gloria tarafından postalanan herşey
-
Dan Brown Cehennem Kitabında Bahsedilen Sanat Eserleri ve Tüm Yerler
Sevgili arkadaşım, öncelikle yazdığın tüm bu güzel yazılar için sana çok teşekkür etmek istiyorum sonra da sayfaya yapmış olduğun güzel katkı için çok teşekkür ediyorum, sayende İstanbul kısmı da tamamlanıyor, muhteşem oluyor.. Bu sayfa hepimiz sayesinde eksiksiz bir hale geldi Ellerine sağlıkkkkk
-
Dan Brown Cehennem Kitabında Bahsedilen Sanat Eserleri ve Tüm Yerler
Roman kahramanları İstanbul'a gelinceye kadar her resmi her bilgiyi not aldık sayfaya, sonrasını da başka bir arkadaşım yapmış biraz sonra kendisine teşekkür edeceğim sırayla herkese yazmak istiyorum, hiçbirinizi atlamak istemiyorum. Varlığınıza teşekkürler...
-
Dan Brown Cehennem Kitabında Bahsedilen Sanat Eserleri ve Tüm Yerler
Ahhhhh bunu şimdi gördümmm çok üzüldüm şimdi gördüğüme, ama 30, 31 Ağustos ve 1 Eylül tarihlerinde yine Akçay'da olacağım, eğer yazıyı okuyorsanız benimle özel mesajan iletişim kurar mısınız lütfen, tanışmak çok isterim sizinle... Kitapları okudum çok oldu, tekrar okur muyum bilmiyorum ama okursam mutlaka yaparım, ama belki henüz okumamış arkadaşlar varsa onlar okurken yapabilirler bu çalışmayı Hoş da olur Kurgu işte oluyor böyle şeyler... Ve hatta Eksi sozluk'te La Primavera için şunu da söylüyorlar, ilginç bir bilgi olduğu için eklemek istedim: "la primavera, doğrudan göz hizasından değil, yatağın üzerine asılmak üzere yapıldığı için, aşağıdan yukarıya bakarak seyredilmelidir, resimde danseden üç nympha'nın ayak tabanlarının görülebilmesi, bunun kanıtıdır." Bu akşam bakıp izleyeceğim eğer bulabilirsem... Merak ettim ben de
-
Dan Brown Cehennem Kitabında Bahsedilen Sanat Eserleri ve Tüm Yerler
Sanırım birçoğumuzun emeli oldu Floransa'ya gitmek... Ben de umarım ilk fırsatta gideceğim, tabii ki rehberimi de elime alarak; yani Cehennem kitabımı Ahh burayı geç fark ettiğinize çok üzüldüm, tanışma meselesine gelince sevgili arkadaşım ben burdayım hep, neden olmasın, tanışırız tabii Nitekim bir arkadaşla tesadüfen kuzenim arkadaşımmış, tanıştık çok da mutlu oldum bundan
-
Dan Brown Cehennem Kitabında Bahsedilen Sanat Eserleri ve Tüm Yerler
Çok teşekkürler arkadaşlar, lütfen kusura bakmayın sizlere geç cevap verdim malum tatildeydim ancak döndüm... Harikasınız.
-
Kitap Aralarında Kalanlar
benim kütüphane ilkokul kütüphanesi ama fark etmiyor, yetişkin kitaplarına da hem erişimim hem ilgim büyüktür. Seviyorum kitapların arasında olmayı, şanslıyım ben evet
-
Kitap Aralarında Kalanlar
Şimdi kütüphaneci olmaktan kaynaklı şu an yakınımda yaklaşık 18000 kitap var... Ama en en yakınımda biraz önce ödünç alınıp iade edilmiş Elif Şafak'ın İskender isimli romanı var. 74. sayfasından yazmayacağım, çok anlamsız şeyler yazıyor orada.... Bu romandan daha önce kendime not aldığım bir cümleyi yazmak istiyorum. "Erkek kavgacı ise sevdası da kavgalı olur. Kendine hep düşmanlar bulur. Sakin ve nazikse sevdası merhem gibi, bal gibidir. Eğer kendine acırsa ve zayıfsa aşkı da un ufak olup, dağılıır. Yok, eğer neşeli ise sevdası da şenlikli olur."
-
Kitap Aralarında Kalanlar
74 doğumlu olup 5 yaşında bir çocuğu olabilir mesela İlginç bir tercih aslında, ama bize tercih hakkı bırakmıyor... O yüzden biz istediğimizi yazalım. Ayrıca Vedat Türkali gerçekten de insanı ağlatır, beni de ağlatır hep...
-
Lütfen uzun süre gelmeyecekler buraya yazsınlar
gloria şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Ben Geldim - Buradan Başlayabilirsiniz - Birbirimizi TanıyalımBazı şeylerin ruhu vardır, bazı filmlerin mesela, bazı kitapların, bazı insanların... Ruhsuz gibi dururlar ama hissedersin... Ruhla kastettiğim tinsel bir şey değil, canlı yani, ne bileyim mesela yaşıyor, var, bir rengi var, tarifi var, şekli şemaili var, falan öyle bir şey, güzel bir şey... Ben buranın da bir ruhu olduğunu hissediyorum, ruhu olan her şeyi severim ben... ben burayı terk etmem... Gitmiyorum yani ben, arada bir gelmiyorsam işim mişim olduğundan, tatile matile gittiğimden.. Hiç gelmezsem bir gün bu dünyada olmadığımdandır...
-
Geç - ti.
ben artık hep: Geç ti. diyorum
-
RABİA'lı Tepki
R4BIA işareti Başbakan Erdoğan tarafından da kullanılmıştır!!!
-
RABİA'lı Tepki
- RABİA'lı Tepki
Şu an sosyal medyada en az 100 milyon kişinin R4BIA sembolünü profil olarak kullandığı belirtilmiştir. İşte bu profillerden bazı örnekler:- RABİA'lı Tepki
RABIA'TÜL ADEVİYYE KİMDİR? Rabia'tül Adeviyye'nin ömrünü ilim ve ibadet ile geçirdiği, kefenini de sürekli yanında taşıdığı söylenir. İlk dönem sufi şairleri arasından en önemli isimlerden biri olan Rabia'nın İlahi aşk öğretisi kendisinden sonraki sufileri de önemli ölçüde etkilemiştir. Ayrıca zamanın şeyhleri ve mürşitleri Rabiatül Adeviyye'yi ziyaret edip sohbet meclislerinde onun derin bilgisinden ve görüşlerinden yararlanmışlardır. Bazı kaynaklarda "dişi aslan" olarak da anılan Rabia'tül Adeviye, 752′de Kudüs civarında vefat etmiştir. Rabia da ailesinin 4. çocuğu. Rabia çocukluğunu köle olarak geçirir ve kaçma teşebbüslerinde sonra özgür kalır. Bu yüzden Mısır’da özgürlüğün simgesi olur. Kadın evliyalardan biri kabul edilen Rabia'tül Adeviyye genç bir kızken anne ve babası öldü. Basra'da kıtlık baş göstermişti. O da bir ihtiyara hizmet etmeye başladı. İhtiyar daha sonra Rabia'yı azat etti.- RABİA'lı Tepki
Mısır'da darbe karşıtları tarafından cuntaya direniş sırasında çekilen Rabia sembol işareti dünya çapında son hızla yapılıyor. Türkiye bu direniş için R4bia.com isimli internet sitesini kurarken Twitter üzerinden de #WhatisR4BIA hastag ini kullanarak düşüncelerini dile getiriyor. Kanlı saldırılara sahne ol Rabiatul Adeviyye Meydanı'ndaki "dört" anlamına gelen Rabia kelimesiyle oluşturulan sembol sosyal medyada son yılların en etkili darbe karşıtı kampanyasının ilhamı olmaya devam ediyor. R4BIA ve #WhatisR4BIA Şu an dünya listelerinde TT yani Treding Topics-Çok Konuşulanlar başlığı altında, Asya'dan Avrupa'ya, Afrika'dan Amerika'ya dünyanın dört bir yanında büyük ilgi görüyor. Mısır'da hatırlayacaksınız Tahrir Meydanı direnişi sırasında göstericiler zafer işaretini kullanılmıştı. Rabiatul Adeviyye Meydanı'ndakiler ise Tahrir'deki darbe taraftarı göstericilerden ayrışmak maksadıyla elleriyle 4 işaretini yapmışlar ve bu işaret hızla yayılmıştı. Rabiatul Adeviyye Rabia adındaki dindar bir Müslüman kadından esinlenerek konulmuş meydanın adıdır. Rabia'tül Adeviye Tabiin (sahabeleri görüp onların sohbetinde bulunanlara verilen isim) devrinde yetişen büyük kadın evliyalardan birisidir ve ailesinin dördüncü çocuğu olduğundan ismini bu manaya gelen Rabia'dan almıştır. Meydandaki göstericiler 4 işaretini AA muhabirine şöyle anlatmışlardır: "Bunun Adı "Rabia İşareti"dir. Meydanın adı olan "Rabia" Arapçada "dördüncü, dört" demektir. Bu meydanın adına vurgu yapmak için bu işareti yapıyoruz. İkinci önemli konu Muhammed Mursi, Nasır, Sedat ve Mübarek'ten sonra dördüncü Cumhurbaşkanı oldu. Onu da hatırlamış oluyoruz. Ayrıca Tahrir Meydanı'nda darbeye destek vermek için toplananlar zafer işareti yapıyor. Biz onlarla bir olamayız. Onlardan ayrılmak için bu işareti yaygınlaştırıyoruz."- Geç - ti.
Oruç Aruoba'dan yeni kitaplar aldım yine, bilmiyorum eksiklerim tamamlandı mı, ama tamamlanmadıysa bile neredeyse bitti... "Geç Gelen Ağıtlar"ı okuyorum şu aralar, doyamıyor doyamıyor sonra yine, tekrar okuyorum. Bilmiyorum, sizlere ne ifade ediyor onun cümleleri, ama ben en basit gibi görüneninden bile korkunç bir haz alıyor, günlerce o kelimeleri, cümleleri kafamda evirip çevirip duruyorum. İşte bir tanesi ki; daha kitaba başlar başlamaz ilk karşıma çıkan... Geç ti. (Geç Gelen Ağıtlar, sy.5 / Oruç Aruoba) Bu kadarcık işte; kurduğu, yazdığı koca bir sayfayı kaplayan bu iki satır, tek kelime veya bir cümle ne derseniz diyin, ama herkese ayrı bir etki, ayrı bir hayat, ayrı bir anı hatırlatacak kadar güçlü.... Ha birde aynı kitapta ölümü bir tarif edişi var ki; yaşayacağını sandığın ama seni erkenden terk edip giden ölüler için yazılan; ÖL ÜM Bak ışın da taş ı yor du düş tü. (sy.11) Bir arkadaşım vardı, gerçekten de ölümü taşıyordu bakışlarında ve bir gün düşüverdi ölüm onun gözlerinden... O belki artık yok; ama aklıma konmuş duruyor öylece... Kimbilir belki bir gün ben de onun için şunu söyleyebilirim; Ak lım day dı düş tü. Aslında Aruoba'nın cümleleri gibi cümleler kurmak istiyorum; ama benimkiler basit oluyor, onunkiler ise anlamlı... Bu yüzden seviyorum zaten onu...- Kitap Aralarında Kalanlar
Elimdeki kitabın 5. cümlesini yazmak istemiyorum ama 74. sayfasındaki bir bölümden alıntı yapabilirim. "Bugün, önemsiz bir Amerikan filminde a n l a y a b i l e c e ğ i m bir tanrı kavramı ile karşılaştım:- Daha önce kendi hatası yüzünden birilerinin öldüğünü düşünerek vicdan azabı çeken birisi, tehlikeli bir durumdayken (azgın bir nehirde botlarla "rafting" yapılmaktadır) bir 'sezi'siyle arkadaşlarının tehlikeye girmelerini önler, hayatlarını kurtarır. -- sonra (kendisi de epey acı çekmiş --ölüm bilmiş--) birisi, ona -- o 'sezi'siyle ilgili olarak -- şöyle der:- "Tanrı'nın yardıma ihtiyacı vardı -- sana güvenebileceğini de biliyordu." İngilizce'si muhtemelen şöyle:- God needed help, and he knew that he could count on you. -- Ben de şöyle düşündüm: İnsanları kurtarmak için bir insanın yardımına gereksinim duyacak bir Tanrı'yı a n l a y a b i l i r i m..." Oruç Aruoba / Çengelköy Defteri, sy. 74- Sadece belli burçtan olanları çalıştırıyorlar
sevgili @@irinçköl yazdıklarını anlıyorum bunları normal karşılıyor olmamızı da anlıyorum, ben de ayrımcılık konusu üzerine okumalar yaparken en çok bu ilanlardaki ayrımcılık mevzularına takılmıştım. Dediğim gibi bunlar bana hiç de ayrımcılık gibi görünmüyordu, normal geliyordu ama aslında durum tam olarak şu: Bu tür ilanlara baktığında ayrımcılık mutlaka söz konusudur; Nitekim ayrımcılık zorunluluktan kaynaklanırsa yani iş kanununa göre "ayrımcılığı haklı kılan sebepler" dahilinde ise ancak ayrımcılık yapılmasına izin verilir, bakın bu yapılana 'ayrımcılık sayılmaz' demiyorum, sadece 'ayrımcılığa izin verilir' diyorum...O işin niteliği sebebiyle belli bir cins tarafından yerine getirilmesi zorunlu olduğu takdirde ancak ayrımcılığa izin verilebilir. Yani bir sinema sanatçısının baba rolünü oynaması için erkek olması, ya da bir mankenin kadın kıyafetlerini sunabilmesi için kadın olması gibi zorunluluklar... Bunlar maddeyi ihlal etmez; Ancak fiziki güç gerektirdiği için bir kadını işe almamak cinsiyet ayrımcılığına girmektedir. Bu kanunun da ihlali sayılır. Çünkü böyle durumlarda kişinin kadın veya erkek olması değil, fiziki ve sağlık şartlarının yerinde olması önemlidir. Ya da başka bir örnek verelim hadi kadınları ilgilendiren bir örnek olsun; bir hastanenin kadın jinekolog araması bir ayrımcılıktır. Çünkü erkeklerde jinekologluk yapabilir ya da sekreterin illaki kadın olması gerekmez, bir erkek de telefon açabilir ve telefon bağlayabilir gibi.. Ülkemizde en normal karşılanan ayrımcılık işe alımlarda işveren tarafından verilmiş olan cinsiyet ayrımcılığına dair ilanlar olduğu için öncelikli bu konuya yer verdim. Ya da başka bir ayrımcılık konusu; yaş ayrımcılığı mevzusu; burada en önemli sıkıntı yaşlı işçilerin genç işçilere göre daha fazla ayrımcılığa uğramasıdır. Eğer bir iş ilanında belirli bir yaşın üzerindekilerin başvurmaması gerektiğine dair bir bilgi varsa bu doğrudan ayrımcılığa girmektedir. Nedir doğrudan ayrımcılık peki bu kavramı da biraz açıklamakta fayda var sanırım: kanunların, kuralların veya uygulamaların bazı bireyleri açık bir şekilde yalnızca belli bir grubun üyeleri olmaları nedeniyle dışlaması veya tercih etmesidir (tanım: Dilek Baybora) Yani yaş ayrımcılığı neden yapılır örneğin: yaşlı işçilerin verimliliğinde azalma olduğuna inanılmaktadır oysa ki hiçbir psikolojik araştırma bunu desteklememektedir. Eğer işin zorunluluğu genç işçi çalıştırmayı gerektirmiyorsa yaşlı işçi çalıştırmamak tamamen işverenin yargısına bağlı olarak alınmış bir karardır. Burada yaşlı işçiye karşı gösterilmiş haksız bir ayrımcılık söz konusudur. Hem düşünsene günümüzde emeklilik yaşı 65 ise bu 65 yaşına kadar çalışmayı gerektirir. Ama bu tür ilanlar yüzünden belli yaşın üstündeki kişilere haksız ayrımcılık uygulanmakta gayet de çalışabilecekleri ve başarılı olabilecekleri hatta tecrübelerini gösterebilecekleri bir işe alınmayabilmektedirler. ODTÜ mezunu Boğaziçi Mezunu vb. okullardan mezun olmuş bir bireyi İstanbul Üniversitesi'nden mezun olmuş bir bireye tercih etmek tabii ki yine işverenin kafasındaki yargıdan kaynaklanmaktadır. Uzun lafın kısası (çok da uzatmayayım ki sıkıcı olmasın) iş ilanlarında doğrudan veya dolaylı ayrımcılık tıpkı yukarıda verdiğim örneklerde olduğu gibi reddedilemez biçimde vardır ve bu ayrımcılığı yapan kişi eğer gerekli değilse yani iş onu gerektirmiyorsa doğrudan iş verenin yargısına aittir. Oysa ki toplumumuzda bu gayet normal karşılanmakta ve altında yatan ayrımcılık fark edilememektedir. (Bunu direkt size söylemiyorum, bu çok genel bir algıdır, eğer bu konuları araştırmamış ve ilgilenmemiş olsam benim de fark edemeyeceğim kadar doğal ve normal karşılayabileceğim bir durumdur.) kanunların buna izin vermemesi ya da buna göre düzenlenmesi şarttır. Umarım anlatmaya çalıştıklarımı çok karışık anlatmamışımdır ve hiç yoksa bir farkındalık oluşturmuşumdur. Ayrımcılık konusu hassas bir konudur ve dikkat edilmesi fark edilmesi ve karşı çıkılması gerekir. Öyle ki kimi zaman gazetelerde gördüğüm bu tür ilanları özellikle arayıp neden kadın arıyorsunuz, ya da neden şu yaştayım diye beni tercih etmiyorsunuz, veya şu okul mezunuyum diye benim gerizekalı olacağımı mı düşünüyorsunuz gibisinden ilan sahiplerimi aramış sorgulamışlığım veya cv mi yollayıp ön yazıyla ilanı eleştirmişliğim çok olmuştur. Bu arada işimi seviyorum ve işimden memnunum, işten çıkmak gibi bir durumum söz konusu da olmaz ama bunu sadece o insanların dikkatini çekmenin bir yolu olduğunu düşündüğümden şansımı denemekten vazgeçmem... İronik olan şu ki; Olumlu geri bildirimler aldığım da olmuştur ama bu defa da siz şu şartlardan dolayı beni vermiş olduğunuz ilanlarda tercih etmeyeceğinizi bildirmiştiniz ya şimdi de ben sizi ayrımcı tutumumunuzda dolayı tercih etmiyorum diye yanıtladığım da çok olmuştur... Neyse benim tuzum kuru tabii diye bir espriyle bitireyim bu yazıyı... Okuduğunuz ve vaktinizi ayırdığınız için teşekkürler- Sadece belli burçtan olanları çalıştırıyorlar
Ayrımcı bir tutum söz konusu... Hiç bir şekilde onaylanmamalı bu durum.. Hadi bu çok bariz bir ayrımcı tutum da bir de aslında üzerinde biraz düşünmezseniz belki de hiç dikkat etmediğimiz, gözümüze çarpmayan, ve hatta bize son derece doğal gelen, doğrudan veya dolaylı olarak ayrımcılık yapan öyle çok ilan var ki; Mesela birkaç örnek vermek istiyorum: Bayan, 30 yaşını aşmamış bekar... Askerliğini yapmış 30 yaş altı erkek... Askerliğini yapmış... Fiziği düzgün, kişisel bakımına özen gösteren ODTÜ mezunu Boğaziçi Mezunu Tercihen ODTÜ mezunu Tercihen İngilizce bilen İngilizce bilen Seyahat etme özgürlüğü olan baylar Seyahat etme özgürlüğü olan bayanlar Arabası olan En az lise mezunu vs. vs. bunlar size şu an bakınca ne kadasr normal geliyor değil mi? oysa üzerinde biraz düşününce hepsi ayrımcı söylemlere sahipler; mesela ODTÜ mezunu veya tercihen ODTü mezunu birini işe almak aynı bölümden mezun olmuş insanların o kurumda iş bulma olasılıklarını yok etmektedir. "Seyahat etme özgürlüğü olan bayan" aramak, aslında çaktırmadan çocuğun olmasın, evli olma da demektir, bekar ol, özgür ol ve kadın ol ama erkek olma demektir... Evli ya da evli ve çocuklu kadınla bekar kadın arasında dolaylı ayrımcılık yapan bir ilandır. Aynı zamanda kadın ve erkek ayrımcılığına da örnektir. doğrudan olarak erkek olmasın; dolaylı olarak evli ve çocuklu kadın olmasın diyen bir cümledir. bu... Arabası olanı anlatmaya gerek yok sanırım. İngilizce bilen mevzusuna gelince, yıllardır her ilanda görürüm ama eminim ki İngilizce biliyor diye işe alınan bir çok kişi İngilizcesini bir kez dahi kullanmıyordur bile ama o işe sırf İngilizce bildiği için alınmıştır. Fiziği düzgün, kişisel bakımına özen gösteren derken de tabii ki eğer kiloluysan, engelliysen yanık izleri varsa mesela buraya gelme demektesindir ve fiziği düzgün olanlarla olmayanlar arasında dolaylı ayrımcılığa neden olmaktadır.... 30 yaşını aşmamış...kelimeleriyle de direkt olarak yaşa dayalı ayrımcılık uygulanmaktadır.- Barış İçin Sinema Festivali 10. Yılında
Barış İçin Sinema Kısa Film Seçkilerine buradan ulaşabilirsiniz.- Barış İçin Sinema Kısa Film Seçkileri
- Barış İçin Sinema Festivali 10. Yılında
Barış için Sinema Kolektifi projelerine ABD'nin, Irak'ı işgal ettiği 2003 yılında başladı, projenin amacı barışı 1 dakikada anlatmaktı. Proje hiçbir sermaye grubunca desteklenmemektedir, herhangi bir fonu ya da sponsor bağlantısı yoktur, ilişkiler tamamen çevre dayanışması içinde yürütülmektedir. %100 BARIŞ PROJESİ oluşturulan bir sinema kampı ile hazırlanmaktadır. Kampa katılım ücretsiz ve herkese açıktır. Kamptaki kamera, ışık, montaj seti gibi imkanlar ortaklaşa kullanılır. İsteyen kısa filmciler kamp süresince ya da kamp dışında oluşturdukları 100 adet birer dakikalık kısa filmi 1 Eylül Barış Gününde izleyicisiyle buluştururlar. Jeneriğini buradan izleyebilirsiniz: http://youtu.be/sFZLlbaB_yE Barış İçin Sinema kapsamında bu zamana kadar yapılmış filmleri ise kısa film videoları sayfasında mümkün olduğunca yayınlamaya çalışacağım. Buraya da linklerim. Böyle güzel çalışmalar takdir edilmelidir değil mi? Barış için Sinema Kolektifini buradan da takdir ve tebrik etmek isterim. Ellerinize yüreğinize sağlık...- Yuva Arayan Hayvan Dostlarımız
Selam arkadaşlar, change.org sayfasında "Hayvanlar üzerinde deney yapan tüm firmalar: Hayvanlar üzerinde deneyler dursun!!!" imza kampanyası var önce bunu bir hatırlatayım, fırsatınız olduğunda lütfen buraya bir imzanızı atınız.- "Her Gece bAŞKa Bar'da buluşmak üzere"
Bu yıl bir aylık yaz tatilimizi 4 bayan arkadaş Akçay'da geçirmeye karar verdik. Akçay'ı bilen bilir, kalabalık, curcunalı akşamlara sahiptir. Bazen bu kalabalık her ne kadar güzel olsa da bazen de insanın algısını bozar, yorar... Gez dolaş, alışveriş yap, otur bir mekanda çay iç, kahve iç nereye kadar.. tatil süresi 1 ay olunca insan arada şöyle güzel bir mekanda oturup müzik dinlemek de istiyor ama bu kadar kalabalığa rağmen Akçay'da şöyle keyifle canlı müzik dinleyeceğimiz bir mekan neredeyse yok ya da ben bilmiyorum bulamadım öyle bir yer.. Her neyse aslında mevzumuz da Akçay değil... Bizi adıyla reklam afişlerinde ilk gördüğümüzde anda cezbeden Küçükkuyu'daki "bAŞKa Bar" isimli mekan... "Başka"nın içindeki büyük harflerle ayrıştırılmış AŞK kelimesi; nereye giderseniz gidin, kime sorarsanız sorun dünyanın her dilinde en romantik kelime değil midir? Kim bunun tersini iddia edebilir? Kadınız ya işte barın isminin bizi cezbetmesi belki de ondandı... Her neyse dediğim gibi bAŞKa Bar, taa Küçükkuyu'da... Akçay - Küçükkuyu arası 30 km... Gider miyiz gitmez miyiz bir iki gün düşündükten sonra hadi gidelim dedik ve nihayetinde kalktık gittik.. İşte ilk gidişimize birkaç gün düşünerek verdiğimiz karardan sonra kalan 25 günün neredeyse 20 gecesini geçirdiğimiz bu bardan bahsetmek istiyorum size.. Küçükkuyu'daki bAŞKa Bar bu yaz açılmış. Her gece canlı müzik yapan güzel bir orkestrası var. Çalışanları ve müşteri profili sıcak, samimi, güvenilir ve şık... İnce, esprili hoş bir slogana da sahipler; "Her Gece bAŞKa Bar'da buluşmak üzere" Bu kanımca bir iddiadır ve öz güvenden kaynaklı bir söylemdir.. Sonuçta başka barda diyorsun; başka bir bara da gidebilirsiniz diyebilecek kadar da kendine güveniyor bu mekan, aynı zamanda da aslında sizi kendine çağırıyor. Olay da o zaten; buraya bir kez gidince başka bir bara gitmeyi değil "bAŞKa Bar"a gitmeyi tercih ediyorsunuz... Hem genç hem de orta yaşa hitap eden (ha unutmadan insan kendini hissettiği yaştadır, genç mi yoksa orta yaş mı olduğunuza siz karar verin artık, ben 70 de olsam hala genç hissederim orası ayrı mevzu... ) şarkılarıyla orkestra sizden gelen istekleri de değerlendiriyor tabii.. Ve en güzeli ne biliyor musunuz, eğer gecenin şanslısı siz iseniz istek yaptığınız şarkı sırasında ışıklar kapanıyor, maytaplar yakılıyor ve şarkınıza sizinle birlikte herkes eşlik ediyor... Velhasılıkelam eğer Küçükkuyu, Akçay, Altınoluk, Güre ve hatta Ören, Ayvacık vs. o taraflardaysanız gidin mutlaka bu mekanda bir gece eğlenin... Pişman olmayacaksınız. Benden söylemesi Sevgiyle kalmanız dileğiyle ve kimbilir belki bir gün bAŞKa Bar'da görüşmek üzere...- Bu Aralar Rüyalarım da Bir Enteresan!
hehheheh ben zeki insanım çok iyi anlarım - RABİA'lı Tepki
Önemli Bilgiler
Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.