Zıplanacak içerik

gloria

Φ Süper Üye
  • Katılım

  • Son Ziyaret

gloria tarafından postalanan herşey

  1. gloria şurada cevap verdi: gloria başlık Yemek Tarifleri
    Böyle bir şekil ancak hamsi tavasında kızarmış balıklarla yapılabilir Yemeklerin estetik olarak da çok güzel bir sunumu oluyor Tava böreği: Annem mesela patates mücveri yapıyor, patatesleri rendeliyor ve içlerine biraz baharat ve maydonoz karıştırarak bu tavanın içine ince bir katman olarak yerleştirip, kızartıyor. ortaya da inanılmaz lezzetli bir tat çıkıyor. Ben hiç denemedim ama kabak mücveri falan da bu şekilde yapılabilir diye tahmin ediyorum.
  2. gloria şurada bir başlık gönderdi: Yemek Tarifleri
    HAMSİ TAVASI Şimdi hem bir Karadenizli olmak hem de hamsi tavasından bahsetmeden geçmek olmazdı Hamsi tavasıyla tanışıklığım çocukluğumdan bu yana gelir. Giresun'da babaannem hamsi tavasını kuzinenin üzerine koyar, içinde çiçek şeklinde dizilmiş hamsiler kızartır, kurutulmuş yufkadan börekler yapar, patates kızartır vs. vs. Birgün bana bu tavalardan bir tane hediye aldı ve ben o gün bugündür babaannemin tüm marifetlerini bu tavayla hayata geçirmeye devam ediyorum. O tavayla yaptığım her yemeği yerken mutlu oluyorum ne bileyim sanki babaannem yapmış gibi işte... Peki nedir bu tavayı diğerlerinden ayırt eden; bu tavanın diğerlerinden ayrı olan yönü bir kapağının olması ve o kapağın da dümdüz olmasıdır... Döndürme kapağı derler buna... Tava da bundan dolayı döndürme tavası adına da alır kimi zaman.. Ben hamsi pişirmek dışında yufka ile bunlarda börek yapmayı da çok seviyorum. Dibine biraz yağ sürüyorsunuz hatta yağı ben peçeteyle sürüyorum. Sonra yufkaları tavanın içine yerleştiriyorsunuz, yufka aralarına yumurtalı sütlü bir harç hazırlayıp sürüyor, böreğin ortasına da peynir mi artık, patates mi, kıyma mı ne isterseniz ondan dolduruyorsunuz. Ocağın üzerinde her yanı eşit olacak şekilde kızartıyorsunuz sonra da kapağı böreğin üzerine kapatıp, tavayı ters çeviriyor ve böreği kapağa geçiriyorsunuz. Kızaracak tarafı da aşağıdaki fotoğrafta göründüğü gibi tepsiden kaydırmak suretiyle tavaya yerleştiriyorsunuz. Afiyetle yiyorsunuz işte...
  3. Dün bir yazı yazarken takıldım yine bu kelimeye... Halüsinasyon mu Hallüsinasyon mu diye, gerçi bazıları hallüsilasyon falan da diyor ama... Google a baktım onun da karmaşası benimkiyle aynıymış... O yüzden TDK ya gireyim bakaıym dedim. TDK doğru olanının "HALÜSİNASYON" olduğunu söylüyor. halüsinasyon isim, ruh bilimi Fransızca hallucination Ama tabii yine Fransızcasından yola çıktığımızda bence hallüsinasyon da yanlış değil gibi... Ama yine de TDK'nın doğrusunu öğrenmiş olalım
  4. DIABLO III YUZUNDEN SEVGİLİSİ TARAFINDAN İHMAL EDİLEN KADINLAR Şimdi tabii bir de şöyle bir durum var; Herkes benim gibi Diablo manyağı değil, bilgisayar oyunlarını sevmeyen ama sevgilisi çok sevdiğinden ihmal edilen birçok kadın var. İşte Fransız bir şirket olan Absoloo, buradan yola çıkarak sevgilileri Diablo başındayken kadınlar sıkılmasın diye onlara oyuncaklar (!) göndermeye başlamış Absoloo'nun facebook sayfasına Diablo III kutusuyla birlikte fotoğrafını çekip gönderen kadınlar için Absoloo, cinsel içerikli oyuncaklar yolluyormuş Eeee sen misin sevgilini bir oyun için ihmal eden! Absoloo'nun facebook sayfasındaki fotoğraflar da eğlenceli gerçekten...
  5. gloria şurada cevap verdi: bitir başlık Ansiklopedistan
    Henüz işe başlamamışken bir çay ya da kahve keyfim vardır ve yanında da hep güzel bir müzik dinlemek isterim... Bu sabah keyfime bu müzikler eşlik etti, teşekkür ederim
  6. "Aşk iki kişiliktir, ayrılık tek kişilik" diye bir söz duymuştum bir zamanlar bir yerlerde... Ve düşünüyorum da gerçekten aşk kaç kişilik olursa olsun sonu hep yalnızlık...
  7. gloria şurada yorum gönderdi gloria'nın blog başlığı içinde şeb-i yelda...
    Çok eğlendim ben şimdi bunu tekrar okuyunca.. "Şiirler birbirine karışınca" durumu olmuş ama aynı zamanda kendimce duygularımı da anlatmışım işte
  8. gloria şurada cevap verdi: gloria başlık Yemek Tarifleri
    Hep beraber toplansak Diyarbakır'a Kaburga dolması yemeye mi gitsek acaba
  9. gloria şurada bir başlık gönderdi: Karikatür
    Ahahahhahhaha, kıkırdadım yalan yok
  10. Diablo III, Özellikler: Yapımcı: Blizzard Entartainment Seri: Diablo III Platform: Windows, Mac OS X Çıkış Tarihi: 15 Mayıs 2012 Tür: Rol Yapma Oyunu Biçim: Multiplayer Ortam: DVD Oyunun Türkçe tanıtım videoları için linke tıklayınız.
  11. gloria şurada cevap verdi: gloria başlık Yemek Tarifleri
    Yine de ağızda o taneler kalmasın, ben pek sevemedim o taneli halini... Bu arada bazen mikserde hazırladığım menengiç kahvesini fazla fazla hazırlıyorum ve buz dolabında saklıyorum. 1 gün kadar bozulmadan duruyor, ertesi gün de hiç ugrasmadan hemen pişirip servis ediyorum hani söylemişken bunu da söyleyeyim dedim. Misafirim gelince bu tadı denetmekten de çok çok keyfi alıyorum
  12. gloria şurada cevap verdi: gloria başlık Yemek Tarifleri
    Senin için yaptığım ilk denemeydi, o gün keşif günümdü... Ondan sonra geliştirdim ben Menengiç kahvesi işini ve nihayet sırra eriştim Ama sanırım senin damak tadına pek hitap eden birşey de değil, ben öyle düşünüyorum. Yine geldiğinde yine deneriz ama
  13. gloria şurada cevap verdi: gloria başlık Yemek Tarifleri
    Sevgili Profit öyle tatlı tatlı öyle iştahlı iştahlı anlatmışsın ki burada neredeyse kendimi kaybedeceğim Kaburga dolmasını henüz hiç tatmadım ama istemediğimden değil, aksine çoook merak ediyorum nasıl bir tadı olduğunu ama çok pahalı... Olmadı İstanbul'da bakmayayım ben bunun tadına, gidip Diyarbakır'da yiyeyim madem Mumbar konusundan pek emin değilim ama tavırlı da değilim... Bir arkadaşım olumsuz şeyler söyledi mumbarla ilgili ama ben kişilerin düşüncesinden çok etkilenmem, eğer sevmeyeceksem bile kendim deneyim sevmemeyi tercih ederim...
  14. DIABLO HİKAYESİ Diablo evreni Sanctuary adlı bir dünyada yaşıyor. Günümüz dünyasının teknolojilerine kıyasla daha çok Orta Çağ dönemini andıran mistik güçlerin ve büyülerin var olduğu bir dünya. Diablo evrenin üzerine ortulduğu konu ise Cehennem ve Cennet arasındaki "Günah Savaşı"nın başlaması ve bu savaşın getirilerinden biri olarak Cehennemdeki her türlü iblisin yeryüzüne tırmanmaya başlaması. Her Blizzard oyunun da olduğu gibi iyiler düzen konusunda özveriliyken kötüler düzenin olmadığı, karmaşık yaşam tarzını savunuyor. Savaş da bu anlayış farklılığı nedeniyle ortaya çıkıyor. Diablo'ya göre Cehennemi 7 güçlü iblis yönetiyor. Bunların 3ü güçlü, diğer 4ü daha zayıf olmak üzere farklılıklar gösteriyorlar. 3 büyük iblis: Diablo(Dehşetin Efendisi), Mephisto(Öfke Lordu) ve Baal(Yıkımın Efendisi), diğer 4 iblis ise: Azmodan(Günahların Efendisi) Belial(Yalanların Efendisi) Andariel(Izdırap Bakiresi) veDuriel(Acının Efendisi). Bu iblisler dışında diğer iblislerde cehennem içinde yer alıyor fakat hiçbiri 7 iblis kadar güçe sahip olamamıştır. Cehennem içinde çıkan bir karışıklık sonucu 3büyük iblis (kendi aralarında kardeşler) diğer 4 iblis tarafından sürgüne uğratılıyorlar. Cehennem den sürülme olayları Diablo'da Büyük Sürgün olarak geçer. Bu sürgün ile Günah Savaşı ölümlü topraklara da sıçrıyor ve insanlar da savaşa dahil oluyor. Cennet tarafında ise başmelekTyrael'in önderliğinde, büyücü klanları birleşiyor var Horadrim adındaki cehenneme karşı savaşacak klan ortaya çıkıyor. Tyrael, Horadrim'e iblisleri hapsetmeye yarayan ruhtaşlarını veriyor ve Horadrim iblis avına başlıyor. Ve gayet başarılı oluyorlar. 3 büyük iblisin peşine düşüyorlar ve ilk olarak Mephisto yakalanıyor. Ruhunu ruhtaşınahapseipZakarum kilisesinde korumaya alıyorlar. Baal, Horadrim'in ileri gelen üyelerinden Tal-Rasha ve onun grubu ile LutGhoilen de karşılaşıyor. İlk seferde ruhunu taş hapsettirmekten kurtulsa da parçalanan taşın bir parçası kendisine saplanan Tal-Rasha kendini feda edercesine Ball ile LutGhoilen topraklarına gömülüyor. En küçük kardeş olan Diablo ise sürekli kaçmayı başarıyor. Fakat en sonundaKhanduras yakınlarında JeredCainve bir grup Horadrim üyesi tarafından ruhtaşınahsepdiliyor ve yerin derinliklerindeki bir kilisede korunuyor. Ne yazik ki Horadrim iblisleri yakalarken ki başarısını taşları saklarken gösteremiyor. Bir süre sonra Horadrim arasında anlaşmazlıklar çıkıyor ve klan yine küçük parçalara dağılıyor. Bunu fırsat bilerek, cennetin yolundan sapan melek Izual'in de yardımıyla Mephisto ilk serbest kalan iblis oluyor. Öfke lordu hapis kaldığı Zakarum'dan kurtulduğu gibi ordaki gardiyanları yokederekZakarum'u ele geçiriyor. Bir tek Khalim adındaki rahip Mephisto'nun oyunlarına kanmıyor, fakat o da çekilmek zorunda kalıyor.Mephisto kardeşlerini kurtarmak için harekete geçiyor ve rahiblerinden biri olan Lazarus'uKhanduras'a gönderiyor. Khanduras'da olanlardan habersiz kral Leoric bir katedrali kendine saray olarak bellemiştir. Lazarus onun yanına sızıyor. Diablo'nun tekrar hayata dönmesi için kendine dünyada bir vücut bulması gerekiyor. Lazarus ise katedralin derinliklerinde taşın içinde uyumakta olan Diablo ile bağlantıya geçiyor. İlk vücut olarak kral Leoric'in vücudunu deneyen Diablo başarısız oluyor. LeoricDiablo ile verdiği büyük savaş sonunda her tarafı yara içinde kurtuluyor ama ne yazik ki akıl sağlını yitiriyor. Bunun üzerine Lazarus, Diablo'nun dünyaya dönmesi için kralın oğlu Albrecht'i kaçırıyor. Akıl sağlını yitirmiş kral Leoric bu kaçırılma işinden Lachdanan'ı sorumlu görüyor ve adamlarını ona saldırtıyor. Üzerine saldıranları temizleyen Lachdanan kralı da öldürüyor. Diablo ise bu sırada dünyaya geri dönüyor ve son kardeşi Baal'ı kurtarma çalışmalarına başlıyor. Diablo 1: Yerin altında bir kötülük vardır artık. Tristram'da yaşayan son Horadrim üyesi DeckardCain olağanüstü olaylara karşı araştırma yapar ve Diablo'nun tekrar canlandığını düşünür. Fakat kimsenin kendine inanmayacağını, deli saçması diyebileceği bu bilgileri saklar. Zamanla Diablo'nun tekrar can bulduğu katedrale hazine düşüncesiyle birçok savaşcı gider. Fakat hiçbiri geri dönemez, 2 kişi hariç! Biri cadı Adria'dır. Tristram'a geldiğinde bilgisiyle Cain'i kendine hayran bırakır, fakat bir gün aniden ortadan kaybolur. Geri gelmeyi başaran diğer savaşcı ise biziz. İşte Diablo 1 bu nokta da başlar. Yerin 15 kat altına inip Diablo'yu öldürmenizle son bulur Diablo 1. Diablo'nun bedenini yeneriz ve Soulstone yani ruhtaşı yenilmezdir. Bu noktada karakterimiz büyük bir fedakarlık yaparak Ruhraşını kendi kafasına sağlar. Böyle yaparak Diablo'dan sonsuza kadar kurtalacağını düşünmüştür. Fakat çok büyük bir hata yapmıştır! Diablo 2: Diablo ölmüştür fakat bizim karakterimizin yaptığı hata sonucu kendine başka bir vücutta yet bulmuştur. Eski karakterimiz, Diablo 2'deki adıyla gezgin yavaş yavaş Diablo'ya dönüşmeye başlamıştır. Tristram da ise kutlamalar yapılmaktadır. Diablo 2'deki karakterimiz kutlamaları uzaktan ister, kendini sosyal olarak soyutlamıştır ve bir gece bir kervana karışıp gider. Aynı gece Tristram şeytani yaratıkların saldırısına uğrar. O kadar büyük bir kıyım yaparlar ki ne bir kadın ne bir çocuk sağ kalır. Sadece yaşlı bilge, eski Horadrim üyesi DeckardCain kurtulur. Karanlık Gezgin Doğuya doğru gitmektedir. Geçtiği heryer lanetler, yanında cehennemi taşır gibidir. Onunla beraber 2 kişi daha yolculuk eder. Biri kasabada şans eseri hayatta kalmış fakat Gezgin'in korkusundan kendini ona hizmete adayıp ölümden kurtulmuş Marius, diğeri ise Gezgin'i öldürmeyi amaçlayan biz. Gezgin, kardeşleri Mephisto ve Baal'ı tekrar canlandırmayı amaçlamaktadır. İlk olarak Baal'ın ruhunun kilitlendiği tapınağa giderler. Onları melek Tyrael beklemektedir. Gezgin Tyrael'i oyalarken MariusBaal'ın göğsünden Ruhtaşını söker. Yaptığı hatayı bir süre sonra farketse de iş işten geçmiştir. Soulstone'u (Ruhtaşı) yoketmek için Hellforge doğru yola çıkar. Gezgin bir süre sonra Mephisto'yu da kurtarır fakat en güçlü kardeş olan Mephisto diğer kardeşlerinden önce biz tarafından yokedilir. Gezgin ise artık tamamen Diablo olmuştur. Onu takip ederek cehenneme ineriz. Uzun bir savaş sonucu Diablo tekrar ellerimizde ölür. Diablo'nun ve Mephisto'nunSoulstone'larıHellforge da yok edilir. Bir tek Baal hayattadır. O da Marius'u kandırır ve Soulstone'u ele geçirir. Daha sonra tüm gücüyle Arreat Dağına saldırır. Bunu yapmasının nedeni barbarların kutsal saydıkları Worldstone'u ele geçirmektir. Neden Worldstone'u ele geçirmek istediğini kimse bilemez. BaalDiablo 2: Lord of Destruction sonunda ölür ve melek TyraelWorldstone'unBaal tarafından kirletildiğini düşürerek yokeder. Diablo 3: TyraelWorldstone'u parçaladıktan sonra ortadan kaybolur. Arreat Dağı Worldstone'un parçalanması üzerine 2ye bölünür. Bütün bu olayların üzerinden 20 yıl geçmiştir. Sanctuary halkı için bu olaylar çocukları korkutmak için anlatılan hikayelere dönüşmüştür. Tüm soulstone'laryokedilmiş ve 3 büyük iblis ortadan kaldırılmıştır. Fakat hala yaşamakta olan Cain huzursuz olmaktadır. Karanlığın yeryüzüne tekrar geleceğine dair işaretler yavaş yavaş belirmektedir. Yan kasabalardan birinde bir yangın sonucu bir rahibin tüm ailesinin yanması, işlenen cinayetler zinciri, birilerinin sık sık kaybolması... kimilerine göre bunlar olağan olaylardır fakat 20 yıl öncesini görmüş geçirmiş Cain için fealaketin habercisidir. Hem de ne felaket! CainTristram'a dönüp Diablo'nun bir zamanlar hapsedildiği katedralde karanlığın izlerini bulmaya çalışır. Tam bu araştırma esnasında gökten bir meteor tam da katedralin ortasına düşer. Bu olayın tesadüf olamayacağı açıktır. Meteor, 20 yıl önceki karanlığın tekrar geleceğini hazine peşindeki savaşcılara, bilgelere, yenien çağrılacağını bilen kahramanlara ve Cain'e gösteren bir işarettir! Tyrael'in ortalarda olmadığı bir zamanda Cehennem kaynamaya başlamıştır. Cennet yavaş yavaş erimektedir! [Alıntıdır]
  15. 12 yıldır fanları tarafından yeni serisi çıksın diye beklenen Diablo'nun nihayet 3. serisi 15 Mayıs 2012 tarihinde satışa çıktı. Türkçe kutusu ve Türkçe kitapçığı ile satışa sunulan Diablo III, iki farklı sürüm olarak hazırlandı. Diablo III'ün normal sürümü 110 TL, Collector Edition olarak bilinen Özel Diablo III Paketi ise 240 TL'den satışa sunuldu. İspanyolca şeytan anlamına gelen Diablo'nun bilgisayar oyunu olarak ilk versiyonu Blizzard tarafından Ekim 1996'da çıkarılmıştı. Oyunun herkes tarafından kolaylıkla öğrenilen bir yapısının olması dikkat çekiciydi. Bu sebeple oyunun oynanırlık seviyesi çok yükselmiş ve Diablo bütün dünyada bir efsane haline gelmiştir. Öyle ki Blizzard bile Diablo sayesinde Blizzard olmuştur. Diablo III Karakterler: Diablo oyununa başlarken bir karakter seçersiniz ve seçtiğiniz karakter oyun bitenen kadar sizi temsil edeceğinden karakterlerin özelliklerini iyi bilmek gerekir. Barbarian (Barbarlar) Bu benim Diablo'nun ilk iki serisindeki karakterimdir Barbarlar yakın dövüşçülerdir. Düşmanı yere çarparak yavaşça öldürmeleri en dikkat çekici özellikleridir. Kullandıkları silahları (Balta, bıçak, çekiç, yumruk vs.) diğer karakterler kullanmakta zorlanır. Son derece öfkeli ve fiziksel olarak güçlüdür, kolay ölmezler. Attıkları çığlıklar ile dahi düşmanı korkutup kaçırabilir. Monk: Saldırıları çok iyi savuşturur. Zırhı orta seviyede koruyucudur. barbarian'lar gibi yakın dövüşçü olduğundan, uzaktan dövüşen Demon Hunter, Witch Doctor ve Wizard'a karşı zayıf kalır ama yakın dövüşlerde bu karakterlere oranla %30 daha az hasar alır. Witch Doctor (Cadı Doktoru): Cadı doktorları, zombileri, yarasaları, fetişleri, örümcekleri ve daha fazlasını savaşta öldürüp yeniden dirilterek ya da büyüleyerek kendi ordusu haline getirir. Orta ve uzak mesafeden dövüşür. Eğer silahlar diğer karakterlerden herhangi birisine özel değilse o silahları rahatlıkla kullanabilir. Wizard (Büyücü): Düşmanlarının zayıf noktalarını bilir, alevlerin, yıldırım oklarının, buz ve kasırgaların güçleriyle düşmanların zayıf noktalarına saldırılar yapar. kalabalık düşman gruplarının ortasına kaya düşürmek, büyük patlamalar yaratmak suretiyle toplu katliam yapabilir. Diğer karakterler kadar çevik ve güçlü değildir ama yaptığı savunma büyüleri sayesinde kendisini korumayı bilir. Düşmanları şaşırtacak hallüsinasyonlar oluşturabilir, kendine doğrudan zarar verecek düşmanları yavaşlatabilir. Diablo 3'ün Yeni Karakteri: Demon Hunter (Şeytan Avcısı) Demon Hunter (Şeytan Avcısı) adıyla tanıtılan yeni karakter, Van Helsing filmlerindekine benzer tasarımı ve silahlarıyla dikkat çekiyor. Belirli oranda büyü gücüne sahip, çevik ve hızlı bir savaşçı...
  16. gloria şurada cevap verdi: gloria başlık Yemek Tarifleri
    Bir de sabah katmer diye yedikleri bir tatlıları var, içi bir güzel fıstıkla doldurulmuş sıcak börek gibi.. Ay ayyy... Yukarıda menengiç kahvesi yapmanın inceliklerinden bahsettim çaktırmadan yazımın içinde bir tarif de yaptım. Artık nasıl yapılacağını biliyorsun... Ve en fazla 10 dakika ugrasacaksın, o tada kesinlikle değer ama... yarım saat bile ugraşırım ben sonunda o tada erişmek için...
  17. gloria şurada cevap verdi: gloria başlık Yemek Tarifleri
    Bunu bilmiyordum ben ne yalan söyleyeyim, Diyarbakır'a da henüz gitmedim ama artık daha çok gitmek istiyorum... Konu güzel yemek olunca
  18. 1997 tarihli CircleSongs isimli albüm, muhteşem bir Bobby McFerrin Albümü... Dinlemeye doyamıyorum, gözlerimi kapatıp başka dünyalara doğru yol alıyorum, bu duyguyu tatmaktan alıkoyamazsınız kendinizi, deneyin Albümde toplamda 8 parça var. 4 nolu parça olan CircleSong Four'u bulamadım o yüzden diğer 7 parçayla idare edeceğiz artık İyi dinlemeler
  19. "Ömrümce, kendime, Vladimir, makul ol, henüz her şeyi denemiş değilsin, deyip karşı koymuştum o fikre. Sürdürüyordum mücadelemi." "Sanki bir sensin acı çeken! Ben insan değilim çünkü! Yerimde olmanı çok isterdim. Neler derdin kim bilir!" "Dünyadaki gözyaşı miktarı sabittir. Ağlamaya başlayan biri için, bir yerlerde bir başkası keser ağlamayı. Aynı şey gülmek için de geçerlidir..."
  20. Vladimir: Burada vaktimizi ziyan etmeyelim. (Bir an telaşla.) Fırsat çıkmışken bir şeyler yapalım! Her gün bize ihtiyaç duyan biri çıkmaz. Yo yo, şahsen bize ihtiyaç duyulduğunu söylüyor değilim. Başkaları belki çok daha fazla yarar işe. Kulaklarımızda hala çınlayan imdat çığlıkları bütün insanlığa dönük! Ama burada, zamanın bu noktasında insanlık biziz. Hoşumuza gitsin gitmesin. Bunun değerini bilelim, çok geç olmadan! Hadi gidip, bir kere olsun acımasız kaderin bize sunduğu bu görevi hakkıyla yerine getirelim. Ne dersin? (Estragon bir şey demez.) Kollarımızı kavuşturup durumun eğrisini doğrusunu ölçüp biçerken de türümüzü onurlandırdığımız doğrudur. Kaplan kaplanın yardımına hiç düşünmeden koşar ya da balta girmemiş ormanların derinliklerinde kaybolur. Ama mesele bu değil. Burada ne yapmaktayız, işte bütün mesele bu. Ne mutlu bize ki, yanıtını biliyoruz. Evet bu muazzam karşılığın içinde açık seçik olan bir şey var: Godot'yu bekliyoruz... Estragon: Ha! Pozzo: İmdat! Vladimir: Ya da gecenin olmasını. (Bir an.) Biz randevumuza sadık kaldık, evet, bu kadar. Aziz değiliz, ama sözümüzde durduk. Kaç kişi bu olaya bizim gibi yaklaşabilir. Estragon: Milyarlarca. Vladimir: Öyle mi dersin? Estragon: Bilmem. Vladimir: Belki de haklısın. Pozzo: İmdat! Vladimir: Bütün bildiğim şu: saatler geçmek bilmez ve bu koşullarda bizi, vakit geçirmek için türlü türlü nasıl desem- ilk bakışta makul gözüken, ama zamanla monotonluğa dönüşecek oyunlara başvurmaya zorlar. Böylece aklımızı kaybetmekten kurtulduğumuzu söyleyebilirsin. Kuşkusuz doğru. Ama aklımız uzun süredir dipsiz derinliklerin bitimsiz gecelerinde dolanıp durmuyor mu zaten? Bazen bunu soruyorum kendime. Akıl yürütüşümü takip edebiliyor musun? Estragon: (Hikmet yumurtlarcasına) Hepimiz deli doğarız. Bazılarımız öyle kalır.
  21. "Godot bugün gelmedi; ama yarın mutlaka gelecek."
  22. GODOT'YU BEKLERKEN -Alıntılar- Estragon: Neyin var senin? Vladimir: Hiçbir şey... Estragon: Ben gidiyorum. Vladimir: Ben de. Estragon: Uzun süredir uyuyor muydun? Vladimir: Bilmiyorum. (Sessizlik) Estragon: Nereye gideceğiz? Vladimir: Uzağa değil... Estragon: Ah evet, hadi burdan uzağa gidelim. Vladimir: Gidemeyiz. Estragon: Niçin? Vladimir: Yarın dönmek zorundayız. Estragon: Niçin? Vladimir: Godot’yu beklemek için... Estragon: Ha! (Sessizlik) Gelmedi mi? Vladimir: Hayır. Estragon: Artık çok geç. Vladimir: Evet, gece oldu. Estragon: Ya onu ekersek? (Bir an) Onu ekersek? Vladimir: Cezalandırır bizi. (Sessizlik. Ağaca bakar. Ağaç dışında herşey ölü.) Estragon: (Ağaca bakarak) Ne bu? Vladimir: Ağaç... Estragon: Evet ama ne ağacı? Vladimir: Bilmiyorum... Söğüt. (Estragon Vladimir’i ağaca çeker. Önünde hareketsiz dururlar. Sessizlik.) Estragon: Neden kendimizi asmıyoruz? Vladimir: Neyle? Estragon: Hiç ipin yok mu? Vladimir: Hayır. Estragon: Öyleyse asamayız. (Sessizlik.) Vladimir: Hadi gidelim. Estragon: Bir dakika, kemerim var. Vladimir: Çok kısa o... Estragon: Ayaklarıma asılırsın. Vladimir: Peki benimkilere kim asılacak? Estragon: Doğru. Vladimir: Yine de göster bakalım. (Estragon, pantolonunu tutan bağı çözer, pantolonu ona göre çok büyük olduğundan ayak bileklerine düşer. Bağa bakarlar.) İdare eder. Ama yeterince sağlam mı? Estragon: Şimdi görürüz. Tut. (İkisi de bağın bir ucunu tutup çekerler. Kopar. Düşecek gibi olurlar.) Vladimir: Küfretmeye bile değmez. (Sessizlik.) Estragon: Yarın dönmemiz gerekir mi diyorsun? Vladimir: Evet. Estragon: O zaman sağlam bir ip getirebiliriz. Vladimir: Evet. (Sessizlik.) Estragon: Didi Vladimir: Evet. Estragon: Ben böyle devam edemeyeceğim. Vladimir: Demek böyle düşünüyorsun. Estragon: Ayrılalım mı? Bizim için daha iyi olabilir. Vladimir: Yarın kendimizi asacağız. (Bir an.) Tabi Godot gelmezse.. Estragon: Peki ya gelirse? Vladimir: Kurtuluruz. (Vladimir Lucky’nin şapkasını çıkarır, içine dikkatle bakar, içinde elini gezdirir, sallar, üstüne vurur, tekrar giyer.) Estragon: Ee? Gidiyor muyuz? Vladimir: Pantolonunu çek. Estragon: Ne? Vladimir: Pantolonunu çek. Estragon: Pantolonumu indirmemi mi istiyorsun? Vladimir: Pantolonunu ÇEK. Estragon: (Pantolonunun düşmüş olduğunu fark ederek.) Doğru. (Pantolonunu çeker.) Vladimir: Ee? Gidiyor muyuz? Estragon: Evet, hadi gidelim... (Kımıldamazlar.)
  23. gloria şurada cevap verdi: gloria başlık Yemek Tarifleri
    Ee madem bu kadar Menengiç Kahvesinden bahsettik, bari faydalarından da bahsedelim: Memengiç kahvesinin öncelikle bilinen bir zararı yokmuş ama faydaları çokmuş: Tabi her şifalı bitki gibi kansere faydalı olduğu söyleniyor. Yaşlanmayı geciktirdiği ve gençlik verdiği de söylentiler arasında ki ben gençliğimi bu kahveye borçluyum o zaman Öksürüğü kesip, balgamı da söküyormuş, göğüs yumuşatıcı ve nefes açıcı olduğundan nefes darlığına da iyi geliyormuş. Bitti mi? Hayırrrrr, tabii ki bitmedi... Antiseptik özelliği nedeniyle mikrop öldürücü, Ayak terlemesini önleyici Yaraları tedavi edici Böbrek kumlarının dökülmesine yardımcı Mide ağrılarını dindirici Afrodizyak etkili vs. vs. Ama daha da önemlisi yüksek E vitamini ve doymamış yağ asidi düzeyi ile kandaki kolestrolü düşürmeye ve kalp ve damar sertliklerini önlemeye yardımcı oluyormuş falan filan... Bunlar ne kadar doğrudur bilmem, bildiğim tek şey, bu tadı denemeden ölmeye kalkışmayın sakın... Öyle işte...
  24. gloria şurada bir başlık gönderdi: Yemek Tarifleri
    MENENGİÇ KAHVESİ Geçen sene bir yaz okulu eğitim projesi için Gaziantep'e gitmiştik. Gitmişken tabii Gaziantep'in meşhur yemeklerinin tadına bakmadan da olmayacağı için her akşam değişik restaurantlarda değişik Antep tatları denedik. Tanrımmmmm, kesinlikle muhteşemdi... Sırf o lezzetli Antep yemeklerinden bir kez daha tatmak için hiç düşünmeden tekrar giderim oraya Herneyse işte Gaziantep'in yemekleri kadar ünlü bir de içeceği var ki o da Menengiç Kahvesi... Menengiç diğer ismiyle çitlenbik yabani fıstıkların meyvesine deniyor. Menengiç toplandıktan sonra güneşte kurutuluyor sonra da koyu bir renk alana kadar kavrulup, macun kıvamında kavanozlara konuluyor. Bildiğimiz kuru kahve gibi değil yani, kıvamı macunumsu sıvı şeklinde, rengi siyaha yakın. İçinde meyvenin pütürleri var. İşte o pütürler yüzünden menengiç kahvesi yapmak her yiğidin harcı olamıyor Çünkü makbul olan o pütürler ağza gelmeyecek şekilde pişirmek bu kahveyi... Neyse işte biz Gaziantep'ten dönerken bunu bilmiyorduk o yüzden dönerken birkaç kavanoz menengiç kahvesi almayı da ihmal etmedik. Sonra tabii İstanbul'a gelince o kahveler bize dert oldu, çünkü tarif edilene göre aynı türk kahvesi yapar gibi yapılıyor ama o tarife uyunca kahveyi içmek bir işkenceye dönüşüyordu. Ağızda pütür pütür taneciklerle tuhaf tatlı birşey işte... Ama ben taktım bu menengiç kahvesi işine... Sordum soruşturdum, internetten google dan taradım falan bir türlü olmadı, vazgeçmedim, sabrettim, üzerine düşündüm, tüm öğrendiklerimi denedim ve sonunda bir gün pratik zekam bana doğru yolu buldurdu. Doğru yolu bulduktan sonra birkaç denemeye de nihayet Gaziantepli ustalardan aşağı kalmayacak şekilde bu kahveyi yapmayı başardım Heyooooooooo Şimdi öncelikle ben kahveyi bozulmasın diye buzdolabında muhafaza ediyorum. Kahvenin özünde yağ olduğu için de dolap da bu kahve donuyor (Zeytinyağı nasıl donar işte öyle...) Herneyse işte kahveyi yapacağım zaman iki fincan kahve için 3, 4 tatlı kaşığı dolu dolu menegiç i bir çırpma kabının içine koyuyor ve iki fincan da süt ekliyorum. Bu kahve şekerli güzel olduğundan içine 5, 6 tane de kesme şeker ekliyorum ve sonra blendırın parçalayıcı başlığını kullanarak iyice (4,5 dakika kadar) çırpıyorum. Sonra da malzemeyi cezveye döküp en kısık ateşte Türk kahvesi pişirir gibi yavaş yavaş pişiriyorum. Piştikten sonra 1 dakika kadar dinlendiriyor ki telvesi iyice dibine çöksün işte ondan sonra da afiyetle oturup kahvemi içiyorum. Sonuç; mis gibi fıstık kokulu inanılmaz güzellikte bir tad... İşte bu doyamadığım tadlardan birisi... Offff şimdi nasıl da canım çekti, gidip bir fincan pişirip gelsem mi hemen Kahve'nin Yapılışı

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.