
BrainSlapper
Φ Üyeler-
İçerik Sayısı
2.691 -
Katılım
-
Son Ziyaret
İçerik Tipi
Profil
Forumlar
Bloglar
Fotoğraf Galeresi
- Fotoğraflar
- Fotoğraf Yorumları
- Fotoğraf İncelemeleri
- Fotoğraf Albümleri
- Albüm Yorumları
- Albüm İncelemeleri
Etkinlik Takvimi
Güncel Videolar
BrainSlapper tarafından postalanan herşey
-
Saygılar.
-
Tanrı'dan Tanrı'ya, Topraktan Toprağa...
BrainSlapper şurada cevap verdi: Tengeriin boşig başlık Dini Konular - Din - Dinler
Sevgili boşig, Bir ara yazılarımda kullandığım bir ifade vardı, hatırlarsan. "Ateizm ile panteizm/vahdet-i Vücut arasında fark yoktur" diyordum. Yukarı'da alıntıladığın iki söz bu düşüncelerin özetidir. Ateizm: Toprak'tan geldik toprağa döneceğiz. Panteizm/Vahdet-i Vücut: Tanrı'dan geldik Tanrı'ya döneceğiz. simlendirme farklı. Biri Doğa diyor. Diğeri Tanrı. Ki bence bunun bir önemi yok. Doğa=Tanrı Bu düşüncelerin ortak yönleri "kader" olgusunu kabul etmezler. Ahiret olgusunu kabul etmezler. Bu düşüncelerin arasında tek bir fark var, yazının sonunda bahsetmişsin: "Bilinç" Bilincin tanımı ve nasıl olduğu konusunda bir mutabakata varılırsa, Ateizm ile Vahdet-i Vücut/Panteizm vs. arasında bir fark kalmaz. Senin aşağıya yazdıklarımı anlayacağını düşünüyorum: Vahdet-i Vücut vea Panteist düşünce yani dini düşünce bilinci "bütüncül" sayar. Semitik dinler bilinci "bütüncül "v e "dışarda" sayarlar. Yani bir insanın olaylara dışarıdan bakması gibi. İnsan kendi dışındaki bütün olaylara karşı gözlemcidir. Bakışı bütüncüldür. Yani o vardır ve onun dışındakiler vardır. Yani ikilik vardır. Teklik yoktur. Peki kendisinin dışarıya bir bütün olarak bakmasını sağlayan bilinç nasıl oluşuyor? İnsanın beyni bütün vücuda dışardan bakabilir mi? Bakabilir. Peki beyin hücreleri birbirlerine dışardan bakabilirler mi? Bakamazlar. Çünkü zaten beyin çokluğun biraraya gelmesiyle oluşmuştur. Elin kesilse, beynin kan kaybetmemen gerektiğini bilir. Ama kan bilinçsizdir. Kalp bilinçsizdir. Kalp pompalamaya devam eder. Kan da akmaya. yani herkes kendi işini yapar. Bu işlemlerin toplamı bilinçli haldedir. Bilgisayar çok iyi bir örnektir. Monitör tek başına hiçbirşeydir. Klavye de öyle. İşlemci de öyle. Printer de öyle. Mouse da öyle. Ama monitörü çıkarsan işlemci çalışmasını sürdürür. klavye olmasa yine işlemci çalışmasını sürdürür. Mouse olmasa yine sürdürür. Mükemmeliğini kaybeder bilgisayar, ama çalışmasını sürdürür. Ama işlemciyi parçalara, devrelere ayırırsan, ne kadar süper program olsa da o bilgisayar çalışmaz. Elektrik olmasa hiçbirşey çalışmaz. Yani bilgisyarar, beyniyle ve uzuvlarıyla bir bütündür. Elektrik diğerlerinin ne yaptığını bilmez, işlemcideki devreler ne yaptıklarını bilmezler. Ama ortaya çıkan şey bilinçli gibi çalısır. Doğa=Tanrı da aynen böyle diye düşünüyorum ben. Tek merkezli ve herşeyi gözlemleyebilen, dışarıdan bakabilen bir "bilinç" yok. Toplam bilinç var. Herşeyin biraraya gelmesi Doğa'nın/Tanrı'nın bilincini oluşturuyor. Bilincin mahiyeti anlaşıldığı ve üzerinde mutabakata varıldığı takdirde, Ateizm ile Panteizm/Vahdet'i Vücut arasında fark kalmaz. Saygılar. -
Allahın varlığına deliller
BrainSlapper şurada cevap verdi: mavis034 başlık Dini Konular - Din - Dinler
Varsayımlar kanıt değildir. Haklısın. Bilimsel dşünceye alışıyorsun. Bu bir ilerleme. İnançlar, hayaller, tahminler, keyfi olarak istediğin yerde bitirdiğin mantık zincirleri de kanıt değildir. Övünmek kötüdür. Herkes için, herşey için. Övgüyü hakeden kişi övülürse, bunda bir kusur yok. Çünkü başkaları övüyor. O zorlamamış, talep etmemiş. Yani Övmekte sakınca yok. Övünmekte psikolojik bozukuk göstergesi. O'nun var olduğuna ilişkin elimizde bir kanıt var mı ki, Ondan büyük güç var mı diye arayayım? Onun varlığına veya yokluğuna ilişkin düşüncelerden, inançlardan ve hayallerden başka birşey var mı? Sayın kralx, KURAN insanlara Allah'a kulluk edin diyor. Buna itiraz ettim mi? Yüzlerce ayet var. Ben sana şunu söylüyorum: Tanrı'nın kendine kulluk edilmesini talep ettiğini söylemek, -eğer varsa- Tanrı'ya hakarettir. Ve Kuran baştan sona "Allah'a kulluk edin" laflarıyla doludur. Kuran'da yapılan Tanrı tanımı, -varsa eğer- Tanrı'ya hakarettir. Çünkü Kuran'da, sürekli kendisinin övülmesini isteyen, kendisine kulluk edilmesini isteyen, sürekli ne kadar güçlü kuvvetkli olduğunu söyleyip duran, ona sevgi gösterilmediği zaman ne kadar vahşi işkenceler yapacağını anlatan psikopat, megaloman, narsist, kendini beğenmiş bir ilah tanımı var. Ne demek istediğimi anlamak için, çocuklarını çevrene topla ve onları niçin yaptığını/doğurduğunu şöyle diyerek açıkla: Benim için çalışasınız, beni sevesiniz ve beni bilesiniz, benim gücümü ve büyüklüğümü göresiniz diye. Seni Tanrı inancın varsa, ki var, sırf ona saygın gereği Kuran'daki Tanrı'ya yönelik hakaretleri görmen lazım. Ben şuraya çıksam ve forumun bir yerinde senin için şöyle bir tanım yapsam: (Adminlerden rica ediyorum "kişiselleştirme" olarak görüp silmesinler, bu örnek kişiselleştirme değildir, övgü nedir, hakaret nedir anlaşılması için örnekliyorum): kralx en yüce insandır. Ondan daha yücesi yoktur. onun yüce olduğunu kabul etmeyenin kafasını keser. zaten kralx sürekli "en yüce benim!!!!" diye bunu açık seçik her zaman söyler. kralx dünyadaki en zeki adamdır. Ondan daha zekisi yoktur. onun zeki olduğunu kabul etmeyenin kafasını keser. zaten kralx sürekli "en zeki benim!!!!" diye bunu açık seçik her zaman söyler. kralx en yakışıklı adamdır. Ondan daha yakışıklısı yoktur.her kadının ona aşık olmalıdır.ona aşık olmayan kadınlar beyinsizdir ve cezayı hakederler. zaten kralx sürekli "en yakışıklı benim!!!!" diye bunu açık seçik her zaman söyler. benim bu söylediklerim sana övgü müdür, hakaret midir sevgili kralx? Saygılar. -
Allahın varlığına deliller
BrainSlapper şurada cevap verdi: mavis034 başlık Dini Konular - Din - Dinler
Bugüne kadar yok edilememiş olması, yokedilemeyeceği anlamaına gelmez, haklısınız. Ben de zaten "bugüne kadar" dedim alıntı yaptığınız yazımda. Bizim elimizde en azından bugüne kadar yanlışlanamamış bir veri var, dini inançta böyle bir veri var mı? Hiçbir dayanak ve destek olmadan Allah ezelidir demek doğru oluyor da, enerji-madde döngüsünün sürekliliği neden ezeliyete kanıt olmasın? Bizim elimizde en azından enerji-madde döngüsü var kanıt olarak, dinin inançta ne var delil niyetine? Kuran baştan sona "ben öyle güçlüyüm, ben şöyle yüceyim, ben şunu yaparım, ben bunu da yapmaya muktedirim" laflarıyla dolu. Kendi kendini öven, yücelten kişilerin psikolojik irdeleesini yapmak ve hakaret tartışmalarına girmek istemiyorum yeniden. Sadece şunu söyleyeyim: kendine güven duymayan; kendinden emin olmayan; eksiklikler, yetersizlikler duyan; korkular taşıyan insanlar sürekli kendi kendilerini överler ve güçlerini sürekli hatırlatma gereği duyarlar. Bu bir hastalıktır. Ahlaken de övünmek, başkalarını küçümsemek yanlıştır. "Yaratılış gayesi kulluk diyerek, hala -eğer varsa- Tanrı'ya hakaret etmeye devam ediyorsun. Size söylediğim testi yapınız yetişkin çocuklarınız varsa, veya çocuklarınız büyüyünce yapınız. Saygılar.. -
Allahın varlığına deliller
BrainSlapper şurada cevap verdi: mavis034 başlık Dini Konular - Din - Dinler
İkisi aynı şey değil sayın kralx, Neden? 1. Maddenin ezeli olduğunu düşündürmeye iten deneysel veri: bugüne kadar, maddenin üretilememiş ve yokedilemmiş olmasıdır. Allah için böyle bir veri sözkonusu değildir. 2. Maddenin ezeli olduğunu söyleyenler, "herşeyin bir yaratıcısı var" mantığını kullanmadıkları için, maddeye bir yaratıcı atfetmek zorunda değildirler. Ancak "herşeyin bir yaratıcısı" var diyenlerin elindeki tek "kıstas/method" bu mantık (herşeyin bir yaratıcısı olması gerektiği mantığı) olduğu için, herşeye aynı mantığı uygulamak zorundadırlar. Ortaya koyduğun kuralı keyfi olarak biryerde sonlandıramazsın. Eğer bir Tanrı varsa, yukarıda iddia ettiğiniz "gaye" Tanrı'ya hakarettir. Böyle bir gaye olduğunu iddia etmek, Tanrı'ya "narsist, megaloman ve kendini beğenmiş" demekle eşdeğerdir. Bunu anlamak için şöyle bir deney yap: Çocukların varsa, yeterince büyüdüklerinde onlara şöyle de. Çocuklar sizi niye dünyaya getirdiğimizi (neden yaptığımızı/doğurduğumuzu) sorup duruyorsunuz. İşte cevabı veriyorum: Benim için çalışasınız, beni sevesiniz ve beni bilesiniz, benim gücümü ve büyüklüğümü göresiniz diye. Saygılar. -
Allahın varlığına deliller
BrainSlapper şurada cevap verdi: mavis034 başlık Dini Konular - Din - Dinler
Tavsiyen için sağol. Saygılar. -
Umarım müslümanlar da bunu görürler. Saygılar.
- 2.558 cevap
-
- Allahın varlığı
- Allahın yokluğu
-
(ve 1 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
meteryalist dünya görüşünün çöküşü..!
BrainSlapper şurada cevap verdi: b@diCAN başlık Dini Konular - Din - Dinler
Hangi bilim adamları? İsim? Saygılar. -
İster sev ister, sevme, İslamiyet'in adalet anlayışı bu. Allah'ı ve Muhammed'i sevenler ve sevmeyenler şeklinde yanlışlar ve doğrular belirleniyor. Ağzınla kuş tutarak bütün dünyadaki açları beslesen Kuran'a göre kötüsün. Eğer Allah varsa, Muhammed'in ona yaptığı hakaretleri affeder, affetmez, bu bizi ilgilendirmez. Ama kötülük telkin ettiği ve kötülüğe dayanak sağladığı için heralda cezasız bırakılmayacaktır. Saygılar.
-
SÖZLERE DEGiL, i$LERE iTiBAR...
BrainSlapper şurada cevap verdi: YESHUA başlık Dini Konular - Din - Dinler
Saygılar. -
HOCA / PAPAZ'MI... BİLİMMİ?...
BrainSlapper şurada cevap verdi: DİPNOT başlık Dini Konular - Din - Dinler
Haklısın. HY'nın neden şarlatanlıkla suçlandığının cevabını sen vermişsin: Din bilimsel bir olgu değildir, inanca dayanır, Ben de bunu savunuyorum. Varlığı veya yokluğu ispatlanamayan birşeyden vahy gelip gelmediği hiç ispat edilemez. Varlığı veya yokluğu ispat edilemeyen birşeyden olduğu iddia edilen bir dine dayanarak insanlara "kafir, müşrik, zalim, akılsız, cehennemlik, kebaplık, maymun, eşek, yanlış yoldasınız, falan filan" denemez. Varlığı veya yokluğu ispat edilemeyen birşeyden olduğu iddia edilen bir dine dayanarak giyim kuşam düzeni, huku kuralları, siyasi düzen oluşturulamaz. İnançlar sadece "BİREYSEL" inanç düzeyinde kalsa, inan kimsenin umurunda olmaz. Ama inanç sahipleri TEK DOĞRU'NUN KENDİ TEKELLERİNDE OLDUĞUNU iddia ederek, toplum düzenini, ahlak kurallarını, siyasi sistemi, kıyafet kurallarını, yeme-içme, sevişme kurallarını varlığı veya yokluğu ispat edilemeyen birşeyden olduğu iddia edilen bir dine dayanarak düzenlemek istiyorlar. Sorun yaratan şey bu. Saygılar. -
meteryalist dünya görüşünün çöküşü..!
BrainSlapper şurada cevap verdi: b@diCAN başlık Dini Konular - Din - Dinler
Sayın badican kardeşim, Söylediğin şeydeki mantık hatasını görebiliyormusun? "Sarsıntı dağların çevresinde olduğundan" diyorsun, sarsıntı olan yerde zaten dağlar var yani. Sarsıtının nedeni dağların oluşum süreci. Sarsıntı olan yerlere Tanrı dağ yerleştirmemiştir. Sarsıntı olduğu için dağlar oluşmuştur. "Sibirya'da deprem", "Amazonlarda deprem", "Doğu Kanada'da deprem" diye ifade duydun mu? Buralarda en eften püften derme çatma yappılanda yaşan bile, sarsıntı olmadığı için deprem kaynaklı hiçbirşey bela gelmez. Ama Türkiye'de, İran'daki, Yunanistan'daki Ermenistan'daki, Afganistan'daki, Keşmir'deki, Endonezya'daki, Japonta'daki, Kaliforniya'daki depremleri sürekli duyuyoruz. Saygılar. -
Sevgili bilimselci, gayet güzel açıkmamışsın, eline aklına sağlık. Ben de bazı husulara dikkat çekmek isterim: 1. Zaten sevgili bilimselci söylemiş: Dünya'da 1 miyar civarında ateist/agnostist insan var. 2. Bunlara ilah kavramı olmayan budizm, konfüçyüsizm, taozm gibi din mensuplarını ekleyin. 3. Bunlara "çok ilahlı" hinduizmi, paganist/animist inançları ekleyin. 4. Geriye sadece Yahudi kökenli semavi/göksel/gezegen tapınımına dayalı üç din kalır. 5. Yahudi kökenli dayalı dinlerden Hristiyanlık ile Müslümanlık ve Museviliğin Tanrı'ya ilişkin nitelemeleri çok farklıdır. Hirsitiyanlıkta sevecen, "merhametli bir baba"dır Tanrı. Musevilik ve Müslümanlıkta ise, "çocuklarına/kullarına/kölelerine dayak atan, sevdiğini tam seven, sevmediğinin derisini tazeleyip tazeleyip haşlayan bir korku sembolü"dür Tanrı. Yani Tanrı'nın nitelikleri üzerinde Hristiyanlık ile diğer semitik dinler arasında bile uyuşma yoktur. Yani sevgili boşig, Kuran'ın evrensel olmasına neden olarak aldığın tek gerekçe oldukça tartışmalı ve üzerinde uzlaşma olmayan bir husustur. Bunu bizim söylememize gerek görmüyorum, sen bunu kendin görebilecek şekilde sorgulayabilecek cesarete ve bilgiye, araştırma azmine sahipsin. Zira, okumaktan, öğrenmekten, düşünmekten ve sorgulamaktan korkmadığı yazınlarınla gösteriyorsun zaten. Bazen bizim de yıllarca dikkatimizden kaçan şeyleri görüyor, bizimle paylaşıyorsun. Bizim de faydalanmamızı sağlıyorsuın. Saygılar.
- 2.558 cevap
-
- Allahın varlığı
- Allahın yokluğu
-
(ve 1 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
meteryalist dünya görüşünün çöküşü..!
BrainSlapper şurada cevap verdi: b@diCAN başlık Dini Konular - Din - Dinler
Böyle birşey yok. Kutsallık kelimesi, başlı başına dini bir terimdir. Hiçbir dinsiz, ateist, materyalist, maddeye kutsallık yüklemez. Başka bir başlık altında yazmıştım. Bu dünyanın sismik faaliyet haritası (1963-1998) Bu da dünya fiziki haritası, dağlar net olarak görülebilir. Dünyadaki dağ sıraları ile deprem bölgeleri arasında bir örtüşme görüyormusun? Mesela Rusya-Sibirya'da, Afrika-Sahra'da, Güney Amerika-Amazon Havzası'nda ve Kuzey Amerika-Doğu Kanada'da, yani dünyanın en büyük düzlüklerinde ne görüyorsun? Hiç bir deprem faaliyeti olmuş mu? 7. yüzyıl jeoloji bilgilerine göre yazılmış ve "Tanrı'dandır" diye yutturulmaya kalkılan bir kitaba inanacak olursak, dağlık olan bölgelerde deprem olmaması gerekiyor. Ama gelin-görün ki, depremlerle sarsılan ve telef olan insanlar nedense hep dağların yoğun olduğu ülkelerden çıkıyor. Saygılar. -
Bizim gördüğümüzü dünya da görüyor. Dünya Mevlana'yı Yunus Emre'yi seviyor ama nedense Muhammed'i sevmiyor. Neden acaba? Hristiyan demedim. Avrupa'nın, Fatih'in Hristiyan olduğunu sanmasını sağlayacak kadar İslam'dan uzak bir adamdı diyorum sadece. Tarih konusunda uzman değilim. CYRANO diye bir forumdaşımız var, tarih konusunda uzmandır. Sana yardımcı olur bu konuda. İstanbul'u cengiz, Hülagü veya Hitler alsaydı, yine de bu kişiler için peygamberimizin müjdesine nail olmuş komutan dişyecek miydin? Doğru veya yanlış diyemem. Bilmiyorum Fatih Kanunnamesi sahte mi, değil mi. Umarım CYRANO bu başlığpa katkıda bulunur. Kanunnamenin sahte olması, Fatih'in kendini yeni Roma İğmparatoru gibi görmüş olmasını ve buna yöneklik faaliyetler yapmış olması gerçeğini değiştirmez. Saygılar.
-
Allahın varlığına deliller
BrainSlapper şurada cevap verdi: mavis034 başlık Dini Konular - Din - Dinler
Aynı mantığı kullanmaya devam edelim bakalım, neyle karşılaşacağız: 1- Ses varsa kaynak olmak zorundadır.. Tanrı varsa kaynak olmak zorundadır. 2- Kainat bu şekliyle kendi kendine oluşamayacağından bir yapanı vardır.. Tanrı göksel/semavi dinlerde tarif edildiği şekliyle kendi kendine oluşamayacağından bir yapanı vardır.. Bu kadar basit aslında, anlamayacak bişey yok. Saygılar. -
Mantığı ve aklı kullanmak budur. Eline sağlık sevgili boşig. Saygılar.
-
Allahın varlığına deliller
BrainSlapper şurada cevap verdi: mavis034 başlık Dini Konular - Din - Dinler
1. Allah diye birşeyin olmadığını savunan insanlar, Allah olmaya çalışmazlar. 2. Doğa Üstü bir Güce inananlar ve buna kısaca Tanrı/Allah vs, diyenlerin zaten böyle biriddiası yok. 3. Yani burada kimsesnin böyle bir iddiası olmadığı gibi, BEN TANRI'NIN ELÇİSİYİM diyenlere karşı çıkış var sadece. Muhammed de, Doğa Üstü Güce KURAN'da Allah adını vermiş ve birçok yerde onula birlikte kendine inanılmasını ve itaat edilmesini şart koşmuş, böylelikle kendisini dolaylı olarak ilah düzeyine getirmiştir. Eğer Doğa Üstü bir Gücün varlığına inanıyorsan, Muhammed'e ve benzerlerine karşı çıkmak senin görevindir. Zira bizi suçladığın şeyi yapanın ta kendisi Muhammed'dir. Saygılar. -
İslam Arap Kültürüdür. Giyim tarzı, ibadet tarzı, kadına/kıza bakış tarzı, miras hukuku, hepsi arap geleneğidir. Anadolu kültürünü oluşturan şey sadece İslam değildir. İslam dadece bir ambalajdır. Ambalajın içinde İslam yoktur. Anadolu kültürünü oluşturan şey Orta Asya Türk kültürüdür, Fars/Kürt Kültürüdür, Rum/Yunan kültürüdür, Ermeni Kültürüdür, Roma Kültürüdür, Yahudi Kültürüdür, Kafkas Kültürüdür, Balkan Kültürüdür. Anadolu kültüründe dinsiz veya başka dinden diye komşusunu kesmek, öldürmek, saldırmak yoktur. Müdahale etmeye kalkarsan "Sana ne layn!!" derler, cevabını alırsın. Anadolu Kültürü, Melana, Yunus Emre, hacı Bektaş Veli Kültürüdür. Bektaşi Kültürüdür, Alevi Kültürüdür. Anadolunun birçok yerinde sadece İslamın adı vardır. İslam miras hukuku girememiştir. Kadınlara yönelik kıyafet sınırlaması girememiştir. Çok eşlilik girememiştir. İstanbulun sünni kültürü son yıllarda tv aracılığı ile herkese empoze edilerek Anadolu kültürü yok edilmektedir. Tarihin garip cilvesine bakınız ki, dincilerin nefret etmesi gereken Fatih onların kahramanı yapılmıştır. Fatih, Avrupa'nın onun "Hristiyan olduğunu" düşünebilecek kadar dinden uzak bir adamdı. Roma İmparatorluğunun tacını da tacına katmanın farkında olan bir adamdı. Sadece müslümanların padişahı olmaması gerektiği bilen bir adamdı. Devleti kurumsallaştıran Fatih, devletin bekası için kardeş katline vecaz verecek kadar dinden uzak bir adamdı. Fatih bütün İslam dünyasının resim yapmanın günah olduğunu savunduğu bir dönemde, bu inanca kulak asmayıp, resmini yaptırabilecek kadar dinden uzak bir adamdı. Bunları övgü veya yergi için söylemiyorum. Sadece Fatih ne idi bilelim, o nedenle söylüyorum. Meali online olarak, alıntı falan için gerek olduğunda buradan (link) okuyorum. Ayrıca şu siteden (link) önceleri mealler topluca indirilebiliyodu. Şimdi topluca indirme seçeneğini kaldırmışlar siteye ziyareti artormak için veya ben göremedim indirme seçeneğini. Kuranı oradan indirdim 2 sene önce, ben de o zamana kadar okumamıştım. Müslümandım. Sonra tek tek okudum, bütün sureleri, bütün ayetler. Excel dosyasına kopyaladım her okuduğum sureyi. Yani böyle okudum. Atlamadan. Aksatmadan. Okumaya başlarken düşüncem şu idi: Dan Brown'un 500+ sayfalık kıytırık romanlarını bile 2-3 günde bitiriyorum, benim için en değerli kitap olan Kuran'ı okumadım hiç bugüne kadar. Yazık bana dedim ve okumaya böyle başladım. İlk okumada orjinal sırasına göre okudum. (Yani ALAK Suresinden başlayan, Muhammed'in söylev sırasını takip eden orjinal sıralama) Sonra resmi sıralamaya (Hz. Osman sıralaması) göre okudum. İllizyon bitti. Rusya'daki durumu burada yazdım. Saygılar.
-
Allahın varlığına deliller
BrainSlapper şurada cevap verdi: mavis034 başlık Dini Konular - Din - Dinler
Sevgili TARAFSIZ, yazılarını alıntıladığın arkadaşlar, Allah adını verdikleri, görünmeyen, duyulmayan, hissedilmeyen, koklanmayan, dokunulmayan, sezinlenmeyen, şeyin ezeli olabileceği hiçbir destkleyici bilgi, belirti, ipucu olmadan inananırlar, ama insan oğlunun var etmeyi ve yoketmeyi başaramdığı maddenin ezeli olabileceğini anlamakta güçlük çekerler. Sonsuz cennet ve sonsuz cehennem hayali kurarlar, ama sonsuzluğun yanında 10 üzeri 300'ün nokta kadar kalacağını göremezler. Ne diyleim ki. Saygılar. -
Sevgili TARAFSIZ, benim yazacağım şeyi yazmışsın. Bu arkadaşın yazısını anlayabilmek için özel çaba sarfetmek gerekiyor. (Önceden sarıgöl diye biri vardı, noktalama işaretlerinden bihaberdi, o kayboldu, bu arkadaş çıktı. Belki de aynı kişi. Bilemem.) 16yıldız'ı tanıdığım kadarıyla, Tanrı'ya inanır. TARAFSIZ'ı tanıdığım kadarıyla o da inanır. Onların inanmadıkları şey, "bu Tanrı'dandır" diye yutturulmaya kalkılan çelişkiler yumağı kitaplardır. O nedenle, durup duruken, insanlara iftira atma. Kanıtsız konuşma. Ben, Kuran'da tarif edilen Allah "işkenceci" dediğimde desteksiz mi konuşuyorum? neden işkenceci olduğunu, Kuran'dan ayetler grtirerek göstriyorum. Saygılar.
-
Bozan Amca teşekkürler, ben yazacaktım, sen zaten yazmışsın. Alttaki sözüne de bir gönderiyorum. Kuran'dan birkaç sure okumakla, Kuran okudum denmez. İncil'den birkaç satır okumakla, İncil okudum denmez. vs. vs. Saygılar.
-
Bu polemikten başka birşeyle sonuçlanmaz. Ben sadece önerdiğim testi yapmanı istiyorum. Senin işyerine gelip giden samimi olduğun insanlara yap yeter. Ama önce "dürüst konuşmalarını sağlamak için" altyapıyı hazırla. Ne demek istediğimi anlayacaksın. Bu arada samimi cevabın için teşekkürler sevgili boşig. Saygılar.
-
Sevgili TARAFSIZ'ın yazılarını başından beri okuyorum. Mesela hastanelerde bulunan "RUH VE SİNİR HASTALIKLARI" klinikleri, cinlerle, perilerle uğraşmazlar, BEYİN FAALİYETLERİ ile uğraşırlar. TARAFSIZ bütün yazılarında klinik anlamda bahsedilen RUH'u kastetmiş bu yazısında. Önceki yazılarına bakınız. Yani çelişki yok aramızda. Saygılar.
-
Okurken, herşeyi oku bence. Yukarıdaki yazımda bir ifade var: Uzun süre müslüman kalmamı sağlayan şey de, Anadolu kültürünü islam sanmamdır, Kuran okumamış olmamdır. Türkiye'nin özelliği, burada sulandırılmış İslam'ın yaşamakta olmasıdır. Türkiye'nin özelliği bu ülkede laik bir sistemin bulunmasıdır. Acaba neden diğer İslam ülkelerine göre burada daha rahatız? Anadolu Kültürü + Laiklik. Buna rağmen, son yıllarda hız verilen Anadoluyu sünnileştirme çabaları da meyvelerini vermeye başladı: Sünni tahammülsüzlüğü son hızla yayılıyor, insanlar sindiriliyor. Başka inançlara mensup insanlar kesiliyor, vuruluyor. Ateist Aziz Nesin'in yanında bulunmaktan başka bir suçu olmayan insanlar canlı canlı kızartıldılar. Müftülük de yapmış olan Turan Dursun, ateistliğini ilan edince vurularak öldürüldü. papazlar, misyonerler hunhanca katlediliyor. Arap kıyafetleri hızla yayılıyor. Tercihtir, saygı duyarız, bize sadece Muhammed iyi ki eskimo değilmiş, yoksa vatandaşlarımız küklerin içinde pişerdi demek kalıyor. Ancak bu anlaşyışın kanun koyucu duruma gelmemesi için de yasal her mücadeleyi yaparız. Ben sana "Kuran'ı mealini baştan sona okudun mu?" diye sordum. Bu soruya cevap vermek yerine, soruyu değiştiriyorsun. Ayrıca kullandığın mantık çok yanlış. Tanımadığın, bilmediğin şeyi benimseyip, sevemezsin. Tanıdıkça benimsersin ve benimsemezsin, tanıdıkça seversin veya sevmezsin. İlk görüşte aşkların çoğu yürümez. Çünkü tanıdıkça illizyon dağılır. İlk karşılaşmada kavga eden insanların çoğu ile sonradan can-ciğer dost olurlar. Çelişkini görebilesin diye altını çizdim. Yani önce benimsemek değil, baştan sona okumak gerekiyor. Böyle bir durumda, elbette o mektubu baştan sona okurdum. Yani önce benimsemezdim. Baştan sona okur, içinde ne yazıyor öğrenirdim. Öğrendikten sonra, bu mektubun beni ormana bırakanlar tarafından mı yazıldığını anlamaya çalışırdım. Mektup beni ormana bıraknlar tarafından yazılmamış da olabilir. Bu sadece bir yalan da olabilir. Muhammed ve Kuran örneği daha çok şüpheli bir durum. Zira, ben de ormandayım, Muhammed de ormanda. O bir mektup yazıyor, bizi ormana bıraktıklarını andığımız kişi/kişilerden vahy aldığını iddia ederek. Mektuba bakıyorum, zaten o sırada bildiklerimizden başka birşey olmadığı gibi, birsürü çelişki ve anlamsız sölerle dolu mektup. Ve Muhammed illa da ısarar ediyor "bana bu mektubu bizi buraya bırakanlar yazdırdı" diye. Bu iddiasına inanmazsam da, beni kafirlikle, müşriklikle, eşeklikle, maymunlukla suçluuyor ve cehennemde kepap olmakla tehdit ediyor. Söylediğin sözün içinde, aklı küçümsemek bir yana, -varsa- Tanrı'nın, peygamber değil de, sadece akıl verdiğinin itirafı var. Zira, sadece akıl olmuş olsaydı şimdiki gibi olurdu diyerek, şartlı bir cümle kurmuşsun, ve şart gerçekleşmiş, bu durumda sadece akılın varlığını, peygamberlik iddialarının boş olduğunu teyit etmiş oluyorsun. Öte yandan, senin iddiana göre Allah peygamber ardına peygamber, kitap ardına kitap göndermiş olmasına rağmen dünyanın yine de huzur bulmadığının da itirafı var. Saygılar.