığımız doğru, ama eşref bitlis i türkeyede bir odağın öldürmesine ihtimal tanımıyorum. eşref bitlis, kesinlikle dış odakların dahil olduğu bir sabotaja kurban gitmiştir. niye? doğrudan inceleme mi yaptım? hayır. ama gerekçem var. bizim durumumuzda olan insanların ister istemez subjektif ölçüler kullanmaları kaçınılmazdır. yani matematik verilerle kanaat oluşturma durumunda değiliz. bu alan gizli ve karanlık bir alan ve bu alanla ilgili bütün veriler her zaman inkar edilebilir. somut fotoğraf görürseniz fotoğrafı bile bir komplocu yoruma kavuşturmak mümkündür. onun için bu spekülatif alanda ister istemez spekülatif yorum durumunda kalırız. ömer lütfi mete, derin devlet uzak ara son 50 yılın en büyük jandarma genel komutanı... türkiyede her kesim (katilleri dısında) tarafından sevilmis tutulmus nadir insanlardan biriydi.. böyle büyüklerimiz bizim topraklarımızda adana'dan kalkan amerikan ucaklarınca taciz edilebilmiş.. vay anasını sayın seyirciler... bugun yasadıklarımızı yaşayacağımızı tahmin edip engellemeye çalıştığı için gerçekten... omer lutfi mete isabet buyurmus : "ataturk'ten sonra boyle kurmay gelmemisti"... kuzey irak'ta talabani ile gorusmeye gitmiş. bir konuda talabani ayak sürüyor. org. bitlis ise ısrar ediyor. talabani, özal'la o konunun görüşüldüğünü ve org. bitlis'ten farklı düşündüğünü ihsas ettiriyor. org. bitlis tınmıyor, tavrında ısrar ediyor. talabani bunun üzerine görüşmeyi kesip ankara ile görüşeceğini söylüyor. org. bitlis sakın bir şekilde, "bakın bay talabani, siz teknolojinin en son imkanını kullansanız da, karargahınıza 15 dakikada varırsınız. diyelim ki, hemen ankara'yı buldunuz, söylediniz. size cevap vermek için bir mütalaa yapılmak zorunda. bunun için en kestirmeden 20 dakika gerek. sizi tekrar bulacak. kararı bildirecek... gecti mi biraz daha zaman. bu da yetmez. beni bulup bildirecekler. bana, burada ancak ben istedigim zaman ulasabilirler.nereden baksanız birkac saat gececek. bu surede ben burayı dumduz ederim. sonra da ankara'nın telefonuna cıkıp 'pardon' derim. ama sizin için iş işten geçmiş olur." diyor. talabani yerine oturuyor ve kararı kabul ediyor. Burdan sonrası, Dr. Erol Mütercimler'in "Komplo Teorileri" adlı kitabının "Orgeneral Eşref Bitlis Cinayeti" başlıklı yazısından kendi yaptığım alıntılardır. Ankara'da uçağının düşmesi sonucu şehit olan, ancak bunun kaza mı yoksa sabotaj mı olduğu hala tartışılan Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis'in en yakın çalışma arkadaşı Emekli Orgeneral Necati Özgen, Sabah Gazetesi'ne, bir dönemin perde arkasına ışık tutacak önemli açıklamalarda bulundu. PKK terörünün en yoğun yaşandığı dönemde Güneydoğu'da Jandarma Asayiş Komutanı olarak görev yapan Özgen; Amerikan savaş uçaklarının, gizli bir görüşme için Kuzey Irak'a giden dönemin Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis'in bulunduğu Sikorsky helikopteri iki kez düşürmeye teşebbüs ettiklerini açıkladı. Kuzey Irak'ta 1992 yılında gerçekleştirilen ve "Kazıma Operasyonu" adı verilen harekatı Eşref Bitlis komutasında yöneten Özgen, iki aylık sürede 1.500'ü Zeli kampında olmak üzere toplam 4.500 PKK'lı teröristin öldürüldüğünü de sözlerine ekledi. Özgen bu harekat sonrasında bölgenin kontrolü için yapılan planlar kapsamında Eşref Bitlis ile birlikte Kürt liderlerle görüşmek üzere Selahattin kentine gittiklerini söyledi. Özgen, şehit komutanını anarken gözleri doluyordu, geçmişte yaşadıkları olayları hatırladıkça da sinirlerine hakim olamıyordu. İşte Özgen'in anlattıkları... "91-93 dönemi terörün en yoğun olduğu yıllardı. Hemen hemen 10 vilayet OHAL (Olağanüstü Hal) Valiliği'ne bağlıydı. Ve bu 10 vilayetin asayişi benim sorumluluğum altındaydı. Özellikle Körfez Krizi bölgeyi çok etkiledi; çok yoğun peşmerge akını oldu. Diyarbakır Silopi'de büyük kamplar kuruldu. PKK da silah, cephane ve malzeme bakımından bu durumdan çok istifade etti. Kuzey Irak'ta çok yoğun PKK faaliyeti vardı ve bütün kamplar neredeyse dolmuştu. Bu nedenle 1992'de Kuzey Irak'a büyük bir harekat yaptık. Alttan Talabani ve Barzani, kuzeyden güvenlik kuvvetlerimiz olmak üzere... Operasyon 5 Ekim'de başladı, Kasım sonunda bitti. İki ayda Kuzey Irak'ı teröristlerden temizledik. 92'de yapılan bu operasyonun bir özelliği vardı. PKK kaçmıyordu. Bu nedenle orda çok büyük bir çatışma yaşandı. Ve karşı taraftan toplam 4.500 kişi öldürüldü. Sıra bölgenin kontrolüne gelmişti. Bunun için bir plan yapıldı. Bu planı Barzani ve Talabani'ye anlatmak üzere rahmetli Orgeneral Eşref Bitlisile benim Barzani'nin karargahı olan Selahattin kendine gitmemiz gerekiyordu. 17 Aralık 1992'de Şırnak'tan bir Sikorsky helikopteriyle hareket ettik. Beraberimizde küçük bir karargahımız da vardı. Hatta Orgeneral Eşref Bitlis bir ara bana dönerek, "Irak'a giden ilk Türk generalleriyiz" demişti. Ben de "Vatan için komutanım" karşılığını vermiştim. "Yerden 1.500 metre falan yüksekte uçuyorduk. Zaho'yu geçtikten sonra birden iki tane Amerikan F15'i, biri alttan yukarı, diğeri de yukarıdan aşağı doğru neredeyse helikopterimizi yalayarak geçti. Kaptan pilot Jandarma Yarbay Öner Yaktuğ'a ne olduğunu sorduğumuzda, "Komutanım, jetlerin egzoz gazı helikopterin motorlarını dolduruyor. Bu yüzden motorlar oksijensiz kalıyor ve güç kaybediyoruz. Neredeyse durma noktasına geldik" dedi. Epeyce alçaldık. Neredeyse yalama uçuşu halinde uçmaya başladık. Bu arada durumu Beytülşbap yukarılarında hava trafik kontrol görevi yapan Awacs'a bildirdik. Hezil'i biraz geçtik, Selahattin kentine yaklaşmaya 20-25 dakika kala, aynı uçaklar aynı şekilde bir daha alttan ve üstten dalmaya başladılar." Eşref Bitlis'in ölümü hala sırlarla dolu... 1990 yılında Jandarma Genel Komutanlığı'na atanan Eşref Bitlis'in, bölgedeki Çekiç Güç'ün faaliyetleriyle ilgili bir rapor hazırladığı, bu raporda ABD'nin faaliyetlerinin Kuzey Irak'ta bir Kürt devleti oluşmasına neden olacağı tespitini yaptığı ileri sürüldü. Bu nedenle Bitlis'in ABD Büyükelçiliği tarafından hükümete şikayet edildiği iddia edildi. Bitlis, 17 Şubat 1993'te Ankara'da uçağının düşmesi sonucu şehit oldu. Necati Özgen açıklık bekleyen soruları şöyle yanıtlıyor: -Havada yaşadığınız "gözdağı" olayı olağan mıydı? N.Ö. Hayır, hayır. Zaten Kuzey Irak'ta havayla ilgili böyle bir hareket yapılacağı zaman bunu önce Diyarbakır'daki Hava Harekat Merkezi'ne bildiriyoruz. - Başkalarının hareketleri de size mi bildiriliyor? N.Ö. Evet, bütün hava hareketleri bize bildiriliyor. - Bu uçakların hareketlerinin daha önceden size bildirilmiş olması mı gerekiyordu? N.Ö. Evet, bu yüzden garibime gitti birden. - Jetlerin orda olacağı size bildirilmiş miydi? N.Ö. Hayır, hayır bildirilmedi. - Bu olayla ilgili sonradan bir şey yapıldı mı? N.Ö. Sonradan Diyarbakır'a gidildiğinde çok büyük tepki verildi. Derhal gereği y apıldı. Ama ne talihsizliktir ki 1994 yılında içinde subay, astsubaylarımızın bulunduğu yine bir Sikorsky helikopteri, o bölgede düşürüldü. Bunun bir kaza olduğu söylendi. Ama bu konuda ayrıntılı bilgiye sahip değilim. - Sonradan Amerikalıların Orgeneral Bitlis'ib bölgeyle ilgili hazırladığı raporu beğenmediği ve Bitlis Paşa'nın uçağının suikast sonucu düştüğü vurgulandı. Bu olay da bununla bağlantılı mı? N.Ö. Şimdi düşünün ki hiç haberi olmasa bile, orada bir Sikorsky helikopteri var. Kime ait, kimin var Sikorsky helikopteri? Barzani'nin yok, Talabani'nin yok... - Paşa'ya bir gözdağı mı söz konusuydu? N.Ö. Bitlis Paşa'ya biz gözdağı değil de "Biz buradayız işte, buranın sorumluluğu bize ait" gibi bir izlenim vermek istediler. Eşref Paşam'ın kazasıyla ilgili olarak şunu söyleyebilirim: Ben o zaman Diyarbakır'da olduğum için ordaki durumu net olarak bilmiyorum ama o zamanki Genelkurmay Başkanımı Sayın Doğan Güreş bunun bir kaza olduğunu televizyonda açıkladılar.- Dünyada Türk Olmak
- 20 Soru
Bir Salevat ceker arkasindan Sübhaneke okurum sen kendini öldü bil.. sen öldün godzii- 20 Soru
Bence birincisini derdin cünkü icindeki ses o heyacani yasamak istiyor.. seni muallada kurtaramaz Allah rahmet eylesin bana sorarlarsa iyi bilirdik derim? tamam- 20 Soru
Godzii Senin Cevabın Ne Olurdu...- Sevdiklerin
Pitbull The Anthem The CW's The Reaper Crew Lip Dub- Bu Yilki Eurovizyon Sarki Yarismasi
Sayin suheda_' sesi vede fizigi´ni bir kenara koyarsak burda böyle espiri yapmamin amacida Tarkan bugün dünyada bilakis bati dünyasinda.. özel ve devlet kanallarinda tekten bir Türktür.. kendisini dinleten vede Türkce bakin bu sadece bir gün degil bir saat degil iki üc sene boyunca ve her gün ve günün her saatinde müzigini dinleten tekten Türk tür tekrarliyorum vede TÜRKCE dinletmistir.. bu dönemde tabii biz duyumlar aliyorduk ülkemizde fiziginle ugrasanlar var diye.. onlar ayri konu gerci ayni konuyu hadise icinde isliyorlar..rencide edecek sekilde..sakirayi hayranliklarini gizlemeyenler hadiseye gelince tavir koymaktalar.. Simdi hadise olayina gelirsek hadise ingilizce söylüyor diye; bu bir tanitimdir demekki o parcayi ingilizce daha hakim olabiliyor ve daha hos kilabiliyor onun icin ingilizceyi tercih etmis bu demek degildirki illahin Tarkan gibi basariya ulasacak.. bu ülkemizde sanatcilarimizin bollugunu ön plana cikaracaktir.. kimse burda hadise sarki söylerken ingilizcemi söylüyor türkcemi diye farkina bile varmiyacaktir! basari ülkemize aittir ayni sekilde dolayli yoldan dilimize!- Terör örgütünde Kürtçe kanal öfkesi
Sayin mavi olmayan gökyüzü' ben net yargiya sahibimde terbiyem el vermiyor Türk örf adetlerinle yetisdigim icin yoksa ülkemi her daim her konuda rencide eden insanlari onlarin terbiye kurallariyla cevap vermesini bilirim.. Ben senin eline silahi vermedim yazinda silahi alan sensin.. sen hangi yargidan bahsediyorsun? tartismada ince nezaketli yazilari okuyup göremiyorsan cözemiyorsan benim sucum ne?- Gazze'de katliam
Sayin mavi olmayan gökyüzü' Bakin Türkiye Orta Dogu ülkeleri ile iliskilerini uzun yıllardan beri büyük bir dikkatle yürütmüstür. Aynı zamanda sözde dostu ve müteffiki olan Amerika ile de iliskilerini büyük bir dikkatle yürütmüstür. bunun aksini kimse iddia edemez.. NATO cercevesinde Amerika ile yakın bir siki isbirligimiz var. onun disinda ne ortak bir hedefimiz vardir nede hedeflerimiz var. herhalde askerimizin basina ortadoguda arab dostlarmiz alis verisde görsün diye gecirilmedi? KIBRISTA bosuna amborga uygulanmadi bosuna egede bir gemimiz vurulmadi Türk-Amerikan iliskileri kimin menfatine diyorsan sadece ABD nin cikarlarina hizmet etmistir. Türk halki ve Türkiye bunun bilincindedir ortadogu ülkelerine gelince; Türkiye tarihden gelen kirkinliklari gidermek icin Orta Dogu ülkeleri ile iliskilerini cok önem vermis dikkat etmeye özen göstermistir bu özeni ayni sekilde bati ülkeler icinde gecerlidir Amerika ile sürtüşmedik, Amerika'nın bölgedeki temsilcisi seklinde hareket etmedik. senin düsündügün gibi Amerika'nın Truva Atı olmadik O bakımdan, burada dikkat edilmesi gereken sey, kimlerin Truva Atı oldugu her daim bu sevdadan kimlerin gecmedi belli? belki bu Atlar olmasaydi iliskilerimiz karsilikli menfaatlara dayanacakti elimiz daha saglam olacakti vede ortadogu bu kadar aci cekmeyecekti..Amerikanin eger illahinde bilmek istiyorsan icimizdeki Truva atlarindan haric kimleri destekledigini Enerji kaynakları üzerindeki etkinliğini koruyabilmek.. icin.. İsrail Amerikan yanlısı Mısır ve Ürdün gibi ülkeler diiir- Terör örgütünde Kürtçe kanal öfkesi
Silaha daha gür bir sesle hayır diyebileceksiniz? bu güzel; en son ne zaman silahi birakacaksiniz? tv vergiside vermeyi düsünüyormusunuz..gerci tam olarak bilmiyorum Türkiyede televizyon vergisi varmi? veriliyormu..- Kafkas Dernekleri Federasyonu, Çankaya Köşkü’nde görüştükleri
Çerkezler de yayın istedi TRT'nin Kürtçe yayına başlaması Türkiye'deki Kafkas kökenli vatandaşları hareketlendirdi Kafkas Dernekleri Federasyonu, Çankaya Köşkü’nde görüştükleri Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e, Çerkezce yayın taleplerini iletti. TRT 6’nın (Şeş) Kürtçe yayına başlaması, Türkiye’de yaşayan Kafkas kökenlileri hareketlendirdi. Türkiye’deki 56 Çerkez derneğinin çatı örgütü Kafkas Dernekleri Federasyonu (KAFFED), dün Çankaya Köşkü’nde görüştükleri Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e, Çerkezce yayın taleplerini iletti. Hürriyet'in haberine göre Cihan Candemir başkanlığındaki KAFFED heyeti, "Türkiye’de yaşayan 6 milyon Çerkez’in de kendi ana dillerinden yayın zevkini yaşamak istediğini" söyleyerek, üniversitelerde Kürtçe için düşünülen dil ve edebiyat bölümleri ile enstitülerin Kafkas dilleri için de açılmasını istedi. Çerkezler, bu bölümler için de, YÖK’ün Kürtçe için düşündüğü Ankara ve İstanbul üniversitelerini işaret etti. Edinilen bilgiye göre, Çerkezler’in taleplerini dinleyip not alan Cumhurbaşkanı Gül, "Bütün bu taleplerinizi arkadaşlarımızla birlikte değerlendirip, gereken ne ise onu da yaparız" dedi. KAFFED Genel Koordinatörü Cumhur Bal da Hürriyet’e, "Kürtçe yayına başlayan TRT 6’nın adı aslında çok dilli kanal. Bu kanalın çok dilli hale gelmesi için Kürtçe dışında da yayınlar yapılması gerekir. Türkiye’de 6 milyon Çerkez var ve Çerkezler de kendi ana dillerinden yayın izlemenin zevkini alabilecekleri doyurucu, tatminkar yayınlar izlemek istiyor" dedi. TRT 3’deki Çerkezce yayının da perşembe günleri sabah 07.00’ye alındığını anımsatan Bal, şöyle konuştu: Bayat haber istemiyoruz "Daha önce saat 10.00’da başlarken, bir yıldır sabah erken saate alınan bu yarım saatlik yayında da bir hafta öncenin bayat haberleri ile Toroslardaki çiçekler gibi ilgisiz konular anlatılıyor. Onun için de bu yayınlar izlenmiyor. İnsanlar kendi kültür ve geleneklerinden, kendi nostaljilerini çağrıştıran şeyler bulsun ki bu yayınları izlesin. Madem Kanal 6 çok dilli bir kanal haline getirildi, bu tür programların da olması gerekir." Sohum’a sefer başlasın Çerkezler, Türkiye’nin 13 yıl önce durdurulduğu gemi seferlerini yeniden başlatması talebini de Gül’e ilettiler. Bal, şu bilgiyi verdi: "Trabzon’dan Sohum’a yapılan gemi seferler Bağımsız Devletler Topluluğu’nun Abhazya’ya yönelik ambargo kararı üzerine kaldırıldı.Gemi seferleri yeniden başlatılsın ki, TC vatandaşı olan bu insanlar akrabalarını görmek için Rusya üzerinden transit vize ile gitmek zorunda kalmasın." - ERGENEKON=?SUSURLUK=?GLADYO=?ULUSALCILIK?
Önemli Bilgiler
Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.