politika

Saidi Kürdi bir Kürt Milliyetcisiydi,Seyh Said isyanlarinda rol oynamis birisidir.Ona bediüzzaman adini takanda onun pesinden gidenlerdir yoksa onun din bilgisi bile tartismalidir.Ayetler icin "benden bahsediyor"diyen birisi ne müslümandir ne de din adamidir.Islamiyet böyle tarikatlarla hedefinden saptirilmis her sakalli her agzi laf eden seyh ilan edilmis etrafi cahil insanlarla cevrilmis ve bir ilah haline getirilmistir.Saidi Kürdi'de bunlardan biridir.Allahin emretmedigi birseyi ALLAHA mal ederek yalan söyleyenler münafiktir. Milliyetcilige gelince:Milliyetcilikle irkciligi birbirine karistiranlar din bezirganlaridir onlar icin köle olmak yani ümmet olmak serefli bir durumdur ama milliyetcilik kötüdür,cünkü milliyetci vatanini,bayragini insanini sever. Irkcilik ise kendi irkini herkesin irkindan üstün görür,görmesi bir yana,diger irklara karsi mücadele verir.Kötü olan budur. Osmanlida ben Türk'üm demek suc sayiliyordu.Mustafa Kemal Atatürk'e kadar da böyleydi."sen müslümansin,Türklügünü unut"deniyordu insanlara.Bu nedenle kendilerini Türk olarak tanimlayan Anadolu Beylikleri Osmanlinin gayri müslim kadinlardan dogan padisahlari ve gayri müslimlerden olusan Pasalari tarafindan kilictan gecirilmis adeta Türklüge karsi bir yok etme soykirim uygulanmis insanlar kilic zoruyla müslümanlastirilmaya calisilmistir.Bugünkü iktidarda Osmanlini bu yöntemini aynen uygulayarak "Biz Türklügü ayaklarimizin altina aldik"diyebilmis,Türk'ün bayragi "kiskirtici"diye gönderden indirilip yerine PKK pacavralari cekilmistir.Bunlarin hepsi tarihi Türk düsmanliginin tezahürüdür.Mustafa Kemal düsmanligida bu nedenledir.Türk'e Türk oldugu bilincini verdigi icin.Ne Mutlu Türk'üm diyene "sözünü hazmedemeyen Türk düsmanlari birtakim sahte gerekcelerin arkasina saklanarak bu söylemleri yasaklamislardir.Bu ibret verici bir Türk düsmanligidir.Yani Dünkü isgal güclerinin Türk düsmanligi ile bu dincilerin Türk düsmanligi birbiriyle örtüsür. Kuranda bile ayetle,insalarin farkli kabilelere farkli dillere ayrildigi belirtilirken birtakim kendinden makul cok bilmisin milliyetcilik degil ümmetciloik yapmasi ruhlarindaki biat etme genlerinden kaynaklanir. Kuranda milliyetcilik caiz degildir diye bir ayet yoktur bu hurafeler sahte ve Türk düsmani arap saksakcisi din adamlarinin hezeyanlaridir. Sinirlarin kalkmasi,savaslarin sona ermesi,insanligin varmasi gereken en son noktadir.Mirac'ta bu anlatilir.Ama bu sahtekarlar,Miracta peygamberi yerden alip gökyüzüne göndermis Allah ile bulusturmustur.Gercekleri bilerek veya bilmeden insanlardan saklamak en büyük insan hakki ihlalidir.Eger Allah isteseydi herkes arap olurdu arapca konusurdu bu Allah icin herhalde zor olmasa gerekti.Yani allahin gerceklestirmedigi bir durumu birtakim kendini bilmezlerin ahkam keserek milliyetcilik yoktur ümmetcilik vardir demeleri ALLAHA ORTAKLIK KOSMAKTIR. saygilarla

Kuran hic degistirilmedi aynen duruyor denmesi dogrudur.Ancak Kuran anlatanlar tarafindan Kuran olmaktan cikarilmis ve Allahin emirleri tavsiyeleri carpitilmis insanlar afyonlanmistir. Bugün yasanilan Islam Kurandaki islam degildir.Ve kolay kolay da Kurandaki islama dönülemiyecektir cünkü artik insanlarin beyinlerinde yapilan tahribat nasirlasmis müzminlesmistir.Bugün müslümanlarin Allahin emri dedikleri ne varsa gercek degildir,carpitilmistir. saygilarla

Benim bilgi sayarima bu virüs üc defa saldirdi.Ikisi yurt disinda biri Türkiyede.Yurt disindaki saldirida ekran ayni sahife ile bloke edildi haliyle o ülkenin diliyle yazilim yapilmis.Polis bunu biliyor ve muhakkak ki kendine göre arastirmasini yapiyordur küresel bir virus oldugu icin saniyorum ki interpolde bu isin takipcisidir.Ancak henüz hicbir sonuc yok,önerilen cözüm Bilgi sayari hemen kapatip yeniden formatlatmak. Ikinci saldiri Türkiye'de oldu Ayvalikta'ydim.Ve aynen birincisi gibi ikincisinde de yeniden format attirmak zorunda kaldim.Ücüncü saldiri yine yurt disinda oldu gecen yilin EkIM Ayiydi sanirim.Ancak ilginc bir durum yasadim.Virüs bilgisayarimin ekranini bloke edince hemen kapattim ve bir iki dakika sonra yeniden actim korkarak ve virus yok olmustu bugüne kadarda henüz ortaya cikmasi yeniden.Artik rastlantimi yoksa baska bir seymi bilmiyorum ama kendiliginden kayboldu. Bende diger arkadaslar gibi sakin sakin para ödeme gibi bir yola basvurmayin diyebilirim.

Sayin Misafir Türk Kizi,haklida olabilirsiniz ancak birseyi unutmussunuz veya düsünmediniz:Neden Türk erkekleri kendilerini cok begenirler?Ben Avrupada cok bulundum ve orada arada bir anketler yapilir,hangi ülkenin erkekleri daha begeniliyor,daha hovarda falan filan.Ve inanirmisiniz bircok ülke erkeginin adin gecer ama Türk erkeklerinin adi yoktur bunlarin icersinde.Hani burada kalkip yine bir Türk düsmanligi arayan olabilir.Ama inanin ki;eger Türk erkeklerinin böyle bir özelligi olsaydi bunu ankette siralamaya koyardilar.her neyse.tabi ki bizim erkeklerimiz hep öyle degildir.Yakisiklimizda vardir,güzelide vardir bunlar ayrintilardir genel olarak Türk erkekleri siralamaya girmez. Peki neden bu kendini begenmislik?Bunun temelini gazetelerimizdeki cizgi romanlarda veya Cüneyt Arkin'li Kara Murat tipli filmlerde bulabiliriz.Rus kizlari palabiyikli Türk erkekleri icin (Aslinda Türk degil OSMANLI ERKEKLERI)can atmaktadirlar,Macar kizlari,Yunan kizlari hep bir Osmanli erkegi gelsede beni sevse diye beklesiyorlarmis gibi bir havanin yansitilmasinda aramak gerekir.Yani biz kendi kendinizi seven bir milletiz.Madem baskasi sevmiyor biz sevelim kendimizi hesabidir bu. Rus kizlari veya diger milletlerden kizlarin icinde bir Türk erkegini seveni tabi ki cikar,ama bunu Rus kizlari Türk erkegine bayiliyor diye bir Narsizme dönüstürmek bile komplekstir. Bildigimiz kadari ile Rus,Gürcü,Azeri,Ukraynali kizlar ülkemize yogun olarak geliyorlar.Hatta bazi illerimizde bilmiyorum hala varmidir "Rus Pazari"adi altinda pazarlar vardir ve buralarda Rusyadan getirdikleri öte beriyi satarlar.Sadece öte beri degil tabi ki.Bazi illerimizde acik ve yogun bir sex pazari vardir.Rus veya digerleri Türk erkeklerini sevdikleri begendikleri icin degil para verdikleri icin el üstünde tutarlar ve isleri bitinceye kadar gider bu is.O begenilen erkek bir baskasiyla degistirilir cünkü ucunda para vardir. Ama elimizi vicdanimiza koyarak bir dogruyuda söylemek gerekir.Her Rus veya diger hehangi bir kizin Türkiyeye gelmesi sex icin degildir.Bütün bu kizlari ayni kefeye koymak o miilete hakarettir.Bakin bundan bir süre önce Ukraynada;Türk erkeklerine karsi bir eylem baslatilmisti bu FEMEN denilen grup tarafindan ve sloganlari ise:Ukrayna RANDEVÜ EVI DEGILDIR,diye.Ukrayna'ya giden Türk erkekleri orada barlarda gece klüplerinde kadin ve kizlara satasarak sex yapmak istiyordular.Saniyorlardi ki gece klübünde benimle dans eden kiz benimle yatagada gider.Iste bizim Türk erkeklerinin handikapi da budur.Kendini begenip namuslu kadin ve kizlara satasmak.Aynisini ülkemizde görmekte mümkündür.Bir kadin veya kiz kocasinin,kardesinin yaninda veya yalniz pazara sokaga ciktiginda dükkanlarin önlerinde veya kahvelerde ellerinde sigara oturan ne idügü belirsiz erkek bozuntularinin yiyecek gibi bakislari altinda yürümek zorundadirlar.Bunlar ülkemizin gercekleridir inkar edemeyiz.Bizler henüz o olgunluk ve kültür seviyesine ulasamadik.O nedenle bize sicak ve samimi olan her kadina potansiyel sex arayan kadin olarak bakariz.Cünkü temelinde elini erkege vermeyi günah sayan bir zihniyete sahibiz.Elini erkege vermeyen kadini namuslu görür ama,erkege gülen elini sikan kültürlü bir kadinda isveren kadindir o erkegin gözünde. O nedenle yorumunuzdaki bazi kisimlara katiliyorum ama bazilari bence ön yargili bir yaklasim olmus. saygilarla

Erbakan'in basbakanlikta agirladigi cemaat seyhleridir bunlar ve öyle görülüyor ki artik diktatör acikca bir rejim degisikligi uygulamasina baslamistir.Laiklik ayaklar altindadir,SOMA'da linc edilen gencin linc edilmesini seyredenler gibi laikligin ayaklar altina alinarak adeta linc edilmesini seyreden bir genelkurmay var ülkede.Ne sesi cikiyor ne solugu,bu topraklar onlarin degil,bu bayrak onlarin degil,ülkenin icinde bulundugu vahim durum onlari asla ilgilendirmiyor.Onlara verilen görev Suriye ucaklarini helikopterlerini takip etmek savas cikartmak icin cözümler üretmektir. saygilarla

Bu olay yani su sakalli heriflerin SOMA'ya gönderilmis olmasi bile ülkenin hangi yöne kaydirildigini anlatmaya yeter de artar blle,Bunlar diktatörün ulemasi yani cemaat önderleridir.Akillari sira milleti Islamlastiracaklar.Yani millet müslüman degildi simdi müslümanlastirilmaktadir. Laiklik hic bu kadar rezilce ayaklar altina alinmamisti.Düne kadar Laiklik icin darbeler yapan,muhtiralar verenler bugün laikligi ayaklar altina alanlarin emrinde ülkenin batisini seyretmektedirler.Dünyanin hangi ülkesinde olursa olsun Türkiye'de yasanan zulmün onda biri yasanmis olsaydi en demokratik ülkelerde bile ordu bu duruma el koyardi.Bunun adi darbecilik degildir.Bunun adi nefs-i müdafaadir.Namusu cignenen bir halkin yardimina kosmak demektir.Milletin vergileri ile koltuklarinda oturarak bu millete ihanet edenleri, durduruacak olan güc yine bu milletin vergileri ile cepleri dolan mideleri sisen genelkurmaydir.Anlasildigi kadari ile genelkurmay nefes dahi almaya cesaret edemeyecek bir konumdadir.Yani teslim alinmistir. saygilarla

Biz bunlara din bezirgani din simsari derken yanlis birsey söylemiyoruz."Cennete gitme sanslari olmaz"diyen bir müftü Allaha ortaklik kosuyor demektir.Allah adina konusma yetkisi hic kimsede yoktur müftüde olsa diyanet isleri de olsa Allah adina hic kimse ahkam kesemez.Ölü degil SEHIT yakinlarinin o aci ile aglayip feryad etmeleri olagan bir durumdur.Bu isin fitratinda aglamak figan etmek vardir.Bir müftü hangi hakla bu insanlarin aglamasina Allah adina karar verip cennete gitme sanslari kalmaz diyebiliyor. Islamda Allahla kul arasinda arabulucu yoktur,Allahla kul arasinda olan birseye müftü karar veremez fikirde yürütemez.Buna din simsarligi denir.Yani sehit yakinlari aglamasin sizlanmasin feryad-i figan etmesin ki bir an önce bu katliam unutulsun ve diktatör yeniden kürsülere firlayip "kalkinan Türkiye,cag atlayan Türkiye,bizi hazmedemiyorlar,basarilarimizi kiskaniyorlar "diye nutuk atabilsin. O nedenle protesto yürüyüslerini polis ordusu ile durdurdular,halka zulmettiler ve bunu aynen SOMA'da ki katliami seyrettikleri gibi seyrettiler ve belki de o polis zulmüne ugrayan halkin bicare halini gördükce kahkahalar attilar bunlarin fitratinda vardir bu. saygilarla

Basbakan Kasimpasalidir,cok görmeyin onun yapisinda saldirganlik vardir cünkü yetisitigi cevre kökeni incelenirse kültür derecesi ortaya cikar.AKP'li bir kac ismi söyle kisaca inceleyelim. Örnegin Melih Gökcek:Baskent Belediye Baskani olan bu kisi devamli Twitterde gezmektedir yani odasinda otururken twitt atar bu adam.Kime twitt atar,AKP karsitlarina,hem de tehdit ederek alay ederek kücük görerek. Örnegin Samil Tayyar:Ergenekon senaryosu ile kafayi yemis olan bir AKP senaryocusu,sözde gazeteci simdi AKP milletvekili:Bu adamda hep twitterde gezer AKP karsitlarina twitter üzerinden ********** sözler söyler,hakaretler eder insanlari kücük görür, Adini simdi hatirliyamadigim hani su ucan milletvekili diye nam saldi ya o:Kamer Genc'e agiza alinmayacak hakaretler küfürlerle saldiran,kadin gazetecilere ahlaksizca sözler söyleyen,Hakimler ve Savcilar kurulusu baskani Eminagaogluna saldirarak yaralayan kisi. Türk bayragi kiskirtici oldugu icin gönderden indirttik diyen AKP milletvekili Ensarioglu. AKP sayesinde hepimiz Türk olmaktan kurtulduk diyen AKP Milletvekili. Yani bu örnekler cogaltilabilir.Bu örnekleri AKP'lilerin karakter yapisini anlatmak amaci ile verdim. Basbakan SOMA'da tepki ile karsilandi.Halk hakli olarak bu tepkiyi verdi.Daha da vahimi olabilirdi olmadi.Özel korumalar,jandarma,polis ve Özel Tim cemberleri arasinda kendini rahat hisseden basbakanin yüzündeki alayci ifadeye dikkatle bakin.O ifadede "hadi canim siz kimsiniz"diyen bir anlam vardi."Öldülerse öldüler dertmi bana "diye düsündügüne bile yemin edebilirim.O nedenle kendisine tepki gösteren vatandasa o polis cemberleri arasinda horozlanmasi onu dögmeye kalkismasi da kendisine yakisan bir davranistir ve korunma rahatliginin verdigi bir reflekstir. Türkiye Barolar Birligi Baskani'na da saldirmasi ayni anlami icerir.Karakter yapisi ve kültür seviyesi insanlarin etiketidir.Yani üniversite diplomasi müdürlük prof.luk degil karakter yapisi ve kültür seviyesidir insani insan yapan. saygilarla

Utanmasalar simdi ölmenin sirasimi,paralel emekciler,Ergenekoncular,darbeciler diye nutuklar atmaya baslayacak ve bizi böyle 274 kisinin ölümü ile koltugumuzdan edemezsiniz biz saglam civilendik o koltuklara 274 degil 274 bin kiside ölse biz bu koltuklari birakmayiz diyecekler cünkü insanlarin ar damarlari catlamis onur ve vicdanlarini kaybetmislerse zaten insanliklarinida kaybetmisler demektir. saygilarla

Basbakan bu katliam icin "bunlar olagan seyler,bu meslegin fitratinda ölmek var"diyerek ölümü kendi kafasina göre ucuz bir olay haline getirdi,Aslinda ondan daha farkli bir söylem beklemek abes olurdu. Dünyanin bir cok ülkesinden maden emekcilerimize bassagligi ve dayanisma mesajlari gelirken,basbakanin polis ordusu yine halka zulmetmeye basladi.Polisin bu denli halk düsmani olmasinin nedeni bence diktatör icin herseyi göze alabileceklerinin de göstergesidir.Dünyanin dikta ile yönetilen ülkelerinde polis hep halka düsmandir polisin halk düsmanligi diktatörlerin devrilmesi ile son bulur.Bu demek oluyorki,Diktatörün polis ordusunun halk dostu olmasi icin diktatörün devrilmesini beklemek gerekiyor.O güne kadar polis ordusu halk düsmanligini devam ettirecektir. SOMA'da yasanan katliami protesto etmenin bile yasaklandigi ülkemizde demokrasi gelecek,vesayet bitecek diyerek diktatöre el verenlerin yüzleri acaba bu olanlardan kizariyor mu hic sanmiyorum. saygilarla

Belli ki SOMA'da Trafoya kedi girmis ve Türkiye'nin kimbilir belkide dünyanin (AKP yalakalari böyle aciklama yaparlarsa kimse sasirmasin)en modern maden ocaginda patlama yaratmis ve toplu katliama kalkismistir. Insanin soracagi geliyor;Acaba bu kedi de paralel yapinin kedisimidir AKP'nin basarilarini gölgelemeye calisiyor! Saka bir yana,cok vahim ve elim bir olaydir bu,kedi falan yok,Ihmalin sonucudur.Daha cok para kazanmak ugruna masraftan kacinip gerekli önlemleri almayan patronlar ve onlarin velinimeti olan siyasiler ekmek parasi icin hayatlarini tehlikeye atan insanlarla alaya etmekteler. Eger üc günlük yas gercekse;bu bile halkla oynamaktir,halki manipüle etmektir.Milli Bayramin kutlanmamasi icin bir gerekcedir cünkü artik hastaliklarini kimse yemiyor.Simdi baska gerekceler uydurmak gerekir.Basbakan icin gerekce kitligi hic yoktur,o illaki bir gerekce bulur Türk'ün milli bayramini kutlamamak icin.Peki Reyhanli'da 52 vatandasimiz katledildi basbakanin teröristleri tarafindan neden yas ilan edilmedi de 19 Mayis'a 5 gün kala yas ilan ediliyor.Bunun anlami cok aciktir.Bu sözümona ölenlerin ruhlarina saygi duyduklari icin basbakan Erdogan'a cumhurbaskanligi icin oy verin demektir. Ölenlere rahmet acili ailelerinde sabir ve bassagligi diliyorum. saygilarla

Devletin politikasi diye bir politika kalmadi artik.Bakin;AKP'nin iktidara geldigi tarihe kadar,hangi iktidar olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin dis politikasi degismemistir.Iktidarda sag partiler olmasina ragmen bu politika degismemis,devletin kirmizi cizgileri muhafaza edilmistir.AKP ile bu politika sonlandirilmis,devletin kirmizi olan tüm cizgileri cignenmis,"cözümsüzlük cözüm degildir" slogani ile ülkemiz ve Kibris Türk Cumhuriyeti Devleti adeta dünkü SEVR güclerine peskes cekilmeye baslanmistir. Kuzey Irak'ta temeli atilan gelecegin Büyük Kürdistan'in koruyuculugunu Türkiye Devleti üstlenmis,Irak parcalanmis ve bir milyona yakin müslüman öldürülmüs ve Özerk Kürt Bölgesi kurdurulmustur.Bu özerk Bölgenin yönetimini SEVR gücleri tanimis ve Türkiye Devleti'ne de tanittirilmistir.Halbuki Kuzey Irak Türkiye Cumhuriyeti'nin "kirmizi cizgilerinden"biriydi.Kuzey Irak'ta temeli atilan Güney Kürdistan'i taniyan AKP hükümeti tanimakla kalmamis,Irak Merkezi hükümetiyle de iliskiler sogutulmaya baslanmistir.Güneydogu Anadolu'da 30 yil boyunca devam eden teröre karsi mücadele,AKP hükümeti eliyle yavaslatilmis,askerimizin basina cuval gecirtilmis,Güneydogu Anadolu Kuzey Kürdistan adi altinda sekillenmeye baslanmis,bu anlamda konusmalar,toplantilar üstüste ve AKP hükümetinin biligis ve gözetimi dahilinde yogunlasmis Büyü Kürdistan'in ayak sesleri duyurulmaya baslanmistir. Bu anlamda Imrali ile yapilan pazarliklar önce kamuoyundan saklanmis,ortaya cikan dedikodular karsisinda basbakan bu görüsmeleri inkar edip bu iddialari ileri sürenlere hakaretler yagdirmis ancak sonunda "evet görüsüyoruz,bizden öncekilerde görüsüyordu"diyerek önceki hükümetleride bu kirli oyunun icine cekmeye calismistir.Slogan "analar aglamasin"di.Halbuki analari düsünerek degil,iktidar koltuguna daha saglam oturmak icin bu görüsmeler yapiliyordu.Acaba gercekten iktidar koltugunda daha saglam oturmak icin miydi bu pazarliklar? Iste burada durup cok ince düsünmemiz gerekiyor. Bu görüsmeler ön planda "analar aglamasin"kisvesi tasiyordu.Gercekte ise ,analari kimse düsünmüyordu.AKP hükümetine verilmis olan bir misyon vardi.Bu misyon üniter bir yapiya sahip olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin temellerinin sarsilmasi oyulmasi ve SEVR'in yeniden gündeme tasinmasiydi.Irak'in bölünmesi SEVR'in imzalandigi günlerdeki duruma cok benziyordu.Cünkü oralar Osmanliya aitti.Osmanli yikildiktan sonra kurulan cumhuriyet devleti Kuzey Irak üzerindeki haklari savunmaya devam ederken "Kürt isyanlari baslatildi"bu isyanlarin ayrintilarina girmiyorum cünkü konu isyanlar degildir.Ama neler oldugunu ve günümüzde ki benzerlikleri ortaya koymamiz gerekiyor. Kürt isyanlari yeni kurulmus olan devletin milli gücleri tarafindan basari ile bastirilmistir.Bugün bu isyanlarin kavgasini verenler dünkü isyancilarin torunlaridir. Türkiye'nin SEVR ile parcalanamamis olmasinin unutmayan bati Türkiyeyi ekonomik alanda tam bir kusatma altina almis ve asla güclenmesini istememisti.Demokrat Parti ile baslayan Milli Kalkinma'ya darbeler sonunda kayitsiz sartsiz bagimli bir konuma getirildik.Nato'ya girme pahasina cok tavizler verdik.Bugün Lozan'a hezimet diyerek Lozan görüsmelerini yürüten Ismet Inönü'yü kücük düsürmeye calisan dünkü isgal güclerinin isbirlikcilerinin torunlari Demokrat Parti ile bagimsizligimizi kaybettigimizi söylemek mertligini asla gösteremiyorlar. AB serüveni AKP ile tam bir bulmaca durumuna gelmistir.Insanlara öyle bir umut verildi ki ha girdik ha giriyoruz gibi bir ortam olusturuldu.Imzalar atildi müzakere tarihi alindi ve müzakereler basladi,bir gecede yüzlerce uyum yasasi gecirildi meclisten.Millet yeni ufuklara yönelmenin dayanilmaz mutlulugunu yasamaya basladi.Ilk yillar gayet olumlu yürüdü bu isler,ama birden birseyler olmaya basladi.Özellikle secimler kazanildikca AB'ne girmek icin caba sarfeden AKP hükümeti demokrasiyi rafa kaldirarak Islamci,baskici bir yol izlemeye basladi.Gazeteciler tutuklandi,TSK hallac pamugu gibi atildi,sahte belgelerle serefli subaylar tutuklandi ülke tam bir korku paranoyasina saplandi.AB uyardikca AKP hükümeti gidisini degistirmedi.Son aylarda yasadigimiz demokrasilerde asla mümkün olmayan uygulamalar ve yasaklarla artik ülkede tam bir baski rejimi baslamis oldu.12 yil boyunca sevincte ve kaderde isbirligi yapmis olan hükümet-Fetulahcilar birbirine düstüler,paralel devlet yapilanmasi diye bir cadi avi baslatildi. Peki neydi bunlarin anlami? AKP yani basbakan Erdogan,gercek anlamda AB'ne girme taraftari degildir.Bunu AB'de bilmektedir.Peki neden bu tiyatro oynaniyor sanki Türkiye AB'ne alincakmis gibi? Cevap cok kolay:AB;Türk kamuoyunu AB'ne üye olacaksiniz diye bir bonbonla manipüle ederken,AKP hükümetine gerekli destegi vererek Türkiye'nin birlik ve bütünlügünü,üniter yapisini,milli degerlerini koruyan tüm yasalari degistirmesine imkan tanidi.Kürt acilimini alkislarken AB'nin ve ABD'nin maskelerinin altinda nasil sinsi sinsi güldüklerini ve nihayet basariyoruz dediklerini akli basinda olan herkes anlamistir. Kürt Isyanlarinin bastirilmasi icin mücadele vermis olanlari katil ilan ederek Kürt isyanlarini hakli bir konuma getirmek bu planin bir parcasiydi.Bugün Kürtlere verilmesi düsünülen ÖZERKLIK dünkü SEVR'in icindeki maddelerden biridir.Yani bu özerklik müjdesi ile Lozan ortadan kaldirilmis olacaktir. AKP'nin AB'ne girme derdi yoktur.Olmadigi icin AB müktesebatina aykiri yasalar ve uygulamalar var.AB Türkiye'ye Ortadoguda lider olabilme imkanini sunuyor.Bu nedenle AKP'nin antidemokratik yönetimine ragmen hala onu desteklemektedir. Kimlerle ittifak yapiliyor demek biraz safdillik olur.Ittifaklar yapilmistir.Türkiye parsellenmistir ve basbakan Erdogan'in cumhurbaskani olmasiyla birlikte Türkiye son darbeyi yiyecektir.Bu yolda,simdiki genelkurmay,yargi organlari Kürtcü Parti isbirligi halindedir. Emekli Tuggeneral:TÜRKER ERTÜRK dün Her Acidan programinda:Eger basbakan Erdogan'in cumhurbaskanligi engellenemzse Türkiye cözüm sürecine girer ve cözülür dedi.Bu söze katiliyorum.Türkiye'nin felaketten dönüsü icin son cikis tarihi cumhurbaskanligi secimidir. AKP Dis güclerin senaryosudur.Basbakan Erdogan ABD'ye vermis oldugu sözleri yerine getirmek mecburiyetindedir yoksa delige süpürülücegini cok iyi bilmektedir ve öfkeside bundandir.Basbakan Erdogan,kendisine kimsenin karsi olmasini,istememekte ve tek adam olmak icin cirpinmaktadir.Bugüne kadar bunu basari ile yürüttü.Muhalefetin muhalefet gibi calismamasi basbakanin islerini kolaylastirmistir ve halende muhalefet kis uykusundan uyanmamistir. Türkiye'nin ikinci SEVR'i yabanci sermaye ile olacaktir cünkü basbakan sicak para ile bugüne kadar ekonomik bir basari saglamis gibi gösterdi kendini ama ekonomi distan görüldügü gibi saglam degil.Basbakani korkutan budur.Ekonominin birden dibe vurmasi ki bu da ikinci SEVR'i güclendiriyor.Yani dün Birinci Dünya Savasina Alman Bankerlerle anlasilarak girilmis,bugünde yine yabanci bankerlerin oyunlari ile karsi karsiyayiz. Basbakan Erdogan'in tek basina verdigi kararlar sadece yasak kararlaridir.Baski ile halki sindirerek,muhalefete karsi komplolar düzenleyerek,TSK'YI tasviye ederek,emniyeti kontrol altina alarak,yargiyi avucuna cekerek kayitsiz sartsiz bir itaat rejimi yaratmak ve ittifak ettigi güclerin kendisine verdigi misyonu böylece tamamlama ortami olusturmaya calismaktadir.Zaten son dönemlerdeki saldirganligina bakildiginda bunun normal olmadigini anlamak zor degildir.Nedir amaci diye sormak bile tehlikeyi önemsememek veya anlamamak demektir.Amac ortadadir.Amac Kürdistanin kurulmasi,Türkiye'nin SEVR'in Kürt ve Ermenilerle ilgili maddelerini yerine getirmesi icin kendisine verilen görevi sonuclandirmaya caliskmaktadir. Daha gercekci olmak gerekirse,Türkiye Iktidar Partisi,muhalefeti,Genelkurmayi,Emniyeti,üniversitleri,aydinlari ve halkin büyük kesimi ile bir ihanetin icindedir halk henüz bunu tam olarak algilamis degildir cünkü algilayamamasi icin iktidarin medyasi müthis bir caba sarfetmektedir. saygilarla

Son 12 yila damga vuran söylemlerden belki de en önemlisi,"Cüppeni cikarda gel"söylemidir. Eger beni elestireceksen,hükümete karsi konusacaksan siyasete gireceksin anlamini tasiyan bu söylem,ülkemizi yöneten zihniyetin nasil tehlikeli bir zihniyet oldugunu göstermesi bakimindan cok önemlidir. Demokrasinin yarim veya tam olarak uygulandigi hicbir ülkede bir basbakan,elestirenlere karsi böyle bir söylemde bulunamaz.Bu acik acik elestiri,düsünce ve ifade özgürlügüne karsi bir sansürdür.Demokrasilerde toplumun en alt kesiminden en üst kesimine kadar herkesin elestiri,düsüncesini ifade etme özgürlügü vardir. Basbakan makaminda oturan birinin böyle bir söylemde bulunmasina ilk tepkiyi koymasi gereken medyadir ve o ülkenin Aydinlaridir.Daha da ileri giderek;basbakanin böyle bir söylemde bulunmasi durumunda buna ilk tepki koymasi gereken makam Cumhurbaskanligi makamidir. Basbakan hükümetin basidir,cumhurbaskani ise devletin ve cumhurun basidir. Bugün Danistay'in 146.Kurulus Yildönümü toplantisinda yasanan olay tam bir rezalettir ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kimlerin yönettigini ve bunlarin hangi zihniyetin savunucusu olduklarini gösteren bir ibret belgesidir. Basbakan,kürsüde konusan ve ülkenin gelmis gecmis tatsiz ve hukuk disi olaylarini anlatan,adaletsizliklerden bahseden TÜRKIYE BAROLAR BIRLIGI (TBB)Baskani'na "edepsizlik ediyorsun "diye saldirmaya calismistir.Sonra da eliyle "hadi kalk"diye isaret ederek Cumhurbaskani Gül'ü de toplantiyi terketmeye zorlamis Cumhurbaskani olarak cumhura örnek olmasi gereken zat basbakanin bu talimatina uyarak pesinde Genelkurmay Baskani da olmak üzere salonu terketmislerdir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti böyle bir zillete düsmemisti bugüne kadar.Basbakanlik makamini isgal eden kisinin isine gelmeyen konusmalar ve elestiriler karsisinda hazimsizligini saklamayarak saldirganlasmasi,agzindan cikani kulaginin duymamasi kisi olarak belki onun yapisina uygundur ama bulundugu ortam devlet erkeninin hazir oldugu bir ortamdir.Böyle bir ortamda basbakan adabina uygun olarak davranmak zorundadir.Eger konusmacinin bir hatasi bir yanlisi varsa bu bilahare yapilan görüsmelerle acikliga kavusturulur.Devlet erkaninin hazir oldugu bir ortam kavga ortami olamaz.Bir basbakan aklina estigi gibi insanlara hakaret edemez.Haddini bilmek zorundadir ve hic kimse haddini bilmeyen basbakana saygi duymak zorunda da degildir.Cünkü saygi ancak saygiyi bilene ve saygili olana karsi gösterilir.Bir basbakan meydan kabadayiligi yapamaz.Yaparsa tüm sayginligini kaybeder. Basbakan bu davranisi;Davos'ta Israil Cumhurbaskanina karsida göstermistir.Kisi olarak belki basbakan hakli olabilir ama bulundugu ortam o davranisin tasvip edilecegi bir ortam degildi. Basbakan hizini alamayip Afyonda yapilan AKP toplantisina katildi.Ve ayni hakaretleri orada da tekrarlayip,"cüppeni cikarda gel öyle siyaset yap"diye bir göndermede bulundu.Ayni göndermeyi birkac gün önce Anayasa Mahkemesi Baskani'na da yapti o na da "cüppeni cikarda gel" diye tehidtler savurdu. Anayasa Mahkemesi Baskani yüksek bir yargi kurumunun basidir.Ülkede olan hukuksuzluklara isaret etme hakkina sahiptir,hukuka ve insan haklarina aykiri olan yasalari iptal etme hakki vardir."cüppeni cikarda gel "demek,beni kimse elestiremez,benim yasalarimi kimse iptal edemez ben istedigimi yaparim astigim astik kestigim kestik demek istemektedir cüppeni cikarda gel demekle. ve basbakan bence bir saglik kontrolünden gecip siyaset ve etik dersi almalidir.Baskalarina ders verebilmek icin ders vermeye kalkanin bu anlamda ehliyetli olmasi gerekir.3 secim kazanipta "ustalik dönemi"demekle siyaset ustasi olunmaz belki hirsizlik yolsuzluk ayakkabi kutulari üzerinde master anlamina gelecek bilgilere,sahte fatura ile meclisi kandirma yöntemlerine sahip olunabilir. Anlasiliyor ki,bu yolsuzluk olaylari,ortaya dökülen pislikler,calma cirpma oylarla secim kazanilsa bile gercekte cok büyük bir imaj kaybi olmasi,Dis Ülkelerdeki itibar kaybimiz ve daha vahimi,basbakan Erdogan'in resmi ziyaret isteklerinin bazi ülkeler tarafindan reddedilmesi gercegi basbakani öfkelendirmektedir. Demokrasilerde cüppeli cüppesiz herkesin elestirme hakki vardir.Bu yasaklanamaz,sansürlenemez eger yasaklaniyor sansürleniyorsa insanlarin bu yasak ve sansürleride elestirme haklari vardir. saygilarla

12 Eylül'den önce birbirine karsi olanlar sadece ideoljinin girdabina kapilmis olan sag ve sol görüslü genclerdi.Yalniz burada yine bir ayrintiyi vermemek yanlis olur:Sag ve sol görüslü gencler derken ülkenin tüm genclerinden bahsetmiyorum.Siyasetle ilgilenen "Halkin iktidari "icin mücadele veren ve bu mücadeleye karsi "Türkiye'yi savunma görevi"kendilerine verilmis diye düsünen genclerden bahsettim.Gercekte ikiside ayni hedefe farkli yönlerde yürümeye calisan kesimlerdi bunlar.Bunlari biribirne düsürenler ellerini ogusturuyordular. Bugünkü durum 12 Eylül öncesinden cok farklidir.Bugün toplum birbirine karsi bilenmektedir ki iste tehlike bu gidistedir.Iktidar gücünü elinde tutanlar bu toplumu acimasizca birbirine hasim etmeye calismaktadir cünkü eger bu toplum birbirine hasim olursa iktidar gücünü elinde tutanlar kazancli cikacaktir. Ortada olan gercek kim AKP'li degilse düsmandir zihniyeti.Bu zihin yapisi siradan halkin zihin yapisi degildir.Bu tamamen belirli kesimlerin halki birbirine kirdirma cabasini güden bir zihin yapisidir. Yolsuzluk sorusturmasi acan savciya,arama karari veren hakime,Twitter yasagini kaldiran Anayasa Mahkemesi Baskanina özgürlük isteyen,daha insanca bir yasam icin demokratik haklarini kullananlara ve onlari savunanlara,12 yil birlikte Türkiye Cumhuriyetini tasviye etmek icin calistiklari kesime VATAN HAINI damgasini vuranlarin zihniyetidir.Ben Ergenekon'un savcisiyim diyen zihniyettir.Dersim'deki eskiyaya karsi mücadele veren serefli insanlara soykirim damgasi vuran zihniyettir.Yeni kurulmus olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin yasalarina karsi cikanlari,devlete kafa tutanlari yargilayanlara saldiran zihniyettir.12 yil boyunca sözde Ermeni tezlerine karsiymis gibi davranarak halki aldatan ve kendisine verilen misyonu tamamlamak dis güclerin aferinini almak icin 1 milyon TÜRK'ü katleden Ermenilere özür anlaminda taziyede bulunanlarin zihniyetidir.12 yil boyunca "ben Türk'üm diyemeyen""Atatürk"diyemeyen,"Türklügü ayaklar altina aldik diyen,Türk yok Türkiyeli var diyerek bölücü güclerin dümen suyunda yelken acan,artik sehit haberi gelmiyor diye caka satip katil ile ikitdar pazarligi yapanlarin zihniyetidir. Bu millet Kenan Evren'i alkislamisti,gercekleri arastirmadan alkislamisti sonra vazgecti alkislamaktan simdi alkisladigi kisiyi 12 yildir alkisliyor.Daha ne kadar alkislayacagi bilinmiyor.Bilinen bir dogru varsa o da;her gecen gün Türkiye büyük bir yangina dogru gitmektedir.Iste bu alkislar Türkiye'yi yangina daha cok yaklastiriyor.Tehlikeli olan budur. saygilarla

Ahlak polisi kesilenler,genclere ahkam kesenler inanin ki ellerine firsat gecse en adi isleri yaparlar bundan kesinlikle süphem yoktur. Bir ahlak tutturmuslar gidiyor;Türban ahlakli kadinin örtüsüymüs,ahlakli kadin örtünürmüs,basi aciklar iyi kadinlar degilmis,liseye giden kizlar fahiselik yaparmis,karma egitim ahlaksizlikmis gibi insanlarin özel hayatlariyla ilgili yasaklar,sartlar getirme sevdasi ve cabasi. Osmanlida böyle miymis hayir öyle degilmis Osmanli'da sadece samanliklar seyran olurmus.Osmanlida, harplerde kacirilan ve ganimet olarak ele gecirilen cocuk yasta denecek gayri müslim kizlarini hareme tikip onlari padisaha peskes cekme yarisi vardi.Padisaha boy boy gösterilip padisah hangisini isaret ederse o gece o kizcagiz allanip pullanip padisahin odasina itilir artik kaderi padisahin elindedir o masum kizin ve sonuc Osmanli tahtina veliaht dogurmaktir. Hüseyin Üzmez 14 yasindaki kiza tecavüz etti neredeyse evlenme yasini Hüseyin Üzmez müslüman diye 14'e indirmeye kalktilar.Daha cok örnek verilebilir ama gerek yok sadece bir özet vermek kafidir:Müslüman diye gecinenler,bugünkü genclerin yasam tarzlarini örümcek dolu beyinlerine aykiri bulanlar,Batinin her bulusuna baliklama atlayip ama yasam tarzi olunca Bati'yi tu kaka edenler en büyük ahlaksizliklarin özlemini yasayanlardir. Yeni yetmelerden bahsediliyor,halbuki o yeni yetmeler dedikleri gencecik cocuklari müslüman Kuran okumasin bilmeli diyerek Kuran kurslarina göndermekten asla geri adim atmazlar.Onlari genc yasta evlendirmekten utanmazlar. saygilarla

Sayin cikolataa,madem bir görüs istiyorsun o zaman benim sana bir forumdas olarak kisisel görüsüm;Bu sevdadan vazgec cünkü sevgilisi var diyorsun,Sevgilisi olan birisinin sana cevap yazmamasi normaldir sana bakmasina gelince olabilir bakiyor olabilir ama bence bu sevdadan vazgecmen en dogrusu olur. saygilarla

Dogrusu:Kizil Hafiz Ahmet Efendi'dir. saygilarla

Sayin Mahmudova,sizi anliyorum haksizsiniz demiyorum ancak genelleme yapmayin lütfen.Eger o bahsettiginiz nedenlere sira gelirse kusura bakmayin ama,Türkiye'ye sadece Rus kizlari gelmiyor,Azerilerde Gürcüler de,Moldavyalilarda ve daha baska Kafkas yöresinden kizlar gelmektedir,Bunlara Ukraynda dahildir.Yani o ayip olan seyler bu saydigim farkli uyruklu kizlar icinde gecerlidir.Sadece Ruslara degil.Ayrica arkadaslar zaten farkli nedenler vermisler bu konuda.Kimi Türk erkekleri bonkör (bence enayi)demis kimisi baska nedenler göstermis bende birkac ayri neden verdim. Tanidigim ve gelinleri Rus olan cok aile var.Ve bu aileler gelinlerinden müthis denecek kadar memnunlar.Rus kadinlari iyi ev kadinida olabiliyor.Kocalarina saygili yuvalarina düskünler.Hicbir zaman genelleme yapmak dogru degldir.Siz haklisiniz ancak bunu tüm Rus kizlari icin söylemek haksizlik olur. saygilarla

Yukaridaki yazi,basbakan Erdogan'in agzindan dökülen iddialarla cok büyük bir benzerlik olusturuyor.Bu iddialari okuduktan sonra hatta söyle de diyebiliriz:"Basbakan Erdogan bu Taksim olayinin dis güclerin katkisi ile oldugunu bildiginden özel polis Koruma ordusunu onlarin üzerine sürerek bu eylemleri yapanlari büyük bir hezimete ugratti dis gücler etkisiz kilindi." Öyle Sirbistan'da basarili olan bu hareketler eger Türkiyede basarili olamadiysa Türkiye'yi yöneten AKP iktidarinin cok güclü oldugunu anlamaliyiz yani dis gücler bir daha böyle bir oyuna kalkisamaz! Hükümet yandaslarinin,kendilerine karsi yapilan eylemleri dis güclerin yazdiklari senaryolar olarak yorumlamalari ama,Türkiye'yi pazarlama konusunda ise AKP iktidarinin asla dis güclerle isbirligi yapmadigini savunmalari gercekten komiktir. Kurtulus Savasi karsitlari yani Osmanlicilar,Mustafa Kemal'i Ingilizlerin adami olarak tanitirlar hep.Yani Ingilizler Osmanliya karsi Mustafa Kemal'i kullanmislar ve Osmanliyi yikmislar iddiasi gibi,simdi de Taksimde "ÖZGÜRLÜK"diye eylem yapanlari dis güclerin yönlendirdigi iddiasi dillendiriliyor. AKP gercekte bir dis güc senaryosudur,bu senaryoyu gözden kacirmak adina tüm mesru direnisleri dis güclerin destegi ile yapiliyor seklinde ileri sürmek bence tipik bir yandaslik örnegidir. Bu olaylari dis güclere yükleyip Türk insanini düsünemez,eylem yapamaz,yönlendirilmeye tesni bir toplum olarak göstermek ama ayni zaman da AKP hükümeti cok güclü mesajini vermek etik degildir bu iddialar bir arastirma konusu bile yapilamaz.Eger dis güclerin parmagi olsaydi AKP coktan yikilip giderdi. saygilarla

Yukardaki marsi biz cok söyledik mücadele verdik 1 Mayislarda,ama o zaman insanlarda 1Mayis ruhu vardi.Sendika sendikaciligini emekci emekciliginin bilincinde Aydinlarda aydin olmanin gururunu yasiyordular. Bu ruhu tasiyan emekci orani yoktur artik önceye bakarak.Sendikalar gerek üye azligi gerekse sendikaci olmanin anlamini tam olarak kavrayamamis olmaktan kaynaklanan bir acz icindedir.Bugün eger sendikalar yeri gögü inletemiyorsa,eger polis kusatmasini yaramiyorsa,demokratik eylemlere katkida bulunmuyorsa demek ki o ruhu tasimiyorlar.Fasizme karsi direnmesi gereken Sivil Toplum Örgütleri olarak sendikalar eger sorumluluklarinin bilincinde olsaydilar Türkiye bugünkü vahim konumda olmazdi. saygilarla

Farkindamisiniz bilmiyorum ama;Bir avuc insan,Türkiye Cumhuriyetini,bagimsizligini,üniter yapisini,bayragini korumak özgürlükleri kaybetmemek icin amansiz bir mücadele vermektedir.Bu bir avuc yurtsever insan yalniz birakilmistir.Ordusu,polisi,jandarmasi,üniversitesi,yargisi ile bu bir avuc insan kusatilmis esir alinmistir. saygilarla

Basbakanin bu aciklamasi;3 ay sonraki secime endekslenmis bir aciklamadir ve hicbir önemi yoktur.Cünkü bu aciklamanin sahibi yaptigi aciklamanin icerigine katilmayan biridir.Buradaki amac kendisini terk eden veya kendisinin güverteden firlatip attigi "yetmez ama evetcileri,sahte solculari,liberalleri,Ermeni yandaslarini "kazanmak ve "bakin biz yanilmisiz aslinda Recep Tayyib Erdogan Demokrat bir liderdir"dedirtmektir. Taksim'in unutun diyen birinin böyle bir aciklama yapmasi,"dam üstünde saksagan vur beline kazmayi"atasözüne uygundur. saygilarla

Fasizmin baska tarifi var midir,varsa ben bilmiyorum.Ama Türkiye'de bu yasananlar resmen ve acik bir fasizmdir.Fasizme karsi duracak olan güclerse Sivil Toplum Örgütleri ve de özellikle SENDIKALARDIR.Fasizme dur diyecek kapasitede aydin zümresi maalesef Türkiye'de yoktur.Cünkü Aydin diye kendilerini tanimlayanlar iktidarin kucaginda ninni dinlemektedirler,dinlemeyen bir avuc Aydininda zaten agizlarini acmaya mecalleri kalmamistir.Yani Türkiye Cumhuriyeti kurulusundan 90 yil sonra FASIZME TESLIM edilmistir.Hemde,namuslari üzerine yemin etmis olan,sivil asker artik kim varsa onlar tarafindan. saygilarla

Basbakanin hedefinde,tek adamlik var.Bu hedefe varabilmek icin ön calismalar yapiliyor 11 yildan bu yana.Basbakanin hocasi,trilyon hirsizi(aklanamadan öbür dünyaya göcüp kurtuldu bu dünyada hesap vermekten)degisim olacak ama kanli mi olacak kansiz mi olacak onu zaman gösterecek demisti. 23 Nisan'in 94'cü kutlamalari büyük cosku ile kutlaniyor.Heryerde Atatürk'ün resimleri,Türk bayraklari dalgalaniyor.Konusmacilar 23 Nisan'in anlamini ve Atatürk'ü anlata anlata bitiremiyorlar,gercekten Atatürkcü olanlardan bahsetmiyorum.Ama her gün Atatürk'e hakaretler yagdirip sonra da göz boyamak icin Atatürk'ün ne büyük bir adam oldugunu anlatmak gercekten iki yüzlülüktür.Bu methiyelerin arkasinda büyük bir tuzak yatmaktadir.3 ay sonra Cumhurbaskani secilecek,secilecek diyorum laf gelisi öyle dedim halbuki cumhurbaskani veya baskan coktan hazirlanmistir.Formalite geregi bir secim yapilacak ve hep ayni duydugumuz sekilde "MILLI IRADE"denilecek ve saygi beklenecek.Iste Milli Bayramimizda Atatürk'ü anlata anlata bitiremeyenlerin hesaplari 3 ay sonraki secime endekslidir yani Atatürk sevgisi sahtedir aldaticidir.Atatürk düsmanlari 23 Nisan gelince mi Atatürk'ü sevmeye basladilar? 1 Mayis icin TAKSIM'i unutun diyen basbakan kendinden gayet emin konusmaktadir.,Cünkü gücler ve ipler onun elindedir.Ve 1 Mayis'ta Taksim'e cikmak isteyenlere karsi cok müthis ve acimasiz,düsmana karsi bile gösterilmeyen bir saldiri olacaktir.Mehmet Akif'in dedigi gibi "Kol kafa,el ayak..."hesabi olacaktir.Neden olmasi gerekiyor? Iste bu sorunun cevabi cok önemlidir.Neden basbakanin ordusu emekcilere saldiracaktir? Basbakan bugüne kadar tek bir sey icin mücadele verdi:Türkiye'yi bölmek toplumu birbirine düsman etmek ve birbirine kirdirmak! Bu mücadeleyi onun ISLAM Ülkelerinde nasil kan akitilmasina önayak olmasindan anliyoruz.Basbakan tek adam olmak istiyor.tek adam tek hüküm sahibi,yargi,yürütme yasama hepsi onun elinde olmalidir.Bunu bugüne kadar verdigi ve karsisinda hicbir engelin olmadigi mücadeleyi hemen hemen kazanmistir.Tek noksan olan resmen bu konuma gelmesidir yani tek adam oldugunun resmi olarak ilanidir. Tek adam olma yolunda amansiz ve rakipsiz verilen bu mücadelede her sey göze alinmistir.Yapilan konusmalar,savrulan tehditler acik acik parmak sallamalar gösteriyor ki basbakan ve ortaklarinin sözlerine karsi gelenler "DÜSMAN OLARAK GÖRÜLMEKTEDIR VE DÜSMANA KARSI DA SAVAS VERILIR"mantigi vardir.Buda cok acik bir ifadeyle "gerekiyorsa ic savas cikabilir eger basbakan TEK ADAM olma yolunda bir engelle karsilasirsa. Iste 1 Mayis'in Taksim'de hic bir gerekce yokken ve en dogal hak iken yasaklanmasi,tehditler savrulmasi,hicbir demokratik agiz yapisina yakismayan tarzda "TAKSIMI UNUTUN,MITING YAPACAKSINIZ GIDIN FALAN YERDE YAPIN"gibi konusmalar bize acik acik sunu söylüyor,Basbakan hedefine ulasabilmek ugruna Türkiye'yi kana bogmaya hazirdir.Bu sadece basbakanin degil onun etrafinda kümelenmis olan yandaslarin ve yandas medyanin dayanilmaz istegidir. Dünkü AKSAM Gazetesi;1Mayista cemaatci polisler izin aliyor,izin almayanlar da Taksim'e cikacak olanlara,biber gazi sikmayacaklar Tomalarla su püskürtmeyecekler diye bir manset atti.Aman Allahim bu kadar vicdandan yoksun,insan düsmani bir gazete olabilir mi?Yandasligi insanlik düsmanligina kadar indirgemis olanlardan gazeteci olur mu?Bu acik acik bir provakasyondur.Yani Ahmet Hakan'in yazdigi gibi:POLIS,vuracaksin,kiracaksin,öldüreceksin gözünün yasina bakmayacaksin demektir bu.Bu o kadar korkunc bir kiskirtmaki:Hükümet Sözcüsü ve Basbakan Yardimcisi Bülent Arinc bile bu gazeteye tepki verip azarladi.Bir gazete nasil bu kadar ********** olabilir? 1 Mayis'in Taksim'de kutlanmasinin yasaklanmasi acik bir ic savas cagrisidir.Burada sendikalara cok büyük bir görev düsmektedir.Ya SENDIKA gibi olacaklar ya da diktatörün emrine boyun egecekler.Cünkü böyle bir emiri ne Alman Basbakani,ne Fransa Baskani,ne Inglitere basbakani,ne Mozambik'in basbakani vermez,verdigi zaman o ülkenin tüm insanlari onu istifaya cagirir ve de istifa ettirir.Böyle zorbaliklar ancak Türkiye'de basarili olur. saygilarla

Ben takmazdim. saygilarla