gloria tarafından postalanan herşey
-
Terapiiiiiiiii
Sen gel hele bi bakacaz artık çaresine Ben de yay istiyorum....
-
Sinema Klasikleri...
1 CITIZEN KANE : İzlemedim 2 THE GODFATHER : İzledim 3 CASABLANCA : İzledim 4 RAGING BULL : İzlemedim, bilmem... 5 SINGIN' IN THE RAIN : Çok severim 6 GONE WITH THE WIND : Taparım, defalarca izlerim, yine de sıkılmam, ezbere biliyorum bu filmi... Zor zaman filmlerimden biri, seviyorum işte, çok seviyorum bu filmi... 7 LAWRENCE OF ARABIA : İzledim 8 SCHINDLER'S LIST : İzlemeyi çok istiyorum, bir türlü kısmet olmadı 9 VERTIGO : İzleyeceğim, aldım... 10 THE WIZARD OF OZ : Çoooook izledim... Ben de bugünlerde şu Gone with the Wind'i (Rüzgar Gibi Geçti) yeniden mi izlesem acaba İzlemediklerimi de izleyeyim bari Bu ikilinin (Admin-Candide) film zevki bana hitap ediyor ne de olsa
-
Terapiiiiiiiii
Ne oluyooo beeee, ne öyle yay may, terapi merapi falan, bana bakın heeeyyy, ben de terapi istiyorum, benim de ihtiyacım var... TERAPİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİ
-
Birileri bana mı seslendi?:))
Heeee öyle kolaydı dimi gitmek Hiç dur diyen olmayacak sanıyordun dimi? Kızımmmm sen öyle alıp başını giderken arkandan sormazlar mıydı sanıyordun; "PİŞŞŞŞTT BACIM, NEREYE GİDİYORSUN HELE SEN?" diyeee... Bak yaaaa bacım dedim de aklıma Babaannem geldi, onun da bacıları vardı... Bacı dedikse kardeş anlamında bacı değil bu, kardeşten de öte dostlar için söylenilen cinsten bacı yani... Kadın erkek hiç farketmez tüm dostları Babaannemin bacılığıydı. Sen de benim bacılığımsın beee... Bu güzel oldu bak işte, bazen sana ne desem, seni nasıl tarif etsem bilemiyorum, kelimeler yetersiz gibi geliyor sanki... Arkadaş, dost değil daha öte bişi sanki, kimi zaman kardeş gibi bile oluyoruz... BACILIK doğru tabir şekerim Bak mesela bazen eve gelen tanımadığım insanlar olurdu sorardım; "Bu kim Babaanne?" O da bana "O benim bacılığım" derdi... Ben de anlardım ki, o kişi hem arkadaş, hem dost, hem kardeş, hem de herşey işte... Senin gibi yani Bacılığım, yeniden hoşgeldin aramıza... GİTSEN DE, GELMEYECEK OLSAYDIN DA, HEP YANINDA OLDUĞUMU BİLİYORDUN DEĞİL Mİ? GELDİN, HALA YANINDAYIM... HEP YANINDA OLACAĞIM DA... SENİ SEVİYORUM
-
Gloria
yirim sizi yaaaaawww... iyiki varsınız he, arada bi buraya gelip baktığımda yazılanlardan çok mutlu oluyorum.. hepinize çok teşekkür ediyorum leyla bu arada o çiçeği üflüyor ve bir dilek diliyorsun ya dileğimi diledim ve üfledimm.. teşekkür ederim canım benim
-
.....::Radya::.....
aneyyyy dora da kim yoksa yoksa yoksa dora radyayı yedi miiiiii obur dora obur doraaaa obur doraaaaaa radyayı geri çıkar çabukkkkkk
-
insanın kuyruğu
yoooookk arrrtııııkkkk Boyle birşeye herhalde senden ve kuranca.com dediğin site sakinlerinden başka inanan yoktur... bence kafanızı o web sitesinden kaldırıp biraz da başka sitelere bakın.... hatta internete güven olmaz, siz kalkın bir kütüphaneye gidin, hem madem İngiltere'desiniz, British Library' i gorun. Biraz da oradaki kaynaklara bakın... Hava da alırsınız, beyninize oksijen gider, iyi olur... Buraya senin gibi çok geldi kardeş... İngiltere'ye gittim, Cambridge'den mezun oldum, çok araştırdım, her şeyi bilirim, sizlerle tartışamam, çünkü sizden üstünüm vs. vs. söylemlerinden biz sıkıldık ama sizler sıkılmadınız bir türlü... Bu da enterean bir psikoloji, ego tatmini midir, komplekslerle mi ilgili birşeydir yoksa narsizm midir nedir anlayamadım gitti... dur bir yorum daha yapıcam bu cümleye: Hakkaten çok araştırma yapmış, bizimle tartışamayacak kadar çok şey biliyormuş Eksi sozluk bakın bu ben çok biliyorum edası hakkında neler soylemiş "bu eda için alt dudak ve çenenin hareketleri çok önemlidir. gözler baygın bir şekilde sabit kalmalı, alt dudak karşı tarafın söylediği he cümlede ileriye ve yukarı doğru hareket etmelidir. çok bilmenin ağırlığıyla az ve ağır hareket eden kafa asla onaylama pozisyonunda aşaşğı sallanmamalı, head-nang yapılmamalıdır. bak şimdi güzelim onun aslı girişiyle cümleye başlamak suretiyke, karşı tarafın savunduğu şeyleri çürütse de çürütmese de kendi görüşmelerini sabit bakışları eşliğinde anlatmalıdır çok bilen. onaylanıp onaylanmak umurunda olmamalı, her halükarda bir şey söylemese bile ben biliyorum edasını bozmamalıdır ölümsüz çok bilen." daha başka da var da bu forumun kurallarına uygun değil, onları buraya taşımak... isteyen zaten gider bakar... sadece bir fikir olsun diye yazdımmmm, ben sizin kadar çok bilmem ve sizin gibi çok bilen birisine birşeyler anlatmaya cüret ettiğim için artık kusuruma bakmazsınız umarım Sir... Fikirlerinize ihtiyacımız yok, kalsın, en iyisi gidip siz kendiniz gibi, size benzeyen üstün nitelikli!!!!! insanlarla tartışın, burada bizden size bir fayda gelmez... Sizden de bize gelmez, Biz doğru yola bulduk.... Mutluyuz, mesuduz....Cehennemliğiiiiizzzz biiiiizzzz.... Darwinin bir bilim adamı olmadığını söyleyen bir kişinin yazdığı şeyler benim için zaten saçmalıktır ve evet ben bu saçmalıklara inanmıyorum... Doğruyu bulmanız için, Cambridge bir fırsatmış bence hayatınızda ama yazık olmuşşş... Bir daha da böyle bir fırsatınız olacağını sanmıyorum cennetlik insan...
-
AKP'YE KAPATMA DAVASI AÇILDI
yeteri kadar istememişlerdir belki sayın Tarafsız... İsteyene her yol mübah.. Biraz geçmişe gidelim bi bakalım isterseniz; "Odunu aday göstersem milletvekili yaparım" (Adnan Menderes) İşte şevk bu, istek bu!!! Demek ki neymiş, istiyormuşsun, pozitif düşünüyormuşsun, oluyormuş... SECRET meselesi yani sonra "ODUN" u bile milletvekili yapabiliyormuşsun... Adnan Menderes ile ilgili bir iki bişi okuyun bakalım, icraatları size kimi hatırlatacak acaba?.. işte birisi odunu miletvekili yapar, birisi de odun, kömür dağıttıklarından milletvekilliğini kapar... Bu işler böyle..
-
Günün Sözü
Hafif Acılar Konuşulabilir ama Derin Acılar Dilsizdir.
-
AKP'YE KAPATMA DAVASI AÇILDI
helal olsun dayı yaaa, yine yapmışsın yapacağını... yine lafı gedigine iyi oturtmuşsun harbiden haa bunu demek kimsenin aklına gelmez mi bu adamlara ya...
-
bugün doğum günüm
Ahhh ahh.. Keşke acaba yeniden cocuk olsak, çocuk olmanın kıymetini bilebilir miyiz, yooksa hemen buyusek mi deriz bilmem ama ben de istiyorum aynı şeyleri... Guzel yazı canım, ellerine sağlık.. ve tabii MUTLU YILLAR
-
DeepBlue
anam ne işin var senin ordaaaa... İN AŞAAAAĞĞĞAAAA :0
-
Gloria
sen sus bakim, hainnnn... bana ceza verdiğinizi görmedim degil, sizin yuzunuzden boyle kulaklarımdan asılı bir şekilde günlerdir bu duvara çakıldım kaldım bee yaaaa
-
GODZİLLA ve RUA Ortak Anı Defteri
Sayın Rua, size hatırlatmak isterim ki ölüm en büyük gerçektir, bunu siz de görmelisiniz, başsayfabaşkanımız godzi bey de görmeli ve hatta tüm forum yönetimi görmeli... ölüm bize şah damarımızdan daha yakın... Hepimiz faniyiz, onun için o kapatma davasını falan bırakın bir kenarlara, en büyük hatip musalla taşındaki cenazedir, susar ama çok şey söyler Saygılar Sevgiler Efenim Söz Müzik: Gloria ARINÇ heeee cozuttum nolmuşşşşşş
-
AKP'YE KAPATMA DAVASI AÇILDI
Bişi anlamadım... Çünkü ben Cumhuriyet gazetesinden alıntı yapmadım... Neden? Siyasi bakış açısından daha ortalarda duran bir gazeteden alıntı yapmayı tercih ettim de ondan... (Gerçi AKP döneminde ortada duran ne kadar gazete kaldı o da tartışılır ama en azından Vakit gibi Tam Destek AKP gazetesi degil...) Bu kadar basit... Herneyse, aslında seninle tartışmayı kendimce cok anlamlı bulmuyorum çünkü olay senin açından laf yetiştirmekten, laf yarıştırmaktan öteye gidemiyor... Ne gibi mesela; Diyorsun ki, ben onların hiçbir yanlışını görmedim, nerede yanlış yapmışlar? (tam olarak bu cümleleri kullanmıyor olabilirsin belki ama buna yakın şeyler, anladın sen) Oturuyoruz, zaman harcıyoruz, sordugun soruya bir yanıt veriyoruz... Ama boş.. verdiğimiz yanıtlar hiçbir işe yaramıyor... Hala aynı terane (ezgi, makam anlamına gelir, yanlış anlamayasın)... Yani hala; "Nerde, ben görmedim, ben göremiyorum, hani yok ki?" mevzusu... Sen görmek istemedikten sonra ben sana ne göstersem boş, sen anlamak istemedikten sonra ben sana ne anlatsam boş arkadaşım... şu sözün yine hatırıma gelmesine engel olamadım: Sen ne kadar anlatırsan anlat, anlatmak istediklerin karşındakinin anladığı kadardır... Saygılar Sevgiler
-
AKP'YE KAPATMA DAVASI AÇILDI
senin için yeni bir yazı daha ekledim bir sayfa önceye, oku... Baya bi gülersin o zaman
-
AKP'YE KAPATMA DAVASI AÇILDI
Aslan Değirmenci, Vakit Gazetesi (Eski Akit Gazetesi) muhabiridir. Vakit gazetesi ise yalan ve iftira dolu, şeriatçi, tehdit ve tahrikleriyle kendinden olmayanları hedef göstermekten çekinmeyen, provakasyon yapan bir kağıt parçasından başka birşey değildir. Onlardan başka bir söylem beklenmezdi zaten... Anlayacağın şu ki; Eğer yargıtay'ın açacağı davaya karşı çıkan birilerinden haber vermeyi planlamışsan Aslan Değirmenci çok yanlış bir tercih olmuş... Tarafımızdan kaale alınmaz yaniii... Vakit gazetesinden inciler: 9 subat 2008 bagimsizlik ve laiklik mitingi ile ilgili olarak "önce meyhaneye sonra mitinge", "bunak laikler işbaşında" Bulmaca sayfasından: Başörtüsü düşmanı müzisyen (Fazıl Say'dan bahsediyor kendileri-provakasyona bak!!!!) -pkk da yilbasi kutluyormus!" "PKK'lı dostlarından laikçilere destek geldi" 10 Kasım 2007 Vakit Gazetesinden: "Atatürk ölümünün 69. yılında dış temsilcilikler, KKTC ve yurdun dört bir yanında törenlerle anılıyor." Hemen altında Osman Yüksel Serdengecti' nin 24. ölüm yıldönümü ile ilgili haber yer alıyor; "O' nu rahmetle anıyoruz. Değerli fikir adamı ve milletvekili Osman Yüksel Serdengecti' yi, vefatının 24. yılında rahmetle anıyoruz." Not: İlgili haber için şu linke bakabilirsiniz - http://img239.imageshack.us/my.php?image=vakithh5.jpg - büyük bir resim diye ben eklemek istemedim. İlgilenen bakabilir. En süperi en sona “Deprem felâketlerinde halkın yanında değildi... Türkiye’nin temel meselelerine yaklaşımı hep özgürlükleri kısıtlama yönünde olan Sezer, Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde yaşanan deprem felâketlerinde ise ortalarda gözükmedi. 17 bin 127 kişinin öldüğü, 43 bin 953 kişinin de yaralandığı 17 Ağustos depreminden sonra ABD Başkanı Bill Clinton bile, Türkiye’ye gelerek depremzedelerin acılarını paylaşırken, Sezer, Köşk’ten çıkmayarak sadece “Geçmiş olsun” mesajları yayınlamakla yetindi. Son Bingöl depreminde ise halktan yükselen tepkiler üzerine bölgeye ancak 6 gün sonra gidebildi…" :D Not: 17 Ağustos depremi, 17 Ağustos 1999 yılında olmuştur. Ahmet necdet Sezer 16 mayıs 2000 tarihinde Cumhurbaşkanı seçilmiştir Anladın galibaaaa ***************** Ha unutmadan Osman Yüksel Serdengeçti kimdir? Osman Yüksel Serdengeçti, (d. 1917- Akseki Antalya), (ö. 10 Kasım 1983), Türk siyasetçi gazeteci. Serdengeçti dergisinin sahibi ve Yazı İşleri Müdürü gazetecidir. Asıl adı Osman Zeki Yüksel'dir. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi öğrenciliği sırasında 1944 mayısında meydana gelen olaylara karıştığı için Hüseyin Nihal Atsız ve Alparslan Türkeş'le birlikte bir süre hapis yatmış, hapisten çıktıktan sonra öğrenim için aynı fakülteye başvurmuşsa da bu isteği reddedilince o dönemin Milli Eğitim Bakanı olan Hasan Ali Yücel'e hitaben yazdığı "Yüksek makamın alçak vekiline" diye başlayan çok sert bir yazı yüzünden yeniden hapsedilmiştir. Hapisten çıkarak Toplam 33 sayısı yayınlanacak olan ve bir çok sayıları siyasi irade tarafından toplattırılan Serdengeçti dergisini çıkartmış, dergiden yazılarından dolayı okuyucuları O'nu Serdengeçti olarak tanımlamışlar ve bu sebepten kendisi de sonradan Serdengeçti soyadını almıştır. Osman Yüksel Serdengeçti, 1965-1969 yılları arasında Adalet Partisi listesinden Antalya milletvekilliği de yapmıştır. Partisine yönelttiği eleştiriler yüzünden bir süre sonra Adalet Partisi'den ihraç edilmiştir. Milletvekilliği sırasında Kravat takmadığı için uyarı almıştır, uyarıları dikkate alınmayınca genel kurula girişi yasaklanmıştır. Bu kez beline bağladığı kravatla içeri girmiş, yakasına takması gerektiğini söyleyenlere ise, “Kanunda nereye takılacağı belli değil. İstediğim gibi takarım” demiştir. [Wikipedia]
-
AKP'YE KAPATMA DAVASI AÇILDI
Hürriyet yazarlarından Ferai Tınç'ın bugünkü yazısından bir alıntı yapmak istiyorum; "AKP, seçimlerde sağladığı sonucu, halkın kendisine her istediğini yapabilme izni verdiği biçiminde algıladı. Ve dayatmacılığı siyasetinin esas üslubu haline getirdi. Dün Siirt’te konuşurken "milli irade karşısına yargı çıkamaz" diyor Başbakan Erdoğan. Bu doğru mu? Milli iradeye, yasaların üzerinde bir güç atfetmek mümkün mü? Milli iradenin sorumluluk verdiği bir kişi ya da kurum suç işlerse ne olacak? " Güzel sorular Bu arada bilmeyenler olabilir, paylaşayım dedim; Anayasanın temel ilkeleri: * Hukuk devleti ilkesi * İnsan haklarına saygılı devlet ilkesi * Atatürk milliyetçiliğine bağlı devlet ilkesi * Demokratik devlet ilkesi * Laik devlet ilkesi * Sosyal devlet ilkesi Akp nin temel ilkeleri * “Efendi sen kim oluyorsun, buna mecelle (şeriat hukuku) karar verir” “Biz hukuka aykırı bir şey yapmıyoruz. Mecelle’de (şeriat hukuku) böyle bir kaide var.” (Hukuk devleti ilkesi) * “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir lafı koskoca bir yalan, Egemenlik kayıtsız şartsız Allah’ındır.” “Ulan terbiyesizlik yapma! Artistlik yapma ulan! Hadi ananı da al git burdan” Kes ulan sesini . Sana üç nokta koyarım . Otur ulan oturduğun yerde, herşeye burnunu sokma (İnsan haklarına saygılı devlet ilkesi) * “Türkiye kendine din olarak Kemalizmi almış ve başka hiçbir dine hayat hakkı tanımayarak kitlelere zorla dikte ettirmiştir...” “Türkiye’nin yarınında artık Kemalizme ve Kemalizm benzeri rejimlere, sistemlere yer yoktur. Kemalizmin yeniden kendini üretmesi söz konusu değildir. Bizim için en üst belirleyici, İslam’ın etkileridir. Her şey ona göre belirlenir.” (Atatürk milliyetçiliğine bağlı devlet ilkesi) * “Demokrasi bizim için bir amaç değil, araçtır. Amacımıza ulaşana kadar demokrasiye bağlıyız.” “Demokrasi bizim için bir tramvaydır. İstediğimiz durağa gelince ineriz.” (Demokratik devlet ilkesi) * “Hem laik, hem müslüman olunmaz. Ya müslüman olacaksın, ya laik. İkisi birarada olunca ters mıknatıslanma yapar. Mümkün değil, ikisi birarada olamaz.” “Bir tutturmuşlar laiklik elden gidiyor diye, millet isterse tabii ki gidecek be.” “Sonra nedir bu laiklik Allah aşkına?.. Bu ne menem şey” “Elhamdülillah şeriatçıyız” (Laik devlet ilkesi) * "Sosyal devlet nedir? Fakir fukarayı, yolda kalmışı bulacaksın, elini uzatacaksın. Devlet budur. Onun için benim kaymakamım, valim, belediye başkanım gidip fakir fukarayı buluyorsa, kömürü götürüyorsa, bunu sadaka olarak takdim etme. Ayıptır ayıp.” “Yahu, bu millet yatıp kalkıp size mi çalışacak.” "ş..... Bizim çocuklar açmı kalsın be!" (Sosyal devlet ilkesi)
-
AKP'YE KAPATMA DAVASI AÇILDI
Milli iradeyi hiçe sayarak savcının yaptıklarını desteklemek... Halkın iradesini hiçe sayarak açılmış davaya karşı çıkmak... Neden siz yapmıyorsunuz? Buyurun... karşı çıkan savcıya, madem biz eğri yoldayız o halde bize doğru yolu gösterin buyurun... Size engel olan var mı? Yok... Milli iradeyi hiçe sayarak savcının yaptıklarını desteklemek... Halkın iradesini hiçe sayarak açılmış davaya karşı çıkmak... Bu sözler, yine yutturulmuş sözler, nereye girerseniz, basınla ilgili hangi sayfayı acarsanız acın, bu son birkaç gündür bunlarla sıkça karşılaşıyoruz zaten... Sağolsunlar bunun yanısıra demokrasi bu kadar ucuz mu?, bu millete yapılan haksızlığı kimse reva göremez, miletimiz hiç layık olmadığı böyle bir garabetle, böyle bir ayıpla karşı karşıya bırakanlar bu utancı yaşayacaklar........ diye de devam ediyor. Daha önce de demiştim yine diyorum. Bu şekilde (% 47 oy çoğunluğu gibi) bir seçim kazanan parti istediği herşeyi yapmak, yasaları hiçe saymak, devletin temel ilke ve değerlerine karşı çıkmak hakkını bulur, aklına her eseni yapma şansına sahip olur mu? Maalesef olamaz çünkü Türkiye aynı zamanda bir hukuk devletidir ve Hukuk devleti demek hukuğun üstünlüğünü kendisine temel edinmiş devlet demektir. İster %47 ister %5 olsun gerektiğinde yargı, siyasi partiler hakkında soruşturma yapabilir, dava açabilir, parti kapatabilir. Bu senin benim doğru veya yanlışlarımızla değil geçerli anayasal kurallara göre verilen bir karardır. Tartışılması gereken "Halkın % 47 sinin iradesiyle seçilmiş bir partiye kapatma davası açılamaz" ise eğer "halkın % 5 oy ile Meclise getirdiği DTP'ye de kapama davası açılamaz." bu durumda değil mi? Orada da halkın iradesi söz konusudur. Ne yani şimdi parti küçük ya da az oy aldı diye anayasaya uymazsa kapatılır, parti büyük, çok oy aldı diye anayasaya uymasa bile kapatılamaz... Var mı böyle birşey? Yok... Geçerli anayasal kurallarla böyle bir durum söz konusu değildir ya parti kapama yasasını değiştirirsin ya da değiştiremiyorsan yasalara uymak zorunda kalırsın aksi takdirde hukuğun üstünlüğünü kabul etmek zorundasın... Eğer ülke hukuk devletiyse hukuğun üstünlüğü kabul edilmiştir. Hukuğun üstünlüğü kabul edilmişse, bunun halkın iradesinden de üstün olduğu kabul edilmelidir. İlgili maddeler: MADDE 2. – Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir. MADDE 10. – Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. (Ek: 7.5.2004-5170/1 md.)Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz. Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar. MADDE 81. – Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, göreve başlarken aşağıdaki şekilde andiçerler : “Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik ve lâik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma; toplumun huzur ve refahı, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasaya sadakattan ayrılmayacağıma; büyük Türk Milleti önünde namusum ve şerefim üzerine andiçerim.” Madde 24; ..... Kimse, Devletin sosyal, ekonomik, siyasî veya hukukî temel düzenini kısmen de olsa, din kurallarına dayandırma veya siyasî veya kişisel çıkar yahut nüfuz sağlama amacıyla her ne suretle olursa olsun, dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz. Madde 68; ..... Siyasî partilerin tüzük ve programları ile eylemleri, Devletin bağımsızlığına, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, insan haklarına, eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine, millet egemenliğine, demokratik ve lâik Cumhuriyet ilkelerine aykırı olamaz; sınıf veya zümre diktatörlüğünü veya herhangi bir tür diktatörlüğü savunmayı ve yerleştirmeyi amaçlayamaz; suç işlenmesini teşvik edemez. Milli iradeyi hiçe sayarak savcının yaptıklarını desteklememek... Halkın iradesini hiçe sayarak açılmış davaya karşı çıkmak... ya da Hukuğu hiçe sayarak, Akp ve Tayyip Erdoğan'ın yaptıklarını desteklemek!!! Hangisi?
-
AKP'YE KAPATMA DAVASI AÇILDI
Benimkisi tamamıyla teknik ya da diyelim ki teorik bir açıklamadır... Sizinkisi ise etik olarak ya da pratikte uygulanabilir bir açıklamadır... İkisi de yanlış değil... Ben bir yanlışlık görmüyorum
-
AKP'YE KAPATMA DAVASI AÇILDI
Bizim dinle bir problemimiz yok, dini siyasete bulaştıranlarla bir problemimiz var... Bu sureden yapılmış alıntıyı bir yasaya ya da devlet projesine sokmamış olabilir ama yasaya sokmaya çalıştığı türban meselesi vardır... Laik kelimesinin anlamını biliyoruz sanırım asıl senin onu daha iyi kavraman lazımdır ya da kavramışsan da o halde AKP hükümetinin icraatlarınden bihabersin demektir... Madem bize bir laiklik tanımı yapıyorsun ve üstelik de bunu yapmadan önce AB kılavuzlarından öğrenmemizi tavsiye ediyorsun o halde neden bize AB kılavuzlarından bir alıntı çevirmedin de ateizmle ilgili bir sayfadan bulduğun çeviriyi yaptın, bunun için ugraşmak gereksizdi gerçekten, buna benzer birçok kaynak var, üstelik de türkçeye çevrilmiş... Ama uğraşmışsın sağol diyelim madem... çevirine bi göz atalım bakalım... Laik bir ülkenin başbakanından: Cumhurbaşkanı tarafından onaylanmayan yüzlerce atamanın vekaletlerle yürütülmesi konusunda: ?Biz hukuka aykırı bir şey yapmıyoruz. Mecelle?de (şeriat hukuku) böyle bir kaide var.? ?Sana mı kaldı türban konusunda karar vermek, bu ulemanın işidir. Ulema (din alimlerine denir) ne diyorsa o olur.? (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi?ne) (Danıştay?ın türban kararı konusunda) ?Efendi sen kim oluyorsun, buna mecelle (şeriat hukuku) karar verir? (Bir kaç hafta sonra işareti alan şeriatçı bir terörist Danıştay?ı bastı ve türban kararı veren Danıştay üyelerini silahla taradı, Danıştay üyesi bir hakimi öldürdü.) ?Ben müslümanım diyenin aynı zamanda laikim demesi mümkün değil? ?Bir tutturmuşlar laiklik elden gidiyor diye, millet isterse tabii ki gidecek be.? ?Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir lafı koskoca bir yalan, Egemenlik kayıtsız şartsız Allah?ındır.? Düşünce Özgürlüğünün varolduğu demokratik bir ülkenin başbakanından: ?Ulan terbiyesizlik yapma! Artistlik yapma ulan! Hadi ananı da al git burdan? (Mersin?de bir vatandaşa) ?Söyleyin şu sahtekâra ne istiyormuş? (Almanya?da bir gurbetçi için söylüyor - Bu lafı söylediği toplantıda salondaki vatandaşlara Türkiye Cumhuriyeti?nin Büyükelçisi?ni yuhalatıyor.) ?Onları hoplatacağım.? (Terörist El Kadı?yı eleştiren muhalefet üyeleri ve gazetecilere) ?Neyseki, yaşına başına saygı duyuyorum. Ağzı olan konuşuyor be!? (Kıbrıs davasının 50 yıllık lideri Rauf Denktaş?a) ?Sanki maçta gibi bağırıp çağırıyorlar, (Türkiye laiktir, laik kalacak) diye, bunlar hoş şeyler değil.? (AKP Genel Kongresinde) "Kes ulan sesini" "Sana üç nokta koyarım" "Otur ulan oturduğun yerde, herşeye burnunu sokma" ve diğerleri "Dindar bir Cumhurbaşkanı seçeceğiz" (AKP milletvekili, eski TBMM başkanı, Bülent Arınç) "Laiklik yeniden tanımlanmalıdır" (AKP milletvekili, eski TBMM başkanı, Bülent Arınç) "Başörtüsü meselesi bizim namus meselemizdir. Bu sorunu çözmek bizim namus borcumuzdur. Bizim görevimiz bunları çözmektir" (AKP milletvekili, eski TBMM başkanı, Bülent Arınç) "Meclis, cuma günleri tatil edilsin" (AKP milletvekili, eski TBMM başkanı, Bülent Arınç) "neymis efendim, "anitkabir'e gitmek 70 milyon'un hakki"ymis. nasil yani? bu nasil bir mantiktir?" ( Bülent Arınç / Anıtkabir-Türban Protestosu hakındaki sözleri) "kes sesini terbiyesiz" (Bülent Arınç - Manisa'da bir çiftçiye) "Devrim ya kırmızıdır, ya yeşildir. Ben yeşilden yanayım" Abdullah Çalışkan vs. vs. vs.
-
AKP'YE KAPATMA DAVASI AÇILDI
A'RAF Suresi 179. ayet; Andolsun, biz cinler ve insanlardan birçoğunu cehennem için yaratmışızdır. Onların kalpleri vardır, onlarla kavramazlar; gözleri vardır, onlarla görmezler; kulakları vardır, onlarla işitmezler. ................... Başbakan'dan kapatılma davasıyla ilgili açıklamalardan alıntılar (Siirt-Batman): Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kapatma davasıyla ilgili olarak, “Demokrasi bu kadar ucuz mu? dedi. Erdoğan, “Bu millete böyle bir haksızlığı kimse reva göremez. Millet iradesini hiçe sayarak hukuk tesis edilemez. Bu talihsiz girişimin hukuki zemini olmadığı gibi millet vicdanında hiçbir meşruiyeti de yoktur. Milletimiz, hiç layık olmadığı halde böyle bir garabetle böyle bir ayıpla karşı karşıya bırakanlar bunun utancını yaşamaktan kurtulamayacaklardır” diye konuştu. Partililere hitaben, “Biz yola çıkarken ne dedik hatırlayın” diye soran Erdoğan sözlerine şöyle devam etti: “Tıpkı aşık Veysel gibi ‘uzun ince bir yoldayız gidiyoruz gündüz gece’ dedik. Ondan bu yana yaklaşık 6.5 yıl geçti. Uzun ince bir yolda yürüdük. Önümüze engeller çıktı, çukurlar çıktı hepsini aştık. Bundan sonra da çıkacak yine aşacağız. Çünkü 16 milyon 500 bin seçmen 22 Temmuz’da Ak Partiye oy verdi. Bakın ben ailelerini konuşmuyorum. sadece seçmeni konuşuyorum 16 milyon 500 bin insanın iradesini hiçe saymak var mı ya var mı?” Başbakan Erdoğan, “Demokrasi dediğimiz beş bu kadar ucuz mu?” diye sorduğu konuşmasına şöyle devam etti: “Bu nasıl bir yaklaşımdır, bu nasıl bir anlayıştır? Sorumluluk duygusuyla hareket edemeyenlerin faturasını her seferinde bu millet ödemek zorunda bırakılamaz. Türkiye’nin demokratlık veya demokratik saygınlığına gölge düşürenler bunca emekten sonra siyasi ve ekonomik istikrarın gözü kapalı tehlikeye atanlar bunun vebalini de taşıyacaklardır. Bundan kaçamazlar. Bu millet ne badireler atlattı. Demokratik kazanımları için ne bedeller ödedi? Ekonomik krizlerin enkazı altından kalkarak bugünlere geldi. Bu millete böyle bir haksızlığı kimse reva göremez. Millet iradesini hiçe sayarak hukuk tesis edilemez. Bu talihsiz girişimin hukuki zemini olmadığı gibi millet vicdanında hiçbir meşruiyeti de yoktur. Milletimiz hiç layık olmadığı halde böyle bir garabetle böyle bir ayıpla karşı karşıya bırakanlar bunun utancını yaşamaktan kurtulamayacaklardır. 22 Temmuz’da sizler sandıkta verdiğiniz temsil yetkisine bizlerin nasıl sahip çıktığını görüyorsunuz. Sonuna kadar sahip çıkacağız.” Erdoğan sözlerinin sloganlarla kesilmesi üzerine de, “Gerek yok. Bazı insanlar vardır kulakları vardır duymazlar, gözleri vardır görmezler, dilleri vardır gerçekleri konuşamazlar. Gerek yok” dedi. Alıntıdır
-
Gloria
Ayyy çok tişikkür ederim canımm, çok acıkmıştıııııııım... Ne protestosu anam, astılar buraya beni, ne yimek veriyorlar ne de gelip hal hatır soruyorlar... Hayır yani canım kahve cekiyor, Godzinin sayfada var biliyorum, ama buradan inemiyorum ki gidip içeyim... Ama hele ben buradan bi inimmm, göstertcem onlara günlerini... çok pis intikam duyguları beslemekteyim içimde, burada asılı kaldığım sürece daha da pislerini düşüncem İntikamım acı olcekkk... Artıkın ben bir intikam meleğiyim, zaten burada boyle asılı dururken de aynen bi meleğe benziyom, baksana uçar gibi bi halim var demiii Önce imajımı bulmam lazım, acep hangisini seçsem ki bi yardım etseniz, hangisini seçsem acep...
-
'''EN SON DEPREM '''
MANİSA'DA 4.2 BÜYÜKLÜĞÜNDE DEPREM MEYDANA GELDİ Manisa'nın Kırkağaç ilçesinde, hafif şiddette 3 deprem meydana geldi. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsünden alınan bilgiye göre, merkez üssü Kırkağaç'ın Gelembe beldesi olan, saat 13.33'te 2.9, saat 13.52'de 4.2, saat 13.59'da ise 3.2 büyüklüğünde sarsıntılar kaydedildi. ANKARA'DA 5.0 LIK DEPREM Merkez üssü Karaali-Bala olan depremin büyüklüğü 5.0 olarak belirlenmiştir.
-
AKP'YE KAPATMA DAVASI AÇILDI
:)