sarıgöl tarafından postalanan herşey
-
kehf suresinde hz. musa ve salih kul kıssası
Rasyonel; Akla uygun, aklın kurallarına dayanan, ölçülü, ussal, hesaplı TDK. İNANMAYANLARIN TÜMÜ BANA AKLI RASYONEL BİR ŞEKİLDE AÇIKLASIN TEORİ VEYA TESADÜFLE DEĞİL BİLİMLE VE BİLİMSEL YOKSA BENDE İNANACAĞIM BAZI CANLILARIN İLKEL ÇORBADAN ÇIKTIKLARINA YOKSA BU KADAR ŞAÇMALIK OLMAZ. Not. Deterministler "OZON" tabakası için ne der kendiliğindenmi deliniyor yoksa başka sebeplermi var.
-
kehf suresinde hz. musa ve salih kul kıssası
KUR'AN yaşam tabakası demiyor diyor demirefe sonra bu ne biçim yaşam tabakası varlığı ise deyip kendisi olmadığını söylediği yaşam tabakasına eleştiri getiriyor uydur,uydur yaz. MUSA a.s. mın yürüdüğü hangi İnsan yiyor içiyor sanki oradaymış gibi yorum yaz MUSA a.s. ile yürüyen hangi insan yemek yemiş sonrada yaşam tabakası hayali üret ve *********** yorum yaz. Bilim icat eder tanım yapar doğru ama başka bir icat yapıldığında eskisi çöpe gider fakat bilim icadını "ZİHİNLE YAPAR YANİ AKILLA" şimdi benim merak ettiğim deterministler ve ateistler "zihin ve bilince" ne der misal psikolojik determinizmden bir örnek verelim; " İnsan davranışları ve eylemleri değişmez ilkelere veya yasalara bağlı olduğu gibi aynı zamanda zorunludur. Öyleyse insan özgürlüğünden, insanın özgür iradesinden ve özgür seçiminden de sözedilemez. şimdi İnsanın özgür iradesi olmadığını kabul eden bir felsefe hemde psikolojik demekki gerçek psikologlara bayağı bir ihtiyaç var tımarhanelerde. Birde ateist falsefenin inandığı bir şey varki tamda evlere şenlik "İLKEL ÇORBA VE TESADÜF" şimdi asıl merak ettiğim bir determinist ile bir ateistin nasıl fikri olarak buluşabileceğidir sebebide determinist herşeyin önceden belirlendiğini ateisttin ise her şeyin tesadüfen olduğunu iddia etmesi üstüne,üstlük birde başkalarına eleştiri getirmeleri yokmu tam bir safsata ve inandırıcılıktan yoksun teorik masallar neyse fazla yazmaya gerek yok zaten gereksizde.
-
kehf suresinde hz. musa ve salih kul kıssası
ABD askerleri çocuk öldürdükleri vakit "elhamdülillah" mı der veya kim sevinir üstelik bu misal KEHF 74. Ayetle ilgisi ne. Müslümanların nasıl düşünüp yorum yaptıkları meydanda ( Ancak burada dikkate değer bir nokta vardır ki o da Hızır'ın öldürdüğü çocuk meselesidir. Eğer bu çocuk büluğ çağına ermiş idiyse derhal küfür ve azgınlığına hüküm vermek şeriata uygun olur. Fakat âlimlerin çoğunun dedikleri gibi, henüz büluğ çağına ermemiş bir çocuk idiyse, onun kâfirliği ve azgınlığı nihayet gelecekte meydana çıkacak bir gerçektir. Hızır, Allah'ın kendisine bağışladığı ilim ile, onun o zamanki ve gelecekteki bütün gizli bilgilerini bilmiş dahi olsa, bir çocuk şöyle dursun bir ergini bile ileride yapacağı suçtan dolayı öldürmek şüphe yok ki İslâm hukukuna aykırıdır. Çünkü Hz. Ömer (r.a) Muğire'nin kölesini görünce: "Bu beni öldürecek" demiş, kendisinin katili olacağını bilmişti. "O halde niye bırakıyorsun, ey müminlerin emiri!" dediklerinde "Ne yapayım henüz bir şey yapmamıştır. Ve yalnız kalbindeki şeyden dolayı da şeriata göre sorumlu olunmaz" dedi. Ve dediği gibi ertesi gün şehid oldu. Şu halde Hızır'ın öldürdüğü eğer çocuk ise bundaki hüküm, hakikat ile şeriat arasında bir uyumsuzluk noktası meydana getirmez mi? Ve bu durumda Musa bu yoruma nasıl kanaat etmiş olur? başka bir ifade ile güzellik ve çirkinlik açısından bakıldığı zaman Hızır'ın yaptıkları, gözle görülmeyen gizli sebeplere dayandığı için görünürde çirkin ve hikmetsiz görünüyor. Sebeplerinin açıklanmasıyla gerçeğe uygun olduğu zaman ise, üçte ikisi genel kurala uygun ve biri genel kurala aykırı bir istihsan (güzel sayma) olduğu anlaşılır. Musa onun ilmindeki özelliği, daha önce Allah'ın ilmi ve sırrından haber almış, ondan doğruyu bulmasına yardımcı olacak ilmi öğrenmeye gelmişti. Gördüğü örnek ise ona, amel ve şeriat yönünden kendisinin memurluğuna uymayan ve bununla beraber itiraz etmeye de hak vermeyen özellikler bulunduğunu öğrenmiş ve bunun üzerine aralarında birbirinden ayrılma gereği gerçekleşmiştir.) Şimdi olay bu ve bu açıklamaya karşı verilen yanıt abd askerleri? ve bush üstelik, "elhamdülillah" nasıl abd askerine "ELHAMDÜLİLLAH" dedirtti birde insanların nefret ettiği "BUSH" u ekleyerek çarpıtma yoruma kılıf hazırladı yazık, çok yazık.
-
Madem Allah Bu Kadar Kudretli,Kuvvetli Herşeye Gücü Yeter , Kendi Gücünde Yeni Bir Allah Yaratabilir mi ?
Devam nede olsa tutan yok istediğin kadar savur nasıl olsa sanal alem birde tesadüfün meydana getirdiği ilkel çorbanın ürünü oldunmu olay bitti değilmi yazık çok yazık.
-
Madem Allah Bu Kadar Kudretli,Kuvvetli Herşeye Gücü Yeter , Kendi Gücünde Yeni Bir Allah Yaratabilir mi ?
Determinizm evrenin veya olayların ya da bir bilimsel disiplinin alanına giren tüm nesne ve olayların önceden belirlenmiş olduğu, onların öyle olmalarını zorunlu kılan birtakım yasa veya güçlerin etkisiyle meydana geldiklerini ileri süren öğretiye verilen addır. Başka bir söyleyişle felsefe bağlamında, ahlâkın kapsamına giren seçimler de dahil, bütün olayların Özgür iradeyi ve insanın başka türlü davranabilme imkânını kabul etmeyen birtakım önceden var olan zorunlu nedenler zincirinin zorunlu olarak belirlediğini savunan teoridir. Buna göre insan iradesinin sözkonsu zorunlu nedenler zincirine etkisi olmadığından olayların meydana gelişinde nedenlerin gücü bulunmaktadır. Böylece nedensellik ilkesi determinizmde temel İlke olarak kabul edilmektedir. Çünkü determinizme göre evrende akli bir yapı ve düzen vardır, dolayısıyla belirli nedenlerin veya durumların bilgisine sahip olunduğunda, o nedenlerin veya durumların ortaya çıkartacağı olayların bilgisini elde etmek mümkündür. Kısaca. "NEDEN" lerin bir ilk nedeni nedir.
-
kehf suresinde hz. musa ve salih kul kıssası
Nihayet bir oğlana rastladılar. Hızır onu hemen öldürdü. Oğlan deyimi gibi gulâm deyimi de çoğunlukla buluğ çağına ermeyenler de yaygın olarak kullanıldığından dolayı, Cumhur bunun henüz büluğ çağına ermemiş bir çocuk olduğunu söylemişlerdir. Fakat İbnü Ebî Hatem, Said b. Abdülaziz'den yirmi yaşında bir genç olduğunu rivayet etmiştir. Gerçekten böylelerine de gulam denilebilir. Musa dedi ki: "Bir can karşılığı olmaksızın masum bir cana nasıl kıydım? Yani bir kısas hakkın yok iken, bir masum veya suçsuz kimseyi mi öldürüverdin? Demişlerdir ki, maksat, öldürmenin haksız yere olduğunu söylemektir. Yalnız kısas hakkının olmaması bu duruma en uygun olması itibariyledir. Veyahut Musa'nın şeriatinde çocuğu (öldürmede) de kısas gerektiğini bildirmektir. Doğrusu çok fena bir şey yaptın" Ancak burada dikkate değer bir nokta vardır ki o da Hızır'ın öldürdüğü çocuk meselesidir. Eğer bu çocuk büluğ çağına ermiş idiyse derhal küfür ve azgınlığına hüküm vermek şeriata uygun olur. Fakat âlimlerin çoğunun dedikleri gibi, henüz büluğ çağına ermemiş bir çocuk idiyse, onun kâfirliği ve azgınlığı nihayet gelecekte meydana çıkacak bir gerçektir. Hızır, Allah'ın kendisine bağışladığı ilim ile, onun o zamanki ve gelecekteki bütün gizli bilgilerini bilmiş dahi olsa, bir çocuk şöyle dursun bir ergini bile ileride yapacağı suçtan dolayı öldürmek şüphe yok ki İslâm hukukuna aykırıdır. Çünkü Hz. Ömer (r.a) Muğire'nin kölesini görünce: "Bu beni öldürecek" demiş, kendisinin katili olacağını bilmişti. "O halde niye bırakıyorsun, ey müminlerin emiri!" dediklerinde "Ne yapayım henüz bir şey yapmamıştır. Ve yalnız kalbindeki şeyden dolayı da şeriata göre sorumlu olunmaz" dedi. Ve dediği gibi ertesi gün şehid oldu. Şu halde Hızır'ın öldürdüğü eğer çocuk ise bundaki hüküm, hakikat ile şeriat arasında bir uyumsuzluk noktası meydana getirmez mi? Ve bu durumda Musa bu yoruma nasıl kanaat etmiş olur? başka bir ifade ile güzellik ve çirkinlik açısından bakıldığı zaman Hızır'ın yaptıkları, gözle görülmeyen gizli sebeplere dayandığı için görünürde çirkin ve hikmetsiz görünüyor. Sebeplerinin açıklanmasıyla gerçeğe uygun olduğu zaman ise, üçte ikisi genel kurala uygun ve biri genel kurala aykırı bir istihsan (güzel sayma) olduğu anlaşılır. Musa onun ilmindeki özelliği, daha önce Allah'ın ilmi ve sırrından haber almış, ondan doğruyu bulmasına yardımcı olacak ilmi öğrenmeye gelmişti. Gördüğü örnek ise ona, amel ve şeriat yönünden kendisinin memurluğuna uymayan ve bununla beraber itiraz etmeye de hak vermeyen özellikler bulunduğunu öğrenmiş ve bunun üzerine aralarında birbirinden ayrılma gereği gerçekleşmiştir Şimdi yukardaki açıklamadanda (kısa) anlaşılacağı gibi Kehf 74. Ayeti İslam ulemasıncada tartışılmış ve tefsirlerde yerini almış durum böyle ister inanırsın, ister inanmazsın fakat inanmadığını açıklarken (karşı görüş eleştiri ve İnsanlık adına) savunduğun değerleri çöpe atacak argümanları kullanmazsın (ŞİZOFREN,HALİSÜLASYON,KATİL) veya savunduğun her ne ise izm'mi idoloji'mi putperestlikmi vs vs onu ortaya koyarsın'ki ne adına karşı çıktığın anlaşılsın yoksa "ALLAH c.c. ve Hz. MUSA a.s." şu an Dünyada en az 4 veya 5 milyar İnsanın inandıkları "İLAH VE PEYGAMBER'DİR" dolayısı ile her kim veya düşünce ortaya bir eleştiri atacaksa evvela savunduğu değer yargılarını ve temsilicilerinide ortaya koyması gerekir yoksa "MÜFTERİ'dir" sebebide 4 veya5 milyar İnsandan dahamı akıllı ve ahlaklı olduğunu nasıl anlayacağız en kolay şey olan eleştir ve saldır fakat inandığın şey ne ve bu güne kadar ortaya ne atmış "İNSANLIK ADINA VE, NE YAPMIŞ".
-
Madem Allah Bu Kadar Kudretli,Kuvvetli Herşeye Gücü Yeter , Kendi Gücünde Yeni Bir Allah Yaratabilir mi ?
Rahman Rahim olan Allah'ın adıyla 1- De ki: O Allah, birdir. 2- Allah, Samed'dir (herşey O'na muhtaçtır, daimdir, hiçbir şeye ihtiyacı olmayandır). 3- O, doğurmamıştır ve doğurulmamıştır. 4- Ve hiçbir şey O'nun dengi değildir.
-
İslam dininin, çok kadınla evliliğe müsade etmesinin gerekçesi
Teşekkür ederim Muallim-i Âlikardeşim. Acizane. Ey insan! Senin nokta-i istinadır ancak ve ancak Allah’a olan imandır. Ruhuna, vicdanına nokta-i istimdad ise ancak ahirete olan imandır. Binaenaleyh bu her iki noktadan haberi olmayan bir insanın kalbi, ruhu tavahhuş eder; vicdanı daima muazzeb olur.
-
İslam dininin, çok kadınla evliliğe müsade etmesinin gerekçesi
Almanya'da İslam'a ilgi artıyor Alman Der Spiegel dergisi, İslam dinini seçen Almanların sayısında büyük artış olduğunu yazdı. Derginin bugünkü sayısındaki habere göre, Federal İçişleri Bakanlığı'nın finansmanıyla "İslam Arşivi" adlı bir kuruluş tarafından yapılan araştırmada, 2004 ve 2005 yıllarının Haziran ayları arasında dört bin Almanın İslam dinine geçtiği belirlendi. Alıntı. Kısaca "İSLAM'A" ilgi.
-
İslam dininin, çok kadınla evliliğe müsade etmesinin gerekçesi
Mevlana'nın eserlerini verdiği yaşını bilmiyorum çağdaşı değilim ama şunu söyleyebilirim (zamanımıza gelen bilgilerle kitabi) en olgun çağı olduğu kesin sonra farketmez 800 sene sonra fikirleri ile anılan bir insan demekki büyük insandır yazdıkları ile gündem oluşturuyor (21.yüz yılda) ve bütün eserleri "ALLAH VE MUHAMMED SEVGİSİ ÜZERİNE YAZILMIŞ". ve kendi halisülasyon hallerinle fikirleri çağlar üstü olan insanların durumlarını karıştırma komik olur. " ALLAH VE MUHAMMED SEVGİSİ" Mevlana'da esastır ve bu yöneliş ona bütün eserlerini yazdırmıştır bu itibarla mevlana'yı, Mevlana yapan Dini inanışıdır ve bu Din İSLAMDIR (Müslüman) bu Dinin Peygamberide "MUHAMMED MUSTAFA" a.s.v. gerisi teferruattır. Aslında maymunda "AŞKINLIK" yoktur muzu sevdiği gibi ağaç kabuğunuda sever ve maymun eserde veremez yani maymundur ve insanlar onu maymun olduğu için severler neyi yediği için değil. Haklıyım İslam Dünyanın gündemine oturmuştur "DİN" olarak ve İnsanlar bu kadar emperyalist,kolonyalist,siyonist,masonik saldırı karşısında üstelik Müslüman ülkelerin çoğunda içerden yardımcılarıda olduğu halde "DİMDİK AYAKTA VE DÜNYADA EN ÇOK YAYILAN DİN" olduğunu merak ediyorlar. Saygılar.
-
kaza ve kader
Demirefe ile olan yazışmalarda ne kadarda görüşlerimiz ayrı olsada bir nezaket ve bilgi alış verişi var yazdığı (determinist) felsefe (savunduğu) hakkındaki yazılardan dolayı bayağı bir fikir jimlastiği yapıyorum üstelik öğreniyorumda zatalinizle durum farklı ajite,demogoji,polemik,dezonformasyon yani hayli kabarık liste. "ALLAH VE DİN İSTESEDE İSTEMESEDE HERKESİN İLGİ ALANINA GİRER KURAL BU."
-
İslam dininin, çok kadınla evliliğe müsade etmesinin gerekçesi
Mevlana'nın büyük İnsan olduğuna katılan onun övdüğü İnsan olan Mahmud,MUHAMMED,Mustafa'nında(a.s.v.) büyüklüğünü kabul eder dolayısı ile bende size katılıyorum. "Gökyüzü aşkın etrafında döner durur, kalk da biz de dönüp duralım.Göl gör de “Lev lake ma halaktu eflak” ne dedi, zira o Ahmed-i Muhtar’ın aşkıdır" Mevlana. Konumuz: Amerika’da İslam.11 Eylül ile Amerika’da insanların İslamiyete karşı ilgisi arttı. Ve islamlaşma oranı tam 4 kat arttı.” Bu haber 2001 yılına ait. 2002 yılında CNN aynen 97’deki gibi bir rapor daha geçti bizlere, okuduk. CNN’in raporu şu, 2002 yılında. 97’de 1100 cami, 6 milyon müslüman vardı ve bu hızla giderse 2020 yılında 10 milyona ulaşıp 2. din konumuna gelecek demişti. 2002’deki haberi şu: Bugün Amerika’da 6000 tane cami var, ve 10 milyon müslümanla İslam 2. din konumuna yükselmiş durumdadır diyor, 2002 yılında.” Yani onların beklentisinden tam 18 yıl önce bu gerçekleşti. Alıntı. Aslında İslama ve onun Peygamberine olan sevgiden dolayı Mevlana hit olmasın. Yukardaki alıntı bayağı bir uzatılabilir ama isteyen google'ye müracaat edebilir. Arama motorlarına, Yahoo gibi, Google gibi motorlara girin ve “İslam in France” deyin mesela. Bir tane ülke seçin. Hangi ülke olursa olsun. Ama İngilizcesiyle yazın: “Islam in France” mesela... veya “Islam in Argentina” veya “Islam in Brazil” gibi. Kendinize bir ülke listesi çıkartın ve herbirisini teker teler bu şekilde arama motorlarında araştırın. Ve çıkan makalelere bakın. Yani istisnasız söylüyorum, hangi ülkeye girerseniz, birinci değilse üçüncü, beşinci, onuncu, onbeşinci maddeyi şöyle göreceksiniz: “Islam is the fastest growing religion in Italy” mesela. İtalya’da en hızlı gelişen din İslam’dır. Fransa için geçerli bu, Kanada için geçerli bu, hatta, bizim Bermuda Şeytan Üçgeni olarak bildiğimiz bölge için bile geçerli. Nereye bakarsanız bakın, şu anda dünyanın gündemine oturmuş durumda İslam. Ve heryerde en hızlı gelişen din olarak yad ediliyor, anılıyor.
-
kaza ve kader
brain. Seninle yazışmamız çok oldu ve sonucuda malum bu itibarla hem olayı kişselleştirme hemde fikir serdetki foruma iştirak edenlerde faydalansın yoksa basit polemikler tartışmaların entellektüel düzeyini düşürüyor eğer benim yazdıklarımı noktalama işaretlerini iletilerimi okurken zorlanıyorsan cevap yazma ve okuma bu itibarla sana göre olan seni bağlar birde "GÜNAH" İnananları bağlar inanmayanlar gözlerini ve beyinlerini yormasınlar sebebide nasıl olsa her şey tesadüf inanmayanların nezdinde değilmi. Not. zeus ve familyası antik oldu ve artık arkeologların ilgi alanındalar.
-
Adamatörlerin tanrısı Cybertron
Acaba "OZON" tabakasını determinizm felsefesi nasıl açıklar. Not. Yanıt veren olursa memnun olurum ve öğrenmek içinde bir kaç soru sorarım.
-
İslam dininin, çok kadınla evliliğe müsade etmesinin gerekçesi
Hz Mevlana. Gerçekten büyük insanmış "MEVLANA" 800 sene sonra Amerikada eserleri yok satıyor ve dünyada Unesco 2007 Mevlana Yılı ilan ediyor aslında fazla söze hacet yok yanlız bir deyim yazacağım kim söylemiş bilmiyorum fakat güzel. "Küçük insan kişilerle, orta insan olaylarla, büyük insanlar fikirlerle ilgilenir."
-
İslam dininin, çok kadınla evliliğe müsade etmesinin gerekçesi
Nenen toprağa ana demiş toprak ana olmuş ve geleneğinde varmış doğru sizi tanımıyorum sanaldaşlıktan başka ama töresine ve geleneğine bu kadar bağlı bir kişinin Arapça rumuz kullanmasıda biraz manidar "belde" gah'ta giderim beldeye,gah çıkarım gökyüzüne anlaşılmıştır. Sayın beldegah bana annem demen yani hitap etmen bana verdiğin değer olarak anlıyorum anaların çocukların sevgisini belirtisi olarak Anadoluda (anatolia) hala kullanıldığınıda biliyorum teşekkür ederim.Doğrusu oğuz kaanın gölün ortasında gördüğü ağacın "KAYIN" ağacı olduğunuda yeni öğrendim ve günümüzde olan yazılı tek belgedede geçmiyor ne diyelim size inanmak zorundayız sözlü Türk geleniğinin sanal alemdeki yazıcısı olarak. ( Oğuz Kaan destanı bugün tek bir yazma nüshası vardır, o da Paris'teki "Bibliothegue Naionale"dedir. Bu kütüphanenin "Türkçe Eserler" seksiyonunda 1001 numara ile kayıtlı bulunuyor).Kayın baba,kayınço,kayınana kayın ağacından gelmesi çok ilginç acaba diyorum Oğuz Kaan döneminde konuşulan Türkçede misal uygurca gölün ortasındaki ağaca şimdiki Türkçedeki kullandığımız gibi "KAYIN'MI" denirdi.Ha bu arada babanızında kayınbaba dediğini öğrendim dedenize.Sonra Mete Han ve Bilge Kaanın Kök tengri tarafından devletin başına oturtulması ve osmanlıda hükümdarın tanrının gölgesi olması durumu vardır ve Osman beyin rüyasında Ağaç görmesi efsanesi vardır acaba ne ağacıdır o yaşlı ve ulu ağaç "KAYINMI,ÇINARMI" bilmiyorum sözlü Türk geleneğinede sizin kadar vakıf olmadığımdan. Ama ALLAH google'yi icat edenden razı olsun bende şöyle bir rivayet alıntıladım ( Şeyh Edebali’nin evinde misafir kaldığı bir gece Osman Bey ruhuna sükunet veren, nefsinin çırpınışlarını dindiren sohbetin huzuru içinde heyecan dolu anlar yaşamıştı. Kendisine yatması için gösterilen odanın duvarında asılı bir Kur'an-ı Kerim olduğu için ayağını uzatmayıp kıvrılarak oturduğu yerde tatlı bir uykuya dalmıştı. Rüyasında Şeyh Edebali’nin göğsünden çıkan ve giderek hilal şeklini alan ayın bir ucunun kendi göğsüne girdiğini ve kendisi ile Şeyh Edebali arasında çıkan bir fidanın giderek ÇINAR haline geldiğini ve bu çınarın dallarının üç kıtaya yayıldığını ve birçok milleti gölgesi altına aldığını görmüştü. Bu topraklarda haşmetli kule ve kubbeler üzerinde Ezan-ı Muhammedî okunuyor, bülbüller Kur'an tilavet ediyordu. Semanın görülen her yeri gülşen olmuştu. Osman Bey rüyasında bu güzel manzaraları büyük bir hayranlıkla seyrederken aniden bir ceylanın ortaya çıktığını görmüş, batıya doğru kaçmaya çalışan ceylana ok atmak üzere nişan alırken uyanmıştı.). Aslında Kayı boyunun ne manaya geldiğinide açıklamak gerekir ama "KAYIN AĞACINDAN FIRSAT BULAMADIK" ve sözlü gelenekten. Levirat; ölen kocasının kardeşiyle evlenmek anlamında olan ve "MANAS" tada geçer. Manas şu an yaşayan en uzun sözlü geleneklerden bak google. Penisdaş yazıyorsun şayet Türkçesini yazarsan siteden atılırım diyorsun zannediyormusunki sanalda forumdaş olduğun kişinin yaşamında öyle konuştuğunu ben sanalada böyle bir çağrışım yapan kelimeyi yazmam sebebide ilk defa sizden duydum. Demokratik,sosyalist,materyalist anlaşılmıştır ben gülmeyeceğim çünkü o yazdıklarını taşıyan çok kaliteli insanlar tanıyorum google'de gerek yok. "YAVUZ SULTAN SELİM'İ GERÇEKTEN SEVİYORUM SEBEBİDE YAPTIĞI FETİHLER VE FÜTÜHATLAR OLMASAYDI BU GÜN ANADOLU VE İSLAM DÜNYASININ ÇOĞUNLUĞU ŞİA OLURDU". Şah İsmailden bahsetmeyeceğim sebebide nede olsa oda Türk. "ÖZÜMDE TÜRK SÖZÜMDE TÜRK ELHAMDÜLİLLAH MÜSLÜMANIM" Peygamber sevgisi. Ey dostum, ey dostum, ey başka sığınağa gerek duymayan dostum, ey dilberim, ey gönül bağım olan dostum, ey mahrem ve sığınağım. Ey yeryüzünde bize ay olan, ey gece yarılarında bize seher olan, ey tehlikede bize siper olan, ey şekerler dolu bulutumuz. Ruhumda çok güzel yol alıp yer edindin sen, derdime çok güzel ilaçsın sen ey din ve imanım, ey cevherler dolu okyanusum. MEVLANA.
-
İslam dininin, çok kadınla evliliğe müsade etmesinin gerekçesi
Toprak ana deyimi Cengiz Aytmatov'un eserinden başka nerede geçmiş 20.yüzyılda yazılmış bir esere dayanarak İslam öncesi Türklerin toprağa verdiği önemi üstelik göçebe olduklarını söyleyerek ve dişili'de yamayarak yazıyorsun sonra Devlete eril'lik ekliyorsun ve bir rivayet anlatıyorsun o rivayet çinlerle,Türkler arasında geçmiş bende duydum zamanın çin hükümdarı Türk başbuğdan en sevdiği kızı veya hanımını,en sevdiği atını istemiş başbuğ vermiş fakat toprak istendiğinde vermemiş ve savaş sebebi saymış şimdi buradan çıkarılan sonuç toprağın dişil olduğunu nasıl hükmeder insan? toprak olmadan devletmi olur çadır bile toprağa kurulur yoksa bir çadırda devlet ilan edersin kendi ailenden başka kimse seni tanımaz. Levirat; Manasta Levirat tipi evlilik var. Yani buna bir tür aile içi evlilik denebilir. Nedeni: Kadının sahipsiz ve korumasız kalmaması, malların bölünmemesi, çocukların aile çevresinden çıkmaması gibi bugün de az sayıda uygulanan gelenek var. Destana yansıyan Kırgız Türklerinin evliliklerinin genellikle aile dışından ve birbirlerini görmeden gerçekleştiği, zorunlu hallerde aile içi-kayınla-evlilik olduğu, kız kaçırmaya zaman zaman başvurulduğu, erkeklerin birden fazla kadınla evlenebildikleri anlaşılmaktadır.Kız kaçırma, dıştan evlenme, kalin vererek kız alma, babaerkillik, genellikle birkaç kuşağın bir arada yaşadığı geniş aile kayın alma (Levirat) gibi ortak özellikler gösteren Türk ailesi bu özelliklerin çoğunu sürdürmektedir. Bu özellikler İslam öncesi ve sonrası dönemlerle birleşmiş olarak bugüne kadar gelmiştir. Penisdaş ne zaman kim söylemiş ben kardeşime öyle söylemem üstelik öğünmek gibi olmasın özümde TÜRK sözümde TÜRK üstelik Elhamdüliilah Müslümanım ve 5 kuşak ailemide bilirim evlatlarımla 6. kuşak sürdürülecek zamanımız Türkiyesinde bu özellik çok önemlidir malum. "Irkçılık;Irk esasını kabul eden, ırk davası güden, mensup olduğu ırkı diğer ırklardan üstün gören, topluluğu teşkil eden esasın ırk olduğunu benimseyen görüş.Irkçı ideolojiye göre; insanları birbirine bağlayan duygular millet olmak, aynı kültürü paylaşmak, aynı dili konuşmak, aynı dine sahip olmak değil; ırk ve kan birliğine sahip olmaktır. Bu ideolojiye göre insanları birbirinden ayıran tek fark ırktır. Kendi ırkından olanlar kusurlu da olsa onurlu, kendi ırkından olmayanlar onurlu da olsa hakir görülmektedir." Kısaca böyle fazla yazmaya gerek yok ve kimsede, kimseyi hemde sanalda araplaştı diyede itham edemez üstelik Özbeöz Türküm ve ırkımla iftihar ederim mesela Yavuz Sultan Selimi çok severim ha bak "SULTAN" dişil bir kelimemi yoksa erilmi müslüman Türklerde kadına ve erkeğede aynı isim takılıyor.
-
kaza ve kader
zeus ve familyası aynı zamanda heykeldir ve onlarıda taştan yontan İrade sahibi putperest İnsandır. demirefe. Farkındamısın polemik yapıyorsun ve işi gırgıra vuruyorsun olsun anlayan anladı.
-
kaza ve kader
Bir Futbol maçını düşünün (düşünecek olan kim İnsan ve bilinci) düşündüğünüz maç dünya kupası finali statda 100 bin kişi tv başındada bir veya iki milyar kişi şimdi bu takımlardan birinin santraforu top ayağında kaleciyle karşı, karşıya İRADİ olarak topa şut atabilir,atmaz pas verebilir, topa vurmaz vs vs stadyumda bulunan rakip takım taraftarlarından biri sahaya atlayabilir engellemek için, veyahut herhangi bir şey sahaya atabilir İRADİ olarak veya hakem (kasti veya yanılgı içinde) düdük çalabilir İRADİ olarak stat içinde olaylar çoğaltılabilir geçelim Tv başındaki insanları düşünelim maçı seyreden bir veya iki milyar kişi her biri yukarıda anlatılan santraforun kaleciyle karşı,karşıya kaldığı anda yapacağı harekete (İRADESİ) göre bir tepki verecekler kendi kişisel İRADELERİ ile bu arada statta veya Tv başında olayın heyecanı ile bayılıp,ayılan, ölen kendi kişsel İRADELERİNİN sonucunda şimdi bu olayın "NEDEN'İ" nedir denilebilirki bu olaya sebep olan kişi futbolu icat eden kişidir,dünya kupasını organize eden kişidir veyahut İnsanların İRADİ olarak futbol sevgisidir (İRADE olarak futbolu sevmeyende var) şimdi buraya kadar anlattığım olayların ana konusu "İNSAN VE İRADESİ" peki İnsan DOĞANIN bir parçası yani İnsanda olan Doğada,doğada olan İnsanda var "Element" o zaman bu kadar heyecanlı ve önemli olaya Doğa niye "BİLİNCİ VE İRADESİ" ile katılmaz sebep basit Bilinci ve İradesi yok "NEDEN YOK" şimdi ( Modern determinizmin ise kader ve irade diye bir sorunu yoktur.) der determinist düşünce ve TAKILIR KALIR İNSANDA VE İRADESİNDE. Şimdi "NEDEN VE NEDENLER DİZİSİ BİR İLK NEDENDE DURMAK ZORUNDADIR" Bu ilk nedende nedir deterministler teorik kolaycılığa kaçarak ( Tanrı tanımlamasının bir kaynağı var olabilir, bu olasıdır) der VE HEP İKİLİ OYNAR bu ikili oynamada ise BİLİNÇ VE İRADEYİ açıklayamaz bu itibarla determinist felsefe teorik ya tutarsa (ikili) mantığı ile hareket eder dolayısı ile tutarsızdır. "ALLAH VARDIR ESERİDE KAİNAT'TIR"
-
kaza ve kader
İnsan'a ne olacağını veya İnsanın ne yapacağının "NEDEN'İ" nedir.
-
İslam dininin, çok kadınla evliliğe müsade etmesinin gerekçesi
Aslında olay basit "hökümat" dişilmi,erilmi öyle ya "HÖKÜMATA ERİL'İ YAKIŞTIRACAKSIN FAKAT KADINA SÖYLENDİĞİNDE ERİLDEN GERİ OLMAYAN DİŞİL ANLAMINI ÇIKARACAKSIN". Türklerin İslamın sancaktarlığını yapması tarihen sabit fakat sırf araplara karşı olmak sebebi ile birde dini sebeplerden dolayı ırkçılığa varan bir söylemde objektifmi.
-
İslam dininin, çok kadınla evliliğe müsade etmesinin gerekçesi
Kuzen evliliği arap kültüründe normal görünmesi sapma imiş?.Mantık; "Yaratandan" genetik bilimini en iyi bilen kaynaktan gelmesi sebebi ile "mekruh" olması gerekir. Bunu yasaklamasada "mekruh" kategoresine sokmak gerekirdi "BİLİM" öyle gerektiriyor neden bilime göre tamamen yasaklanması gerekmez çünkü tek başına ele alındığında "kuzen" evliliğinin yanlış bir "GENETİK" sonuçlanma olasılığı çok yüksek değil,düşük. Şimdi başta kuzen evliliği "ARAP VE DİN OLDUĞU İÇİN SAPMA" üstüne,üstlük Yaratandan geldiği için mekruh (en iyi bilen olduğu için) gerekirdi.Ama "BİLİM" mekruh olduğunu söylediği halde? kuzen evliliğinin genetikle sonuçlanma olasılığını düşük görüyor burada biraz "MANTIK" sapması var madem sakıncası yoksa (genetik sonuçlanma olasılığı yüksek değil düşük) neden "BİLİM" mekruh sayıyor. Aslında başka iletiye gerek yok durum meydanda.
-
İslam dininin, çok kadınla evliliğe müsade etmesinin gerekçesi
Her zaman dikkat ettiğim şey benim üzerimden bir buçuk milyar İnsanın inandığı değerlere eleştiri yapıyorum zannıyla iftira atılması ama olsun kişi kendinde olanı başkasındada var zannedermiş birde ciddi konularda İnsan entellektüel'ce tartışma yapabilmesi için bilgi dağarcığı en azından muhatabı değerinde olması gerekirki konuya katılanlarında katkı yapabilmesinin önü açılsın ve tartışanlar nezdindede polemik ve ajitasyon olmadan bilgi alış verişi olsun dolayısı ile herkes kendi yoluna.
-
Adamatörlerin tanrısı Cybertron
Sayın demirefe. Kısaca verdiğiniz yanıt "henüz bilmiyoruz" aslında İnsanların ne kadar şey öğrenirlerse henüz bilmedikleri öğrendiklerinden fazladır bu böylece devam edeceğidir. Determinist felsefede "tesadüf" yoktur determinizm doğa yasalarının evrensel, değişmez ve düzenli olduğunu ileri sürer,İnsan davranışları ve eylemleri değişmez ilkelere veya yasalara bağlı olduğu gibi aynı zamanda zorunludur. Öyleyse insan özgürlüğünden, insanın özgür iradesinden ve özgür seçiminden de sozedilemez.Şimdi "AKLIMA" şu geldi madem "özgür irade yoktur İnsanda" salla gitsin mantığı egemen olması gerekmezmi neden deterministler "YAPAY ZEKA" ile ilgileniyor her şey belirli bir "nedene" bağlı olduğundan zaten olan olacak bu "DETERMİNİST KADER" olmuyormu aslında Evren ile olan "KAİNATTA TESADÜFE TESADÜF EDİLMEZ" sözü doğru fakat devreye İnsan girdimi determinist felsefe "DOGMA VE ÇIKMAZDA OLDUĞU BELLİ OLUYOR" sebebide İnsanın özgür iradesi ve "BİLİNCİ" vardır bu itibarla sizin yazdığınız gibi (Yine kişisel görüşüm: Köprü alanları birleştirmez, sadece bağlar, bunu unutmayalım bir. İkincisi bunlar sonuçta sanal ve düşünsel köprüler. Bunu da unutmayalım.) demek istediğim İnsan düşünce üreten iradeli ve bilinç sahibi olduğundan determinist felsefeye uymaz ve teorik masalda sürer gider. Selamlar...
-
Adamatörlerin tanrısı Cybertron
Sayın demirefe. Akıl bir çok yönden soyut bir kavramdır dersiniz ve bazı somutluklar yükleyebilirsiniz diyorsunuz örnek olarakta Nasıl Windows XP ya da Vista'nız soyut bir varlıksa,Hacimsel ve kütlesel bir varlığı yoksa deyip onu bilgisayara yükleyip oradan Beyine geçip Beynimizin işlevi olan akıl da milyarlarca beyin hücresinin aralarında trilyonlarca sinaps bağlantısı ile kurdukları akıl almaz karmaşıklıkta bir örüntü ile somutlaşmaktadır dersiniz tamam o zaman şu sorulabilir İnsan beynine bu "AKLI" kim somutlaştırmıştır veya nasıl oluşmuştur.Kabaca beyin nöronları akıl möleküllerde duygulardır dersiniz o zamanda "BİLİNÇ" nedir sorulur haklı olarak. Bigisayarın işlemcisini İnsan yapmıştır fakat nasıl yapılacağını veya nasıl yapıldığını bilen yoktur dersiniz demekki oda tesadüfen oluşmuş ve İnsanların hizmetine sunulmuş.Reklamı hatırlamadım tesadüf bu ya. Gerisi teorik teferruat. Not. Bayağı bir uzatabilirdim ama gereksiz az söz çok anlatım.