BrainSlapper tarafından postalanan herşey
-
ŞERİHAT VE KURAN'A GÖRE KADIN...
Verdiğin örnekte hiçbir hesap hatası yok. Yani kendi deyiminle: AVL" gerektirmeyen bir durumun örnek gösterilmesi abestir. Zia gösterdiğin örnekte, insanlar matemateiksel paylarına itiraz etmiyorlar. Paylarının pazar değerine itiraz ediyorlar. İki çocuk bulunan örnekde de, çocuklardan biri kendi payının pazar değerinin az olduğunu öze sürebilir. Senin örneğinde olduğu gibi. Matematiksel olarak verdiğin örnekte hiçbir avl yoktur. AVL yapıldığını matematiksel olarak göster. ************
-
Doğa Kanunları ve Sistem
Sizin herhangi bir sözünüzü çarpıtmadım. Okudum dediniz, güveniyoprum dedim. Kuran konusundaki bilgimin müslümanların çoğundan iyi olduğunu iddia edebilirim. Zira ben de müslümandım, hem de iyi bir müslümandım, bir zamanlar. Bugün sizin oturduğunuz yerde idim. İnanmayanlara rasyonel açıklamalar yapmaya çalışıyordum. Hangi edebiyat eleştirmenine götürüseniz götürün, Kuran'ın akıcı olmadığını, bütünlükten yoksun olduğunu ve bıktırıcı tekrarlar barındırdığını söyleyecektir. Tekrarların nedenini ben düşündüm: Cevabını da buldum. Başka hikaye bulunmamasından dolayı sürekli aynı hikayeleri anlatmış durmuş Muhammed. Muhammed'in o tekrarları yapmasının nedeni: "Bazı hususları vurgulamaktır" şeklindeki müslüman savunması geçersizdir. Vurgulamak istiyorsa, bu bölümü şu kadar kez okuyun derdi. Namaz sırasında ve tespih çekme sırasında yapılan tekrarlar gibi. İkinci tespitime katıldığınızı düşünebilir miyim? Ben kavgacı demişim, siz azarlayıcı demişsiniz. Allah veya Muhammed onlarla mahalle kavgasına mı tutuşmuş? Beğenmediği insanlarla "aynı ağzı ve üslübu" mu kullanmış? Bazı hikayelerin eksik olması neden gerekli imiş? Bunu siz mi söylüyorsunuz? Eykeliler? Ress Halkı? Tübba Halkı? Muhammed çocukluğunda/gençliğinde şam'a giderken Lübnan/Suryiye hattındaki Roma, Antik Yunan harabelerini görmüş "bunları Allah helak etmiş olmalı" diye düşünmüş olabilir mi? Ama bu düşünce dışında bir bilgi sahibi olmadığı için, hiklayeleri eksik bırakmış olabilir mi? Tekrarlar konusunda yukarda düşüncemi belirttim. Şurda daha ayrıntılı belirttim. tekrar dönüp okumanızı tavsiye ederim. Kaynak tükenince, eski hikayeler sürekli servise sunulmuş. Başka açıklaması yok. Eğer tekrarlanması gerekiyorsa birşey, namazda olduğu gibi, şunu üç kere, şu beş kere, şunu otuzbeş kere okuyun derdi. Saygılar.
-
ŞERİHAT VE KURAN'A GÖRE KADIN...
Satış AVL değildir. 7750 m2 arsanın satışından elde edilen örneğin 7750 YTL'lik geliri paylaştırırsanız, bu açıkça görülür. AVL miras paylaşımındaki ORANLARLA ilgili MATEMATİKSEL bir düzenlemedir. Miras paylaşımı sonucunda elde edilen hakların YERLERİ ile ilgili bir durum değildir. İslam Hukukuna göre, AVL gerektirmeyen durumlarda da satış seeçeneğine başvurulabilir. Buradan da, satışın AVL olarak nitelendirilemeyeceği açıkça görülebilir. Mesela, 2 oğlundan başka hiçbir mirasçısı bulunmayan bir babanın, malını iki oğluna miras bırakması durumunda da, bu iki çocuk, paylaşım sonucunda kendilerine düşen payın "yerini" beğenmeyebilir. Uzlaşma için satış yoluna gidilebilir. Satış AVL değildir. Aksi takdirde, normal şartlarda AVL gerektirmeyen bir miras paylaşımının, satış üzerine AVL gerektiren bir duruma dönüştüğünü iddia etmek gibi bir mantık dışılıkla karşılaşırsınız. Kuran'da bariz bir Matematik hatası vardır. Bu hatanın bir faili bulunmaktadır. 1. Kuran Allah kelamı ise, hatanın faili Allah'tır. Bu durumda, "mükemmeliyet atfedilen Allah"ın mükemmeliyetten uzak olduğu, matematik bile bilmediği ortaya çıkar. 2. Yok Allah mükemmeldir, eksiklikten münezzehtir diyorsanız, bu durumda Kuran'daki hatanın faili Muhammed'tir. Yani Kuran Allah kelamı değildir. Saygılar.
-
Doğa Kanunları ve Sistem
Endişe etmeyin benim anlama kabiliyetim iyidir. Yukarıdaki sözünüzden ve aşağıdaki şu sözünüzden; Kuran'ı baştan sona değil, parça parça okuduğunuz anlaşılıyor. Zira insan hergün sadece "bir sure, birkaç sure" okuyabilir. Sizden de ricam: KURAN'I KENDİ DİLİNİZDE BAŞTAN SONA YENİDEN OKUYUNUZ. (nancınıza göre, "Kur'an okumak bir ibadettir", ben istediğim için okumak istemiyorsanız, bu ibadeti düşünerek okuyunuz) "Biraz oradan, biraz buradan okudum. Çeşirli tarihlerde, çeşitli sureleri okumuştum. hepsini birlikte düşünürsek, hepsini okumuş sayılırım." demeyiniz. * sardunyam'a Kuran okuma tecrübesiyle ilgili olarak sorduğum sorulara siz de cevap verebilirsiniz * Sizinle veya sardunyam ile okudunuz okumadınız tartışmasına girmek değil amacım. Sadce rica ediyorum: KURAN'I KENDİ DİLİNİZDE BAŞTAN SONA OKUYUNUZ. Saygılar.
-
Doğa Kanunları ve Sistem
İfadenize ve dürüstlüğünüze güveniyorum. Buna dayanarak, bazı sorular sormak istiyorum. Öncelikle şekle ilişkin sorularımı sorayım: 1. Şu tespite katılıyormusunuz: Kuran'da akıcılık yoktur. Konu bütünlüğü yoktur. Daldan dala atlama çoktur. Tekrarlar çok fazladır. Şimdi içeriğe ilişkin orularımı sorayım: 2. Kitabın bütünlüğü içinde, kavgacı üslup dikkatinizi çekti mi? 3. Kitapdaki nefret, tehdit, hakaret dolu üslup dikkatinizi çekti mi? 4. Bazı hikayeler (Lut, Musa, İbrahim, Şeytan'ın Kovulması, Semud Kavmi vs.) onlarca kez tekrar edilirken, bazı hikayelerin "eksikliği" dikkatinizi çekti mi? Mesea Eykeliler kimmiş na'apmışlar? Mesela Tübba halkı, Ress halkı na'apmış? Neden o hikayeler bir kez olsun anlatılmamış? Hiç dikkatinizi çektimi? Yüzlerce soru sorabilirim. Bu foruma açtığım ve katıldığım başlaıklarda var bazıları. Sizden ricam: KURAN'I KENDİ DİLİNİZDE BAŞTAN SONA YENİDEN OKUYUNUZ. "Birşey düşünüyordum Tarık Suresini okudum, hayran oldum, başka bir gün aklıma başka birşey geldi, başka bir sure okudum, mest oldum." şeklindeki okumalarda, söylediğim bütünlüğü yakalamak güçtür. "Biraz oradan, biraz buradan okudum. Çeşirli tarihlerde, çeşitli sureleri okumuştum. hepsini birlikte düşünürsek, hepsini okumuş sayılırım." demeyin. Saygılar.
-
Doğa Kanunları ve Sistem
Sevgili sardunyam, Bu başlığa çok aktif aktılmıyordum, senin sorun üzerine katıldım. O nedenle kendi tecrübemi ifşa ettim. Sen yukarıdaki soruya içtenlikle cevap verebilirsen sevinirim. Bu bir inanma - inanmama sorusu değil. İslamiyetin herhangi bir şeyine eleştiri falan yok. Fikir tartışmasına girmeyi gerektirecek bir durum yok. Araştırma gerektirecek bir durum da yok. O nedenle rahatça cevaplayabilirsiniz. Dini foruma katılan diğer arkadaşlardan da samimi yanıtlar bekliyorum. Saygılar.
-
GeceKuşu
GeceKuşu ayrıldı mı? Yüztüze tanışmamış olsak da, çok özleyeceğim seni Sevgili GeceKuşu.
-
Doğa Kanunları ve Sistem
Öyle yapmadığım, dürüstçe cevaplar gelmeye devam ettiği sürece göreceğiz. Sizin yazınız bile benim iddiamı doğruluyor. Bu düşüncenin kaynağı nedir? Kuran okumak sizin inancınıza göre sevap değil mi? Hepsini birarada, kendi dilinizde anlayarak okumanın, ne sakıncası olabilir ki? Bunu yasaklayan bir dini hüküm var mı? Gördünüz mü Aslan Bey? Ben ne demişim yazarken: "Biraz oradan, biraz buradan okudum. Çeşirli tarihlerde, çeşitli sureleri okumuştum. hepsini birlikte düşünürsek, hepsini okumuş sayılırım." demeyin. Benim sorum çok basit: Bu kitabı, baştan sona kendi dilinizde okudunuz mu? Cevabınızdan, sizin Kuran'ı baştan sona okumadığınız, parça parça okuduğunuz anlaşılıyor. Size de teşekkür ediyorum cevap verdiğiniz için. Sizden rica ediyorum: KURAN'I KENDİ DİLİNİZDE BAŞTAN SONA OKUYUNUZ. Bunu yasaklayan bir dini hüküm yok. Fetva da yok.Lütfen okuyunuz. Biliyorum konu bütünlüğünden uzak, kaıcılıktan yoksun, daldan dala konan, bıktırıcı tekrarları olan bir kitabı okumak çok zor bir iş. İşkence gibi. Ama sabredip, okuyun, bitirin lütfen. Saygılar.
-
Doğa Kanunları ve Sistem
Sizin okuduğunuza inanıyorum. Zira söylediğim "değişim/gelişim" gözlemleniyor sizde. Dürüstçe cevap verdiğiniz için teşekkürler. Dediğim şey bu zaten sevgili boşig: Kuran'ı okuduktan sonra, vahy diye bişeyin olmadığını; Tanrı'nın (varsa eğer) Muhammed ile iletişime geçmediğini; Kuran'ın "Muhammed'in inandığı, anladığı kadarı ile Tanrı'yı tanımlama" çalışmasından ibaret olduğunu; Bu nedenle, en son, en mükemmel, en harikulade din kitabı olmadığını; Muhammed'in tanımlama çabası sırasında, zamanının yanlış ve eksik bilgilerini kullanmasının doğal olduğunu; bu nedenle Kuran'daki çelişkilerin ve yanlışların olmasının normal olduğunu; görmeye başlıyorsunuz. ** Kuran'ı baştan sona okumaya cesaret ettiğin için ve soruya dürüstçe cevap verdiğin için teşekkür ederim yeniden. Sevgiler, saygılar.
-
Doğa Kanunları ve Sistem
Sevgili çiçeğim, İlk yazım çok uzun olmasın diye kestim, devam ediyorum dinsizleşme sürecimi anlatmaya. Kuran okumak zaten Kuran'a ve İslam'a olan inancımı sarstı. Üniversiteden beri yurtdışında çalıştığım için, ailemden hep uzak oldum. Her telefon görüşmemizde, annem istisnasız olarak şu duayı yaptı: "Allah bu telefonu icat edeni, cennetinin baş köşesine oturtsun." Marconi ve Graham Bell'i düşünüyorum, Nokia şirketini düşünüyorum, Anadolu'nun bir köşesinde yaşayan, kendini hiç tanımayan bir insandan dua almalarını düşünüyorum. Kafirlik, müslümanlık aklıma geliyor. Cennete, cehenneme kimler gidecek sorusu aklıma geliyor. Sonra msn girdi hayatımıza. Görüntülü görüşme dönemi başladı. Kardeşim evine bilgisayar aldı. Artık görüntülü konuşuyoruz. Bu sefer annem istisnasız olarak şu duayı yapmaya başladı: "Allah bu bilgisayarı, bu interneti icat edeni, cennetinin baş köşesine oturtsun" Bill Gates'i düşünüyorum, interneti var eden insanları düşünüyorum. Anadolu'nun bir köşesinde yaşayan, kendini hiç tanımayan bir insandan dua almalarını düşünüyorum. Kafirlik, müslümanlık aklıma geliyor. Cennete, cehenneme kimler gidecek sorusu aklıma geliyor. Bir kez anneme takıldım "İnterneti icat edenler müslüman değillermiş anne, cennete gidemezlermiş" dedim. Annem "Bilgisayarı, interneti icat etmişler ya, bizim gibi herkesi herkesle dünyanın öbür ucundan görüşmelerini, hasret gidermelerini sağlıyorlar ya, bundan iyi müslümanlık mı olur?" Annemin müslümanlık olarak tanımladığı şey "insana hizmet, insanlığa hizmet". İnsana, insanlığa hizmet etmeye müslümanlık adını vermiş. ** Herneyse. Böyle birsürü olay, anı var. Bunların etkisi oldu dinsizleşşmemde. Mısır, Sümer, Babil, Maya, Antik Yunan tarihini falan da okuyunca, bilgilerim zenginleşti. Ama vurucu darbeyi, son darbeyi Kuran yaptı. Noktayı Kuran koydu. Bütün hayat tecrübeme ve edindiğim bilgilere bakınca, Kuran'daki sevgisizlik, nefret, tehdit, hakaret dolu üslup çekilmez bir hal aldı. Dinsizleşmem böyle böyle birike birike oldu sevgili çiçeğim. Sevgi ve saygılarımla.
-
Doğa Kanunları ve Sistem
Sevgili çiçeğim, İnkar demiyelim isterseniz. İnkar "olan" birşeyi kabul etmemektir, inatçılıktır. Halbuki benim ve birçok dinsizin durumu, illizyonun etkisinden kurtulmaktır. Evet bir zamanlar müslümandım. Dinsizleşme uzun bir süreçtir. Tek bir etkeni yoktur. Birsürü etkeni vardır. Benim dinsizleşmemde rol oynamayan şeyler ise, isyan ve kibir. İnandığım dönemde, isyan etmemi gerekktiren birşey olmadı. kendimi veya hiçkimseyi ilahlaştırma gibi bir eğilimim olmadığı için, kibirlenmedim de. Çünkü insan çok hem çok güçlü, hem de çok kırılgan bir varlıktır. Bugün güçlü olan, yarın güçsüz olabilir. Yani dilimizde bunun kullanılan şekli, "ne oldum değil, ne olacağım demeli". hayata bakışım bu olduğu için, kibrim de olmadı. Esasen bu foruma katılıncaya kadar, ben bu mucizeler üzerinde pek durmamıştım. Yani bu mucize olarak adlandırılan şeylerin benim dinsizleşmemde etkisi olmadı. Öğrencilik dönemimde dini tartışmalara katıldım. Ben o tartışmalarda, islam'ın yüce, güzel, harikulade, en son, en mükemmel olduğunu savunan bir kişiydim. Ama o tartışmalarda hiç ateist yoktu. Genelde inananlar arası tartışmalardı. O tartışmalar sırasında farkettiğim birşey oldu: Ne ben, nede diğer inanan arkadaşlarım, hiçbirimiz Kuran'ı tamamen okumamıştık. Ve ben Kuran'ı okumaya karar verdim. Benim dinsizleşmem de Kuran okumakla başladı. Tek tek ayetleri veya sureleri okuyunca, insan çelişkileri göremiyor. Ama Kuran'ın tümünü okuyunca, "Ama ama, başka bir surede bunun tam aksini söyleyen birşey okumuştum" diyorsunuz. Hatırlıyorsunuz çünkü. Hala okumaktasınız, bilgileriniz taze. Şunu herkese öncelikle söyleyeyim, özellikle Müslüman arkadaşlara. Kendinize bir sorun "Kuran'ı baştan sona kendi dilimde hiç okudum mu?" Ve kendinize dürüstçe cevap verin lütfen. "Biraz oradan, biraz buradan okudum. Çeşirli tarihlerde, çeşitli sureleri okumuştum. hepsini birlikte düşünürsek, hepsini okumuş sayılırım." demeyin. Soru basit: Baştan sona kendi dilinizde okudunuz mu? Tutup bazen 500-600 sayfalık romanları, 2-3 günde bitiriyorsunuz, konu akıcı ve heyacanlı ise. Bu sizin en çok değer verdiğiniz kitap. Bu kitabı, baştan sona kendi dilinizde okudunuz mu? Dürüst olun kendinize ve inandığınız Allah'a. Kuran'ı baştan sona okumuş olan az insan çıkar. (Hafızları saymıyorum, zira onlar dili anlamadan okuyorlar) Bir dinsiz olarak, ne kadar ironik görünse de, müslümanlara tavsiyem şudur: KURAN'I KENDİ DİLİNİZDE BAŞTAN SONA OKUYUN ARKADAŞLAR. Ama önceden uyarayım, Kuran okuması zor bir kitaptır. Akıcılığı yoktur. Konu bütünlüğü yoktur. Daldan dala atlama çoktur. Tekrarlar bunaltıcı derecededir. Ama sabredin okuyun lütfen. Bitirin. Ve iddiam şu: Birinci okuma sonunda, kafasında yaşattığı "Ulvi, Yüce Kuran" kavramı sarsılmayacak tek bir insan tanımadım daha. İkinci kez okumak, işkence gibidir. Tekrarlar, daldan dala atlamalar, akıcılıktan uzaklık sizi o kadar sıkmaya başar ki, bazen tembellik yapıp, "ya burayı okumuştum zaten atlasam mı acaba" gibi dürtüler ortaya çıkar. Dürtülere yenilmeyin. Atlamadan ikinci kez okuyun. Kitabı ilk okumanız sırasında ilk ayetlerde dikkatinizi çekmeyen şeyler, ikinci okumada dikkatinizi çekmeye başlar. Zira, Kuran'ı tamamen okuduğunuz için, belli belirsiz de olsa hala herşey hafızanızda olduğu için, ilk okumada farketmediğiniz şeyleri Kuran'ın bütünlüğü çerçevesinde farketmeye başlarsınız. Eğer dinsiz kalmak sizi ürkütüyorsa, hiç bu işe girişmeyin. Kafanızda "ulvi, yüce, harikulade Kuran" imajı bırakın yaşasın. Yok "ben dinim, kitabım neymiş döğrenmek istiyorum" diyorsanız, rica ediyorum, sabredin ve Kuran'ı kendi dilinizde baştan sona okuyun. Saygı ve sevgilerimle.
-
En ünlü ateist: Artık Tanrı'ya inanıyorum
Rüzgarı Allah göndermez. Rüzgar, ısı farklarının basınç farkı yaratması sonucu oluşan hava hareketidir. Yapay rüzgar yapılabilir. "Allah rüzgar gönderir" dersen, Biz de sana "Yapay rüzgar yapan insan, bu eylemi ile, Allah'ın iradesini, dolayısı ile Allah'ı kontrol altına almış mı olur?" diye sorarız. Bulutlardaki su moleküllerini soğutup, doygunluk noktasına eriştiren Yağmur Bombası kullanılıyor zaten. Yağmur Bombası ile insan Allah'a "yağdır bakalım şurdan bir yağmur" diye talimat verecek noktaya mı geldi? Vazgeçin bu Muhammed'in masallardan, onun masallarına inanacak olursanız, inandığınız Allah'ı insanın elinde bir kuklaya çevirirsiniz. İlla birşeye inanma ihtiyacı içindeyseniz, Deist ( bir Yaratıcı olduğuna inanmak, ama herhangi bir dine mensup olmamak) inanca sahip olmak daha savunulabilir bir durum. En azından, inandığınız Yaratıcıyı kukla etmemiş olursunuz. Ona, megaloman, kinci, tuzakçı, vs. gibi sıfatlarla hakaret etmemiş olursunuz. *** Mucizeler konusunda bir başlık var. Orayı okuyuver. Saygılar.
-
mehdi ve deccal?
Yunan mitolojisinin kırıntılarını öğrenmiş. Bugün, Asyalı Yunanlılara "Rum" diyoruz, "Roma" kelimesinden dolayı. Muhammed bugün İsrail-Filistin-Lübnan-Suriye olan yere gittiğinde oralar boş değildi. Doğu Roma idi, Rum diyarı idi. Bu vikipedia'da yeralan, 550 yılında Doğu Roma İmparatorluğunu (Bizans) gösteren harita. İmparatorluk ikiye ayrıldıktan sonra, Bizans olarak tanıdığımız Doğu Roma "Yunanlılaşmıştır" dil ve kültür itibarı ile. Yani Büyük İskender ile zirvesine ulaşan Yunan Kültürünün doğuya açılımı, Roma ve Doğu Roma İmparatorluğu zamanında iyice yerleşmiştir. 550 yakın mı senin peygamberinin yaşadığı zamana? Doğu Roma ne zaman yıkıldı? Bu tarihten yaklaşık 1000 yıl sonra! İletişimin bugünkü gibi olmadığı bir zamanda kültür uzun süre korunur. Tarihçiler der ki, Anadoluya traktör girinceye kadar "Hititliler nasıl tarım yaptılarsa, 1950'lerde başlayan traktörlerinn yaygınlaşma zamanına kadar, Anadolu insanı aynı Hitililer gibi tarım yapmayı sürdürdü" * Ben sana bir kaç örnek anlatayım. Roma devleti yıkıldıktan sonra bile kaç yüzyıl yaşamış o kültür kendin gör. Dedemin tarlasında birkaç badem ağacı vardı. Onlardan yemek istediğimde "Onlar bizim değil, falanca'nın" dedi. Ben dumur vaziyetteyim. Çünkü Öyle birşey duymamışım hayatımda. Tarla dedemin, ama üstündeki ağaçlar başkasının !! Üniversitedeyken, bu konuyu arkadaşlara anlattım. İslamcı olanlar, İslam Hukukuna ait bir şey değil dediler. Daha sonra Hukuk'ta okuyan bir arkadaşa bu hikayeyi anlattım. O dedi ki: "Deden halen Roma Hukukuna göre yaşıyor! Zira Roma hukukuna göre, tarla satılsa dahi, satıcı tarafından o tarlaya dikilmiş olan ağaçlar, satıcıda kalıyormuş!" Yıl 1980'ler. Roma tarihten çekileli çoooook uzun süre geçmiş. Dedem okuma yazma bilmeyen, Roma'nın adını bile duymamış bir adam. Ama, halen Roma Hukukuna ait kültürel kırıntılar yaşıyor! Kaç asır kalabilmiş Roma/Rum/Yunan etkisi? * Bir başka yaşayan Roma Hukuku etkiside de "boşanan" kadınların eşlerinin mal varlığından 1/4 pay alması işidir. Eski nineler hayat hikayelerini anlatırken, (kayıtsız tarih olduklarından, onlarla sohbeti severdim) "şu arsa da falancadan boşandığımda aldığım 1/4'lük hakkım" derlerdi. Ben bunu İslam hukuku sandım ortaokul, lise çağlarındayken. Üniversitedeyken bu konuyu da sordum muhabbet ortamında arkadaşlarıma. İslam Hukukuna göre "mirasbırakanın eşi, mirasbırakanın çocuğu yoksa, 1/4 pay alır, çocuğu varsa 1/8 alır" dediler İslamcı arkadaşlar. Ama ben hiç 1/8 sözünü duymadım. Ayrıca ortada çocuk varken ayrılmalarına rağmen kadınlar 1/4 almışlar (Çünkü bu konuyu arkadaşlara sorduktan sonra, çocuk varmıydı, yok muydu işini sordum. Bazısında var, bazısında yoktu. Ama oran değişmiyordu. Eş çocuklu olarak da ayrılsa, çocuksuz olarak da ayrılsa, hakkı 1/4 idi.) Bu da Roma Hukukundan kalma imiş. Roma Hukuku böyle öngörüyormuş. * Bir defasında da, şöyle ilginç bir anı yaşadım. Dedemin baba bir, ana ayrı bir kız kardeşi vardı. Nedendir bilmem o dönemde insanların çok kardeşi yokmuş. Belki salgın hastalık dönemiydi. Belki başka birşeydi bilemem. Dedemin annesi o küçükken ölmüş. O da yeniden evlenmiş. Babaları ve anneleri (dedemin üvey, annemin halası olduğu için, bizim de hala dediğimiz, dedimin kızkardeşinin öz annesi ile dedemin babası 1 hafta arayla ölmüşler) ölünce, mallar yarı yarıya paylaşmışlar. (Başka üvey vs. kardeşleri yokmuş) Benim de Kuran'a merak saldığım sıralar. Halama takılıyorum. "Hala, Kuran'a göre dedemin senin iki katın mal alması gerekiyormuş, sen yarısını almışsın, bizim olması gerekenleri de almışsın. Senin kıldığın namazı kabul etmez bence Allah" diyorum. Halam "Hadi ordan, sen eski yazıyı bile bilmiyorsun, Kuran'ı nereden bileceksin. Ata evladını ayırmazken, Allah mı ayıracak" diyor. Ben bu kez "Hala bana inanmıyorsan, imama sor, o da öyle diyecek" diyorum. Halam bu kez, biraz da sinirleniyor "O imamın malı çoksa, size versin." diyor. Kaç asır kalabilmiş Roma/Rum/Yunan etkisi? Bugün modern iletişim araçları bilgi alışverişini hızlandırdığı için çok şey çabuk değişiyor. Ama yüzyıllarca, birçok şey değişmeden kalabilmişti, teknoloji devriminden önce. Saygılar.
-
Ayna,ayna söyle bana.
Bizce de öyle de, Kuran'ın Allah'ının bundan haberi yok Zira şöyle demiş: Enbiya-98 Gerçekten siz de, Allah'ın dışında taptıklarınız da cehennemin odunusunuz, siz ona varacaksınız. Saygılar.
-
mehdi ve deccal?
Büyük İskender turistik geizye mi çıkmıştı Ortadoğu'ya? Orda birkaç gün kalıp döndü mü? Yoksa oralara kültürünü, insanlarını da götürüp, kendisi öldükten sonra uzun süre ayakta kalacak devletçikler mi kuruldu? Muhammed köyünden dışarı çıkmayan bir adam mıydı? Yunan uygarlığının yayılmış olduğu Doğu Akdeniz'e hiç gitmemiş mi? *** O Allah'ına dua et de sana da buraya koyduğun uyduruk masaldaki "iki kasin arasinda tek gözlü olan çocuk " ile senin dini masallarında geçen "sağ gözü kör birisi"ni ayırmayı başarabil! Alıntı yaparken sen de bir gramlık düşünemediğine göre, sen de Ortadaki tek gözü neye dayanarak bilemeyiz sol göz saymışsın, olmayan ikinci gözü neye dayanarak yine bilemeyiz sağ göz saymışsın ve olmayan ve sağ saydığın gözü de kör saymışsın! Saygılar.
-
Ayna,ayna söyle bana.
Sevgili katakuta, Heykel örneğini bilerek verdim. Kuran'ın Allah'ı cansız taşları da cehenneme atıyor da. Merak ettim yani. Onlar hangi imtihandan çakmışlar. Kendilerinin ilah yerine konduğundan, kendilerine tapınıldığından haberleri bile yok yani. Buna rağmen Kuran2ın Allah'ın o cansız taşlara duyulan sevgi ve saygıyı dahi kıskanıp, onlardan intikam alıyor Senin örneğin de güzel. Örneğin ben, ulaşamayacağım bir kıza aşık olsam, aşkımdan delirsem, Sen benim ilahımsın desem, resimlerine assam her yere. Tek düşüncem o olsa. Kuran'ın Allah'ı benle birlikte o kızı da mı cehenneme atacak? Benden haberi bile yok kızın! Tut ki, kız da dinibütün müslüman çıksın, komediye bak şimdi Saygılar.
-
Doğa Kanunları ve Sistem
boşig'ciim seni beğeniyorum, takdir ediyorum da, şu Muhammed'i kurtarma çabanı gereksiz görüyorum. Bu arada, yorumlarına müslüman kardeşlerimiz ne diyecekler merak da etmiyor değilim. * Mirac iddiası tek kaynağa sahiptir. Muhammed. Yani Senin Vahdet-i Vücutçu anlayışın yok Muhammed'de. Bunu sözlerinden anlıyoruz. Göğün katmanlarına yükselmek, Cebrail'in buradan öteye geçemem demesi falan, burak'a, refref'e binmek hep ona atfedilen ifadeler. * "Bence bunlar birer nitelemedir hep" demişsin de, Mesela "ay'ın yarılması işini" nasıl yorumluyorsun? Saygılar.
-
Ayna,ayna söyle bana.
************************* Tamam odun olmuşlar da, suçları neymiş bu cansız heykelciklerin? Saygılar.
-
Doğa Kanunları ve Sistem
Bu sözleri sevdim Zira bu sözler insanın mucize masallarına olan inancını sorgulamasına vesile olur belki. "Allah kendi koyduğu kuralları yıkmamıştır..Sünnetullah değişmez..." diyorsunuz, sonra; "Allah ayı ikiye ayırmış, sonra birleştirmiş" diyorsunuz! "Musa asasını denize vurmuş, denizi yarmış" diyorsunuz! "Musa asasını yere atmış, yılan olmuş, diğer sihirbazlar ait olan yılan görünümlü asaları yutmuş" diyorsunuz! "Kraliçe Belkıs, tahtıyla bile uçmuş gelmiş Süleymanın yanına konmuş" diyorsunuz! "Muhammed, Mirac mucizesi yaşadı, Allah katına çıktı, Allah'la konuştu" diyorsunuz! Eee? Değişmeyen sünnetullah nerde? *** Bu arada örnek verirken kullandığım Miraç işi yine Allah'ın mekanını aklıma getirdi Semavi dinler gök cisimlerine tapınmaya dayalı putperest köklere sahip olduğu için için öyle düşünmüşler heralde... Neyse... Bizi ilgilendirmez... İneğe tapanlar da bize komik geliyor ama, bize karışmadıkları sürece bizi ilgilendirmez.. Saygılar.
-
Ayna,ayna söyle bana.
O heykelcikler de çakmışlar mı sınavdan, o nedenle mi cehennemdeler? Saygılar.
-
Ayna,ayna söyle bana.
Sevgili katakuta, bu başlığın için ikinci bir teşekkürü hakettin. Zira, daha önce farketmediğim birşeyi farketmemi sağladı. Tartışmanın, bilgi paylaşmaın güzelliği de burada zaten. Şimdi müslüman arkadaşlara soralım bakalım: İnsan dünyaya imtihan için geldi diyorsunuz. İslam'daki imtihan mevzusunun neden tiyatrodan başka birşey OLABİLEMEYECEĞİNİ başka yazılarımızda yazdık. Konumuz şimdi imtihanı tartışmak değil. Bütün çelişkilerine rağmen imtihanın olduğunu varsayalım. Biz dinsiziz, kafiriz. Cehnennemi hakettik diyelim. (Buna "varsayım" deniyor, anlamayanlar için) Bir başkası, putunu kendi yapıp, kendi tapıyor. Hadi insan "Allah'a duyduğu inanç ve inançsızlıktan dolayı" cehenneme gidiyor. Buna da bişey demiyelim. Naapalım kural öyleymiş diyelim. Peki kardeşim, cansız bir heykelcik neden cehenneme gönderilir? O cansız heykelcik de mi çakmış imtahandan? Saygılar.
-
Ayna,ayna söyle bana.
Kuran'ın Allah'ı ne yaptığını biliyor mu da katakutacığım Bir taraftan demokrat, diğer ilahlara yaşama hakkı tanıyor "iyi olan kazansın" diyor. Öbür taraftan despot, "diğer ilahlara oy atanları cehennemde kebap yapıcam" diyor. Bir taraftan Şeytan'a "git tamam kendi seçim kampanyanı düzenle, serbestsin" diyor. Diğer taraftan "sana oy verenleri ve seni yakıcam" diyor. Bir taraftan "ben dilemezsem, yaprak bile kıpırdamaz" diyor. Öbür taraftan "imtahandasınız" diyor. Bu Allah'ın bütün eylemleri çelişkili yani. Kafası fazla karışık Yoksa kafası karışık olan, kendi düşüncelerini "Allah'tandır" diye yutturan başka birisi mi Saygılar.
-
En ünlü ateist: Artık Tanrı'ya inanıyorum
OLABİLİR de OLMAYABİLİR de. BİLİNEMEZ. Beni de alıntılayın, BrainSlapper "OLABİLİR" dedi diye OLABİLİR cevabını, "ne şiş yansın, ne kebab yansın" yaklaşımı ile söylemiyorum. Basitçe BİLİNEMEZ olduğu için söylüyorum. OLABİLİRSE de semavi/göksel/gezegen tapınımına dayanan dinlerin, megolaman, güç düşkünü, kendine güvensiz Arap Şehyi karaterli ilahı gibi olmaz. Saygılar.
-
mehdi ve deccal?
Demek Pakistan'da bu kadar şey oluyor, kimsenin haberi yok, Ne Türk basınının ne Dünya basınının? Hayret doğrusu. Yunan mitolojisindeki Cyclop efsanelerinden araklanmış Deccal masalına daha ne kadar inanacaksınız acaba? Masal deyince de kızıyorlar! Biz ilkokulda okurken bu masalın Türkçe versiyonunu da koymuşlardı ders kitaplarına Tepegöz namıyla. *** ********************* Bu masaldaki cyclop ile dini masallardaki bir gözü kör adam arasındaki farkı farkedememeyecek kadar zeki, ama alim olmuş demek ki Yeni masaldaki "iki kasin arasinda tek gözlü olan çocuğu ", "sağ gözü kör birisine" betzetmeyi hangi IQ ile başarmış? Ortadaki tek gözü nasıl sol göz saymış, olmayan ikinci gözü neye göre sağ göz saymış ve olmayan ve sağ saydığı gözü neye göre kör saymış? Bu masalı uyduran şahıs, biraz daha uğraşsın, yeteneğini geliştirsin, bu şekilde masal yazarlağığından ekmek yemesi zor Saygılar.
-
kaza ve kader
Sevgili TARAFSIZ'ın seveceği ifadeler Ben de seviyorum bu tanı mı "Allah'ın dilemesi ve yaratması sözkonusu olmadan kâinatta hiçbir olay meydana gelmez" dedikten sonra, imtihan olayının anlamsızlığını söylemeye gerek var mı bilemiyorum. "Allah'ın dilemesi ve yaratması sözkonusu olmadan kâinatta hiçbir olay meydana gelmez" zihniyetinden hareketle, insanların bazı eylemlerini değerlendirelim bakalım, karşımıza ne komiklikler çıkacak Katil: Ben böyle bişey yapmak istedmedim, ama Allah öyle yapmamı diledi, bende suç yok. Ben, benim için Allah'ın dilediği faaiyeti yapıyorum. Tecavüzcü: Ben böyle bişey yapmak istedmedim, ama Allah öyle yapmamı diledi, bende suç yok. Ben, benim için Allah'ın dilediği faaiyeti yapıyorum. Dolandırıcı: Ben böyle bişey yapmak istedmedim, ama Allah öyle yapmamı diledi, bende suç yok. Ben, benim için Allah'ın dilediği faaiyeti yapıyorum. Kapkaççı: Ben böyle bişey yapmak istedmedim, ama Allah öyle yapmamı diledi, bende suç yok. Ben, benim için Allah'ın dilediği faaiyeti yapıyorum. Adolf Hitler: Ben böyle bişey yapmak istedmedim, ama Allah öyle yapmamı diledi, bende suç yok. Ben, benim için Allah'ın dilediği faaiyeti yapıyorum. Stalin: Ben böyle bişey yapmak istedmedim, ama Allah öyle yapmamı diledi, bende suç yok. Ben, benim için Allah'ın dilediği faaiyeti yapıyorum. vs. vs. KADER inancı ile İMTAHAN olgusunun 180 derece zıt şeyler olduğunu gherkesin anlaması dileğiyle... Saygılar.