Zıplanacak içerik

sarıgöl

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

sarıgöl tarafından postalanan herşey

  1. sarıgöl şurada cevap verdi: denizz başlık Güncel Konular
    "Türkiyede, "ATATÜRK'Ü", Atatürk'çülerden,kurtarmak gerek..." İşin kolayı bu, Atatürk'e dil uzatmak, yahu kim Atatürk'e dil uzatmış yazılan,yazılara cevap yazdım, ve çarpıtma tarih anlayışını bir nebze düzeltmeye çalıştım (acizane) alıntılarla,neymiş siz hangi dünyanın insanı,imişsiniz doğrusu bende merak ediyorum...
  2. Maide Suresi 99- Peygamber, [kendisine emanet edilen] mesajı tebliğ etmekten başka bir şeyle yükümlü değildir: ve Allah, sizin açıktan yaptığınız her şeyi ve bütün gizlediklerinizi bilir. 100- De ki: "Kötü ve çirkin olan şeyler ile iyi ve güzel şeyler mukayese edilemez, kötü şeylerin bir çoğu sana büyük zevk verse bile. O halde, siz ey derin kavrayış sahipleri, Allah'a karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun ki mutluluğa erebilesiniz!" 101- SİZ EY imana ermiş olanlar! [Kesin hukukî kurallar şeklinde] açıklandığı takdirde sizi sıkıntıya sokabilecek olan konular hakkında soru sormayın; zira, Kur'an vahyedilirken onlar hakkında soru sorsaydınız, size [hukukî kurallar şeklinde] açıklanabilirlerdi. Allah, bu konuda [sizi her türlü yükümlülükten] azad etmiştir: Zira Allah, çok bağışlayıcıdır, halîmdir. 102- Sizden önceki insanlar da böyle sorular sormuş ve sonuçta hakikati inkara varmışlardı. Siz kendiniz yazdığınız için yazacağım (kafirliği kabul) Kafirler; Ayetlerin "Siyak,Sibak'ına" bakmadan cımbızla Ayet şeçip (kopiş) üzerinede, uydurma kurgulu yorum ekleyip, sonuçta kendilerini avuturlar, Maide 99. Ayet'i 100,101,102. Ayet'le bir bütün ele alıp,okundumu olay meydana çıkar. Cevap yukardaki satırlarda,anlayana... İnkar edenler gökler ve yer birbirleriyle bitişik iken onları ayırdığımızı görmüyorlar mı? (21 Enbiya Suresi 30) Ve göğü kuvvetimizle kurduk, muhakkak ki onu genişletmekteyiz. ( 51 Zariyat Suresi 47) Bu Ayetlere bir cevabınız varmı...
  3. Mesela, hangi Ayet?( örnek verin)... İnkar edenler gökler ve yer birbirleriyle bitişik iken onları ayırdığımızı görmüyorlar mı? (21 Enbiya Suresi 30) Ve göğü kuvvetimizle kurduk, muhakkak ki onu genişletmekteyiz. ( 51 Zariyat Suresi 47) Yanlız bu iki Ayet yeter... İcatlara...
  4. “Biz göğü 'büyük bir kudretle' bina ettik ve şüphesiz Biz (onu) genişleticiyiz.„ (Zariyat Suresi, 47) "GERÇEK"...
  5. sarıgöl şurada cevap verdi: denizz başlık Güncel Konular
    Mahkeme, İzmir'de gıyaben idama mahkûm ettiği İttihatçılar'ın eski İaşe nâzın Kara Kemal ile Ankara eski valisi Abdülkadir'in yakalanmaları için bir bildiri yayımladı. Soruşturmalar devam ederken Kara Kemal'in İstanbul'da polis tarafından sarılan evde intihar ettiği haberi geldi. Kara Kemal'i yakalayanlara dağıtılmak üzere İstanbul'a 10.000 lira gönderildi.. İstiklal mahkemeleri. Ergenekon'u Kuddisi Okkır'a mal etmek (finans) ve duygusallık tam bir ilizyondur... Aslında bu yazı iyi olmuş ve ERGENEKON, Demirel dendiğinde,birde masonlar eklendiğinde kim hangi tarafta belli... Bir kere yazıda tarih hatası var (çarpıtmamı,yoksa bilmemekmi) şöyle, II. Dünya savaşı sonrası 1946 sonrasıdır,İnönü'nün 1929 konuşması ile alakası ne... Sonra ( II. Dünya Savaşı sonrası oluşan ekonomik darboğazın ardından yabancı ülkelere para akışının önünün kesilmesi ve toplumsal tutum bilincinin oluşması amaçlanmıştır.) ne demektir, (demekki Ekonominin diş bağlantılarıda varmış). Türkiye,yerli imalatı demekle (yerli malı haftası) Anadol, marka otomobillermi kastediliyor,üzüm,incir,fındıkmı, yoksa "ERKE DÖNERGECİMİ" ,tutumlu olalım,yerli malı kullanalım tamamda,başka mallarla kıyas imkanı olmasınmı, tapon malmı alalım, rekabet olmasınmı... Türkiyede, "ATATÜRK'Ü", Atatürk'çülerden,kurtarmak gerek... Atatürk, 1937 yılında başbakan İsmet İnönü'yü hem de kavgalı gürültülü bir tartışmadan sonra görevden aldı, yerine, 'iktisat vekilliği' yapmış ve İş Bankası'nın da kurucusu Mahmut Celal Bayar'ı atadı. Bu adam, daha sonra Milli Şef İnönü'nün bir muhalefet partisi kurmasına ve iktidara da gelmesine izin vereceği, vermek zorunda kalacağı bir zattı. 1950 yılında bu adam serbest seçimlerle ve halk oyuyla iktidara geçti. Atatürk'ün başbakanına halk destek verdi yani. Onun atadığı yeni başbakan da bir yıl sonra, bugün de yürürlükte olan 'Atatürk'ü Koruma Kanunu'nu' çıkardı... Bu durumda 1950 yılında 'karşıdevrim' başlamış olur mu olmaz mı? Engin Ardıç... "Kamubuyrum Tüz Bölemi" Devam,devam...
  6. sarıgöl şurada cevap verdi: denizz başlık Güncel Konular
    Mustafa Kemal Paşa'nın İstanbul'da kendi parasıyla çıkardığı Minber gazetesinde(…………), 17 Kasım 1918'de aynı gazetede çıkan söyleşisinde "İngilizlerden daha hayırhah (iyiliksever) bir dost olmayacağı" mesajını verdiğini de, ertesi gün çıkan Vakit gazetesinde ise "Britanya hükümetinin Osmanlılara karşı olan iyi niyetlerinden şüphe etmediğini" söylediğini ve dahi "muhataplarımızla [yani İngilizler, Fransızlar vd.] anlaşmak lazımdır" dediğini de hatırlamamız gerekmez mi? Ya Mustafa Kemal Paşa'nın 11-13 Ekim 1918'de Halep'ten Vahdettin'e çektiği telgraftaki ilginç teklifleri... Şöyle diyordu padişahın yaveri Naci (Eldeniz) Bey adına gönderdiği telgrafta: Müttefiklerle olmadığı takdirde ayrı olarak ve mutlaka barışı sağlamak lazımdır ve bunun için kaybedilecek bir an bile kalmamıştır. (Orijinali: "Müttefiken olmadığı takdirde münferiden behemahal sulhü takarrur ettirmek lazımdır ve bunun için fevt olunacak bir an dahi kalmamıştır.") Orhan Koloğlu, 1918: Aydınlarımızın Bunalım Yılı, İstanbul 2000, Boyut Kitapları, s. 190. Vahdettin ve İstanbul hükümeti daha önce Cafer Tayyar Paşa'yı Edirne'ye, Ali Fuat Paşa'yı Ankara'ya gönderdikten sonra üçüncü büyük kozunu oynamış ve Karabekir Paşa'yı Erzurum'a tayin ettirmeyi başarmıştır. Böylece direnişin Edirne, Ankara ve Erzurum ayakları tamamlanmış, sıra bunları toparlayacak ve organize edecek bir genel müfettişliğe gelmiştir ki, bir ay sonra bu göreve olağanüstü yetkilerle padişahın yaveri olan Mustafa Kemal Paşa atanacak ve 15 Mayıs 1919 günü yine Vahdettin'le görüştükten sonra dördüncü ve merkezÎ ayağı oluşturmak üzere Samsun'a doğru yola çıkacaktır. Nitekim bu görüşmeyi sonraları Falih Rıfkı Atay'a anlatan Atatürk, Vahdettin'in kendisine, "Şimdiye kadarki başarılarınızı unutun, asıl şimdi yapacağınız hizmet hepsinden mühim olabilir. Paşa, Paşa, devleti kurtarabilirsin" dediğini nakletmemiş miydi? Öyleyse soralım: Bizzat Karabekir ve Atatürk'ün ağzından yaptıkları anlatılan Vahdettin nasıl hain olabiliyor? Tarih; sövme,övme ile olmaz. Tarihimizi şeffaf bir biçimde bilmek "ATATÜRK" ü yermek değil bilakis,yaptığı mücadeleyi,savaşları daha iyi anlamak,bilmek demektir,bu itibarla ATATÜRK'ün manevi şahsiyeti arkasına saklanıp İsmet İnönü, Recep Peker, Enverist,İttihatçı zihniyeti sürdürmek ATATÜRK'ÇÜLÜK değildir.
  7. sarıgöl şurada cevap verdi: denizz başlık Güncel Konular
    Son olarak İngiliz gizli belgelerine bir göz atalım. Aslı Britanya arşivlerindeki gizli yazışmalara göre, işgalci İngilizler, şimdi de 'esir padişah'ı Samsun'a çıkmış bulunan Mustafa Kemal Paşa aleyhine konuşmaya zorlamaktadırlar. Ne var ki, Vahdettin kendilerine, Mustafa Kemal Paşa'nın ancak İtalya'nın birliğini sağlayan millî kahramanları Garibaldi kadar "haydut" kabul edilebileceğini, onun yurtseverliğinden kuşku duymadığını, dahası ona saygı ve hayranlık hissetmemenin güç olduğunu söylemiştir. Atatürk'ün Bütün Eserleri, cilt 2, İstanbul 2003, Kaynak Yayınları, s. 232.
  8. Hayır... Fakir, isen bütün eti kendine ayırabilirsin mesela...
  9. "Onların (kurbanların ) ne etleri ne de kanları Allah'a ulaşır. Fakat O'na sadece sizin takvanız ulaşır.'' (Hac Suresi, [22:37] "Rabbin için namaz kıl ve kurban kes" (Kevser, 108/2) "Kurbanlık develeri de size Allahın şeâirinden kıldık" (Hac, 22/36) Saygılar.
  10. sarıgöl şurada cevap verdi: denizz başlık Güncel Konular
    ?ayan-ı sabite?, ?mevcudat-ı ilmiye?... Biz, bir cümleyi önce zihnimizde teşekkül ettiririz. Böylece o cümle mutlak mânâda yokluktan kurtulmuş olur, ama ona ?yazı? da diyemeyiz, zira haricî âlemde kendini henüz göstermemiştir. O cümleyi yazmayı irade edip, kudretimizi de bu yönde sarf ettiğimiz takdirde, cümlemiz yokluktan kurtularak varlık âlemine çıkar ve ?yazı? adını alır. Cümlenin ilmimizdeki ilk hâli onun mahiyetidir, bu mahiyet ayan-ı sabiteye misâl olabilir. Yazıldıktan sonraki hâli ise hakikattir, bu yazı da âlemdeki mahluklara bir misâl olarak düşünülebilir. Derler...
  11. Balık kavağa çıkmış Zift turşusun yemeğe Leylek koduk doğurmuş Baka şunun sözünü Yunus. Korkuların ve zevklerin "YUNUS'U" da " MÜSLİM", izahatıda güzel yapar anlayana ve bizlerde (inananlar) mübarekten alıntı yapar,bir sayfa tutacak olan yazımızı bu satırlarda (dörtlük) anlar ve anlaşılmasını sağlamaya çalışırız,maksat muhabbet olsun, yoksa haddimize'mi değilmi...
  12. Şu an, ne anladığımı, neyi anlamaya çalıştığımı, çok sevdiğim Yunus Emre'nin bir şiir'i ile izah edeyim. Gözsüze fısıldadım Sağır sözüm işitmiş Dilsiz çağırıp söyler Dilimdeki sözümü Saygılar...
  13. 'İsmail'ler hep kurbandır, 'Halil'ler emre mutî Evladını kestirirmi? Büyük Rabb'ın Şefkati O'nun indinde tek makbul: İbâdının niyeti Zira varmaz huzura kan, ne derisi ne eti... Yunus Emre Gördük.
  14. Tüm gözlemler canlıların (bitkiler ve hayvanlar) doğanın besleyemeyeceği sayı ve hızda çoğaldığını göstermektedir. Öyle ki, her kuşakta bireylerin pek çoğu erginlik çağına ulaşmadan yok olmaktan kurtulamaz. Bir türdeki bireylerden hangilerinin yaşamı sürdüreceği, hangilerinin yok olup gideceği nasıl belirlenmektedir? Canlılar dünyasında bir eleme düzeneği işlemektedir. Bu elemede "RASLANTI" ya da "ŞANSIN" rolü yok değildir. EVRİM TEORİSİ SİTESİ. Tavsiye eder (bakılmasını) ve "KURBAN" bayramını düşünmenizi salık veririm... Not. Konu;dogma...
  15. İlkel çağların,ilkel gelenekleri ne muhteşem bir tesbit? ve 21. yüzyıla taşınması büyük maharet, aynen "İRADE" gibi ve "Bu yıl kurban kesim yerlerinin sayısını arttırdık ve 23 kurban kesim noktasında vatandaşlarımızın kurbanlarını hijyenik şartlar içerisinde, uzman kasaplar eşliğinde kesmelerini sağlıyoruz. Tabii ki, kurban derilerinin resmi toplama yeri Türk Hava Kurumu'dur. Dogma'lar (İsviçre,menşeli bir saat'te olabilir) kalkmalımı,kim kaldırabilirki,nasılki "bilimsel rahiplik" kalkmıyor,kaldırılamaz "DOGMA" değildir, sebep çağdaş menşeili kişilerin buluş,düşünce,teorileridir, ve İsviçre malıdır... Ve yeni bir kampanya başlatmak gerekli; "ET VE ET MAMULÜ YİYECEKLERİ YEMEYELİM" böyle olursa dogmalar'dan daha çabuk kurtuluruz (saat değil)... Not. Kurban kesme yerine,balık tavsiye edilir... İlkel bir gelenek? (dogma) ama, ben yinede "KURBAN" bayramını kutlarım... Kabul, edenede,etmiyenede,sağlık sıhhat,afiyet dilerim...
  16. sarıgöl şurada cevap verdi: denizz başlık Güncel Konular
    Tıpkı, bilime karşı gelerek ortaya atılan "Güneş-Dil teorisinin" de alay konusu olduğu gibi. Bu teoriye göre milattan önce bin iki yüzlü yıllarda yaşadığı varsayılan Mikenai kralı Agamemnon'un adı, Türkçe "ağa memnun" dan gelmektedir. Engin Ardıç. ?ayan-ı sabite?, ?mevcudat-ı ilmiye?... Farkı,farkedenlerin anlaması,zaman alır,bu itibarla, nevii "SABİT"i, anlatmak hüner işidir...
  17. sarıgöl şurada cevap verdi: denizz başlık Güncel Konular
    Liberal aydınlarımız çok tutmaz ama, ben pek bir beğeniyorum... Tamam, ?Ticaret imtiyazını ekalliyetten alalım, bir milli burjuvazi oluşturalım? demiştir, haltetmiştir ama, ?Devlet eliyle zengin yetiştirme fikri?nin sakıncaları konusunda Mustafa Kemal?i uyaran, İzmir İktisat Kongresi?nde alınan kararları, hissi kablel vuku eleştiren, devletin yedeğinde palazlanan ?yerli sermaye?nin, gelecekte iktisadi gelişmeyi baltalayacağını söyleyen kişi de odur. İsmi, Kara Kemal... Bazı kriminal işlere bulaştığı için öldürüldü. Daha doğrusu, ?İttihatçı muhalefeti örgütlediği? gerekçesiyle bitirildi. Kara Kemal?in bittiği/bitirildiği noktada ?onlar? sahne alır. Buradaki ?onlar?a, iç pazar imtiyazını kaptırmamak için darbe dahil her türlü ?istikrarsızlaştırma? programını destekleyen, ?Ergenekon? gibi oluşumlara el altından finansal destek sağlayan, medya gücünü ?şantaj aracı? olarak kullanan büyük burjuvazinin ?tahsisli? kesimini dahil edebilirsiniz. Bir de örgütleri vardır bunların. Bir ?işadamları örgütü? gibi faaliyet gösterir ama, esas amacı seçilmiş hükümetlere yönelik şantajı meşrulaştırmaktır. Dün, konjonktür öyle icap ettirdiği için gazete ilanıyla hükümet düşürüyorlardı, bugün bazı rantların ve teşviklerin devamı uğruna hükümet destekliyorlar. Kendilerini büyük sermaye diye pazarlıyorlar ama, çalışma tarihleri boyunca ?Sultanahmet?te, turistlere kartpostal satan kara saçlı bir çocuk kadar bile ülkeye döviz kazandırmamışlardır...? Tahsisli sermayenin tabiatı budur. Üretmeye değil, hep almaya, hazıra konmaya kurgulanmıştır. Bu sınıf, Batı?daki burjuvaziden, hele de Kara Kemal?in ?oluşmasında? zaruret gördüğü yerli burjuvaziden farklı olarak, devlete yaslandıkça semirdi ve paradan para kazanan ?repocu? kazurat takımını türetti. ?Rekabet?ten korktuğu için de, dünyaya açılmak yerine ?iç pazar?ı parsellemeye yöneldi; ürettiği çürük-çarık malları dünya ortalamasının üzerinde fiyatlarla yoksul Türk halkına kaktırdı. Bu sınıf, yıllarca, nesebi gayrı sahih bir bayram olan Yerli Malları Haftası?yla kendisine bir kulvar açmaya, rekabet düzenine başkaldırıp palazlanmaya çalıştı. Palazlandı da... Oysa, içe kapanmacı, totaliter, faşist ülkelerin züğürt tesellisiydi Yerli Malları Haftası... Beceriksiz, tembel, ?üretici ruh?tan yoksun yöneticilerin mazeret beyanı... Ülkeye pasaklı, kara saçlı bir çocuk kadar bile döviz kazandırmamış büyük holdinglerimizi, beyaz eşya ve otomotiv ilahlarımızı, medya kartellerimizi, Türkiye?nin gelir dağılımı en bozuk on ülkeden biri olması hiçbir zaman rahatsız etmedi... Bu cinnet ortamı, bu varoşlar, bu kamu düzeni, Halk Ekmek kuyruklarında telef olan bu yoksul halk; proteinsizlikten, bakımsızlıktan vereme, koleraya, tifüse yakalanan bu kara kalabalıklar onları hiç ilgilendirmedi... Onlara, niçin rekabetten, ?serbest piyasa düzeni?nden korktuklarını sormak isterdim... Niçin iç pazarın sömürülmesine dayalı bir büyüme ve sanayileşme stratejisi izlediklerini... Neme lazım, sormuyorum... Bakarsınız, pazar payını korumak insiyakıyla ?darbe cuntaları?yla halvet olan büyük burjuvazinin encamı çıkar ortaya... Hangi darbenin, dünyayla rekabet etmekten korkan hangi taponcu sermaye tarafından ?gümrük duvarlarının yeniden ihdas edilmesi? kaydı şartıyla mahut güç merkezlerine sipariş edildiği anlaşılır ve ardından sırıtan yüz ifadesiyle ?1 numara? belirir... Belli mi olur! Ahmet KEKEÇ [email protected] "KESİT"...
  18. sarıgöl şurada cevap verdi: denizz başlık Güncel Konular
    Bu forumlarda mümkün mertebe siyasi konulara girmemeye özen gösterdim, eğer siyasi bir konu hakkında yazı,yazarsam objektif olmam (tutarlı) tartıştığımız ne ise açıklığa kavuşması içindir, yoksa ne ben siyasi,ekonomik,sosyal konularda uzmanım nede bu güne kadarki yazıştığım forumdaşlar,bu itibarla bana yazılan şu yazı (Her altta kaldığınızda farklı yerlerden konu açıyorsunuz. Ama özel sektörün de kamunun da içerdeki hali ortada, memleketin de dışardaki hali ortada. Neyin hesabını savunabileceksiniz ki?) olayı sanal alemde bile bu boyuta taşıması,tartıştığımız konuyu bile (kendi iddialarının) farkında olmaması durumudur,dolayısı ile yazıştığım her hangi forumdaş sanal aleme istediği fikirleri,düşünceleri (kopiş) yazabilir ama yazıştığı konuyu kavramak durumunda olma durumunda,yoksa yazdıkları kahvehane muhabbetinden öteye gitmez,dolayısı ile Ülkemizin şu anda maruz kaldığı ekonomik krizi “ GLOBAL” anlayamaz. Cari açık (ihracat,ithalat dengesi) global krizden önce çevrilebilir durumda idi ama tehlikesi yokmuydu vardı,tehlike yalnız,hükümetten kaynaklı değildi bir tek AKP’ye kapatma davası bile başlı,başına tehlike arzediyordu,hülasa vatandaşı böylesine yoksullaştırdınız demek (sanki ben) vatandaşımızın bir Belçika,Almanya,İngiltere seviyesinde yaşam tarzı vardıda,omu düştü,yoksa “YTL” diye bir kavramı duymadımı forumdaş,vede %/70 enflasyonu, aslında olay belli,memleketin dışardaki hali yazıldımı, forumdaşımızın 2000 binli seneleri unuttuğu,28 şubatı yaşamadığını,yahut,yaşadı’da işine gelmediği için,unuttuğunu düşünüyor İnsan…
  19. sarıgöl şurada cevap verdi: denizz başlık Güncel Konular
    2002'de 43 milyar dolar olan özel sektörün borcunun, bu yılın 2. çeyreği (Nisan-Mayıs-Haziran) itibariyle 190,5 milyar dolara çıktığını ifade eden Ekren, bunun kısa vadeli olanının 13,8 milyar dolardan 48,8 milyar dolara, uzun vadeli olanının ise 29,2 milyar dolardan 142,7 milyar dolara ulaştığını bildirdi. Hazine Müsteşarlığının açıklamasına göre, 2007 yılı sonu itibarıyla 133,3 milyar dolar olan Türkiye'nin net dış borç stoku yüzde 8,5 artarak 144,7 milyar dolara yükseldi. Hazine garantili dış borç stoku 2008 Mart ayı sonu itibarıyla 2007 yılı sonuna göre 307,1 milyon dolar artarak 5,1 milyar dolara çıktı. Toplam dış borç stoku, Mart sonu itibariyle 262,9 milyar dolar olarak gerçekleşti. Özel sektör borçlarının toplam dış borç stoku içerisindeki payı 172 milyar dolar ile yüzde 65,4 ve kamu kesimi borçlarının payı 74,3 milyar dolar ile yüzde 28,3 olarak belirlendi. Ne kesitmiş, nalıncı keseri gibi...
  20. sarıgöl şurada cevap verdi: denizz başlık Güncel Konular
    Geçtiğimiz hafta İtalya Başbakanı Berlusconi ile bir görüşmemiz oldu. Siyasi ekonomik ve askeri alanda neler yapabiliriz bunu görüştük. italya ile ticaret hacmimiz 17 milyar dolara çıkardık. Sayın Berlusconi ile bu rakamı artırma konusunda mutabık kaldık. Enerji güvenlği konusu burada önemli bir yer tutuyor. ABD'de de çok faydalı çalışmalar yaptık. Bizi orada yanlış anlatma yolunu seçenleri düzeltme olanı bulduk. BM temsilcileriyle üst düzey görüşmelerimiz oldu. Daha sonra G-20 zirvesine katıldık. Tüm liderlerle bire bir görüşmlerimiz oldu. Liderlerle ilşkilerimizin nerede olduğunu ve devam eden krizi ele aldık. Her türlü tedbiri alma konusunda kararlılığımızı vurguladık. Gerekli mekanizmanın kurulması konusunda görüştük. 5 ilke çerçevesinde görüş birliği oluştu. Acil eylem planı detaylı olarak yayınlandı. Ülkeler uygulamalarını gözden geçirecek ve 30 Nisan 2009'da tekrar bir araya geleceğiz. Telaş ve acelecilikle değil sağduyu ile meselleri ele alıyoruz. Türkiye bu süreci en az zararla atlatacaktır. Bunun altını çiziyorum. Kimse hükümeti köşeye sıkıştırmaya kalmasın. Şu ülkede bu var bizde niye yok demeye kalkmayın. Biz paketleri tüm taraflarla görüşüp açıklayacağız ama krizi fırsata çevirmek isteyen kimseye prim vermeyeceğiz. Puslu havaları sevenlere fırsat verme niyetinde değiliz. Bu ülkede tüyü bitmemiş yetimin hakkı var. Yalnışlar içinde dolaşanlara dürüst insanların hakkını yedirmeyiz. Bu kriz AK Parti'nin çıkardığı bir kriz değildir. Krizin kaynağı ABD ve Avrupa'dır. Bizi de etkisine almıştır. Ancak bu krizi en az zararla atlatacağız. Öngörüler genel olarak bu yöndedir.Dayanışma ile krizin etkileri hızla atlatılacaktır. Bizi polemiklerin içerisine çekmeye çalıştılar, aldırmadık. Yolumuza devam ettik. 2007 yılında en fazla yatırım çeken 23. ülke olduk.Krizin her kesime yansımaları oldu ama en fazla zararı yoksul kesim gördü. İşi gücü olmayan dar gelirli vatandaşıma sesleniyorum, git kaymakamlığa müracaatını yap, sosyal yardışlama fonundan yardımını al. Bizim fakir fukaranın yanında olmamızdan rahatsız olan muhalefet var. Siz fakir fukarayı dilenciliğe alıştıryorsunuz diyorlar. Bunlar on yılların sorunu. Siz fakir fukaranın adresini bulamadıysanız biz ne yapalım, biz bulduk yanındayız. Toplu konutta 330 bin inşaat yaptık. Biz sorumluluk mevkiinde olanlar duyarsız kalamayız, bugüne kadar gelenler kaldıysa bile. Biz herşeyi tam manası ile çözdük demiyorum. 5 katrilyonu sosyal yardımlara ayırdık. Biz kömür ocaklarımızı harekete geçirdik, atıl duran nakliye araçlarını harekete geçirdik. 2 milyon 480 bin aile kömür yardımından faydalandı. Bu yardımlardan yandaşlarını yararlandırıyorlar diyorlar. ****. Bana bir şikayet gelsin, o kaymakamın yakasında ilk benim elim olur. Grup konuşmasından bir kesit...
  21. Evet; onun parmak uçlarını dahi derleyip-(yeniden) düzene koymaya güç yetirenleriz. (Kıyamet Suresi, 4) Ayette parmak uçlarının vurgulanması, son derece hikmetlidir. Çünkü parmak izindeki şekiller ve detaylar, tamamen kişiye özeldir. Şu an dünya üzerinde yaşayan ve tarih boyunca yaşamış olan tüm insanların parmak izleri birbirinden farklıdır. Dahası, aynı DNA dizilimine sahip tek yumurta ikizleri dahi farklı parmak izine sahiptirler. Parmak izleri; halisilasyon'la keşfedilebilirmi acaba merak işte...
  22. Karlıbel... Bir dava'da ona açsın. Ve çok sesli yayınlar fayda sağlar,kendinden menkul bazı kişiler üzerinde... Hep beraber beklemekte fayda var,nede olsa çok sesli toplum yolunda ilerlemekteyiz...
  23. Bu başlığı açan "ARKADAŞ" olarak dava süreci (sonucu) bende merak etmekteyim... Ve Bayram sonrası; Melih Gökçek'le olan rendevusunu (Kemal Kılıçdaroğlu'nun) da merak etmekteyim... Sayın Kılıçdaroğlu, siyasi nüfuz kullanılarak servetini artırdığı konut hissesinin ortaya çıkmasından sonra nasıl davranacak? Akçalı Yapı Kooperatifinin 8 Mart 2007 tarihli o şok ifadelerin yer aldığı raporun tümü elimdedir. Ayrıca sayın Kılıçdaroğlu'nun 2003, 2005 ve 2007 yıllarında verdiği mal beyanları da ilaveleriyle elimdedir. Belgeli siyasetçiyi severim, zira bende belgeli gazeteciyim… Fatih Bayhan Haber 7 [email protected]. Karlıbel'in bu iddialarından sonra ÜLKE TV'ye arayarak cevap hakkını kullanmak istediğini söyleyen Kılıçdaroğlu için özel program yapılmış fakat Kılıçdaroğlu programa katılmamış ve telefonunu kapatmıştı. Kılıçdaroğlu daha sona Karlıbel'i mahkemeye vereceğini söylemiş, Karlıbel de belgeleri yayınlayacağını ve Kılıçdaroğlu'nun kendisini mahkemeye vermesini istemişti. Bekliyoruz,hep beraber...
  24. İnsan; beyni olduğu halde," AKLA" güvenir...
  25. sarıgöl şurada cevap verdi: bursercan başlık Tarih
    Hz. Muhammed Türk mü? Çankaya Atatürk arşivinden çıkarılmıştır.. -Hazreti Peygamber’i Medine’ye davet eden Evs ve Hazreç kabileleri Sümer asıllı idiler, Sümerler’in dağılışı sırasında Yemen’e göçmüşlerdi. Medine’ye gelişleri daha sonraydı. Akabe biatında “Muhammed bizdendir” demişlerdi ve Hazreti Peygamber’den “Kanınız kanımdır” yanıtını almışlardı. -Kureyş ileri gelenleri Ebu Talip’in yanına gelmişler ve ona; ya yeğenini susturup davasından vazgeçirmesini ya da Türk yurtlarına çekip gitmelerini tavsiye etmişlerdi. Peygamberimizin amcası Ebu Talip, bu tehdit dolu talebe, 94 beyitten oluşan “Kaside-i Lamiyye” ile cevap verdi. İşte o şiirden bazı bölümler: “Düşman bizim gücümüze boyun eğip kahroluyor/Halbuki onlar bizim Türk ve Aftalitler kapılarına sığınmamızı isterler/Allah’ın evine ant olsun ki sizler yalan söylüyorsunuz/İşleri karmakarış etmeden ne Mekke’yi terk/Ne de buralardan Türk yurtlarına gitmeyeceğiz.” Ebu Talip’in bu şiirinde Türkler yanında “Aftalitler” yani “Akhunlar” dan söz etmesi oldukça ilginç ve önemli. Demek ki Araplar Hazreti Peygamber’in soyunu sopunu çok iyi biliyorlardı. -Hazreti Peygamberin torunu Hazreti Hüseyin’in Kerbela olayından önce Türk yurtlara gitme isteği, Yezit tarafından reddedildi, çünkü Hazreti Hüseyin Horasan’daki soydaşlarıyla birleşerek tekrar gelecekti. -Bir gün Peygamberimiz ashabıyla otururken, bilinmeyen bir dille “Ne güzel üzüm” dedi. Sahabe anlamayarak “Ya Muhammed Arapça konuş” dediler. Yüce Peygamber: “Durun yakınmayın, ben köküm olan Hz. İbrahim’in dili ile konuşuyorum, Arap benden ama ben Arap’tan değilim” diye yanıt verdi. Yukarıdan aldığım bölümler Muharrem Kılıçın Gizlenen Türk Tarihi/Hazreti Muhammed adlı kitabından alınmıştır.Oldukça ilginç bilgiler.Tabi ispatlanması gerekir mesela sakalı şeriflerle bir dna testi yapılırsa bence daha kesin sonuçlara ulaşılabilir. “Eğer araştırırsanız Peygamberimizin Türk olduğunu ispat edebilirsiniz” ATATÜRK. Alıntı... İşin ilginç yanı,bu olay üzerine çok yazılmış çizilmiş,cumhuriyetin ilk yıllarında...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.