
figgaro
Φ Üyeler-
İçerik Sayısı
2.350 -
Katılım
-
Son Ziyaret
İçerik Tipi
Profil
Forumlar
Bloglar
Fotoğraf Galeresi
- Fotoğraflar
- Fotoğraf Yorumları
- Fotoğraf İncelemeleri
- Fotoğraf Albümleri
- Albüm Yorumları
- Albüm İncelemeleri
Etkinlik Takvimi
Güncel Videolar
figgaro tarafından postalanan herşey
-
SENİ HİÇ AFFETMEYECEĞİM:(
figgaro şurada yorum gönderdi Radya'nın blog başlığı içinde RA'NIN RUH SESİ
delii ) -
sonucunda ödülü olmayan oyunlar bana göre değil zaferi olmayan savaşlarda öyle..isteyen golleri sıralasın..isteyende yesin tabi.. anladığım kadarıyla Mouchette kendi tecrübeleriyle bir anlatı içerisinde, bende kendi tecrübelerimle.. tecrübesizlerinse yicek ne golleri var daha kimbilir.. baybayın bu konu için bu kadar anlatı yeter...
-
yok istemem..istemem dedim.. ne isterdim biliyormusun ; kaygısız bir bakış, beklentisiz bir ilgi..sıcak olsun biraz isterdim..bol yeşillikli bir salata.. bir göl kenarında..arada balığa da çıkardık..ben iyi ağ atar ve iyide ağ örerim biliyormusun..yürüyüşler yapmak isterdim çimenler kırlar üstünde..arada bir bazı hayvanlara denk gelmek..hayranca onları izlemek..bir meyve koparmak dalından ve yemek isterdim yıkamadan.. bir opera salonunun ortasında kalmak isterdim..en coşkulusundan bir oratoryo..en az üçyüz keman bir arada çalsın isterdim..sahne kapandığında kalın vişne rengi bir perde..hayaller kurmak isterdim gerçekleşmeyeceğini bile bile..prens olmak isterdim düşkünler ülkesine ama umut ekmek istemezdim kimseciklerin yüreciğine..ağlamak isterdim delice kalabalıkların en ayyukalı yerinde..ne isterdim biliyormusun! gayesizce koşmak bir deniz kıyısında ,koşup koşup düşmek..çığlıklar atmak isterdim sağırlar mahallesinde, her gördüğümüde anlatmak bakışları tutsaklara..dokunmak isterdim en ürpertilisine, şakalaşmak bir mahkeme duvarı silüetliyle.. ışıklar sönsün isterdim, ses gelmesin, on dakikalığına iflas etmiş düşünceler.. ve bakmak; bir uçurum bakar gibi en derinliğine karanlığın. --figGarO
-
Mouchette merhaba..cecile sanada merhaba..diğer arkadaşlara da.. yazılanları okudum..cecile gerçek bir sevgi ve birliktelikse bunları yazıyorum..lakin benim için günübirlik ilişkilerim maddiyat için evlenmekle aynı değerdedir..evet büyük sözü dinlenmeli lakin büyüklerde ne denli haklı bir düşünülmeli..O na dokunacak olan sensin..birbirinizi yaşayacak olan da.. Birlikteliklerde bir servette yaratılabilir, batırılabilirde..niyet önemlidir..neyle birlikte olduğun mu? ne için birlikte olduğun mu? günümüz çevre baskısınında etkisiyle güzel olan kızlara sunulan pohpohlanma ve kendine farklı değerler biçtirilme çabası " güzellik faşizmini "de beraberinde getirmekte..etrafımda tanıdığım yada yaşamımda karşılaştığım bazı güzeller (yalnızca bahsettiğim beden güzelliği altını çizeyim) oldu..dünyevi çıkarlar için bir domuzla bile fingirdeşebilirler..ekonomik kaygı ve konforist yaşam özlemi direk ahlaka yansımakta, kişiliksizliği ve onursuzluğu beraberinde getirmekte..genelde bedensel güzel olanların sonunu hep kötü görmüşümdür, istisnalar (kendini bilen-onurlu) hariç.. Kimse aptal değil..güzelliğinde , paralılığında bir garantisi yoktur..güzellik bir trafik kazasıyla, paraysa bir iflasla son bulur..sevgiyle yoğrulmamış ve kurnazlıkla yola çıkılmış ilişkilerde aktörler için, her zaman bir daha güzeli ve daha paralısı piyasada mevcuttur..peki ne kişileri birlikte tutar..vefa ve emek nedir ? bir insanı varolduğu için sevebilme yetisi neleri gerektirir..? bir düşünülmelidir değil mi.. bırakın bedensel güzeli normal bir bayan için bile , tembel , kişiliksiz, sorumsuz bir adamla evlenmesini-sevgili olmasını zaten uygun görmem..lakin şu hayatta kimse acından ölmemiş..sevginin,dürüstlüğün ve bağlılığın olduğu yerde zaten kazanılır..aksi taktirde bir ilişkiyi(yaşanacak acıyı) ne güzellik nede para kurtaramaz.. lafı uzatmadan kısaca şunu söyleyeyim..kendimden.. " Geçmişteki sevgililerimin kiminin bedeninin..kimininse beyninin yanımda olmayışının acısını çektim.." Hoşçakalın..
-
güzellik faşizmine aşina olduğumuz şu günümüzde mi..eksik olsun be pirim..ben hepsinden daha güzelim lakin faşist te değilim.. ne demagogtur çınlatırlar köşelerde..biçilir bedeller üst üste bacaksal köşelere.. aklımın vasiyetidir kalbime, hiç kimse için banka soymamak..bu düşüngüyü beynime empoze edecek güzelede sözümdür hani..senin parasal sorunsallığın zengin abim için, parasının gözden çıkarabileceği yalnızca bir kısmılığıdır.. 10..20..30..50.. hadi dilin dönsün nedir kendine biçmişliğin.. mevzu gülünesidir..ilişkiler gülünesidir..kendini değerli biçtirme mi..yoksa farklılaştırma çabasımıdır güzelin acısı.. Allah onlarada kolaylık versin..
-
hayatta herşey bir oyundur..ve her oyununda kuralları vardır..o oyuna gireceksen kurallarına göre oynucan, yok ben kurallarına göre oynamam diyorsan eğer o oyuna hiç girmicen.. işte buda bir oyun
-
ne ya ne yazalım..mutlu değilim..sessizce acımı yaşayım..bazen ne için acı yada ne için mutlu olunması gerektiğini bile anımsayamıyorum..Hayatta birçok şey başarılır, insan üzüldüğüyle kalır..gerçeğinden kendimi alıkoyamıyorum..bir tarafım uçsuz bucaksız bir kalabalık, diğer tarafımsa sahipsiz tek başına.. --neye koşulmalı yahut ardındaki neye dönüp bakmalı..sevmeyi bilemiyorum, belkide sevmeyi öğretemiyorum..tiksinç bir usanç..baştan çıkarılamıcak kadar da yorgunluk.. kızıyorum bazen diriliğime..kıskanılası aptalların mutluluğuna bakıp dalarım..güneş olup bir yürekte bazende samanyolunda bir meteor oldurulmak şu insanların dünyasında..yılgınlığın en ilerisi.. anlıyorum..anlıyorsun..anlamıyoruz gibi bişey.. kalk git evine figgaro..
-
bu topiği ne zaman açmışım ya .. unutmuşum valla açtığımı..neyse gelmişken laflayalım biraz.." hiç bir fakir bir zengine hizmet ederek zengin olamaz..anca fakirler bir araya gelip güçlerini birleştiririrlerse bir yere gelebilir." bu söz italya eski bir bakanının türkiye ve amerika arasındaki ilişkinin sonucunda türkiye ye söylediği biz sözdür..neyse..devam edeyim.. bence bi zengin hiç bi zaman bir fakirin zengin olmasını istemez..diliyle söylesede kalbi öyle demez bence..çünkü zenginin varolma sebebi fakirin varolma sebebidir..herkezin zengin olduğu bir yerde zenginler açısından hayat tatsız, tuzsuz ve fantazisiz olurdu heralde bide bi arkadaşım bi sohpetimiz esnasında bana şöyle demişti.." zenginlerin çocukları bile daha çok seviliyor yaaa" demişti..niye diye sormuştum.." okul yıllarındayken o, öğretmenlerinin zengin çocuklarıyla daha çok ilgilendiği ve daha çok sevdiğini söylemişti..heralde daha temiz, hoş kokulu ve cicili bicili oluşlarındandır.. bunlarda zenginlere pirim veren fakir grubu heralde.. yahu nerden gördüm şu topiği.. durduk yere birilerini kendime gıcık edicem..
-
Aşk Lazım Partisi van kedisi'ne karardı geceme sarkan o pırıltılı ay! ben yoktum! bir vakit yaratsam bir vakte düşsem çırılçıplak bir vaktin karaltısında kalsam öyle masum ve paramparça, darmadağın makam, kalbimdeki kasabanın şefi, mutlaka kaymış bir yıldız takardı yakasına! yürümezdi içimdeki haydut gölgenin dengeli uyuşturucusu parlatmazdı kalbimi bela eyy nerdesin sevgili sultan kıç kırığı cinayet tutkusu! biliyorum bundan sonrası yatağın yatağa omuz attığı papağanın papağana silah çektiği cesedin cesetle çılgınca raksettiği o uppuuzun cerahatle lal vakti! masmavi yemyeşil bir ihtilal vakti! bir ihtimal, ihtişam ve mutluluk sorgusu! çıkarıp attığım gözlerim kadar uzak bakışlarım bakışlarım, birbirini seven iki akşamın arasına girmiş gün gibi kıskanç, tıpkı o gün gibi flu suçlu! inan zavallı öğrencim! sevgilim! derin denizdeki vurgun uçsuz bucaksız yalınlıktaki muhteşem soygun gençlikle yaşlılık arasına giren o buz gibi nifak diriltmez artık çiçeklerin tanışıp tokalaştıkları iklimi! inan! bu bir nadas değil, bir veda birikimi! saat tam onikiyi vurduğunda terkederken herzamanki gibi o harikulade partiyi düşürdüm duru tenindeki parlak merdivende bütün taşları er olan satranç takımımı! ve anladım ki bir kez daha hatamı ve anladım ki bir kez daha talihsizliğimi: bulanık boktan bir sudur aşk insanın kendisini görmek için eğildiği! Küçük İskender beğeninize açık, şuncağız yere bıraktım..
-
anıcığım topicçiğim ben geldim vefasızın.. hani düşündümde tarihçeni ne geçmiş zamaan..ne geçmişş.. naparsın nedersin..hala sallanan sandalyendemisin..denize karşı , hani batan güneşe..uynadığın olurmu hala gece çığlıklarınla..ürperirmisin hala cama vuran rüzgar uğultusunda..çekermisin iç yığınlı haylazlara.. benmi..öleyim işte..minnak, mini minnak.. bu arada duacıyım.. sağlığına.. beni ösle
-
BU SABAH BANA GELDİ NAZIM
figgaro şurada yorum gönderdi Radya'nın blog başlığı içinde RA'NIN RUH SESİ
valla işin zor..helede güçlenirken iyi kalmayı seçmişsen.. ama saf belirlemiş olman en azından güzel -
KADINIM AMA / seni seni.. eee nolucak şimdi.. gönderdiğin şiirlerle 70 lik bir rakının üstümde yarattığı mayışma sonrası kendime mi gelmeliyim.. yoksa birbirimizde birbirimizi mi buluyoruz..bulacağız..bulduk mu.. ne anlatayım sana.. ben bir Ömer Hayyam ım..sende biricik aşkım..Cihan ım..mı.. eee nolucak şimdi.. yaşamalımıyız tüketmeden..üstünemi titremeliyiz birbirimizin.. geçmiş yaralarımızı mı onaracağız.. yoksa bit mi ayıtlıcaz tenlerimizde.. nolucak şimdi..en kayıp ben-imi en bulunmuş mu yapıcan.. yoksa kayıp şehir atlantiste balayı planları mı.. hadisene söylesene..esas duruşta elde selpağın.. gözyaşlarımı mı silicen.. niye sorarsın sorular.. meal abidesi mi silüetim..yıktığın heykelleri bendemi tanrı kral yapıcan.. toz pembe bulutları mı keşfettin..emekleyelim diye üstünde.. yok yok..sen bir cizvit rahibesisin..cennetin anahtarları cebinde.. baştan söylesene..ne kadar ilgilensem senle..ne kadar verirsin cennetten bana arsa.. istersen kat karşılığıda anlaşırız seninle.. şöyle süt akan ırmak manzaralı.. sahi oturduğum dairenin alt katınıda verelimi kiraya hurilere.. kötü bi niyetim yok canım..maksat kalmasınlar sokakta.. söyle..gönderdiğin şiirler düşüncelerine kanser girmişe iyi gelir mi.. soğuk almış bir günümde çorbama limon.. ağrıyan başıma aspirin.. tavuklarım yumurtlamama grevine kalkıştığında.. olduracakmısın follukta yumurta.. söyle..önce düşüncelerini sonrada seni mi sahiplenmeliyim.. bilmem ki ben sahiplenmeyi.. mahallenin tüm bitirimleri giyer benim giyisileri.. giden de bir daha gelmez.. anlıyormusun.. benim para kasamda sokakta..şifresini sabah beş çöpçüsü bilir.. az yalvarmadım ona..sigara parasına.. eee nolucak şimdi..gönderdiğin şiirler şimdilik zulamda.. savunmak için kendimi en masumun atacağı ilk taşta.. duyurmak için meydanlara sesimi.. olmadığımı.. bir gönül hırsızı... ...fgr (2007)
-
eski sevgili..acayip bir konudur..eski sevgilinizde şimdi bir acayiptir zaten..
-
OLUR ÖYLE ŞEYLER KİTLENMEMEK LAZIM..
figgaro şurada yorum gönderdi figgaro'nın blog başlığı içinde figgaro
bizim hayatı ciddiye aldığımız kadar hayat bizi ciddiye almaz .. yaşam bi kitapsa eğer yukarıdaki yazdıklarımsa bu yaşamsal kitabın bi kaç sayfası..insan yaşadıkça sayfalar açıldıkça tabiki farklı psikoloji ve anlamlarla karşılaşır..karşılaşacaktır. -- zaman zaman ben bile kendimi tanıyamam, yanlış eylemlere giderim....hani birşeyleri ne kadar çok isteyip, uğrunda mücadele ve emek verip elde etmişsem eğer...sonunda hep pişmanlık duymuşumdur..bumuydu be kendimi paraladığım diye.. bazen insan karşıdakini kendinden bile fazla tanıdığını sanar..ama yalnızca sanar konuşulası konu çokturda..neyse efem kafa şişirmeden fazla uzayım.. -
yaramaz çocuklar gibi kavgaşarlıktadır bedeninle ruhun, beyninse ikisine birden küs.. kendinide taşar insanlara kızarsın hani..ardından da bir tavşana , kimbilir.. koltukta otururken bir gün eşine ne kadar yabancı olduğunu düşünürsün, sonra kendine bile itiraf edemediğin yanların..suskunluğunu çıldırasıya paraladığın iç çığlıkların..annene kızarsın sonra..geçmiş sevgililerine..hatta terliklerine..yıllarca sevdiğin rengin kırmızı olmadığını anlarsın..şaşkınca ayna karşısında yüzüne bakarsın..bu benmiyim acaba.. şekillendirdiğin yaşammı, yoksa yaşam mı seni şekillendirir diye bir düşüngüye dalarsın..sonra dostunu ararsın varsa tabi. ya sana bişey dicem diye lafa başlarsın , konuşmanın sonunda saçmaladığını anlarsın..bir duş alırsın ardından hani kendinden gıcıklanmışsındır, arınmalıyım dersin..allam heryanım negatif elektrik..falan, ardından elektrik çarpmış gibi fönlediğin saçların..bi an şampuanının kokusu gelir burnuna saçlarından ,hafiften bi hoşumsu olursun..sonra bedenine bakarsın ayna karşısında..gözüne vücundaki benlerin çarpar gülümsersin onlara, lakin onlar zoraki senlerdir..sonra tekrar vücuduna göz gezdirirsin , sonra ona dokunan elleri düşünürsün, kimileri yüzünü güldürür..kimilerinde acı bi burukluk.. birden çocukluğun gelir aklına..saçma çocukluk anılarınla başbaşa kalmışlığın..estantane de bir iç çekiş, ahh çocukluğum..! lakin çocukluğun senden habersiz.. bir kompozisyonsa hayatın, giriş - gelişme ve hala yaşamakta olduğun sonuçları düşünürsün..hayır dersin daha koymadım son noktayı..ve nereden geldiği bilinmez bir enerjiyle lakin kompozisyonun değişmez döngüsünün verdiği gazla, burnunu öne çıkarırsın..burun farkıyla sonuca dalarsın..bir leğende yüzen şaşkın istarvitlere karşı attınmıda o hüzzamsal sırıtışını..işte tamam dersin... leğende yüzüyordur o an hüzzamsal sırıtışıyla bir istarvit.. olur öyle şeyler kitlenmemek lazım... figgaro...
-
OLUR ÖYLE ŞEYLER KİTLENMEMEK LAZIM.... yaramaz çocuklar gibi kavgaşarlıktadır bedeninle ruhun, beyninse ikisine birden küs.. kendinide taşar insanlara kızarsın hani..ardından da bir tavşana , kimbilir.. koltukta otururken bir gün eşine ne kadar yabancı olduğunu düşünürsün, sonra kendine bile itiraf edemediğin yanların..suskunluğunu çıldırasıya paraladığın iç çığlıkların..annene kızarsın sonra..geçmiş sevgililerine..hatta terliklerine..yıllarca sevdiğin rengin kırmızı olmadığını anlarsın..şaşkınca ayna karşısında yüzüne bakarsın..bu benmiyim acaba.. şekillendirdiğin yaşammı, yoksa yaşam mı seni şekillendirir diye bir düşüngüye dalarsın..sonra dostunu ararsın varsa tabi. ya sana bişey dicem diye lafa başlarsın , konuşmanın sonunda saçmaladığını anlarsın..bir duş alırsın ardından hani kendinden gıcıklanmışsındır, arınmalıyım dersin..allam heryanım negatif elektrik..falan, ardından elektrik çarpmış gibi fönlediğin saçların..bi an şampuanının kokusu gelir burnuna saçlarından ,hafiften bi hoşumsu olursun..sonra bedenine bakarsın ayna karşısında..gözüne vücundaki benlerin çarpar gülümsersin onlara, lakin onlar zoraki senlerdir..sonra tekrar vücuduna göz gezdirirsin , sonra ona dokunan elleri düşünürsün, kimileri yüzünü güldürür..kimilerinde acı bi burukluk.. birden çocukluğun gelir aklına..saçma çocukluk anılarınla başbaşa kalmışlığın..estantane de bir iç çekiş, ahh çocukluğum..! lakin çocukluğun senden habersiz.. bir kompozisyonsa hayatın, giriş - gelişme ve hala yaşamakta olduğun sonuçları düşünürsün..hayır dersin daha koymadım son noktayı..ve nereden geldiği bilinmez bir enerjiyle lakin kompozisyonun değişmez döngüsünün verdiği gazla, burnunu öne çıkarırsın..burun farkıyla sonuca dalarsın..bir leğende yüzen şaşkın istarvitlere karşı attınmıda o hüzzamsal sırıtışını..işte tamam dersin... leğende yüzüyordur o an hüzzamsal sırıtışıyla bir istarvit.. olur öyle şeyler kitlenmemek lazım... figgaro...
-
Bağlılık ve birliktelikler sanmayın ki sadece sevginin gücünden ibaretler.. FİGGARO
-
kalbim hızla hızla çarpıyor..diyordu şarkıda.. ve dillenir orkinoslar..deniz taşar , kabarır.. küfrefer gibi içimizdeki en ıssız masuma.. ahh! şu katlanılmazlıklarımız.. Nietszche amcamında dediği gibi..Aşkla bakan bir gözden, aşkı kaldırırsanız karşıdakinde aynen şunları görürsünüz ; ten, et, kan, kemik, dışkı ve sümük. hani benim neye inanmışlığımıda cümleyi bağlamaz babında uzaklaştıralım olay yerinden......lakin yaşamsal çıkarımcılık, bir insanı domuzla bile fingirdeşmeye iter..itmiştirde.. bu gün hava çook sıcak..nemlilikte artıyor gibi..sahil şeridi taklamakan çölü kıvamında seyir eder..sinir eder. mesaimi beklerken şu ışıklı kutu karşısında..gülünesi bir düşüngü sardı çehremi, ne iyi dinleyicidir dimi şu ışıklı kutu ne dersen dee..sözünü kesmez..
-
Hiç tüm bu olanlardan sonra..arta kalan.. hiç.. biliyormusun.. belkide dünyanın en büyük acısını yaratacak olanda bu.. hiç.. ıssızlığın ortasında sahipsiz bir **** gibi geçmiştir zaman.. farketmez onun için..doğu-batı-kuzey-güney.. tüm yollar.. her yollar.. aynı yollar.. çanlar,ezanlar.. buda karşısında yakılan tütsüler.. japonu..çini..afrikalısı.. en çirkini..güzeli.. kuvvetlisi..eziği.. ne badem gözlüsü..ne körü.. ne katedraller..ne saray..üstü açıksada baraka ne yazar.. ne kral..ne dilenci.. ne değer..ne de değersizlik.. ummanda savrulmuş olsada bir kum.. okyanusta bir damla.. nefesiyle yaratsa da fırtına.. olsada nefertiti kudretli.. elinde tuttuğu excaliburu.. fıçısında diyojen.. kenar mahallede sümüklü.. heheyttt...heytt.. gülüyorum şimdi..en içlice.. en seslice.. en 'hiç' lice.. --- figgaro(2007)
-
"...Üşüyorum,kapama gözlerini..." yada bırak sensizlikte öleyim...affet beni. şu cümleyi okurken..aklıma dün izlediğim Erol Evgin'in çocuklarla şarkı söyleterek yaptığı yarışma geldi..hangi kanal hatırlamıyorum..dün izlemiştim..valla çocuklar bayağı başarılı..neyse konuya geleyim..şu yukardaki kırmızı puntalı cümle, anlam ve içerik bakımından baya derinsel çizgiler taşıyor gibi..hala varmı ki böyle şeyler..ve dün o çocukların söylediği şarkılar ve o şarkıları söylerkenki o çocukların psikolojik hallerini , jest ve mimiklerini izledim..acaba dedim rolmu yapıyorlar..sonrasında düşündüm de, onlar binlercesinin arasında bir tane olanlar..sanat ruhlu, duygulu..neyse efendim şimdi bazı abi ve ablalarımız kızacaktır bana.. insanları, kaçtığı yada yapıyormuş gibi davranıpta yapmadıkları şeyleri bir delinin gelipte ayyuka çıkartması , ortalarda gezdirmesi sevilesize bir hareket değildir..bilirim.. ---- her yan, dilenen bir aman.. geceler , yastığım ve ben sızılı bir üryan. ağılı tükrüğüyle yaklaşan yılan.. uzak dur benden.. bana akıtacak/bırakacak kadar zehrini zengin değilsin..cömertte bu kulaklara göre ağız değilim ben..derdi.. sarıldığı umutsuzluklarıydı, umudu naçar bir yaşamın ak sütünde kara bir kıldı kaf dağının ardında vefa.. çocuklara tepeletir yüreğini daha saf ve arı çıksın diye imbiğinden süzülen eziksiliği koş her yana ellerinle gökkuşağı yarat salkım saçak söğütlere haykır hemde bangır bangır yalnızım..azım..son noktadayım. ve gül sonrasında, sonrasızca.. anla senin aldığın kadar hayatı ciddiye.. o, seni almaz.. --fgr
-
Ah bir zengin olsam ............... yapardım!
figgaro şunu cevapladı bir başlık içinde Forum Oyunları
sayardım..sayardım..sayardım..sayardım..şaşırırdım .. sonna tekrar sayardım.. sayardım..sayardım..sonra tekrar şaşırıdım.. buldum..para sayma makinası alırdım.. yahu ne yapılır zenginlikte, paranın beni harcamaması için tedbirler alırdım.. -
laa yakalarsam varyaa.. beynini acıtırım..
-
hiç tanımam.. bi Guatamala lı kadar yabancıdır..
-
KIRMIZI BAŞLIKLI KIZ VE KURT... kırmızı başlıklı kız elinde sepeti ormanda gitmektedir şarkı söyleyerek..büyükannesine doğru..lala lala laaaaaa..laaaa... derken..çalıların arasından kurdun ayağını görürür..ve yaklaşaraktan derki...---hııı..kurt gördüm seni ..çık bakalım ordan, beni yicen dimi....! kurt:şaşkınca bakaraktan kırmızı başlıklı kıza..---allahallah der ve gider... kız devam eder..lalala..la laaaaa...derken bir ağacın arkasında da..kurdun kuyruğunu görür..yaklaşaraktan ağaca..derki..---hııı..kurt çık bakalım ordan..gördüm seni..beni yicen dimi...!.. kurt: şakınca tekrar bakaraktan kırmızı başlıklı kıza....allahım yarabbim.. der ve gider...kız devam eder...lala lala lalalaaaaaa..derken bu seferde bir kayalığın üstünden kurdun kulağını görür..yaklaşaraktan kayalığa doğru...---hıııı..! kurt gördüm seni çık bakalım ordan ..beni yicen dimi...! kurt:yavaşça kalkarak ve pantolonunu da yukarı çekerekten derki..çekil gitsene be kardeşim nerde niyet ettiysem bir hacet giderttirmedin yahu....