Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

BrainSlapper

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    2.691
  • Katılım

  • Son Ziyaret

BrainSlapper tarafından postalanan herşey

  1. Bir kez olsun, yaptığın akla mugayir yorumlardan dolayı ortaya çıkan sorulara yanıt vermeyi deneyecek ve foruma katkı sağlayacak mısın acaba? Merak ediyorum...
  2. Sevgili çiçeğim, Biz de kişilerin kimlikleri ile ilgilenmiyoruz. Bir yazı yazmışsın, biz de yazdığın yazıya katıldık, hemfikir olduğumuzu belirttik. Saygılar.
  3. Einsten zaman görecelidir demiş, zaman yoktur dememiş zaten. Bu ikisini birbirinden ayırmak gerek. Görecelilik ölçümle ilgili bişey. Saygılar.
  4. Einstein'in görecelik kuramı doğru mu yanlış mı onu tartışmayacağım burada. Sadece Einstein'in görecelik kuramının sorgulandığını söyleyeyim yeter. Herneyse Einstein'ın kuramını doğru varsayıyoruz ve arkadaşımızın cevaplarına geçiyoruz. Zira ben bu cevabı çok sevdim. Melekler ve Ruh (Cebrail), ona, süresi elli bin yıl olan bir günde çıkabilmektedir. (Mearic Suresi, 4) Yukarıdaki cevaba göre; melekler hızlı haretek ediyorlar ve hızlı hareketleri sırasında sağlarında sollarında kalan galaktik çekim merkezlerinden de etkileniyorlar, ama sonuçta zamanı kısaltarak Allah'ın bulunduğu noktaya varıyorlar. Mantıklı. İslamitetle uyuşmayan tek şey, Allah'ın bir yerde oturuyor olması ve Cebrail'in süper hızla ona gidip geliyor olması. Allah'ın mekanı sorununu, bu cevabı veren arkadaş düşünsün. Gerçekten, senin Rabbinin katında bir gün, sizin saymakta olduklarınızdan bin yıl gibidir. (Hac Suresi, 47) Einstein'in görecelik kuramını uygulayacağız ya. Burada sorun, Allah nereye uçuyor? Neye göre hız yapıyor? Hangi çekim merkezlerinin yanından geçiyor? Hızı neden Cebrail'den az? Neyse, bizim vereceğimiz cevaplar değil. Görecelik kuramı, hız ve zaman, Allah'ın mekansız olduğu gibi hususları biraraya getirerek cevaplayan biri çıkar heralde. Allah, gökten yere kadar her işi düzenleyip yönetir. Sonra (bütün bu işler) sizin sayageldiklerinize göre bin yıl tutan bir günde O'nun nezdine çıkar.(Secde Suresi, 5) Buradan, Allah'ın hızı ile olay ve eylemlerin Allah'a ulaşma hızının aynı olduğunu anlıyoruz. Allah'ın hızı konusunda bir veriye ulaşınca bu ayete de yorum yazarız. Refref/Burak yaratığı Kuran'a göre en hızlı varlık. Cebrail'den de hızlı, Allah'tan da. Heralde Muhammed Allah'ı bir Arap Şeyhine, Refref/Burak dediği şeyi de onun atına betzetmiş ki, şeyh hızlı koşamaz ama atı hızlı koşar gerçeğinden hareketle, bu masalaın gerçekçi olacağını düşünmüş. Saygılar.
  5. Basit sorularla, Konu saptırma girişimlerine cevap vermeyeyim diyorum, ama senin sorunu ciddiye alıp cevaplama gereği bile duymadığımız zaman da kendini cevap verilememiş bilge sanmaya başlıyorsun. Öte yandan sana sorulan her soruyu istisnasız olarak cevaplamayıp, sadece soru soruyorsun. Gün kavramı, yani, bir gezegenin kendi çevresinde dönerken, herhangi bir noktasının, uzayda hayali bir çizgi önünden iki kez geşisi arasında kalan süredir. Bu süreher gezegene göre değişir. Zaten insan günü mü, Allah günü mü, cebrail günü mü, Refref günü mü uzun diye sormamızın nedeni de bu. Gün kavramı gezegenden gezegene değişken. Bu durumda, karşılaştırma yapabilmek için, ortak ölçü belirlenir. Benim ve senin örneklerinde, ortak ölçü, saat, insanın kullandığı saat, dünya saat birimi. Senin verdiğin bilgilere göre yazıyorum, hangi gezegenin gün uzunluğu ne kadar kontrol etmedim: (saat:dünya saati) Dünya Günü: 24 saat. Merkür Günü: 180 dünya günü= 180*24 = 4.320 saat. Venüs günü: 243 dünya günü= 243*24= 5.832 saat. Mars günü: 24,5 saat. Jüpiter: 10 saat. Güneş Günü: 25 dünya günü = 25 * 24 = 600 saat. *** Bu tür konu saptırma girişimlerinden vazgeçersen, büyük katkı sağlayacaksın foruma. Eğer bu örneklerle biryere varmak istiyorsan, varacağın yeri de yaz. Taksit taksit, bilmece, bulmaca oynamıyoruz burda.
  6. Sevgili LUCAS, Benim neden Tanrı var mı yok mu tartışmalarına girmediğime, Neden Kuran/diğer semitik kitaplar/peygamberler vs üzerine yoğunlaştığıma iyi bir cevap olmuş. Benim amacım hak din diye birşey olamayacağını, her dinin insan arayışının bir ürünü olduğunu, birinin diğerinden daha kutsal, daha gerçek, daha doğru din olamayacağını göstermek. İnsan arayış serüveni içinde en doğrusunu bulur. O doğruları kimse insana vermez. Yine insan bulacak. Saygılar.
  7. Öyle miymiş bakalım... Muhammed'in biyografişsinin karanlık kalan kısmı. Çok kadınla münasebeti ve erken yaşta evlenmeyi normal addeden bir toplumda, acaba Muhammed neden 25 yaşına kadar evlenmedi veya EVLENEMEDİ? Acaba bir sorunu mu vardı? Mesela sara hastalığı olduğu söyleniyor. Sara hastası olduğu için mi EVLENEMEDİ acaba? Sonra neden kendinden 40 yaş büyük birisiyle evlendi? Ailesi Kureyş'in önemli ailelerinden biriyken, neden Muhammed'in kendinden 15 yaş büyük, dul bir kadınla evlenmesine izin verdi? Evlilikle amaçlanan gayeleri ikiye ayırmışsınız. Biz de Hatice ile evlenmesinin nedenini ikiye ayıralım: 1. Hatice zengin idi, onun mallarına konmak için evlendi. 2. Hatice kemale ermiş, çoru çocuğu olan, zengin bir kadındı. Kontrol edilmesi kolay bir koca aradı. Muhammed'i de hiç bir genç kız almıyordu. Hiç yoktan iyidir dedi ve Muhammed'i aldı. Birinci seçenek olabilemez. Zira, Abdulmuttalip oğulları da fakir değildi, zengindi. Zaten amaç zebginliği birleştirmek olsa, hatice gider, Ebu Leheb ile evlenirdi. Ailenin en güçlüsü oydu. Madem çok kadınla evlenmek normal, Hatice için ikinci/üçüncü kadın olmak sorun olmazdı. İkinci seçenek daha akla uygun. Öte dan, erkek egemen zihniye nedeniyle, bütün toplumlarda büyük erkek-küçük kız az çok kabul edilir. Ama bunun tersine rastlamam imkanı çok azdır. Peki öyleyse, haşmetli Abdulmuttalipoğulları neden Muhammed'in kendinden 15 yaş büyük, çocuklu dul bir kadınla evlenmesine ses çıkarmadılar? Yoksa, "Muhammed'e kim genç kızını verecek ki?" demelerini gerektiren bir problemi mi vardı Muhammed'in? Kura'da buna ilişkin birsürü bigi var. ********* ******** ************ Bunları ben söylemiyorum, Kuran söylüyor. Kişmse, hakaret ediyorsun diye tartışmayı sabote etmesin lütfen. Demekki Muhammed, genç kızların ve genç kız ailelelerinin tercih edecekleri bir damat değil. Hatice de, zengin, hayat tecrübesi ola, çorlu çocuklu bir kadın. Akıllı bir adam alıp, kendini ikinci plana ittirmek, çocuklarının rızkını başka bir adama yedirmek istemez. Konrol edebileceği bir adam ister. Tecrübesiz, genç ve aklı kapasitesi nedeniyle en kolay kontrol edilebilecek bir aday var ortada: Muhammed. Haticenin istekleri ile Abdulmuttalip oğulları arasındaki uzlaşma bu şekilde sağlanmış olmalı. *** Şu Eminlik işi de Muhammed'in çobanlık döneminden kalan bir lakaptır. Karakter yansıtmaz. Kabe'de Hacer'ül Esved'in yerleştirilmesi sırasında kararın Muhammed'e bırakılması, onun güvenilirliğinden ziyade bana başka bir şeyi hatırlatıyor: Kuran'daki Muhammed ile ilgili akli betimlemeleri. ************** Kabe taşı meselesinin çözümünün Muhammed'e bırakılmış olmasının asıl nedeninin bu yaklaşımdan kaynaklandığını düşünüyorum. ***************** ***************** Muhammed çok kadınla evlenmiş. Ama bunlardan en çok Ayşe ve Zeynep ile yatmış. *************************************** Ayşe'yi sıksık tercih etmesinden dolayı diğer kadınların şikayetçi olduklarına dair rivayetler var. Bu şikayetleri durdurmak için Muahmmed'in "Sen karılarından istediğini öne alırsın, istediğini geri bırakırsın" diye kendine özel ayetler yazdığı da bir gerçek. Bu durumda Muhammed'in evliliklerinin şehvet içermediğini söylemek mümkün değildir. Ama karıları ayrılmak istemiştir. Ayrıolmak isteyenleri Muhammed "Dünya'yı istemek, Ahiret hayatından vazgeçmekle" korkutmuş ve caydırmıştır. Muhammed ile yaşamak öyle harikulade birşey ise, neden kadınlar "lider konumundaki" bir insandan ayrılmak istesinler ki? Demek ki Muhammed de, bazı sorunlar vardı. ******** Kuran'a da yazdığı gibi. Saygılar.
  8. Böyle yazıların çoğaldığını görmek yüzümü güldürüyor. Geleceğe umutla bakmamı sağlıyor. Saygılar.
  9. Sevgili sardunyam, Eline sağlık, güzel tespitler yapmışsın. Mesela İslamiyetin tek doğru, tek gerçek din olduğunu söylemek ve bunu herkese dayatmaya kalkmak... gibi... Mesela Komünizmin tek doğru, tek adil sistem olduğunu söylemek ve bunu herkese dayatmaya kalkmak... gibi... Mesela ellerinde Allah'tan aldıklarını söyledikleri bir İslamiyet kostümü vardır, bunu herkese giydirmektir dertleri.. herkes İslamiyet kostümü giyince dünyanın derlerinin biteceğine, güllük gülistanlık bir yer olacağına inanırlar. Hiçkimseyi özgür bırakmazlar. İnsan için herşey önceden belirlenmiştir. Nasıl yaşayacağı, nasıl sevişeceği, nasıl tuvalete gideceği, nereye turistik ziyaret yapması gerektiği, neyin iyi neyin kötü olduğu hep belirlenmiştir insan için... O önceden belirlenmiş kalıbı herkese giydirmeye çalışırlar. Burda tek bir yanlış var: Akıl yürütmeyi sevmezler. Akıl yürütseler, kendilerinden önce belirlenmiş ve dayatılan kalıplara itiraz edebilirler. İnanç gütmeyi (sen yanlış biliyorsun islamiyeti/hristiyanlığı diyerek çıkartılan mezhep savaşları) İnsan sürmeyi (Medine'den Yahudilerin sürülüşü, İspanyadan yahudilerin sürülüşü, Filistin'den Müslümanların sürülüşü) İnsan kartegorize etmeyi (İnananlar ve inanmayanlar, müminler ve kafirler, Şiiler ve Sünniler vs. vs.) severler. Eğer onların arasına girmek istiyorsanız, onlar gibi düşünmeli, onlar gibi inanmalısınız. Zira ellerinde kapı gibi dayanakları vardır ellerinde "inanmayanlarla dostluk etmeyin, kardeşiniz bile inanmıyorla dostluk etmeyin, Allah'ın dümanları ile dostluk etmeyin" diye... Aralarına girebilmenin tek yolu, onlardan olmaktır. Saygılar.
  10. Yaratma eylemini ben sana zaman açısından sordum. Zaman olmadan yaratmak nasıl olabiliyor sen bana onu söyle. Yokluk ile Varlık arasındaki geçişe ne ad veriyorsun onu söyle. Ol denmesiyle ortaya çıkan farkı söyle. Saygılar.
  11. Sen şu yaratma işi nasıl olabiliyor zaman olmadan bana bir anlat şunu. Cehenneme gidecek olanların derilerinin soyulacağı, susadıkça kızgın su içecekleri falan gibi türlü türlü işkencelerden bahsediliyor. Bir bu işkencelerin zaman olmadan nasıl olabileceğini açıkla bana. Saygılar.
  12. Olaylara o taraftan çooook baktım. O kadar çok baktım ki, artık çelişkileri, mantıksızlıkları savunabilmenin hiç bir yolu kalmadığı için, savunmayı bıraktım. Olup olmadığını bilemeyeceğimiz birşeye var veya yok diyemem. Olup olmadığını bilemeyeceğimiz birşeye de inanıyorum veya inanmıyorum demek saçma olur. Bu sistemi kim kurdu veya kimler kurdu bilemiyoruz. Allah mı kurdu, Allahlar mı kurdu, Şeytan mı kurdu, şeytanlar mı kurdu, kimse bilemez. Bildiğini iddia eden de yalan söylemiş olur. Haklısın, benim öncelikli olarak itiraz ettiğim şey, Kuran, İncil, Tevrat vs. Ve bu kitapların sahibi olan ve kendilerini Allah'la mesajlaşan özel şahıslar olarak tanıtan insanlar. Onların anlayışındaki Allah, uzakta bir yerde oturan, esen, gürleyen, sihirbazlık yetenekleri olan bir Arap şeyhi gibi birşeydir. Kendi dinlerinde tanımladıkları Allah bir çelişkiler yumağıdır. Bundan dolayı o insanlar ve dolayısıyla kitapları öyle sandığın gibiharikulade kitaplar değildir. Eğer bir yaratıcı varsa, ona en çok hakert edilen kitap hangisi diye sorsalar Kuran ve Tevrat derim. Bana vahy ne demek açıkla, açıklama yaparken "vahy alan" ve vahy veren" kavramlarını düşün, Sonra Tanrı2nın mekanını düşün, neden vahy gibi birşey olamayacağını anla. Saygılar.
  13. Zaman yoksa, yaratma gibi bir eylem olabilemez. Zaman yoksa, "ol derim, olur" ifadesi hiçbir anlam taşımaz. Zaman yoksa hiçbirşey yoktur. Saygılar.
  14. Katılıp katılmama konusunu ayrıca dile getiririm. İfade ettiğiniz şeyi anlayamadım. Yani anlatamadınız. Zira akıl ve mantık dışı.ira verdiğiniz örneklerde bile Allah katında zaman varken, hala zaman yok diyorsunuz. Ne kadar çabuk olursa olsun, bu çabukluk da bir süre değil mi? Bizim anlayışımıza göre 1000 yılda yapılan bir olay, Allah katında çok çabuk yapılıyor, yani x çabukluğunda diyelim. Bu durumda, Bizim anlayışımıza göre 3000 yılda yapılan bir olay, Allah katında çok çabuk yapılıyor, yani 3x çabukluğunda mı ? ??? *** Yaratmak fiili başlı başına zaman ile bağlantılı birşey değil mi? Sanisenin zentrilyonda biri kadar da olsa yokluk ile varlık arasında geçen bir süre yok mu? Olmamak/Yokluk ile Olmak arasında bir geçiş, bir süre yok mu? Saygılar.
  15. Yaz tabi ki. Bize destek sağlıyorsun. Biz Kuran Allah'a mekan tayin ediyor diyoruz. Sen de bu yazında bize destek veriyorsun. Cebrail süper bir hızla Allah'a gidip geldiğine göre, Allah biryerde oturuyor demek ki!!!
  16. Bunu nasıl bilimselleştirmek olarak alıyorsun anlamış değilim. Benim yaptığım, Kuran'ın bilimsel olduğunu hayattakı değişmeuyen tek doğru olduğunu sanan insanlara, böyle olmadığını göstermekten ibaret. Sayın boşig, Yine foruma ilk katıldığın zamanki yanılgıya düşüyorsun. Senin "Kuran Bilim Kitabı değildir, Hukuk Kitabı değildir, Fizik Kitabı değildir." demen müslüman açısından hiçbirşeyi değiştirmez. Müslüman için Kuran, herşeyin kitabıdır. Hukukun kaynağıdır, Anayasa Kitabıdır. Bilimin kaynağıdır, Bilim Kitabıdır. Kuran müslüman için insan için gerekli olan herbilgiyi barındıran joker bir kitaptır. Sen kendi düşünceni yine İslam düşüncesi veya herkesin düşüncesi sanma yanılgısına düşüyorsun. Bırakın insanları, Kuran'ı Anayasa kitabı alan kaç ülke/devlet var bu dünyada. Bugünkü anlayışla rahatlıkla Kuran şu kitabı, bu kitabı değildir diyorsunuz, çünkü böyle bir ayrım var. Ama yüzyıllar önce böyle bir ayrım yoktu. Bir adam doktordu, aynı zamanda astrolog idi, aynı zamanda büyücü idi, kahin idi, aynı zamanda felsefe yapıyordu, düşünce adamıydı. O döneme ait kitaplar da bu nedenle hem bilim kitabıydı, hem fizik kitabıydı, hem astroloji kitabıydı, hem sihir kitabıydı, hem felesefe kitabıydı, hem din kitabıydı. Kuran o dönemden kalma bir kitap. Ve Kuran'ın her bilgiyi içerdiğine inanan 1 milyar insan var. Bu kitabı her bilgiyi içeren bir kitap olmadığını, içerdiği bilgilerin de yanlış olduğu göstermek bizim hakkımız ve görevimiz. Saygılar.
  17. Tıp bilgisi olmadan doktorluk yapan ve yaptığının doğru olduğuna inanan adama doğrular nasıl gösterilir sayın boşig? Biz madem havanda su dövüyormuşuz, sen bize daha iyi bir yol göster. Aydınlanalım. Saygılar.
  18. Sayın boşig, Dünya küp şeklindedir desem, buna inansam, ve benim gibi 1 milyar insan buna inansa, dünyanın yuvarlaklığını bana nasıl ispatlarsın? Saygılar.
  19. Öyle bişey bilmiyoruz. Sadece bildiğini iddia edenler var. Kanıtları yok. Sana 3. kez soruyorum: Şu benim farklı yorumladığım yeri sen bir yorumlayıver: Rabbinin katındaki bir gün, sizin saymakta olduğunuzun bin yılı gibidir Saygılar.
  20. Sayın boşig, HY ve benzerleri, genç beyinleri deforme bilgilerle yıkasınlar, biz susalım mı? Biri bir iddiada bulursa, bir başkası da elbette o iddiya ilişkin görüşlerini bildirecek. Benzer şeyler değil, sayın boşig, Keloğlan masalının masal olduğu konusunda hiçbir uzlaşmazlık yok. keloğlan masalları kimsenin, sosya düzenini, siyasal sistemini, yaşam tarzını etkilemiyor. Allah'tan geldiği iddia edilen bir din adına bunların hepsi yapılıyor. Allah'tan geldiği iddia edilen o dine atfen, siyasi partiler kuruluyor, terörist teşkilatlar kuruluyor. Allah'tan geldiği iddia edilen o dine atfen, kadınlar 2. sınıf insan muamelesine tabi tutuluyor Allah'tan geldiği iddia edilen o dine atfen, hukuk sistemi kuruluyor. Keloğlan masallarına dayarak buna benzer yapılan birşey var mı? Kuran herkes tarafından Keloğlan masalı düzeyine indirgeninceye kadar bu tartışmalar sürecek. Herşeyi mecaz sayma işi, İslam'ın varlık nedenini ortadan kaldırır. Zira, putperestler de, tapındıkları putlara mecaz anlamlar yüklemişlerdir. Rüzgar ilahını kastederken, rüzgarı oluşturan doğa olayını, Yağmur İlahını kastederken, yağmuru oluşturan doğa olayını, vs. vs. kastetmişlerdir. Onlar da mecaz anlamda kullanmış iken, onları putperestlikle suçlamak anlamsızlaşır. Saygılar.
  21. MİRAC ile ilgili araştırma ve irdelemelerimiz aklıma başka bir soru getirdi: İnsan Günü mü uzun? Allah Günü Mü? Melek Günü mü? Burak/Refref günü mü? İnsan gününü biliyoru: 24 saat. Allah gününü Kuran söylüyor: Buradan "artık yılları" dikkate almadan basit bir hesaplama yaparsak: 1000 yıl = 1000 * 365 = 365.000 insan günü = 365.000 *24 = 8.760.000 insan saati. Bir Allah Gününün 8.760.000 insan saatine eşit olduğunu buluyoruz. Melek günü de Kuran'da yazıyor: Buradan "artık yılları" dikkate almadan basit bir hesaplama yaparsak: 50.000 yıl = 50.000 *365 = 18.250.00 insan günü = 438.000.000 insan saati. Bir Cebrail/Melek Gününün 438.000.000 insan saatine eşit olduğunu buluyoruz. Burak/Refref Gününü de Muhammed'in anlattığı MİRAC hadisesine göre hesaplayabiliriz: Arap ülkeleri Ekvator'a yakın olduğundan, gece gündüz süresi birbirine yakın. Yaz azlarında 20 saat falan gece/karanlık oluyor. Kışın bu süre 12 ile 14 saat arasında değişiyor. MİRAC olayı ne kadar sürdü bilemiyoruz. Ama yetişkin bir insan ortalama 8 saat uyuyor. MİRAC da Muhammed amcasinin kizi Ümmühani binti Ebi Talib'in evinde yatarken olduğuna göre, bütün uyku süresini bu işle geçirmiş fazedelim, yani 8 saati bu işle geçirmiş diyelim. Mekke-Kudüs arasındaki gidiş geliş süresini ve Allah'la konuşma süresini de dikkate almayalım. Burak/Refref yaratıkları 4 saatte Allah'a kadar gitmiş ve 4 saatte geri gelmişler. Cebrai'in insan günü ile 50.000 günde alabileceği süreyi nasıl 4 saatte Muhammed ile birlikte alabildiği sorusunu ayrıca sorduk, ona cevap bekliyoruz zaten, burada konumuz o değil. Cebrail'in 50.000 insan gününde, yani 438.000.000 insan saatinde alacağı yolu Burak/Refref yaratığı 4 insan saattinde almış. Uzaklığı bilmediğimizden, şöyle bir hesaplama yaparak, Burak/refref yaratığının Cebrail'e göre hısını hesaplayabilriz. BurakHız*4=CebrailHız*438.000.000 BurakHız=CebrailHız*438.000.000/4 BurakHız=cebrailHız*109.500.000 Bu hesaptan, Burak/Refref yaratığının Cebrail'den 109.500.000 kat daha hızlı olduğunu anlıyoruz. Cebrail, 1 Cebrail günüde, yani 438.000.000 insan saatinde Allah'a varırken, aynı sürede Burak/refref yaratığı bunun tam 109.500.000 katını gitmiş olacak. Buradan bir hesaplama yaparsak: 438.000.000 insan saati *109.500.000 = 47.961.000.000.000.000 insan saati. Buna da bir Burak/Refref yaratığı günü diyebilir miyiz? Şimdi özetleyelim: (saat=insan saati) İnsan günü: 24 saat. Allah günü: 8.760.000 saat. Cebrail/Melek günü: 438.000.000 saat. Burak/Refref günü: 47.961.000.000.000.000 saat. Burak/Refref günü, artık yıllar hesaba katılırsa, MİRAC olayının bütün gece sürmemiş olabileceği dikkate alınırsa, Allah ile konuşmada geçen süre de dikkate alınırsa 47.961.000.000.000.000 saatten çooook daha fazla çıkar. Yorumu okuyuculara bırakıyorum. Saygılar.
  22. Bu söz de mi bana ait? Senin verdiğin örneklerdeki, şu sözler de mi bana ait? Bu örnek verdiğin ayetlerde de Allah katında zqamanın olduğu teyid ediliyor. Allah Rabbinin katındaki bir gün, sizin saymakta olduğunuzun bin yılı gibidir derken, sen neye dayanarak, Allah katında zaman yok diyorsun ? Ben mi deforme ediyorum, Allah sözü dediğiniz şeyi, siz mi? Saygılar.
  23. Sayın Mohikan, Şu ayette ne diyor Allah, veya Muhammed'in uydurduğu Allah? Muhammed Allah'a "Rabbinin katındaki bir gün, sizin saymakta olduğunuzun bin yılı gibidir" dedirtiyor, Sen diyorsun ki Kuran'ın Allah'ına: "Senin katında gün yok, zaman yok, karıştırma ortalığı" !! Kuran'ın Allah'ını, inandığın Allah'ı neyle itham ettiğini gör lütfen: YALANCILIK ile itham ediyorsun. BİLGİSİZLİK ile itham ediyorsun. * Muhammed ibn Abdullah ibn Abdulmuttalib'in, kendisini takibeden şu insanları düşürdüğü hale bak ! Saygılar.
  24. Teşekkürler sevgili katakuta. Knedin derlediysen de, başka yerden alıntılayıp bize ulaştırdıysan da teşekkürler. Çok makbule geçti. Devamını bekleriz. Saygılar.
  25. MİRAC HADİSESİ Cebrail'in geçemediği noktadan ötesine geçebilen bu Refref ne tür ayrıcalığa sahip bir yaratıktır? Cebrai'e bile verilmeyen ayrıcalıkların sahibi bu yaratık, nedir? yumote adlı kullanıcının imzasındaki yaratıkla bir benzerliği var mı? Yoksa Muhammed bu masalları anlatırken bu ayrıntıları düşünmemiş midir? Saygılar.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.