sarıgöl tarafından postalanan herşey
-
Metafizik dünyadan vahy alma iddiası
brain slapper. Farkındamısın'ki anlayamadığını, anlamadığını,anlamıyorsun. Veyahut işine gelmiyor.
-
CENNET... insanlar sırf gökyüzünde ödüllendirilecekleri için mi İNAÇLI? Ben bu yaklaşımı insanı küçültücü buluyorum. Ne yani şimdi...
Doğru her İnsanın Kaderi bellidir (yapacağı eyleme göre iradesi ile) şeçenekler (tercihi) önünde malum insanın “AKLI” var ve şeçebilir ve şeçtiğinden’de mesuldür. Sonra İnsan dünyaya getireceği “ÇOCUĞUNUN” yapacaklarını bilse imiş gibi hayali argümanlar sürerek yorum yapması elinde değilki bundan dolayı ileri sürülen mantık “İNSAN İÇİN GEÇERLİ DEĞİL” . Nasılki bilgisayar başına oturup kendi “İRADESİ” ile istediğini yazıyor insan google vasıtası ilede istediği bilgiyede ulaşıyor ve karar veriyor aynen bunun gibi bilgisayarın icat edileceği bilinmiyormu idi “HAK KATINDA” aynen onun gibi “ALLAH” Kitaplar, Peygamberler göndermiş (her devirde) ikaz etmiş “AKIL” vermiş irade ile donatmış yani İnsan kendi ister “ALLAH” yaratır ve her şeyi “ALLAH” bilir sebebide YARATAN “O” DONATAN “O” KARAR VEREN “O” “ALLAH” sinelerde olanı bilir ve sinelerde olanda “AN’DA” bilinir. ALLAHU ALEM EN DOĞRUSUNU ALLAH BİLİR.
-
Cennet'de türban ve çarşaf olacak mı?
Olay bitmiştir.
-
Metafizik dünyadan vahy alma iddiası
Sayın BrainSlapper. "VAHY" olayı bellidir muhataplarıda bellidir bu itibarla hintli (meczup) kendini bağlar (eylemi) bu itibarla istisnadır dolayısı ile istisnalar kaideyi bozmaz. Saygılar.
-
Cennet'de türban ve çarşaf olacak mı?
Sayın Tengeriin boşig. Size olan hitabımdan dolayı (yazı) özür dilerim haklısınız senli, benli olacak kadarda samimi değiliz bundan dolayıda haklısınız forumdaş olarak fikir teatisinde (tartışma) yaparken yazdığım yazı kasıtla yazılmış bir yazı değildi ama her ne olursa olsun yazmamam gerekirdi (heyecan'lada olsa) bu itibarla saygılar sunar öbür yazdıklarımın arkasında olduğumu belirtirim.
-
Hz Muhammed hakkındaki iddialar
Cinlenmiş olduğu söylenmiş? Kim söylemiş ve ne demek “CİNLENMİŞ” şimdi bunu o zamanın (Peygamber a.s.v. zamanında) müşrikleri söylemişse’ki söyleyebilirler ve aralarındaki fark zaten belli olmuş yok eğer bu “CİNLENMİŞ” lafını alıp 21. yüzyılda inançsızın (inanmayanlar) biri söyleyip delil olarak kullanırsa insana sorarlar inanmadığın cini bir insan’a musallat oldu diye kanıt olarak sunarmısın yani tutarsızlık olur ve bu ne perhiz bu ne lahana turşusu derler değilmi. Vahiy anında geçirdiği taravma (haşa) deyip üstüne, üstlük epilepsi damgası vurmak tam bir günümüz travmasıdır sebebide 1400 sene evvelinden günümüze gelen “VAHİY SONUCU KUR’AN” ve söylediği Hadisler zamanımızı aydınlatıyor fakat 21. yüzyılda yaşayıpta (bilgi çağı) hala objektif olamayıp birde uydurma yorumlarla subjektif yazı yazmak (sanki görmüş gibi) tam bir kurgu’danda öte hezeyandır şimdi vereceğim kanıt bir KUR’AN Ayetidir ve epilepsi olduğu söylenen (haşa) Peygamber efendimiz a.s.v. a Vahiy neticesi gelmiştir. Fransız bilim adamı Prof. Dr. Maurice Bucaille "Haman" ismini bir Fransız Mısır bilimcisine verdi ve bu ismin Kur'an'da geçtiğini söylemeden, "7. yüzyıldaki bir Arap el yazmasından alıntı" olduğunu belirtti. Uzman, 7. yüzyıldaki bir Arap el yazmasına hiyerogliflere ait bir bilginin geçirilmiş olmasının mümkün olmadığını, fakat Firavun sarayının isim listelerine bakacağını söyledi. Sonra bakıldığında gerçek bir kez daha ortaya çıktı. Ortaya çıkan sonuç önemli bir gerçeği ifade ediyordu. Haman, Kur'an'a karşı çıkanların iddiasının aksine, aynen Kur'an'da geçtiği gibi Hz. Musa zamanında Mısır'da yaşayan ve Kur'an'da bahsedildiği gibi Firavun'a yakın ve inşaat işleriyle ilgili bir kişiydi. Nitekim Kur'an'da, Haman'la ilgili : "Firavun dedi ki: 'Ey önde gelenler, sizin için benden başka ilah olduğunu bilmiyorum. Ey Haman, çamurun üstünde bir ateş yak da, bana yüksekçe bir kule inşa et, belki Musa'nın ilahına çıkarım; çünkü gerçekten ben onu yalancılardan sanıyorum." (Kasas 38) Eski Mısır yazıtlarında Haman'ın adının bulunması Kur'an aleyhindeki iftiraları boşa çıkarmakla kalmayıp, onun Allah katından olduğunu bir kez daha ortaya koyar. Zira Kur'an'da indiği devirde ulaşılması ve çözülmesi mümkün olmayan bir tarihî bilgi mucizevî şekilde bizlere aktarılıyordu. Fazla bir şey yazmaya gerek varmı eğer bilimsellik ve etik adına hareket ettiğini söyleyen insaf sahibi her insan objektif olması gerekir inanmazsa,inanmaz sorun onun yok eğer söylediği ve yazdığını (iddia sahibi iddiasını ispat etmesi gerekir) delillendiremez 1400 sene sonrasından sallarsa kimin ne olduğunu bizim (inananların) sorması gerekmezmi.
-
Cennet'de türban ve çarşaf olacak mı?
boşig. Nerede KUR'AN a bir atıfta bulunmuşum bu bir. İkincisi; esas sen hiç bir kaynak vermeden kafadan yorum yapmışsın. Sonra medeni hukuk falan deyip sanki ulema ayaklarına yatıp fetva veriyorsun haydi işine yazdığım yazıya cevap ver polemik yapma ütopya olduğunu düşünüyormuşsun seni alakadar eder ütopyan ben ve bütün inananlar var olduğunu düşünüyor ve "VAR" itirazın varsa delilini göster yoksa ütopyacı olarak kalırsın.
-
Metafizik dünyadan vahy alma iddiası
Yapılan yorumlar (inançsızlar tarafından) hepsi bozacının şahidi şiracı kabilinden nedenmi " Eşcinsel insanlar, ergen yaştalarsa ve bu ilişkiye zorlama sonucu girmemişlerse, ne yaptıkları bizi hiç ilgilendirmez. Bu tercihlerinden dolayı onlara ahlaksız deme hakkımız da yok." Bu kafa yapısına sahip kişi veya kişiler sanki dini inançta ergen olmayanları cinsi arzularına istek için kullanıyorlar ve yahut din öyle söylüyor iması yapıyorlar ve buradan eşcinselliğ sanki meşru bir şey gibi sunuyorlar " İNSAN" için asıl ergen yaşta yaptığı önemlidir ve eşcinsellik aykırı bir ilişkidir kimse inananlara kendi yaşam tarzlarını dayatıp "AHLAK" abidesi havalarına yatıp sanki sütten çıkmış ak kaşık olduğunu yazmasın herkes kendi yoluna.
-
Cennet'de türban ve çarşaf olacak mı?
Şimdi düşünelim Cennete gitmişsin (karıkoca beraber) karınıza gılman verileceğini iddia edip? dünyada dahi bu duruma dayanamayacağını ima etmiş biri... Evvela böyle bir iddia’da bulunmak için ya KUR’AN dan yada Hadis ten kaynak getirmek gerekir yoksa iddia havada kalır. Sonra kişi inanmadığı bir şey için yorum yapması tam bir çarpıtmadır yani madem inanmıyorsun yaptığın yorumda haybedendir yani olmayan bir şey üzerine geyik muhabbeti. Şimdi evvela kimsenin Cennete gitmesi garanti değil bir,ikincisi Cennete karısıyla gitmişse ayrıca karısına gılman verileceği tam bir inançsız paronoyasıdır’ki mükafatı dünyadan kazandığı olan (yaptığı eylemle) dini uygulamada kadının çok eşliliği haramdır (birden fazla erkekle evli olma) bu itibarla Cennete giden kadına (kocasıyla beraber) gılman verileceği uydurmadır ve üzerinde durulması gerekmez. Şimdi kadın veya kız cennete ister bakire,ister kocasından ayrı, (kocası Cehennemde) ister dul yani her hangi bir şekilde gitmişse orada yapılacak olan bellidir isteyen İslami kaynaklara bakar eğer iddiacının,iddia ettiği kadınada kocasının yanında gılman verilecek diye bir kayıt yazamassa “MÜFTERİ” dir bundan dolayı yazana ispat gerekir. Cennet’te kadın,kız,huri’nin yaşam ve giyimi yaşayanların kendi mahremlerinde olacaktır yoksa bu Dünyadaki “KOLHOZ” yaşamı gibi olmayacaktır “CENNET” inançsızların kendi kurgularındaki (uydurma) gibi değildir ve inanmayanları alakadar etmez neden? onlar zaten bu Dünyada kaybetmişlerdir asıl merak edecekleri yer “CEHENNEM’DİR” orayı biraz merak etsinler veyahut zaten inanmadıkları için farketmez diyebilirler o zamanda hep beraber bekliyoruz göreceğiz “YA VARSA” formülü devreye girer inananlar için bir şey farketmez yoksa zaten yok fakat YA VARSA...
-
CENNET... insanlar sırf gökyüzünde ödüllendirilecekleri için mi İNAÇLI? Ben bu yaklaşımı insanı küçültücü buluyorum. Ne yani şimdi...
1)İnsanın şeçiminin önemi (İrade) ben bilmiyordum onun için yaptım dememesi içindir (İslami uyarıları duyanlara) 2) doğru ne yapılacağını bilir “ALLAHc.c.” bu yapılacaklar İnsanın önünde şeçenektir ( İrade) neyi şeçerse (insan) onu yaşar “ALLAH yaratır” İnsanın şeçtiğini ( bilinen). 3) İntiharda bir şeçenektir (irade) ve tercih edene sunulur ve “BİLİNİR”. 4) İman edip etmeyecek olanlarda bilinir (ALLAH sinelerde olanı bilir) . 5) Ertesi gün ne yapacağın şeçenekler arasındadır (irade) şeçtiğini yaratıp yaşatan “ALLAH” tır ve bilinir. 6) Ölünce zaten İnsanın yaptıkları karşısına çıkacaktır dolayısı ile ceza ve mükafatta bilinir ve uygulanır. 7) Ne yapılacağı her insanın (irade ve tercih) ile bilinir neyi tercih ederse Günah,sevap (bilinen) ona göre Cennet veya Cehenneme gönderilir ve “BİLİNİR”. (Allahın, benim yapacağım bir hareketi bilmesi, benim o hareketi yapıp yapmayacağıma engel değildir. evet anlaştık...) Anlaşılan konu; anlaşılmıştır umarım. Not. “İRADE VE ŞEÇİM ve AN”. Yazılanlar kişiseldir hata olabilir en doğrusunu "ALLAH" bilir Amenna ve saddekna.
-
Metafizik dünyadan vahy alma iddiası
Gazetelere ilan'da verebilir sonuçta "ANLAMIŞ" olmakta bir erdemdir.
-
Hollandalı Psikolog Vander Hoven - Allah Kelimesini Oluşturan Harflerin Sırrını Açıkladı
Biz ayetlerimizi hem afakta, hem kendi nefislerinde onlara göstereceğiz; öyle ki, şüphesiz onun hak olduğu kendilerine açıkça belli olsun. Her şeyin üzerinde Rabbinin şahid olması yetmez mi? ( Fussulet Suresi, 53) Vücuttaki yaklaşık 200 farklı tipteki hücrenin hepsi, temelde aynı mekanizmalara sahip olmasına rağmen, çok çeşitli faaliyetleri vardır. Örneğin bir karaciğer hücresi milisaniyeler (saniyenin binde biri) içinde 500 farklı kimyasal işlem gerçekleştirirken, bir kalp hücresi ömür boyu elektrik üretebilmektedir. Varmı başka bir izahı.
-
Metafizik dünyadan vahy alma iddiası
Saygılar sunarım brain. Beni yerim göğüm almaz ancak mümin kulumun kalbi alır, ben hiç bir mekana sığmam ancak mümin kulumun kalbine sığarım. Hadis. Anlayana.
-
Metafizik dünyadan vahy alma iddiası
Sorun her soruya karşılık (cevap) verildiği halde tekraren (kontra) soru sorulup sanki cevap alınmamış gibi davranmakta yatıyor. Kainat'ın efendisi Hz. MUHAMMED a.s.v. hayatı ortada verilen yanıtlar ortada "VAHY" olayı ortada kalkmış bana hintli meczuptan IQ seviyesini bilip bilmediğimden bahsediyorsun senin arkadaşın ve yahut kankanmı'da zeka seviyesi hakkında ahkam kesiyorsun hintli hakkında sonra zeyd olayını yine çarpıtarak ve kişisel uyduruk yorumlarınla yazıyorsun aslında inanan ile inanmayanın arasındaki farkta bu, buradan bu forumu takip edenlere nacizane bir tavsiyem var "LÜTFEN" yazılanları sırayla okusunlar ve karşılaştırma yapıp karar versinler birde "SİYER" okuyup objektif olsunlar inanmayanların nasıl konu sıkıntısı çekip dönüp dolaşıp avara kasnak gibi aynı soruları gündeme getirdikleri görülsün tatmin olmadıkları anda hemen tahrik,ajite'ye başvurduklarınıda görsünler olay tükenmiştir sırada hangi ülkenin meczubu var (doğrumu, yalanmı oda belli değil) görelim bakalım.
-
Metafizik dünyadan vahy alma iddiası
Hz. Aişe: Hz. Ebu bekir’in kızı olan Aişe, Peygamberimizin dul olmayan tek eşidir. Hz. Peygamberi Aişe ile çocuk yaşta evlendiğini anlatmaya çalışan inanmayanlar işlerine gelen rivayetleri almakta ve amaçlarına ulaşmak için makyavelist bir felsefeyle her yolu mubah görmektedirler. Hz. Aişe'nin 9 yaşında olduğunu gösteren bazı rivayetlere mal bulmuş mağribi gibi saldırmak, yaşının 17-18 yaşında olduğunu gösteren diğer rivayetleri hiç görmemiş ya da ya da anlayamadığı için es geçmek dürüstlükmüdür İşin aslı şudur; Hz. Aişe evlendiğinde yaşının kaç olduğu kesin bilinmediği için değişik bir takım rivayetler mevcuttur. Bu o döneme has bir problem değildir. Bırakın 7. yüzyılı daha 20-30 sene öncesine kadar Anadolu'da da aynı problem vardı. Doğan bebeklerin yaşları önemli bir olay öncesi ya da sonrasıyla tayin edilirdi. Hz. Aişe’nin ablası Esma yüz yaşına kadar yaşamış, hicretin 73. senesinde ölmüştür. Hz. Esma kardeşi Aişe’den on yaş büyüktü ve Esma hicrette 27 yaşındaydı. Hz. Aişe ablasından 10 yaş küçük olduğuna göre hicrette 17 yaşındaydı (el-Mesudi, Murucu’z-Zeheb,II,309; İbni Asakir, Teracimu’n-Nisa, 9,10,28; et-Tebrizi, el-İkmal, III, 610). Ayrıca Hz. Aişe peygamberimizden önce Cübeyr’le nişanlanmış, daha sonra nişan dini nedenlerden dolayı karşı tarafın isteğiyle bozulmuştur. Hz. Peygamber, Hz. Aişe'yle nişanlanmış Hicretin II. yılında iki bayram arası olan Şevval ayında da evlenmiştir. Demek ki evlenecek çağda bir kızdı, daha önce bir başkasıyla nişanlanmış, nişanı bozulmuş, sonra da peygamberimizle evlenmiştir. Hz. Aişe şöyle der:“…. Hz. Muhammed (a.s.) Mekke'de iken ve ben de henüz oynayan bir çocuk idim ki “Onların vadeleri, kıyamettir. Kıyamet ne dehşetli, ne acıdır!” (El-Kamer sûresi, ayet: 46) mealindeki ayet inmişti. Bakara ile Nisa sûreleri ise ben O'nun yanında iken nazil olmuştu.”… (Sahîh-i Buharı, cild: 6, sayfa: 100, Te'lîfül-Kur'an babı; İstanbul Devlet matbaası) Hz. Aişe, Kur'an'ın Mekkî ayetlerinden Kamer suresi iniyorken, oynayan bir çocuk olduğunu ifade ediyor ve Kamer sûresinden olan âyetin kendisi sokakta oynayacak yaşta iken indiğini söylüyor yani Kamer suresinin nerede indiğini bilecek kadar büyük. Kur'an-ı Kerîm'in 54. sûresi olan Kamer sûresi, Mekke'de, ilk inen surelerdendir. Hz. Aişe'nin bahis mevzu ettiği âyetler, yaklaşık Hz. Muhammed'in peygamberliğin dördüncü senelerinde inmiştir. Hz. Aişe, bu sıralarda oynayan bir kız çocuğu, “ben oynayan bir kız çocuğu idim” dediğine ve o zamanki hal ve olayları ayrıntısıyla hatırladığına göre, mantıken altı-yedi yaşında ya da daha büyük olması ve bi'setten 2–3 yıl önce doğmuş olması gerekir. Hz. Peygamberin, Hicretin ikinci senesinde Hz. Aişe ile evlendiğine göre onun 17–18 yaşında olduğu gün gibi aşikârdır. Alıntı. Peygamber efendimizin a.s.v. hayatı bütün açıklığı ile hiç bir kısıtlama olmadan meydandadır üstelik binlerce,milyonlarca cevap verildiği halde tekrar,tekrar kendi inandıkları ve uyduruk yorumlarla destekledikleri iddialarını "İNANÇSIZLAR" her seferinde servis etmektedirler eğer bu objektif bir eleştiri veya karşı görüş ise en azından tenkit ettiği her ne ise onunda görüşünü sunması gerekirki iddia ettiği şeyin gerçek anlamda sosyolojik bir tahlili olsun yoksa bunun adını bu iletiyi okuyan her kimse o koysun dolayısı ile Peygamberimizin a.s.v. evlilikleri ve yaşamı bütün açıklığı ile ortadadır dileyen araştırabilirki,araştırmış ve ancak kasıtlı bir çarpıtma,yorumla vermeyi tercih etmiştir bu itibarla "MAHMUD MUHAMMED MUSTAFA İNSANLIĞIN İFTİHAR TABLOSUDUR a.s.v." gerisi teferruattır.
-
Metafizik dünyadan vahy alma iddiası
İşin aslı şu Hindistanda yaşayan bir adamın (hürriyet’te haber kaynağını araştırmak gerek) vahiy aldığını söyleyerek yaptığı eylemi üç büyük dinin Peygamberleri ile karşılaştırıp aralarında ne fark var demek (kıstas) ancak basit bir polemiktir bu itibarla bu üç dinin (aslı İSLAM) Şanlı peygamberlerinin aldıkları vahiy neticesinde vaz ettikleri “TEVRAT,İNCİL,KUR’AN” ortada ve takipçileride Dünyanın üçte,ikisindende fazla şimdi Hindistanda ortaya çıkan bir (meczup) ve söylediği şeyi “VAHİY ALDIM” demesini Peygamberlere vahiy geldi ise o adama neden gelmesin demek ancak “AKLINI BİLDİĞİ HALDE VE GÖSTEREMEYEN” inanmayana benzer DOLAYISI İLE PEYGAMBERLER İLE BİR MECZUBU AYNI KEFEDE GÖSTERMEK ABESTİR. Kıyamet süresindeki: "Endişe edip dilinle Kur'an'ı söylemekte acele etme, Kur'an'ı cem' edecek ve okutacak olan biziz, Biz okuduğumuz zaman o okuyuşa tâbi ol." (Kıyame: 16-18) âyetleriyle "Vahyi tamamlanmadan önce Kur'an'ı acele etme" (Taha: 114) âyetlerindende anlaşılacağı üzere İnananlar “VAHY” in “ALLAH” tan peygamberlere geldiğine inanırlar ve doğrudur ama bir inanmayana aklına gelen “İLHAM” nedir ,nasıl gelir,nerden gelir,görünürmü dendiğinde ne diyeceğini merak ediyorum son olarak inanan bir İnsan olarak “VAHY” e inanıyorum keyfiyetide “ALLAHU ALEM” esas olan kendilerini tesadüfen oluştuğunu söyleyen inanmayanların sorunu “AKLI,BİLİNCİ,İRADEYİ” bilememeleri ve gösteremedikleridir yoksa güya bilimsel takılıpta gördüğüne inanan,İNANÇSIZLARI GÖREMEDİKLERİ AKIL TEKZİP EDİYOR.
-
Metafizik dünyadan vahy alma iddiası
Sayın brain. Sizin alicenaplığınıza güvenerek bir soru'da ben sorayım acaba siz Albert Einstein gibi düşünebilir veya karar verebilirmisiniz. Tartışalım.
-
Hollandalı Psikolog Vander Hoven - Allah Kelimesini Oluşturan Harflerin Sırrını Açıkladı
KALBİN KAPISI. 19. Yüzyılın büyük ingiliz ressamlarından Villiam Holman Hunt’ın bir bahçeyi tasvir eden bir tablosu Londra Kraliyrt Akademisi’nde sergileniyordu. Hunt’ın “Kainatın ışığı” adını verdiği bu tabloda geceleyin elinde fenerle bahçede duran filozof kılıklı bir adam görülüyordu. Adam,serbest olan eliyle bir kapıya vuruyor ve içerden bir cevap bekler gibi görünüyordu. Tabloyu tetkik eden bir sanat eleştirmeni Hunt’a dönerek; “Güzel bir tablo doğrusu, ama manasını bir türlü kavrayamadım” dedi, “Adamın vurduğu kapı hiç açılmayacakmı? Ona tokmak takmasını unutmuşsunuzda...” Hunt gülümsedi; “Adam alelade bir kapıya vurmuyor ki...” dedi. Bu kapı, “İNSAN” kalbini temsil ediyor ancak içeriden açılabildiği için dışında tokmağa ihtiyaç yoktur.
-
Metafizik dünyadan vahy alma iddiası
1) Evet. 2) Başkasının söylemediği sözleri söylemiş gibi yaparak soru sormak en azından "ETİK" değil ve cevap yazmaya değmez.
-
Metafizik dünyadan vahy alma iddiası
Kıstas; bak yukarıdaki ileti. Farkı,farketmek bir "AKIL" işidir dolayısı ile üç şanlı Peygamber ile bir meczup kıyaslanamaz.
-
Kurandaki çelişkiler
Muhteşemsiniz? engin tecrübenizden faydalanmak için bekliyorum... Polemik değil.
-
Kurandaki çelişkiler
'yersoy' Aslında bilim diyerek (sığınarak) bilimi tekelinize almak istemeniz zaten bilimsel değil ve herkesin bilime ihtiyacı var değilmi birde "İNANAN" insanların bilim yapamayacağına dair bir verimi var. Biz hep varız saygılar.
-
Darwin Yanlış Mıydı..?
Konuyu araştırıp sunun ne diyeceğimi (yazacağımı) o zaman görürsünüz.
-
Kurandaki çelişkiler
Sayın yersoy olay bitmiştir.
- Darwin Yanlış Mıydı..?