Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

Ana ekranınızda anlık bildirimler, rozetler ve daha fazlasıyla tam ekran uygulama.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

frozen

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

frozen tarafından postalanan herşey

  1. miller vereyim hepinize bende çokkk. buyrun hemde soğuk.. ( başka isteyen çıkmaz inşallah.)
  2. bbana ısmarlayacağın biraları gloria'ya ver yumote...(gitti biralar.. )
  3. burası bara dönmüş yahu
  4. frozen şurada cevap verdi: arman başlık Forum Oyunları
    tavan arası
  5. frozen şurada cevap verdi: arman başlık Forum Oyunları
    eski
  6. frozen şurada cevap verdi: arman başlık Forum Oyunları
    küba..
  7. çizim yapmam lazım offfofffff
  8. frozen şurada cevap verdi: arman başlık Forum Oyunları
    patronlar
  9. teşekkürler yüreği güzel martım
  10. pembe saçlarını yumote ye
  11. ne güzel yazmışsın sevgili dipnot. ispat isteyen arkadaşlar daha ne istiyorsunuz anlamadım zaten önünüze pek çok ispat geldi ama sizler görmek istemiyorsunuz. bir atasözü var tamda sizin durumunuza uyuyor;''ANLAYANA SİVRİSİNEK SAZ,ANLAMAYANA DAVUL ZURNA AZ.''
  12. akıllımı demiştim merhametli demek.(bende açıklıyom sazan kibi ) etrafına yaydığı ta buralara kadar gelen pozitif enerjisini
  13. sevdim seni bir kere başkasını sevemem deli diyorlar bana desinler değişemem.....
  14. yüreğinin herkese karşı sıcak oluşunu
  15. espirili ve akıllı oluşunu.
  16. gereğinden fazla açıksözlü -gerçekçi-
  17. bütün forum ahalisine gitsin.herkesin bu çiçekler kadar özgür yaşaması dileğiyle.
  18. dondurma yiyor afiyetle
  19. kameranın karşısına geçip kızıma söylemek istediklerimi söylerdim.sonrası zaten bir kabus olurdu heralde.
  20. size komik bir şiir arkadaşlar Dohtor Bey Verdigin perhize budur gayratım, Bundan başka uyamayong dohtor bey, Üç sepet yımırta sabah kahvaltım, Teker teker sayamayong dohtor bey! İki leğen pilav bir yayıg ayran, İster yağlı olsun ister yavan, Yanına keseyong beş kilo sovan, Yeyong yeyong doyamayong dohtor bey! Üç tencere bamya yirim bişince, Yirmi tas su içip biraz koşunca, Her yanı sökülür garnım şişince, Sağlam göynek geyemeyong dohtor bey! Sinciye acımdan çogtan ölürdüm, Sağolsun gomşular ediyo yardım, Bi guzudan fazla yimem söz virdim, Ayıp olur cayamayong dohtor bey! Bazı az geliyo beş kasa hurma, Yedi lahanadan yapıyoz sarma, Onuda mı yeding deye hiç sorma, Utaneyong deyemeyong dohtor bey! Günde iki çuval unum gideyo, Avradım her sabah ekmek edeyo, Bir gazan fasille gönül ye deyo, Artırmaya gıyamayong dohtor bey! Senede gırk dönüm bostan ekering, Benden başka kimse yimesing dirim, Gavını, garpızı gabıglı yirim, Acelemdeng soyameyong dohtor bey! Bilmem gara Memmed nereye gider, Buyumuş gısmatım, buyumuş gader, Bi günde yediğim işte bu gadar, Daha fazla yeyemeyong dohtor bey! Bedirhan Gökçe
  21. Hüzün Adres Değiştirir Yakışmıyor cepheyi terk edişin, Mert dayanır, namert kaçar sevdiğim. Fazla sürmez hatanı fark edişin, Hasret eken , hüsran biçer sevdiğim. Adet ettin aşk dersini asmayı, Hüner saydın sırra kadem basmayı, Yetti artık çok denedim susmayı, İsyan eden bayrak açar sevdiğim. Nice avcı bende silah sınadı, Geri tepti ,sineleri kanadı, Kırılsa da yüreğimin kanadı, Yine açar, yine uçar sevdiğim. Bir resmimiz bile yoksa başbaşa, Revamıdır ben yanayım,sen yaşa, Aşk sunacak sakimi yok sarhoşa, Yine bulur, yine içer sevdiğim. Aynaların farkı kalmaz düşmanla, Tanışırsın doğduğuna pişmanla, Hüzün adres değiştirir zamanla, Benden geçer ,sana göçer sevdiğim. Üzerime yar sevdiğim sahi mi? Kalp çalmakta senin gibi dahi mi? Ağlama der dosta aşık Daimi, Bu da gelir ,bu da geçer sevdiğim. Cemal Safi
  22. KUPON ucuz bir efsane alın gündelik yaşamınızdan bir İmge biçin kendinize pazarın ürettiği görünmez kumaşlardan ya da değişik tarihli parçalardan yüzünüzü ısmarlayın yukarıdan aşağıya üç soldan sağa beş üç beş kişi sığdırın kendinize yedeğinizde bulunsun malum, bu durumlar belli olmaz her çekiliş için farklı kuponlar bu durak olmazsa önümüzdeki durak ilerleyelim beyler öldürdükçe içimizi önde boş yer var (1988) Haziran 1991 İstanbul-Ludwigshafen (Mürekkep Balığı) MANŞET Hayatıma manşet istiyorum. Birkaç manşete ihtiyacım var, günler tekdüze Karton filmlerden yapılma bütün serüvenlerin içinden geçtiğimiz karanlık tünel bizim olmayan gündelik Büyük bir köy artık bana tanınan, dünya! ölüm tek ticaretin Biz söyleriz başkalarına kalır kelimeler sanal gerçeklikler için vurguna inmiş manşet Gözlerimize attıkları bandın sakladığı karanlık kimsenin ofsetinde kazınmıyor yalan sarmal grafik kendine çevriniyor Biz söyleriz başkalarına kalır kelimeler Rekabetten başka yapacak bir şey bırakmıyorlar bize Şerefin, haysiyetin, adaletin ve ümidin eski moda öyküsüne bir biletim var, alıp cezalı bir biletle değiştiriyorlar. Sesim hiçbir metinde tanınmayacak böyle giderse. Aşık olmak istiyorum. Kendileri koyuyorlar kuralları. Naklen yayınlamak istiyorlar bütün duygularımı. Güzel pişmanlıklar yaşamak istiyorum, bırakmıyorlar, sterilize ediyorlar hemen yaşadığım her anı. Hilesiz kuşlar bile kartpostallarda tuzağa düşürülüyor, Tebrik ediliyor; poz verdiriliyor kanatlarına. Pozdan putlar yaratılıyor her yanda, afişlerde, ekranlarda, vitrinlerde, sokak pozlara tapmaya zorlanıyor insanlar. Zorlandıklarını hiç anlamıyorlar. Her yerde bela var. Olmayacak yerlerde üşüyorum. Çarşaflarımı denetliyorlar ben yokken. Pencereme konan kuşları takibe alıyorlar. Tek kişilik bir içbükey zaman bile bırakmıyorlar bana. Çıkmasam odam gömleğim oluyor. Çıkmasam sokaklar tundra. Aynaya bile şebekemi gösteriyorum. Bakın kimseyi dövmek istemiyorum. Aktör de olmak istemiyorum. Vücuduma ve ruhuma muhtacım. Rahat bırakmıyorlar. Yerimi bilmeliyim gitmeden önce. İzmarit olmak istemiyorum. Gençken ve yeniyken bir şeyler denemeliyim. Önce bir manşet bulmalıyım kendime, her şeye bir manşetten başlamalıyım. O zamanları anlatmak istiyorum. Zamanı öğrenmeye çalışırken yitirdiğimiz zamanları. Ölümden anlayan bir yanımız vardı gene de Sesimiz açılırdı. Uyurken korkardık. Sıçrardık uyku arasında ya da birinin elini tutardık Gecenin koyu kibrinde gölgelense de erden masumiyetimiz gelip geçerdik her şeyin yanı başından derinleşmekti en büyük tehlike Bağışlanırdık. Gençtik. Gençlik kaba cephane. hiçbir şeyin içimize fazla işlemesine izin vermezdik kahkahayla baş etmeye çalışırdık gözümüzle göremediğimiz her şeyle, ölesiye korkardık kendi içimizden tanımadığımız biri çıkacak diye günün birinde anonim bakış için rehin verdiğiniz gözler önünde geçip giden yazıp duran söyleyip eyleyen ben değilim duru suyun arı mantığın dingin optiğin önünde görülmek görünmek gözükmek isterim çok mu zor çok mu olanaksız bilmek isterim karşı durduğum şeyler vardır hayatta manifestoya varmadan daha kısa mesafelerde çözgüsü atkıya daha kolay dolanabilecek bir dolu yol derin çözümsüzlükte adı konmamış gizli bir sözleşme saklı madde imha ve imla ne çöllerde yiten geç dönemin mecnunları ne teneke kutularda biriktirdiğim madeni paralar en büyük günahımı işlemedim daha elementlerin minimal kullanımı daha yolun başındayım, yakında şimdiki zaman yalnızca çarşı pop ve popcorn zulmün bütün ayları iki bin yıllık kadim şehirlerde işkenceciler emniyet müdürü, katiller vali, Bağdat naklen bombalanıyor tarih ekrana çıkıyor, şifreli çantalarda taşınıyor parçalanmış haritalar, zulme çalışıyor devletin ve sermayenin bütün kanalları, polisler gazeteci, sarı kartlı muhbirler, satılık şeref koltukları, eski bir alınlık: Geçmişi anlamayan onu bir daha yaşamak zorundadır hem ortadoğudayız hem viyana kapılarında kuşe bir gravürde dağılıyor kimlikler değerler özsu; katil hep başkası çıkıyor kara piyasada kapalı iktisat her yıl geriye çalışıyor infilaka kadar körlük infilaka kadar kötülük herkes birbirine düşman olursa sistem mümkün oluyor ve buna, hayat işte, deniyor şairler biliyor sonuna geliyoruz büyük duvara herkes bir manşet bulmalı parçalandığı fragmanlara bugünlerden bir gün çıkacaksak eğer, çıkılacaksa, gömdüğümüz şeyler olmalı bugünlere, bir gün başka gözler bugünleri yeniden okuduğunda bizi görsünler diye, birkaç manşetlik kaba cephane ne yalnızca siper ne barikatta verdiğimiz ölüler şiir gizimizi herkesin gözleri önünde kaçırır geleceğe kolay kirlenmeyecek mecralar deltalara vurur akıntısı çıkarız çıkmalıyız acemi şiirler büyür başkalarının okuduğu olduğu yerde bizi de oldurur derin teorisiyle tekin olmayan şiirlerin kotuma altına aldığı yarınlar saklar kendi çocuklarını da eski ve kara bir şarkı yineler kendini başkalarının kaderlerinde: "kendini ele verdiğin yerde başkasına ihanet etmiş olursun yapma n'olursun! bizi almazken bizim kurduğumuz şehirler biz söyleriz başkalarına kalır kelimeler varsın olsun sen gene de yapma n'olursun!" yarım bırakılmış bir fragman gibi, parçalanmışlığın sunduğu acemilikler gibi mükemmel olmaktan özellikle kaçınmış şiirler gibi söylenebilecek binlerce sözden yalnızca birkaçı gibi kirletilmiş kayıtsızlığın her vahşeti mümkün kıldığı bir dünyada hayatımızın başına çekin kendi manşetinizi 1991-1994 Ludwigshafen-İstanbul Murathan MUNGAN

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Tarayıcı push bildirimlerini yapılandırın

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.