Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

BrainSlapper

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    2.691
  • Katılım

  • Son Ziyaret

BrainSlapper tarafından postalanan herşey

  1. İslam'ın pozitif bilimine örnek: 13. yüzyılda bir İslam alimince yazılmış ve Osmanlıların Arapça'dan Osmanlıcaya çevirttiği bilimsel (!) bir kitaptaki Dünya tasviri. Dünya tepsi gibi ve öküzün öküzün üstünde duruyor. Tepsi'nin çevresi Kaf dağları ile çevrili. Öküz bir balığın üstünde, balık ise meleğin üstünde duruyor. Melek nerde duruyor bilemiyoruz, orayı merak etmezler, ne de olsa müslümanlar soru sormazlar diye düşünmüş olmalı yazar Zekeriya Kazvini, bu "Yaratışıl Harikaları" adını verdiği eserinde. (Google'dan arama yapacak olanlar "Zakariya Qazwini" şeklinde yazsınlar adamın adını) (Tepsi, öküzün kafasında o şekilde dikey durmuyor esasen, resim ve perspektif anlayışı olmadığı için, minyatür satantının azizliğine uğramış grafik.. Tepsi öküzün kafasında düz/yatay olarak duruyor normalde.) Saygılar.
  2. Böyle masallara inanıyomusun hala? Peki Kanal/Filistin Cephesine ne diyeceksin? Peki Hicaz Cephesine Ne diyeceksin? Peki Kafkasya Cephesine ne diyeceksin? Peki Galiçya Cephesine Ne diyeceksin? Peki Basra Cephesine Ne diyeceksin? Ordakiler namazı mı unutmuşlar? Peki Türk ordusunun 15 senedir PKK'yı bitirememesine ne diyeceksin, Marksist ve Irkçı PKK'yı? Onlara da mı melekler yardım ediyor? Bak güzel kardeşim: Savunmada olan ve gerilla savaşı, terör savaşı verenler sayıca üstün çok büyük güçleri durdurabilirler. Bunun melek ordusuyla falan alakası yok. Davana inanırsın, kazanacağına inanırsın, kendi kendini gazlarsın, buna denir iman gücü diye. Yoksa melek ordusu falan gelmez. Yada insan yaşamının değeri olmaz senin için, karşı tarafı ardı arkası kesilmeyen insan gücü ile bunaltırsın. Amerika Vietnam'ı veya Irak'ı yenemediği için mi, yoksa, kendi insanının canı tatlı oldğu için, insanları ölüme gödermek kolay olmadığı için mi, kendi değerleri ile çelişkisini kaldıramadığı için mi kaybetti? Melek ordusu geldi dersen, Bedir savaşına geldiler denen 100 kişilik melek ordusu + 300 kişilik medine ordusu 900 + kafirle, (onların da çoğunluğu kervan kafilesi olan adamlar, savaş için eğitilmemiş adamlar) ancak mı başedebildiler sorusuyla karşılaşırsın. Her geçen gün, Muhammed'in sahte peygamber olduğunu düşünüp başka dine geçen veya, zaten peygberlik gibi bir iddanın temelden yanlış olduğunu gören insanlar daha çok. Müslümanlığa geçenlerin kimse gırtlağını kesmiyor. Ama müslümanlıktan başka dinlere geçenlerin veya dinsizliği seçenlerin gırtlaklarını kesen ve kesmeye hazır milyonlarca müslüman var. En sonuncusunu Malatya'da gördük. Bu ******* ***** dini bir şekilde bitmeli. Bu zehirden insanlarımız kurtulmalı, dünya kurtulmalı. Muhammed Allahın elçisidir şartlanmışlığına da son verin. Varsa eğer bir Tanrı, o Tanrı'nın, elçi yapmak için, bula bula sevgi ve ilgi açlığı çeken, yağmacılığı yasallaştıran, çocuklarla evlenmeye örneklik yapan, öz evladı ile evlatlığını ayırdetmeyecek kadar medeni davranan İslam öncesi Arapların bu geleneğine son veren, halüsinasyonlar gören bir adamı bulduğunu ve çelişkilerle dolu, ****** sözlerle dolu bir kitap gönderdiğini iddia etmek Tanrı'ya hakaret etmektir. Bunun farkına varın artık. Ölen bir adamın ben yok oldum diyememesi zaten biriz kanıtımızdır. Yok olduğu için diyemez. İnsan ölünce yok olmaz diyen siz de bir kanıt getiriniz. metafizik ötesi olayları bahane etmeye gerek yok, İslamiyetin yanlış bir din olduğunu Kuran'a bakark da anlamak mümkün. BU FORUMU OKUYAN HERKESTEN KURANI KENDİ DİLLERİNDE BAŞTAN SONA OKUMALARINI RİCA EDİYORUM. Sıkıcı bir kitaptır, akıcılığı yoktur, tekrarlar bıktırır, ama lütfen sabredip bitirin. İslam doğru olsa bile, varsalım ki doğru, bizim tezlerimiz de doğru çıkacak. Allah denen şeyin ne kadar megaloman, gaddar ve işkenceden hoşlanan biri olduğu anlaşılacak. "Vur deyince öldürme, zalimi mazlum etme, kendini zalim etme" diye bir laf var. Cehennemin varlığı bu sözü doğrulayacak. Cennetin varlığı da anlamsız olacak, çünkü sonsuza kadar amaçsız, yarınsız, heyecansız, gelişmesiz yaşamaktan daha sıkıcı ne olabilir ki? Mesela cennetlik biri 9999999999999999999999999999999999999999999999999999999999999999999999999999999 yıl uyumayı seçiyor. Bu kadarcık zamanın sonsuzluk yanında lafı mı olur yani. Hipokrat ve Galen isimlerini duydun mu? Onların yaptığı yanlışların aynısını Kuran'da yapılıyor. Mesela onlar da insanın sperm ve aybaşı hakli kanının karışımından oluştuğunu iddia etmişler. Alak Suresini daha düne kadar bütün mealler, tefsirker "ALLAH İNSANI BİR KAN PIHTISINDAN YARATTI" sözleri vardı. Bunun bilimle çeliştiğini görem meacilerimiz ve tefsircilerimiz çevir kazı yanması metoduna başvurdular. Muhammed'in embriyoloji ile ilgili olarak söylediği her şey, onun zamanının doğru sanılan, yanlış bilgileridir. Hipokrat ve Galen'in görüşlerinin devamıdır. Herşeyin bir zıttının olduğuna ilişkin düşünce Muhammed'in veya Muhammed'in Allah'ının değildir. Dualizm düşüncesi bilinmeyen tarihten bu yana vardır. Aiağıdaki işarete iyice bak, veya bir Güney Kore Cumhuriyeti Bayrağı ile karşılaşırsanl, o bayrağın ortasındaki işarete iyice bak.Yin-Yang.Bu kelimeyi aklından çıkmayacak kadar tekrarla. Dualizm İslam'dan binlerce yıl önce mevcut olan bir düşüncedir. Saygılar.
  3. Büyük islam alimleri Gazali, İmamı Azam falan gibi adamlardır. Din üzerine ilm yapmışlardır. Pozitif bilimleri teşvik etmez islam. İslam ülkelerinde pozitif bilinmlerle uğraşanların hepsi istisnasız olarak zındıklık, kafirlik suçlamasıyla karşılaşmışlardır. O insanlara bugün yani yüzyıllar sıonra İslam sahip çıkmaya kalkmaktadır, çünkü gerici bir din olmadığını ispata çalışmaktadır. Ancak o insanların, zamanında kafir veya zındık telakki edildikleri gerçeğini değiştirmiyor. Yüzyıllar sonra, sırf Orhan pamuk Türkiye'de doğdu yaşadı ve ismi Türkçe diye, bir müslüman yazar Nobel Edebiyat Ödülünü aldı gibi bir iddia seninki. Halbuki Orhan Pamuk dinsiz olduğunu defalarca söyledi. Bilmediğin şeye, "bilmiyorum" demek bir erdemdir, kaçamak cevap değil. Rastlantı mı değil mi, Allah mı yaratmış, Şeytan mı yaratmış, Kurabiye Canavar mı yaratmış bilmiyoruz. Anlayamadığın şeylere gülmek istiyorsan bu senin bileceğin iş. Pusula gömme fantazisi yaparak kendi kendine gülüyorsan bu senin bileceğin iş. Hiç Dağların tepesinden denize bakmayı denedin mi? Denizler sadece ovaların yanında mı? Biraz da buna gül. Çamurlu su örneğini "renkler belirginleşsin" diye, senin gibi insanlar bile anlayabildin diye verdim. Çamur gidince de deniz suyu ile, tanlı sunun birlieştiği bölgeler net olarak gözlemlenebilir. Açık ve koyu mavi. İki su kütlesi karışmıyor gibi görünür. Ancak bu karışımın zaman almasından dolayıdır. Tuz dengesi, yoğunluk dengesi sağlandıkça karışma gerçekleşir. Ancak hem nehir sürekli taze su getirdiği için, hem de deniz susyu akıntılarla sürekli devinim halinde olduğu için, karışma hattında sürekli bir çizgi görünür. İstanbul'da yaşıyorsan, Anadolu Kavağına git, Ceneviz Kalesi var oradadan BHoğaz ile Karadenizin birleşme hattını seyret. Hem kıyıdan taş çatlasa 2 km mi görünürmüş, kilometrelerce deniz mi görünürmüş bunu da anlarsın. Yazdığım yazıları kavramayı bırak, Türkçe anlamakta güçlük çeken insanlarla neden tartışıyorum bilemiyorum. Sabır taşı olsa çatlardı heralde. ne yazmışım bak: Şimdi okuyabiliyormusun? Bu forum o yazılarla dolu. Arama butonu var. Oraya üye adıyla ara kısmına BrainSlapper yaz, hepsine ulaşırsın. Mesela forumu arama denemesine bu soruna cevap bulmak amacıyla başlayabilirsin. Yazdım ben onları. Şuraya tıkla ve ulaş: Link İslamı gerçekten yaşayan Osmanlıymış? Osmanlı Devleti Şeyhülislam kellesi kesen bir devletti. Halifelik makamını 19 yüzyıla kadar, zorda kalıncaya kadar kullanmayan bir devlet idi. Osmanlı devleti, Kafirlerden alınan cizye vergisi azalmasın diye, müslüman olmayı caydıran bir devlet idi. Osmanlı Devleti kendine münhasır bir devletti. Ne tam şeriatçi, ne tam seküler. İnek Suresi var, yaygın adıyla BAKARA Suresi, inek de 2 kromozomlu muymuş? Mesela Fil suresi var, filler 105 kromozomlu muymuş? Fil Cüsseli hayvan, cüssesi büyük olunca, kromozomuda çoktur, belki kiloyladır bu kromozom, araştır balakım. İnsan suresine bakarak insanın 76 kromozomlu olduğunu mu söyleyeceğiz, demekki bilim yanılıyor. Veya Cin suresine bakarak, cinlerle ilgili ilk bilimsel tezi ortaya atabilir misin, "cinler 72 kromozomludur" diye? Veya İhlas Suresine bakarak, Allah'la ilgili bilimsel bir teori gelistirebilir miyiz? İhlas Suresi Allah'la kimliğiyle ilgili ya. Allah 112 kromozomlu diyebilirmiyiz? ** Devam edicem cevaplamaya yazını. Çok uzun oluyor ve okunurluk oranı düşüyor, sen de kısa yaz. Bilgisayar kaçmıyor. (kralx'i andık) Saygılar.
  4. Bularbilirsen yaz tabi ki. memnun oluruz. Ayrıca ismi verilen kişi hakkında ben ne demişim iyice bak. O ismi verilen şahıs Ateizm'den Agnostisizme mi geçmiş diye sordum? Saygılar.
  5. Bak bazen çok güzel şeyler söylüyorsun, bunların dinle bağlantısını da kurabilsen keşke. Benle, Muhammed ile, Allah ile konuşmak/ilgilenmek, aileni, sevdiklerini, işini ihmal etmene gerekçe oluyorsa, bunu yapmamalısın. Yani sevap olan şey, iyilik olan şey, Allah için saatlerce Kuran okumak, namaz kılmak değildir. Sevap olan şey, iyilik olan şey, mesela çocuğunu alıp, parka götürmektir, ona bir dondurma almaktır. Ailenle ilgilen, Muhammed'in sevap dedikleriyle değil, insanların sevap dedikleriyle ilgilen. Daha çok mutlu olacaksın. Varsa bir Allah, seni daha çok sevecek. Saygılar.
  6. Böyle arkadaşları çok seviyorum, ama ülkem adına ve dünya adına üzülüyorum. Bakalım şu jacksparrow'un çok şaşırtıcı cevabına, dilimiz uçuklayacak mı. Sevgili jacksparrow, Ben de bu cevabı bekliyorum senden. Zaten örneğimize varsayımla başladık, diyelim ki Allah ve ve herşeyi o bahşetti bize, teşekkür etmemiz gerekiyor. Benim gelmek istediğim nokta şu: Allah'a teşekkür, En büyük sensin, sen şöyle harikasın, sen böyle harijkasın, şöyle yücesin demek değildir (şehadet kelimesi) Allah'a teşekkür, günde birkaç kez sadece sözlü/ritüel teşekkür seansı düzenlemek değildir, "sana şükrederim, teşekür edreim, sen olmasaydın ben nerelerde kalmıştım" demek değildir. (Namaz) Allah'a şükretmek, 1 ay gündüzleri aç kalıp, geceleri tıkınarak "senin rızanı kazanmak için aç kaldım demek değildir (Oruç) Allah'a şükretmek, Zorunlu kılındığın için, başkalarına sadaka vermek değildir. Allah'a şükretmek Mekke2ye turistik seyahat düzenleyip, Arapları zengin etmek değildir. Allah'a şükretmek "eylemlerle" olmalı, senin de dediğin gibi içten olmalı. Allah'a şükretmek, bilgisayar/internet/telefon gibi şeyler icat edip, insanlara inanılmaz kolaylıklar sağlamak, birbirlerine ve bilgiye kolayca ulaşmalarını sağlamaktır. Eğer bir Tanrı ve Cennet varsa, orayı hakeden, Muhammed değil, Graham Bell'dir, Bill Gates'dir, Google'ı kuranlardır, bilgisyara ve müştemilatını üretenlerdir, insanlara ulaştıranlardır, satanlardır., Programları yazanlardır. Allah'a şükretmek, çamaşır/bulaşık makinesini/elektrik süpürgesini icat etmek, üretmek ve satmaktır. Binlerce insanı elle, belleri, kolları ağrıyarak temizlik yapmaktan kurtarmış, onlara hem sağğlıklarını korumalarına yardım etmişler, hem de, o insanlara en değerli şeyi vermişlerdir, zamanı. Eğer bir Tanrı ve Cennet varsa, orayı hakeden, Muhammed değil, çamaşır/bulaşık makinesini/elektrik süpürgesini icat edenler, üretenler, satanlar, tamir edenler, bakımını yapanlardır. Allah'a şükretmek, sokakları temizleyip, diğer insanların temiz bir ortamda yürümesini sağlamaktır. Otobüs/minibüs şoförlüğü yapıp, insanları sevdiklerine kavuşturmaktır. Eğer bir Tanrı ve Cennet varsa, orayı hakeden, Muhammed değil, sokakları temizleyen çöpçülerdir, insanları sevdiklerine ve gitmek istedikleri yere götüren şoförlerdir, sana yiyecek satan bakkaldır. Yani kısacası, varsa bir Tanrı, o Tanrı'ya şükretmenin yolu m üslüman oldum demek değildir. Görünür, somut işler yapmaktır. İnsanlara faydası dokunmadıktan sonra, kalben inansan ne olur, sözlen inansan ne olur? Faydası var mı diğer insanlara? Dincilik, dinlilik, Allah'a hakarettir. Başka birşey değil. Zira, sözlü de olsa, kalben de olsa inanmak, başkalarının da yararına olacak somut eylemlerle desteklenmedikçe Tanrı'ya teşekkür değil düpedüz kandırmaktır Saygılar.
  7. Müslüman mantığı bu mu? Şu zamanı kullanayım da, sonsuz kara geçeyim, hediyeyi servet yapayım mantığı mı? * Varsayalım verdiğin örnekte haklısın, zamanı Allah sermaye olarak verdi, bizi o yarattı. Varsaydık, örneğin selahiyeti açısından. Allah, yaptığı iyiyliğin sürekli hatırlanmasını isteyen zayıf bir karakterde mi? Bu hakareti mi layık görüyorsun inandığın Tanrı'ya? Sana para veren adama sürekli teşekkür et bakalım, ne diyecek karşılığında? Teşekkür ederim abi. *Estağfurullah önemli değil. Teşekkür ederim abi. *Benim yerimde sen olsaydın, inanıyorum ki sen de aynısını yapardın. Teşekkür ederim abi. *Abartmacanım sen de. Teşekkür ederim abi. *Pişman etme beni, tamam yeter. Teşekkür ederim abi. *Aklından zorun mu var? Teşekkür ederim abi. * (küfür ve defol git başımdan sözleri). Sen birisine para versen, bu iyilik için kaç kez teşekkür duymak istersin? Sürekli mi? Kendine layık görmediğin bu karakter bozukluğunu, herşeyi yarattığına inandığın Tanrı'ya nasıl yakıştırıyorsun? * Ben sana örnek vereyim, madem örnekleri çok seviyorsun. İki çocuğun var. İkisine de belirli bir para verdin. 1.si hiç teşekkür bile etmedi. Gitti bu parayla eğitimini tamamladı. Para kazandı. Babası maddi zorluğa düştüğünde ailesine sahip çıktı, maddi imkanı doğrultusunda zorda kalana yardım ediyor. Ama çocukta garip bir huy var. Ne teşekkür ediyo ne teşekkür istiyor. Sadece yapması gerekeni yapıyor. Laf değil iş yapıyor. Yaptığı işlerle, davranışlarıyla, ailesi için onur kaynağı. 2.si parayı alıyor, hergün 30 kere teşekkür ederim baba/anne diyor. Dersine bile çalışmıyor. Anne/babasına teşekkür metktupları yazmakla uğraşıyor. Özel öğretmen tutmak zorunda kalıyorsunuz. Ama yine de kafası basmıyor, sürekli yeni öğretmen tutuyorsunuz (Allah sürekli peygamber gönderiyomuş ya, öyle yani), ama bu çocukta bir arıza var. Sadece ağzı teşekkür biliyor. Ne işi var, ne aile zor durumda kaldığında yardım edecek gücü. Diğer kardeş anneyi/babayı hastalandığında, hastaneye yatırıyor, gerekirse özel doktorlar getiriyor, bulunamayacak ilaçları bulup getiriyor. 2. oğlan sadece hastaların başında durup annecim annecim ben siz çok seviyorum diyor. Başka bildiği, bararabildiği bişey yok. Hangi çocuğunu daha çok seversin? Hangi çocuğun diğerine benzesin isterdin? Saygılar.
  8. Gönül gözüm kapalı olunca ben göremiyorum. Renklendirip kendi yazını lıntıla, belki görürüm. Ben göremezsem, okuyucular görür. Daha naapsın ali ilmek derler, seni takdir ederler. Saygılar.
  9. Hakkaten güzel filmdi. Ben unutmuşum yazmayı, iyi hatırlattın. Saygılar.
  10. O sureyi biliyoruz zaten. Kuran'ın her suresini biliyoruz. Anlıyoruz da. Sen bize o suredeki Allah tanımınından ne anladığını anlat da, biz neresini yanlış anlıyormuşuz onu görelim. Saygılar.
  11. Benim yazımda rastlantı ifadesi yok. Cevabını bilmediğimiz sorularla karşılaşınca, cevabı biliyormuşuz numarasına yatamayız. Müslüman bilim adamları sandığın adamlar, yaşadıkları dönemde zındıklıkla suçlanmış insanlardır. Yaptıkları çalışmalar da, Antik Yunan, Mısır, Hint ilminin çevirileri üzerine kendi katkılarını yapmışlardır. Çevirme süreci sona erdikten sonra İslam dünyasından zındık bilim adamı bile çıkmamıştır. Sorun anlaşılmıyordu. Soru buysa cevap vereyim. Külli cahil bir köylü bile iki susyun aniden karışmadığını bilir. Bu çok sıradan bir bilgidir. nehirler çamurlu aktığında, yani nehir renkli hale geldiğinde, denize karışma bölgesinde çamurlu su ve deniz suyu sanki karışmıyomuş gibi görünür. Metrerce/kilometrelerce uzanan karışma hattı net olarak gözlenebilir. Kanıt getirirsen neden inanmayalım. Gerçeklere gözümüzü kapatmakla elde edeceğimiz birşey mi var? Mecvut olan birşeye, gerçek olan birşeye yok dersem ve bu iddiamda ısrar edersem, Hükümet beni tımarhaneye kapatır. Sana yardımcı olayım, Kaptan Coustea ile ilgili dedikodular hakkında: Yeterli mi? Kaynak? İslam dininde aklın safdışı bırakılmadığı bir yer var mı? Herşey biter anılar kalır. Bunda bir mantıksızlık yok. İnsanların ölünce toprak olduğu da bir gerçek. Ruh diye birşey var mı, trek bir kanıt getir düşüncelerimizi gözden geçirelim. Yanılgılarımızı görelim. Bu hikayeleri uyduranların hayal gücü gelişmiş. Biraz daha uğraşsalar, kurgusal roman yazabilirler. Aşırı dozda uyuşturucu alıp ölen insanların yüzünde de acaip bir mutluku ve huzur görürüsün, bu hiçbirşey ifade etmez. Sadece mutlu oldukları bir anda ölmüşler diyebiliriz. Kuran adam öldürmeyi, boyun kesmeyi, parmak kırmayı, el ve ayakları çaprazlama kesmeyi tavsiye eder inananlara. Müslümanlar da bunu yapıyorlar. Bir yerde "potansiyel" yoksa, kimse o yerdeki insanları kışkırtılamaz. "Kutsal ineğimize tekme atmışlar, kafirlere ölüm" diye bağırsa birileri, arkasından giden olu mu? Zamanında biz de müslümandık. Namaz da kılıyorduk, oruç da tutuyorduk. Hac dışındaki her türlü ibadeti elimizden geldiğince yapıyorduk. KURAN'ı okuduk ve illizyon dağıldı. Sana da tavsiye ederim. Baştan sona oku. Muhammed'in, varsa eğer bir Tanrı, ona ne kadar hakaret ettiğini, ne kadar küçültücü sıfatlar yakıştırdığını kendin de gör. Merak ettim şimdi kimmiş bu ateistler? İsim verebilir misin? Yosa bu da Kaptan Jacques Coustea gibi, müslümanın müslüma propagandası mı? Emek verip yazmışsın, teşekkür ederim, hepsini okudum. Ama yine tekrar edeyim, hiçbir soruna kaçamak yanıt vermedim. Sana kaçamak yanıt verebilim, seni belki kandırırım. Ama kendimi kandıramam. Saygılar.
  12. Sen bize şu Allah'ı bir anlatıver Kuran'a dayanarak, bizmadem yanlış anlıyormuşuz.
  13. Teşekkürler boşig, hem verdiğin örnekler için, hem de dinin toplumsal kurallarının evrensellik ve tüm zamanları kapsayıcılık iddiasında bulunamayacağına dikkat çektiğin için. (Ayrıca sizdeki durum abartma değil, yörük/Türkmen ailelerin çoğunda bu böyledir. Bizdeki durum da aynı.) Saygılar.
  14. Cevap vermesi demek, islam'daki çelişkiyi kabul etmesi demek, o nedenle cevap veremez. Ama soru orada duruyor ve o soru, cevaplansın veya cevaplanmasın, islam'ın çelişkilerinden birinin delilidir. Saygılar.
  15. Bak bu sözünüzü çok sevdim. Cennetin anlamsızlığını anlayabilmek için güzel bir başlangıç olur sizin için. Mükemmel mi? Sen Kuran okumamışsın anlaşılan. Kuran'a mükemmel demek, ve bu kitap Tanrı'dandır demek, tanrı'ya ********. Şimdi git, KURAN'I KENDİ DİLİNDE BAŞTAN SONA OKU. Saygılar.
  16. fatiqua ve prada_tr, hoşgeldiniz. TARAFSIZ arkadaşımızın da dediği gibi, aynı metinde birbiriyle bağlantısız birsürü iddiada bulunmak tartışmayı güçleştirir. Zaten sorduğunuz soruların çoğunun cevabı var forumda. Ama ben kısa kısa cevağp vereyim. Aklı kullanmak, cevabı bulunamayan soruların cevaplarının bulunduğunu iddia etmek değildir. Aklı kullanmak, cevabı buluncaya kadar jer türlü olasılığı değerlendirmektir. Müslüman ülkede doğmak fırsat ve şans değildir. Şanssızlıktır. Dinsiz bir ülkede veya dini inançların zayıf olduğu bir ülkede doğan insanlara göre hayata çook gerilerden başlamak zorunda kalırsınız. masalların, masal olduğunun farkına varıncaya kadar çok zamanınız geçer. Ayrıca Kuran gibi, akıcılıktan ve konu bütünlüğünden yoksun, daldan tala atlayan, çelişkilerle dolu, bıktırıcı tekrarlarla dolu bir kitabı okumak zorunda kalırsınız. Kuran insan aklına terstir. Böyle birşey dediyse, Ebubekir iyi adammış, fedakar insanmış deriz, saygı duyarız. Ama müslüman mantığı bu değildir. Bu mantık Hz. İsa mantığıdır. Müslüman mantığı, kafirleri kesme mantığıdır. (Yukarıda bir yanlış var, Kuran'ın değişmediğini kabul ediyoruz. Varsayıyoruz. Zaten problemimiz, değişip, değişmemesi değil. İçindeki düşüncelerin insan aklına, insan onuruna hakaret niteliğinde olması. Bir Allah varsa, ona yapılan hakeretlerin bini bir para zaten.) Soru nedir? kaptan jacques Cousteau müslüman olmamıştır. Bu yalan, müslümanların gönüllerini yemişlendirmek için kendilerinin uydurdukları ve kendilerinin inandıkları bir yalandır. Hayal gücün gelişmiş diyemeyeceğim, başkasının hayal gücü ürünü bir masala inanarak, aklına hakaret etmişsin diyeceğim. Aynı mantıkla şunu da söyleyebiliriz: Dinlerde, Allah o kadar muazzam tarif ediliyor ki, bu muazzamlığın da kendiliğinden olabilmesi imkansız. Toprak olacağız. Katkılarımız, hikayelerimiz, anılarımız yaşayacak unutuluncaya kadar. Bizim için üzüldüğünüz için, samimi duygularınız için teşekkür ederiz. İnsanın kendinden başkası için üzüllebilmesi onurlu bir davranıştır. Bizim gibi düşünenlerin katlinin vacip olduğunu düşünenlerden ve bunu eyleme dökenlerden olmayın da, bu onurlu ve takdire şayan tutumunuzu sürdürünüz. Saygılar.
  17. Bu söylediklerini sen islama nasıl malediyorsun, sen söylediklerine inanıyormusun? Hz. Hatice, İslam kültürüyle yetişseydi, bunların hiçbirini yapmazdı. İslamiyetin cahiliye diye aşağıladığı külltür yetiştirmiştir o kadını. Hiç rahatsızlık duymadan, nasıl da Türkmenlerin geleneklerini, adetlerini İslamiyet'e maletmişsin!! İslamyetin ilk devirlerini boş ver, Türkmenler müslümanlaştırıldıktan 10 asır sonra bile, bugün Orta Asya kültürünün izlerini bulabilirsin Anadolu'da. Müslümanlık nedir bilmeyen o ilk Türkmen topluluklarının güzel adetlerini islamiyet'e maletmeyi bırakın artık. Bugün daha çok Alevilerin yaşattığı Türkmen gelenekleri ile İslamiyet çok mu uyumlu? Sor bakalım, Toroslardaki, Adıyaman'daki, Maraş'taki, Adana'daki, Mersin'deki, Antalya'daki, Muğla'daki, Aydın'daki, Karaman'daki, Çorum'daki, Tokat'taki, Yozgat'taki yörükler nasıl paylaşıyorlar mirası mesela? İslam değiştirebilmiş mi o insanların kültürünü bakın bakalım? Kadın-erkek birlikte mi oturuyorlar, yoksa kadın erkek ayrılıyorlar mı bakın bakalım? Evde bababanne mi hükümettir yoksa, baba mı hükümettir öğrenin bakalım? * Semitik dinlerin Allah'ı cennette kadın ve huri de öngörmüş. Erkeklere "avratlık" yapsınlar diye. Saygılar.
  18. Hadis ile ayet arasında çelişki yok. Ayette fazlalık var sadece. Şöyle yani: Bir adam, "Ben elmayı çok severim" diyor. Sonra aynı adam "Ben elmayı, armutu ve portakalı çok severim." diyor. Bu iki sözü arasında çelişki yok. İkinci ifadesinde diğer sevdiği şeyleri de sıralamış. Ama bu elmayı sevdiği gerçeğini değiştirmiyor. Şimdi hadis'e ve ayet'e bakalım. Muhammed: Hiçbiriniz beni çocuğundan, babasından ve tüm insanlardan daha çok sevmedikçe gerçek Mümin olamazsınız. Tevbe Suresi -24. De ki: Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, hısım akrabanız kazandığınız mallar, kesada uğramasından korktuğunuz ticaret, hoşlandığınız meskenler size Allah'tan, (Allah'ın) Resûlünden ve Allah yolunda cihad etmekten daha sevgili ise, artık Allah emrini getirinceye kadar bekleyin. Allah fâsıklar topluluğunu hidayete erdirmez. Şimdi ayetteki extradan sevilen şeyler ile evilmesi gereken şeyleri çıkartalım. Çıkartılan unsurlar paralel unsurlar olup, çıkartılınca ortaya çıkacak cümlede anlam ve içerik olarak yanlışlık yaratmayan unsurlar. Yani elmayı, armutu ve portakalı severim, sözünden, armut ve portakalı çıkartmak gibi. Tevbe Suresi -24. De ki: Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, hısım akrabanız... size.. Allah'ın Resûlünden ... daha sevgili ise, artık Allah emrini getirinceye kadar bekleyin. Allah fâsıklar topluluğunu hidayete erdirmez. Yakınlarınız size Allah'ın resülunden daha sevgili ise, yani onları daha çok seviyorsanız, Allah hakkınızda karar verecek bekleyin, Allah fasıklar topluluğunu sevmez. Burada Allah'ın sevmediği insanlar, yani fasıklar topluluğu olarak adlandırılan, kendileri hakkında allahın karar vereceği belirtilen kişiler, Muhammed'den (Allah'tan ve cihat etmekten) çok yakınlarını (ve dünya mallarını) seven insanlar. Yeterince açık oldu mu?
  19. Ben de İslamiyet'ten sonra extra durumlu kadın örneği istedim zaten... Tek bir tane. Osmanlı'da kadınların siyasette söz sahibi olmaları, İslamiyetten değil, söz sahibi olan kadınların gayrı-islami kökenden gelmesinden kaynaklarnır. Bütün o ünlü siyatsetçi sultanların biyografilerine bak, hiçbiri müslüman değil. Benazir Butto? Kadın olduğu için mi kazandı, yoksa Zilfikar Ali Butto'nun kızı olduğu için mi? Sadece seçimden seçime oy kullanan, kim kimdir, ne değildir bilmeyen, iletişim araçlarının yaygın olmadığı 1980'lerde halk onu Zulfikar Ali Butto Sandığı için mi? Erdal İnönü, Aydın Menderes, Ahmet Özal, siyasi başarılarından dolayı mı seçim kazandılar? Yoksa babalarının "adından" dolayı mı seçim kazandılar? Saygılar.
  20. Gerçekten yok mu? Kuran'ı okumuyorsunuz, bilmiyorsunuz deyince de kızarlar! Hadis neydi: Muhammed: Hiçbiriniz beni çocuğundan, babasından ve tüm insanlardan daha çok sevmedikçe gerçek Mümin olamazsınız. Şimdi kuranı açalım. Tevbe Suresi -24. De ki: Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, hısım akrabanız kazandığınız mallar, kesada uğramasından korktuğunuz ticaret, hoşlandığınız meskenler size Allah'tan, Resûlünden ve Allah yolunda cihad etmekten daha sevgili ise, artık Allah emrini getirinceye kadar bekleyin. Allah fâsıklar topluluğunu hidayete erdirmez. Karşılaştır kakalım ne göreceksin! * Muhammed: Allah bana, Sen olmasaydın alemleri yaratmazdım habibim. " dedi. Bu da, Hadis-i Kutsi denen ve islam ulemasının sahihliğinden şüphe duyulamayacağını söylekdikleri 40 hadisten biridir. "Hadis sahihtir" diyenler zaten, şüphe etmiyorlar hadisin sahihliğinden. Hadisin sahihliğinden şüphe edenler de, "hadis sahih değil, ama anlamı, içeriği sahih" diyerek, hasdist dile getirilen düşünceye destek veriyorlar. Mütevaziliğine ve kibirden uzaklığına bakın, örnek alıncak düzeyde! Saygılar.
  21. Taksi de mi yok? Amerikan polis arabaları gibi önü ve arkası koyu, ortası açık renkli taksiler? Neden taksilere binemiyorlar kendi başlarına? Saygılar.
  22. Yine dile takılıp kalan birisi. Aynı ifaleder Türkçe yerine, Arapça söylenince daha kutsal olduğunu sanan birisi. Çok güzel masallar ezberlemişsin. Hiç değişmeyen. Müslümanların süğrekli tekrarladığı. Muhammed varlıklımıydı, değilmiydi katakuta hadislerden birsürü bilgi yazdı buraya. Savaş ganimetlerinden 1/5 pay alan, Medine Yahudilerinin hurmalıklarını zimmetine geçiren ve lider olduğu için sürekli hediyeye boğulan bir adam fakir mi öldü? "Ziyaretçiler ve dolayısı ile Hediyeler sürekli Muhammed Ayşe'nin günündeyken/evindeyken niye geliyor?" diye isyan eden diğer eşler de demek ki sadece kuruntu yapıyorlardı? Ölürken beyaz bir katırı, bir de rehin verdiği satırı mı vardı demek? Müslümanlar liderlerinin karnına taş bağlatacak katar cimri miydi, vicdansız mıydı? Müslümanlar, liderlerinin zırhını bir Yahudiye rehin kalacak kadar düşüncesiz miydi? Ütopik bir dünya mı hayal ediyorum? Gandi de mi ütopik idi? Yaşamadı mı? Hristiyanlık, o çağlarda dünyanın en organize gücü olan koca Roma İmparatorluğuna nasıl benimsetti kendini? Adam keserek mi benimsetti? Yunus Emre veya Mevlana kaç kişiyi incitti? Müslümanı, Hristiyanı, Amerikalısı, Türkü, dinsizi, ateisti, hepimiz neden sevebiliyoruz onları? ** İnsanlar birarada yaşamanın kurallarını ilk çağdan beri oluşturmaya çalışmışlardır. Bu kurallar oluşturulurken iki düşünce yarışmıştır sürekli, bütün hukuk sistemleri bu iki dünceden biri veya diğeri, yada karışımı üzerine kuruludur. 1. Kötümser, negatif hukuk anlayışı: "Ben zayıf olsam başkası bana nasıl davranırdı?" sorusunu, olabilecek en kötümser şekilde cevapyana hukuk anlayışı. Bu anlayış tahmine dayanır, sizin isteğiniz sözkonusu değildir. Ve başkasının size nasıl davranabileceği konusunda yüzlerce senarya kurarsınız kafanızda, en kötüsüne hazırlarsınız kendinizi. Örnek: Esir düştünüz. Düşman size nasıl davaranabilir? tahmin editmeye çalışırsınız. - Serbest bırakabilir. - İşkence edebilir. - Kolunuzu, bacağınızı kesip sakat bırakabilirler. - Köle olarak satabilir. -.. - Öldürebilir. En kötü olasılık öldürmektir. Buna kendinizi hazırlarsınız. Bu hukukun en iyi örneği Hammurabi Kanunlarıdır. Dişe Diş, Göze Göz Kanunudur. Tarih boyunca genel olarak uygulanagelen hakim hukuk anlayışı bu hukuk anlayışıdır. 2. İyimser, pozitif hukuk anlayışı, senin deyiminle ütopik hukuk anlayışı Başkasının sana nasıl davranmasını istiyorsan, sen de başkasına öyle davran. "Ben zayıf olsa idim, bana nasıl davranılmasını isterdim?" sorusuna cevap arayarak hukuk oluşturulur. Bu anlayış tahmine dayanmaz. Kendi isteğinizi kesin olarak bilirsiniz. Kendi isteğinizden yola çıkarsınız. Kendinize karşı bağışlayıcısınızdır. Örnek: Esir düştünüz. Düşmanın size nasıl davranmasının isterdiniz? - Kimse kendisinin öldürülmesi istemez. - Kimse kendisine işkence edilmesini istemez. - Kimse kendisinin sakat bırakılmasını istemez. - Kimse köle olarak satılmak istemez. - En iyi olasılık bağışlanmaktır. Bu hukuk anlayışı dünyada yeni yeni yerleşmeye çalışan hukuk anlayışıdır. İnsan Hakları Evrensel Bildirisi bu hukuk anlayışının bugüne kadar oluşturduğu en iyi metindir. Hayvan hakları da bu hukukun geliştirmeye çalıştığı bir alandır. Bugün yeterli değildir ama gelişecektir. İnsanlık "Dişe diş Göze Göz Hukuk Anlayışı"ndan, " Sana Nasıl davranılmasını istersen, sen de başkasına öyle davran" ilkesine dayalı İdeal Hukuk anlayışına doğru ilerlemektedir. * Gelelim Muhammed'e. Kendisini Mekke'de aç mı bıraktı birileri? Halbuki aç bırakmasın isterdi, kendisi güçlü pozisyona geçince bunu uygulamalıydı. Dişe diş, göze göz değil. Mekke'de birileri onun malını mı yağmaladı? Halbuki yağmalanmamasını isterdi, kendisi güçlü pozisyona geçince bunu uygulamalıydı. Dişe diş, göze göz değil. Mekke'de birileri ona hakaret mi etti, aşağıladı mı? Halbuki hakaret etmemesini, aşağılamamasını isterdi, kendisi güçlü pozisyona geçince bunu uygulamalıydı. Dişe diş, göze göz değil. Mekke'den birileri onu kovdu mu? Halbuki kovmamalarını isterdi, kendisi güçlü pozisyona geçince bunu uygulamalıydı. Dişe diş, göze göz değil. Örneklik böyle olur, başkalarının zaten yapageldikleri şeyleri tekrarlamakla olmaz. Saygılar.
  23. O cevap alaycı bir cevap değil. İspat diye getirdiğim şeyler senin inandığın Kuran ayetleri. 1Hem müslümanım, hem de o ayetler yanlış1 diyorsan, söyleyecek lafımız kalmaz. Sayın ilmek, Muhammed'e ne diyorsun, peygamber diyorsun değil mi? Yani Tanrı'nın elçisi diyorsun. Tanrı'nın elçisi diğer insanlardan farklı olmalı değil mi? Ben sinirleniyorsam o sinirlenmemeli. Bu cinzel arzularıma yenik düşüyorsam, o yenik düşmemeli. Ben intikam hırsıyla yanıp tutuşuyorsam, o bunu yapmamalı. Muhammed, hırsızlığa ve yağmaya hiçbir zaman izin vermeseydi, "Onlar bizim malımızı çaldı, biz de onlarınkini çalalım" demeseydi, 300+ ilahı yok edecek cesareti vardı madem, "kölelik bugünden itibaren yasaktır" diyebilecek cesareti de gösterseydi, "Evlenmenin ne demek olduğu bilmeyen, daha akli yeterliliğe sahip olmayan insanlarla evlenmek günahtır/suçtur" diyebilseydi, "Ata evlatları arasında ayrım yapamazken, Allah neden ayrım yapsın?" diyebilseydi, kadını ve erkeği ayırmasaydı, Savunma savaşı yapmak zorunda kaldıklarında, esir düşen insanlara "bizim sizinle bir düşmanlığımız yok, düşşüncemiz şu, inancımız şu, karılarınıza, çocuklarınıza, evlerinize dönün" diyebilecek büyüklüğü gösterebilseydi, Ne Kızıldenizi yarmasını beklerdim, ne ayı ortadan ikiye ayırmasını beklerdim, ne de ölüleri diriltmesini beklerdim, Ben de bu adam hakkaten peygamber derdim. Ama, Muhammed, hırslı, intikamcı, güç düşkünü, sevgi ve ilgi açlığı çeken bir adam hayatı yaşamış. * Mahatma Gandi'yi biliyor musun? Mesela o adama peygamber diyebilirim. Tek bir savaş yapmadan, tek bir kurşun atmadan, Sadece konuşarak, sadece iyilikle, koca bir ülkeye bağımsızlık kazandırdı. II. Dünya Savaşı sırasında, çevresindeki insanlar "tam sırası, İngiltere, Almanya ile savaşa tutuştu, şimdi bağımsızlığımızı ilan edelim" diyorlar. Gandi diyor ki "Biz hain değiliz. Düşmanımızı bile arkadan bıçaklamayız. Düşmanımızın bile zayıflığından yararlanmayız." Peygamberlik böyle olur. Herkesin yapamadığını yapmak. İnsanın kötü huyları, zaafiyeti dediğimiz şeylere karşı koyabilmek. Hırsa karşı koyabilmek. İntikam duygusuna karşı koyabilmek. Yağmacılığa ve ter dökmeden kazanç elde etmenin cazibesine kapılmamak. "Benim yaşım kaç, başım kaç, ben ölünce bu kızcağız ne yapar, bununla evlenmek vicdansızlık olur" diyebilmek. Evlatlık ile öz çocuk arasında fark gözetmeyebilmek. Öz çocuğunu daha fazla sevdiğin hissine kapılınca kahrolmak. "İkinci bir kadın alsam, acaba ilk karımın psikolojisi ne olur" diyebilmek, "kendini eksik, yetersiz hisseder mi" diye düşünebilmek. Çürük elmayı kendin alıp, çürük olmayanı karşındaki insana verebilmek. Yabi böyle şeyler... Saygılar.
  24. Merakını gidereyim: Hurafelerden arındım. Allah denen **** tapınmaktan arındım. Teslimiyetçilikten arındım. Cehennem korkusundan arındım. Korkmadan düşünebilmenin tadını aldım. Sevgiye, ilgiye, önemsenmeye aç bir adamın yaptığı, akla, mantığa vicdana sığmayan davranışlarını rasyonelleştirme zorunluluğundan arındım. Onun yarattığı ve babasının adında bulunan, görünmez Allah putuna tapınmaktan arındım. İnsanları inananlar ve kafirler olarak sınıflandırma ilkelliğinden arındım. Anlat tabiki. Birşey çalmış isem ve bunu ispatlarsan hırsız sıfatını hakederim. Bu durumda beni tanımlamış olursun, buna hakaret diyemeyiz. Ama kanıtsız, desteksiz olarak bana hırsız dersen, hakaret etmiş olursun. Adam öldürmüş isem ve bunu ispatlarsan katil sıfatını hakederim. Bu durumda beni tanımlamış olursun, buna hakaret diyemeyiz. Ama kanıtsız, desteksiz olarak bana katil dersen, hakaret etmiş olursun. İlkoluka giden kızlara bakıp, cinsel fantaziler kuruyorsam, bana sapık diyebilirsin, hakederim. Bu durumda beni tanımlamış olursun, buna hakaret diyemeyiz. Ama kanıtsız, desteksiz olarak bana sapık dersen, hakaret etmiş olursun. Ne varmış Atatürk'ün miras bıraktığı gençlerde? İslam dünyasının en ileri ülkesine sahipler Atatürk sayesinde. Sadece Atatürk'e bağlı insanlar yönetseydi ülkeyi, ülke çok daha iyi yerlerde olurdu. Muhammed'e bağlı insanlar da yönetiyor ülkeyi, suçu onlara bul. Elalem ülkesinin kalkınması ile uğraşırken, Muhammed'e bağlı olanlar, türbanla uğraşılar, yorganla uğraşırlar, Taksim'e camiyle uğraşırlar, turizm ülkesine içki yasağı getirmeye kalkarlar, tavuktan kurban olur mu olmaz mı onu tartışırlar, kuran kursu açmakla uğraşırlar, cami yapmakla uğraşırlar, Arapların umurunda değilken Filistin ve Irak konusunda Araptan fazla Arapçılık oynarlar vs. vs. Onları suçla. Burası herkese açık bir forum. Yalan-yanlış yazdığım şeyleri herkese göster, maymun et beni. Bundan iyi fırsat olur mu? Saygılar.
  25. Bunları yazarlar, yazdıklarına inanırlar, sonra da "Kuran'ı, İslam'ı öğrenin" deyince kızarlar! Enfal-12-13. Hani Rabbin meleklere: "Muhakkak ben sizinle beraberim; haydi iman edenlere destek olun; Ben kâfirlerin yüreğine korku salacağım; vurun boyunlarına! Vurun onların bütün parmaklarına! diye vahyediyordu. Bu söylenenler, onların Allah'a ve Resûlüne karşı gelmelerinden ötürüdür. Kim Allah ve Resûlüne karşı gelirse, bilsin ki Allah, azabı şiddetli olandır. Nisa-89: Onlarla eşitlenesiniz diye kendilerinin küfre saptığı gibi küfre sapmanızı istediler. O halde, Allah yolunda göç edecekleri vakte kadar onlardan dostlar edinmeyin. Eğer yüz çevirirlerse onları yakalayın ve bulduğunuz yerde öldürün. Bir daha da onlardan ne dost edinin ne de yardımcı. Tevbe-5: O haram aylar çıktığında artık müşrikleri, kendilerini bulduğunuz yerde öldürün. Yakalayın onları, kuşatın onları, tüm geçit noktalarını tıkayın onların. Bunun ardından tövbe eder, namazı gereğince kılar, zekâtı verirlerse, yollarını açın onların. Kesin olan şu ki, Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir. Muhammed-4: (Savaşta) inkâr edenlerle karşılaştığınız zaman boyunlarını vurun. Nihayet onlara iyice vurup sindirince bağı sıkıca bağlayın (esir alın). Savaş sona erince de artık ya karşılıksız veya fidye karşılığı salıverin. Durum şu ki, Allah dileseydi, onlardan intikam alırdı. Fakat sizi birbirinizle denemek ister. Allah yolunda öldürülenlere gelince, Allah onların yaptıklarını boşa çıkarmaz. Kötülüğü emretmeyen Allah'a bakın!!! Adam öldürmek, insanların boyunlarını vurmak, parmaklarını kırmak, dostluk kurmalarını önlemek, kuşatıp aç bırakmak, esir almak müslüman anlayışına göre sevgi ve barış dolu eylemler heralde (!). Saygılar.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.