figgaro tarafından postalanan herşey
-
Tuttu mu - tutmadı mı?
tuttu.. en sevdiğin böcük..kımıl zararlısı
-
...::: KaRaKoL:::...
gittiğine üzülüşüm kadar gelişine sevinemedim..agasının gidişinden ve gelişinden habersiz bir maraba olabilirmi..yahut böyle bir maraba topluluğuna senin agalığın hak mı..?....sorarım eyy kader mahkumları...yanlışmıyım..sizi hiç bir zaman terk etmeyen ve hiç birşeyini sizden esirgemeyen figgaro kardeşiniz "aga" demeyelimde yeni başkanlığınıza layık değilmi.. marabalaradır..
-
ANTALYADAKİ FORUM ŞAHSİYETLERİ
heuheuheuu..buluşmuşluk ve buluşamamışlık üzerine bunca şeyi bir arada okumamıştım..hayy siz yaşayın emi..ama bi daakine dördüncüyü bulalım..hani masanın dördüncü ayaa babında belki bi ihale keğat meğatta atarız..bi araya geldiğimizde sırf geyik yapmadığımızıda bazı arkadaşlara göstermiş oluruz.. sonra falezlere gidip çekirdek falanda bir torba , oturupta ayamızı sallandırırken mavi sulara ve çitlediklerimizi atarken batan güneşe doğru..muhabbet ederiz..ederiz..ederizz..sonra isteyen falezlerden atlayabilirr ..yada çikolata ve sakızlarını paylaşmak istemeyenler atılabilir valla taylancıımın tek kaş göz hareketi yeter.
-
1 MAYIS TÜCCAR AKP'YE KARŞI ÇIKMA GÜNÜ
özelde çalışan işçi ve emekçi insanların yine (kendi içlerinde) yalnız kalacakları aşikar.. --- ben 1 mayıslara bir bayram havasında değilde.. tutulması gereken bir yas günü olarak görmekteyim.. neden bir yas-matem günü olarak düşündüğümü merak edenler varsa, 1 mayısın tarihçesini ve gerekçesini araştırsın.
-
cehennemin dibine git...
bu neyin tepkisi..tüm sevmeler sevilmeler ortasında yalnız gördüm sanki seni..tabiki aslolan "birilerinin bir diğerini varolduğu için sevebilmesidir" lakin özgürce duyduğu sevginin-sevmişliğin karşıdakinde bir "tutsaklık" hissi yaratmaması da doğru olandır.
-
..vahh....vahh..!
Şans; insanın sevdiği yada hobi olarak yaptığı birşeylerin , işi olması ve ondan para kazanmasıdır, değilmi..? Birgün bir İngiliz takımında , forvet oynayan yıldız bir futbolcuyaysa bir roportajcı şöyle sormuştu..futbolun hayatınızdaki yeri nedir? futbolcu aynen şöyle demişti ; futbolu , sahaların dışında kesinlikle konuşmam ve mütalaasınıda kesi nlikle yapmam..yani ben futbolu sevmeyen biriyim..ama sahada iyi oynar ve işimi iyi yaparım..demişti..buda psikolojik bir terim olarak öğrenilmemiş profesyonellik galiba.. severek bir yönelme sonucu edinilen edinim; şans.. sevmeden bir yönelme sonucu edinilen istemsiz edinim; profesyonel içim gıcıklandı haa..ben lafı "insanlar biyolojik evrimlerini tamamladı fakat psikolojik evrimlerini tamamlayamadı" diyip konuyu geçiştireyim.. hakkaten yukarıdaki verdiğim örnekleri baz almadan, birileri "doğru psikoloji nedir? " desem , açıklayabilir mi merakta eder dururum hanii.. --- Düttürüü Dünyaaa..! ! ... biliyormusun..bilmediğin çok şey var.. belkide bu yüzden seni seviyorum.. Sokratı sana ilk söylediğimde..o kimki demiştin.. sana taçmahali anlatmıştım..sevmiştin.. dünyanın nasıl oluştuğunu..excalibur u..artemis i..kibeleyi.. hepsi birer saçmalıktı tatlım.. akşamında öterken cırcır böcekleri. ayışığı vururken gözlerimize.. o çiçekli kamelyada.. dalga sesleri kulaklarımda.. aklım hala o narin parmaklarında kaldı tatlım.. şimdi yaşanmamış tarihler içree..yürüyorum şehrimde..her yan boş..yalnız..ve kahır.. nolur sen gülümse ben aklına geldikçe..ki ben ağlayayım ikimize.. yoksa.. ağlıyormusun... ..figgaro (eskilerden)
-
Benim İçin Ne Yapardın?
bizde hemen taylancımla bir kulis yapıp bir yat ayarlardık hocam, viskiyi mehtaba karşı yudumlayalım hanii
-
Benim İçin Ne Yapardın?
tüm gizlilikleri ortadan kaldırırdım..
-
"Gizli üye" saçmalığı
acaba şu gizlenme hadisesi klavye başında yüze kara boyalar sürüp bir tutamda ağaç dallarını kafalarına örtme gerçeğinide doğuruyormu ? hani saplantıysa diyorum..
-
CİKOLATA TUTKUSU
Neler gelmiyor ki;
-
Resim Ressamı / Piyes
ne yaptım ki..önemli değil:)
-
Hürriyet ilk sayfada yazıyordu bu gün
G-20 Zirvesinde toplanma sonucu Londrada gösteri yapan bir grup içerisindeki genç bi kızın pankartıydı bu..ilginç geldi bana, kapitalizm ne kollu budaklı hedefe odaklı bi hadisedir öyle..merakta ettim doğrusu o İngiliz kızı nelere dayanarak-yaşayarak bu pankartı açmıştı..
-
..vahh....vahh..!
--- eşikte gölgesini görmüştüm..içimde ince bir sızı..söyleyebileceğim kocaman şeylerim vardı, durdum..küçücüktüm.. el kol işaretlerimle ona dokunmaya çalışıyordum..dilsizdim. ve gitti..ben bittim yeni zamanlaraydı artık özlemim ve aklımda şu telkin.. birdaha yeşermemeliyim. --fgr
-
Resim Ressamı / Piyes
Köftehor, gidip sergideki resimleri görsene ! Birkac da kara tahtanın üstüne gazete yırtıkları yapıştırıp etrafında fırcasını temizlemiş...
-
..vahh....vahh..!
DÜNYANIN EN TUHAF MAHLUKU Akrep gibisin kardeşim, korkak bir karanlık içindesin akrep gibi. Serçe gibisin kardeşim, serçenin telaşı içindesin. Midye gibisin kardeşim, midye gibi kapalı, rahat. Ve sönmüş bir yanardağ ağzı gibi korkunçsun, kardeşim. Bir değil, beş değil, yüz milyonlarlasın maalesef. Koyun gibisin kardeşim, gocuklu celep kaldırınca sopasını sürüye katılıverirsin hemen ve âdeta mağrur, koşarsın salhaneye. Dünyanın en tuhaf mahlukusun yani, hani şu derya içre olup deryayı bilmiyen balıktan da tuhaf. Ve bu dünyada, bu zulüm senin sayende. Ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak kabahat senin, — demeğe de dilim varmıyor ama — kabahatın çoğu senin, canım kardeşim! 1947 Nazım Hikmet
-
Resim Ressamı / Piyes
Satmak isteidiğmi öğrenince resimlere hemen altın yaldızlı cerceveler yaptırıp sergideki resimlerin arasına koydu.
-
Psikolog figgaro
Heyy gidi günler heyy
-
Resim Ressamı / Piyes
Zahmet ettiniz ama iştahım yok ! Yanıma alayım da gezerken acıkınca bir parkta falan yerim ! dedim. Eve götürürüm denir mi ?
-
Her kadın biraz Budisttir, çünkü mutlaka bir Öküze tapmıştır...
vay be ne genelleme..arada istisna vuku bulsada hani, döngünün sonsuzluğu baki gibi.
-
SUHEDANIN DOĞUM GÜNÜYMÜŞ:)
bende geç kalanlardanım hadiseye.. yok be suheda bir yıl daha yaşlandın diye kutlama yapamıyacam ben.. varoluşuna baştan sevinmiştim zaten..geri kalan yıllarında sağlık ve mutluluk daha çok zaman geçirir senle umarım.
-
Resim Ressamı / Piyes
Hacı Cavcav, adam beni sergi dükkanına götürdü. Kebaplar getirtti. Ben de rüya görüyorum zannettim ama baktim ki sahiden yiyorum yarısnı da cebimdeki torbaya doldurdum.
-
Anlam veremediklerimiz..
Çok iyi "anlayıcı" olanların kötü birer "değiştirici" olmalarını anlamıyorum..
-
ask testi
Aşık olan herkez sonunda zevke ulaştıktan sonra olağandışı bir düş kırıklığı yaşayacaktır; ve bu kadar büyük bir özlemle arzuladığı şeyin diğer cinsel tatminlerden daha fazla birşeye neden olmadığını görüp şaşkına dönecek, ve böylece bu ilişkiden kendisini fazla yararlanmış olarak görmeyecektir...a.sopenhauer.. -- lakin sevgi için aynı şeyler söylenemez herhal.
-
..vahh....vahh..!
'İnsanların çoğunun hayatı öylesine sefil, öylesine önemsizdir ki, öldükleri zaman herhangi bir şey kaybettikleri söylenemez. Bu çeşit kimselerde, değerli bir nitelik taşıyan biricik yan,yani insanlığın genel özellikleri ise, onlar ölseler bile, öteki insanlarda var olmaya devam eder. Devamlılık, bireylerin değil, insanlığın bir özelliğidir. İnsana sonsuz bir hayat verilmiş olsaydı, durmadan yaşayacağı için, en sonunda karakterinin değişmezliği ve sınırlı zekasından ötürü, öyle bir yeksenaklık duygusuna kapılacak ve öyle tiksinecekti ki, sonunda hiçliği tercih etmek zorunda kalacaktı. ' Arthur S. --- • Zeki insan öncelikle acisizliga, kötü muameleye maruz kalmamayi, dinginligi ve bos zamani erek edinecektir. Bunun sonucunda, sessiz, mütevazi, ama olabildigince rahat birakildigi bir yasam arayacak, buna uygun olarak da, sözüm ona insanlarla birkaç tanisikliktan sonra yalnizligi, hatta büyük bir zekâ sözkonusu ise inzivayi seçecektir. Çünkü kisi bizzat kendinde ne denli çok seye sahipse, disaridan da o denli az seye gereksinim duyar ve diger insanlar da ona o denli az sey ifade edebilirler. • Zekâ üstünlügünün kisiyi toplumcul olmamaya götürmesi bundandir. Eger toplumun niteligi niceligi tarafindan ikame edilebilseydi, o zaman toplumun önde gelen çevrelerinde bile yasama zahmetine degerdi: Ama ne yazik ki üstüste yüz budalanin toplamindan zeki bir adam çikmaz. --- • Tüm sinirlamalar kisiyi mutlu kilar. Görme, etki ve temas alanimiz ne denli dar ise o denli mutlu olururuz; ne denli genis ise o denli siklikla kendimizi azap içinde ya da ürkütülmüs duyumsariz. Çünkü bu alanla birlikte kaygilar, istekler, ürkünç seyler de çogalir ve büyür. • Kendine yetmek, kisacasi kendi olmak kuskusuz mutlulugumuz için en yararli niteliktir. • Mutlulugu ulasmada yüksek sosyete yasamindan, zevk ve sefadan (high life) daha yanlis bir yol seçilemez: Çünkü bu yasam sefil varolusumuzu sevincin, hazzin, zevkin birbirini izledigi bir yasantilar yumagina dönüstürmeyi amaçlar. Bu sirada hayal kirikliginin ortaya çikmamasi ise mümkün degildir. • O halde, yalnizligi sevmeyen, özgürlügü de sevmez: Kisi ancak yalniz oldugunda özgürdür çünkü. • Gençligin en basta gelen ögrenimlerinden biri yalnizliga katlanmayi ögrenmek olmali; yalnizlik mutlulugun, ruh dinginliginin kaynaklarindan biridir çünkü. • Toplumculluga ayrica, yanyana duran insanlarin birbirlerini tinsel olarak isitmasi diye de bakilabilir, tipki çok soguk bir havada biraraya sikismakla bedenlerini isitmalari gibi. Kendisinde epey tinsel sicaklik bulunan kisinin yalnizca bu tür kümelesmelere gereksinimi yoktur. • Yalnizlik bütün olaganüstü kafalarin yazgisidir: Onlar bu yalnizliktan zaman zaman yakinsalar da ehveni ser olarak hep onu seçeceklerdir. YAŞAM BİLGELİĞİ ÜZERİNE AFORİZMALAR
-
..vahh....vahh..!
Senelerce, senelerce evveldi; Bir deniz ülkesinde... ve belki de birbirine aktardığım defterlerin hepsinde bu şiir vardı: Senelerce, senelerce evveldi; Biz seninle orada, o deniz ülkesinde tanıştık uzak denizler, uzak yakınlıklar içinde bir Kadırgada iki korsan tarih, yarın, ütopya dolu sandıklar arasında birbirimizi yaralarından tanıdık dışı korsan, içi iç denizlerde yaşayan çocuklardık konuşamadıklarımız bir bulut kalınlığında duruyordu aramızda oysa konuşsak yada dokunsak birbirimize çekip gidecekti içimizdeki o korkunç noksanlık batık gemilerin deniz diplerini saran umutsuzluğu vurmuştu yüzümüze birbirimizden ve aşkın keşfedilmemiş gizlerinden ürküyorduk bir definenin ikiye paylaştırılmış haritasında bilmeden birbirimize doğru ilerliyorduk... M.Mungan......