GeceKuşu

Sabetay gerçeği Tıklayınız... Sabetay Sevi tıklayınız... sabetaycilar, sabetaycilik, sabetaycilik enstitüsü ve daha fazla bilgi için... -http://www31.brinkster.com/sabetayist/sayfa2.htm-

"" Sınırsız gücün ve otoritenin insan elinde daima kötüye kullanılabileceğini söylemek her dönem için mümkündür. "" Sınırsız güç, Oscar Wilde’in anlattığı şekilde ürkütücü derecede insanı ahlaksızlaştırır, kurumları yozlaştırır. sosyal yaşamını, toplumsal algılamalarını ve nihayet inançlarına dair,İnsana dair her kavramı yozlaştırır... yukarıdaki Oscar Wilde’ın bu ünlü deyişinin "yozlaşan bizlermiyiz yoksa hayat mı? "sorusuna bir yönüyle yanıt olabileceğini düşünüyorum... Çözüm elbette insanı ve onun yaşamın güçsüzleştirecek bir yaklaşım olamaz. İyi bir sosyal düzende yaşamak istiyorsak gücü etkili bir şekilde sınırlandırmaktadır çözüm... Çözüm, sınırsız gücü, sınırlamaktır, sınırsız gücün olduğu her alana sınırlamalar getirmemiz gerekir. Gücü sınırlamak üzerinde düşünürken gücü elinde tutan kesimleri öncelikle doğru tanımlamak gerekir... Günümüz demokrasilerinde güç genellikle belirli kesimler elinde toplanmıştır. Bunlar; 1- Siyasal güç odağı: Siyasal iktidar (hükümet) ve siyasal iktidarın emrinde olan, bilgi ve teknokrasi gücünü elinde tutan bürokrasi, 2- Parasal güç odağı: Büyük zenginler ve onların oluşturdukları sivi örgütelenmeler dernekler ve birlikler... 3- Silahlı güç odağı: Ordu, polis.. 4- Çalışan kesimin emeğin gücünü temsil eden işçi sendikaları, 5- İletişim ve kamuoyunu etkileme gücünü elinde bulunduran medya (özellikle, gazeteler ve televizyon), Günümüz demokrasilerinde gerçekte bu güç odaklarının hakimiyeti geçerlidir... "halkın gücü", "Seçim Sandıkaları", " Hakimiyet milletindir" deyişleri laftan öteye gitmeyen.., Oscar Wilde’in vurguladığı gibi... Başka insanların düşüncelerini yansıttıklarının bile farkına varmaksızın, tek bir an için dahi kendileri olmayarak, evcil hayvanlar gibi yaşamaktan, tatsız tuzsuz bir rahatlık içinde sürdürülen bağımlı ve uyumlu bir yaşamdan öteye bir anlam ifade etmemektedir. Bence İyi bir sosyal düzende yaşamak ve yozlaşmamak istiyorsak her anlamda Özgür olmak, İnsanların Düşünsel yeteneklerini, Düşüncelerindeki uyumsuzluklarını özgür bırakmak ... Güçü ve Otoriteyi Sınırlandırabilmek gereklidir... Çünkü sınırsız güç tehlikelidir... *tna

Ben ilk cevabımı aldım bile... Hangi görüş, inanç ve düşünceden olursak olalım... Kendimizi de sorgulamayı öğenmeli ... Ve bunu ortak değerlerimizi ayrımsız göz önünde tutarak yapabilme becerisini kazanmalıyız... teşekkürler 'KesKiNkAleM' Konunun şu ana kadar açılımında katkısı olan tüm arkadaşlarıma... sevgiler saygılar...

Evet ne zaman bitecek?... Cevabının duyarlı, tutarlı olarak verilmesi ... Hepimizin ortak yararı ve çıkarı için en kısa zamanda yanıtının bulunması gereken önemli bir soru bence.?...

İlginç... bir... Yazı ilgiyle okudum... ve beğendim... Teşekkürler 'Alkım Saygın'

Size ne denmek istendiğini siz anladınız aslında.... Karşılıklı gereksiz polemiklere girip uzatmanın kimseye bir yararı olacağını sanmıyorum... benden de size sevgiler ve saygılar...

sevgili 'hayal_et' ; "sevgili kitap okurlar" kelimeleri dışındakileri görmemezlikten gelerek san ne kadar da haklısın dememiz gerekiyor... Evet çok haklısın sevgili 'hayal_et' kitap bolumu bom bos .... Ama ..Ama...ama sevgili 'hayal_et'... Sende dahil hepimizi rencide edecek başka cümlelerinde varlığı altında nasıl olacakta seninle birlikte kitapları tartışabileceğiz... Nasıl bir yönledirmedir, nasıl bir yaklaşımdır bu sence insanları oyunlardan çıkaracak olan... İstersen birbirimize sitem etmeyi bırakalımda kitaplar bölümüne ilgi çekici ve kalıcı emeğimizi harcayalım... Sonra yinede ilgilenmezlerse "eh ne yapalım canınız sağ olsun o kadar da emek harcamıştık ama" diyebilme şansımız olsun... Ne dersin bi yerinden başlasak mı acaba.?..

"cevabını Umarım almışsındır." ifadeniz havada kalıyor ne yazık ki !.. Çünkü;Başlık yazısı Web Sitem ve ikinci iletinizde Web Sitem muhatap aldığınız düşünce ve insanlara yaklaşımınız orada kanıt olarak durduğu müddetce, üstüne kendinizi haklı çıkarmak adına hangi savunmayı yaparsanız yapın anlaşılmayı beklememelisiniz... Bakın bu konuda sizinle aynı düşüncedeyim...Ama görüyorsunuz ki eğer siz karşınızdakilere; Cümlelerinde yer alan komik olmaya çalışan yaklaşımları gösterdiğinizde başkalarıda sizin yaptığınız gibi maksadı aşarak sizin gibi davranabiliyorlar... Ve sizin de dediğiniz gibi ; "anlatılmak istenen de buydu zaten." *** Ne yaptığınızı kavramanız... Ne olursa olsun kendinizi haklı çıkartma çabası ve telaşıyla "Cevaplar üretmeye çalışmanız değil..." ***

Hangi ulus komünist bir rejimle yönetilmiş...? Ben komünizmin tam anlamıyla uygulandığı bir toplum modelini hiç duymadım... Bu bir... İkincisi hangi ulus Kapitalist rejimin uygulamalarından ve ortaya çıkan sonuçlarından memnun?.. Sorular iyi güzelde konu hakkında yetersiz, kulaktan dolma bilgi ve probagandalar sonucu yapılan ön kabuller, uygulanamamış bir şeyden memnun olma yada olmama sonucunu doğurabiliyor... Bu da trajikomik bir noktaya getiriyor hepimizi...

Başlığı açan kendi çapında iddialı arkadaşımızın, aslında kendisi için önemli gördüğü ve bir bölümünü kendi görüşleriymiş gibi aktardığı tartışmanın tamamını okuyup bilgilenmek istiyorsanız aşağıdaki linkleri kullanabilirsiniz... Yabancı dili olan arkadaşlarda ikinci linkten Anthony Flew hakkında geniş bir bilgi edinebilirler... http://cevaplar.wordpress.com/2006/09/28/m...e-bir-tartisma/ http://en.wikipedia.org/wiki/Anthony_Flew Başkalarının emeğini görüş ve düşüncelerini kullanarak ahkam kesmenin ulaşacağı basit duruş, O kişilere "nerdesiniz sesiniz soluğunuz çıkmıyor " cümlelerini yazdırabiliyor... Üç kuruşluk aklımızı bile kullanamıyoruz, insanlarla alay etmeye çalışarak kendi zaaflarını tamin etmeye çalışmanın basit kişiliklerin geliştirdiği mizah anlayışı olduğunu kavrayabilmek için... Üstelik Ateistlik ve Anthony Flew hakkında bu kadar yetersiz bir bigiye sahip olduğu yazdıklarında buram buram kokarken... Hatta Cat Stevens hakkında bile... " My lady D'arbanville " den haberi var mı acaba?... Bilgi birikimini sınamak amaçlı bilinçli olarak yukarıda yapılan tuzak hatayı bulup çıkarabilecek mi merak ediyorum?.. *tna

sizlerle aynı görüşteyim... *tna

Bende salt yazarları değil kitapları okurum... İlgi alanıma giren her konu için her farklı görüşü içeren kitapları okumak gerektiğine inanıyorum... Böyle yapmaya çalışmanın, "aklım ve düşüncelerimin tutarlı olduğu kadar sorumlu olduğum bu yaşamda" kendimi ve sorumluluklarımı geliştirme anlamında oldukca fazla yararını gördüm... Ayrıca formumuzun e-Kitap bölümünü hiç ziyaret ettiniz mi? Açıldığından bu yana çok az geliştiğini ve forum üyelerinin çok az katkıda bulunduğunu hiç farkettiniz mi? Bence elbirliğiyle gelişmesine katkıda bulunacak paylaşımları yapmamızda hepimizin kültürel açılımı için yarar var... Umuyorum elimizdeki e-kitaplarımızı o bölümde yayınlayarak, karşılıklı birbirimizi okumaya yönlendirmek açısından paylaşımlarımız artar... tna

Hoş geldin taurus* bakıyorum üstad olmuşsun...Hayırlı olsun... Bu arada Aşağıdaki linkteki farid farjad'ın albümünü indirmeyi sakın unutma http://www.turkish-media.com/forum/index.p...st&p=384176 rar şifresi bir üstteki iletide veriliyor... sevgiler... *tna

Konumu zaten fettullah gülen.... İRTİCA...CIA ve >> FETULLAH GÜLEN ve bir gerçek daha var...Bu sözleri söyleyen A.N.Sezer değil F.Gülen... o nedenle varsayımlarla değil...Yaşadığımız gerçeklerle hareket edilmesi, adı geçen şahsın söylediklerinin, davranış ve yaklaşımlarının gözler önüne serilmesi çok doğal... yine o nedenle gerçekleri saptırmak amaçlı "Bir şey sorsam" yaklaşımlarının hiç bir anlamı yok... ve yine aynı nedenle "ne diyeceksiniz" demenizin de bir anlamı olamaz.!..

inançlarına verdiği değeri öne çıkaran bu yaklaşımını saygıyla karşılıyorum... İster aynı şeylere inanalım, isterse değer yargılarımız ayrı olsun, yüce kabul ettiğimiz her değerle ilgili onun değerini ortaya çıkaracak ilkeli davranışlar göz ardı edilemeyecek kadar önemlidir... Haklı çıkmak değil haklı kalabilmek önemlidir yaklaşımını gösteren etik ve ilkeli tavrını önemsiyor... bende sevgi ve saygılarımı yolluyorum *tna

Evet, elbette.... ama yukarıda yapılan gibi olmamalı.... Önce; "Sevgili arkadaşlar.. İsterseniz bahsi geçen bilim adamlarının seceresinide çıkarayım.." deyip... ardından; " varsa suç dosyalarını, vukuatlı nüfus örneklerini falan isteyelim.." yaklaşımlarıyla sulandrmaya kalkarak hiç değil... Aslında olması gereken; ciddiye alınarak araştırılan bir konuda çıkan sonuçlarda ki kuşkuları oratadan kaldıracak yaklaşımları göstermek... İnsanlar ettikleri lafın, söyledikleri sözlerin, yazdıkları yazıların, açtıkları başlıkların arkasında durmalı... İnançları gereği kuran gibi değerli bir kitapla ilgili böylesine ucuz pazarlama ve reklam yaklaşımları üretip ardından konuyu sulandırmaya kalkarak olmamalı ciddi yaklaşım, açıklama ve inançlar..!

Değerli arkadaşım sevgili 'sardunyam'; Genelde, açılan başlıktaki yazıyı diğer yazılanları okumadan üzerimde bıraktığı etkiyi tartmaya ve varsa bana ters gelen taraflarını sorgulamaya çalışırım... Yine aynı yaklaşımla yazılanları okudum ve Kimmiş bu batılı aydınlar diye internette bir sorgulama yaptım... Burada iyice anlaşılması için belirtmek istiyorum... Benim sorguladığım kimlerin bu konuda ne söyledikleri değil,söylediklerine de itiraz etmiyorum... Benim için çelişkili duran nokta; bilimin ortaya çıkardığı sonuçlara çoğu kez karşı duran yada onun sonuçlarını kendi doğruluğunu desteklemek amaçlı çarpıtarak sunumlarda bulunan teist anlayışın, neden yine aynı yaklaşımla gerçekte bilim insanı olup olmadıkları kanıtlanamayacak, " ilgilenmeyen, sorgulamayan yada konunun dışında olanların bilemeyeceği " kişiler kaynak gösterilerek teist inanışta olan insanların en önemli değerleri sanki ihtiyaç varmış gibi ucuz pazarlık ve reklam anlayışı içine sokularak kanıtlar üretilmeye çalışılması... İnternette bir sorgulama yaptım demiştim...Ulaştığım sonuç ....Adı geçen bilim adamları hakkında türk sitelerinde bu yazının aynını verenler hariç, bu bilim adamları hakkında hiçbir yabancı sitede "yukarıda yazılan yazıda yazılışlarının aynı olmak kaydıyla" adlarına, onlarla ilgili detaylı bir bilgiye ulaşamadım... Sevgili Sardunya bende senin gibi emeğe saygı duyan insanlardanım... Ama bu saygının değer bulması için üretlen değerlerin insana ve onun yaşamına gerçek anlamda artı değerler katmasıda gerekir.... O nedenle benim eksik sorgulama yaptımı kabul ederek adı geçen bu bilim adamlarının kim... Hangi çalışma ve vasıflarıyla bilim adamı olduklarını... Hangi bilim dalında eğitim gördüklerini... sorgular, araştırır ve bu sayfalarda bizlerin bilgisine sunarsan sevinirim... Bilirsin Gerçeklerin herzaman ortaya çıkıvermek gibi kötü alışkanlıkları vardır... Bu nedenle her yazılanı işimize gelse bile hemen kabul etmek yerine... Araştırıp,sorgulayıp, kesinliğini, doğruluğunu kendi gözlemlerimiz sonucu test ettikten sonra bilgi, görgü ve tecrübe dağarcığımıza katmak peşin kabulden herzaman daha iyidir... Bu nedenle ulaşamadığım doğru sonuçlara ulaşır ve paylaşırsan hepimizin yararına olur diye düşünüyorum... Sana sevgilerimi, selamlarımı ve saygılarımı yolluyorum... *tna

Fethullah Gülen, bastan sona bir Amerikan operasyonudur.Yeni Dünya Düzeni'nin Türkiye'ye dayattigi mafya-Gladyo-tarikat sisteminin bir parçasidir. Gülen'in önemi, ABD'nin Yesil Kusak projesinde üstlendigi rolden kaynaklanmaktadir. Saidi Nursi müridligiyle Erzurum'dan yola çikan İlkokulu disaridan bitirmis, vaaz verirken aglayip, bayilan, Cumhuriyet Devrimi ve Atatürk'e kinle dolu, bu gezici vaizin , New York-Vatikan-Kudüs hattina tasiyan sihirli güç, "büyük müttefikimiz"dir. Fethullah Gülen'i Ahlat'tan simdi bulundugu Pennsylvania'ya uçuran süpürge, CIA tarafindan imal edilmistir. Aslında Fethullah Gülen, ABD'yle iliskilerini gizlemeye gerek de görmüyor. Aksine bu iliskiyi güçlülügünün bir kaniti olarak kullaniyor. Kendi tarikatina ait Zaman gazetesinin 4 Eylül 1997 tarihli sayisinda Bati ile iliskiler hakkinda su degerlendirmeleri yapiyor: "Bu manada inanmis bir insanin Bati karsisinda, Bati'yla entegrasyon karsisinda, Amerika'yla entegrasyon karsisinda olmasi katiyyen düsünülemez." Nevval Sevindi'nin Sabah Kitaplari'ndan çikan, "Fethullah Gülen İle New York Sohbeti" nde ABD emperyalizmiyle Nur tarikatinin bagi, açikça dile getiriliyor. İste kitaptan bazi seçmeler: "Amerika su andaki konum ve gücüyle bütün dünyaya kumanda edebilir. Bütün dünyada yapilacak isler buradan idare edilebilir. Amerika hala bu dünya gemisinin dümeninde oturan bir milletin adidir." (s. 6) "Amerika daha uzun zaman dünyanin kaderinde çok önemli rol oynayacaktir. Bu realite kabul edilmeli.Amerika gözardi edilerek surada burada bir is yapilmamaya kalkilmamali." (s.7) "Amerikalilar istemezlerse kimseye dünyanin degisik yerlerinden hiçbir is yaptirmazlar. simdi bazi gönüllü kuruluslar dünya ile entegrasyon adina gidip dünyanin degisik yerlerinde okullar açiyorlarsa, bu itibarla,mesela Amerika ile çatistiginiz sürece bu projelerin gerçeklestirilmesi mümkün olmaz." (s.8) "Amerika ile iyi geçinmezseniz isinizi bozarlar. Amerika'nin bize yarim arpa kadar sadece bizim menfaatimize destegi yoktur. Buna ragmen surada bulunmamiza izin veriyorsa, bu bizim için bir avantajsa,bu avantaji sagliyor demektir." (s.9) İrticayı çok iyi anladığını sanan , " İRTİCAYI BU KAYNAKTAN OKUYUP ÖĞRENMLİSİN DİYEREK AHKAM KESEN" aslında irticai davranış, düşünce ve yaklaşımları benimsemiş çok bilmiş arkadaşa, bu yukarıdaki sözlerinde Fetullah Gülen'e ait olduğu... İnsanların onun sandığı gibi boş olmadıkları bir çok kaynaktan bu konuyu araştırdıkları ...DUYURULUR.... Çok bilmişlik yapıp alıntı yapığı yazıların birebir bu forum sayfalarında çok daha önceden tartışılığı gerçeğini anlaması için, forumun arama motoruna girip forumu bir taraması ve kimlerin bu konuda neler söyleyip neler yazdığını araştırması tavsiye olunur... Belki o zaman açtığı başlığa neden hiç yanıt gelmediği..?; " özelimden ahkam kestiği için yazmak zorunda kaldığım" bu yazıdan başka hiç yanıt yazılmadığını anlamış olur... *tna

Atatürk döneminde sindirilen ve 1945'e dek ülkenin yazgısını etkileyebilecek güçten yoksun bulunan dinsel gericilik,1945 yılından başlayarak ABD güdümünde devlet eliyle beslenmiş ve palazlandırılmıştır. Amerika'ya kökten karşıt söylevler çekip Amerikan bayraklarını yakan ve Amerika'yı En Büyük Şeytan olarak niteleyen ikiyüzlü din ağalarının, gerçekte Amerika'nın en sadık işbirlikçileri olduğu gerçeğini onların ajitasyonu ile hareket eden herkesin anlaması gerekli... Bu konuyu ele alıp işleyen Cengiz Özakıncı'nın "Türkiye'de İrtica ve Emperyalizm" kitabını herkesin alıp okumasını önemle tavsiye ediyorum... Cengiz Özakıncı bu çalışmasında, Amerikan emperyalizminin ülkemizde maşa olarak kullanıklandıkları, "maddi ve manevi çıkarları için her şeyi yapabilecek ikiyüzlü din ağalarının" gerçekte Amerika'nın en sadık işbirlikçileri olduğu gerçeğini yadsınması olanaksız belgelerle gözler önüne sermektedir. tna

Tarikat ve cemaatlerin toplum modelini oluşturdukları hiçbir ülkede çağdaş demokrasi kurulamaz... Ne kadar seçim yapılırsa yapılsın nafiledir,eksiktir, sorunludur, bugün içinde bulunduğumuz durumun ta kendisidir... Oysa çağdaş Demokrasiler 'insan, kişi, birey, yurttaş' rejimidir... 'Kul' ya da 'mümin' rejimi değildir!... "LAİKLİK" ilkesi de din ve devlet işlerinde bu ayrımı belirleyen ve bu günkü çağdaş anlamda demokrasilerin önemle korunması gereken olmazsa olmaz ilkesidir... *tna

RESİM KOYSAYDIN TEŞEKKÜR EDECEKTİM MARTİ... RESMİ BUL KOY SANA EŞEKKÜR EDİCEM.... SELAMLAR.. TNA

KARAR SİZİN...

iLGİNÇ VE OLDUKÇA PAHALI BİR TASARIM... YORUM SİZİN

Sizin görüşlerinizi paylaşmıyorlar, sizin gibi düşünmüyorlar diye farklı görüş düşünce ve iddiada olan kişilere yukarıdaki satırlarda örneklediğiniz yakışıksız hitap ve tahammülsüzlüğünüz, yine sizin düşünce ekseninizde hangi sınıfa giriyor...? İnsanların haysiyetlerini ele alıp değerlenirirken haysiyetli yaklaşım ve ifadelerde bulunmayı da öğrenmeniz gerekli... Bence sizin her koşulda sizden farklı düşünüp davransalarda onları anlamaya çalışıp saygılı davranmayı da öğrenmeniz gerekli... Eğer bu yönde kendinizi eğitip doğru yönde geliştiremezseniz .., tahammülsüz ve saygının "S" sini bilmeyen bir yaşamı sürdürmeye devam edeceksiniz... tna

Kayıt dışı ekonomi dağ gibi ortalıkta... Hemde dimdik sırıtarak duruyor... Şöyle çevrnize bir bakın en yakınlarınız , yada komşularınız, yada yolda yürürken , yada herhangi bir fırsatta çevrenize alıcı gözlerle baktığınızda neler görüyorsunuz... Ama aklınıza hangi parasal ilişki gelirse... gelin biraz daha DİKKATLİ BAKIN... NE GÖRÜYORSUNUZ... Malesef ben yada sizler bütün bu gördüklerimiz karşısında ne yapıyoruz... Ne apabiliyoruz... Yaptıklarımızdan yada yapamadıklarımızdan ne kadar mutlu ve huzurluyuz... Gazetenin bahsettiği gugucuğunda belirtiği anlamda ve ayrıca göz göre göre fırsatını yakaladıkca vergi kaçıranlar... Onların sıkıyı görünce birazda korkudan kayıt içinde hareket edenleri... oysa korkusuzlar hala malı götürmeye devam ediyorlar... Malesef kara para ve kayıt dışı yani vergi kaydı olmadan para kazananlar ile faturasz mal satanlar...yada fiş kesmeden mal satan yada alan bizler hala bir arada ve yan yana yürüyor ve ekonomik sıkıntıdan her dem şikayette bulunuyoruz... Ayrıca eşitlik ilkeleri içerisinde vergisini toplayamayan devletin vergi ödeyenlerin tepesine dört kez daha fazla binmesine ne demeli...? Vergi ödeyen bu milletin bu tasarruflarını miras yedi tavrıyla öncelik sırasını gözetmeden kullanan, bal tutan parmağını yalar çakallığıyla her dönemin iktidar olanlarının ona buna çektikleri peşkeşlere yada bu amaçla göz yummalarına ve ülke kazancını yani milli geliri adil olarak dağıtamayan sosyal olmaktan uzak devlet yönetimi zihniyetine ne demeliyiz...? Haketmediklerimiz için dert yanmadan, hakettiğimiz bu sonuçlar karşısında bir an önce sorumluluk duyan vatandaşlık duyarlılığını ulusca kazanmamız gerekiyor... Doğruları uygulayan ve onlara sonuna kadar sahip çıkan çoğunluk olamadan hiç bir şey olmuyor çünkü... Siz sustukca,göz yumdukca, ses çıkarmadan işbirliği yaptıkca sıra elbet ve muhakkak sizde geliyor çünkü; Bana dokunmayan yılan bin yaşasın derken, sizi sokmasa bile en yakınlarınızı soktuğunda iş işten çoktaaan geçmiş oluyor çünkü; tna