Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

Tengeriin boşig

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

Tengeriin boşig tarafından postalanan herşey

  1. Askere gittiğinizde size silah tutmayı öğretirler. Parmağınızı, tetikte nasıl tutacağınızı ve avucunuzla nasıl kavrayacağınızı. Derler ki: "Bir serçeyi tutar gibi tut. Fazla sıkarsan serçe ölür, Fazla bırakırsan, sahibi olamazsın, Uçar gider." Böyle yapmazsanız, silah ya elinizden düşer, Ya da yanlışlıkla mermi sıkarsınız, Ve belki birilerinin canına kıyarsınız. Böyle birbirine zıt şeylerin, Aslında bu kadar çok birbirine benzemesi beni şaşırtmıştır hep. Silah ile Serçe nasıl birbirine benzerdi ki? Değil mi? Ama Sevgi'de "Silah"a ve "Serçe"ye benziyor... Bencilce sahiplenirseniz, avucunuzda sıkarsanız; Ölüyor... Umursamazca tutar ve sahiplenmezseniz; Uçuyor... Sevgi Serçe ve Silah gibidir... O kadar hassastır... Tengeriin Boşig...
  2. Sayın Evrensel Eğer "Ateizm"i "Tanrı Tanımazlık" olarak değil de "Din Dışılık" olarak daha geniş bir anlama taşıyorsanız, bu yanlış bir tanımlama olur. Bizim "Din Dışılık"tan kastımız "Tanrı'yı Tanımamak"tan kaynaklanıyor. Ancak Agnostikler ve Deistler aynı kanıda değildir. Sayın Evrensel, ben bu forumda tanımlayabildiğim kadarıyla 3-5 tane Ateist/Materyalist kimsenin olduğunu düşünüyorum. Ve bunlardan ikisi (la_bohéme ve Bilimselci) şu an bizimle muhatap... O yüzden onları ve özellikle Sayın Bilimselci'yi referans almam gerekecek. Ve Özür dilerim, cevabım bu yüzden uzun ancak size çok faydalı olacak... Bilim = Materyalizm = Ateizm deniliyor yani... Elbette ki "Bilimsle Çalışmalar Yapmak Zorunda Değil". Ancak Bilime göre Hareket Etmek zorundadır... Ve "Din Karşıtlığı Temelinde Guruplaşmak" Ateizm'in temel aldığı akımlara Karşıdır... Bunu aşağıda ayrıca yazacağım... ---------------------------------------------- İşte yanılıyorsunuz burada. Çünkü Ateizm, böyle bir amaçla var olmamıştır ki? Ateizm'e "Bilim Dalı" demiyorum ki... Ancak "Ateist" kimselerin "Bilim"den hareket ettiğini Sayın Bilimselci söylemişti ve öyle ki bende "Bilimsel Dünya Görüşü/Materyalizm" çerçevesinde kabul etmiştim. Hem alıntısında da belirttiği gibi Bilim, Ateizmin ayrılmaz bir parçasıdır. ---------------------------------------------- Yani siz diyorsunuz ki; Ateizm, Bilim'in verilerini alarak bir "Tanrı" yorumu yapar... Doğru mu anlamışım? Bu açıdan da "Bilim"den ayrılır... Bunu diyorsunuz değil mi? Peki, buna yakın anlamlı bir söylemime Sayın Bilimselci ne cevap vermiş bakalım: ---------------------------------------------- Bakınız, ben insanların inançları (Ateist ya da Teist) ile uğraşılmasından, inançlarına etki edilmesinden (Ateist ya da Teist) haz etmem. Çünkü insanlar, siz gerçekleri önlerine serdiğiniz vakit o gerçeklerin farkına varabilecek niteliktedirler. Ateist olarak "Dernek"mi kurmak istiyorsunuz? Kurun ancak bunu "Din Karşıtlığı" adı ile yapmayın... Bakınız, ne dedik: "İnsancıllık, Demokrasi, Laiklik Ateizm'in Temel Kabulleri" dedik değil mi? Siz insanlara bunları öğretmek için dernek kurun, Din Karşıtlığı için değil... Çünkü Din Karşıtlığı "Evrensel" bir düşünce değil. İnsanlar her zaman inanacaklar. Çünkü her zaman bir şeylerden korkan ya da doğmalarını aşamayan insanlar var olacak... Binlerce yıldır Materyalizm var ve Binlerce yıldır Teizm'de var... Siz Ateizm'in temelinde yatan Evrensel Doğrular üzerinden dernek kurmalısınız. Bakın şöyle bir iletiniz var: Daha bundan önce Sayın la_bohéme'nin buna verdiği cevabı var ve okumalısınız: Ve bende buna destek vermiştim... Kısaca bu değerler "Ateizm"den önce gelemez... İmkanı yok... *Hiç bir "Gerçek Hümanist"; ne inancı, ne bir görüşü ne de bir felsefeyi "İnsan"dan üstün tutamaz. *Hiç bir Laik; ister Ateist olsun, ister Dindar, hiç bir kimseyi "İnancına göre yargılayamaz". *Hiç bir Demokra; "yav biz İnançlıyız/İnançsızız, gelin bu temelde birleşelim ve şu İnançsız/İnançlıları aramıza almayalım, karşı olalım" diyemez... Yapamaz bunları, imkanı yoktur... Hiç birisi "Ateizm"den Sonra Gelemez... Bunun başka bir izahı falan da yoktur... Aksini düşünüyorsanız siz Evrensel Değerleri de savunamazsınız, o temel kabul ettiğiniz akımları da savunamazsınız. Çünkü o akımların kendi ruhlarına aykırıdır bu... Kısaca demek istediğim şu Sayın Evrensel... Bakın, insanlar "İyi Niyet"le guruplaşabilirler... Nedir "İyi Niyetli Yaklaşım"? "Herkese Hizmet"... Siz "Din Karşıtlığı"nı ya da "Dinlerin Yanlış Olduğunu" anlatmayı "İyi Niyet" olarak algılıyor olabilirsiniz. Bende "Yanlış Şeylerin Anlatılmasının" İyi Niyet olduğuna inanıyorum. Ancak doğaldır ki sizin iyi niyetli yaklaşımınız son derece görecelidir. Çünkü cepheleşmeye yol açacaktır, bu muhakkaktır. Ve kim ne derse desin, Ateizm/Materyalizm'in asıl temelinden farklı bir yapılanma olacak demektir. Ve yukarıda örneğini verdim, böyle bir yapılanma, eninde sonunda "Dikatatöryasını" ilan edecektir. Bunun kaçarı yoktur. Açık ve nettir... Ancak bakın, ne dedik: İnsancıllık, Demokrasi, Laiklik Ateizm'in Temelidir... Siz bu temelleri anlatmak için "İyi Niyetli" bir dernek kurun... Bu kavramlar, aksi ispat edilemeyecek ce her insanın önüne tüm gerçekliğiyle koyduğunuzda reddedilemeyecek En Evrensel Kavramlardır. Ha, bunları tamamen benimseyen insanların "Sadece Ateistler Olabileceği"ne inanıyorsanız eğer, şüpheniz olmasın, bu kavramlar benimsenmeyecek kavramlar değil ve insanlar "İnançsız" olmasalar ya da olamasalar bile, sizin Ateizm'e ve hatta dünyaya yapacağınız en büyük İyi Niyetli Yaklaşım ve Yararınız, bu kavramları benimsetmek olacaktır. Ve göreceksiniz ki, o zaman "İnançlar", benim her zaman olmasını istediğim gibi; Son Derece Bireyselleşecektir... Hala inatla arkasında duruyorum ve hiç kimse, tek bir kimse bile iddia edemez aksini: "Din Karşıtlığı" temelinde yapılan guruplaşmalar, kesinlikle ve kesinlikle Yararlı bir guruplaşma olamaz... "Din Karşıtlığı" temelinde yapılan guruplaşmalar, hiç bir iyi sonuç getiremez ve getiremeyecektir... Öncelikle "Bu adam bizden değil, bu adam bizden" karmaşası yaşarsınız. Ki bunu "İnanç" temelinde guruplaşan insanlar da yaşamaktadırlar. "Şunu aramıza almayalım, ama bunu alalım"... Karpuz seçer gibi adam seçersiniz... Oysa herşeyden önce "İnsan" önemlidir. İnançlardan ve sizin iddia ettiğinizin aksine "Ateizm"den önce gelir insan... Her geçen gün bu ayrım yüzünden çok şeyler kaybediyoruz ve bu zihniyet oldukça kaybetmeye de mahkumuz... Ve öncelikle kaybedeceğimiz şey, birbirimiz olacağız... "İnanıyor" ya da "İnanmıyor" diye insanları en baştan "Karşıt Gurup" olarak göreceğiz... Bu kaçınılmaz... Eğer "İnanç" ve "İnanç Karşıtlığı" temelinde bir yaklaşımınız olursa, bunun yaşanması kaçınılmaz. Çünkü bunu ben Üniversite yaşamımdan beri yani 7 senedir sorguluyorum, görüyorum ve bizzat yaşıyorum... Bakın "Evrensel Ahlak" bu şekilde guruplaşmaları kabul etmez ve reddeder. "Ahlak Gelişimi" konusunu okumanızı rica ederim... Ayrıca bakınız bir alıntı daha: ---------------------------------------------- Sizin göreviniz "Ateizm"i öğretmek değil, "Laiklik, Demokrasi ve İnsancıllık"ı öğretmek olmalıdır. "Din Savar" görevinden çok "Bilimsel Değerleri Anlatmak" derdinde olmalısınız. Çünkü, ne kadar siz "Ben maddeyi anlamışım, daha neyini anlayacağım" desenizde, birde bunu "Anlatma"nız gerekiyor. Çünkü Ateizm/Materyalizm'in en büyük ve biricik amacı budur. Amacı Tanrı'nın Yokluğunu anlatmak değildir, asıl amacı "Maddenin Varlığını, Nasıl Var Olduğunu ya da Var Kaldığını ve Ne Olduğunu" anlatmaktır ve anlamaktır... Bakın, ben "Dinlerde" olduğu gibi diğer her şeyinde "Masum" ve "Yararlı" taraflarını ele alırım... Kimseye Ateizm/Materyalizm'i öğretecek değilim. Ve hatta Ateist olmakla, bunun içinde bizzat yaşayan kimseler, yukarıda alıntıladığım gibi benden daha iyi biliyor olabilirler Ateizm'i... Ancak ben yukarıda söylediklerimin hepsinin arkasında duruyorum ve sizin söylediklerinizin "Hatalı" olduğunu iddia ediyorum. Yani eğer, tüm diğer konulardaki tartışmalarımızda, adı belli kimselerde öğrendiklerim doğruysa, sizin söyledikleriniz hatalı... Şunu, Bir Önyargı Olmasın Diye Özellikle Belirtmek İsterim: Burada, konunun daha iyi anlaşılması ve daha önce üzerinde anlaştığımızı ve kapattığımızı düşündüğüm konuları alıntılamak istedim. Kimseyi kimseye düşürmek gibi bir niyetim yoktur ve zatende yukarıda iletileri geçen kimselerin bunu yapmalarına imkan ve ihtimal dahi yoktur. Bunu çok iyi bildiğim için ve ortak bir mutabakat sağlanabilmesi için alıntılamalar yaptım, kesinlikle bir art niyetim yoktur. Umarım farkına varmışsınızdır Sayın Evrensel... Saygılarımla... YAZIMIN SIKICI UZUNLUĞUNDAN DOLAYI ÖZÜR DİLERİM
  3. Çok teşekkür ederim Sayın Bilimselci... Biliyorsunuz ki, şu an yanımda olan tek kişi oldunuz... Bu yüzden benim için değeriniz kat ve kat arttı... Size minnettarım... Size bir şey itiraf etmek isterdim; Ahlak Gelişiminde "Evrensel Ahlak" tanımı diye bir tanım vardır. Siz de hep "Evrensel Ahlak"tan bahsederdiniz hatırlarsanız... Gerçekten de oraya oturuyorsunuz... Unutmayın, oraya çok az insan yerleşir... Saygılarımla...
  4. Bakın "Dine Karşı Olma" ya da "İnançsızlığa Karşı Olma" veya "Dini Yayma" niyetiyle yapılan herhangi bir dernekleşmenin birbirinden farklılığı yoktur... Siz "İnançlara Karşı" bir dernek kurmayı eşru görüyorsanız, kimselerin yapacağı "Tebliğciliğe" ya da "Misyonerliğe" dayalı dernekleşmelerini eleştirmemeniz gerekmektedir... Ve siz nasıl ki Ateizme karşı bir birleşme olduğunda tepki gösteriyorsanız, inanan insanlarda siz onlara karşı bir yapılanmaya gittiğinizde aynı tepkiyi verecektir. Ve bu ne sizin işinize yarayacaktır, ne de karşı tarafın... Başkalarının işine yarayacaktır. Benim demek istediğim, Ateizm "Din Karşıtlığı"ndan temelleri alan bir görüş değildir. Temel amacı "Madde"yi bilmektir. Öncelikli amacı budur. Siz bunu "İnançlara Karşı Olmak" koşulu ile bir kurumsallaşmaya çekerseniz amacından saptırmış olursunuz. Çünkü zaten Ateizm ya da Materyalizm Bilim ile kendisini ispatlamaya çalışıyor ya da ispatlıyor... Ben "Ateistler Dernek Kurmasın" demek istemiyorum aslında ancak "Dinlere Karşıtlık" esasında bir dernekleşme olursa, bunun faydalı olacağını ve Materyalizm'e uygun olacağını sanmıyorum. Çünkü Materyalizm'in esas amacı Dinler ile uğraşmak değil, Madde'yi açıklamaktır. Madde'yi açıkladıkça zaten "Dinlerin Geçersizliği"ni ispat ettiğini düşünür Ateizm... O yüzden temel olarak "Din Karşıtlığı" amacını gütmez, bunu zaten doğal ve dolaylı olarak yapar. Ama tekrar ediyorum, siz esas amacı "Maddeyi Anlamak" olan bir görüşü "Din Karşıtlığı" adı ile guruplaşmaya sürüklerseniz eğer, zamanla "Maddey Anlamak" amacından uzaklaşması ve kendi diktatöryasını kurma amacına yönelmesi kaçınılmaz olacaktır. Bunun örneklerini yukarıda verdim... İşte guruplaşmaya bu yüzden karşıyım birde. Bakın, bu söylediğinizi zaten yaşadım. Üniversite okurken saçlarım oldukça uzundu, sakallarım falan... Görünüşüm ya da tarzım o "Kedi Kesenler" denir ya... Ve bu yüzden dayak yemedim ya da kavga etmedim değil... Yani biliyorum bu söylediklerinizi, yaşadım merak etmeyin... Ancak bakınız, dediğim gibi Materyalist Felsefeyi gerçekten özümsemiş olan insanların ilk ve tek derdi "Din Karşıtlığı" olamaz. Çünkü bu onların en önemli kaynağı olan "Bilim"e de aykırıdır. Çünkü Bilimin niyeti de "Din Karşıtlığı" değildir. Dinlerle ilgilenmez yani. Materyalist bir kimsenin ilk amacı "Doğayı Anlamak"tır. Yanlış mıyım? Bilimin verilerini değerlendirir ve en sonunda Tanrı'yı yadsır. Ancak asıl amacı "Tanrı'yı Yadsımak" değildir... Hatta hep şunu söylerim: Bilim Tanrı'yı ispat etse, herkesten önce Materyalistler inanırdı... Ama öyle bir şey olsa bile asıl amaçları yine Tanrı'ya inanmak olmazdı. Gerçeği anlamak olurdu. Neyse uzun Felsefik bir tanımdan ziyade söylemek istediğim şey şudur ki, Materyalist kimseler ancak "Maddeyi/Varlığı Anlamak" amacıyla guruplaşabilirler. "Din Karşıtlığı" temelinde guruplaşmaları öncelikle Materyalizm'in temel amacını göz ardı etmek olur. Ve eleştirdikleri kesimin aynı amaçla guruplaşmalarını meşrulaştırmış olur... İşte bakın söylemek istediğim bu... Bu amaç yanlış bir amaçtır. Materyalizmin öncelikli amacı bu mudur? Tarihine, ortaya çıkışına, gelişimine bakın bir... "Din Karşıtlığı" ya da "İnsanları Dinden Uzaklaştırmak" için ortaya atılmış ya da ortaya çıkmış bir görüş müdür? Hiç kimse bunu iddia edemez... Bu şekilde bir dernekleşme ya da yayın yapma Materyalizm'in kendisine ve öncelikli amacına uymaz. Amacı var olan "Madde" gerçeğini "Bilimsel Verilere" dayanarak aktarmak olmalıdır. İnsanları Dinden Uzaklaştırmak değil... Bu söylediğiniz, önceki söylediklerinizle çelişir Sayın Evrensel... "Din Karşıtlığı" güderek kurulmuş hiç bir dernek "Dini Yayma" amacı ile kurulmuş hiç bir dernekten farklı olamaz. Nasıl ki bizim deprem zamanında "Misyoner Kuruluşlar" yardımlar yapıyorlardı, işte "Din Karşıtlığı" amacı ile kurulmuş olan derneklerde aynı "Misyonerlik" amacı ile yardım yapmaktan başka bir şey yapamayacaktır. Siz bana "Din Karşıtlığı İçin Dernekleşiyoruz" diyeceksiniz ve ondan sonra "Yardımlarımızı Hayır İçin Yapıyoruz" diyeceksiniz... İlim Yayma Cemiyetinin "Yok Canım, Biz İslamı Küçük Çocuklara Dikte Etmek İçin Değil Hayır İçin İlim Yayıyoruz" demesinden farkı olmaz... Biraz ince düşünürseniz, çelişkinizi göreceksinizdir. Bakın, ben Ateizm'i bildiğimi ve Ateistleri tanıdığımı düşünüyorum. Ateistlerin "İnsan Sevgisi" ya da "Doğa Sevgisi"ne karşı hiç bir sözüm olmamıştır ve olamazda. Çünkü gerçek hayatta en yakın arkadaşlarım arasında Ateist olanlar mevcuttur ve onları gerçekten çok severim. Benim söylemek istediğim "Ayrımcılık Olmasın Diye Dernek Kurulmaması" değil... Ben demek istiyorum ki "Ayrımcılığa Dayalı Bir Dernekleşme Olmamalı" anlatabildim mi? Eğer "Din Karşıtlığı"na dayalı bir dernekleşme olursa hem zaten diğer İnançlı! guruplar "Bunlar Kafirdir" diyerek yardımları kabul etmezler, hemde onlar da bir duvar daha örerler araya ve cephe açarlar... Yani cepheleşmeyi daimi hale getirmiş olursunuz. Ayrıca aralarına dincileri almaları gerektiğini söylemedim ancak kuruluş amacınız "Din Karşıtlığı" olursa arada var olan duvarı daha da kalınlaştırmanız ve Metaryalizm'in asıl amacına dayanmayan yüzeysel bir gurup kurmanız kaçınılmaz olur. Hayır Sayın Evrensel... Bunları savunmak için "Dinsiz Olmak" şart değildir. Böyle bir tanım yoktur. Siz kişisel olarak böyle düşünebiliyor olabilirsiniz ancak öyle değil... Siz bunları kabullenmek için "İnançsız Olmayı" meşru görüyorsanız eğer, inanan insanları meşru görmüyorsunuz demektir. Dünya Görüşü Nedir? adlı tartışmada böyle bir ileti yazmıştım. Orada ayrıntılı olarak var söylemek istediklerim. Sayın Evrensel, özellikle Üniversite ve daha sonraki hayatımda bu güne kadar hayatımdaki bir çok insan bu guruplaşmalardan dolayı çok şey kaybettiler... Niye? Çünkü insanlar habire birbirlerini yontarlar... Bu ayrım insanları birbirine düşürür... Bırakın sadece sevdiğiniz insandan ayrılmanızı, ailenizi bile kaybediyorsunuz bu ayrımdan dolayı... Çevrenizdekileri kaybediyorsunuz... Sevdiklerinizi kaybediyorsunuz... Çünkü insanlar aşamıyorlar bu ayrımları, içine girdiklerinde... İlla ki kendilerini bir guruba ait gördükleri için ve diğerlerini meşru göremedikleri için... Yani bakın, kimse bana "Guruplaşma"yı meşru gösteremez... Kimse İnançlı/İnançsız ayrımına gitmeyi meşru gösteremez... Siyasi dernekleri falanı fistanı kapatmayı kastetmiyorum, alaya almayın rica ederim... Saygılarımla...
  5. Evet, bunu demek istiyordum... Burası da tamadır... Bu sefer gerçekten haklısınız Çünkü farkettim ki anlatmak istediğimi eksik anlatmışım... Çok sağolun ama üzülmem önemli değil... Edineceğim bilgilere bakıyorum daha çok... Bakın, bu kurduğum cümlenin "Yanlışlığı" açısından haklısınız. Çünkü eksik bir cümle kurmuşum... İletinizden alıntıladığım ilk alıntıdakini söylemek istemiştim. Sizi yorduğum için özür dilerim, mahcup oldum, aklım pek yerinde değil de şu aralar... Tamamdır, devam edebiliriz... O zaman sormak istiyorum; Ateizm/Materyalizm'e ait ya da Ateizm/Materyalizm'den çıkmış Kavramlar/İlkeler ise nasıl ortaya çıkmışlardır süreç olarak... Birde şu iletiniz beni düşündürdü: Yani ilkeleri ve kuralları yoksa eğer, nasıl oluyor da yukarıdaki üç ilkeyi yaratmış ya da ortaya çıkarmış oluyor? Ya da nasıl oluyor da bu ilkelere sahip olmuş oluyor? Bakın, ben Ateizm'i sadece "Din Dışılık" olarak görmediğim için bunu anlamak istiyorum. Yani söylediğiniz gibi "Din Dışı Duruş" ise, başka bir ilkeye ihtiyaç duymuyor mu? Yorduğum için kusuruma bakmayın... Saygılarımla...
  6. Sayın Bilimselc, çok yanlış anlıyorsunuz yazdıklarımı... Oysa ki açıkladım... Bakınız, benim söylemek istediğim ile Sizin anladığınız arasında dağlar kadar fark var... Çelişki olarak sunduğunuz şeyi açalım o zaman: Ben diyorum ki; Hümanizm, Demokrasi ve Laiklik, "Ateizm"in temelinde yatan düşünceler ya da akımlardır. Ancak sadece "Ateizm"e ait, yani Ateizm"in var ettiği akımlar değildirler. Bakın, dilbilgisine özellikle dikkat ediyorum ama hatam varsa bilemeyeceğim... Yani bu değerleri savunan bir kimsenin illa ki Ateist olması gerekmiyor. Bu değerleri savunan herkes te Ateist olmuyor... Ateistler bu görüşlere sahip çıkıyorlar ve zaten çıkmalıdırlar, Ancak "Demokrasi, Lakilik ve Hümanizm'i Sadece Ateistler Savunabilir" gibi bir yargı yoktur kesinlikle. Bunu ifade etmek istedim ve gayet te açıktı... Çok güzel... İşte bende tam da bu yüzden, bu fikirlerin sadece Ateizm"e ait olmadıklarını söylüyorum... Ateizm'in tek başına ürettiği ve tek başına sahipleneceği fikirler ya da akımlar değildirler bunlar. Bakın, "İnançların Bilimsel OlMAdığı" konusunda bir ayrılığımız yok sanıyorum. İnançları "Bilim" ile açıklama gibi bir çabayı mantıksız ve imkansız buluyorum zaten. Ancak ilk yargınıza katılmıyorum. Bu değerleri savumak için illa ki Tanrı'yı reddetmek gerekmiyor... İşte bakın, sizinde çelişkiniz bu aslında. Bu üç düstur Ateizm'in ürettiği düstürlar değildir. Tarihten bu yana kendi başlarına var olmuşlardır, evrilmişlerdir. Bunları savunmayı "Ateizm"e mal edemezsiniz...
  7. Sayın Tarafsız, bazen böyle "İki Tanecik Kelimeyle" kendi anlayışınızı çok net ifade ediyorsunuz ya, bayılıyorum doğrusu... Şu an ağızım açık kaldı resmen, hiç beklemiyordum böyle bir cevap... Niçin böyle söylediğinizi anladım ancak niçin "İslam'ın Yanlışlanacağını" düşünmediğimi sizin gibi iki kelimeyle ifade edebileceğimi sanmıyorum kusura bakmayın... Benim görüşümü biraz da olsa tanıyorsanız, biraz tahmin edebiliyorsunuzdur aslında ne düşündüğümü... Yanlız hatırlatırım, bu iki oluyor galiba değil mi? Bir kere daha böyle bir şey yapmıştınız sanırım... Saygılarımla...
  8. Sayın Bilimselci, Ateizm'in tanımını yanlış yapmaktan ziyade başka bir bakış açısıyla irdelemeye çalışıyorum. İrdelenenler sadece "İnançlar" olmasın . Yalnızca "Madde"yi "Var" kabul eden "Felsefe"ler ilk çağdan beridir mevcuttur. Bilim, Felsefe'den bağımsızlaştıkça Ateizm söylediğiniz şekle bürünmüştür, buna bir şey diyemem ancak Ateizm'in temeli "Materyalist Felsefe"dir. Ve Materyalist Felsefe "Din Savaşlarından" ya da "Din Düşmanlığından" doğmamıştır, ben bunu belirtmek istedim ve bu Felsefenin ilk ortaya çıktığı döneme göre yorumlamak istedim. Çünkü ortaya çıktığı dönemde ve toplumda böyle bir "Din Mücadelesi" kaygısı yoktur. Kısaca arkadaşımızın "Ateizmin Din Karşıtı Olarak Doğmuş Olması" tanımlaması yanlıştır. Ateizm ya da Materyalizm böyle bir amaçla doğmamıştır. Sizin de dediğiniz gibi "Madde Olgusunu Kabul Eden" ya da ben şöyle adlandırayım "Tanrı ve Din Olgusunu Reddeden" kimselere "Ateist" denmiştir. Ancak ilk ortaya çıkışı bahsedilen amaçla olmamıştır. Temelinde"Din Karşıtlığı" yoktur yani. Ben bu ayrıntıya dikkat çekmek istemiştim. Kısaca arkadaşımızın tanımlaması hatalıdır. Mateyalizm "Madde" gerçeğinin ele alınması ile ve Madde'nin sorgulanması ile doğmuştur. Tanrılar'ın sorgulanması ile ortaya çıkmamıştır. "Tanrılar" dedim, çünkü o dönemde henüz Tek Tanrılı dinler etkin değil. Yahudilik ise zaten milli ve kendi içne kapanık bir din... Bakınız; Hümaniz, Demokrasi ve Laiklik "Ateizm"in temel kabulleridir, buna bir şey demiyorum... Ancak "Ateizm"e "Ait Kabuller Değildir". Bu akımların ortaya çıkmasını sağlayan şey "Ateizm" ya da Materyalizm olmamıştır. Mesela "Materyalizm"in ortaya çıktığı Helen Kültüründe "Demokrasi" zaten kullanılan bir yapı idi, her ne kadar bugünkünden ilkel olsa da... Yani bunu Ateizm/Materyalizm doğurmamıştır. Materyalizm bunu sadece kendisine "Temel İlke" olarak kabul etmiştir. Laiklik ise Ateizm/Materyalizm değil "Deizm" kaynaklıdır. Laikliğin ortaya çıkmasında en çok ve en önemli mücadeleyi veren akım "Deizm" olmuştur. Yani Laiklik'te "Ateizm" kaynaklı bir anlayış değildir. Hümanizm ise bildiğimiz gibi "İnsan Sevgisi"dir. Bunu sizde de görebiliriz, Mevlana'da da görebiliriz. Ya da en sağlam bir Ateist'te bile görebiliriz. Bu da "Ateizm"e ait ya da Ateizm'in ortaya attığı bir anlayış değildir. İnançlarla çelişip çelişmemeleri durumu ise kişinin kabullerine bağlıdır. Benim inancımla çelişmiyor. İnsan Sevgisini, Laikliği ve Demokrasiyi herşeyden üstün tutuyorum. Bir Tanrı'ya inanıyor olmakla bunların bir alakası yoktur diye düşünüyorum... Aslında şu an bir açıdan belki çelişkidesiniz Sayın Bilimselci ancak ben sizi "Çelişkide" olarak itham etmekten ziyade bunu açmanızı isterim, çünkü şimdiye kadar kimseye böyle bir ithamda bulunacak kadar olduğumu düşünmedim... Yukarıda "Ateizm"in ilkelerinin ve kurallarının olmadığını söylediniz. Ancak Diğer alıntınızda bu ilkelerin sadece Ateizm'e at olduğundan bahsettiniz. İlkeleri yoksa bu ilkeler nasıl Ateizm'e ait olabiliyor? "Sadece Bir Duruş" olarak "Ateizm" nasıl oluyorda "Kendisine Has İlkeler" edinebiliyor? Bir yanlış anlaşılma var ve farkında değilsiniz sanırım... Bakın yine bir çelişki olarak ifade etmek istemiyorum ancak açmanızı istiyorum... Ateizm'i "guruplaşmaya" iterek, yani "Bir Guruba Ait Görüş" olarak lanse ettiğinizde, onu bir "İZM" yapmış olmuyor musunuz? Zaten "İzm"lerin temelinde "Gurupçuluk" düşüncesi yatmaktadır. Yani bir guruba "Aidiyet" vardır... Mesela "Leninizm/Leninist", "Komünizm/Komünist", "Kapitalizm/Kapitalist", "Kemalizm/Kemalist", "Ateizm/Ateist"... Bir akıma olan aidiyet vardır. Yani eğer "Ateizm"i "İzm" olarak görüyorsanız "Ateizm"in "Gurup Olarak" savunmasını yapabilirsiniz. Ancak Ateizm'in bir "İzm" olmadığını söylüyorsanız ve bunu böyle kabulleniyorsanız (ki öyle söylediniz) "Gurupçuluk"u savunmamalısınız, savunamazsınız... Çünkü, yine sizin söyleminizle "Ateizm" diye bir "Bilgi Disiplini" yoksa, olmayan bir bilgi disiplininin "Guruplaşmaya" ihtiyacı da olmamalıdır. Öyle değil mi? Ayrıca ben hala ısrar ediyorum, Ateizm/Materyalizm "Bilim"i her yönüyle arkasına almış bir görüş olarak daha nasıl bir guruplaşmaya gidebilir ki? Ya da herhangi bir görüşün "Din Karşıtlığı" adı ile bir guruplaşmaya yönelmesi ile aynı inanca sahip kişilerin "Ateizm'e/Dinsizlere Karşı" guruplaşması arasında bir fark var mı? Ateizm'in tek derdi "Madde"dir... Başka bir kaygısı yoktur. Tanrı'nın Yokluğunu ispatlamak gibi bir kaygısı yoktur... Ortaya çıkışı da, bugüne kadar gelebilmesi de "Tanrı"yı sorgulamasından değil "Madde"yi sorgulamasındandır. Eğer "Tanrı"yı sorgulasa idi, merak etmeyin bugün "Ateizm" diye bir görüş hala var kalmış olamazdı. Tek bir derdi vardır: Madde'yi Anlamak, Çözmek, Bilmek ve ona hükmetmek... Kurallarını, işleyişini ortaya koymak ve tanımak... Böyle bir düstura sahip bir "Görüş" kesinlikle ve kesinlikle "Din Karşıtlığı" adı altında "Guruplaşamaz"... Eğer böyle bir guruplaşmaya gidiyorsa, böyle bir niyet varsa, Dinlere atfedilen "Emperyalizmin Uşaklığı"ndan farklı bir şey yapmış olamaz. Ateist değilim, Ateizm'i kimseden iyi bildiğimi de iddia edemem... Ancak temel kabullerini ya da ortaya çıkışını veya yapısını idrak edebildiğimi rahatlıkla söyleyebilirim. En azından şu an bildiğim her şeyi temellendirebilecek kadar biliyorum diyebilirim... Ve emin olun öğrenecek şeylerim hala çok... Kusura bakmayın ancak ben her ne şekilde olursa olsun "Guruplaşma"lara karşıyım. Çünkü üniversite yıllarımdan beridir buna maruz kaldım ve her şeyiyle "Guruplaşmanın Mantığını" sorguladım... Ve reddettim... İnsan hayatının belli bir dönemide buna ihtiyaç duyar ancak, aslında sizin savunmanız gereken "Evrensel Ahlak"a sahip bir insan guruplaşmalara ihtiyaç duymaz. Aşmıştır çünkü bu bilinci çoktan, gelişmiştir... Tek başına bir bütündür... Ben elbette bu Ahlaki yapıya sahip olduğumu iddia ederek üstünlük taslayacak değilim ve sahip olduğumu iddia edemem, ancak bakınız Psikoloji Bölümünde "Ahlaki Gelişim"den bahsettim. Orada "Gurupçuluk" anlayışına sahip insan tipinin hangi aşamada olduğu belirtiliyor. Okumanızı tavsiye ederim. Saygılarımla...
  9. Ya Tanrı, Evren'in Kendisiyse, Kendisindeyse? Sayın Haksöz/Katakuta, kusura bakmayın, bu biraz Felsefe'ye kaçtı ama ne yaparsınız, huyum kurusun...
  10. Sevgili Erdoğan, Seni ve saydığın insanları ben de seviyorum. Bana ışık tutuyorsunuz. İyi dileklerimle... Sayın Erdoğan, yanlış yazmanız önemli değil, inceliğiniz için çok teşekkür ederim Sayın Bilimselci'nin anı defterinde, bu şekilde adımın geçmesi beni onure etti doğrusu... Benimde (tabii ki herkesi sevmekle birlite) forumda en faydalandığım kişiler, Sayın Cyrano ve Sayın Bilimselci'dir. Bazen ters düşsekte, itiraf etmeliyim ki çok şey öğrendim... Tek aydınlanan siz değilsiniz Sayın Bilimselci... Demek ki bu bir etkileşim, Birbirimizi aydınlatıyoruz Ben yine itiraf etmeliyim, sizin kadar deneyimli de değilim, Bu açıdan beni anlıyorsanız mutlu olurum... :clover: Saygılarımla...
  11. Sayın by_x_man... Bence sizin olmamanız burada bir eksiklikti... Devam edin şiirlerinize. Çünkü daha ilk şiirinizde bile tarz olarak farklılık sergilediniz. Diğerlerini bekliyorum. Sizde umarım Sayın Bilimselci ile Sayın Xlark Tades'e yetişebilirsiniz... Saygılarımla...
  12. Sayın La_Bohéme… “Bombalanırdı” demekle diğerinin pek bir farkı yok aslında. Yargılamadan adam asmak gibi bir şey ve benim çıkardığım anlamdan çok daha olumsuz ve önyargılı bir deyiş… Sonuçta Sayın Evrensel bu yargıdan emin olarak konuşuyor… Sizce çok nesnel bir davranış mı bu? O zaman bende şöyle bir yargı kurarsam ne kadar doğru olur: -Ateist bir ülkede “İnançlı Bir Dernek” açsanız hemen bombalanır…- Doğru bir yargı mı bu? Tamam, arkadaşınızı savunmak istemenizi anlıyorum ancak, böyle körü körüne de olmamalı diye düşünüyorum… Bakınız, Ateizm “Dinler Karşısında” olmuş bir oluşum değildir. Yani birileri çıkıp ta “Ya kardeşim dinler var, Tanrı diye bir kavram var… E bizde çıkıp buna karşı duralım” diye oluşturmuş değil. Ateizmin ya da Materyalizmin temelleri daha Felsefenin ortaya çıktığı milattan önceki çağlara dayanır. Yani zaten Ateizm’de bir İnançtır. Sadece “Tanrı”ya inanılmaz o kadar… Madde’nin varlığına ve ondan başka bir şeyin olmadığına inanılır temelde. Yani bir din nasıl ki “Kurumlaştığı” zaman “Siyasallaşıyor”sa, Ateizmde aynı sürece girmekten kendisini alamaz kesinlikle… Ve “Dernekleşmek” bizim burada yaptığımız gibi bir paylaşımcılıktan doğmaz Sayın La_Bohéme... Dernek kurmanın en temel amacı; aynı fikri paylaşan, aynı desteğe ihtiyaç duyan, aynı bilinçteki kimselerin bir araya gelerek “Dayanışmaları”ndan kaynaklanır. Yani sizin tabirinizle “İnançlara Karşı” yani Ateist bir dernek “Bir Dine Mensup Bir Kimseyi” barındırmaz, barındıramaz. Bu şöyle bir şey oluyor: İlim Yayma Cemiyeti Derneğine (1950lerde kurulmuş, dinci bir cemiyet), bir Ateist’in üye olması… Var mıdır böyle bir mantık? Üye olur muydunuz ya da olacağınızı söyleseniz sizi kabul ederler mi? Birde şöyle düşünün; Bugün AKP iktidarının sahip olduğu güçte, sizin gibi “Ateizm”i “Kurumsallaştırmak” (ki dernekleşmeden kastım buydu benim) isteyen bir birliktelik iktidar olsaydı, onların “Din” için yaptıklarını, siz Ateizm için yapmaz mıydınız? Mesela “Lenin” gibi (ki imzanızda var) Toplumsal Ahlakı yadsırdınız değil mi? Ya da “İnanç”a bağlı tüm hakları yavaş yavaş ve sindire sindire geri alırdınız. Yani toplumu “İnançsızlaştırırdınız” öyle değil mi? Çünkü iktidar olarak nasıl ki AKP için “Ateizm” makbul değilse (ki Ateist internet sitelerine bile ulaşımı zorlaştırıyorlar, biliyorsunuz), sizin içinde “İnançlı Olmak” makbul değil… Ben Ateizm’i günah keçisi yapmıyorum ve merak etmeyin ve hatta emin olun “Ateizm”i gayet iyi bildiğimi düşünüyorum. Ben sadece Ateist’lerin Ateizm’i ne şekilde anladıklarını sorgulamak istiyorum… Bence sizde sorgulayın… Ben Ateist olmadığım halde bu değerlere sahibim… Ve öyle olduğumu fazlasıyla düşünüyorum… Bunlardan birisi eksik olduğunda, benimde dengem bozulur merak etmeyin. Bunlar “Ateizm”in temel kabulleridir ancak sadece “Ateizm”e has ve ait kabuller değildir. Bunu iddia edemezsiniz. Yukarıda söylediğim gibi, Ateizm böyle bir amaçla doğmamıştır. Ateizm öncelikle Materyalizm olarak ilk çağlardan beri süregelen bir Felsefedir. Dinlere karşı doğmuş olması için, dinlerle bir çatışmasının olmuş olması ve bu çatışmadan doğmuş olması gerekir. Ancak Materyalizm, ilk çağ’da “Paganist Helen Dünyası”nda, yani o Herkülün, Heranın, Zeusun varlığına inanılan dönemde, insanların kendi öz inançlarını kimseye bağlı kalmadan yaşatabildikleri, her isteyenin kendi Tanrı’sını yaratabildiği ya da her isteyenin Tanrı’yı yadsıyabildiği bir ortamda doğmuştur. Ortaya çıktığı dönemde bir “Din Çatışması” yoktur. İsteyen Hera’ya inanır, isteyen Afrodit’e ya da Zeus’a… Çünkü daha Helen dünyası Tek Tanrılı Dinler ile tanışmamıştır. Yahudi olan filozoflar Helen dünyasına gelmiş olsalar da, Yahudilik tek bir millete has bir inanç olduğu için diğer inançlarla savaşmak eğilimi göstermemiştir. Ateizm/Materyalizm “Din Karşıtı” olarak ortaya çıkmamıştır yani... Zamanla “Din Karşıtı” ya da benim deyimimle “Tanrı’yı Yadsıyan” bir Felsefe olması normaldir. Ancak bunu kurumsallaştırmak zamanla siyasallaşmasına neden olacaktır. Aynen Din’de olduğu gibi... Ve benim şüphem yok ki, böyle bir zihniyete sahip Ateistler (Ateizm demiyorum, dikkat edin), Toplumu, Dinlerden ya da inançlardan arındırmak için her türlü ılımlı ya da sert yolu deneyebileceklerdir. Zira bu imzanıza deyişini taşıdığınız Lenin ve Stalin’in yaptıklarında son derece sabittir. Ve pek tabiidir ki, bu şekilde ki bir yapılanma Ateizm’in temel aldığı “Laiklik” “Demokrasi” ve “Hümanizm”e terstir… Ayrıca bakınız “Ateizm”i savunmak zorunda değilsiniz. Sizin en zayıf noktanız bu. Sizde Ateizm’i “Doğma” haline getirmişsiniz, sorgulanamaz hale getirmişsiniz. “Ateist Derneği” adı ya da “Ateizm”i amaç edinecek herhangi bir yapılanma, “İnançların Çatışması”ndan başka bir şeye yaramayacaktır. Ateizm’de bir “Güç” peşine düşecektir ve elde ettiği gücü, kendisini gerçekleştirmek için kullanacaktır. Oysa Ateizm’in tek amacı “Bilim” olmalıdır ve kurduğu dernekler “Bilim”e hizmet etmelidir. “Bilim”e hizmet eden bir dernek’te takdir edersiniz ki bombalanmaz. Çünkü “İnançlarla” işi olmaz… “Tanrı” ile işi olmaz. Zaten yok sayar, daha da bunu ispatlamaya uğraşmaz. Çünkü “Var Olanı” ele alır. Anlatabiliyor muyum? Yani siz “Ateizm” adına yani “Din Karşıtlığı” adına bir dernek kurarsanız, o hep söylediğiniz ve dinlere yamadığınız “Emperyalist Amaçların” çarklarına hizmet etmiş olursunuz… Bunun başka bir açıklaması dahi yoktur. Ben bir Gurupçu değilim Sayın La_Bohéme… Ben sadece “Bir Tanrı’nın Varlığına İnanıyorum”… Bu beni gurupçu yapmaz… Arkadaşlarımı sadece İnançlılardan seçmiyorum mesela. Hatta Ateist birisini sevebiliyorum da… Sadece “İnançlı Olmayı” meşru görmüyorum mesela. Ya da Ateistlerin “Ahlaki Değerlerden Yoksun Olduklarını” iddia etmiyorum. “İnançlı”lara ait derneklere üye olmuyorum ya da. Kimseyi İnancına (dindar ya da Ateist) göre yargılamıyorum ve hatta herkesi inancı ne olursa olsun kabullenebiliyorum. Kimseyi buna göre arkadaş edinmiyorum. Sadece İnançlıların “Aydın” olabileceğini iddia etmiyorum mesela… İnancıma dair saplantılarım ya da korkularım da yok… Doğmalarım yok… Kabullerim var sadece… Sizin sorguladığınızdan kat kat daha fazla sorguluyorum dini ve diğer tüm Felsefeleri… Yani beni bu kadar mı tanıdın ya da tanıyamadın…  Bakın ben hayatımda hiçbir guruba ait olmadım ve bu beni bir guruba ait görme ya da taraflaştırma huyu hakikaten üzmeye başladı beni... Ben “İnançların” (Dinler ve Ateizm) kurumsallaşmasının tehlikesini tahmin edebiliyorum. Sonuçta her ikisi de birbirini tamamen reddediyor. Tamam Felsefi açıdan bir şey söylemiyorum buna ancak bunu Kurumsallaşma ya da Dernekleşmeye taşırsanız, Dindarların Guruplaşmasını da “Meşru” görmek “ZORUNDASINIZ”… Böylelikle, Akp sanırım internetle ilgili bir takım hakları bir İslamcı şirkete satmıştı. Ve o şirket DNS ayarları ile oynayarak Ateist sitelere ulaşımı engellemiş ya da zorlaştırmıştı… Bu şirketin Ateist bir şirket olduğunu düşünün… Aynısını yapacaktır inançlı sitelere... Çünkü o amaçla kurumsallaşmış, dernekleşmiş, bütünleşmiş… Anlatabiliyor muyum bilmiyorum ancak, “Din Taraftarlığını” ya da “Din Karşıtlığını” temel alarak kurulan hiçbir dernek, hiçbir kurum ya da hiçbir yapı zamanla kendi diktatöryasını ilan etmekten geri duramaz… İşte ben bu yüzden sonuna kadar karşıyım guruplaşmaya, dernekleşmeye… Ayrıca dernekleşmek ya da guruplaşmak için “Dayanışmaya” ihtiyaç duymak gerekir. Ateizm “Bilim”i arkasına alarak zaten en büyük dayanağını elde etmiş, daha nasıl dernekleşmeye ihtiyacı olabilir ki? Hem amacı öncelikle “Bilim” ise zaten “Bilim” amacıyla dernekleşir ve Ateizmin reklamını yapmak gibi bir gayesi olmaz. Ancak sizin söylediğiniz anlamda “Din Karşıtlığı” olarak yapılanırsa, Dindar ya da Dinci kimselerin dernekleşmesinden ya da guruplaşmasından farkınız kalır mı? İğneyi kendinize, çuvaldızı başkasına batırınız. Sayın Aurel’i ise tanıdığım kadarıyla ele aldım. Ne kadar katı ya da yumuşak bilemiyorum… Saygılarımla…
  13. Sevgi birazda "Ait" olmaktır bence... Diğerlerinden "Farkının Olması"dır... Birbirinize ait özellerinizin ve özelinizin olmasıdır... Ne bileyim, birbirinize ait tek bir kelime bile olabilir bu... Küçük bir şeydir ama güzeldir...
  14. Sayın Haksöz/Katakuta, yukarıdaki iletinin tarihi Dec 21 2005, 05:22 PM İki sene oluyor yani neredeyse Önceden Müslüman olmuş olabilirsiniz buna bir şey demiyorum, Zira bugün inanmıyor olmanıza da bir şey demiyorum ve ilgilenmiyorum... Lakin bakınız, "Ateist" oldum diyorsunuz... Ateist olmak bu kadar kolay mı? Size başkalarının şahitlik etmesi gerekmiyor, ben neredeyse tüm iletilerinizi teker teker okudum. Bakın tekrar söylüyorum, önceden müslüman olup ta sonradan çıkmış olabilirsiniz, normaldir. Ancak ben bu forumda gösterdiğiniz değişimin, iyi ya da kötü niyetli bilemiyorum, "Oyun" olduğunu düşünüyorum... Bence bundan çok daha önceden beridir "Dini Reddetmiş" olmalısınız. Yani dini reddetme süreciniz, bu forumda bulunduğunuz zamanda olmuş bir olgu değil... Buraya farklı yansıtmışsınız bence. Çünkü dediğim gibi, hiç kimse; "Dini", sizi desteklediğini düşündüğünüz iletileri/yazıları/bilgileri bile okumadan buraya koyacak/alıntılayacak kadar körü körüne savunurken, birden bire Ateist olmaz... Değişim bu kadar kolay değildir. Ayrıca şu var ki, çok önceden olduğuna inandığım değişiminizde pek sancılı bir değişim değil bence. Çünkü gerçekten bir değişim yaşamak yani İnanmaktan Ateizm'e geçmek kolay değildir. Sancılıdır. Ve bu değişimi gerçekten yaşayan insanlar bu değişim sürecine giren diğer insanları tanıyabilirler, anlarlar. Bu bir yana inanan insanların niçin inandıklarını da anlarlar ve bu yüzden olağan olarak ılımlı ve anlayışlı bir yaklaşımları olur, bu kasıtlı ya da art niyetli olarak olmaz, içten gelerek anlayışlı olurlari bunu kazanmışlardır çünkü... Ancak sizi ben hiç ılımlı görmedim. Karşınızdaki inananları bırakın anlamayı, bu noktadan sonra azıcık bile olsa anlamaya dahi çalışmıyorsunuz. Ve değişim sürecinde olan insanları tanımlayamıyorsunuz. Neyse, ben biraz Psikoloji uğraşıcısıyımdır ve insanları tanımaya çalışmayı severim... Kusura bakmayın haddim olmayarak, tanıdığım kadarıyla kısacık bir tahlilinizi yaptım yukarıda ama devamını getirmem abes olur. Şimdiye kadar ki eleştirim sizi kırdıysa bilin ki kötü bir niyetle yapmıyorum, sadece açık olmanızı ve insanlara karşı anlayışlı olmanızı temenni ediyorum... Ve sizi "Misyoner" olarak addetmek benim haddim değil, böyle bir anlam çıkardıysanız ya da ben öyle söylediysem özür dilerim. Söylemek istediğim açıktır... Saygılarımla...
  15. Doğdum, büyüdüm “Gerçek Nedir?” dedim. Bir şey buldum ama “Kesin Doğru Benim” demedim. Doğru ya da Yanlış, kimseye dikte etmedim. Kendime yöneldim, Gerçeği Kendimde bildim. Bilimselci ya da Boşig; herkes bir gün ölecek. Varsa bir başka dünya, herkes o gün görecek. Ancak cümleyi kendimden çok sevdiysem, Neyim var benim “A’raf”a feshedilecek? Madde var, “yoktur” demedim de diyemem… Bilim onu açıklar, Tanrı’yı açıklar mı? Zannetmem… Çok sordum; Kafayı mı yedim yoksa? ne bilem! Ben Bedende O’nu gördüm, Siz görmediyseniz ne diyem? “Varlık” tek gerçek elbet karşısında durulmaz, Evrim ya da Yaratılış, bunlar beni ırgalamaz… Ben Öz’de ne var, hep ona bakarım Beni tatmin etmeyen hiçbir bilgi, tarafımca savunulmaz. Henüz yirmi dört yaşındayım, Hayatın çok başındayım. Çok şey bildiğimi söyleyemem Ancak sizin her şeyi bildiğinize, Söyleyin; ne diye inanayım? Tüm insanlar et ve kemik, Bu demektir ki aynı yerden geldik. Ben de herkesi aynı gördüm, hepsini sevdim, İlla ki bir yere mensup olmak mı şart, “İnsanım” dedik yine de bilinemedik. Kim ne derse desin, kimseyi kimseden ayırmam, İnsan bile klonlansa, kabulümdür, tamam… Bilim her şeyi açıklar, aksi de yok, sanmam, Ancak İnanç bir duygudur, hislerimi anlatamam. Sayın Bilimselci; sizin gibi adlandıramam, Forumdaşlarımı gruplandırıp kayıramam… Bence hepimiz aynı gerçeği ele alırız, Çünkü hepimiz Bir’iz, hepimiz aynı Hakk’tan… İnsanı İnançlı ya da İnançsız diye ayırmam. İnsancılım, insandan üstün görülen hiçbir şeyi anlayamam. Tanrı bile bu yüzden ulaşılmaz değildir, Bedenden aşkın değil biliyorum, ama anlatamam… Tengeriin Boşig belki de kendi dünyasını yarattı. Ama ne tuhaf ki çürütebilen de daha çıkmadı. Boşig sadece kendinde var oldu, kendinde yaşadı “Çelişkilisin” dediler, ama anlattığını hiç kimse anlamadı, Ya da anlamak istemediler veya anlamlandırılamadı… Ve Boşig sevmez başkalarıyla bir tutulmayı, Taraf olmaz kimseye, sevmez başkalarınca adlandırılmayı. Boşig, kendisi için söylediği şeydir, Hiçbir tarafa ait olamaz, “Taraf” ya da “Taraftar” addedilmek ise Onu en çok üzen tek şeydir… Sayın Bilimselci'ye Saygılarımla…
  16. Vay bee... Gerçektn güzel tanımlama... Yani Hermes ile Afrodit gibi di mi? "Biz" olarak yaşayabilmek...
  17. İlginiz için teşekkür ederim Psikoloji'ye meraklı pek insan bulunmuyor... Ama yazının hepsini okuduysanız ve anladıysanız, umarım yararlı olmuştur. Saygılarımla...
  18. Sayın Bilimselci, gerçekten takdir ettim sizi... :clover: Gerçekten çok güzel olmuş... Sondaki mısrayı yazmanız, gerçekten beni yumuşattı. Ama beni "A'raf"a koymanız üzdü beni biraz... A'raf'tan kastım, inançtaki A'raf değil tabii ki, anlamışsınızdır. Bi de şunu söylemek isterim, kimsenin ateşe odun olmasıyla ilgilenmiyorum, affola... Ama şiiriniz gerçekten güzel. Bende size bir karşılık yazmayı umuyorum... Sizin kadar olamayacak belki ama... Saygılarımla...
  19. Sevgi... Gözlerinizin, daha önce hiç parlamadığı kadar parladığı an'dır...
  20. Tengeriin boşig şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Kadın Erkek İlişkileri
    Unutursun İçin Yana Yana... Unutursun Ölüm Sana Bana... Zaman Basıp Kanayan Yarana... Unutursun, Unutursun...
  21. Sayın BrainSlapper, teşekkür ederim ilginiz için... Ancak ben zaten devamlı sorguluyorum ve bunu yapmaktan korkmuyorum... Mantıklı bulduğum bir çok yaklaşımı da zaten burada kendim belirtiyorum. "Bilim" tartışmamızda benim gibi düşünen pek bir kimseye rastlamadım mesela İnançlı arkadaşlardan, Hatta bir arkadaş, inançlı arkadaşlarca niçin yargılanmadığımdan bile dem vurmuştu sağolsun... (kötü bir amaçla söylemiyorum) Yani demek istediğim, hiç merak etmeyin, en az sizin kadar sorgulamaya çalışıyorum... Felsefe "Laf Oyunu" olarak nitelendirilsede kimilerince, Felsefe yapmak kadar yararlı bir şey yok... "Doğma"lara inanmayan herkese tavsiye ederim... Saygılarımla...
  22. Boşuna söylemiyorum biraz araştırın öğrenin diye... Sanki Sümer tabletlerinin hepsini okumuş gibi konuşuyorsunuz. Oysa ben size Muazzez İlmiye Çığ'ın adını vereyim... Kendisi dünyanın en ünlü Sümerolog/Sümer Araştırmacısıdır ve İnançlı birisi de değildir. Ancak sizin aksinize o Kur'an-da ve Tevrat'ta falan geçen tüm nitelemelerin Sümerlilerin Tabletlerinde aynılığıyla geçtiğini söyler. Sanırım sizden kat ve kat daha güvenilir bir kaynaktır kendisi, En azından Sümer Tabletlerin büyük çoğunluğu bizzat kendisi okumasıyla... Daha ne diyim yani... Tartışacağım bir konu göremiyorum sizinle... ------------------------------------------ Sayın BrainSlapper, madem konu dağıldı, ben konuyu bir yana çekeyim... Ben Yahudilerin yarattığı ya da uydurduğu bir şeyi tartışmak istemiyorum aslında... Benim asıl niyetim, hazır konu Hıristiyanlık iken, İnançların kökenini sorgulamak Ve sorgulatmak... Bunun üzerinden giderek, henüz pek birşey bilmeden atıp tutan her iki taraftan kimselerin Mesnedsizliğini su yüzüne çıkarmak... Bu bağlamda da zaten süreç içersinde de ya da bir zaman sonra, konu dağıtılmazsa eğer, Doğru olana ulaşabiliriz diye düşünüyorum... Oysa ki hala gördüğünüz gibi almak istediğim cevaplar kimi kimselerde göz ardı ediliyor, Ve konuda bir ilerleme sağlanamıyor... Oysa her zaman söylerim: Ben soru sormayı severim... Oysa Haksöz/Katakuta arkadaşımız "Felsefe"yi "Laf Oyunu" olarak görmekte... Medeniyeti ve Çağdaşlığı bugünkü haline getiren Tarihteki Bilişsel Süreci yadsıyor yani... E daha ne tartışabilirim ki kendisiyle? "Tek Doğru Ben'im" diyen biriyle ne tartışılabilir? Neyse, yazılarımda sorduklarım ya da öğrenmek istediklerim, Ve gözardı edilenler açık ve nettir. Tartışmaya niyeti olan arkadaşlar bir fikir sunabilirler, Ancak fikir yürütmeyi "Laf Oyunu" olarak gören kimselerden bir cevap beklemiyorum, Zira fikir üretemedikleri de apaçık ortadadır... Saygılarımla...
  23. Sayın Haksöz/Katakuta'ya "Misyoner" demedim ancak "Dönmüş Ayağına Yattığını" gerçekten düşünüyorum. Bana kendisi hiç mi hiç inandırıcı gelmiyor ne yazık ki... İslam'ı Bilmiyor diyebiliyorum ve bunu kendime yontarak söylüyorum... Yaptığı katkılar açısından ise kendi öz katkıları olduğunu düşünmüyorum, çünkü merak etmeyin tartışmalarda sunulan fikirleri ya da kaynakları hep tetkik ediyorum ve nedense aynılığıyla karşıma çıkıyorlar başka yerlerde... Neyse, bir keresinde böyle yaptığım zaman olayı fazlasıyla kişiselleştirmekle itham edildim oysa ki dürüst ve açık olmak lazım diye düşünüyorum. Lakin sizin katkılarınıza tek bir söz dahi edemem Sayın BrainSlapper, sizin paylaşımlarınızdan eminim. Siz "Doğruluğundan" ve "Gerçekliğinden" emin olduğunuzu söylediğiniz ve nasıl bir yönteme bağlı olduğu belli olmadan ortaya koyduğunuz paylaşımlar sunacaksınız, Kendi "Kur'an Yorumunuzu" Kesinlikle Doğru Yorum olarak addeceksiniz ve bende sizden kaynak istemeyeceğim... 20nci yüzyılın komedya türü de bu olsa gerek... Ayrıca ben her zaman söylüyorum: Kendi Anladıklarımı Yazıyorum... Bu açıdan "Felsefik"te olsa bana ait... Kendi öz düşüncem... Ve her ne kadar söylediğim herşeyin tam doğru olduğunu iddia edemesemde, Çürütülebildiğimi düşünmüyorum. Zaten haksız ya da yanlış anladığım zaman bunu açıkça da yazıyorum ve kabul ediyorum, Sabit fikirli değilimdir yani... Lakin bunu ne sizde ne de her iki taraftan pek kimsede göremiyorum nedense. Eğer o kadar Felsefik ise yazdıklarım, size bu forumda yönelttiğim ve artık usandığım bir çok sorum vardı ve bunları tekrar tekrar üstelememe rağmen hep cevapsız kaldı. Bilirsiniz Felsefe, başka bir Felsefece alt edilebilir. Bulun o sorularımı ve çürütün, tek istediğim budur. Yapamadığınız sürece her zaman "bilmediğinizi" iddia edeceğim, çünkü aksini gösteremiyorsunuz bana. Sorunda burada Sayın Haksöz/Katakuta... Bunu bildiğinz halde yanlış anlamlara çekiyorsunuz... Oysa açık açık söylüyor; Ehl-i Kitap diyor... Onların devamı olduğunu söylüyor... Yani onların içeriğine sahip olduğunu zaten kendisi söylüyor... Ve siz sanki bunu biz göremiyormuşuz ki "Aaa bakın, bu onların kopyası" diyorsunuz... "Kopyası Olmak"ı nasıl yorduyorsunuz bilmiyorum ancak Kur'an-ın kabulleri ortadadır. Ve sizin bu konuda birşey bilmediğnizi söylememin nedeni de yukarıdaki diğer yazımda açıktır: "İsa,nın kuranda adının geçmiş olması, onun islam peygamberi olduğu anlamına gelmez" Sizce bu gerçekten mantıklı bir akıl yürütme mi? Nereden çıkardınız bu anlamı? Kaynağı nedir? Kur'an-da bunun sizin söylediğiniz anlama geldiğini söyleyen tek bir ayet bile var mı? Ve ne büyük bir görmezliktir ki bu yaptığınız şey "Katkı" olarak değerlendiriliyor... Oysa sizde görüyorsunuz, apaçık... Birazcık dürüstlük: Bu söyleminiz çok çok mantıksız ve tutarsız... Bakın, sizin böyle inanmanıza kesinlikle tek bir kelime dahi edemem... Bunu yorumlayamam... Çünkü size ait oluşturduğunuz bir düşüncedir. Ancak Kur'n-da adları geçiyor olduğunda değildir onlara inanmış olmanın nedeni... Tüm peygamberler aynı Tanrı tarafından görevlendirilmişler. Aynı gerçeği nitelemişler. Ben bu yüzden bugün hıristiyanlığı yadsıyamam, Yahudiliği yadsıyamam... Ya da aynı kökene dayandığını düşündüğüm hiç bir dini yadsıyamam... Bu konuda çok örnek ve deyiş verdim ben bu forumda... Aynı gerçeği farklı şekillerde nitelemişler, olay budur. Ateizm bile aynı gerçeği "Madde" olarak ele alıyor... Çok açık ve net: Ne Olursan Ol Gel... Hepsi Bir... Merak etmeyin Tevrat, İncil ya da Kur'an-ı okumuşluğum var. Lakin şunu bilmek gerek; "Yahudilerin Atası Olmak" ayrıdır, "Yahudi Olmak" ayrıdır... Hz. İbrahim aynı zamanda Hz. İsmail'den dolayı Kureyşlerin yani Hz. Muhammed'in de Atasıdır. Hz. İshak'tan dolayı Yahudilerin de Atasıdır. Öyleyse Hz. İbrahim'e aynı zamanda "Kureyşlidir"de demeli miyiz? "Yahudi" adının nereden geldiğine bakmak lazım... "Yahudilik" nedir? "İbrani Olmak" nedir? "Musevi Olmak" nedir? Bunlar aynı şeyleri nitelemiyorlar aslında ama siz nedense bunları da aynı anlama bürüyorsunuz ve hala bildiğinizi iddia edebiliyorsunuz. Ayrıntılara dikkat etmedikçe pek fazla bir katkınız olamıyor ne yazık ki... Bakın bu çok küçük bir mantık yürütme ve çok basit... Hz. Muhammed, Ehl-i Kitap'ın okuduklarının yanlış şeyler olduklarını söylememiş ki hiç?! Okuduklarını Anlamadıklarını söylemiş. Tıpkı Hz. İsa gibi... Hz. İsa'da Tevrat'taki yazdığı söylenen bilgileri düzenlemek için gönderildiğini söylüyordu. Mesela artık diğer toplumlara üstünlük taslanmamasını ve onlara iyilikle yaklaşılmasını tebliğ ediyordu... Hz. Muhammed'de yine yanlış anlaşılan ya da zamanla yanlış anlamlandırılan tebliğleri belirtiyordu... Ve Yahudiler nasıl ki Hz. İsa'yı yadsımışlarsa Hz. Muhammed'i de yadsımışlardır. Bakın Tevrat'ta yazar: "Bir kurtarıcı gelecek ve Hükümranlık asasını alacak" Peygamberlik Hz. İshak'tan sonra hep İshakoğullarına gelmiştir. İshakoğulları Hz Yakup'tan sonra "İsrael/İsrailoğulları"adını almışlardır. "Yahudi" adı ise Hz. Yakup2un 12 oğlunda biri olan "Yahuda"nın adından gelmektedir. Yani bu adlandırmalar hep Hz. İbrahimden sonra olmuştur. "İbrani" adı ise çok tartışmalı: -Ya Hz. İbrahim'in adından gelmektedir. -Ya da "Suyun Öteki Tarafından Gelenler" anlamında, Hz. İbrahim ile gelen tüm herkesi nitelemek için kullanılmıştır. Neyse, sonuçta, bu hükümdarlık asasını ya da peygamberlik statüsünü İsrailoğullarından alacak olan kişini "İshakoğlu" olmaması gerekir. Hz. İsa bir "İshakoğlu" olduğu için bunu yapabilecek kişi olamaz, çünkü aynı soya mensub... Yahudiler ise bu asanın alınmasını Mehdi'ye bağlarlar ve hala onu beklerler. Oysa ki o asayı alan kişi Hz. Muhammed'dir. Hz. İsa ise sadece bir müjdecidir. Yahudiler bu yüzden inanmamıştır Hz. Muhammed'e, makamın gitmesini istemedikleri için. Ve bunu müjdelediği için de Hz. İsa'yı da yadsımışlardır. Herneyse, daha fazla bir şey yazmak istemiyorum, çünkü her zaman gördüğüm bir şey var bir çok sorum ya da öğrenmek istediklerim görmezden geliniyor. Konu değişiyor nedense. Oysa yukarıdaki yazımda bir kaç öğrenmek istediğim şey vardı ve cevapsız kaldı doğal olarak ve genelde olduğu gibi... Neyse, cevaplamanız gerekmiyor ve ben alacağım cevabı zaman içinde görüyorum zaten... Sizlere başarılar... Saygılarımla...
  24. Burada birlikte girmekten bahsediliniyor demekki esler disarda...Dunyadaki esden bahsediliyor demekki.......... Ben "Cennet/Cehennem" konusunda farklı düşündüğüm için tartışmaya girmek istemiyordum, Sadece yazılanları takip diyordum. Ancak; Sevgili la_bohéme sanırım güzel bir ayrıntı yakalamış gibime geldi... Saygılarımla...
  25. Bana "Hayır" diyebiliyosun ama di mi? -_- Evet yaa, uyurgezerlik kötü... Benim kardeşim küçükken uyurgezerdi ve ben onun bazı sakarlıklarına maruz kaldım Tabi tam balkondan atlamak üzereyken onu yakalamamış da cabası...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.