gloria

Ben de okurken ve resimleri ararken aynı hissi yaşadım Ben de çok teşekkür ederim sevgili iguazu inceliğin için Zevk meselesi tabii Ben güzel derim de sen beğenmezsin omar Teşekkür ederim tekrar

Mesela "Melekler ve Şeytanlar" romanını ilk çıktığı zaman okuduğumdan aradan epey zaman geçmiş kitabı neredeyse unutmuşken Roma seyahatine gitmiştim. Dönünce kitabı o mekanlar hakkında ayrıca bilgi edineyim ya da hafızamda tutması kolaylaşsın diye tekrar okudum. Çok iyi bir rehberimiz vardı bize Roma'yı çok iyi anlattı ama mesela Pantheon Tapınağını ben yalnız geçmiştim. Doğal olarak Rafael'in de mezarının orada olduğunu unutmuşum, dönünce bu bilgiyi kitaptan öğrendiğimde çok üzüldüm, keşke gitmeden önce kitabı tekrar okusaydım diye... Sonuç Raphael'in mezarını görmeden geri döndüm ama bir daha gidersem artık biliyorum Toscana turuna gelince önümüzdeki sene Nisan'da oradayım ve kitabı mutlaka bir kez daha okuyup öyle gideceğim

Bunu tahmin etmiştim biliyor musun? Çünkü daha önce Serhan Güngör'ün İstanbul ile ilgili röportajlarını okumuştum, Mirsat karakterini de okurken kafamda hep Serhan Bey canlanmıştı, teşekkür ederim bilgi için

Bugün Sivas - Madımak Katliamının 20. yıldönümü... Madımak Otel'de yakılarak öldürülen 33 aydın ve sanatçı için Sivas başta olmak üzere birçok yerde anma törenleri yapılıyor. Binler Madımak'ın önünde: Sivas'ı unutma unutturma! Açılış konuşmasını Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Kemal Bülbül yaptı. Devletin 20 yıldır 3 maymunu oynadığını belirten Bülbül, son olarak bu devletin hukukunun karşılarına zamanaşımını çıkardığını belirtti. Bülbül "Başbakan 'bu karar hayırlı olsun' dedi. Bu Başbakan her fırsatta bize hakaret eden, köprüye Yavuz ismi veren Başbakan. Kim inanır sana" diye konuşurken, kitleden Tayyip istifa sesleri yükseldi.

MEDYA YALANLARI VE ARANAN FAİL * 02/06/2013 Bu öfkeyi kim yönetiyor? ( Yeni Şafak) * 02/06/2013 Eylemciler Başörtülü Bayanlara Saldırdı: Bu da yayılan haberlerarasındaydı. Fakat provakatörler her iki tarafıda karıştırmaya çalışıyor. Hükümet yanlılarının da arasındalar. Kaldı ki; direnişçiler arasında azımsanamayacak kadar başörtülü kişi vardı, bugün hiç bir sorun yaşanmadı.. (Sabah) * 12/06/2013 Gezi eylemcilerinin, aynı zamanda Başbakan Erdoğan'ın yakını da olan İstanbul'daki büyük bir ilçenin Belediye Başkanı'nın gelinini başörtüsünden dolayı yerlerde sürükleyip tartakladığı ortaya çıktı. (Rota Haber) * 05/06/2013 Maskeler Düştü! Taksim’deki Gezi Parkı bahane edilerek başlatılan provokatif eylemler sonrasında, hem Batı’dan yapılan açıklamalar hem de yurt içindeki marjinal çevrelerin takındığı tavır olayların perde arkasının aydınlanmasını sağladı. Taksimin bahane demokratik yollarla gelen iktidarın devrilmesinin asıl hedef olduğu gerçeğini gözler önüne serdi.” (Akit) * 07/06/2013 Recep Tayyip Erdoğan: “Bu faiz lobisi şu anda borsada spekülasyonlara girmek suretiyle bizi tehdit edeceğini zannediyor." (Basın) * 14/06/2013 “İş daha ilk günden itibaren çok farklı bir noktaya gitti. Orada illegal örgütler vardı. Çok farklı oyunlar sahneye konuldu." R.Tayyip Erdoğan (Basın) * 21/06/2013 “AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, Gezi Parkı olaylarının arkasında uluslararası bir organizasyon olduğunu ileri sürdü ve ekledi: "İlk kez açıklıyoruz: Her şey 'İnternetime Dokunma' ile başladı" (Sabah) * 02/07/2013 Beşir Atalay: “Olayları Yahudi diasporası tetikledi!” (Star)

İnsan görüntüsündeki canlılar... Katillerin mahkemede zafer çığlıkları atarkenki halleri... Ve sonuç:

Bu Satırları Kimse Unutmayacak! 2 Temmuz 1993... Sivas'ta Madımak Oteli'nde kalan onlarca aydın ve sanatçı, otelin etrafını saran gerici güruh tarafından gerçekleştirilen ve saatler süren saldırıda kurtarılmayı bekledi... Saatler geçti... Benzin bidonları getirildi, ateş yakıldı... Televizyon kameraları olayları kaydederken, 33 can yanarak ve dumandan boğularak yaşamını yitirdi. 4 Temmuz 2013, Nazlı Ilıcak: "Alenen dinsizlik propagandası yapılır, insanların kutsal inançlarına dil uzatılırsa bu olur... Yani canlı canlı yakılır..." Zaman gazetesi... Zamane demokratı... Gerici güruhun "insan yakma ayininde" İngiliz parmağı arıyordu. 2 Temmuz 1993'de Sivas'ta yaşanan olayları izleyen Sabah, Hürriyet, Sabah, Milliyet, Türkiye, Meydan gibi yüksek satışlı beş gazete, ilk sayfalarının neredeyse tamamını olaya ayırmıştı. Beş gazetenin beşi de "olaylara Aziz Nesin'in yaptığı bir konuşmayla neden olması"nı öne çıkarıyor, Hürriyet, bu konuşmanın "yerel basında abartılı bir şekilde yayınlanması"na vurgu yapıyordu. Tarih bu satırları yazanları bir bir kaydetti, hiç unutmayacak... unutulmayacak....

Protestolar sırasında yaşamını yitiren Medeni Yıldırım'ın vurulma anını gösteren videoyu buradan izleyebilirsiniz.

Gezi Direnişi ile birlikte parklarda başlayan forumların önemli merkezlerinden olan Kadıköy Yoğurtçu Parkı'na bu sabaha karşı gerici bir grup tarafından saldırı düzenlendi. Bıçaklama ve darp olduğu söyleniyor. Yoğurtçu Park forumundan konuyla ilgili son durumu özetleyen bir bilgi: "Yoğurtçu şu an sakin. Az kişi var ama insanlar ara sıra gelip bir şeyler getiriyor. Yaralı arkadaşlar evlerinde dinleniyor. Olay polise bildirilmiş durumdaymış delillerle birlikte. Şu anda yapılacak bir şey yok, isteyen Yoğurtçu'ya gider desteğini verir. Bu arada kullandığımız dile dikkat edelim lütfen. Saldırgan, küfürbaz bir dil kullanarak bir iş çözemeyiz. Parkta kalma konusuyla ilgili olarak da akşam hep beraber konuşalım." Saldırıyı yapan kişiler twitter ve facebook üzerinden saldırı öncesinde ve sonrasında kışkırtıcı ifadelerde bulunmuş, bazılarının facebook adresi şu an kapalı, twitterdan yazdıkları yazılar ise silinmiş ama yine de bilgileri gizli kalamamış. Eksisozluk saldırıda yer alan bazı kişilerin facebook adreslerini bu sayfada gösteriyor.

Ben de her ikinize de teşekkür ederim arkadaşlar

JEAN CHRISTOPHE GRANGE - KAİKEN Jean Christophe Grange'ın son kitabı Kaiken bu ayın başlarında kitapçılardaki yerini nihayet aldı. Grange'dan bu sürprizi bekliyordum aslında... Genelde yaz aylarının başında çıkarır kitaplarını sanırım büyüklere tatil kitabı fikrini seviyor. Herneyse kitabı okumaya başladım. Henüz ortalarındayım, diğer kitapları kadar hızlı başlamıyor, başta kişiler üzerine kurulu ciddi ayrıntılar, tasvirler falan söz konusu... Biraz sıkılır gibi ediyorsunuz ama bir yerden sonra yine Grange heyecanı başlıyor işte... Gelelim kitabın tanıtım yazısına ------***------- Aklınızı başınızdan alacak bir insan avı Doğan güneş karardığında, Geçmiş, çıplak bir kılıç gibi keskinleştiğinde, Japonya artık bir anı değil, kâbus olduğunda,Kaiken’in zamanı gelmiş demektir. Polisiye romanın en popüler isimlerinden Fransız yazar J. C. Grangé, tüm dünyada büyük yankı uyandıran son romanında okurlarını korkunç bir insan avının labirentlerinde dolaştırıyor. Başkomiser Olivier Passan, Japon karısı Naoko’yla boşanmanın eşiğindedir. Bu arada Fransa’nın Seine-Saint-Denis ilinde vahşi cinayetler işlenmektedir. Katil, hamile kadınların karınlarını yarıp, çıkardığı fetüsleri yakmaktadır. Passan bu cinayetleri Patrick Guillard adında bir adamın işlediğinden emindir ama Guillard her seferinde onun elinden kurtulur. Passan, Guillard hakkında derin bir araştırma yapar. Patrick Guillard’ın, anne babasının reddettiği, Çocuk sirgeme Kurumu’nun yurtlarında, koruyucu ailelerin yanında büyümüş, sorunlu bir çocuk ve doğuştan hermafrodit olduğunu keşfeder. Cinsiyetini seçme yaşına gelmeden, ameliyatlarla, testosteron iğneleriyle erkek olmasına karar verildiğini anlar. Bir kaçıp kovalamaca Passan’ın hayatını değiştirecek ve olaylar hiç de beklenmedik bir yönde gelişecektir. Kitapları tüm dünyada ve Türkiye’de aylarca çok satanlar listesinden inmeyen Grange, polisiye gerilim alanındaki tüm birikim ve yeteneğini Kaiken’e ansıtmayı başarmış. Olaylar yine soluk kesecek nitelikte, gerilim yine üst düzeyde. Grangé sevenlerine heyecanlı ve zevkli bir okuma vaat ediyor. Kitaptan Koruyucu eldivenlerini taktı, cesedi odanın diğer ucuna kadar yerde sürüdü ve atıkların boşaltıldığı lağım çukurunun kapağını açtı. Acı ve keskin asit kokusu boğazını yaktı. Suyun yüzeyinde yansımasını gördü. Solgun, olağanüstü bir heykeli andıran, sadece yok etmeyi düşünen, kapkara dalgalarla şaşkın bir siluet… Kendine olan inancı daha güçlü bir şekilde geri geldi. Bu akşam, Gece Süvarisi burada olacaktı. Onun peşindeydi. Onun yapacağı en ufak hareketi, yanlışlığı kolluyordu. Öyleyse harekete geçme zamanıydı. Ayağıyla cesedi yuvarladı ve üzerine su sıçramaması için geriye kaçtı. Çukurdan yanmış et kokusuyla daha yoğunlaşan ********* kokulu bir duman yükselirken, gözlerini kapattı ve kollarını açtı. Son yeniden doğuş bu akşamdı. Yazar Hakkında 1961’de Fransa’da doğdu. Çeşitli haber ajansları ve gazeteler için çalıştı. Paris-Magazine için bilimsel röportajlar hazırladı. Bütün dünyada ve Türkiye’de aylarcamçok satanlar listesinden inmeyen Kızıl Nehirler, Taş Meclisi, Leyleklerin Uçuşu, Kurtlar İmparatorluğu, Siyah Kan, Şeytan Yemini, Koloni, Ölü Ruhlar Ormanı ve Sisle Gelen Yolcu adlı kitapları Doğan Kitap tarafından yayımlandı.

Çok tatlısınııııızzzzzz Aslında istanbul konusunda o yüzden belki ben de biraz daha rahatım ama yine de İstanbul'a hiç gelmemiş veya o eserleri henüz görmemiş arkadaşlarımız vardır mutlaka onları göz ardı etmek istemem Ahmet Ümit çok hoş bir insan, birkaç kez iş nedeniyle kendisiyle görüşmüşlüğüm var, insanlığını, duruşunu seviyorum Ahmet Ümit'in, çıkardığı her işi de sonuna kadar takip eder, desteklerim. Umarım turlarına devam ediyordur, ediyorsa mutlaka onunla istanbul'da zaman geçirmek isterim.

Bir de gidersek tam olur, süper olur İyi iş çıkardık, hep birlikte ama... Yazdıklarınız biraz daha heyecanlandırdı beni, biraz daha şevk verdi... Ve oldu işte Ooo çok hoş olur, heyecanla bekliyorum fotograflarınızı.. Çok güzellllllllll ve darısı başımıza tabii Çok teşekkürler sevgili @@fazii91, siz de iyi ki geldiniz, varlığımıza katıldınız. Sevgiyle kalın