Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

frozen

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    4.763
  • Katılım

  • Son Ziyaret

  • Lider Olduğu Günler

    2

frozen tarafından postalanan herşey

  1. HEIDI KÜÇÜK PRENSES SARA CİCİ KIZ GEORGIE SİNBAD ARI MAYA VİKİNGLER ESTEBAN ŞEKER KIZ CANDY POLLYANNA
  2. herkese açık bir forumda sorulan soruya bende kendi cevabımı verdim... alınganız galiba (imzadaki resim değişince benim yazdıklarım komik olmuş...ölüm makinesine bak küsmüş )
  3. soru:şu anda nerede ne yapıyor olmak isterdiniz? cevap:sanane önemli not: imzana insanların canını alan bir ölüm makinesinin resmini koyman düşündürücü. (sanane dersin sen şimdi ama bir düşün istersen )
  4. RENKLERİM Aklaşan grilikte duruyorum - yeşilleşen mavilik kararan saydamlık azalan tirşe: o mor hiç olmadı mı? O tek renk bulunmadı mı? Kızıltılı kahve rengi Siyah Beyaz. Ah, az - hiç olmadım mı? Bulunamadım mı? Oruç Aruoba
  5. Ayrılık Günü Ben nice ayrılıklar gördüm ömrümce Kuşlar gördüm; kırılmış kolu, kanadı Ayrı düşmüş sevdiğinden kuşlar gördüm Hiç bir ayrılık bana bu kadar komadı Ayrılığın bir ağrıdır vurur şakaklarımda Ve büyür gözlerimde bir okyanus kadar Derinden ses verir içimde bir tel Sonra, birdenbire kırılır, kopar Yeryüzü çekilir altından ayaklarımın Geçer başıma çöken bir tavan gibi gökyüzü Durmadan çalınır kulaklarımda Şarkıların en hüzünlüsü Seni alıp uzaklara giden otobüs Benim üzerimden geçer hışımla Devrilir, bakakalırım ardından Bir sel gibi akan gözyaşımda... Artık ne yapsam boş, teselliler faydasız Karanlık gitgide en derinlere çeker beni Çaresiz, bütün sokaklarında bu şehrin Böyle perişan beklerim dönmeni Dolaşır birbirine yorgun ayaklarım Ellerimi koyacak bir yer bulamam Nereye gitsem, en koyusu acıların Ne yana baksam, çıldırtan bir akşam İstemem ben bu ömrü, bu talihi istemem Böyle durup durup senden ayrılmak varsa Orada bir mezar kazılır benim için Ayrılığın nerede başlarsa. Ümit Yaşar Oğuzcan
  6. BİR GÜN ANLARSIN Uykuların kaçar geceleri, bir türlü sabah olmayı bilmez. Dikilir gözlerin tavanda bir noktaya, Deli eden bir uğultudur başlar kulaklarında Ne çarşaf halden anlar ne yastık. Girmez pencerelerden beklediğin o aydınlık. Onun unutamadığın hayali, Sigaradan derin bir nefes çekmişçesine dolar içine. Kapanır yatağına çaresizliğine ağlarsın. Sevmek ne imiş bir gün anlarsın. Bir gün anlarsın aslında her şeyin boş olduğunu. Şerefin, faziletin, iyiliğin, güzelliğin. Gün gelir de sesini bir kerecik duyabilmek için, Vurursun başını soğuk taş duvarlara. Büyür gitgide incinmişliğin kırılmışlığın. Duyarsın, Ta derinden acısını, çaresiz kalmışlığın. Sevmek ne imiş bir gün anlarsın. Bir gün anlarsın ne işe yaradığını ellerinin. Niçin yaratıldığını. Bu ********* dünyaya neden geldiğini. Uzun uzun seyredersin aynalarda güzelliğini. Boşuna geçip giden günlerine yanarsın. Dolar gözlerin, için burkulur. Sevmek ne imiş bir gün anlarsın. Bir gün anlarsın tadını sevilen dudakların. Sevilen gözlerin erişilmezliğini. O hiç beklenmeyen saat geldi mi? Düşer saçların önüne, ama bembeyaz. Uzanır, gökyüzüne ellerin. Ama çaresiz, Ama yorgun, Ama bitkin. Bir zaman geçmiş günlerin hayaline dalarsın. Sonra dizilir birbiri ardına gerçekler, acı. Sevmek ne imiş bir gün anlarsın. Bir gün anlarsın hayal kurmayı; Beklemeyi, ümit etmeyi. Bir kirli gömlek gibi çıkarıp atasın gelir Bütün vücudunu saran o korkunç geceyi. Lanet edersin yaşadığına... Maziden ne kalmışsa yırtar atarsın. O zaman bir çiçek büyür kabrimde, kendiliğinden. Seni sevdiğimi işte o gün anlarsın. Ümit Yaşar OĞUZCAN
  7. DEMEDİM Mİ? Oraya gitme demedim mi sana? Seni yalnız ben tanırım demedim mi? Demedim mi bu yokluk yurdunda hayat çeşmesi benim? Bir gün kızsan bana, alsan başını yüzbin yıllık yere gitsen Dönüp kavuşacağın yer benim demedim mi? Demedim mi şu görünene razı olma Demedim mi sana yaraşır otağ kuran benim asıl. Onu süsleyen bezeyen benim demedim mi? Ben bir denizim demedim mi sana. Sen bir balıksın demedim mi, demedim mi o kuru yerlere gitme sakin. Senin duru denizin benim demedim mi? Kuşlar gibi tuzağa gitme demedim mi? Demedim mi senin uçmanı sağlayan benim, senin kolun kanadın benim, demedim mi? Demedim mi yolunu vururlar senin, demedim mi tövbeni bozarlar senin. Oysa senin ateşin benim, sıcaklığın benim demedim mi? Türlü şeyler derler sana demedim mi? Ölmezlik kaynağını kaybedersin, yani BEN'i kaybedersin demedim mi? Söyle, bunları sana hep demedim mi? Mevlâna Celâleddin-i Rûmi
  8. geçmişe güzel bir yolculuk oldu ....bu arada bizde az dizi izlememişiz. birde atılgan vardı garip uzaylı yaratıklarla dolu...
  9. bir reklamda diyorlar ya ver çoşkuyu ver çoşkuyu dostun mu var derdin var arkadaşım offfoffff şaka bir yana bizim gibiler az kaldı inanki......... bizi müzeye koysunlar artık. gittikçe yabancılaşıyoruz birbirimize,en yakınımızın dertlerini dinliyor gözükürken bile içten seviniyoruz oh olsun sana sen hakettin bunları iyi yapmışlar diyoruz..... insanlık öldümü diyoruzya bazende bence daha ölmedi ama cançekişiyor neyazık ki...
  10. teşekkürler. umarım dostluklarınız baki kalır. gerçek hayatta araya neler giriyor neler ne menfaatlere satılıyoruz arkamızı döner dönmez başlıyor dedikodu.artık insanların ruhları şeytana satılmış sedelina,öyle bencillerki.... hiç unutmuyorum sevdiğim bir dostum beni çok kötü incitmişti kendi menfaati için...sonunda kaybeden o oldu çok çabaladı sonra ama bende bitmişti artık..... hala arasıra özlerim yaşananlar unutulmuyor çünki.ama yinede iyiki yaşamışım diyorum dönüp baktığımda.... tamam geç oldu fazla saçmaladım biliyorum...... ben neler yazıyorum yahu
  11. hayda peşinden firar ediyorlar ya bu martı tehlikeli çıktı bohem sen onu kalmaya ikna edicektin bak o seni gitmeye ikna etti galiba.
  12. ne güzel anlatmış can dündar dostluğu.paylaşım için teşekkürler sedelina,görüldüğü kadarıyla dostluk sıkıntısı çekenlerden değilsin,seni çok seven dostların var...... benim öyle birtanecik bir dostum var hemde doğduğum andan itibaren yanımda olan güzeller güzeli ablam...ona güvendiğim kadar kendime güvenmem ben...
  13. dostlar burdada var ama gideceksen tutmak olmaz...seni tanımak güzeldi tatlı bela.
  14. yazıyı okurken eskilerden aklımda kalan bir şiir geldi. SÜRGÜN ÜLKEDEN BAŞKENTLER BAŞKENTİNE IV Senin kalbinden sürgün oldum ilkin Bütün sürgünlüklerim bir bakıma bu sürgünün bir süreği Bütün törenlerin şölenlerin ayinlerin dışında Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim Af dilemeye geldim affa layık olmasam da Uzatma dünya sürgünümü benim Güneşi bahardan koparıp Aşkın bu en onulmazından koparıp Bir tuz bulutu gibi Savuran yüreğime Ah uzatma dünya sürgünümü benim Nice yorulduğum ayakkabılarımdan değil Ayaklarımdan belli Lambalar eğri Aynalar akrep meleği Zaman çarpılmış atın son hayali Ev miras değil mirasın hayaleti Ey gönlümün doğurduğu Büyüttüğü emzirdiği Kuş tüyünden Ve kuş sütünden Geceler ve gündüzlerde İnsanlığa anıt gibi yükselttiği Sevgili En sevgili Ey sevgili Uzatma dünya sürgünümü benim Bütün şiirlerde söylediğim sensin Suna dedimse sen Leyla dedimse sensin Seni saklamak için görüntülerinden faydalandım Salome'nin Belkis'in Boşunaydı saklamaya çalışmam öylesine aşikârsın sen bellisin. Kuşlar uçar senin gönlünü taklit için Ellerinden devşirir bahar çiçeklerini Deniz gözlerinden alır sonsuzluğun haberini Ey gönüllerin en yumuşağı en derini Sevgili En sevgili Ey sevgili Uzatma dünya sürgünümü benim Yıllar geçti sapan ölümsüz iz bıraktı toprakta Yıldızlara uzanıp hep seni sordum gece yarılarında Çatı katlarında bodrum katlarında Gölgelendi gecemi aydınlatan eşsiz lamba Hep Kanlıca'da Emirgân'da Kandilli'nin kurşunî şafaklarında Seninle söyleşip durdum bir ömrün baharında yazında Şimdi onun birdenbire gelen sonbaharında Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim Af dilemeye geldim affa layık olmasam da Ey çağdaş Kudüs (Meryem) Ey sırrını gönlünde taşıyan Mısır (Züleyha) Ey ipeklere yumuşaklık bağışlayan merhametin kalbi Sevgili En sevgili Ey sevgili Uzatma dünya sürgünümü benim Dağların yıkılışını gördüm bir Venüs bardağında Köle gibi satıldım pazarlar pazarında Güneşin sarardığını gördüm Konstantin duvarında Senin hayallerinle yandım düşlerin civarında Gölgendi yansıyıp duran bengisu pınarında Ölüm düşüncesinin beni sardığı şu anda Verilmemiş hesapların korkusuyla Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim Af dilemeye geldim affa layık olmasam da Sevgili En sevgili Ey sevgili Uzatma dünya sürgünümü benim Ülkendeki kuşlardan ne haber vardır Mezarlardan bile yükselen bir bahar vardır Aşk celladından ne çıkar madem ki yâr vardır Yoktan da vardan da öte bir Var vardır Hep suç bende değil beni yakıp yıkan bir nazar vardır O şarkıya özenip söylenecek mısralar vardır Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır Yanmışsam külümden yapılan bir hisar vardır Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır Sırların sırrına ermek için sende anahtar vardır Göğsünde sürgününü geri çağıran bir damar vardır Senden umut kesmem kalbinde merhamet adlı bir çınar vardır Sevgili En sevgili Ey sevgili Sezai KARAKOÇ
  15. cevabı içinde
  16. yazılarında bahsettiğin ve zaman zaman unuttuğum insani duygular demek istemiştim.
  17. ne güzel insansın sen martı ...teşekkürler bana hatırlattıkların için.
  18. korkma değilim sizin aileden dediğimsin
  19. ilginç..
  20. ''Hakikat her zaman aldatıcıdır, herkes bu yüzden yalan söyler '' güzel bir paylaşım teşekkürler....
  21. anlaşılır olmaz
  22. frozen

    Çağrışım

    itfaiye arabası
  23. dedeliğinden mutlu olanısın
  24. frozen

    Çağrışım

    sıcak
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.