frozen tarafından postalanan herşey
- 
	
		
		Diyarbakır diyarbakır olali hiç böyle zulüm görmedi!
		
		- Değerini anlamak için
- tayyıp erdogan lubnana asker gonderemez ve gonderemeyecek!ne lübnan ne ırak ne iran ne kürtler büyük ortadoğu projesindeki ab.ve abd nin tek hedefi türkiyedir,yılların intikamı var içlerinde biz çok kolay unutuyoruz ama onlar unutmuyor......çok abarttım değilmi damien ülkemiz güllük gülistanlık,her şey yolunda.
- Forum Oyunlarını Mesken Edinen Üyelerebenim anlamadığımda şu tamam düşüncende haklı olan yerler varda gene belli sıfatlara takılıp kalmasaydı keşke yok üstad yok bizden biri.....bu sıfatların ne önemi varki eğer sizler söylemek istediklerinizi söyleyebiliyorsanız. ayrıca yetersizim diyen arkadaşlarada kendinize haksızlık etmeyin diyorum eminim sizinde bu ülkenin durumu hakkında söyleyecek bir çift sözünüz vardır.kendinize güvenin arkadaşlar. marcus uzun süredir uygulanan politikalarla uyutulan bizler birdenbire kendimize gelemeyiz,buda bir süreç isteyecek tabi.
- SENİ BİR ANIT BIRAKTIM KENDİNE!Sana ...sevgiyle ve aşkla Çok büyük yeminler ettim.ama yemin seni özlememe engel olmuyor.seni hayatımın neresine koyacağımı bilemiyorum.durduğun hiçbir yer bana yetmiyor.bu yüzden sildim adını ,izlerini ,yaşanmışlıkları..bu yüzden yok saydım seni.. senli günleri... Sen de bilirsin ben sadece hissettiklerimle hareket eden bir insan olmadım hiç.her zaman özellikle de sana duyduğum o yoğun tutku dolu şeyi bastırmayı,geriye atmayı bildim ..yeri geldi sustum..yeri geldi sayfalarca bağırdım sana..ama günlük yaşamımızı bu konuyla hiç boğmadan ,aramızdaki bağı salt kadın erkek ilişkisine dayatmadan kendi kendime sevdim seni...şiddetinden senin hiç haberin olmadan.... Son dört beş aydır seneler evvel başlamış olduğum kendi içime süren o yolculuğun en ağır,en engebeli zamanlarını yaşadım.verdiğim sınav en azından kendi adıma hayatın artık gerçek raylarına oturması ve yolunu net ve kesin bir şekilde bulmasıydı.düştüm ,kalktım,kazalar yaşadım ..başardım ama...bu sürede seni kaybettim,birilerini sildim,birilerini kazandım,birilerinin hayatımdaki yerlerini değiştirdim,bir diğerlerini durdukları yerden indirdim... .herkesi olması gereken yerlere koydum.Sana gelince durduğun hiçbir yer kaldıramadı seni .nereye koysam olmadı.seni bir türlü o tutkundan ayrıştırarak hayatımda tutmayı başaramadım.mutlaka bir şeyler yön değiştirdi aramızda.Seni her gördüğümde bedensel ve zihinsel irtifa kaybıma engel olamadığım gibi bir bakış ya da bir temasla başlayan her an evimde,gecemde,yastığımda sonlandı hep....her güne ne olursa olsun bu adamı yaşamak istiyorum diye uyandım ben.. Peki şimdi neden gün ışığıyla böyle kasvetli bir ağrı yer etti içime..yemin seni özlememe engel olmuyor ama... sanırım daha önce bunu ''yaşamak'' her şeye bedeldi...ama biraz önce anlattığım o içsel yolculuk,kendine hakkını verme ve kendini incitmeme adına sonunda bir seçim yapmak zorundaydım.seni erkek yönünden,seninle yaşadığım tutkudan ,sana duyduğum aşktan ayrıştıramıyorsam hayatından tümden çıkmak ve seni hayatımdan tümden çıkarmaktan başka yolu yoktu...Çünkü biliyor musun gerçekte senin kadının olmayı ve bunun onurunu taşımayı çok istemiştim.bu beni de seni de yüceltirdi biliyorum..kendi değerimden de eminim artık.Şimdiye kadar senin bu konuyla ilgili bana hiçbir açıklaman olmadı.hatta aramızdaki kırgınlıklar ,kızgınlıklar hiç yaşanmamış gibi davrandın hep..ben içimde cam kırıklarıyla dolaşırken ,yanında gözlerim sürekli dolarken bunun sigara dumanından olduğunu düşünecek kadar farkında değildin hiç bir şeyin.....olumsuzluğun net kaynağı yoktu.çünkü ben hep yanındaydım.zaten hiç gitmedim. Gitseydim ne fark edecekti ki ...sen kaldığın yerden benim bile dolduramadığım o yoğun boşluğuna yeni bir yürek aramaya devam edecektin...kendini buna öyle kaptırmışsın ki gerçekten sana gelen,senin için gelenleri bile fark etmiyorsun... Şimdi artık kokunun peşine sürüklenmesem de ,sabahları ismini sayıklayarak uyanmasam da sen kocaman bir aşk lekesisin yakamda; yıkadıkça çıkmayan...ama sevgili, hakkını doldurdu sana yüreğim .çünkü seni sevmek rus ruleti oynamak gibi bir şey hangi kurşun saplanır yüreğe bilemiyor insan... hem bu aşk tuhaf biraz senin dünyana girdikçe senden uzaklaşan bi tutku...ne yazık;artık mahzun ve ürkek kadın ve yorgun ki öylesine...gölgenin gölgesinde gölgesini unutmaktan! -------------------------------------------------------------------------------- Gökçe Öztürkler
- SENİ BİR ANIT BIRAKTIM KENDİNE!Eğer dimdik duracak cesaretin yoksa aynanın karşısında bir başına, hiç niyetlenmemelisin bir aşkta aşkı paylaşan olmaya. Aşk kolay görünse de zor olandır. Hayatımızdaki en keskin virajlarda hiç beklenmedik bir dönemeçte karşımıza çıkan trafik ışıklarındaki kırmızıdır. Frene basabilmenin en zor olduğu yerde durabilmek; duramayacaksan uçurumun dibindekini de göze alıp gaza yeniden basabilecek gücü bulabilmektir. Yeşil kolaydır unutma sevgili sana düşünmen için bir seçenek sunmaz çünkü. Dingin, aynı hızda devam edebilirsin yoluna. Aşk kırmızıdır, ummadığın bir anda frene basmakla, gaza basmak arasındaki çelişkidir. Karar verebilme gücüdür. Karar verebilmekse korkusuzluğu gerektirir. İşte tam bu virajda kaybettin beni sevgili...Korkularına yenildin bekleme beni... -------------------------------------------------------------------------------- Funda Bilgili
- HİZBULLAH'A SELAM OLSUNbu sadece bizim toplumda görülen bir şeymi bilmiyorum ama insanlar geçmişi çok çabuk unutuyorlar...kimi savunduğunuzun farkında olmadığınızı düşünmek istiyorum. hizbullahın herhangi bir terörist grubundan farkı yok bana göre.
- Özledim...vazgeçilmez oluyor acı çektirenler ...bir acımasız olarak bunu benden daha iyi kimse bilemez.
- Özledim...elde ettikten sonra çok fazla şey değişir..uykuda seyretmek bir yana o kocaman yatakta tek başına yayılarak yatmanın keyfi başlar.....
- Özledim...diyorya yazı onu diyorum dende
- Özledim...sizin yorumlarınızı saymıyorum birinin sevgilisi bile yok , öteki kavuşamamış ... siz bana inanın yok öyle astral seyahat falan
- Özledim...bence bu bakış açısı hayatı ıskalamaktır.acıdan korkmamalı insan,düşünsene hayatının önemli bir bölümünü belkide seni hiç haketmeyen birisi için harcıyorsun..bu kendini kandırmaktır, bu korkularıyla yüzleşememektir, bu insanın kafasını kuma gömmesi gibi birşeydir...kişinin o kadar anlam yükleyip sevdiği bir insanın karşısına çıkma cesareti yoksa sevmeye cesareti yoktur... birde bu insan dostuysa kişinin hem kendini hemde karşındakini kandırıyorsundur,o ilişkiye farklı anlamlar yükleyerek... biliyorum ben acımasızım..
- Dikkat! Bebekler anlıyorzaten sevgiyi en doğru algılayıp ayırt edebilen bebekler ve çocuklardır..
- Özledim...kendi beynimizde yarattığımız karaktere,hayattan bir beden bulmaktır platonik aşk bana göre ve sonuda hüsrandır ........çok mu acımasız oldu..
- Özledim...bunu yazan oldukça abartmış martı....
- İSMAİLAĞA CAMİİ'NDE VAHŞİ CİNAYETEnis BERBEROĞLU [email protected] Bu cinayet neden çözülmez (3) ANKARA İSMAİLAĞA cinayetiyle ilgili iki yazıma cemaatin eleştirisi, "Sen ne anlarsın ki" diye özetlenebilir. Elhak doğru, tarikatla hiç işim olmadı, olmaz da............................................. ....................... Tarikatı bilmesek de suçu nerede görsek tanırız. Çünkü suçun dini, imanı, etnik kökeni olmaz. Bunların arkasına sığınmak suçu ağırlaştırır. O yüzden Müslüman’a düşen bu suçları örtmek değil aydınlatmak olmalıdır.
- ASKERLIK YAN GELIP YATMAK DEGILDIR!Emin ÇÖLAŞAN [email protected] Yan gelip yatanlar ONLAR askere giderken yan gelip yatmak istiyordu! Vatan görevini deniz kıyısında motelde yapacaklar, yiyip içecekler, gece eğlenip sonraki günlerde aynı hayatı yaşayacaklardı! Fakat olmadı. Bazılarının ataması Güneydoğu’daki birliklere çıktı. Bazıları pusuya düşürüldü, mayına bastı, vuruldu, şehit düştü. Askerliğin yan gelip yatma yeri olduğunu zannedenler fena halde yanılmıştı! Zaten onlar hep yanıldı! Yanılmasalardı, PKK terörünün başladığı 1984 yılından beri yan gelip yatanlardan 6 bin’den fazlası şehit olmaz, binlercesi vurulmaz, sakat kalmazdı. Askere giden ana baba kuzuları, onları uğurlayan ana babalar, kardeşler, nişanlılar, eşler ve birlik komutanları da bu gerçeğin farkında değildi. Onlara sorulduğunda hep aynı şey söylenirdi: "Rahat olun, askerlik yan gelip yatma yeridir!" *** Neyse ki başımızda adı Recep Tayyip Erdoğan olan büyük bir devlet ve hükümet adamı vardı. Analar öylesini de doğurmuştu! Erdoğan, şehit sayısının giderek artması ve Türkiye’de neredeyse her gün şehit cenazesi kaldırılmaya başlanması ve halkın tepkisi karşısında o muhteşem, veciz sözleri söyleyip hepimizi uyandırmayı başardı! "Askerlik yan gelip yatma yeri değildir." Ne demek istiyordu? Şunu söylemeye çalışıyordu: "Elbette ölecekler." Ölenler ölüyordu ama kendisini ve takım arkadaşlarını bir tek şehit cenazesinde göremiyorduk. Gidemiyorlardı... Çünkü protestolar başlamıştı. Şehit analarından, şehit ailelerinden yayılan protestolar, toplumun bütün katmanlarına yayıldı. Artık her toplulukta insanlar hükümete lanet yağdırıyor. Pankartlar açılıyor, AKP iktidarını protesto eden sloganlar atılıyor. Bir toplum bu havaya girince, onu durdurmak mümkün olmaz. Şimdi bu tabloyu her yerde görüyoruz. Törenlerde, açılışlarda ve öteki yerlerde başbakan ve takımı nerede ise kitleler artık tepkilerini sesli ve görüntülü olarak dile getiriyor. Son örneği pazar günü Söğüt İlçesi’nde yaşadık. Açılan pankartlar ilginçti. Biri, memleketin eşe dosta ve yabancılara satılmasını dile getiriyordu: "Başbakanlık yan gelip satma yeri değildir." *** Fakat dikkat ediniz, Söğüt’te olaylar olur ve sloganlar atılırken Erdoğan o sinirli, hoyrat, azarlayıcı tavrından uzaktı. Kendisine "Anamız ağladı" diyen çiftçiye "Al ananı da git buradan" diye bağıran, yanıbaşındaki koruma gücüne sığınıp herkesi her yerde azarlayan Başbakan gitmiş, yerine adeta bir başkası, sanki bir melek (!) gelmişti. Olaylar sonrasında kürsüde nutuk atıyordu: "Bana burada hakaret edenlere hakkımı helal ediyorum. Biz gerilim istemiyoruz." Aaaa, niçin böyle değişip yumuşamıştı?.. Çünkü kendisini Cumhurbaşkanı seçtirecek. Oraya çıkış sürecinde kavgacı, azarlayıcı görüntüsünü değiştirmek istiyor. (Geç kaldı.) Cumhurbaşkanlığı seçimine şunun şurasında sekiz ay var. Sekiz ay dişini sıkar, yumuşak görüntü sergiler. Çankaya kapısından içeriye adımını attığından itibaren yine bildiğini okur. Türkiye’de iktidar olduğundan bu yana her türlü kavga ve gerilimi yaratan, insanları ayıran, sadece kendi yandaşlarını kollayan biri, ufukta Çankaya olunca taktik değiştirdi. Ancaaaak, bunları yutan belli bir azınlık belki olur da, Türk milletinin çoğu yutmaz. *** Yorgun ve gergin Başbakan, geçen hafta Muğla’nın Milas İlçesi’ndeydi. Tülay Güldamla isimli bir yurttaş, kendisinin "Askerlik yan gelip yatma yeri değildir" sözüne tepki için Mustafa Kemal Atatürk ve Çanakkale’de savaşmış askerlerin fotoğrafıyla onun karşısına çıktı ve sordu: "Bu resimlere iyi bakın, bunlar yan gelip yatan askerler miydi?" Polis bu masum hareket sonrasında Güldamla’yı gözaltına aldı ve dört saat karakolda tuttu. Bırakın tepki göstermeyi, bu masum davranışlara bile bu yöntemlerle gözdağı verilmek, insanlar korkutulmak isteniyor. Biz Türkiye’de bunları çoook gördük, çoook yaşadık. Bu tepkiler durmaz. Şehit ailelerinden fındık üreticilerine, öğrencilerden esnafa, memur ve işçilere kadar bütün kesimler kan ağlıyor. Hükümetin elinde sadece iki koz kaldı: Din ticareti ve din sömürüsünden yararlanmak. Şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da bu ikisine sığınacaklar. Toplum ayakta. Yapacakları başka hiçbir şey kalmadığını bizden daha iyi biliyorlar.
- bu kadarda olmaz yaww
- önceden önlem almak lazımfotoğrafın altında şuna benzer bi yazı vardı adam geceden bu yazıyı yazar sabah kaltığında araba yoktur yerde boyayla şu yazı yazmaktadır ''kafana takma abi biz taktırırız''.........
- bu kadarda olmaz yawwbu da gitmiş...
- önceden önlem almak lazımfotoğraflar yok olmuş ..
- bu kadarda olmaz yaww
- önceden önlem almak lazım
- müşteri her zaman haklımıMüsteri herzaman haklı mı ? Tüketici haklari konusunda Müsteri her zaman hakli mi? sorusunu irdelerken çesitli ülkelerdeki mahkemelik olaylari arastirmislar ve bulduklari belgelerden birisi. Olay gerçek... WorldPerfect (Bilmeyenler için yaziyorum, bilgisayari -elektrikli- daktilo gibi yapan bir programin yapimcisi)... Bu Sirketin müsteriye yardim hattinda banda alinmis bir telefon konusmasini okuyacaksiniz. Bu konusma sonrasi WorldPerfect gorevlisi isinden kovuluyor. Kovulan gorevli WorldPerfecti kendisini "Gerekçesiz" isten çikardigi için mahkemeye veriyor. Iste bu konusmanin desifresi. -WorldPerfect yardim hatti, buyrun, nasil yardimci olabilirim. -WorldPerfect`te bir sorun oldu. -Nasil bir sorun? -Yazi yaziyordum, birden bütün kelimeler gitti. -Gitti mi? -Yokoldu! -Ekranda su anda ne görüyorsunuz? -Hic bir sey. -Hic bir sey mi? -Yazdigim hiç bir şey ekrana çikmiyor. -Hala WorldPerfect programinda misiniz yoksa programdan çikitiniz mi? -Bunu nereden bileyim. -Ekranda bir "C" harfi görüyormusunuz? -Bir "hece" mi.. -Bosverin. Ekranda yanip sönen bir çizgi var mi? -Söyledim ya hiç bir sey yazmiyor. -Monitör üstünde yanan bir lamba var mi? -Monitor ne? -Ekrani olan yer, televizyon gibi... Çalistiginizi gösteren kücük bir lamba var mi? -Bilmiyorum. -Monitorün arkasina bakin, oraya bir elektrik kablosu giriyor olmasi lazim. Görebiliyor musunuz? -Evet. -Harika, o kabloyu takip edin duvarda elektrige baglimi bana soyleyin. -Bagli. -Harika. Monitorün arkasina bakinca bagli olan tek kablo mu gördünüz, yoksa iki tane mi? -Görmedim. -Tekrar bakar misiniz, ikinci bir kablonunda bagli olmasi lazim. -Evet buldum. -Tamam, simdi onu takip edin bilgisayara bagli mi diye bakin. -Kabloya ulasamiyorum. -Ulasmayin, bagli mi diye bakabilir misiniz? -Olmuyor. -Bir seyden destek alip egilip bilgisayarin arkasina baksaniz... -Egilmek dert degil, karanlik oldugu için bakamiyorum. -Karanlik? -Ofisin isiklari kapali, pencereden gelen isik yetmiyor. -Ofisin isiklarini yakin. -Yanmaz. -Neden? -Elektrikler kesik. -Elektrikler mi kesik. Tanrim..! (kisa bir sessizlik) Bilgisayarin kutusu, kitaplari herseyi duruyor mu? -Evet dolapta. -Simdi bilgisayari sökün, aynen aldiginizdaki gibi paketleyin ve aldiginiz dükkana iade edin. -Durum bu kadar kötü mü? -Korkarim öyle! -Peki tamam. Onlara ne diyecegim? -"Ben bilgisayar kullanamayacak kadar aptalim" diyeceksiniz... ------------------------------------------------------------------------
- Köpekler ve Türkler Giremezbu kadarda olmaz be..bu ne kin bu ne nefret....acaba biz ne zaman tepki gösterip bu yalanlara seyirci kalmıyacağız..bunlar gittikçe azıtıyor...
- Değerini anlamak için
Önemli Bilgiler
Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.
Navigation
Tarayıcı push bildirimlerini yapılandırın
Chrome (Android)
- Tap the lock icon next to the address bar.
- Tap Permissions → Notifications.
- Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
- Click the padlock icon in the address bar.
- Select Site settings.
- Find Notifications and adjust your preference.
Safari (iOS 16.4+)
- Ensure the site is installed via Add to Home Screen.
- Open Settings App → Notifications.
- Find your app name and adjust your preference.
Safari (macOS)
- Go to Safari → Preferences.
- Click the Websites tab.
- Select Notifications in the sidebar.
- Find this website and adjust your preference.
Edge (Android)
- Tap the lock icon next to the address bar.
- Tap Permissions.
- Find Notifications and adjust your preference.
Edge (Desktop)
- Click the padlock icon in the address bar.
- Click Permissions for this site.
- Find Notifications and adjust your preference.
Firefox (Android)
- Go to Settings → Site permissions.
- Tap Notifications.
- Find this site in the list and adjust your preference.
Firefox (Desktop)
- Open Firefox Settings.
- Search for Notifications.
- Find this site in the list and adjust your preference.
 
     
     
    