gloria

Jöööön, hoşgeldin sefa getirdin, makam odandan kalkıp, taaa buralara gelmişsin kardeşiim, gel şöyle baş köşeye oturuver heleee, sana bi kahvecik yapiim, denizkızı da falına baksınn iç canım, afiyet olsun helee sardunyam, resim çok güzel, çok beğendim sana ne ifade etti bilmem ama bana huzuru anımsattı, o çocuğun yerinde olmak hoşuma gidebilirdi Teşekkür ederim Bu forumda da kimse kimseye çay ikram etmez, varsa yoksa kahve ama ben bir değişiklik yapacağım şimdi ve sana bir bardak çay ısmarlayacağım... Hem de şöyle muhteşem bir manzara eşliğinde... Afiyet olsun... Yayamaz Kayımca, pasta mı istedin gülüm, hele bi dur, bekle pastanı getiriim

Deniz kızcıımm, arieliiimm (ditercan olan diil, masaldaki deniz kızının adı olan ariel haaa) O bana hediye ettiğin inci tanesi var ya, neredeyse doğumgünümde bana gerçekten aynen o şekilde geliyordu biliyor musun? Hisli kızzzz bu yaaa, 6. hissisi pek kuvvetli tü tü tü tüüü maaşallaaaah ama neden gelmedi bi sor heleeee, şundan gelmedi, ben onu açıp, içinden inciyi çıkarmaya korktum, boyle enteresan bi duygu gelişti içimde, hani derler ya "düşününce içim kaydı" diyeee, aynen öyle oldu işte, sonra arkadaşlar da onu bana almaktan vazgeçtiler, çünkü ben onlara "eğer siz açıp, içinden inciyi çıkarır bana verirseniz oluur" dedim, tabiii yemediiiiiii Şimci kısmette bu doğumgünümde bu inciyi almak varmış, ama rica etsem sen o inciyi, o istiridyenin içinden çıkarıp bana verebilir misiiiinnn? Godziiiiiicimm, güldürüklü temaşacıımmm, O midye dolması değil yawwww, yimeeeeeee, inci o, boğazında kalır heeeee ayy bi gün bu çocuk yemekten mide fesatı geçircek haaaa, her gördüğünü yemek sanıyoooo

Yayamazım Kayımcacıımm; Canını üzmeee, senin de sevenin çook... Ben seni çok seviyorum mesela Bi dee sen oyle ne güzel dilekler dilemişsin bana yaaa, dilediğim kadar yaşam (sonsuzzzz), sağlık, huzur, sevgi ve tabii para... dört dörtlük valla 4x4 suziki vitara gibi hissettim kendimi daha iyisi de vardır da kesin, ben seviyorum bu jipi yaaaa Teşekkür ederiim Bodrumlucuuumm Lüpçüüüümm Abi bi de hazıra konma be yaaaaa, bu ne hazırcılık, bu ne lüpçülük anlamadım gitti, hep aynıı, hep aynıı, geliştir kendini azcık bodrumlucum yaaa, bi tek lüpçülükle geçinilmez bu devirde, tüpçülük falan da yap artık bak bak bakk bi de demiş kiii, hazıra konmayı sevmeeeeeeeemmmm, uyşşş yesinler senii, hiç de konmamışsın hazıra haaaaa Lüpçüüüm, şaka bir yana, seni çok seviyorum biliyorsun dimi, sen benim bu forumdaki ilk göz ağrılarımdamsın... Ya insan sevdiğine niye göz ağrısı der kii acabaaa Bodrumlucuuum, göz ağrııım Devamı az sonra, şimdi bir reklam arası BİR REKLAM

Ohhhhh ohhhh du bakalııım buralarda neler olmuş? Sayın Godzilla'dan; hayatı ıskalamayıp iyi bir "tos" la aramızda olduğun için olleyyy uzun uzun yaşa aramızdan ayrılma diye vivaaaa harbi iyi söz etmişsin, çok beğendiiimm Zatiii senin bu kelimelerle yaptığın oyunlara hayranım godzicimmm yaaa Önünde Japonvari bir saygı ile eğilmekteyim, Ossssssssssssssss Devam ediyoruz; Sevgili kardeşim Melkor'um; Bu şahsiyet ömrümün sonuna kadar seveceğim, en yegane insanlardan birisi işte... Bak sözünde de duraaaarrr.. Sardunyalar için teşekürler ve tabii, güzelim orkide için de bak nasıl da biliyor sevdiğim çiçekleri... Melkoruuuum, Kevin Kosnırım bir ara geliver de balkondaki sardunyaları ve salondaki orkideyi bi gör, bi şahlandılar ki sormaaaa... Hem ben bahçe dergisi var ya ona mektup yazdım, gelin bahçemi güzelleştirin diye, bedavadan güzelleştiriyorlarmış, çok etkiliyici şeyler yazdım ama bilmem ki etkilenirler mi Belki de etkilenirler de gelirler, oohh o zaman değme keyfime haaaaa Radyacıım, Best Modıl of dı Wörldüm Kız o güllü yol cidden beni istediğim şeye götürür mü? kandırmayasın beni? umutlandırmayasın boşu boşuna hııı ne diyosunnn, son kararın mıı? İnşallah götürür beeee.. o güllü yolun beni dileğime götürmesini diliyorum şimdii Yukarıda bi mumlu pasta daha var onu üflerken de bunu diledim Tutar belki kimbilir... Geri kalanı az sonraaaaaaaa, şimci araya bir reklam alcamm... BİR REKLAM

Forumun sağ üst tarafındaki yeni iletiler butonuna kısa aralıklarla iki kez bastığımızda 120 sn. beklemek gerekiyor diye bir cevap alıyoruz. Bence bu sınırlamayı kaldırmak lazım çünkü ben forumda ne oluyor ne bitiyor her an gormek istiyorum, yeni ne yazılmış, nerelere yazılmış hemen güncellenmiş haliyle bilmek istiyorum ama bu alanı zaman sınırlamasıyla kullanınca bir süre sonra kullanmak istemiyorum... Yeni iletiler butonu bu durumda amaçsız bir buton haline dönüşüyor... Bununla ilgili bir yenileme yapsanız olmaz mı acaba? Aslında yeni iletiler butonu bu şekilde sınırlı kullanmasa forumun diğer sayfalarında ne oluyor ne bitiyor daha hızlı öğrenebilir ve beğendiğimiz başlıkları daha rahat takip edebiliriz diye düşünüyorum.. Böyle herkes belli alanları kullanıyor sadece, örneğin günceli takip eden, dini konuları ya da sinema sayfasını takip etmiyor ama bu buton tam kullanılsa belki de o bölümdeki bir başlık da dikkatini çekecek ve girip okumak ya da ileti eklemek isteyecektir diye düşünmekteyim...

Çocuk kim? Biliyorsun ki İslamiyete göre 9 yaşından itibaren kızlar ergenliğe girmiş sayılır. Bu da demek olur ki 9 yaşındaki kızlar islamiyette evlenilecek kızlardır Yani çocuk değil onlar!!!! Evlenilecek kızlar!!!! namus yaniii!!!! Sapkınlık yaniii!!!!!

Bu sanırım İspanyolca Doğum günün kutlu olsun demek Yupppiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii bu da ispanyolca doğum günümü kutladığın için teşekkür edeeeeriiiimmm demek

Valla ne yalan söylim beklediğime değmiş yaniii Pastayı tek başıma yedim bitirdim, pastaya doydum yaniii ama bilgiye doyamıyorum, bu nasıl olacak peki, işte onu hiç bilmiyorum Çiçeklerime diyecek yok zaten, sarı laleleri sevdiğimi bilmeyen kalmadı sanırım Adımız sarı laleye çıktı, bir ara vallahi gloria unutulacak sandım Öyle ki birlikte çalıştığım arkadaşım da artık bu forumda bana sarı lale dendiğini bildiğinden bana çok güzel bir sarı laleli ebru yapmış doğum günü hediyesi olarak... sarı laleli ebru çok özel bir hediye oldu benim için Bu çiçekler de çok özel... İşte güzel sözlerrr, çoook teşekkür ederim tauruscuğum, aynıları senin için de geçerli, ben de sana dostluğun için teşekkür ediyorumm annem babam da sanırım bunun farkındalar Ellerine sağlık arkadaşımmm, emek vermişsin, uğraşmışsın, zahmet etmişsin... Herşey çok güzel olmuş... Beni mutlu ettin Tekrar herşey için teşekkür ediyorum...

Bu soru da daha once sorulmuştu forumda, cevabı PERŞEMBE... kadın perşembe günü ben dün yalan söyledim derken doğruyu söylüyor (Perşembe günün kadının doğru söyleme günü) adam da ben de derken aslında yalan söylüyor (perşembe günü erkeğin yalan söyleme günü)

bu soruyu forumdan hatırlıyorum, unuttuğu eşyası bal tası... baltası ise yanında olduğundan odun keseibliyor... Cevapları veren arkadaşlarıo tebrik ediyorum... Bodrumluyu tebriğe gerek yok, o lüpçü

İki kişiden bir tanesi defineyi iki parçaya böler, diğeri de istediği parçayı seçer. Böylece kimse kimseye itiraz etmez Daha uzun bir yolu da var ama bu pratik, kafa karıştırmaya gerek yok

kimliğinde gloria mı yazıyor aferin sana taurusmutis Chicago' dan hareket eden 43 yolculu bir otobüs kullanıyorsunuz : ben kullanıyorum, taurus değil, yani cevap gloria

Artık ben herşeyin olacağına kanaat getirdim. Bu da olur, olmayacak şey yoktur... Bakın İstanbul'da neler oluyor? Bakın onlar nasıl yavaş yavaş ve birer SARAY ÇOCUĞU haline dönüşüyor... Önce Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, III. Selim tarafından inşa ettirilen ve onun dışında birçok padişaha ve İstanbul'a geldiğinde Atatürk'e ikametlik yapan Dolmabahçe Sarayı'nın hemen yanında padişahların yakın çevresine hizmet veren, "Musâhibân Dairesi" ni TBMM'den alarak kendine Başbakanlık makamı olarak düzenletti. Bina toplamda 33 odaya, iki orta, iki yan salona ve ayrıca eklere sahip. Bunun yanı sıra burada görev alan 450 kişilik bir kadro var ki bu rakama padişahlar zamanında ulaşılamamış... Ama 3320 metrekare kullanım alanı olan bu bina Erdoğan'a yetmiş mi? Maalesef, hayır... Bu durumda tabii ki yandaki ek binalara da el konulmuş... Hemen ardından; ikinci bir el koyma olayı gerçekleşti ve Hürriyet'in haberine göre Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Topkapı Sarayı'nın dış suru üzerinde, padişahların geçit törenlerini izlemek için kullandıkları "Alay Köşkü" nü kendisine çalışma makamı yaptırttı. Alay Köşkü, Padişah 2. Mahmut tarafından 1820 de yaptırılmış ve günümüzde Saray Çocuğu Ertuğrul Günay tarafından da 3 ayda onartılmıştır. Köşkte, yuvarlak bir hünkâr salonu ve hizmet binaları bulunmaktayken, dış cephesi mermer ile kaplanıp, pencereleri de altın yaldızlı şeritlerle bezenmiştir. Peki bu bizim sayın saray çocuğuna kafi gelmiş mi? O da maalesef, hayır... Kendisini hala bir saray çocuğu olarak görmediğinden olsa gerek bu defa da binanın dış cephesini ve tavanı onarttırırken "saf altın" kullandırtmış. Ee peki saray çocuğunun memurları nerede çalışacak? Tabii ki bir zamanlar padişahların atları için yapılmış köşkün alt katındaki ahırlarda... Evet yanlış duymadınız, atların kaldığı ahırlar da kültür bakanlığı memurlarının hizmet vereceği mekanlara dönüştürülmüş... Bitti mi? Tabii ki hayır!!! Kanuni Sultan Süleyman döneminde av sahasına inşa edilen ve tam olarak bundan 40 yıl önce kapısına kilit vurulan Yıldız Sarayı'nın Büyük Mabeyn Köşkü’nde hummalı bir restorasyon çalışması var, bilmem farkettiniz mi? Bu restorasyon da tabii ki Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül için yapılıyor. Neden mi? Çünkü Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül, burayı “Ağırlama” konutu olarak kullanacakmış. 15 Haziran'da restorasyon işlemleri bitince bir saraylımız daha olacak, aman da aman ne güzel Şimdilik benim duyduklarım bundan ibaret ama yakında yenileri de olur eminim... İstanbul'da bu kadar çok saray varken, Akp lilerde de bu kadar çok Saray Çocuğu olma hevesi varken daha çoooookkkk saray restore ettiririz biz

Sevgili Efendi Türkler, teşekkür ederim Erbaycığım, seninle görüşmeyeli ne çok zaman olmuş, seni burada gorduğume vallahi cok sevindim hamsi pastamı aldım, kendime bir güzel ziyafet çektim, oo pek tatluydu uşağumm, kesene bereket

Şimdi teşekkür mesajlarına geçelim bakalım Öncelikle Taurus, çok teşekkür ediyorum Bu daha asıl mesajın degilmiş madem o zaman asıl olanını bekleyeyim, ben de asıl teşekkürümü o zaman ederim Tengeeriinciğim, vallahi yazdıklarını okuyunca bir an orada olduğumu hayal ettim ve KEŞKEEEEE dedim içimden... Orada olsam gerçekten de ne güzel eğlenirdik değilmi yaaaa, ne güzel kutlardık bu doğum gününü ama yine de orada olamasam da siz buradasınız işte ve bu bile beni mutlu etmeye yetiyor canım benim Sevgili Sardunyam, çok teşekkür ediyorum, çok güzel dilekler bunlar, sadece benim için değil, herkes için geçerli olsun bu güzel sözlerin... Umarım olur... Tekrar çok teşekkürler Cyrano, çok teşekkür ederim... Hepimize mutlu seneler Egzo, ilk pastam senden gelmiş, pek de bi cici ama ben en çok çiçekleri sevdim... Ben lalelerimi alayım, pastamı burada bırakayım, gelen canım arkadaşlarım yesinler Afiyet olsun hepinize... Ayrıca çok teşekkür ediyorum hem çiçeklere hem de dileklerine... Keşkeler hiçbirimizin hayatında yer almaz umarım

Oyy oyyy oyyy Bugün benim doğum günüm... Eveeett... Yılda iki gün var beni böyle inanılmaz mutlu edip, içime hoş duygular dolduran... Bunlardan birisi 1 Ocak, diğeri de 30 Mayıs... Biri dünyanın, diğeri de benim yıllarımın başlangıcı Doğdum, büyüdüm, kocaman bir insan oldum ama hala çocukluğumdaki gibi her yeni yaş günümde anlamsız bir heyecana kapılır içim... Belki beni bu kadar heyecanlandıran yeni yaşın aynı zamanda yeni bir başlangıç için fırsat olmasıdır. Başlangıçlar ise güzeldir, umutludur... Bugün benim doğum günüm ve yine umutluyum, yine hazırım güzel bir başlangıca... Umarım üstesinden gelebileceğim bir yıl olur... Umarım... Bunlar benim kendi doğum günüm için kendime yazdıklarımdı... Doğum günümü kutlamak içindi... MUTLU YILLAR GLORIA

HÜLYA AVŞAR'DAN SAÇ BAŞ YOLDURTAN SOHBET… “ANANI AL DA GİT” DİYER ERDOĞAN’I TAKDİR EDİYORUM... AKP'li Osman Yağmurdereli'yi programına konuk eden Hülya Avşar'ın sözleri stüdyoda soğuk duş etkisi yarattı. 29 Mayıs 2008 Perşembe 10:29Türkmax'taki 'Hülya Avşar Stüdyosu' programında AKP milletvekili Osman Yağmurdereli'yi konuk eden Hülya Avşar, Başbakan Erdoğan'ın bir çiftçiye yönelik olarak söylediği 'ananı da al git' sözleriyle ilgili "O davranışı takdir ediyorum. O söz hoşuma gitmedi ama bu tavrını sevdim!" dedi. İşte Hülya Avşar'ın derin siyaset bilgisyle(!) yaptığı sohbet; Vatandaşa 'Ananı da al git' diyen Başbakan için; - "O davranışı takdir ediyorum. O söz hoşuma gitmedi ama bu tavrını sevdim!" - "Sonuna kadar AKP haklı, rahatsız ediyoruz sizi, diğer parti liderleri gelse ne olacak ki!" - "Dört sene daha sizi rahat bırakalım mı istiyorsunuz..." - Osman Yağmurdereli: Muhalefet bile bile yanlış yönlendiriyor - Hülya Avşar: Muhalefetin işi budur zaten... - Avşar: Başbakanımızın bir yanlışı var ... Atv... Başına gelen dünürü sanırım... - Osman Yağmurdereli: Hayır... Çalık Grunu yöneticisi damadı. Daha önce de orada çalışıyordu. - Hülya Avşar: Çalıklar Tayyip Bey'in akrabası mı oluyor!?. - Osman Yağmurdereli: Hayır... - Hülya Avşar: Bize gelen şeyler öyle! BİZİ NİYE İKİYE BÖLDÜNÜZ? Avşar, ekonomik açıdan Türkiye’ye önemli katkılar yaptıklarını söyleyen Yağmurdereli’ye “Niçin bu kadar doğru şeyleri yaparken işin içine dini araçları soktunuz?” diyerek AKP’nin türban konusundaki tutumunu eleştirdi. İkili arasındaki diyalog şöyle: AVŞAR: Neden o zaman işin içine dini araçları soktunuz. Eğer bunları yapmasaydınız zannetmiyorum ki halk da durup dururken galeyana gelsin. Zaten herkesin canı burnunda. Niçin böyle yanlış bir yola girdiniz. Bunu anlamıyorum. Niçin bizi ikiye böldünüz? YAĞMURDERELİ: Biz mi ikiye bölen? AVŞAR: Evet, siz. YAĞMURDERELİ: Yoksa ikiye bölmek isteyenler mi öyle gösteriyor! AVŞAR: Durup dururken hiç kimsenin aklında olmayan şeyler girdi aklına. YAĞMURDERELİ: Ama bu ülkede bu serbestti. AVŞAR: Evet, niye altını çiziyorsunuz o zaman. Bu bir kere psikolojik bir şey. YAĞMURDERELİ: Öğrencilere kızlara günah değil mi ya, okula gitmek istiyorlar. AVŞAR: Orada yerden göğe kadar haklısınız. Şunu söyleyebilirdiniz: Başörtülü de, başörtüsüz de, sakallı da, sakalsız da okuyacak kardeşim. YAĞMURDERELİ: Bu kadar, bitti. Biz de bunu istiyoruz. AVŞAR: Sonuna kadar arkanızdayım. Ama siz öyle demediniz. YAĞMURDERELİ: Ne dedik? AVŞAR: Bu bizim simgemiz kardeşim dediniz. YAĞMURDERELİ: Evet, aaaa.. AVŞAR: Aaaa’sı yok ama. YAĞMURDERELİ: Bu konuların en sonunda, aradan 3 ay geçtikten sonra Başbakan’ın yurt dışındaki bir konuşması. AVŞAR: Siyasi simge diye bir şey doğru değil. Başbakanımız çıksa dese ki, ’Bu benim hayalim. Arkadaşlar böyle bir laf ettim. Sonra düşündüm ki, bunun altında maalesef bana uymayan şeyler de varmış, sözümü geri alıyorum. Başörtülü de girsin, herkes girsin, okusun, eğitim çok önemli okusun’... Ama simge meselesini ’Pardon özür dilerim’ desin. Ne olur yani? YAĞMURDERELİ: Ne olur simge olsa? AVŞAR: Simge olunca korkunç oluyor. Simge olunca bir kere diretmiş oluyorsun. Psikolojik etkilemiş oluyorsun. Bu simge meselesi olunca, ’Bunu takan benden takmayanlar değil’ durumuna geliyor. Öbür taraf üvey evlat oluyor. Biz Başbakanımızın üvey evlatları gibi dolaşıyoruz gibi geliyor. YAĞMURDERELİ: Bazı insanlar Başbakan’ın konuşmalarını nasıl anlamak istiyorsa öyle anlıyor. Nerden almak istiyorlarsa öyle alıyor. Avşar'dan program kapanışı sözleri: - Ne duruma düştüm burada biliyorum ama samimi sorular sordum. Biz halk olarak size güveniyoruz. Mecliste olmanız güven veriyor... - Başbakanımzın başımızda olması lazım... - Ben istiyorum ki Tayyip Erdoğan yıllarca kalsın. İstikrar adına.. Alıntıdır. Bu kafa yapısını kınıyorummm... Kınım kınım kınıyorum... Önce bir kadın olarak, sonra bir vatandaş olarak kınıyorum...

Bundan sonra 19 Mayıslarda isterseniz kızlara türban ve çarşaf giydirelim paşalar, böylece huzura erersiniz diyeceğimi sanıyorsanız yanılıyorsunuz, biz sizin 21. yüzyılda nasıl çağdışı kıyafetlerinize katlanıyorsak siz de bunlara katlanmak zorundasınız. Bakın şimdi; Bu bayram 19 Mayıs 1937 yılında Gençlik ve Spor Bayramı olarak ilan edilmiştir. Size bu zamana kadar ki 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramından bazı görüntüler; 19 Mayıs 1947 19 Mayıs 1950 19 Mayıs 1964 19 Mayıs 1966 19 Mayıs 1987 19 Mayıs 1989 Bence bu kadar yeter, daha yenilerini zaten çoğumuz yaş itibariyle biliyoruz... Ben size en yenisini göstereyim; 19 Mayıs 2007, Vakit Gazetesi'nden Evet sayın paşalar, BUDUR ÇAĞDAŞLIK VE SİZİN BU YAPTIĞINIZ İSE TAMAMEN ÇAĞDIŞILIK... UTANIN BU YAPTIĞINIZDAN... Bu memleketin nasıl kurulduğundan haberiniz dahi yok, Laik Atatürk Cumhuriyeti'ni serbest bırakın artık!!!! Bu yola biz ve bizim gibi düşünenler 1923 yılında baş koyduk, döneceğimizi sanıyorsanız çok büyük yanılgı içindesiniz...

Bunun tek bir açıklaması vardır, o da şudur; Haksızlığa uğrayan bu gençleri, haksızca katlettiklerini bildiklerinden ve bunu istemeseler de kabullendiklerinden göz görmezse gönül kabullenir misali yayınlarını görmek istememeleridir. İşte bu sebepten bu yayınlar toplatılmaktadır. HATIRLAMAKTAN KORKUYORLAR... Peki emperyalizmi eleştiren, vatanın bağımsızlığını savunan, TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE diyenler idam edildi, silahlı çatışmalarda öldürüldü de CAMİLER KIŞLAMIZ, MİNARELER SÜNGÜMÜZDÜR diyenler ne olacak, şehitlere KELLE diyenler ne olacak? EMPERYALİST ZİHNİYETLERİN YÜREĞİNE NASIL BİR KORKU BIRAKMIŞSIN BE MAHİR, HELAL OLSUN SANA...

Sadece bu kadar değil; * Evleri de onlar için bir statü temsili özellikle gözde semtlerde, gözden uzak evlerde yaşamayı tercih ettiklerinden konut tipi evlerde yaşıyorlar. Villalarının bir tarafı denize, bir tarafı ormana bakıyor ki kimse onları görmesin.. Özellikle tercih ettikleri semtler: Beykoz: Beykoz Konakları, Acarkent. Buralarda gözlerden uzak yaşamayı tercih ediyorlar. Ancak sadece İslam burjuvazisinin tercih ettiği konaklar arasında yer almıyorlar. Altunizade: Hilal Konakları. Islami burjuvazinin en yogğun yaşadığı site. Belediyeye ait arsada kurulu bu konaklarda, haremlik - selamlık yüzme havuzu ve sauna bulunuyor. Ömerli: Kasaba Evleri. Şehre olan uzaklığı nedeniyle son yılların en çok tercih edilen evleri arasinda yer aliyor. Küçük Çamlıca: Müstakil villalar tercih ediliyor. Bu semtte daha çok siyasetçiler yaşıyor. Basbakan Tayyip Erdogan’in da burada bir villasi bulunuyor. Sarıyer: Bogaziçi Malikaneleri. Sarıyer’de ama gözlerden çok uzak bir site. Beylerbeyi: Yalılar. Florya: Ultra lüks villalar. Yogun olarak Şenlikköy'de yaşıyorlar. * Yemekleri ise Lüks lokantalarda, 5 yıldızlı otellerde yiyorlar, pazar kahvaltıları, kasırlarda yapıyorlar. İslami kesim, içkisiz lokantaları tercih ederken, burjuvazi bunu şart koşmuyor ama yine de halktan kişilerin olmadığı yerler tercih ediliyor. Beşiktaş: Swissotel, Çırağan Sarayı Florya: Kaşıbeyaz, Beyti Çamlıca: Beste Bağdat Caddesi: Cafe Crown Çengelköy: Kuleli Martı Nişantaşı: Armani Cafe Beykoz: Hidiv Kasrı Özel davetler: Ramazan ayında Iftar yemekleri için özellikle yatlarda veya evlerinde anlaşmalı catering şirketleri anlaşılarak özel dekorlu ve garsonlu davetler veriliyor. Yaz aylarında ise havuz partileri düzenliyorlar. nargile içmeyi çok seviyorlar. Kadin-erkek Sultanahmet ve Tophane’deki kafelerde nargile içiyorlar. * Tercih ettikleri arabalar özellikle 4x4 jipler. Mercedes öncelikli marka olmakla birlikte son yillarda BMW ve jaguarın modelleri başta olmak üzere spor arabayı tercih edenler de hızla artıyor. * Giydikleri kıyafetler sadece kendilerinde olsun diye özel tasarım yaptırıyorlar ama genç olanları hazır giyimi tercih ediyor. Özellikle tercih ettikleri markalar şunlar; Takım elbise: E. Zegna, Ninna Ricci, Prada ve Cerutti. Spor giyim: Paul Shark ve Tommy Hilfiger Eşarp: Dior, Longchamp, Hermes. Versace hayvan figürleri kullandığı için tercih edilmiyor. Vakko herkes de oldugu için istenmiyor. Ama her kadının dolabında bir Burberrys eşarp bulunuyor. Pardesü: Escada, Ferre ve Burberrys Ayakkab ve çanta: Gucci, Dior, Armani, Channel, Louis Vuitton, Tod’s ve Ralph Lauren. Takı: Gilan Saat: Rolex, Dior, Longines, Tag Heure, Chopard. * Tatil söz konusu olunca ise Türkiye tercihleri arasında yer almıyor çünkü kendierini daha rahat ve özgür hissettikleri yurtdışını tercih ediyorlar. 7 yıldızlı oteller ilk tercihleri arasında yer alıyor. Dubai: 7 yıldızlı Burj El Arab Oteli Maldiv Adaları İspanya: İbiza ve Barcelona. Avrupa: İngiltere, İtalya, tatilin yanısıra alışveriş de yapabilmek için Fransa Amerika: Los Angeles ve New York en çok tercih edilen yerler Antalya: 7 yıldızlı Rixos Premium villa seçenekleriyle bu kesime hitap ediyor. Ayrıca Alanya’da yer alan Şah Inn oteli tamamen haremlik - selamlık yapısıyla burjuvazinin olmazsa olmaz otelleri arasında yer alıyor. Didim: Caprice Otel. Didim’de yer alan otel tamamen islami içtihatlara uygun mimarisiyle özellikle tesettürlü bayanların en şık gittiği otel olarak biliniyor. Tekne: Özel tekneleri olanlar ise mavi yolculugğa çiıkarak gözlerden uzak rahat bir tatil yapıyorlar. Alıntıdır.

Aman be arkadaşlar gerçekten enteresansınız haaa... Cochineal sanki sadece Coca Cola'ya rengini vermek için kullanılırmış gibi yazmışsınız. Hiç mi aklınızdan bir google a girip, bu neymiş diye aramak geçmez... Ben aradım, taradım, buyurun sonuçlar: Cochineal, öncelikle doğal olduğundan yan etkileri çok ama çok azdır, toksik değildir hele kanserojen hiç değildir. Çok ama çok nadiren duyarlı kişilerde anafikaktik şok tepkisine sebep olur o kadar... Bunun dışında bu böcekten elde edilen karmin maddesi (bu böceğinin dişilerinden veya yumurtalarindan çıkartılan bir boya pigmentidir) gıda renklendirme ajani olarak kozmetiklerde, ilaç sanayiinde ve boyacılıkta kullanılmaktadır. Kurşun içeren kozmetik maddelerinin çoğu ülkede yasaklanması üzerine Cochinealden elde edilen kırmızının içinde kurşun olmadığı için kozmetik alanında özellikle tercih edilmektedir. Öyle ki göz kozmetikleri için en zararsız renk verme maddesinin de Cochineal olduğu kanıtlanmıştır. Fakat hammadde olarak bu hayvanın çok olmamasından dolayı, bundan yapılan ürünler oldukça pahalıya satılmaktadır. Etleri, sosları, kırmızı deniz ve işlenmiş kanatlı ürünleri de içine alan geniş bir gıda ürününde kullanılan karmin sosisler ve işlenmiş kümes hayvanı gibi et ürünlerinde, meyve preperatlarında, reçel ve marmelatlarda, koruyucularda, jelatinli tatlılarda, pasta ve fırın ürünlerinde, dondurmalarda, şekerlemelerde ve süt ürünlerinde de doğal renklendirici olarak bulunabilir. Bir insan yiyecekler ile birlikte yılda ortalama bir ila iki damla karminik asit tüketmektedir. Kozmetiklerde ise saç ve cilt bakım ürünlerinde, rujlarda, yüz pudralarında, allıklarda kullanılmaktadır. Yani abartılacak birşey yok... Endişeye de mahal yok, kola dışında da bu hayvanla sürekli olarak haşır neşiriz anlayacağınız Daha fazla bilgi için isterseniz wikipedia'ya bakabilirsiniz.

yawwwww godzi ne kötüsün sen yaaaa, buraya da mı bir kahve koymadınnnn yaaa tanrımmmmmmmmmmmmmmmm, sen benim bütün hayallerimi yıktın, kesin burda kahve vardır demiştim ama yokk... Senden bir daha da hiçbişi istemeyeceğimmmm... Bu son kararımdır ve de kesindir.... Evet lütfen doğru şıkkı görebiir miyim bakalım doğru muymuş yoksa yanlış mıymışşş... Sevgii Denizkızım o postacıya artık gerek kalmadı, ben godziyle çok fena bozuştum... Soyle postacıya benim ona verecek param yoktur, eğer ki sen bu postacının maaşını karşılayacaksan kalsın istersen, yazık godzinin yüzünden adamı işinden gücünden etmeyelim dimii canım... Yaw aslında parasını ben de öderdim ama gerçekten çok çalışanım var, godzinin gonderdiği korumalara yemek yapmaktan elim kolum tutmuyor akşam olunca, şimdi postacı da var, mutfak masrafları falan da artıı... ben de garibanın tekiyim, her daim param olmuyor, bana güvenmesin bu insanlar, sonra aç susuz parasız kalırlar, maaşını sen vercen dimiiii canım

ooffff var yaaaaaaa ben hayatımda boyle guzel kısır görmedimm, bunun gerçeğini yani tıpkısının aynısını aranızda yapabilen varmıdır kiiiii? Hayır yani varsa onla biraz samimiyet kurmaya çalışacağım ki beni davet etsin, bana bu kısırdan yapsınnn... offffffffffffff offfffffffffffffffff

ruacımmmm bugünlerde godziyle aram bozuk, geçenlerde bir kahve istedim yapmadı bana yaaaaaa canım ruacımmmmmm sen bana bir kahve yapıversen, ne bilim mesela yanına da biraz kurabiye yapsan, ben var yaaaa nasıl sevinirim biliyor musunnnn? Çoook sevinirim yaniiii

Tez mez diyip durmayın be yaw, tepem atıyor!!!! Koskoca bir yıl geçirdim, tezle ilgili ilerlemem halihazırda beyaz bir sayfa, bomboş, tertemiz, piripakk, tıpkı "beyazlıkta inci, gönlümüzde birinci ariel" ile yıkanmış gibi... O kağıdın üzerine nokta (.) bile koymadım...kağıtların da bir cenneti, cehennemi olsa vallahi benimki saflıktan cennetlik olur Yani diyorum kiiiiii, tez mez demeyin, ben bir yıldır tez yazmaya niyetleniyorum, bir yıldır daha elime bir kağıt alıp, onun üzerine nokta bile koymadım... Yarabbim ya resul allahım yaaaaaaaaaaa... töbeee töbeeeee, ne teziiii, başka konu mu yok konuşulacak, bahar gelmiş, neredeyse yaz gelecek, havadan konuşun, sudan konuşun, hayatın güzelliklerinden konuşun, aşktan konuşun, şiir gonderin birbirinize, çiçek böcek gönderin neeee teziiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii ayrıcaaaa bir kahve yapmadın ya bana alacağın olsun seninnnnn...