Tengeriin boşig tarafından postalanan herşey
-
erkek kaç kere aşık olur?
İnsan bir çok kere aşık olabilir, Tabi eğer aşık olmasını ve yaşatabilmesini bilirse... Siz sevgilinizdeki sevgiyi hissedebiliyorsanız eğer, Merak etmeyin size aşıktır... Ancak onun önceki aşkını kabul etmek zorundasınız. Unutmayın; Sizin yeriniz ayrıdır, o eski aşık olduğu kimsenin yeri ayrıdır. Kendinizi onunla kıyaslamayın ve bunu sevgilinize belli etmeyin. Yoksa siz kıyaslarken artık o da bunu kıyaslamaya başlar... Emin olun... Bunun sonucunda neler olur bunu ben de bilemem... Saygılarımla...
-
Kendinize Bakınca Ne Görüyorsunuz ?
Sayın Marcus; Hem hergün yeni şeyler öğreniyor ve yeni hayatlar tanıyorsunuz, Ve hemde Eskiyorsunuz... Bu çelişkidir... Ya da diliniz süçmüş olmalı... Çünkü "Yaşlanmak" ile "Eskimek" arasında fark vardır. Eminim ki siz sadece "Yaşlanıyorsunuz" ve fakat aynı zamanda "Yenilenerek ve Kendinizi Yenileyerek" Yaşlanıyorsunuz. Çünkü hayattaki yenilikleri, kendinizi "Değiştirebilmek" adına kabullenebiliyorsunuz; Yenileniyorsunuz... Yeniliklerin farkına varabiliyorsunuz... Değişebilmenin ne kadar değerli ve kıymetli olduğunu görüyorsunuz. Hayattaki yeni şeyleri devamlı kapabilen, benimseyebilen bir insanın eskimesi mümkün mü Sayın Marcus? Değişebilen insan eskir mi hiç? Neyse bu felsefeyi fazla uzatmayayım ama bu farkı Şebnem Ferah'ın bir şarkısı çok güzel anlatır, Gerisini Yenilenemeyen, adam gibi yaşlanamayan Ve sadece Eskiyebilen, bomboş bir beden olarak çöken insanlar düşünsün. Siz burada gördüğüm "Eskimeyen" nadir insanlardansınız... Teşekkürler Sayın egzorsist... Bakın "Pişmanlık" kötü bir şey değildir. Aksine "Kendinin Farkına Varmanın" ilk adımıdır. Her insan hata yapar ister istemez, Ve fakat eğer "Pişman" olmadığımız sürece, O hatamız içimizi acıtmadığı sürece nasıl farkına varabiliriz ki? Farkına varamadığımız bir hatamızı nasıl düzeltebiliriz samimi olarak, dürüstçe? Eğer gerçekten o pişmanlığı yaşamamışsak, O acıyı tatmamışsak, Hatamızın farkına varsak bile içimize sindiği hali ile değiştiremeyiz... Çünkü hala yaptığımızın ne olduğunun farkında değilizdir ve değişim kalıcı olmaz. Eminim ki sizde hatalarınızın tam doğru olarak farkına varabiliyor, "Keşke yapmasaydım" diyebiliyor Ve bunları telafi edemeseniz de artık tekrarlamıyorsunuzdur. Unutmayın; "Pişman" olmak demek o hatalarımızın acısıyla ömür boyu yaşamak demek değildir ki? Artık geçmiş geçmişte kalmıştır. Pişman olmuşsunuzdur ama o pişmanlığı ömür boyu taşımanız gerekmez. Tek yapmanız gereken hatanızın farkına varıp, tekrarlamamanızdır. Böyle yaptığınız zaman ne o hatanız Ne de pişmanlığınız sizi takip etmez... Oldukları yerde huzurlu bir şekilde geçmişe ait olarak kalırlar... Saygılarımla...
-
Kendinize Bakınca Ne Görüyorsunuz ?
Sayın egzorsist, Yaşadığınız hiç bir pişmanlığınız yok ise eğer, Bu hayattan çok az şey öğrenmişsiniz demektir...
-
BEBEĞİMİZ GELİYOR
Ablacım ben sana söyleyeyim, Senin ufaklığa benzerse siz o evi unutun gitsin... Temelinden yıkarlar valla... Birde senin ufaklık bir de ona ağabeylik yapacak, Fırlamalığın alasını öğretecek... Of aman... Yandınız gitti valla...
-
Hayata anlam arayanlara..
Bunu bir "Değişme - Gelişme" olarak görüyorum...
-
Kel Oğlan
- Ayna - Bari Sen Unutma Beni
Bu şarkının da bende çok güzel bi anısı var... Ya da acı bir anısı var... Unutulmaktan korkmuşumdur hep... Ve nefret etmişimdir... Hiç sevemedim unutulacak olmayı... "Yüreğimin kıyısına vurdu minicik bir dalga, Susmalıydım, tutamadım kendimi. Bir canım var, feda etsem sevdamı bilemezsin, Bir acım var, anlatsam önünü göremezsin... Herkes unuttu gitti, ben de unuttum her şeyi. Bari... bari "sen unutma beni..." Geçmiş... Hatıra... Anı... Sadece dinleyin... Anlatmaya lüzum yok çoğu zaman... Bari Sen Unutma Beni...- Kendinize Bakınca Ne Görüyorsunuz ?
Sayın GünIşığı... Haddim olmayarak sizin hakkınızda bir tespitte bulunmak istiyorum: "Karşılıksız Sevmek" ile ilgili anlayışınızı belirtmişsiniz... Kendi Kişiliğiniz hakkında da biraz ip ucu vermişsiniz... Sadece bu iki iletiyi birleştireceğiz... -İnsanlara hep kendinizden fazla değer vermişsiniz. -Yaşadığınız yaşantılar kötü dahi olsa ders alabilmişsiniz ve kendinizle barışık bir insan gibisiniz. -Herşeyi affedebilecek kadar iyimsersiniz... Lakin duyarsız değilsiniz... Aflarınız yine de "olmasaydı keşke" diyerek oluyor. Yani "His"li birisiniz. Peki bu üç özelliğin nedeni nedir? Yani niçin böyle oldunuz? Aynaya baktığınızda bunu da görebiliyor musunuz? İşte görebildiğiniz an, niçin "Karşılıksız Aşk-Sevgi" denen şeye inanmak zorunda kaldığınızı anlayacaksınızdır... Saygılarımla...- Hangi nedenle SEVİLMEK istiyorsunuz.....
Sayın GünIşığı... Ego, Sevgi ve Fiziksel Beklenti karmaşıklığını yaratacak olan bir kişi varsa o kesinlikle ben değilimdir... Söyleğim şey açık ve nettir: Tüm duygular belirli bir açlık neticesinde ortaya çıkarlar. Sevgi ile Cinsellik aynı şey değillerdir ancak birbirlerini tamamlarlar. Tüm diğer duygularda bunlarla birlikte böyledir. Biri, diğerini tamamlar. Birisindeki eksiklik bir diğerinin baskın olmasına neden olur. Ya da birisindeki baskınlık, bir diğerinin eksik kalmasına neden olur. Bir duyguyu doğanızdan atmaya çalışırsanız ya da baskı altına almaya çalışırsanız eğer, diğer duygularınız baskın olmaya başlayacaktır. Bu da ruh halinizde dengesizliğe neden olacaktır. Mesela öfkeyi, gereğinden fazla bastıramazsınız. Ya da Sevgiyi... Nefreti... Cinselliği... Ve hiç birisini gereğinden fazla açığa da vuramazsınız. Bu da dengeyi bozar ve "Kişilik Bozukluğu"na yol açar... Hepsinin bir oranı vardır... Belli bir düzeni vardır... Belli bir açlığı vardır... "Karşılık Beklemeden Sevmek" dediğimiz şey imkansız romantik bir hayalden başka bir şey değildir. Eğer karşılık beklemiyor olsa idik, Sevdiğimiz insanı kıskanmaz veya özlemezdik. Başkası ile birlikte olduğu zaman içiniz acımazdı. Ya da kaybettiğinizde onu, hayıflanmazdınız. Daha onlarca örnek verebilirim. "Sevgi" "Acı" ve "Şiddet" kavramlarının ne olduğu Nasıl ortaya çıktıkları ve özellikleri hakkında bir sürü tespit vardır. Bu konuda kitaplarda vardır. Hiç bir insan yoktur ki "Karşılık Beklemeden" sevsin... "Karşılık Beklemeden Seven" bir kimsenin tahlilini yapabilirim isterseniz: Genelde bu kimseler zaten bir karşılık bulamayacaklarına kendilerini şartlamış ve bilinç altlarına bunu kazımışlardır. Korkuyorlardır temelde... En azından bulsalar bile karşılık, bu sevginin uzun ömürlü olmayacağına kendilerini inandırmışlar ve "Sonsuz Aşk-Sevgi" inancına olan güvenleri, yaşantılarından dolayı sarsılmıştır, yıkılmıştır. Zaten elde edemeyecekleri bir sevgiye inandıkları için, sevdikleri kişiyi "Karşılıksız" sevmeye "Akıllarınca" devam ederler... Lakin şöyle bir düşünün; Ya o sevdikleri kişi ona yaklaşıp bir teklifte bulunursa? Bir ilişki sürecinin başlamasını teperek; "Hayır kardeşim, ben seni karşılıksız sevdim! seninle birlikte olmayacağım, karşılık verme!" diyebilir mi? Tabii ki; Hayır... Ve bir ilişki süreci başlar... Paylaşımları olur... Birgün gelir ve ilişkileri biter... O güya "Karşılıksız Seven" kişi, üzülmez mi? İçi acımaz mı? Dürüst olun; Hatta ağlamaz mı? Kim ne derse desin... Herkes "Psikoloji Bilimi"nin bu olaya da "Maddesel" olarak baktığını Ve "Ruh" denen şeyi yadsıdığını düşünür... Lakin öyle bir şeydir ki bu bilim, aslında sizin görmek istemediğinizi ve göremediğinizi gösterir... "Sevgi" dediğimiz şey kesinlikle "Karşılık Beklemeyen" bir his değildir. Aynen "Kin" ya da "Nefret" gibidir... "Şiddet" ve "Öfke" gibidir. Siz nasıl ki bu kötü hisleri bastırıyorsanız ve eyleme geçirmeyerek "Karşılıksız" bırakıyorsanız, İşte "Karşılıksız Aşk-Sevgi"de aynen böyledir. Onu bastırır ve eyleme dökmediğiniz sürece "Karşılık Beklemediği"ni SANIRSINIZ... Oysa ki insanın doğasına ait hiç bir his ve duygu karşılık bulmadan var kalamaz, körelir... Sonunda da Psikolojik bir bunalıma sürüklenirsiniz... Nasıl ki doğa'nın dengesini bozduğunuzda sizden öç alırsa, Kendi doğanızda bulunan bu hisler arasındaki Doğal Denge'yi de bozarsanız eğer, Sonunda sizde öç alacağı kaçınılmaz bir gerçektir... Neyse... Daha fazla çıkarım yapmaya gerek yok sanırım... İhtiyaç duyuluyorsa yeterli çıkarımı "Psikoloji Bölümü"nde açılacak bir konuda yapabilirim... Yazdıklarım açık ve nettir... Saygılarımla...- the ShawShank Redemption - Esaretin Bedeli
Ya "En Güzel Film" demek bile bence biraz yavan kalır. Hapishanedeki tüm mahkumların kişilikleri tutarlı bir şekilde işlenmiş. Birbirleri ile ilişkileri... Mesela BaşGardiyan'ın tutuklanırken ağlamış olması... O kişilikte bir kimsenin psikolojisini düşünürseniz, kuvvetle muhtemel... Ya da Müdür'ün intihar etmesi, tam da kişiliğine yakışan bir eylem. Red'in "Brooks"a bakarak kendisini de onun gibi o duvarlarla özdeşleştiren kişiliği... O kadar ki aynen Brooks gibi "Oraya Ait" oluyor sonunda... Ve bu aidiyeti bozan da Andy oluyor. Hatırlarsan ne diyordu Red? Umut etmenin kötü olduğundan bahsediyordu... Andy'nin verdiği cevap neydi? "Brooks gibi mi olayım!" Orada Red bir tepki ile masadan kalkıyor. Gerçeği görüyor çünkü; "İnsan özgür kılan şey Umut'tur..." Film izlediğim en anlamlı ve tutarlı Psikolojik çıkarımlara sahip. Her sahnesini anlatabilirim... Hem de tadını çıkara çıkara... Ama izleyenler anlatsınlar... Sayın Suheda; Bu konuy ben açtım, diğerini açmak senin hakkın- Ekmek Teknesi
Sizde sağolun Sayın Birce... Bu şarkı hakikaten insanı kendisine getiriyor...- Ekmek Teknesi
Semazen'i uygun gördüm video olarak. Dinlemesi müthiş huzur veren bir parçadır...- Kara Gözlüm
Türkan Şoray ve Kadir İnanır'ın en güzel filmlerinden birisi... Bu şarkıyı her dinleyişimde... Güzel şarkı... Hoş... Türk sinemasına hayranım yaa... Azize: "Bir şey daha öğrendim bu şarkıyla; Herşeye sahip olmak isteyen, Elindekini de kaybediyor..."- Karıma Mektup - Nazım Hikmet
Nazım Hikmet'in ezberlediğim iki şiirinden, Ve ezberlemekten zevk aldığım şiirlerden birisidir... Bir de Mehmet Akif'in "Çanakale Şehitleri"ni ezberlemek zevk vermişti bana... Dinlemekte çok güzel...- the ShawShank Redemption - Esaretin Bedeli
the ShawShank Redemption - Esaretin Bedeli Korktukça Tutsak, Umut Ettikçe Özgürsünüz... İzlediğim filmler içersinde, karekteri ile kendimi hakiktan içime sinerek özdeşleştirdiğimi hissettiğim, beni en çok etkileyen filmdir "Esaretin Bedeli"... Beni daha afişi ile etkilemişti; "Fear Can Hold You Prisoner, Hope Can Set You Free..." "Korktukça Tutsak, Umut Ettikçe Özgürsün..." Filmi kaç kere izlediğim hiç hatırlamıyorum... Andy Dufreyn bir bankacıdır. Karısını çok seviyor ancak sevgisini göstermeyi beceremiyor. Bunun nedeni ise içine kapanık ruh hali... Karısı tarafında bir golfçü ile aldatıldığın öğrendiğinde çılgına dönüyor ve onları en azından korkutmak istiyor... Sadece korkutmak... En azından onu anlamaları için... Neyse... Filmi anlatıpta izlemeyenler için ziyan etmek istemiyorum Ama izlemenizi şiddetle tavsiye ediyorum... İçersinde insana bir şeyler katan o kadar güzel replikler var ki, inanamazsınız... Baş rollerde "Tim Robbins" ve "Morgan Freeman" oynuyor. Yönetmeni "Frank Darabont". Fimden en unutmadığım şeylerden birisi de şudur: Hapishane Müdürü her mahkuma "İncil" dağıttırıyor ve diyor ki "Kurtuluş bunun içinde..." Sonra Andy Dufreyn'in koğuşunu basıp aynı şeyi ona da söylüyor ve Andy Dufreyn'de bunu tasdikliyor. Sıradan bir İncil reklamı gibi duruyor... Ama filmin sonunda işin aslını öğreniyorsunuz, ki çarpıcı bir şekilde... Bu şekildeki kurgulara bayılıyorum... Filmde çok güzel Psikolojik çıkarımlar var... Aslına bakarsanı anlatmamak için kendimi zor tutuyorum ama yine de anlatmayacağım... Mutlaka izleyin...- Just Like Heaven
Şarkı hoşmuş yaf... Filmi de izlerim yakında...- Hangi nedenle SEVİLMEK istiyorsunuz.....
Sayın biko... Bugün bayağı bir sevdim sizi ya hu... He zaman söylerim; "Sevginin en temel nedeni (diğer duygular gibi) -Açlık-tır." Acı'ya da acıkır insan, Kin'e de, Nefret'e de... Her türlü duyguya ihtiyaç duyar. Çünkü o duygular ile donatılmıştır Bilinçaltı... Alıntıladığınız sözü ben söylemek isterdim açıkçası... Bu açlığımızın tanımı, bizim sevgi anlayışımızı ortaya koyar... Saygılarımla...- Hangi nedenle SEVİLMEK istiyorsunuz.....
Doğru cevabı bulmanın tek yolu Doğru soruyu sormaktır... Sizin yazınız bir açıdan doğru soruya yönlendirdi Sayın Marcus... Tebrikler benden...- Hangi nedenle SEVİLMEK istiyorsunuz.....
Aşk ya da Sevgi... Ne nedenlidir ne de nedensiz... Bunlar birer ihtiyaçtır... Sevgi, Nefret, Kin, Aşk, Özlem, Gerginlik bile insanın en doğal ihtiyacıdır. "Ben Sevgiye/Aşka İnanmam" diyebilen insanlara gülüyorum açıkçası. Çünkü diğer duygular gibi bu iki duyguda, Bu iki duyguyu benimseMEyen insanların bile en temel ihtiyacıdır... Çünkü insan en temelde "Hisleri" olan bir varlıktır. Doğal birer ihiyaçtır. Öncelikle "Psikolojik" olarak bu tespitin güvenilirliğine inanmak lazım... İkinci nokta ise şudur; İnsanların bu duygular verdikleri anlamlar nelerdir? İşte asıl tartışılması gereken budur... Yoksa niçin sevilmek istediğimiz pek önemli değil, Çünkü öyle ya da böyle her insan sevgiye mutlaka ihtiyaç duyar. Anlamamız gereken şu; "Bizim anlamlandırdığımız -Sevgi- denen şey nedir?" Ya da "Sevgiye hangi anlamı verdik?" Bunu yanıtladığımızda, öğrenmek istediğiniz şeyin cevabını mutlaka bulacaksınızdır...- Before Sunset "Waltz"
Çok tatlı bir filmdir bu yaa... Mutlaka tavsiye ederim. Öyle yarım kalmış romantik bir sevgi mi desem yoksa aşk mı desem bilmiyorum ama yarım kalan bir duygunun hikayesi işte...- Dikkat: Yeni Fikirler - Yeni Düşünceler - Yeni Arayışlar
Vay bee... Bu kadar kolay olacağını bilseydim valla daha önceden isterdim yaa...- Dönüş
Bu şarkıyı çok seviyorum... Kimsenin dönüşü böyle olmasın...- Terminator
- Ayna - Bari Sen Unutma Beni
Önemli Bilgiler
Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.
Navigation
Configure browser push notifications
Chrome (Android)
- Tap the lock icon next to the address bar.
- Tap Permissions → Notifications.
- Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
- Click the padlock icon in the address bar.
- Select Site settings.
- Find Notifications and adjust your preference.
Safari (iOS 16.4+)
- Ensure the site is installed via Add to Home Screen.
- Open Settings App → Notifications.
- Find your app name and adjust your preference.
Safari (macOS)
- Go to Safari → Preferences.
- Click the Websites tab.
- Select Notifications in the sidebar.
- Find this website and adjust your preference.
Edge (Android)
- Tap the lock icon next to the address bar.
- Tap Permissions.
- Find Notifications and adjust your preference.
Edge (Desktop)
- Click the padlock icon in the address bar.
- Click Permissions for this site.
- Find Notifications and adjust your preference.
Firefox (Android)
- Go to Settings → Site permissions.
- Tap Notifications.
- Find this site in the list and adjust your preference.
Firefox (Desktop)
- Open Firefox Settings.
- Search for Notifications.
- Find this site in the list and adjust your preference.