Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

KesKiNkAleM

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    995
  • Katılım

  • Son Ziyaret

KesKiNkAleM tarafından postalanan herşey

  1. Orada olmak her Türkü onurlandıracaktır. Ve sevgili Diloş aklımıza gelen o tek ismi bundan sonra aklımızdan hiç çıkartmayacağız, çünkü onu ve ilkerini unutmak bizi bu günlere getirdi. Neden Cumhuriyet dedi: Çünkü bağımsızlık bu milletin karakteriydi, tıpkı kendisi gibi. Neden Laiklik dedi: Çünkü Osmanlı çökerken ve çökme sonrası bir elinde tespih, bir elinde musaf olduğu halde, halkı inancıyla sömürenlerden çok çekmişti. Tek din ve tek mezhep odaklı inanca dayalı devlet yönetiminde büyük kitlelere haksızlık yapılıyordu. Devlet işine dini karıştırmayacaksın ve insanlar istedikleri inancı dilediklerince kendi içlerinde özgürce yaşayacak. İnanç özgürlüğüde bağımsızlıktandır. Neden Milliyetçilik dedi: Ne mutlu Türk'üm diyene dedi, çünkü ümmetçiliğe endekslenmiş bir toplumdan bir millet var etmek istedi. Çünkü millet olmadan hiçbir şey olunamazdı. Ve millet olmakta bağımsızlıktandır. Bağımsızlığına düşkün bir millet bağımsızlığına sekte vuran herşeyden uzak durmalıdır, yani emperyalizmin oyunlarından.
  2. Arınç ve onun gibilerin tek bir kriteri var arkadaşım, dindarım diyorsan onlar gibi yaşayacaksın, bunu her fırsatta dile getireceksin, reklamın iyisi kötüsü olmaz ya, her ibadeti aleni yapacaksın. Çünkü büyük çoğunluğu müslüman olan ülkede insanları kolay kandırmak istiyorsan siyaseti din üzerinden yapacaksın ki millet ya bu adam çok dindar, o zaman oyumuzu buna verelim desin. Terazileri varsa o terazi ile kendi inançlarını bir tartsınlar bakalım ne ölçüm verecek?
  3. Korkuğum o ki, bu dönemeçte bu tür vakalara sık rastlayacağız, bir millet uyandı onun uyanmasından korkanlar o milleti yeniden korkuya salmak isteyecekler, içeride ve dışarıda bulunan ihanet şebekeleri el birliği ile çatışmalar çıkartacaklar. Çok dikkatli olmak lazım. kiminin elinde din maskesi olacak, kiminde milliyetçi maske olacak, kiminde bir başka şey. aslolan Türkiye Cumhuriyetinde bölünmez bütünlüğü, ilkelere bağlılıkla kanıtlamak olacak. Bakın bir kesim çok tedirgin oldu Cumhuriyet yürüyüşünden; kim onlar, emperyalizmin Türkiye'de ki kuklaları. bu kuklalar herşeyi kullanmaya müsaittir ve onların en büyük düşmanı M. Kemal ATATÜRK'tür.
  4. Dindarlık neyin ölçüsüdür aslan kardeş? Dindarlığın kriteri nedir? Devlet adamı ararken önce dindar olmasına mı bakılır? Hukukçu dindarlığını reklam malzemesi yapmazsa dindar olmaz mı? Devlet adamı dindar olur, az dindar olur, kendinde dindar olur, bu kimseyi bağlamaz. Ama öncelikli beklenen dindar olması olmamalı, senin dindarlığın kimi alakadar eder ki?
  5. A.D.D ile ne sorunu var bu insanların anlaşılır gibi değil, sessiz, susmuş, pusmuş, herşeyden bihaber bir toplummu görmek istiyorlar, Atatürk ve onun ilkeleri ile başları belada olanların oyunları bunlar. Benim naciz bedenim elbet birgün toprak olacaktır, ama Türkiye Cumhuriyeti ilelebet yaşayacaktır. M.Kemal ATATÜRK. Atatürk demek, Cumhuriyet demek, bağımsızlık demek, biz demek. Biz demek Atatürk demek, bütün kemalistleri öldürmedikçe kemalizm emperyalizmin baş düşmanı olmaya devam edecek. ve onun kuklalarının.
  6. tebrikler mükemmel bir uslüpla özetlemişsin arkadaşım, usta bir kalemden çıktığı belli, umarım değerlendirmeyi bilirler. okuma bilen ama anlama bilmeyen çok insan var malesef.
  7. yetmiyor yüreğine döllediğin sevgiler aşkla hayata perçinlenmeye. dostum : tükettik ömrümüzü hep bir kanatlı kelebeklerle. ama yürek coşkulu yürek duraksız yürek dört nala ya asi olmak sana yakıştığı kadar yakışmıyor hiçbir kadına.
  8. Çok teşekkür ederim değerli arkadaşım. Şiir ve güzel sözlerin benim için çok değerli. Senin gibi.
  9. Adı darbe söylentilerine karışmış! Bu neyi açıklar, adı bir sürü şeye karışmış olanları haklı mı kılar? Ve arkadaş açıklamış, yasal olarak kanuna uygun bir şeyden bahsediliyor, oysa bunu görmezden gelmekteler. Avrupadan özellikle fon ayrılan ve hükümetinde onayı alınarak bir çok bölücü fikir gütmekte olan derneklere fon ayrılmakta. ADD'nin bu kadar yıpratılmak istenmesi, karalama çabaları Ak partinin bir dernekten ne kadar çok korktuğunun göstergesidir. Ak parti içinde Atatürk'ün adı geçen herşeyden korkar, onu karalar, yıpratır, ama kendi oluşumu ise tamamen şaibeye dayalıdır. Kuruluşu, iktidara gelişi her yönden şaibelidir. Darbe söylentisi değil, rejim değişikliğine dair yeminler etmişlerdir. halen vekil olan birileri bu ülkede daha dün yeşil devrimden söz etmekten imtina etmediler. Asıl ********* ********* bu.
  10. Demirel millete senelerce gülmüş, hiç görmedinizmi gerçekten?
  11. birileride bayram yapacak herhalde nede olsa köşke talip olanla kendilerini özdeştirmişler.
  12. Ama sizide fitneci yapmışlar gördünüzmü hanımlar? Oysa siz çok başka bir şeyden söz etmişsiniz. Ve çokta doğru söylemişsiniz. Anlayan anlayacaktır.
  13. arkadaş Nevruz'un kökeni belli, tarihi belli, kime ait olduğu da belli elbette sahip çıkacağız. milletleri millet yapan, tarihi, kültürü, zenginliği, bayramlarıdır. Türklerin tarihi, kültürü, zenginliği ve bayramları bellidir. Belli olmayanlarda bir kendilerinin olmayana sahip çıkmak isterler. olmayan bir tarihi zenginlik sonradan yaratılamaz.
  14. Taraflı biri cumhurbaşkanı olmamalı, asıl önemlisi Cumhuriyet aleyhtarı ve bu meyanda taraf olan kişi, hele hele şaibeli yaşantısı ile güvenilirliğini yitirmiş ise kesinlikle olmamalı.
  15. Acı olan başbakanın pkk sempatizanı ve destekçilerini (Talabani) başbakanlıkta ağırlamasıdır. Cumhurbaşkanının kendi başına af yetkisi olmadığı gibi bu konuda sorumlu tutulamaz. Ortada bir af varsa o affın kanun hükmü önce meclisten geçer. Bunu gözardı etmek işi başka yere çekmeye çalışmaktır. Ve mevcut iktidarın pkk ile mücadele konusunda geçmiş iktidarlardan çok daha pasif kaldığı ortada. Abd'den direktifle hareket eden Akp, Kürt oylarına da talip olduğu için pkk konusunda çok taviz veriyor. Ve zaten Kürt meselesi sayın başbakanın meselesi değilmiydi?
  16. --Yani buna göre Cumhurbaşkanı’nın ilgili derneğe yardım ya da bağış yapmasının herhangi bir yasal sakıncası yoktur ama siz ille de “bir Cumhurbaşkanı ‘ismi’ yasal şaibe altında olan bir derneğe nasıl yardım yapar” derseniz hala, demek ki yukarıda yazdıklarımız konusunda anlaşamamışız demektir ya da konuya ilişkin sizin getireceğiniz argümanlar farklı demektir. --Cumhurbaşkanlığı bütçesinden başta ADD olmak üzere çeşitli dernek, kurum ve kuruluşlara aktarılan paralar, “Kar amacı gütmeyen kuruluşlara yapılan transferler” başlığı altında toplanıyormuş.Siz ne yazmasını isterdiniz,“Gemi alması için bizim oğlana yapılan transferler” olabilir mi mesela?
  17. Ya unutmuşum ben buraları, çok teşekkür ederim her birinize ayrı ayrı. kelebek ne güzel şey seni görmek, çok iyiyim bir süredirde cezalıyım ancak geldim buraya kusura bakmayın ne olur? Suheda, Sardunyam, Diloş
  18. Kadın ya da erkek önce insan olduğunu biliyorsa sorun olmaz yok önce cinsiyetim var öyle ise karşı cins tehlikeli ve tahrik edici olabilir diyorsa sorun olur. hele hele kadın güzelse çok daha tehlikelidir, uzak durulmalıdır
  19. Başbakanın geçen günlerde yaptığı bir konuşmada devlet bütçesinden eğitime ayrılan paranın ne kadar büyük olduğu hakkında ifade ettiklerini dinledim. Ve diyordu ki bunu neden yapıyoruz çünkü cehaletle mücadele bizim en çok önemsediğimiz meseledir. İyi güzelde bakıyorsunuz okullardaki eğitimin kalitesine bir gelişme yok aksine gerileme var, çocuklara bakıyorsunuz başıboşluk almış başını gidiyor ve şiddet gün geçtikçe artıyor ve milli eğitimin bu konuda bir girişimi yok, devletin okul yaptırdığını görmüyorsunuz, vatandaş ve hayır kurumları okul inşa ediyor ve devlet oralara sadece öğretmen atıyor, okulun inşasını hayırseverler üstleniyor giderlerini vatandaş karşılıyor, okullarda aidat adı altında okuluna göre değişen rakamlarla öğrenci başına 50 ila 100 Ytl bağış toplanıyor ve bununla okulların temizlik giderleri, fotokopi giderleri, temel ihtiyaçlar karşılanıyor, ve devlet eğitime büyük bütçe ayırdığını söylüyor. Peki o zaman bu bütçe nerelerde kullanılıyor, ne gibi yatırımlar yapılıyor, devlet okullara neden temizlik görevlisi ve memur atamıyorda okullar bu ihtiyaçlarınıda öğrencilerden karşılıyor. Nerede kaldı milli eğitim ve sosyal devlet anlayışı? Okulların önleri ve içleri güvenli değil, ve bu çeteleşmelerin birinci sorumluları elbette ailelerdir. Bir anne baba çocuğunun okulda ve gidiş gelişlerinde ne yaptığından kimlerle arkadaşlık ettiğinden haberdar değilse ve çocuk bir şekilde yanlışlığa sürükleniyorsa kimi sorumlu tutacaksınız, çocukların ve gençlerin okuldan arta kalan zamanlarını değerlendirecekleri sosyal alanlar olmazsa, olanlarında maliyetini karşılamak herkesin harcı olmazsa bu çocuklar boş vakitlerini nerede ve nasıl değerlendirirler? Zaten okullardaki öğretim yeterli değil ve eğitim verilmiyor özentili, kimliksiz ve ******siz yetişen nesil gelecekte bu ülkeye ne verecek?
  20. bu yazıya bu çiçek az ama sayın Frozen lütfen kabul et. herşeyi sineye çekmekmi dersin bananecilikmi dersin futbol fanatizmi gibi partici fanatizmmi dersin hedefe gitmek için her yol mübahmı dersin başörtüsüne namusunu bağlayım ardınan dinim elden gidiyor naraları atanların peygambere sövüldüğünde hangi deliğe saklandıklarını görmezlermi dersin.
  21. Bakın sizin gözden kaçırdığınız ya da özellikle görmek istemediğiniz şey ülkenin tehdit altında olduğu gerçeğidir. Bunu her alanda ve her anlamda görmek mümkün. Ekonomide küreselleşme pekaz ülkede Türkiye'de ki kadar yoğundur, küreselleşenler ülke değilde şirket evlilikleri gibi görünsede durum öyle değildir. Anayasada açıkça belirtilmiş olan demokrasi, laiklik ve diğer değişmeyen ilkelerin bazı siyasilerin önünde oluşan engeller nedeni ile tartışma konusu yapıldığı aşikar. Ve aynı siyasiler bu iki ilkeyi hayata geçirirken hatalar yapıyorlar, demokratik hak herkese eşittir ancak bu eşitlik kimseye imtiyazlı bir hak vermez. Devletlerin kuralları vardır kimisi değişkendir ama ilkeler değişmez. Çünkü bir ulus devlet kurulurken bu ilkeler üzerine inşa edilir. Eğer bu ayaklardan biri zarar görürse o devlet sakatlanmış demektir. Belliki laik ve demokratik yönetimde bir kısım yöneticiler niyetlerini açıkça ortaya koymadan bu iki ilkeyi tartışılır kılıyor ve ehemmiyetsiz göstermek istiyorlar. Bir kısım halktan destekçileride buna çanak tutuyor. 28 Şubat bir darbe değildir, en azından 12 Eylül'le kıyaslanamaz. Bu bir muhtıradır. Ama buna rağmen birileri ders almamış görünüyor ve darbe istiyor olabilirler. Şunuda unutmadan belirtmekte yarar var darbeler ülkede büyük sıkıntı yaratır bu malum ama rejime yönelik niyetlerde darbe kadar hatta çok daha fazla sıkıntı yaratır. Yani darbe ile devletin yıkılması eşit değildir.
  22. arkadaşım kimsenin Arab sermayesi gelmesin dediği yok ama Arab sermayesi bugüne kadar neredeydi vardıda bizmi bir faydasını göremedik, yabancı sermaya iyidir ama önce kendi sermayeni büyütmen lazım bir düşünmek lazım Türkiye bir firma diyelim, bu firmaya ortak arıyoruz, ama ortağın sermayesi firmanın sermayesinden büyük. O zaman patron kim olur? Ve firma ne kazanır, sermayeyi yatıran önce kimi düşünür? Bir millet kalkınmasını sermayesini yabancılaştırmaya bağladıysa o zaman o milletin ekonomisi çökmüş demektir. Borç yiyen kesesinden yer arkadaşım, sermayeyi koyanın geri çekme ihtimali vardır, bunu göz ardı edersen zarar görürsün, o yüzden önce milli sermayenin gelişmesi şart ki güvencen sağlam olsun. Yoksa yabancı sermayeden korkan yok.
  23. Önce Hoşbulduk Açılan başlıklara yaptığımız yorumları görüyorsanız bizim ne düşündüğümüzü anlamış olmanız gerekir. Ülke elden gitmiyor ancak ülkenin üzerinde kara bulutlar dolaşıyor, Laikliği kaldırmak çabasında olanlarda mevcut, Cumhuriyetçilerde onların karşısında. Ülkenin satılmasından rahatsız olmuyorsunuz anlaşılan. Kelimelerle oynama arkadaşım, din bir devlet yönetimimidir ki ya da devletin yönettiği millet tek bir dinemi mensup? Ak parti çok cesur kararlar alıyor çok futursuz davranıyor ucu Adalet Partisine kadar dayanan bir zihniyet var. Ve bu zihniyet devlet yönetiminde 50 yıldır aktif rol alıyor ve sorun çözmek bir yana sorun yaratıyor. Duygu ve inanç sömürüsü bu iktidarın ve uzantılarının maskesi. Darbelerde bu siyaseti yönetenler yüzünden olmuştur. Eğer yaşın kurtarıyorsa son darbeyi ve dönemini hatırlarsın. Nasıl bir kaos ortamında kimlerin nasıl siyaset yaptığını ve o kaosu yaratan Amerika'nın darbeci Kenan Paşa'yı nasıl kullandığınıda hatırlarsın. Bu ülkede demokrasinin gelişmemesinde en birinci sorumlular siyasette aktif olanların kendileridir, ve bu millet ******** bedelini pahalı ödemiştir.
  24. Bu ülkede Vakit, Zaman, Akit gibi İslami gazeteler var onlarında bir okuyucu kitlesi. Birde Cumhuriyet, Yeniçağ gibi gazeteler var onlarda Ulusalcı, Demokratik, bunlarında kitlesi belli. Her iki tarafta belli bir dünya görüşüne sahip kişilikler. Ama Hürriyet, Sabah, Milliyet gibi daha çok magazinel bir mecmua olan gazetelerin belli bir kitlesi yoktur, onların okuyucuları pek sosyal meselelerle ilgilenmezler, genel, güncel, magazinel ve arka sayfasında mutlaka bikinili bir hatun resmi olan bu gazetelerde bir kaç değerli köşe yazarından başka kayda değer bir haber olmaz. Zaten gerçek meselelere değinmez bile bu medya mantarları. Onların kanalları da vardır bunlardan hiçbir farkları yoktur. Gelelim sadede, Hürriyet bu terbiyesizliği ilk defa yapmıyor ama bu yüzden miting yapılmaz. Bu yüzden tepki verilir o tepkide faxla, telefonla, mektupla ve hatta o gazeteleri almamakla verilir. Gelelim mitinglere, ucu Akp'ye dokunan herşey birilerinin tepkisine sebep olur, Akp'nin canı yandımı onlarında canı yanar, bir bütün olmuşlardır. Çünkü ortada dini temsil ettiğine inanılan, güvenilen, hatta bu kesime bir başka dinsel rahatlık vad eden bir partidir. Bir türlü ayrıştıramazlar ve ortada bir vatan vardır bir türlü paylaşılamaz. Herkes vatanseverdir ama herkes bir tarafını sever, bütüne bakan, bütünü umursayan pek azdır. Kurulu Cumhuriyetin içini yıllardır bir kurt gibi kemiren ve son 50 yılın muhafazakar/sağcı/dine dönük iktidarları tek tek bir ayağına darbe vurmuşlardır. Ama onlardan vatan severide yoktur. Hürriyet Gazetesi son 50 yılın muhasebesini yapsa kendisine bu durumda nasıl bir karne verilir? Türkiye'nin son 50 yılından haberdar olan Hürriyet bütün bu olanlardan sorumluluk sahibi değil midir? Elbette bütün medya gibi oda sorumludur. Ne okuduğumuza dikkat etmek zorundayız. Bir ülkede medyanın dolayısıyla gazetecilerin güvenilirliği kalmadıysa o ülkede her türlü kirli iş çevrilir ve kimsenin ruhu duymaz. Tıpkı burda olduğu gibi. selametle
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.