sarıgöl tarafından postalanan herşey
-
Kur’an kursları ile aldatma!
Kuran kursu çöküp 18 evladımız öldüğünde müteahhit ya da ***** bir görevlinin hatası yerine "Dağ başındaki Kuran kursunda ********* toplamışlar, hurafe öğretiyorlar." diye güzel bir makale yazacağım. Bir "normal" lisede İnkılap Tarihi dersi verilirken bina çöktüğünde suçu müteahhide değil Nutuk'a bağlayanlara *******. Fikri Akyüz. Yeni Şafak. Deniz Güçer Halkın Yükselişi Partisi'nde olanları açıkladı: "Yaşar Nuri kitabını kafasına yiyordu"... Hem de kendi yazdığı kitabını... Öztürk'ün kitabını eline alan Yaşar Okuyan hamle yapılmadan son anda durdurulmuş... Güçer Partinin Merkez Yürütme Kurulu’ndan sızanları şöyle anlattı: YAŞAR NURİ BAŞKANLIĞI BIRAKACAKTI "Hür Parti Genel Başkanı Yaşar Okuyan geçtiğimiz yıl HYP’ye katıldı. İmzalanan protokole göre, iki parti bu yıl yeni bir harekete öncülük edecekti. Gençlere, ulusalcılara ulaşmayı planlayan harekete destek için Öztürk de genel başkanlığı bırakacaktı. HYP’nin son MYK toplantısında “Şimdi tam zamanıdır” denilerek konu açıldı. VAZGEÇTİ, FİLM KOPTU Ancak işler Okuyan ve üyelerin beklediği gibi gitmedi. Çünkü Öztürk, başkanlığı bırakmayacağını ilan etti. Bunun üzerine kıyamet koptu. Öztürk, “Böyle bir madde yoktu” deyince, Hoca’ya yakın isimlerden Ahmet Kopuz, “Yalan söylüyorsun” diye bağırmaya başladı. OKUYAN KİTABI ELİNE ALDI Kopuz bağırırken, bu defa Okuyan ayağa kalktı. Eski ANAP’lı Bakan, Öztürk’ün kitabını sallayarak, “Hocam bu kitabı yazmışsın ama bir defa bile okumamışsın. Okusaydın bu durumda olmazdık” diye bağırdı. Diğer üyelerin araya girmesiyle “kitap kınından çıkmadan” kavga önlendi. Ayinası iştir kişinin,lafa bakılmaz...
-
İnananlar neye inandığını biliyor mu?
aristo insanı sosyal ****** olarak görmüştür. politika adlı kitabı "insan doğası gereği bir siyasi *********" sözüyle başlar. köleliği meşru olarak görür. ona göre fakir insanın ***** olur, zengin insanın kölesi olur. efendi köle ilişkisi doğaldır ve köle insanla hayvan arasında bir konumdur der. aristo'ya göre köleler vücut olarak gelişmiş, güçlüdür; onları yönetecek akıllı efendileri vardır. aristo vatandaşlık kavramına da değinmiştir. onun gözünde, bir kişi yasama ve yargılama hakkını elde ettiği anda vatandaş olur. iyi vatandaş ise yönetmeyi ve yönetilmeyi iyi bilen insandır. değişik düzenlerin, siyasal sistemlerin olduğunu söylemiştir. bunlardan bazıları politea, monarşi, aristokrasi, demogoji, oşigarşi ve demokrasidir. yoksulların çıkarı için oluşturulan yönetim anlayışına demogoji; zenginlerin çıkarı için oluşturulan yönetim anlayışına oligarşi der. aristo "azınlık" kelimesini "zengin azınlığı" ifade etmek için kullanmıştır. ona göre oligarşi ve demokrasiyi ayıran kriter sayı değil zenginliktir. çoğunluk zenginlikten dolayı iktidarı ele geçiriyorsa oligarşi; azınlık zengin olmasa dahi iktidarı ele geçiriyorsa demokrasi oluşur. oligarşi aristo'ya göre dejenere olmuş bir yönetim biçimidir. oligarşide bireyler daha fazla para ve güç elde etmek isterler. oligarşide söz sahibi olmak için belirli derecede servete sahip olmak gerekir. bu şekilde üst sistemde çok az insan mevcut olur. böylece bir ya da birkaç aile arasından bir aile hanedana dönüşür. aristo; aristokrasi üzerinde de fazlaca durmuştur. azınlıktır, zenginlik vardır. aristokrasinin temel ilkesi olarak erdemi göstermiştir. oligarşi ve politeadan farklıdır. görevlilerin bu göreve gelmelerinin sebebi servetleri değil, görevleridir. ideal devlet için aristokrasinin varlığına ihtiyaç olduğunu söylemiştir. politea için ise oligarşi ve demokrasinin iyi yönlerini birleştiren bir yönetim yorumunu yapmıştır. zenginliğin ve özgürlüğün birleşmesi orta sınıfın üstünlüğünü sağlayacaktır. erdemli sınıf olacaktır. mutluğun kaynağı, erdemdir. en iyi yaşam orta yoldur. orta sınıfın olduğu yerlerde politea ve cumhuriyet vardır. Alıntı. "İSLAM" da;Köleler, sahipleriyle “kitabet” anlaşması yaparak belli bir ücret mukabilinde özgürlüklerini satın alabilirler. Zekât fonundan, kölelerin özgürlüğüne kavuşturulması için özel bir ödenek ayrılması. (Muhammed Takî el-Osmânî, Tekmiletu Fethi’l-Mülhim, 1/262 vd.) Bunlar ve daha birçok hüküm hem kölelik kurumunun zeminini alabildiğine daraltmakta, hem de kölelere özgürlüğün kapılarını tarihin hiçbir devrinde ve hiçbir millette görülmeyen oranda açmaktadır. Esirlerin köleleştirilmesi, İslâm Fıkhı tarafından farz veya vacip gibi “gereklilik/zorunluluk” bildiren bir hüküm olmayıp, diğer seçenekler yanında ve onlar gibi sadece “mübah”tır. Günümüzde olduğu gibi kölelik kurumu dünyada ortadan kaldırıldıktan sonra İslâm’ın bunu tek taraflı olarak uygulaması söz konusu değildir. (el-Osmânî, a.g.e., 1/272) Şu halde İslâm’da kölelik kurumunun mevcudiyeti konusunda Batılılar ve Batıcılar tarafından dile getirilen hususlar en hafif tabiriyle “iftira”dır ve Yüce Dinimiz bu iftiralardan berîdir. Kaynak: SEMERKAND DERGİSİ. Kıssadan hisse. Aslında "KÖLELİK" konusunda İslam hakkında pervasızca yazıp çizmek "SOSYAL" yaşamın gelişimini (İnsanlık tarihi) objektif olarak irdelememektir, şu an yaşadığımız 21. yüzyıl'da modern köleliği es geçmek (ilericilik adına) ve İnsanların (kadın,erkek) bir meta,et yığını,magazinsel malzeme, olarak pazarlanması,başlı,başına bir feceat dolayısı ile ilerici geçinipte kölelik, adına adım atan,sözüm ona ilericiler! evvela köleliğin sebeplerini,niye sürdüğünü,kalkmışsa? nasıl kalktığını vs vs araştırıp ona göre yazması gerekir. Yoksa sırf bir şeye karşı olmak için yazı yazmak, marjinal takılmak olurki,onunda hiç bir iler,tutar yanı olmaz.Dolayısı ile istisnalar kaideyi bozmaz.
-
ALLAH YOKTUR!
Doğru; Yaratılmış olan,Yaratanla denk olmaz. Madde; kendine yüklenen görevi yerine getirir. Şimdi; yaşadığımız kainat (madde) ile, Ahiret ortamındaki "MADDE"yi! bir tutup, üzerine bak gördünmü; öteki alemdeki maddi ortam sonsuz demekki, mantıken "madde" sonsuz demek,tam bir laf canbazlığına "kurgudur" nasılmı;. "O gün ki, semâyı kitapların sahifesini dürer gibi düreceğız." (El-Enbiya: 104) demekki şimdiki yaşadığımız,Kainat sonlu, Onları, altından ırmaklar akan cennetlere koyacağız. Orada ebedi olarak kalıcıdırlar.” Nisa/57) ve demekki, Ahiret ortamındaki " maddi'lik"? sonsuz... Şimdi burada uyduran kim,ve biz yine gülmeyeceğiz... Bu yaşadığımız Evrende; her şey sonludur, doğru. Kur'an'a göre Cennet,Cehennem, Ahirettedir, dolayısı ile, sonsuzdur. “Gökler ve yeri yaratan (Allah’ın), Onlar gibisini yaşatmaya gücü yetmez mi? Elbette buna gücü yeter. O, herşeyi yaratandır, herşeyi bilendir.”(Yasin/81) "RUH" ta, rabbimizdendir ve Bilinç'imizin, Yaşamımızın, kaynağıdır,sonsuzdır... Yine; tekrar (laf canbazlığı) yahu, madde'nin başı,sonu yaşadığımız Kainat için geçerli doğru, ve yine aynı nakarat, neymiş Ahiret hayatının; sonsuz olduğunu (sanki bilmiyoruz) ve tengeriin boşig ispatlamış? şimdi; sadede gelip, Ayet mealleri, alıntılıyalım. Kendi yaratılışını unutarak bize bir örnek verdi; dedi ki: "Çürümüş-bozulmuşken, bu kemikleri kim diriltecekmiş?" De ki: "Onları, ilk defa yaratıp-inşa eden diriltecek. O, her yaratmayı bilir." (Yasin Suresi, 78-79). Yerin başka bir yere, göklerin de (başka göklere) dönüştürüldüğü gün, onlar tek olan, kahhar olan Allah'ın huzuruna çıka(rıla)caklardır. (İbrahim Suresi, 48). Orada nefislerin arzu ettiği ve gözlerin lezzet (zevk) aldığı herşey var. Ve siz orada süresiz kalacaksınız. (Zuhruf Suresi, 71). ALLAH c.c. Hamdolsun... HAŞA,HAŞA,HAŞA. ALLAH c.c.; kendi iradesiyle evreni yoktan var eden, ona belli bir düzen veren, gökleri ve yerleri ve bunlarda en küçüğünden en büyüğüne kadar canlıları yaratan, onlara hayat ve rızık veren, öldüren-dirilten, dilediğini dilediği şekilde idare ve tasarrufu altında bulunduran, varlığı bir başka etkenle değil, kendinden olan, her şeyi bilen, gören, işiten, yarattıklarında en ufak bir çarpıklık ve dengesizlik bulunmayan, herşeye gücü yeten, bütün mülkün gerçek sahibi, emir ve hüküm koymaya tek yetkili; övülmeye, itaat edilmeye, şükredilmeye gerçek lâyık, bir benzeri daha bulunmayan, bütün varlıkların, güneşin, ayın, gök ve yer cisimlerinin itirazsız itaat ettiği, boyun eğdiği, ismini ululadığı, ibadet edilmeye lâyık Hak mabud. Allah, mabud olduğu için Allah değil, Allah olduğu için mabudtur. Burada yine saptırma yapmış tengeriin boşig,kim neyi kabul etmiş,uydur,uydur, kurgula sonrada denklikmiş,(haşa) ıvır,zıvır ileti yaz, yazık... HAŞR - 24 . Huvallâhul hâlikul bâriûl musavviru lehul esmâul husnâ, yusebbihu lehu mâ fîs semâvâti vel ard(ardı) ve huvel azîzul hakîm(hakîmu). O Allah ki; Yaratan'dır, Bâri'dir (yokken var eden), Musavvir'dir (şekil verendir), güzel isimler O'nundur. Göklerde ve yerde olanlar O'nu tespih eder. Ve O; Azîz'dir (yücedir), Hakîm'dir (hüküm ve hikmet sahibidir). GEÇ... GÖZÜNDEN KAÇMIŞ... Hani,KUR'AN'ı bir kaç kere okumuştun... Cevap yazmaya, gerek yok... Yorumsuz... Yazdıklarınız; açık ve net değil, (bir sürü,hayali,kurgu ve ısrar) üstelik mantık, havlu atmış durumda, (ha unutmadan mantık Arapça)Cennet,Cehennem, Diriltilme, gibi kavramları illa Şimdiki Kainat'la özdeşleştirip (madde) sonsuzdur (materyalist,ateist) düşüncesi,doğrudur diye uğraşıldı ama! zaten modern bilim'de ispatladığı üzere, kainatımızın başlangıcı ve sonu var (big bang) bu itibarla, bu Kainatı yoktan var eden, ALLAH c.c. Ahiret'tede sonsuz yaşamı yaratır ve her şey tasarrufu altındadır vesselam...
-
ALLAH YOKTUR!
Sonsuz Kainat, oh ne ala, bilinmezcilik! oh ne ala, (kendini'de bilme) Zaman izafidir, bilinmezcilik! oh ne ala,hayat sonlu,ama madde yok olmaz,oh ne ala, yılları dünya yılı olarak, Ahirete yükle, oh ne ala, Kainat var, oh ne ala,sonsuzmu, bilinmezcilik, oh ne ala, İnsan var,sonsuz Kainat'ta,bilinmezcilik oh ne ala, Ölüm var, Ahirette sonsuz hayat var, bilinmezcilik, oh ne ala, Ahiret'te hareket varmı, bilinmezcilik, oh ne ala, sonsuz kainat? var, oh, ne ala,kainat nasıl oluşmuştur, bilinmezcilik, oh, ne ala, Sonsuz kainat'ta, İnsan nasıl sonlu olmuştur, bilinmezcilik oh ne ala, oh ne ala, oh ne ala, bilinmezcilik, oh ne ala...
-
ALLAH YOKTUR!
Ahiret'te İnsanın,Cennet,Cehennemin,sonsuz olması (ALLAH'ın dilemesi ile, "Mükafat") ALLAH'a, eş olmakla bir tutmak tam bir absürd'lüktür. "O Allah ki O'ndan başka ilah yoktur. Gaybı da, müşahede edebileni de bilendir. Rahman, Rahim olan O'dur. O Allah ki, O'ndan başka ilah yoktur. Melik'tir; Kuddus'tür; Selam'dır; Mümin'dir; Müheymin'dir; Aziz'dir; Cebbar'dır; Mütekebbir'dir. Allah (müşriklerin) şirk koştuklarından çok yücedir. O Allah ki, yaratandır, (en güzel biçimde) kusursuzca var edendir, 'şekil ve suret' verendir. En güzel isimler O'nundur. Göklerde ve yerde olanların tümü O'nu tesbih etmektedir. O, Aziz, Hakimdir." (Haşr Suresi, 22-24) Ey insanlar, (size) bir örnek verildi; şimdi onu dinleyin. Sizin, Allah'ın dışında tapmakta olduklarınız -hepsi bunun için biraraya gelseler dahi- gerçekten bir sinek bile yaratamazlar. Eğer sinek onlardan bir şey kapacak olsa, bunu da ondan geri alamazlar. İsteyen de güçsüz, istenen de. (Hac Suresi, 73) Sizin yanınızda olan tükenir, Allah'ın katında olan ise kalıcıdır. Sabredenlerin karşılığını yaptıklarının en güzeliyle biz muhakkak vereceğiz. Erkek olsun, kadın olsun, bir mü'min olarak kim salih bir amelde bulunursa, hiç şüphesiz Biz onu güzel bir hayatla yaşatırız ve onların karşılığını, yaptıklarının en güzeliyle muhakkak veririz. (Nahl Suresi, 96-97) Gerisi teferruat...
-
Allah'ın Varlığına Dair -Önyargısız Araştırma-
Sorun ne; olay yaşanmış, karar verilmiş, icra edilmiş bazı arkadaşlarımız (inananlar) inançsız, dezonformasyonlarına aldanmamaları gerekir,kendi inandıkları materyalist geçmişlerinin (ateist) yaptıklarını üstelik modern çağlarda ne yapalım yanlız stalin,pol pot, desek ne cevap verirler. Veya 1400 sene evvel yaşanan olayları, birde objektif olarak değerlendirip eleştirileri varsa, eleştiriyi vur abalıya mantığı ile değilde daha sakin, sloganik, hep aynı (nakarat) şeklinde değil empati ile yapmak gerekir. Üstelik yaptıkları eleştirilerin,binler,onbinler,yüzbinler cevapları verildiği halde, tekrar ,tekrar yinelemeleri,konu sıkıntısı çektiklerindenmi yoksa ( Biz göğü 'büyük bir kudretle' bina ettik ve şüphesiz Biz, (onu) genişleticiyiz. (Zariyat Suresi, 47) KUR'AN Ayetini, Edwin Hubble'nin kullandığı dev teleskopla gökyüzünü incelerken, yıldızların ve galaksilerin sürekli olarak birbirlerinden uzaklaştıklarını keşfi ile bilimsel olarakta ispatlanması, inanmayanları zorluyor ne dersiniz... Gevşeme yok devam,yine devam...
-
ZEKİ İNSANLARIN TANRI'YA İNANMA İHTİMALİ DAHA AZ!... Bilim ve ilahiyat dünyasını karıştıracak bir araştırmanın çıkardığı sonuç büyük yankı uyandıracak
Benim oğlum bina okur,döner,döner yine okur. Ateizm'e inananlar; tahsilli olurmuş! veya Din'e inananlar "******" olurmuş külliyen uydurma. Kendilerini 19. yüzyıldamı zannediyorlar hala, pozitivizmin altın çağında. 21. yüzyıldayız bilgi çağı, karadelikler bulundu,Uzayın genişlediği keşfedildi, Big Bang bilimsel olarak ispat edildi, ateistler hala biz daha tahsilliyiz uğraşında, olsun belki avunma,olarak meşguliyetleri biz daha tahsilliyiz diye oyalar onları yoksa başkada tutunacak dalları kalmadı.
-
Allah'ın Varlığına Dair -Önyargısız Araştırma-
Materyalist ve ateist'lere; inanıp,inanmamak,tarihi olan verileri,istediğin gibi yorumlamak,( tarihi kaynak bol,google'de var) kişinin insiyatifinde her şey serbest,tamam. Bende; merak eder dururum! bu materyalist,ateist düşüncenin,kainat,insan,hakkındaki düşüncesi ne olaki bilinen en eski tarihten beri "DİN" ve inananlara karşı daima eleştirel,reddecici bir tutum sergilemişlerdir. Şimdi bekliyorum, Kainatın oluşumu,İnsanın oluşumu, sizce nasıldır, (istediğiniz kadar google'den yararlanabilirsiniz) bilimsel olarak (çok seversiniz) veya felsefi olarak yanıtlayabilirsiniz, (bilim adamı,örnek gösterebilirsiniz). Gerçekten neye inanıyorsunuz,inandığınız her ne ise,inandırıcılığı test edilmişmi 21. yüz yıl bilgi çağında'da bu kadar ***** Bekliyorum! yoksa siz mutlak doğrumusunuz, eleştirel kardeşler...
-
O VE BEN ; MUCİZE ELBİSELİ
"ALLAH c.c." Varlıklar vücud bakımından üç türlüdür. a) Vâcibu'l-Vücûd: Varlığı mutlak gerekli olan, olmaması mümkün olmayan varlık. Bu da sadece Allah Teâlâ'dır. Mümkinu'l-Vücûd: Varlığı mümkün olan, yani, varolması da, olmaması da mümkün olan varlıklardır ki Allah'ın dışında tüm yaratıklar böyledir . c) Mümteniu'l-Vücûd: Varlığı mümkün olmayan. Allah'ın eşi ve benzerinin olması gibi. Allah'ın eşi ve benzerinin olması mümkün değildir. Allah; kendi iradesiyle evreni yoktan var eden, ona belli bir düzen veren, gökleri ve yerleri ve bunlarda en küçüğünden en büyüğüne kadar canlıları yaratan, onlara hayat ve rızık veren, öldüren-dirilten, dilediğini dilediği şekilde idare ve tasarrufu altında bulunduran,Cenneti,Cehennemi,Ruh'u,da sonsuz olarak yaratabilir. "De ki: O Allah birdir. Allah Sameddir. (Her şey varlığını ve varlığının devamını O'na borçludur. Her şey O'na muhtaçtır. O, hiç bir , şeye muhtaç değildir. Her şeyin başvuracağı, yardım dileyeceği tek varlık O'dur). Kendisi doğurmamıştır ve (başkası tarafından)doğurulmamıştır. Hiçbirşey O'nun dengi olmamıştır." (İhlâs, 112/1-4) . "O'nunla birlikte hiçbir ilâh yoktur. (Eğer olsaydı) muhakkak ki her tanrı kendi yarattığını kabullenir (ve korur) ve mutlaka kimisi de diğerine galebe ederdi." (Mü'minun, 23/91) Allah, zatında, ilâhlığında, mabud ve yaratıcı oluşunda birdir. Ondan başka yaratıcı yoktur. Kâinatı bizzat yaratmaya, yaşatmaya, yok etmeye gücü yetmeyen bir zat Allah olamaz. Bunun içindir ki ikinci bir Allah'ın varlığına imkân yoktur. Çünkü iki Allah olduğu farzedilse, bu iki Allah'tan biri kâinatı yalnız başına yaratmaya muktedir ise, diğeri zâid-fazla olmuş olurdu. Bunun aksine, yalnız başına kâinatı yaratmaya muktedir değilse, bu durumda da aciz-güçsüz olurdu. Aciz ve zâit olan bir zat ise Allah olamaz. Bu nedenle Allah vardır ve birdir. Not. Materyalist,maddeci, sistem; zaten iflas etmiştir, (sonsuz evren,durağan evren teorileri) bu itibarla Evrenin bir başlangıcı,ve sonu olması (big bang, genişleyen Evren) üstelik bilimsel verilerle ispat edilmesi, ALLAH'ın c.c. Evreni yoktan var etmesinin bilimsel verilerlede, delillendirilmesidir. Sonra;yapılacak tek bir şey kalıyor maddeci ve ateist, zihniyete! Ahiret ve Ruh sonsuzdur, dolayısı ile, Allah c.c. dan başkada sonsuzluk varmış "POLEMİĞİ" anlayamadıkları, kendi sonsuz saydıkları Evren, "SONSUZ,MADDE" çürütüldüğü halde ısrar etmeleri ve Kainatı,İnsanı,Ruhu,Cennet ve Cehennemi yaratan ALLAH c.c. nun Cennet,Cehennem,Ruh'u sonsuz olarak var edemeyeceğini sanmaları geç olay bitmiştir... "Ey insanlar! Siz, Allah'a muhtaçsınız. Allah ise -her şeyden- müstağnîdir (muhtaç değil), öğünmeye lâyık olandır." (Fâtır, 35/15) "Şüphe yok ki Allah, bütün âlemlerden müstağnîdir." (el-Ankebut, 29/8). Gerisi teferruat...
-
İnançtaki "Madde" çıkmazı...
MADDE; nedir! (bilimsel açıklaması)... İNSAN; nedir! (bilimsel açıklaması)... BİLİM; nedir... BEYİN; nedir... Canlı "MADDE" den kasıt yanlız mahlukatmı, yoksa; Ateş,Toprak,Hava,Su gibi maddelerde "CANLI" mı... "ÖLÜM" nedir ve hangi "MADDE" ölür... PSİKOLOJİ'nin; genel tanımı nedir "METAFİZİK" boyutu yokmudur... Madde (varlık, doğa) başı sonu olmayan, sonsuz ilk'tir, ve ruh (düşünce, bilinç) bundan türemiştir. Böyle, der materyalist (ateist düşünce). Diğer yandan dünyada bilinç ne anlama gelebilir? Maddi bir dünyada maddi vücutlar böyle bir şeye nasıl sahip olabilirler? nasıl ve nedenini açıklayamaz yani tık yok.. Materyalist felsefenin kabul ettiği metodolojinin uygulanması ile karşımıza çıkan tabloda, zihnin bütün gizemleri açıklanamaz. İnsan zihninin açıklanamayan en önemli özelliği bilinçtir. Bilincin maddeye indirgenmesindeki imkansızlık materyalizm için en önemli problemdir. Şimdi yanlız bilinç sahibi İnsan'a(madde) uygulanabilen psikoloji'nin de "TAŞ" olarak (madde) ye uygulanamayacağını ve Madde'nin sonsuz bir ilk olmadığını (big bang) "RUH VE DÜŞÜNCE,BİLİNÇ" sahibide olmadığından (cansız,bilinçsiz) veya şöylede yazılabilir İnsan beynindeki, atomlarının parçacıklarını taş,la değiştirsek, bilgisayara,eklesek ne TAŞ ne BİLGİSAYAR BİLİNÇ SAHİBİ OLUR. İnsanı insan yapan özelliklerin maddenin bir özelliği olmadığı, onun dışında bir varlık olduğu çok açıktır. Beden ruh vasıtasıyla hareket eder, fakat siz ruhu göremezsiniz: Ruhu bedenin hareketleriyle bil. Akıl, iki çeşittir: Birincisi kazanılan akıldır; sen onu mektepteki çocuk gibi Kitaptan, hocalardan, düşünceden, alışkanlıktan, kavramlardan, ve yeni ilimlerden öğrenirsin. Aklın başkalarınınkinden daha büyük olur fakat edindiklerinin ağırlığıyla yorulursun. Diğer akıl, Allah'ın ihsanıdır. Onun kaynağı ruhtadır. Gönülden bilgi pınarı fışkırdığında onun kaynağı ne bozulur, ne eskir ne de renk değiştirir. Edinilmiş akıl dışarıdan eve akan bir ırmağa benzer. Eğer yolu üzerinde bir engel olursa aciz kalır. Kendi içindeki pınarı ara sen! Mesnevi,Mevlana...
-
İnançtaki "Madde" çıkmazı...
Yeni farkettim! bazı yazılanları atlıyorum sebebi; bilgi tartışması değil (DEMOGOJİ) ürettiklerinden. Neyse... Gelelim "PSİKOLOJİ"ye... Psikoloji (Yunanca ψυχολογία, psihologia: Ruh bilimi), insan davranışlarını ve zihinsel süreçleri inceleyen bilim dalıdır. Ruhsal yaşamın bilimi; Yunanca ruh anlamına gelen psykhe deyimiyle bilgi anlamına gelen logos deyiminden yapılmıştır. Antikçağ Yunanca'sında psukhê deyimi duysal ruh anlamına geliyordu. Dilimizdeki ruhbilim deyimi de bu anlama uygundur ve özellikle ruh'la tin deyimleri arasındaki anlam ayrılığını göz önünde tutmuştur. Bu anlamda ruhbilim deyimi, canlı örgenliğin bedensel yanını inceleyen bilimi dilegetiren fizyoloji deyimine karşı olarak canlı örgenliğin ruhsal yanını inceleyen bilimi dilegetirir. İnsan ve hayvan davranışlarını inceleyen bilim. Bir grubu, bir bireyi belirleyen hareket etme, düşünme, duygulanma biçimlerinin bütünü. Davranışsal. Düşünüş, davranış biçimi. Psikolojinin tanımı,gözlenebilen,ölçülebilen insan ve hayvan davranışlarıdır. Psyche + Logos sözcüklerinin birleşmesinden oluşmuştur. Psyche ruh anlamına gelir, logos da bilim/bilgi demektir. Psychelogos yani Psikoloji sözcük anlamıyla "ruhbilim"dir. 1. Amaçlılık ruhbilimi (İng. Purposive psychology) 2. Askerlik ruhbilimi (İng. Military psychology) 3. Uygulamalı ruhbilim (İng. Applied psychology) 4. Atomculuk (İng. Atomism) 5. Bilimsel ruhbilim (İng. Scientific psychology) 6. Biçim ruhbilimi (İng. Gestalt psychology) 7. Bireysel ruhbilim (İng. Individual psychology) 8. Budunsal ruhbilim (İng. Ethnopsychology) 9. Çevre ruhbilimi (İng. Ecological psychology) 10. Çözümsel ruhbilim (İng. Analytical psychology) 11. Davranışçılık (İng. Behaviorism) 12. Davranışlararası ruhbilimi (İng. Interbehavioral psychology) 13. Deneysel ruhbilim (İng. Experimental psychology) 14. Derinlik ruhbilimi (İng. Depth psychology) 15. Endüstri ruhbilimi (İng. Industrial psychology) 16. Ergenlik ruhbilimi (İng. Adolescent psychology) 17. Fizyolojik ruhbilim (İng. Physiological psychology) 18. Yapısal ruhbilim (İng. Structural psychology) 19. Genel ruhbilim (İng. General psychology) 20. Gensel ruhbilim (İng. Genetic psychology) 21. Görgül ruhbilim (İng. Empirical psychology) 22. Hayvan ruhbilimi (İng. Animal psychology) 23. Herbartçılık (İng. Herbartianism) 24. İşlem ruhbilimi (İng. Act psychology) 25. İşlevsel ruhbilim (İng. Functional psychology) 26. Kişiliksel ruhbilim (İng. Personalistic psychology) 27. Kültür ruhbilimi (İng. Cultural science psychology) 28. Matematiksel örnek ruhbilim (İng. Mathematical model psychology) 29. Nesnel ruhbilim (İng. Object psychology) 30. Örgensel ruhbilim (İng. Organismic psychology) 31. Öz ruhbilimi (İng. Self psychology) 32. Sayılama ruhbilimi (İng. Statistical psychology) 33. Toplumsal ruhbilim (İng. Social psychology) 34. Topoloji ruhbilimi (İng. Topological psychology) 35. Ussal ruhbilim (İng. Rational psychology) 36. Uyaran - karşılık ruhbilimi (İng. Stimulus - response psychology) 37. Varoluşçu ruhbilim (İng. Existential psychology) 38. Vektör ruhbilimi (İng. Vector psychology) 39. Yığın ruhbilimi (İng. Mass psychology) VİKİPEDİ. Not. Şu "AKIL" denen şey nedir acaba! elle tutulurmu,gözle görülürmü, taşta varmı,taşta niye yok gibi... Ve ben yine gülmüyorum...
-
İnançtaki "Madde" çıkmazı...
- İHLAS SURESİ MATEMATİK (ASAL) MUCİZE
İnanıp,inanmamak, kişiye kalmış nede olsa "İRADE" sahibi ve "AKLI" var dolayısı ile sorun yok... Bizde;inanmayanların (her ne ise) inandıklarına itibar etmiyoruz ve ibret alıyoruz... Nasıl olsa,er veya geç hakikat meydana çıkar. Biz, gökleri, yeri ve her ikisinin arasındakilerini hakkın dışında (herhangi bir amaçla) yaratmadık. Hiç şüphesiz o saat de yaklaşarak-gelmektedir; öyleyse (onlara karşı) güzel davranışlarla davran. (Hicr Suresi, 85)- İnançtaki "Madde" çıkmazı...
Yine aynı "nakarat" dön dolaş, sanki "Ruh ölümü varmış gibi" veya söylenmiş gibi davran,sonrada yorum yap. Ve, aynı "nakarat üzerinden" yine aynı mealde yazı, yaz. Şimdi "RUH" ölür diyen kim, tengeriin boşig? bu itibarla zaten ölmeyen bir şeyin,(Ruh) diriltilmesi olayı olmaz,diriltilecek olan maddi bedendir, buda anlaşıldı,fakat yine mantık hatası nedir? sizden bir alıntı; ( "Diriltilebilen Maddi Beden" (Beden canlılık gösteren bir maddedir) demektir ki "Maddesel" bir ortamda diriltilecek.) yahu madem "beden" canlılık gösteren bir madde ise, niye tekraren diriltilecek o zaman Dünyada ölen bedenler, bir şekilde "CANLI" üstelik bu yaklaşımla, nasıl olsa beden canlılık gösteren bir madde olması dolayısı ile, Dünya'da maddi, demekki "ÖLÜM" yok demektir, sonsuz? "MADDE" içinde öylemi geç... Öteki Alem'de; Yeniden dirilişin olmaması için "ÖLÜM" olmaması gerekirki, "ÖLÜM" var, sonra Öteki Alemin soyut olacağına karar vermek kişinin kendi kişisel yorumudur, (her zamanki gibi kendin pişir,kendin ye mantığı) birde "DİN'E" göre "ALLAH c.c." yanlız öteki alemle sınırlanamaz Dünyada'da öldüren,hayat veren odur dolayısı ile geç... Şimdi sorulacak olan şudur; Eğer "Maddeci" bir inanç sahibi "ÖTEKİ ALEME İNANIYORMU,İNANMIYORMU" eğer inanmıyorsa maddi olup olmadığının, hiç bir önemi yok, çünkü zaten yok. Yok eğer öteki alem olabilir ve maddi'dir, üstelik sonsuz olarak, (Cennet ve Cehennem) var ve , "sonsuz Tanrı" ile denk olması gerekir (haşa), peki şu an yaşadığımız "KAİNAT" maddeci düşünceye göre sonsuzmu, bir başlangıcı,bir sonu varmı evvela onu cevaplaması gerekir'ki sonra öteki alemi düşünsün (bilimsel olarak başlangıcı ve sonu var) bu itibarla bu kainatı ve içindeki canlıları yaratan öteki alemide yaratır sonsuz olarak ve Hiç bir şey "ALLAH c.c." denk değildir... İnancımız açısından, Cennet ve Cehennemin, maddi olup olmadığı, veya sonsuz olup olmadığı bizim için sorun değil biz inanırız, "AHİRET'İN" sonsuz olduğuna ve Cennet ve Cehennem'de yaşanacağına,İspat mevzuu, İnanmayana düşer,madem inanmıyorsun (öteki aleme) o zaman bu Kainatın sonsuz olup olmadığını,nasıl oluştuğunu bir zahmet, ispatlayıverde (iddianı kanıtla) inanırlığı olsun maddecilerin. Dikkat ediyorum! maddi konusunu açan sizsinzi (öteki alemin) ve bu Kainat'ın maddi ve sonsuz olduğunu ispat etmek için kullanıyorsunuz iddianızı. Dinin varlığa dair, kendi içerisinde barındırdığı çelişki yoktur, bu Kainatı ve Öteki Alemi "ALLAH c.c." yaratmıştır, Kainat'ta (bu alem) Ölüm vardır Diriliş (öteki alem) olacaktır, dolayısı ile ölüm olmadığını, veya bu Kainatın sonunun olmadığını, ben sizden "BİLİMSEL" verilerede baş vurarak cevaplamanızı isterim yoksa gerisi teferruat... Cevap veremediğim soru nedir? bilmiyorum, yine sizin kişisel düşünceniz, sorunki yanıtlayayım. Ve yine aynı nakarat (Ruh,beden) Ve yine yazıyorum, tekrar diriltilecek olan Bu alemde (kainat,Dünya) ÖLEN İnsandır. Aynı mantık hatası buradada tekrarlanmış, madem bedenimiz (madde) canlı niye ölmüş, veya madem canlı ise,niye diriltilecek geç... "RUH" vardır.. İnsan bedeni biyolojik bir organizma olarak belirli bir işleyiş içerisindedir. İyi tamam'da bu İnsan bedeni (canlı) niye ölüyor, yani taş niye ölmüyor. Psikoloji,nedir,niye dağlara,taşlara uygulanmazda,İnsana uygulanır.. Can; RUH değilse nedir... Bakın ilkokul çocuğu bile anlarmış,sonraki alıntıya bir bakalım.. Diriltilmenin; nasıl olacağını (haşa) bilmem mümkün değil ama Adem a.s. nasıl yaratıldıysa, "ALLAH c.c." İnsanı tekrar öyle yaratır. İnsanın canlı madde olduğunu (bedenli) biliyorum'da bedenin öldüğünü'de biliyorum... Sorun var; Kainat'ta yaşayan MAHLUKAT var (CANLI), bilinç,duyu,his,tad vs vs sahibidirler üstelik İnsanında "İRADESİ" var.. Madde'de bunlar varmı yok... Evet,anlaşıldı... Var olacak olan (düzenlenen Ahiret), maddi tamam... Düzenleyecek,olan kimdir,kendi,kendinemi oluşacak bütün yapılanmalar,nasılki Kainatımız; kendi oluşmamıştır yaratılmıştır, üstelik içinde irade sahibi İnsan vardır ve ÖLÜR, Ahirette'de tekraren diriltilecektir. Aynen Ahirette'de İnsan, RUH'la bedenlenmiş şekilde,yaratılacaktır.. Sorun;soruyu soranın,kendi sorduğuna, verdiği yanlış cevaplarda yatıyor, ben daha (acizane) cevap vermeden kişi benim hakkımda cevap vermiş gibi kurgu yapıp,üstelik üzerinede yorum yapmasıdır yoksa, benim yazdıklarım ortada... YORUMSUZ... Doğru, çelişkiye bir son vermek gerekirse,evvela Kainat ve İnsanın nasıl oluştuğunu irdelemek gerekir, varlık dediğin İnsan ve Kainat kendi,kendisinin "NEDENİ" olamayacağına göre,bir yaratanı var demekki bu itibarla; CANSIZ olan madde hiç bir şeyin nedeni (oluşumu) olamaz, kendisi oluşmuştur bir plan dahilinde,üstelik içinde "RUH" sahibi bilinç'li,İradeli İnsan var gerisi teferruat...- tanrı herkezı esıt sartlardamı dunyaya getırıyo
Mesela; "Madde" canlımıdır, bilimsel olarak... Mesela;"İnsan" nasıl oluşmuştur,bilimsel olarak... Mesela; "Zaman" nedir ve nasıl oluşmuştur,bilimsel olarak... Mesela; "karadelik" ler nedir, nasıl oluşur,bilimsel olarak... Mesela; Uzay (Kainat) genişliyormu, açıklaması nedir bilimsel olarak... Gibi,vs, vs ... Bu yazılanlar,söylenti değil ve bir sürü "TEORİ" var, acaba 21. yüzyıl'da akla,mantığa en uygun teoriler hangisi acaba, bilimsel olarak, darvinist evrimci teorilermi,yoksa yaradılışı teyit eden teorilermi,bilimsel olarak... Not. "DNA" nedir, bilimsel olarak...- ÖNCE ALIŞTIRMA, SONRA UYUŞTURMA... DİN BÖYLE BİRŞEY... Nasıl olur diyorsunuz değilmi... Haklısınız... Çünkü YANILTMA USTALIĞI ARTIK BİLİMSEL de ondan
Enfal; 1. Ayet. SANA ganimetler hakkında soracaklar. De ki: "Bütün ganimetler Allah'a ve O'nun Elçisi'ne aittir" Öyleyse, Allah'tan yana bilinç ve duyarlık içinde olun; aranızda kardeşlik bağlarınızı canlı tutun; Allah'a ve O'nun Elçisi'ne karşı duyarlık gösterin, eğer [gerçekten] inanan kimselerseniz! Enfal; 41. Ayet. BİLESİNİZ Kİ, [savaşta] ganimet olarak her ne ki ele geçirdiyseniz onun beşte biri Allah'a ve Rasûl'e; ve yakın akrabaya, yetimlere, ihtiyaç içinde olanlara ve yolda kalmışlara aittir. [Gözetmeniz gereken ölçü budur] eğer Allah'a ve o hakkın bâtıldan ayrıldığı, iki topluluğun savaşta karşı karşıya geldiği gün kulumuza indirdiğimize inanıyorsanız. (Ki işte o gün tanık olduğunuz gibi) Allah'ın her zaman, her şeyi irade etmeye gücü yeter. AÇIKLAMA; Surenin ilk ayetine göre, "Savaş ganimetlerinin hepsi Allah'a ve Rasûl'e aittir"; bu, savaş ganimetlerinin kamu yarar ve ihtiyaçları gözetilerek İslam devlet ya da cemaat yöneticileri tarafından tasarruf ve tevzî edileceği; tasarruf ve tevziin onların gözetiminde gerçekleştirileceği anlamına geliyor. Büyük İslam fakihlerinin çoğu, ganimetlerin beşte dördünün savaşa aktif olarak katılmış olanlar arasında dağıtılabileceği yahut cemaatin refah ve ihtiyaçları doğrultusunda şu ya da bu yönde değerlendirilebileceği, ancak, Allah'a ve Rasûl'e (yani, daha açık bir ifadeyle Kur'an ilkelerine ve Rasûl'ün sünnetine göre işleyen yönetime) ayrılacak pay da içinde olmak üzere ganimetin beşte birinin, yukarıdaki ayette sayılan özel amaçlar için ayrı bir fon olarak ayrılması gerektiği görüşündedirler; Allah ve Rasûl için olduğu belirtilen pay devlet ya da cemaat yönetiminin ihtiyaç ve giderleri için kullanılacak kısımdır. "Bütün ganimetler, Allah'a ve O'nun Elçisi'ne aittir" ifadesi, savaşta elde edilen ganimet üzerinde kişisel olarak hiçbir savaşçının hak iddia edemeyeceğini bildiriyor: Çünkü ganimet, Kur'an'da ve Hz. Peygamber'in öğretilerinde (Sünnetlerinde) yer alan ilkelere göre kamu malıdır ve İslamî devlet (ya da cemaat) yönetimi tarafından kamunun yararına kullanılır ya da dağıtılır. Haşr; 6. Ayet.Yine [hatırlayın:] düşmandan [ganimet olarak] ne alındıysa Allah hepsini Elçisi'ne devretti, onu (elde etmek) için at veya deve sevk etmek zorunda kalmadınız: ama Allah elçilerini kimi dilediyse onlara üstün kılar; Allah dilediğini yapmaya kâdirdir. Haşr; 7. Ayet.Bu beldelerin halkından [ganimet olarak] ne alındıysa Allah, hepsini Elçisi'ne devretti, [ganimetin tümü,] Allah'a ve Elçisi'ne, [ölen müminlerin] yakınlarına, yetimlere, yoksullara ve yolculara aittir; (böyle yapıldı) ki o, içinizden [zaten] zengin olanlar arasında dolaşıp duran [bir servet] haline gelmesin. Bu nedenle, Elçi size [ondan] ne kadar verirse [gönülden] kabul edin ve size vermediği şey[i istemek]ten kaçının; ve Allah'a karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun: çünkü Allah misillemesinde çetindir. Buraya Açıklama yazmıyacağım ( 7. Ayet zaten açıklıyor) Şimdi cımbızlama olayı nasıl çalışıyor ve Sure'lerin ( siyak,sibak, öncesi,sonrası) irdelenmeden yorum yapmanın,dayanılmaz hafifliği, zaten belli olduğundan şöyle bitirelim, gereksiz... MUHAMMED a.s.v." Hakkında; hasır üzerinde yatmamış, şöyle imiş, böyle imiş deyip ( olayı çarpıtmak) en azından bilinen tarihi gerçeklerle bağdaşmaz,dolayısı ile itibar etmek gereksiz. Ömer; İslam Devletinin Halifesi doğru. Aynı, Ömer'in (ADALET,MÜLKÜN,(DEVLETİN) TEMELİDİR) lafınıda unutmamak gerekir, yoksa İslam Devletinin "Emir'el Müminindir" vur patlasın, çal oynasın intibası uyandırmak yanlış. Mantık hatası, Osmanlı ve Muhammed (a.s.v.) Döneminin Şeriatçılığı, ile modern zaman (21. yüz yıl) şeriatçılığı birbirine benzemezse, neden modern zamanda İnsanlar baskı ve zülme uğruyor (tekdüze yaşam) yoksa mao'nun Çin'i gibimi,sovyetlerin kolhozları gibimi, Suud ve İran Örneğide sos olarak verilmiş. Belkide Suudi Krallığı ( Vahhabilik) İran (Şia,Ayetullah) es geçilerek, Türkiyede aynı Suud ve İranın (tersi) başörtüsü yasağı, modern giyim (oda, neyse) dayatılıyor, kamu hukuku adına, ve sekülerlik cilası ile... İslam madem yöresel??? yanlız Osmanlı ve Endülüs bu iddiayı çürütür... İngilizceyimi yüceltsin... Adem,Nuh,İbrahim, Yahudimi idi. Sonra şamanızm'denmi bahsedecekti. Arap şeyh'i demekle ( ALLAH c.c.) benzetmesi yapmak (HAŞA) tam bir laf canbazlığı, yapmaktır Eskimo, muhabbeti yavan, üstelik eskimolarında serinliğe ihtiyacı var nasılki buzdolabına'da olduğu gibi. MUHAMMED a.s.v." Alemlere Rahmet olarak gönderilmiş Örnek İnsandır, üstelik bu konular defaatle yazılıp,cevapları verildiği halde tekraren servis edilmesi konu sıkıntısından dolayıdır, gözler kapatılmakla, Güneş yok olmaz.. İslam, köle, cariyeliği, kaldırmayı teşvik etmiştir sonra İnsanın sosyal gelişimini (kölelerin,toplumdaki işlevi) bilmeden ahkam kesmek absürd'dür bu itibarla 21. yüzyıl modern köleliğini'de unutmamak gerekir... İddia ediyorum bir Müslüman kadın, modern geçinen başka bir kadından özgürlük adına,fazlası vardır eksiği yoktur'ki eğer modern olmak (birinci sınıf) eğer örneklerini, magazin sayfalarında, tv ekranlarında gördüğümüz kadınlarsa varsın onlar özgür ve mutlu olsunlar... " Zariyat; 47. Ayet. Biz göğü 'büyük bir kudretle' bina ettik ve şüphesiz Biz, (onu) genişleticiyiz." Yukardaki Ayet; İslamın Evrensel olduğunun yanlız bir delilidir, ve bütün İnsanlık,gelmiş,geçmiş,geçecek bir benzerini hepsi bir araya gelseler oluşturamazlar,dolayısı ile gerisi teferruat...- Türkiye'yi kemiren ihanet: ALLAH İLE ALDATMAK... Allah ile aldatmanın rantından en büyük terör örgütleri bile yararlanıyor.
Abert Einstein;Koyu bir Yahudidir, kaynak vikipedi (inönü'ye yazdığı 1933 tarihli mektup). Bilimle ciddi şekilde uğraşan herkes tabiat kanunlarında bir ruhun, insanlardan daha üstün bir ruhun olduğuna ikna olur. Bu yüzden bilimle uğraşmak, insanı dine götürür. kaynak,vikipedi ( Letter to a child who asked if scientists pray, January 24, 1936; Einstein Archive 42-601) Din duygusu ne zaman kaybolsa, bilim, ilhamı olmayan bir deneyciliğe dönüyor.( Letter to Maurice Solovine,1 Ocak, 1951; Einstein Archive 21-174, 80-871, Solovine'de yayınlandı, s. 119) Derin bir imana sahip olmayan gerçek bir bilim adamı düşünemiyorum. ( Science, Philosophy and Religion, A Symposium, Conference on Science yayını, Philosophy and Religion in Their Relation to the Democratic Way of Life, Inc., New York, 1941) Tanrı Zar Atmaz.( Vikisöz) Bilimsiz din kör, dinsiz bilim ise topaldır. (Vikisöz Bireysel bir tanrı anlayışı bana oldukça yabancı ve hatta safça geliyor.(1950) (Vikisöz.) Hayatın gelişmesi ve yüceltilmesine ilişkin temel ahlakı ilkelerin öneminin bilince çıkarılmasında, kural koyucu inancına özellikle de ödüllendiren ya da cezalandıran bir kural koyucuya gereksinim olmadığından eminim. M.Berkowitz'e mektup, 25 Ekim 1950 (vikisöz) Yarattıklarını cezalandıran ve ödüllendiren ya da bizim yaşayacağımız bir irade türüne sahip bir tanrı düşünemiyorum. Bedensel ölümden sonra kişinin yaşamını sürdürdüğüne ne inanırım, ne de inanacağım... 1930, Ideas and Opinions, s.80 (vikisöz) Yüce Tanrıyı anlamak çok zordur; o, esrarengizdir fakat hiç bir zaman kinci ve kötü değildir. (vikisöz) Fırdöndü gibi, hangisinde karar, vermek kişiye kalmış... 20. yüzyıla Newton fiziğinin hâkimiyeti altında girildi.Bu fizik anlayışına göre uzay ve zaman, birbirlerinden ayrı ve mutlaktılar.Daha önce termodinamiğin birinci yasası ‘enerjinin korunumu yasası’ ve ‘maddenin korunumu yasası’ olarak, enerjinin ve maddenin ayrı ayrı ele alınmalarıyla ifade ediliyordu.Einstein’E=MC2.Enerji = Kütle Işık hızının karesi) formülüyle, birbirlerinden bağımsız görünen bu yasalar birleştirildi.Einstein, 1915 yılında ise ‘genel izafiyet teorisi’ni ortaya koydu.İzafiyet teorisiyle madde ve enerji birleştirildiği gibi uzay ve zaman da birleştirildi. Böylece evrenin; hiç olmadığı kadar bütünleşmiş, dinamik ve her şeyin irtibatlı olduğu bir tablosu ortaya çıktı. Bu teorinin en önemli felsefî ve teolojik sonuçları ise zamanın -bilimsel olarak- izafî olduğunun gösterilmesiyle ilgilidir.Aristo ve Newton’un fiziklerindeki mutlak ve kendi içinde oluşan olaylardan etkilenmeyen ‘bağımsız zaman’ kavramı; bu teoriyle, hız ve kütlesel çekimden etkilenen ‘elastiki zaman’ kavramıyla yer değiştirdi. İlk defa duyulduğunda birçok kişiye inanılmaz gelen bu teorinin önermeleri; paradoksları çözen matematiksel yapısının yanında, deneylerle ve gözlemlerle de desteklenmştir.İzafiyet teorisi ortaya konmadan önceki uzun dönemde, önce Aristoteles ve sonra Newton fiziğinde etkisiyle durağan bir evren modeli fiziğe hâkimdi. Ateistlerin hemen hepsi, ezelden beri bugünkü gibi var olan bir evreni öngörüyorlardı.1920’li yıllarda birbirlerinden bağımsız olarak Alexander Friedmann ve Georges Lemaitre, izafiyet teorisinin formüllerinden hareketle evrenin genişlemesi gerektiğini gösterdiler.Bu, Big Bang teorisinin ortaya konmasının ilk adımı oldu; daha sonra yapılan birçok deney ve gözlem bu teoriyi destekledi.böylece hiç umulmadık şekilde kozmogoni (evrenin kökeni) alanında bilimsel bir teori ortaya çıktı. Tanrı-evren ilişkisinde, evrenin yaratılmış olup olmadığı en temel meselelerden biridir. ‘Yaratılmış evren’ fikri, evrenin Tanrısal bilinç ve kudretle meydana geldiğini, ateizm'in en temelinden yanlış bir felsefî görüş olduğunu gösterir.Günümüzde bu konuyla ilgili tartışmalar daha çok Big Bang teorisi ile ilişkili başlıklarda yapılır; bu teorinin üzerine bina edildiği teorik temel ise izafiyet teorisine dayanır. Bu teoriler, yoktan varlığa geçişin nasıl olduğunu göstermez; fakat evrenin başlangıç anını göstererek, tektanrıcı dinlerin, ‘ezelî evren’ fikrini savunan materyalist-ateistlere karşı savundukları ‘başlangıçlı evren’ görüşünde ileri sürülen ‘başlangıç’ anını göstermelerine olanak tanır.D.Caner Taslaman. "KISA VE ÖZ, BERTARAF". Şimdi ben bekliyorum (materyalist) düşüncenin argümanlarını "KISA VE ÖZ OLARAK"... "ALLAH" hakkındaki sözlerinden, yine "ALLAH'A c.c." sığınırım. Ve (ajite,tahrik,dezonformasyonun) nasıl yapıldığının delilidir bu yazdıkların, eğer kişi inanmıyorsa yazdığın gibi ( Evet, gidecek! Bitti kardeşim.) der ve inanmadığı bir şeyse aldırmaz,ama (zalim,uydurmasyon) gibi feveran yazı yazmaz, ve bu yazdıklarının eğer inandığın her ne ise (ateist) haklılık kazandırmaz bilakis, delil,ispat getiremediğinden dolayı kızan insanın Ruh halini yansıtır,bundan dolayı, ben yine tekraren soruyorum? materyalist (ateist) düşüncenin 21. yüz yılda (KAİNATIN VE İNSANIN) varoluşu hakkındaki, düşüncesi nedir, E=MC2 formülünün, materyalist (ateist) düşünceye katkısı nedir... Kardeşim... Ne söylediğine ve ne zaman söylediğine dikkat et. Çünkü söz, senin aklını gösterir. İnsan, dilinin altında gizlidir. Nasıl bir insan olduğu konuştuğu zaman anlaşılır. Mevlana. Değmez... Her zaman yazdığım, ve inandığım bir şey var,birisine bir şey sordunmu,cevap vermeden (zaten veremez) kontra, aynı soruyu sana sorup,güya üstünlük sağlar,sonrada olayı mizahi bir şekle (tahrik,dezonformasyon) eşliğinde sunar,ve BİLİMSEL olduğunu zanneder,neyse ben şimdi 1400 sene evvelinden KUR'AN'ın bildirdiği gerçeklerden bir kaç Ayet buraya alıntılayayım bakalım.( O (Allah) gökleri ve yeri bir örnek edinmeksizin yaratandır. Enam Suresi, 101. O inkar edenler görmüyorlar mı ki (başlangıçta) göklerle yer birbiriyle bitişikken, biz onları ayırdık ve her canlı şeyi sudan yarattık. Yine de onlar inanmayacaklar mı? Enbiya Suresi, 30.Biz göğü 'büyük bir kudretle' bina ettik ve şüphesiz Biz, (onu) genişleticiyiz. Zariyat Suresi, 47). Şimdi bana materyalist (ateist) düşüncenin 21. yüz yılda ne söylediğini ve bilgi çağının alıntıladığım Ayet'ler doğrultusunda, Evrenin genişlediğini,sonlu olduğunu,bir başlangıcı olduğunu,ve sonlu,başlangıçlı olanın (EVREN) yaratılmış olacağını,keşfetmiş olduğundan, materyalist (ateist) düşüncenin ancak laf canbazlığı,yapabileceği, gerçeğini gösterir... Evrim kuramına göre canlılığın ilk yapı taşları basit organik moleküllerden oluşmuştur. Bunlar birden bire protein ya da hücre organelleri biçiminde karşımıza çıkmaz. İlk organik moleküller adım adım gelişmiş, farklılaşmış, karmaşıklaşmışlardır. İlk organik moleküllerden proteinlere ya da nükleik asitlere ulaşılması için milyarlarca yıl geçmesi gerekmiştir. Yukardaki yazı; bir prof'tan alıntıdır ve "Mizah değil" üstelik kendi içersinde ne kadar çelişkili olduğu gayet açık. Değilmi kardeşim...- Türkiye'yi kemiren ihanet: ALLAH İLE ALDATMAK... Allah ile aldatmanın rantından en büyük terör örgütleri bile yararlanıyor.
Aslında işin özü "İNSAN" olmakta yoksa, Einstein materyalist (ateist) hiç olmamıştı, ve bütün bilimsel buluşlarıda (materyalist) düşünceyi bertaraf eden gelişmeler, idi. Einstein; Yahudi olmadı demek, Yahudiliğin ne olmadığını,ne olduğunu,irdelemeden (Yahudi'mi doğulur,sonradanmı olunur) bilmek gerekir yoksa,işi Einstein "Namaz'mı kılmış,hacca'mı gitmiş" polemiğine,indirgeyip oradan güya "MÜSLÜMAN" eleştirisi yapmak kişinin olaya nasıl yaklaştığını - gösterir, yoksa her hangi bir düşünce, inanç bazında,izm bazında, evvela kendi düşüncesinin ,enternasyonal bir değerini,ve yahut bilimsel bir buluşunu yazıp onun üzerinden,karşı düşünceye eleştirel yaklaşır. Ve öyle olması gerekir. Bir kere; "ATEİST" düşünce eğer "MÜSLÜMAN"eleştirisine soyunacaksa evvela "KAİNATIN; OLUŞUMUNU,İNSAN OLUŞUMUNU" hülasa bilimsel; buluşlarının, dayanaklarını ispat etmesi gerekir, yoksa ben yazdım öyledir,ben böyle düşünüyorum,sen şöylesin,şu böyle demek tam bir laf canbazlığıdır, buradan hareketle kısa ve net bir soru soracağım! "MÜSLÜMAN" eleştirisi yapanlara; ateist düşünce "TESADÜF" olayının neresindedir 21. yüzyılda, durağan evren modeli (sonsuzluk) la " kainat" nasıl açıklanır (tesadüf) bunun neresinde, İnsan nasıl oluşmuştur gibi. Şimdi bu yazdıklarıma "NET" bir cevap,yazıp yazmamak, önemlimi,önemsizmi diye düşünebilir kişi ve kişiler o zamanda şu sorulur evvela ne düşünüyorsan, kanıtla, (doğrumu) sonra inanmadığın her ne ise eleştir, yoksa "İNANDIRICILIĞIN, OLMAZ" bu durumda, bekliyorum, ha bu yazıp sorduklarımı, kââle almayıp,yine bildik eleştirel yaklaşımı (Müslümana) "ajite,tahrik,dezonformasyon," olarak yapılacaksa, oda normal, ve beklenen, bir durum olarak, (her zamanki gibi) kayıtlara geçer (ileti olarak)...- Türkiye'yi kemiren ihanet: ALLAH İLE ALDATMAK... Allah ile aldatmanın rantından en büyük terör örgütleri bile yararlanıyor.
Anladığına çok sevindim! etki,tepki, meselesinden dolayı, nede olsa "İNSANIZ" ve Aklımızı kullanabiliyoruz,bunada şükür, kardeşim.. Bilimsiz din kör, dinsiz bilim ise topaldır.Albert Einstein...- Türkiye'yi kemiren ihanet: ALLAH İLE ALDATMAK... Allah ile aldatmanın rantından en büyük terör örgütleri bile yararlanıyor.
Bayağı etkili bir yazı, vede "bilimsel" üstelik kaliteli, etkilendim...- Türkiye'yi kemiren ihanet: ALLAH İLE ALDATMAK... Allah ile aldatmanın rantından en büyük terör örgütleri bile yararlanıyor.
Sayın 'Artopod' Seviyeli bir tartışma'ya zemin hazırladığınızdan dolayı,teşekkür ederim. Bayağı faydalandım yazdıkların- ızdan, ( fikir jimnastiği) ve olayı salt (polemik) boyutuna taşımadığınızdan dolayıda (yanlız hicv) ayrıca iyi oldu. Neyse,saygılar...- Türkiye'yi kemiren ihanet: ALLAH İLE ALDATMAK... Allah ile aldatmanın rantından en büyük terör örgütleri bile yararlanıyor.
Evvela şunu belirtmekte fayda görüyorum; Akıllı tasarımcıların sitelerindeki düşünceleri taşımıssınız buraya,demekle benim hiç bir düşüncem olmadığını kastetmemişsiniz- dir,sanırım,yoksa siz bu işin (astronomi, labaratuvar,test,deney) yapan uzmanı bilim, adamımısınız,dolayısı ile sizin (Karadelikler sürekli incelenen,heyecan verici bir konu.Bu konuda NTVMSNBC sitesinden alıntıladığım bir haber yararlı olacaktır) yazmanız,yeri geldiğinde "durağan Evren modelini" savunmak için bir şeyler okuduğunuzu varsayıyorum. Şimdi; "İZAFİYET" teorisi için, Vikipedi kaynaklı bir veri yazacağım,kısa; " Özel görelilik, kendi zamanı için inanılması güç pek çok öngörülerde bulunmuştur, bunlardan en önemlileri:1- Cisimler hızlandıkça zaman cisim için daha yavaş akmaya başlayacaktır, ışık hızına ulaşıldığında zaman durmalıdır. 2- Cisimler hızlandıkça kinetik enerjilerinin bir kısmı kütleye dönuşür, durağan kütleye sahip cisimler hiçbir zaman ışık hızına erişemeyeceklerdir. 3- Cisimler hızlandıkça hareket doğrultusundaki boyları kısalmaya uğrayacaktır. Özel görelilik, mantığımıza ve sağ duyumuza aykırı bir evren tanımladığından bilimciler 100 yılı aşkın bir süredir bunun doğruluğunu gözleri ile görmek ve bir açık bulmak umudu ile deneyler yapıp durmaktadırlar. Bu öngörülerin pek çoğu 1905'dan günümüze dek defalarca denenmiş ve doğru çıkmıştır: 1- İçlerinde çok hassas atom saatleri taşıyan uçaklar değişik yönlere doğru değişik hızlarla hareket ettirilmiş ve saatlerin kuramın hesaplarına yeterince uygun olarak yavaşladığı/hızlandığı gözlenmiştir. 2- Zamandaki yavaşlamanın sadece saatte meydana gelmediğini, gerçekte yaşandığının kanıtı ilk olarak nötrino ve mü-mezon deneylerinde ortaya çıkmıştır. Güneşten dünyamıza gelen nötrino ve müonların ışık hızına çok yaklaştıkları (%99.4) için ömürlerinin (yaşam sürelerinin) Dünya'da üretilen durağan olanlara göre çok daha uzun olduğu görülmektedir. 3- Parçacık hızlandırıcılarındaki hızlandırma deneylerinde bugüne kadar kütlesi olan hiçbir cisim, atom veya elektron ışık hızına çıkarılamamıştır. Hız arttıkça kütlesi de arttığı için ivmelendirilmesi zorlaşmaktadır".NASA,Erricos Pavlis. 23 Ekim 2004 tarihli Radikal gazetesinde, bu önemli bulguyla ilgili şöyle bir haber yapılmıştı. Pavlis, "Şayet Dünya, etrafındaki uzay-zamanı eğiyorsa, yakınlardaki uyduların yörüngesi değişmeliydi" dedi ve bu düşünceden hareketle LAGEOS-1 ve LAGEOS-2 adlı uyduların yörüngelerindeki sapmayı lazer ışını kullanarak ölçtüklerini anlattı. Pavlis, "Her iki uydunun yörüngesinde de Dünya'nın dönüş yönünde yılda iki metrelik sapma belirledik. Ölçümlerimiz, görelilik teorisinden hareketle daha önce yapılan hesaplara yüzde 99 uydu" dedi. Sonuçta izafiyet teorisi ( görelilik)kanıtlı (bilimsel) ve "Görelilik Kuramı ile, hıza ve konuma göre uzayda farklı zaman dilimleri olduğu ortaya konmuştur"... Zaman Big Bang ile başladı, doğruda, Evrende "GÖRECELİK" kavramı, geçerli olduğu "BİLİMSEL BİR GERÇEK" illa "durağan evren modeli" materyalist bir yaklaşımlamı bilime bakmak gerek.Şimdi burada Big Bang'ın bilimsel verilerini yazıp,iletiyi uzatmak istemiyorum ( Dünya kabul ediyor)Evrende her hangi bir olay hıza ve konuma göre farklılık gösterir. “O gökleri ve yeri yoktan var edendir. (En'am Suresi, 101), “Biz göğü 'büyük bir kudretle' bina ettik ve şüphesiz Biz (onu) genişleticiyiz.". (Zariyat Suresi, 47) “O inkar edenler görmüyorlar mı ki, (başlangıçta) göklerle yer,birbiriyle bitişik iken, Biz onları ayırdık ve her canlı şeyi sudan yarattık. Yine de onlar inanmayacaklar mı?" (Enbiya Suresi, 30). Objektif bir okuma ve yorumlama... (durağan evren modeli;böyle bir şeyi söyleyemez, ve zaten yoktur." "SONRA" sözcüğü (zaman) belirtir, doğru fakat "görelilik,izafiyet" uzayda farklı, zaman dilimleri olduğunu gösterir, ve bunun üzerinden tartışmak lazım. Dünya yaşı; 4.6 milyar yıl olduğu söylenir, Dünya, oluşum halindedir "DUMAN,GAZ" şimdi bilimsel, bir veri yazacağım, Dünya'da şu ana kadar bulunan en yaşlı kayaç, metamorfik yani başkalaşım kayacı olan Acasta Gnaysları'dır.Kanada'nın kuzeybatısında bulunan Great Slave Lake yakınlarındaki Acasta Gnays kompleksi'nin 4.03milyar yıl yaşında olduğu radyometrik tarihlendirme yöntemi ile hesaplanmıştır.O durumda Dünyada 4.03 milyar yaşında kaya oluşumu varsa ve henüz Güneş sistemi ve Dünya (duman,gaz) oluşum halinde ise ( Fussilet-10- O, yerin üstünde sabit dağlar yarattı. Orada bereketler meydana getirdi. Orada araştırıp soranlar için rızıkları tam dört günde belli bir seviyede takdir edip, düzene koydu) farkında olunması gereken konu,kim araştıracak ve soracak (İnsana;hazırlık) .( Bir kere hiçbir bilimsel teoriye ve kabule göre Dünya hepten bitkilerle,meyvelerle,dağ oluşumlarıyla düzenini tamamladıktan sonra onun dışındaki uzayın halen topyekün şekilde bir gaz halinde olması olasılığı yoktur) bende derimki (nacizane) İnsanın daha olmadığı, ama Dağların, yaratıldığı,bereketlerin meydana getirildiği,(belli bir seviyede) takdir edilmesi ve düzene koyulması,olabilir aksini söylemek için kanıt gerek. ( Bitki aleminin tarihinde (bilimsel sınıflama açısından) yüksek seviyeli bitkilerin açıkça aniden ve birdenbire gelişimleri kadar bana daha olağanüstü gelen bir olay yoktur." (Francis Darwin, Charles Darwin'in Hayatı ve Mektupları, 1887, sf. 248). "Orada araştırıp,soranlar için,rızıkları tam (DÖRT) günde belli bir seviyede takdir edip,düzene koydu." Bu süreç 4 gün sürmüştür.Bu noktada vurgulanması gereken bir nokta da Arapça’da “yevm”(gün) kelimesinin dönem, devir gibi anlamlarının da olduğudur. Secde suresinin 5. ve Mearic suresinin 4. ayetleri hem zamanın izafiyetine işaret etmekte, hem de “yevm” kelimesinin anlamının doğru anlaşılmasını sağlamaktadır. Arapça “yevm” kelimesi “gün” olarak çevrildiği gibi, aynı zamanda “devir” olarak da çevrilebilmektedir. Yani Arapça “yevm” deyince sadece 24 saatlik gündüz ve geceden oluşan bir devir olan “gün” anlaşılmaz, aynı zamanda genel anlamda “devir” de “yevm” kelimesiyle kastedilmiş olabilir. Söz konusu iki ayette bir “yevm”in bin senelik bir “yevm”e veya elli bin senelik bir “yevm”e eşit olabildiğinin söylenmesi bunun bir delilidir. Uzay'da alt üst,kavramları olmaz,olmazda hitap Dünya'daki "İNSANA" dolayısı ile, Dünyada yaşayan İnsan için uzay, daima üst, olarak geçmesi gerekir mantıken... Ve cevabı; Yeni Hawking teorisi’, parçacık fizik kuramlarına yakın duruyor. Parçacık fizikçiler, kara delikler tarafından yutulan maddelerin sanıldığı gibi ‘yok’ olmayacağı, eninde sonunda mutlaka başka bir yeni maddeyi açığa çıkaracaklarını savunuyorlardı. Bilim adamları, bu önermeye istinaden kara deliklerin çıkardıkları ışınlara bakarak gelecekte deliğin o ana dek neleri ‘yuttuğunu’ çıkarabilecekler. En azından teoride. Bayağı heyecenlı gerçekten... Benim yazdığım; Burada duman halinde var olan gök yerin yaratılmasından sonra 7 kat gök olarak tabaklandırılmasıdır.Yeni bir yaratılış söz konusu değildir.Sadece düzenleme söz konusudur.Şimdi atmosferin oluşumuyla ilgili bilimsel teorilere bakarsak bu ifadenin onunla örtüştüğünü de görürüz. Sadece şunu söyleyeyim, atmosferin ilk başta duman halinde olması (atmosferin bulunduğu alan,arzın merkezindemi, yoksa uzaydamı) daha sonradan tüm atmosferin 7 değişik katman şeklinde şekillendiğini bilimsel teorilerde zaten ifade edilmektedir. Şu anda atmosferimizde ayette bildirildiği gibi 7 ayrı katmandan oluşmaktadır. Bu ayetlerdeki anlatımlar bilimsel gerçekler açık bir şekilde ifade edilmektedir.Şimdi atmosferin katmanları kaynak vikipedi 1- TROPOSFER, 2- STRATOSFER, 3- OZONOSFER 4- MEZOSFER 5- TERMOSFER 6- İYONOSFER 7- EKZOSFER... Kim demiş "AY VE GÜNEŞ ATMOSFERİN İÇİNDE DİYE" ve direten,diretilen ne,kişisel kurgu ile,illa Ay ve güneşi atmosfer tabakalarında göstermek çabası sonrasında. Güzel birde, (mizahi) anlayış serdetme (sanki hakikatmış gibi) dramatik olmuş,drama'nın, matiki olmaması sebebi ile... 7 Kat gök, 7 Kat atmosfer, tabakasının " ay ve güneş atmosfer tabakasının içinde diye bir ibare yok" öbür yazılanlar,şahsi kurgu (yorum) yazanı bağlar... Saffat-6.Bakınız Biz o dünya göğünü (yakın göğü) bir zinetle, yıldızlarla donattık. Sizin üstünüze sapasağlam yedi-gök bina ettik. Parıldadıkça parıldayan bir kandil (güneş) kıldık." (Naziat Suresi, 12-13) "Gökte burçlar kılan, onların içinde bir aydınlık ve nurlu bir ay vareden (Allah) ne yücedir." (Furkan Suresi, 61).. Demekki "ATMOSFERDE" değil... Ve sizden bir alıntı ile bitirmek istiyorum ( Aslında bu konuda bir yanlış anlamaya mahal yok gibi.) Saygılar...- Türkiye'yi kemiren ihanet: ALLAH İLE ALDATMAK... Allah ile aldatmanın rantından en büyük terör örgütleri bile yararlanıyor.
Bih bang; büyük patlama:evrenin yaklaşık 12,15 milyar yıl önce sonsuz yoğun ve sonsuz sıcak bir noktanın patlamasıyla meydana gelmiştir. bilimsel teori.galaksiler nebulalar ve yıldızlararası plazmanın bu şekilde meydana geldiğini söyler. bu ilk infilaktan bu yana çok daha küçük patlamalar halen devam etmekte ve evren, genişleyip büyümeye devam etmektedir.Burası böyle. Dünya'nın, yaşının; yaklaşık olarak 4.6 milyar yıl olduğu söylenir.İzafiyet teorisine göre zaman izafidir, mutlak bir kavram değildir. Buna göre evrenin başlangıcı ile evrenin herhangi bir aşamasındaki milyarlarca sene arasındaki fark önemsizdir.Burada artık şunu görüyoruz, Big bang;'ın evrenin yalnızca yoktan varedildiğini değil, aynı zamanda çok planlı, düzenli ve kontrollü bir biçimde varedildiğini göstermektedir. Dünya’mızın yaratılışını sağlayacak şekilde ALLAH ın Big Bang’i baştan ayarladığını söylemekle, Big Bang’den on milyar yıl sonra ALLAH’ın müdahale ederek Dünya’yı yarattığını söylemek arasında ciddi bir fark kalmamıştır.Şimdi;( Fussilet 10- Orda (yerde) onun üstünde sarsılmaz dağlar var etti, onda bereketler yarattı ve isteyip-arayanlar için eşit olmak üzere ordaki rızıkları dört günde takdir etti.) Fussilet,10. Ayet'te yazıldığı gibi Dünya'da bunlar yapıldığında (Gök'ün) duman (gaz) hali oluşu (güneş sistemi) hakkında "AKSİ" bir "BİLİMSEL" belge,varmı.Sonra Dünya yaşı; 4.6 milyar yıl olduğu söylenir,buradan hareketle, güneş sistemi ve Dünya, oluşum halindedir yani "DUMAN,GAZ" şimdi bilimsel, bir veri yazacağım, (izafiyet, teorisi bağlamında'da düşünülebilir) " Dünya'da şu ana kadar bulunan en yaşlı kayaç, metamorfik yani başkalaşım kayacı olan Acasta Gnaysları'dır.Kanada'nın kuzeybatısında bulunan Great Slave Lake yakınlarındaki Acasta Gnays kompleksi'nin 4.03milyar yıl yaşında olduğu radyometrik tarihlendirme yöntemi ile hesaplanmıştır" Demekki,Fussilet Suresi,11. Ayet. Sonra, duman halinde olan göğe yöneldi; böylece ona ve yere dedi ki: "İsteyerek veya istemeyerek gelin." İkisi de: "İsteyerek (İtaat ederek) geldik" dediler." " DOĞRUDUR VE APAÇIKTIR." Entropi; yasasını benim kabul edip,etmemem eğer merak konusu ise "EVET" ve Bilim'de evet diyor. Termodinamiğin birinci yasasına bu kadar inananların "KARADELİK" olayınada biraz kafa yormaları gerekir zannedersem... Aslında; sizinle 7 kat "GÖK" ve "ATMOSFER" hakkında, anlaştığımız, sizin fikriniz cevabi yazılarımda açıklamıştım... Geceyi, gündüzü, Güneş'i ve Ay'ı yaratan O'dur; her biri bir yörüngede yüzüp gitmektedirler. (Enbiya Suresi, 33). Güneş de, kendisi için (tespit edilmiş) olan bir karar yerine doğru akıp gitmektedir. Bu üstün ve güçlü olan, bilenin (Allah'ın) takdiridir. (Yasin Suresi, 38). Astronomi uzmanlarının hesaplarına göre Güneş, Solar Apex adı verilen bir yörünge boyunca Vega Yıldızı doğrultusunda saatte 720 bin km.'lik muazzam bir hızla hareket etmektedir. Bu, kabaca bir hesapla, Güneş'in günde 17 milyon 280 bin km. yol katettiğini gösterir. Atmosfer değil...- KURAN'DAKİ BU İKİ HAYETİ NASIL YORUMLAYACAĞINIZI ÇOK MERAK EDİYORUM... Din anlayışıyla bir ülke yönetmeyi/sürüklemeyi destekleyenler sorum size...
Bana,sizin; her neye inanıyorsanız "İLKELi" olduğunun "ENTERNASYONAL" bir değerini yazarmısınız.. "KUR'AN" Şerefli bir kitaptır... Ve onu; vaz eden Peygamber (a.s.v.) şerefli bir peygamberdir... KUR'AN'a "ilkel" (HAŞA) demekle ona inanan milyarlarca Müslümanı rencide etme hakkı sizde varmı... Sizin, başka bir topik'te ballandıra,ballandıra,yazdığınız Yaşar Nuri Öztürk'te gücünü KUR'AN dan alır... Yazık... Görmek isterimki' İnsanlara öğüt,bilimsel buluş,halktan yana tavır,medeni Dünya ile hemfikir,Demokrasi yanlısı tavır,hoşgörü, eleştirel (muhalefet) ise, öneri, başka bir iletimde yazdığım İnsan hakları evrensel beyannamesi ile parelel bir görüş,"DEĞİLMİ" sorun; eğer yapıcı bir tutum değil, (dezonformasyon,ajite) ise o zaman, lütfen... İnsan düşünceden ibarettir, geri kalan et ve sinirdir. Mevlana.- Türkiye'yi kemiren ihanet: ALLAH İLE ALDATMAK... Allah ile aldatmanın rantından en büyük terör örgütleri bile yararlanıyor.
Sorunda bu zaten, "DİN, KAİNATIN VE İNSANIN YARATILDIĞINI İDDİA EDER" Bilim'de, bilimsel bulgular, eşliğinde olayları araştırıp (labaratuvar,test) ortaya koyar (big bang,entropi,takyon,) materyalist,pozitivist düşünce,daha hala, durağan Evren modeli,tesadüf,sonsuzluk der,üstelik 19.yüz yıl verileri ile. Birde "EVRENİN GENİŞLEDİĞİNİN KESİN OLARAK İSPATLANDIĞI" 21. yüz yılda bunlara tekrar,tekrar deklare etmek, sanki materyalist düşünceye ileri sürdüğü "teori" leri haklılık payı kazandırırmış gibi izlenim vermez. Verdiğim alıntılara, karşı ileri sürülebilinecek sizin, ( Zaten hepimiz az çok bu tür şeyleri okuyoruz) bilimsel olarak ne var,yazın öğrenelim. KUR'AN dan verdiğiniz örneklere karşı,size yazdığım cevabi yazıları bir daha okumanızı isterim (objektif olarak) bakalım cevap verilmişmi,verilmemişmi. Kişisel olarak kabul edilen teoriler demekle,eğer (Einstein,Hawking,Edwin Hubble,Lemaitre,Robert Dicke,Penzias ve Wilson,John Mather"bir kısmı") bilim adamları kastediliyorsa oda sizin kişisel teorik kurgunuz. Bende; derimki materyalist, düşünceden birileri çıkıpta (Biz göğü 'büyük bir kudretle' bina ettik ve şüphesiz Biz (onu) genişleticiyiz. (Zariyat Suresi, 47). aksi bir bilimsel bir kanıt ortaya koysunda, inananlarda ya bu materyalistlerin iddiaları'da tutarlı, imiş diyelim... Bir "MÜSLÜMAN" başka bir inancı çürütmek için uğraşmaz, sonra " DİN" veya Dinler söylediklerinin peşinden gelinmesini ister "DOĞAL" olarak "ideolojilere" ne oluyorki, peşlerinden gidip,söylediklerini doğru sayalım.Birileri Müslüman'lığa (MUHAMMED'CİLİK) (haşa) diyor zaten ve görünen o'ki başarılı olamıyor, yazdığınız yazıdan belli ( Allah inancının da gücünü Al İlah putperestliğinden alıp onu soyuta atamak ve tartışılmaz kılmaktan aldığını savunur.) Bir kere semitik dinler tarihini iyi okumak gerekir, "VAHY" dinleri, putperestliği reddeder,zaman içinde kendi aralarında şirk'e bulaşmış olanları olabilir ama hiç bir zaman "ALLAH c.c." inancının temeli Alilah (putperest) menşeili demek, değildir, üstelik soyut,somut kavramları ile "İSLAM" uğraşmaz kişinin (inanmak isteyen veya istemeyen'in) "AKLI" ile karar verip inanmasını ister, malumunuz " AKIL,İRADE,BİLİNÇ) materyalist felsefede tartışılmaz nede olsa "SOYUT" kavramlar..Kıyamet; İnancı var ve bu Kainatın sonlu olduğu bilimsel verilerlede kanıtlandığından ( big bang vs vs) dahada bir anlam ifade ediyor ( yeni bir yaşam) sizde ne var durağan evren modelinden başka..Tao,şintoizm,budizm,vs vs her inanç, inananını bağlar "İSLAM" Kainata,hitap eder Evrenseldir bu itibarla,yerelleşmelerle uğraşmaz.. Saygılar... - İHLAS SURESİ MATEMATİK (ASAL) MUCİZE
Önemli Bilgiler
Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.