Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

Ana ekranınızda anlık bildirimler, rozetler ve daha fazlasıyla tam ekran uygulama.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

frozen

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

frozen tarafından postalanan herşey

  1. Bazen Yıldızları süpürürsün, farkında olmadan, Güneş kucağındadır, bilemezsin. Bir çocuk gözlerine bakar, arkan dönüktür, Ciğerinde kuruludur orkestra, duymazsın. Koca bir sevdadır yaşamakta olduğun, anlamazsın. Uçar gider, koşsan da tutamazsın... William Shakespeare
  2. Ben Sana Mecburum Ben sana mecburum bilemezsin Adını mıh gibi aklımda tutuyorum Büyüdükçe büyüyor gözlerin Ben sana mecburum bilemezsin İçimi seninle ısıtıyorum Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor Bu şehir o eski İstanbul mudur? Karanlıkta bulutlar parçalanıyor Sokak lambaları birden yanıyor Kaldırımlarda yağmur kokusu Ben sana mecburum sen yoksun Sevmek kimi zaman rezilce korkudur İnsan bir akşam üstü ansızın yorulur Tutsak ustura ağzında yaşamaktan Kimi zaman ellerini kırar tutkusu Birkaç hayat çıkarır yaşamasından .......... .......... Attila İlhan
  3. ele geçirilmez umutlarımızı içiyorduk belkide,hiç bitiremediğimiz ve tam bilemediğimiz şarkılar söylüyorduk efkarlanıp kendimize gözdağı veriyorduk unutmayı....-oysa hep hatırlıyorduk ve hiç unutmuyorduk,daha çok unutmuyorduk daha çok hatırlıyorduk ve hiç unutmuyorduk,daha çok unutmuyorduk daha çok hatırlıyorduk-dışımızın yalancısıydık... unutacak zaman bulamadıklarımızdı onlar,hep yarım bırakmıştık konuşmalarımızı,son sözümüz söylenememişti daha ve belki de hiç yaşamadıklarımızdı onlar ve bitmemiş öpüşlerimiz vardı,böğürtlen tadında...-unutamazdık! t.b gecenin kapısını hiçbir el kapayamaz demek yarı aydınlık kalacağım oktay.r
  4. yeniden açılıyor göğsümdeki o yara yıldızlar kaybolarak gövdemle birleşirken ayak seslerinin ardından sessizlik yayılırken, yıllara gömülen bu taşlar nereye sürükler benide birlikte? yorgo seferis.
  5. orada oturuyordu,orda pencerenin önünde,yüzünde kendinin olmayan bir fotoğraf,düşünceler yazıyordu onu,hiç yazılmamış o romanı arıyordu,aşkının romansı susmuştu artık onda!.... birileri durmadan adını söyleyip durmadan bir şeyler soruyorlardı ona....ve o boşlukta yuvarlanıyor,hiç kimseye bir türlü ulaşamıyordu,dönüp durup kendine kilitleniyordu içine...kendi bedenindeki bir uzun yolculuktaydı,kendi bütün zamanlarının gelgitlerinde,bütün boyutlarını yaşıyordu hayatının ve akıyordu kendine,yalnız kendine;günler başlıyor,günler bitiyordu üstünde...hadi bırakın onu,kendi sevgisiyle yargılansın,bırakın onu,ondan neler kalacağına tanık olmak için bırakın.sonrasıdır bu onun. t.b
  6. geliyorlar!yağmacılar...ah bunalıyorum,sevmesinler istiyorum,hiç bir sevgi istemiyorum artık bırakın beni!ağlamalarımın hırsızları teselli edecekler beni,alıp götürdüler bütün gözyaşlarımı;kendi gözlerine doldurdular,benim için akıtıyorlar,benim için ağlıyorlar bak!onca yağmacıları hayatımın hepsi burada;bana vermek istiyorlar beni,artık bende olmayan beni,geri!! neden susuyorum bu kadar,anlamıyorlar hiç;ben susmanın acemisiyim oysa.susmak mı bu dersin,düşüncenin sesesiz çığlıkları mı... t.b.
  7. çılgınım bugün,aklını yitirmiş sanıyorlar oysa,çılgınım ve bunu bilincimle yapıyorum;korkuya karşı,hüzne karşı,acıya karşı,ayrılığa karşı yapıyorum bunu....bazı noktaların tek sevinci vardır,ötekiler duyumsamaz bile.tıpkı diş ağrısı yada doğum sancısı çekenbir insanın,o anda bütün hayati işaretlerin dışında kalması gibi.... sedelina sen a.ilhanın dediği gibi yanlış kapıyı araladın arkası boşluk çıktı....kaçış yok çekeceksin sancısını tek başına çünkü en yakınımızdaki ile bile aramızda saat farkı vardır....m.m....
  8. sen bir korkaksın diyorum sana,en büyük korkudan kaçıyorsun diyorum,kendinden!başka korkular uğramış sana diyorum,oysa seni başlatan da sensin,durduranda sen diyorum...yalnız kendinden korkmalısın diyorum,en çok kendinden,yalnız kendinden..... işte aklımın takıldığı bu son noktada,çalan bütün telefonlara sunulan bütün sevgilere,ilgilere,benim adıma verilen kararlara ve gecenin düşlerine bütün kepenklerini kapamış olan ben,tek bir sevinci bekliyorum hala;seni!yarın bekler miyim bilmiyorum,bilmiyorum hiç,şimdiyi biliyorum şimdiyi,seni,içimin sevincini bekliyorum.beni keskin dişlerinin arasından uzayan helezonlarıyla kıskıvrak benden alıp öteye götüren ve bir iç ezgisiyle başımı döndüren o noktada;işte böyle seni özleyen ben,inatla hayata büsbütün susuyorum!sen gelmelisin,sen aramalısın beni,sen;bütün kalabalığın karşısına tek başına çıkması gereken istediğim sen!içimdeki en büyük ad sen!dindirecek olanda sen!bunun dışında hiç bir şey geri veremez bana sevinci;tam şimdi veremez,bu noktada veremez,istemem!kendimi tecrit etmelerime aldanmıyorum hiç,bu benim isteğim,bana bu kadar geçerli. bir insanın içinin bilinmeyenleri hep keşfedilmeye aittir,kendine değil,ne kadar hazır olursa olsun-asla bilmez hazır olduğunu-birisinin o topraklara ayak basması gerekir,bütün o kendini arayışlar bu ilk fetihlerden sonra gelir...tıpkı,yeni bulunmuş bir adanın adının konmasının yetmeyip haritasının da çizilmesi gerektiği,daha sonrasında topraklarındaki onca cevherin,ürünün,suyun ve sırrın durmaksızın araştırılması gibi.... benim hayatın atlaslarında yeraltı haritamın sınırlarının değişmeside seninle başladı.yaşama sunduğun madenlerimi bereketli,zengin ve övgüye değer bulan bütün o diğer insanların bana farkettiremedikleri içimdeki o diğerler,keşfedilmemişler,bu fetih sonrası,benimle birlikte kıpırdanmaya başladı,hayır seninle değil,benimle birlikte,onca yıl hayatı çok rahat götürmeme yeten bütün varlarımla,kendimde hiçbir yenilik aramadan,kendi ambarlarımdan hayatımı yiyip tüketmeye koşullanmış olan ben,nadasa bırakılmış topraklar gibi bereketlenen ve hayatın kabaran göğsü oluveren ben,kendi kaşifime,sana açtım kollarımı..işte bu yüzden bir rastlantı değildin sen!benim kaşifliğimde aynı anda başladı ve onca ayrıntının içinde senden ışıldayan yıldızları topladım,göktaşlarını buldum,seni en uzaklara koyup en yakınlarıma alırken yaşadığım onca gelgitlerde yepyeni bir gezegen oldum,dünyadan koptum...ışık hızları sen,ses hızları ben!sen bana durdun,ben sana dönüp durdum!ben sana durdum,sen bana dönüp durdun,işte bu yüzden,hiç yaşanmamış,hiç bilinmeyen ve birlikte keşfettiğimiz hazların mutluluğunu yaşadık biz,kendi benlerimizle! t.bilginer. ölü bir yılan gibi yatıyordu aramızda yorgun,kirli ve umutsuz geçmişim oysa bilmediğin bir şey vardı sevgilim. ben sende bütün aşklarımı temize çektim. m.mungan
  9. Çoğu zaman karşımızdaki güzelliğin bizim için ne kadar değerli olduğunu fark etmeden yaşarız. Ta ki onu kaybedinceye kadar...
  10. frozen şurada cevap verdi: femalexx başlık Forum Oyunları
    öfke dörtnala koşan bir ata benzer sadece kendini yorar.
  11. düşündüreni
  12. şaşkını
  13. buda hep sinirli olan taurus'a.burda çimenlere uzandığını hayal etsin diye.
  14. martı name-cerenimo-aça-murti san-gulll -teşekkürler..
  15. çiçeklerim kabul eden herkese ...bu kirli dünyada saf ve temiz kalmanız dileğiyle
  16. güzel bir yazı teşekkürler cyrano
  17. nice mutlu yıllara.

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Tarayıcı push bildirimlerini yapılandırın

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.