Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

DİPNOT

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

DİPNOT tarafından postalanan herşey

  1. Şeriat bir kaplumbağa gibidir. Çok yavaş ve sinsi yürür. Tehlikeyi görünce siner. Olduğu yerde kalıp, başını ve bacaklarını bağasına çekerek tehlikenin geçmesini bekler. Sonra tehlikenin geçtiğini duyumsadığı anda tekrar gideceği yöne doğru yürümeye başlar. Hiçbir zaman geri adım atmaz. (Kaplumbağa geri yürüyemeyen canlılardandır.) Olmaz olmaz demeyin zemin çok müsahit ve gidişat bu yönde.... Boşuna değil tehlikenin farkında olunması için bunca caba sarfetmemiz... Dost sevgilerimle...
  2. Lütfen Kur'anı birde Türkçe okumayı deneyin anlarsınız sevgili ahirzaman (sadece mantığınızı kullanın yeter)... Dost sevgiler...
  3. Lütfen siz yukarıda kendi tabirinizde belirtilen mantıkdışılığı cevaplandırabilirmisiniz sevgili ahirzaman... Sevgiler...
  4. Bütün inananlar aynı şeyi söylüyor ve tümü yanlışlıkların insanların uygulamasında görüyor ki; 1- Bu büyük bir çelişki değilmidir... 2- Siz bu çelişkinin içinde olabilme olasılığınızı değerlendiremiyormusunuz... Sevgi ve saygılarımla... .
  5. Lütfedip okumunızı rica ediyorum... Kuran nasıl derlendi? Kuran ayetleri bugünkü biçimi ile yazılıp bir araya getirilmiş değildi. Hadislerde peygambere vahiy olan ayetler çeşitli nesneler üzerine yazılıydı; hepsi de dağınık durumdaydı. Ayetler "Lihaf" (küçük taşlar), "Rıka" (deri ağaç yaprağı, bir çeşit kâğıt), "Ektaf" (deve ve koyun kemikleri), "Usub" (agaç parçası" gibi nesnelere yazılmıştı. Buhari'nin yer verdiği bir hadise göre; "dinden dönüş" (ridde) olayları ve bu olaylar nedeniyle savaş hali vardı. Kuran'ı ezber etmiş kişilerin bir bölüğü ölmüştü. Ölenlerin sayısı artabilirdi, bunların tümü ölüp gitmeden Kuran'ın orada burada yazılı ayetleri derlenmeli, tümü bir kitap haline getirilmeliydi. Hattaboğlu Ömer durumu ve konunun önemini Halife Ebubekir'e anlattı. Ayetlerin derlenmesini önerdi. Halife başlangıçta pek doğru bulmamıştı bu görüşü. ___Birinci hadis: Amr Ibnu'l-*** anlatıyor: Peygamberin "Kuran'ı dört kişiden alın, Abdullah Ibn Mes'ud'dan, Salim'den, Muaz'dan ve Übeyy Ibn Ka'b'den" dedigini işittim. (Buhari, Fadailu'l-Kuran 8.) ___İkinci hadis: Enes anlatıyor: "Peygamber öldüğünde, dört kişiden başka Kuran'ı tümüyle ezberlemiş olan yoktu. Ebu'd-Derda, Muaz Ibn Cebel, Zeyd Ibn Sabit ve Ebu Zeyd." (Buhari.) Kuran ikinci kez derleniyor: Buhari'de yer alan bir hadis şöyle: Ermeniyye ve Azerbaycan'ı ele geçirmek için savaşılıyordu. Huzeyfe, Ibnu'l-Yeman, Halife Osman'a geldi. Müslümanların okudukları Kuran'lardaki birbirini tutmazlıktan yakındı, "Emire'l-Mü'minin! Bu ümmet, kendisinden önceki Yahudiler ve Hıristiyanların içine düştükleri birbirini tutmazlılıklar gibi bir duruma düştü!" Bunun üzerine Osman, Hafsa'ya adam gönderdi, başka Kuran nüshaları yazıp almak için kendisinde bulunan sayfaları (yani Ebubekir döneminde yazılan kitabı) göndermesini istedi. "İş bitince sana geri gönderirim" dedi. Hafsa da gönderdi o sayfaları Osman'a. Osman, hemen Zeyd Ibn Sabit'e, Abdullah Ibn Züyebr'e, Sa'd Ibnu'l-As'a ve Hişam oglu Haris oğlu Abdurrahman'a buyruğunu verdi. Onlar da Hafsa'dan getirilenden alıp Kuran nüshalarını oluşturdular. Osman, kuruldaki üç kişiye şunları söyledi: "(Medine'li) olan Zeyd ile, Kuran'dan herhangi bir kesimde ters düştüğünüz zaman, tartışma konusu olan parçayı Kureyş dili ile yazın. Çünkü Kuran sadece Kureyş dili ile inmiştir." Onlar da bu buyruğu yerine getirdiler. Sonunda (esas) sayfalardan Kuran nüshaları oluşturup işi bitince, Osman, söz konusu sayfaları (Hafsa'dan getirilenler) geri gönderdi. Alınan nüshaların da her bir kesime gönderilmesini buyurdu. Ve bunların dışında kalan her bir Kuran sayfasını ya da Mushafı buyurup yaktırdı.(Bkz. Buhari, e's- Sahih, Kitabu Fedaili'l-Kuran/3.) Birinci derlemenin yakılmasındaki amaç: Ölümüne değin sandığında saklayan ve alınıp yakılmasını önleyen Hafsa idi. Bu koruyucu ölünce, Kuran'ın Tanrısı "Kuşkusuz Zikr'ı (Kuran'ı) biz indirdik; kuşkusuz koruyucuları da yine biziz" (Hicr, ayet:9) dese de koruyucusu kalmamıştı. Mervan Ibn Hakem, "sandıktan" aldırtıp getirmiş ve yaktırmıştı. Mervan'ın bu ilk derlemeyi yaktırmasındaki gerekçesini, kendisi şöyle açıklıyor: "Bunu yaptım, çünkü, Onda yazılı olanlar, resmi (imam) Mushaf'a yazılıp geçirilmiş ve korunmuştur. Korktum ki aradan uzun zaman geçtiğinde kuşkucu kimseler bu (resmi) Mushaf hakkında kuşkuya düşerler." (Bkz. Dr. Subhi e's-Salih, Mebahis fi Ulumi'l-Kuran, s.83. Dayandığı kaynak: Ibn Ebi Davud, Kitabu'l-Mesahif, s.24.) Oysa, asıl kuşkulara yol açan, esas alınmış olduğu belirtilen ilk derlemenin yakılması olmuştur. Çünkü, ilk derleme ile, sonraki (Osman döneminde oluşturulan ve imam adı verilen) "Mushaf" arasında fark olmasa idi, ilkini yakma yoluna gidilir miydi? İlk derlemede bulunmayan eklemeler ya da Kuran'dan çıkarmalar yapılmamış olsaydı, neden korkulmuştu? Muhammed Döneminin Kuran'ı ile Bugünkü Kuran Aynı Değil: Burada çok önemli bir tanıklığa başvuralım: Ibn Ömer diyor ki: "Hiçbiriniz, Kuran'ın tümünü aldım (elimde bulunduruyorum) demesin. Bilemez ki, Kuran'ın çoğu yok olup gitmiştir. 'Ne kadar ortada varsa o kadarını elimde tutuyorum' desin yalnızca." (Bkz.Suyuti, el İtkan, 2/32.) Hayrıca... Müslümanların kutsal kitabının resmi nüshasının her yerde aynı olduğu doğrudur. Ancak, bugün İslam dünyasında bilinen ve elde bulunan Kuran, Peygamberin "vahiy katiplerine yazdırdığı" söylenen Kuran'ın aynı değil. Kaynaklar, bunu ortaya koyuyor. Mehmet Akif'in yapmış olduğu Türkçe Kuran tercümesi de yakılmıştır... Saygılarımla...
  6. Sevgili ahirzaman Dinde çok çelişik ve mantık dışılıklar var... Lütfen yanlış anlaşılmasın tümü demiyorum... Yeterki insan... Sadece çelişkiye düşmekten... İnancının zedelenmesinden... Gerçekçiğin gücünden korkuyor olmasın... Bunları görmek hiçte zor değil Dost sevgilerimle... .
  7. Allah akıl vermiş değilmi sevgili GµęštGΐяL... Eğer inancın dahi olsa araştırmaz, sorgulamaz ve mantığının süzgecinden geçirmeden inanıyor ve inandırmaya çalışıyorsanız bana göre dine hizmet etmeyı bırakın ona zarar veriyorsunuzdur... Lütfen ama lütfen bizleri yanlış anlamayın ve önyargı ile hiç bakmayın... Tekrar söylüyurum 21. yüzyıl akıl ve bilgi çağına imza atmakta ve bizler bunun gerisinde kalamayız... Bu inancların kazanımı... Bu insanların kazanımı... Bu toplumun kazanımı... Bu Ülkenin kazanımı... Ve bu tüm Dünyanın kazanımı olur... Artık dar ve basmakalıp düşünemeyiz... Artık tektüze düşünemeyiz... Ve artık Kısır döngüyle düşünemeyiz... Açık... Şeffaf Yalın... Anlamlı... Anlaşılabilen... Ve gerçekçi olmalı... Biz buna hazırız... Ya hazır olmayanlar... Dost sevgiler...
  8. Sizin gibi inanmamı ve herşeyi olduğu gibimi kabul etmemimi istiyorsunuz yapmayın... 21. yüzyılda aklın ve mantığın egemen olduğu fikirsel rekabetin inanılmaz yaşandığın bir süreç yaşıyoruz... lütfen artık sizlerde bu fikirsel zenginliğin farkına varın, uyanık olun ve araştırın, inceleyin, sorgulayın... Sevgi ve saygılar...
  9. İnancımız olmamış olsa, Dini bilgilerimiz olmamış olsa bunlara bu kadar net ve açık cevap verebilirmiyiz sizce... Birkere şunu bileceğiz... Dini kölelikten kurtulmadıkça, dini gerçekçi, mantıklı, anlaşılabilir, kuşkudan ve korkudan uzak bakmadıkça inanın hiçbir ulus ve millet huzur bulmayacaktır.. Dost sevgilerimle... .
  10. İslamın aslı şöyledir, böyledir derken inandığım tek bir şey var. HAKLIMIN VE MANTIĞIMIN ALMADIĞI HİÇBİRŞEYE İNANMAM... Din akıl ve mantık işi olmalıdır... Günümüz gerçeklerine cevap verebilecek nitelikte olmalıdır... Kan akıtıcı, bir cinsi yüceltici, bir cinsi aşağılayıcı olmamalıdır... Çelişkili hiç olmamalıdır... Bugün Hindistanda İneğe tapılmanın akıllı ve mantıklı bir tarafı varmı sizce? eminim yoktur... Bu da bunun gibi birşey benim için... Dost sevgilerimle...
  11. Ne sınav ama... Hem kaderimi belirle... Hemde sınava tabi tut... Yazan de sen, cezalandıran da... Olurmu böyle birşey arkadaşlar Olur şey değil...
  12. Arkadaşım anlayamıyorsunuz biz sade ve insan sevgiyle ve dünya gerçekçiliğini gören ve bu gerçekçiliği yüreğinde yaşayan müslümana değil... Müslümanın sinsi tehlikesine karşı mücadele veriyoruz... Şeriatı amaç edinene... Ülkeyi karanlığa götürmek isteyene Dine gerici bir sorumluluk yükleyenlere... Kan dökücü olana... En korkuncu da bu caniliği allahın memuru bilinciyle yapana Karşıyız ve sonuna kadar da mücadele etmeye azırız... Dost sevgilerimle... .
  13. Sevgili arkadaşım... Anket yapılıyor ve türban karşıtı olanların öncelikliği konusunda... Siz bunu doğru buluyormusunuz... Bulmuyormusunuz.. Buluyorsanız neden?... Bulmuyorsanız neden?... Dost sevgiler... .
  14. Bahsetteğiniz konunun konumuz ile ilgisi yok ve Lütfen Topic'teki başlık ile ilgili olarak düşünceleriniz varsa belirtin... Sevgi ve saygılarımla...
  15. İnanın benimde bütün çabam... 1 - Dinin siyasete alet edilmemesi ve.. 2 - Dine gerici bir sorumluluk yüklenmemesi... Sevgiyle kalın... .
  16. Arkadaşım tekrar ve takrar söylüyorum ben Kominist falan değilim.. Ülkemi sevmek adına, Vatandaş olmabilmenin sorumluluğunu duymak, Onurlu bir ülke adına mücadele vermek, Aydınlanmadan ve her türlü ideolojik kölelikten uzak, Doğmalar peşinde koşmayan, Aklın ve bilimin egemen olduğu, Atatürkçu çağdaşlaşmadan yana, Sosyal devlet anlayını benimseyen, Hukukun ve hukuk devletinin egemen olduğu, Demokrat, Laik Ve aklın egemen olduğu hümanist bir düşünceye sahibim... Sevgi ve sayfılarımla... .
  17. Düşüncelerinize katılıyorum sevgili haksöz... Paylaşımlarınıza teşekkürler...
  18. . Şeriatçı kafalar, internet forum sayfasında 'Sıra hangi türban düşmanında' sorusuna yanıt aradılar... Sanal ortamda çirkin oylama... www.network54.com adresinden ulaşılabilen sitede "Türban düşmanlarından biri gebertildi şimdi sıradaki kim olsun?" oylaması yapılıyor. Atatürkçüleri ve türbana karşı olanların katlini vacip ilan eden forumda Türkan Saylan, Erdoğan Teziç, Cumhurbaşkanı Sezer, Yaşar Büyükanıt'ı hedef gösteriyorlar. Internette ''Türban düşmanlarından biri gebertildi şimdi sıradaki kim olsun?'' oylaması yapılıyor. Forum sayfasına yazı gönderenler kendilerince kâfir ilan ettikleri, katli vacip ilan ettikleri Atatürkçüleri hedef gösteriyorlar. Oylamayı düzenleyen odaklar küfürlü ifadelerin de yer aldığı sitede kitlelere şu sözlerle sesleniyorlar: ''Bu kâfirler müslümanlara senelerce kan kusturdu. Artık yetti, bardak taştı, bundan sonra susmak yok. Aslında hedef 4 tanesini birden gebertmekti ama olmadı, neyse sağlık olsun. Ey ümmeti İslam şimdi bir konuyu oylamaya açmak istiyoruz. Bundan sonra türban düşmanlarından hangisinin hesabını görüp defterini dürelim. Burada vereceğiniz cevaplar bize ışık tutacak. Cevaplarınızı bekliyoruz.'' www.network54.com adresinden ulaşılabilen sitede, ''Türban düşmanlarından biri gebertildi şimdi sıradaki kim olsun?'' oylamasına gönderilen yanıtlardan bazıları özetle şöyle: * Susa susa bugünlere geldik, kadınlarımızın başını açtılar sustuk, kıçını açarlarsa bu kafayla gidersek yine susacağız. Bize provokatör diyenler asıl provokatördür. * Ben bu oylamaya katılıyorum. Bence bundan sonraki isim türbanlıları başını kıçını açmaları için Atatürkçü kâfir ikna odalarının baş mimarı Türkan Saylan olmalı. Biz de oylamaya katılalım da çorbada bizim de tuzumuz bulunsun, belki bu kurşunu biz sıkmadık ama bunu sıkanları alkışlıyoruz. * Bence şimdi de Erdoğan Teziç haklansın. Uyguladığı türban yasağı ile on binlerce müslüman kızın eğitim hakkını elinden aldı. Ben birinci sırayı Erdoğan Teziç'e veriyorum. * Sırada türbanı yasaklayan anayasa mahkemesi başkanı ve üyeleri gebertilmeli. Sonra kâfir Cumhurbaşkanı Sezer . Sonra Yahudi mason Yaşar Büyükanıt , peşinden de mason uşağı Hilmi Özkök artı YÖK Başkanı Erdoğan Teziç kâfiri. * Bu köpekler gebertilsin ki korksunlar müslümanlardan. Ses çıkarmazsan, onları gebertmezseniz tabii ki keyiflerine göre dine yasak getirirler bu ülke müslümanına. Bilsinler müslümanların korkak koyun olmadığını. Bugün onları öldürmeye yeltenmezsen yarın türbanı evlerde bile yasak eder bu şerefsizler. * Bence öncelikle Kemal Alemdaroğlu , bu pislik Atatürkçü türban düşmanı temizlensin. * Müslümanları kamusal alandan tecrit etmiş, her türlü barikatı yapmış, yapmadığı ne kaldı ki çekiniyorsun. Sen korkacağına türban ve müslümanlar aleyhinde bir karar verirsem acaba ne zaman gebertilirim diye bırak onlar korksun. Sizin hayatınız korkak tavuklar, tavşanlar gibi ürke ürke mi geçecek? Hz. Hüseyin'den ders almıyor musunuz? Zilletle yaşamaktansa şerefle, şehadetle ölmek yeğdir. . ___________________________ kaynak: 24/05/2006-Cumhuriyet
  19. . Şeriat... Türkiye'nin 90'lı yılların başında en üst gelir grubundan 15-20 kişilik sanayici ve işadamı eşleri Mısır'a turistik bir gezi yapıyorlar. Onları Mısırlı arkeoloji profesörü bir kadın dolaştırıyor. Bizim gruba; ''Siz bizim 15 yıl önce yaşadığımız süreçten geçiyorsunuz. Şeriat bir kaplumbağa gibidir. Çok yavaş ve sinsi yürür. Tehlikeyi görünce siner. Olduğu yerde kalıp, başını ve bacaklarını bağasına çekerek tehlikenin geçmesini bekler. Sonra tehlikenin geçtiğini duyumsadığı anda tekrar gideceği yöne doğru yürümeye başlar. Hiçbir zaman geri adım atmaz. (Kaplumbağa geri yürüyemeyen canlılardandır.) Bir gün uyandığınızda, şeriatın bir ahtapota dönüştüğünü ve kolları ile tüm örgenlerinizi sardığını görürsünüz: Ağzınızın, burnunuzun, gözlerinizin, kollarınızın, bacaklarınızın sımsıkı sarılmış olduğunu ve devinemediğinizi görürsünüz ve yapacak bir şey olmadığını anlarsınız. Konuşamaz, yürüyemez, bir şey yapamaz, göremez, hatta soluk alamazsınız'' demiş... ''?ZINISIM ADNIKRAF NİNEKİLHET'' .
  20. Allahın böyle bir bez parçasına ihtiyacı olacağına hic sanmıyorum.. Eğer ihtiyacı olsaydı herşeyi yaratmaya gücü yeten Allahın sanıyorum buna da gücü yeterdir... Gerçekten düşünebilen biri bunun ne kadar mantıksız, alakasız ve gerçekten uzak olduğunu pek tabiki görür değilmi?...
  21. Eleştiri, katkı ve paylaşımlarına teşekkür ederim segili ithaka... Umarım önümüzdeki yüzyıl aydınlanma ve fikir kargaşasından, ideolojil kölelikten ve dini kıskaçtan kurtuluşa imza atar... Sevgi ve saygılarımla...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.