Zıplanacak içerik

sarıgöl

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

sarıgöl tarafından postalanan herşey

  1. Sizin "şüreka" larınızdan birine yazdığım gibi aslında siz ve sizin gibiler "iflah" olmaz bir "izm" cisiniz. Deneylerden çıkan sonuçların yer aldığı kısa bir alıntıyı astım üstelik o deney sonuçları bilmsel veriler; üstelik itiraf'ta ediliyor( Beynin yapısı, kimyası ve işlevlerine ilişkin araştırmaların yanı sıra, nörobiyolojinin üstesinden gelmeye çalıştığı bir sorun daha var: zihinle beyin arasındaki ilişkiyi çözmek. Focus ) sen daha hala "RUH" un kanıtı varmı herzelerindesin ben sana sorayım "RUH" un olmadığının bir kanıtını "bilimsel" olarak göster varmı bir kanıtın ama benim söylediğim (alıntı) çözemedikleri bir bilinç var değilmi hadi sende geç sıraya.
  2. Ancak büyük umutlar, taramaların başlamasından kısa bir süre sonra suya düştü. Evet, beyin etkinlik merkezlerine sahipti. Konuşurken, sol yarımküredeki olası dil bölgesi etkinleşiyordu. Ancak hemen ardından, beynin tüm alanlarında hareketlilik görülüyordu. Özel noktaların yanında, bütünsel bir işletim sisteminin varlığı açıktı. Beyinde hiçbir bölüm, tek başına, diğerlerinden bağımsız bir eyleme girişmiyordu. Şu anda nörolojinin geldiği nokta bu. Eski basitlikler, yeni karmaşıklıklara yol açıyor. Laboratuvar ortamında bilim insanları, her geçen gün bilinmeyen bir durumla karşılaşıyorlar. Tıpkı ardı ardına dizilen domino taşları gibi Uzun bir uğraş sonrasında tek bir taşın devrilmesi, o güne kadarki kazanımları silip atabiliyor. Beynin yapısı, kimyası ve işlevlerine ilişkin araştırmaların yanı sıra, nörobiyolojinin üstesinden gelmeye çalıştığı bir sorun daha var: zihinle beyin arasındaki ilişkiyi çözmek. Beynin en karmaşık konuşu zihnin en gizemli yanlarından biri de, acı çekmekten utangaçlığa kadar pek çok şekle bürünebilen bilinç ya da şuur... Akıl, Zihin, Bilinç, Zeka, Fikir, Kavram, Uzay, Zaman, Muhakeme, Hayal, Çağrışım, Algı, Şuur, İdrak, Anlam, Dikkat, Sezgi, Genelleme, Sanı, Ayrım, İlgi, İçgüdü, İstek, Sempati, ve duygulanımın tüm çeşitleri.. ALINTI. (KARIŞIK) Tarafsız "Ben" bu konuda "Nörolöji" amatörün'de,amatörüyüm tıp doktoru'da değilim doğrusu bu site'de yaptığımız tartışmalar sayesinde "GOOGLE" vasıtası ile araştırıp baktığımda senin ileri sürdüğün hiç bir şeyin kesin kanıtı yok bu vesile ile sana derim'ki acizane zaten bilimde öyle söylemezmi kanıtlandığı söylenen her bir şey yeni kanıtlarla ortadan kalkar kati konuşma tartıştığın her kim olursa objektif ol nick'in gibi değilmi.
  3. katakuta "GEREKTİRİYORDU" demek ne demek ve Muhammed Hamidullah'ın "gerektiriyordu" yazısından sonra yazılanları görmemişsin galiba ne diyor Muhammed Hamidullah "DAHA ÖNCEKİ BİR BÖLÜMDE, MEDİNE'DE YÜRÜRLÜĞE KONULAN ANAYASANIN METNİNİ İNCELEMİŞ VE (YAHUDİLERİN) HÜKÜMETLE İLGİLİ İŞLERİN İCRASINDA SAHİP OLDUKLARI DURUMU ORTAYA KOYMUŞTUK". Şimdi senin "gerektiriyordu" takıntın burada havada kalıyor sebebide "gereken yapılmış'ki" sonrasında Muhammed Hamidullah ne diyor "HÜKÜMET" bile kurulmuş Yahudilerin işlerinden bahsediyor. devam edecek.
  4. katakuta. Bilgisayar'a yeni baktım yazınızı yeni gördüm dolayısı ile cevabımı şimdi yazacağım olurmu. İslam Peygamberi (Muhammed Hamidullah) adlı iki ciltlik kitap eğer elinizde ise iyi okuyun faydalıdır. Şu an olduğum yerdeki kütüphanemde o kitaplar yok yoksa size o kitaplardan yazardım daha bir iyi olurdu.
  5. Aslında her şeyi bildiğimi (haşa) hiç iddia etmedim, etmemde üstüne, üstlük "AVAM" olduğumu,tahsilimi'de yazdım ama ne hikmetse zataliniz "DİN'İ" konuda özelliklede "İSLAM" konusunda bayağı bir "UZMAN" edası'ile habire yazıp (paket kopya) birde yazdıklarınıza (yorum) ekleyip ondan sonrada cevap veremediniz tavrı takınmanız hoş değil değilmi katakuta. Çarpıtma göstermeme gerek yok sebebide ikimiz arasında yapılan yazışmalara bakmak yeterli ha kimseninde kusurunu aramak bana düşmez haddim değil buda böyle biline sayın katakuta.
  6. Vahdet ve kesret sözcükleri de tıpkı “Evvel”-”Âhir”, “Zâhir”-”Bâtın” isimleri gibi lügavî mânâları itibarıyla birbirinin mukabili, hakikatleri açısından “zıdd-ı mülâyim” çerçevesinde hep birbirini hatırlatan ve beraber anılan kelimelerdendir. Birlik, yalnızlık, teklik diyeceğimiz vahdet; hak yolcusunun, her şeyi Allah’a bağlayarak bütün eşyâ ve hâdiseleri O’ndan bilmesi, O’na vermesi; her nesne, her hâl ve her harekette O’nun ilim, kudret, irade ve sair sıfât-ı sübhâniyesinin parıltılarını müşâhede etmesi, topyekün ef’âl âleminin arkasında esmâ-i hüsnâ tecellilerini görüp sezmesi; sözün özü, hep O’nu bilip, O’nu duyup, O’na yönelip, O’nun maiyyet-i mâneviyesine ermesi ve sonra da yalnız O’nu istemesi, O’nun rızasına kilitlenmesi ve her zaman O’nun emir ve isteklerine bağlı kalması demektir ki; bunlar, gerçek bir müminin, Hak karşısında düşünce, inanç, tavır ve davranışlarının da icmâlî ifadesidir. Hazreti Zât’a bakan yönüyle vahdet; O’nun tek, yektâ olması; şerik ve nazîr, vezir, muîn ve yardımcısının olmaması; herkes ve her şey, her halinde O’na muhtaç olduğu halde, O’nun herkesten ve her şeyden müstağnî bulunması mânâsına Âlim-i Mutlak, Hâlık-ı Mutlak, Hâkim-i Mutlak, Müdebbir-i Mutlak, bütün evsâf-ı kemâliyenin Mevsûf-u Mukaddes’i, esmâ-i hüsnânın Müsemmâ-i Akdes’i ve bütün kesret âlemindeki tebeddül, tegayyür, elvân, eşkâl ve ahvâlin de biricik mercii ve mutasarrıfı demektir. Buna karşılık kesret ise, üzerinde muhit bir ilim, kâhir bir kudret ve hâkim bir iradenin mührü, sikkesi, tuğrası bulunan bütün bir varlık ve hâdiseler mânâsına geldiği gibi, hak yolcusunun, kendi iman ve mârifet ufkuna göre tekvinî emirleri doğru okuyup doğru değerlendirerek, her biri O’nun cemâl ve kemâline birer mücellâ ayna olan topyekün eşyâ ve onların kasda, iradeye bağlı hususî hallerinin çehrelerinde Hazreti Mütecellî’nin okunduğu/okunacağı bütün bir kâinat kitabıdır. Bu itibarla "ERİK" tek çekirdekli olduğu için "VAHDETİ" "ÜZÜM" de çok çekirdekli olduğu için "KESRETİ" temsil eder. Yunus'un "Çıktım erik dalına, Anda yedim üzümü" ifadesi "Vahdet'te,Kesret,Kesrette, Vahdet" müşahedesidir. ALINTI.
  7. Sayın tengeriin boşig. Eğer kişiselleştirip sizi rencide etti isem özür dilerim. Fakat bilimsel kaynaklardan yaptığınız alıntılara eklediğiniz yorumlar "Zihin,Bilinç,Ruh" kesin gibi sunmayın arayışta olduğunuzu belirtip kesin hükme varmayın.Kur'an hakkında başkasını refarans verip "RUH" hakkındada ispat etti demeyin değilmi. saygı.
  8. katakuta. Vahdeti vucut'ta "RUH'U" izah edermisin? ha edemezsen olabilir zaten her yazdığın bilgiden dolayı'da olmadığı malum yüzeysel takılıyoruz fazlası "bilgi" bozar bakarsın "hakikati" yakalarsın değilmi en iyisi "paket kopya" takılmak (çarpıtma,yorum) olarak. Çıktım erik dalına,anda yedim üzümü Bostan issi kakıyup,der ne yersin kozumu YUNUS. katakuta bak Yunus Emre erik,ve üzüm diyor "Vahdet,Kesret" anladınmı yanlız bu şiir'in bu kadarı "Vahdeti Vucud'u" raddeder bildinmi, bilemediysen ne yapalım istersen biraz izahat yazalım ne dersin.
  9. Farkındamısın Brain? "Bir daire üzerinde hangi nokta başlangıçtır" yazmış ve cevabı yoktur yazmışsın?. Halbuki Hoca nasreddin yani (nasreddin hoca) cevabını vermiş ne demiş bilirmisin "eşeğimin sol arka ayağının bastığı yerdir" demiş malumunuz "Daire'nin başlangıcı şeçtiğin yerdir" değilmi vede keyfi değildir. Bir küre,yüzey, hangi nokta, yüzeyin ortası bunlar laf canbazlığı bile değil "atraksiyon" cevabı bak "DAİRE". Kafana göre "Daire'de şeçtiğin nokta keyfi olur, objektif olmazmış? bir kere daire'de şeçilecek nokta (ama daire'de) neresi olursa olsun,istersede keyfi olsun objektif olur sebebide bu daire şeçtiğin yer merkez anladınmı. Kafama göre "TASARLAYANA SINIR KOYMAK (HAŞA) BENİM HADDİM DEĞİLDİR" yanlız bu "EVREN'İ" bir tasarlayan var ve yaratan var onu kastetmiştim anlayana.
  10. yamyam. Alıntı benden fakat kime karşı yazdığın belli değil ama olsun madem zatıaliniz ulemasınız cevap vereyimde bilgilen tek kelime "İLKEL ÇORBA" anladınmı? anlamadıysan,anlamadığın ne ise yaz hasbelkader karınca,kaderince yazarız.
  11. İnsan'ın "ben' liği vucudundamıdır" yoksa " Beynin'demidir" sen evvela bu soruyu cevapla ondan sonra "felç" olayını tartışırız sonrada (Alzheimer) geçeriz.
  12. Tutarlı olmak lazım en azından yazdıklarında. (kişiler)
  13. Bazı soruların yanıtı yoktur? tesadüfün,tesadüfü olmayacağına göre ona cevap veremedinmi o zaman kolaycılığa kaçmak en doğru olanı "Tasarlayıcının,tasarlayıcısı (haşa)" olmuyor Big Bang, mı Big Crunch mı? olsa bile ne kadar geriye götürürsen götür muhakkak bir başlangıcı vardır laf canbazlığı sorunu çözmez.
  14. :devil: Sende eskisin
  15. katakuta. Evvela nerde durduğunuzu bilmem lazım sebebi'de bulduğunuz her argümanı (İslam karşıtı) sarılıp üstelik üzerinede çarpıtma yorum ekleyerek topic'e asmak?? yani rüzgar gülü gibisiniz ne dediğiniz belli nede yazdığınız sebebide eleştirinin bile bir disiplini olur sizde oda yok anladınızmı?. İslam hakkında herkes görüş belirtir,eleştiri yapabilir fakat en azından eleştiri ,veya görüş yaptığı konuda bilgisi olması gerekir değilmi öyle çalakalem "çarpıtma,uydurma" yorum yapıldımı tarafsızlıkta ortadan kalkar sonra katakuta hangi soruyu sordunda cevabını almadın yazarmısın yazda bizde öğrenelim veya tekrar sorda (paket kopya değil) cevaplayalım öyle sallamakla olmaz sanal alemde.
  16. Şu anda nörolojinin geldiği nokta bu. Eski basitlikler, yeni karmaşıklıklara yol açıyor. Laboratuvar ortamında bilim insanları, her geçen gün bilinmeyen bir durumla karşılaşıyorlar. Tıpkı ardı ardına dizilen domino taşları gibi Uzun bir uğraş sonrasında tek bir taşın devrilmesi, o güne kadarki kazanımları silip atabiliyor. Beynin yapısı, kimyası ve işlevlerine ilişkin araştırmaların yanı sıra, nörobiyolojinin üstesinden gelmeye çalıştığı bir sorun daha var: zihinle beyin arasındaki ilişkiyi çözmek. Beynin en karmaşık konuşu zihnin en gizemli yanlarından biri de, acı çekmekten utangaçlığa kadar pek çok şekle bürünebilen bilinç ya da şuur... ALINTI (Focus) Topic'te "noroloji" prof'ları var galiba üstelik "metafizik" tede uzmanlar ey uzman kişiler bana bir kesin kanıt verebilirmisiniz (zihin,mi düşünür beyin,mi) ha duyamadım ne dediniz üstelik olayıda (güya eleştir ben ve huri) diyerekten makaraya getirmekte işin cabası hadi geç bakalım.
  17. Organik yapı Beyin, elektrokimyasal devrelerle birbirine bağlanmış beyin hücrelerini tanımlayan sinirlerden (nöron) oluşuyor. Her sinir, sinyalleri alarak işliyor. Sinir ağları, çok sayıdaki bağlantılarını zayıflatarak ya da güçlendirerek anıları saklıyor, hafızayı oluşturuyor. Alışılmadık bir deneyimle karşılaşılması, örneğin Mona Lisa'nın portresine bakılması, hücrelerin kendi aralarında farklı düzenlemelere gitmesine yol açıyor. İlgili sinirler, aniden bağlantılarını güçlendiriyor ve karşılaşılan modeli tanımlamaya çalışıyor. Kaydedilen bu veriler, ikinci deneyimde işlemi daha hızlı gerçekleştiriyor. Tekrarlanan işlemler bütünü, yaşamın zihinsel görüntüsü olarak beyinde saklanıyor. ALINTI.(Focus) İnsan kopyaladığı yazıya bari alıntı yazar ve o kopya yaptığı yerdeki "BEYİN" hakkında yazan yazıları objektif olarak topic asar. Bilinç araştırmaları Uzun zamandır bilim insanları, bilinç konusunda adım atmaktan kaçınıyorlardı. Kimisi bilincin objektif araştırmaya açık bir konu olmadığını öne sürerken, kimisi ortada araştırılacak bir konunun bulunmadığını bile söyledi. Onlar için zihin, değişik beyin işlemleri sırasında beyinde gelişen bir kavramdı sadece. Ancak 1990'lı yıllarda bu konuya yaklaşım da değişti. Bilinç araştırmaları bilimsel yayınlarda, konferanslarda ve eğitim çalışmalarında kabul görmeye başladı. Günümüzde bilinç araştırmaları, ciddi olanlar ve olmayanlar şeklinde ikiye ayrılabilir. Ciddi olanlar işi ağırdan alıyorlar ve bilinci, eşgüdümlü sinirsel etkinliklerin ürünü olarak görüyorlar. Tabii ki her sinirsel etkinliğin bilinçle ilgili olmadığının farkındalar. Davranışlarımızın çoğu bilinçsizce ya da bilinçaltı alışkanlığı şeklinde ortaya çıkıyor. Bu grupta yer alan bilim insanları, Bilişselliğin Sinirsel Bağıntısı (BSB) adını verdikleri araştırmayla, zihinsel olaylar sırasında beyinde nelerin yaşandığını bulmayı hedefliyorlar. "Necker küpü" veya "imkansız üçgen" deneyleri gibi tersine çevrilebilir görüntü yanılsaması örneklerini ele alalım. Necker küpünde, bakış açısına bağlı olarak görüntü değişir. Bir taraftan bakıldığında küp bize doğru yönelmişken, diğer taraftan bakıldığında arka kısma doğru uzanır. Hayvan beyni içinde yaşananları kaydetmek için elektrotları kullanan araştırmacılar, bu tür farklı bakış açılarının sinir tepkilerini nasıl etkilediğini belirlediler. Bu deneyler, beyin mekanizmasını anlamak için en güçlü yollar. Daha önceki keşiflerden birinde, bilişsel algının belirli bölümlerinde, sinirlerin ateşlenmesi adı verilen etkinliklerin ve elektrik uyarılarının eşzamanlı yaşandığı anlaşılmıştı. Özel beyin alanlarında da benzerlikler var. Örneğin ön alın lobu zihinsel süreçte devreye giriyor. Merkezde bulunan "anterior singulat korteks (önkuşak korteksi) olarak bilinen bölge de anahtar alanlardan biri. Buna karşın, bilişsellikle ilgili sinirsel etkinliği sağlayan tek bir mekanizmanın varlığından kesinlikle bahsedilemiyor. Bilinen tek şey, bilişsel etkinlik sırasında birbiriyle uyumlu pek çok sinirin etkinleştiği ve ön alın lobunun devreye girdiği. Yine de, BSB üzerine araştırma yapanlar, bilinç sürecini açıklayabilecek net ve kesin mekanizmaları belirleyebilmek için uğraşıyorlar. Kuantum mekaniği BSB araştırmacıların yanı sıra, bilinç konusunu farklı yöntemlerle inceleyenler de var. Bu kişiler bilincin çok özel, sıradışı ve beynin işlemlerinin toplamı olduğunu düşünüyorlar. Bu kampta yer alanların yaklaşımına göre, bilinç gizemi kuantum mekaniğinin gizemiyle doğrudan bağlantılı. Onlara göre bilinç, çok sayıdaki hücrenin kuantum üstkonum aşamasına geçmesinin bir sonucu olabilir. Kuantum kuramcılarının karşılaştığı en önemli sorun, hücrelerin evre uyumlarına ilişkin makroskobik aşamaların sıcak ve nemli beyin ortamında net olarak tespit edilememesi. Bilinç mekanizmasını araştıran bir üçüncü kesim ise, bunun biyolojik işlemler bütünü olduğunu savunuyor. Örneğin, Şilili nörologlar Humberto Maturana ve Francisco Varela tarafından geliştirilen "autopoiesis" (yenilenme, kendini yeniden üretme eylemi) ya da kendinden bilme ağı teorisine göre bilinç, karar verme yeteneğinin genel biyolojik sürecinin yoğun şeklidir. Yaşamın kendisi, dünyada olup biteni bilme ve bunlara cevap verme eylemidir. Genler, dünyaya uyum sağlamak için bedenin ihtiyaç duyduğu anlama yeteneğini temsil eder. Bağışıklık sistemi, kendisinin ne olduğunu ya da olmadığını bilip ona göre harekete geçer. Dolayısıyla bilinç, bu temel biyolojik ilkenin karmaşıklaşmış hali olabilir. Tüm bu sistem yaklaşımlarının amacı, bilince yönelik net ve matematiksel bir model kazandırmak. Ancak, yolun çok başındayız ve bilinç konusunda aşılması gereken daha çok nokta var. Tüm bilinmezlerine rağmen, önümüzdeki 30 yıl içerisinde, beynin yapısı, kimyası ve işlevlerinin; her sinir ucunun, dendritin, presinaptik sinirin ve sinir hücresinin haritasının çıkarılacağı belirtiliyordu. Dolayısıyla bir makine ile insan arasındaki farkın çok azalacağı ileri sürülüyordu. Bu konuda önemli adımlar da atıldı. Yine de nöroloji dünyası henüz ulaşılan noktadan hoşnut değil. Ve yeni tekniklerle gizler denizinin derinliklerine ağır ağır ilerliyor. ALINTI. (Focus.) Devam edecek.
  18. Brainslapper. Gerçekten bazen yazmak için yazdığından dolayı kusura bakma ama “gına” getiriyorsun sebebi’de “HİS” inde komut olduğu “veciz” bir şekilde “TOPİC” litaratürüne girmiş oldu sayende. “RUH” un kanıtı odur dedimmi. Demekki “YUNUS” da bu zamanda yaşasa onada bu sözü söylediği için aynı nakaratı yapacaktın. Farkındamısın benim sorduklarımı hep “pas” geçiyorsun üstelik konuyuda saptırıyorsun acaba bu neyin alameti.
  19. Sayın boşig. Dengeden bahsediyorsunuz ve yaşamın “Tesadüf” le oluşamayacağını yazıyorsunuz ve kendi yasaları var, bilinci var diyorsunuz (yaşamın) ve buna denge diyorsunuz. Sonra aynen şunu yazıyorsunuz (İlk hücrelerin oluşması bile belli yasalara, yani belirli dengesizliklere (yani denge arayışına) bağlı.) şimdi var olan denge neden bozulupta hücre oluştursun zaten “denge” var bozulupta,yapılanmaya gerek varmı sağlam iken hücreyi oluşturur değilmi. Sayın Boşig birde hep “hücre” yapılanmasından bahisle “Canlılığın” ilk oluşumunun hücre ile olduğunun bir kanıtı varmı. Tesadüfede inanmadığınıza göre Big Bang oluşumu demek malumunuz ilk canlı varlığın (veya hücre) oluşumu değil “Evren’in”yaratılışıdır üstelik muazzam bir hesaplamanın sonucu (Big bang) ve oluşum “Denge” de ve sonraki evrelerde “dengesizlik” neden oluşsun saygılar.
  20. Bana İnsanın yaptığı "Hür iradesi" ile eylemleri yazma elin sıcaktan çekilmesi gibi elin sıcakta durmasıda komutla olmaz burada devreye (His, İrade,Akıl'etme) girer bu olanları bilgisayar yapamaz. "RUH'UN OLMADIĞINA DAİR SENİN BİR KANITIN VARMI" Bana bende demen bende değilem / Bir ben vardır bende benden içeri. YUNUS.
  21. Aslında "BİLGİ" çağındayız bazıları farkında değil galiba. Saygılar.
  22. BilinçliyMİŞ? hareket'te değil "KOMUTLA İŞLEM" yapar. Zaten metal,plastik,elektrik yığınına "RUH'U" olan komut veriyor birde bilgisayarıda icad eden o "RUH'U" olan İnsandır. Saygılar.
  23. Sayın Tengeriin boşig. Öğrenmek için soruyorum cevaplarsanız memnun olurum. Acaba İnsan tesadüfenmi oluşmuştur dolayısı ile beyni'de yoksa İnsan ve Beyni yaratılmıştır üstelik "İrade'si" de vardır "hür" ne dersiniz.
  24. sarıgöl şurada cevap verdi: muki başlık Dini Konular - Din - Dinler
    Tesadüfleri anmak olmaz yenidende inşa edilemezler sebebide " Kainatta tesadüfe,tesadüf edilmez." Eflatun.
  25. Şimdi en çok hoşuma giden şeyi yazacağim bu sitede dolayısı ile topic'lerde. Cevabi bir karşı yazı yazdığım zaman bana karşı yazanların (bazen, eküri, bazen troyka) sığındıkları ya cımbızla şeçilmiş istismar işi yazılar yada direk konuyla alakası olmayan çarpıtılmış yorumlar ama bu durumda bile (absürt) olsa yazdıklarına cevap yazacağım saygılar sizlere. "ALLAH" ın zaman ve mekanla ilintisini bize öğretecek senmisinki? Ayet ve yorum ekleyerek (çarpıtma) soru soruyorsunuz cevap aldığınız zamanda şu varmı idi bu varmı idi evvela sorduğun soruların ne anlama geldiğini öğren ondan sonrada aldığın cevabı konu ile ilintisini çarpıtmadan anlamaya çalış ama ben anlıyorum çıkış yok ondan tali konulara işi çekiyorsunuz neyse maksat topic'e takılanların faydalanması. Şimdi brainslapper doğrusu yazdığın yazıya tam denk düşmüş fıkra? sebebi'de kim ne demiş, nerde demiş, kime demiş belli değil kendin pişir, kendin ye türü bir yazı üzerinede ekstradan bir yorum sonrasınada bir fıkra neyse bende bir fıkra değilde atasözümüdür değilmidir bilmediğim bir yazı yazayımda tam olsun "SAĞIR DUYMAZ UYDURUR".

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.