alamet-i farika tarafından postalanan herşey
-
Ha ha ha ha ha hapşuuuuuu
çörek otu değil kız tere otu o... çörek miydi be yoksa? yok yok tere o tere... azcık da şey at, elma kabuğu, tadı daha çekilir oluyo...
-
ibrahim tatlıses - fosforlu cevriyem
yahu arkadaşlar ve dahi kardeşlerim... İbrahim Tatlıses iyidir evet... ve engin bilgi deryamı sizlerle paylaşmak benim için keyiftir buna da evet... eğer devam etmemi istediğiniz yazı dizisi ya da yeni konular filan varsa, çekinmeyin...
-
ibrahim tatlıses - fosforlu cevriyem
peki ya beyaz gül kırmızı gül efsanesi... ulan hangimizin bu şarkıyla ilgili bi anısı, bi macerası, bilemedin bi anektodu yok ki?
-
ibrahim tatlıses - fosforlu cevriyem
hey gidi günler hey.. belki de ibomuzun çıkardığı en son ibrahim tatlıses albümüdür.. sonrasında kendisiyle uzun süre aynı yolda kalmak için mücadele verdiysek de, bilahare ayırmak zorunda kaldık.. sevenlerine saygımız sonsuz, fakat o günlerde ibo dinlemiş insanlar ne demek istediğimi anlayacaklardır.. kısa keselim, 1989 çıkışlı bu güzide albümün içeriğine geçelim.. malesef neresi olduğunu bilmediğim bir kadınlar matinesinde kaydedilmiş canlı performanstır, bilebildiğim kadarıyla da ibrahim tatlıses diskografisinin tek live albümüdür.. takribi üç defa -kaset eskimesi nedeniyle- kendim, bir 50 kadar da evdeki benden yaşça küçük kuzenlere ve alamancı akrabalara aldırmışlığım vardır, o radde hastasıyım.. geçenlerde bir mega müzik markette karşılaştık kendisinin cd editionu ile, low price olduğunu üzülerek gördüm, hemmen aldım, geldim, harddiski bol buldum da 320 kbps sample eyledim, atıverdim arşive.. playlist diyorlar şimdi, onu da yazıverelim, her türlü infosuyla birlikte, belki arada göze tanıdık isimler çarpar (1989 dedim bak): 1 - fosforlu cevriyem (5:30), söz - müzik: zeki duygulu 2 - sizi nasıl özledim (2:56), söz - müzik: rüştü demirci 3 - aşıksın (4:43), söz: selahattin sarıkaya, müzik: aydın aydınlık 4 - uzun hava - dergâh senden (1:37), söz - müzik: ibrahim tatlıses 5 - sarhoşam oy oy oy (3:45), söz - müzik: ibrahim terzi 6 - ben de bir insan oğluyum (2:47) (meşhurr "hazırmıyıs?!" repliği ilk bunun başında geçmiştir), söz - müzik: aşık mahsuni şerif 7 - yeşil yeşil (5:52), söz: cemal ışıkhan, müzik: mustafa keser 8 - esmerin adı oya (3:53), söz: azer bülbül, müzik: atalay keskin 9 - kadifeden kesesi (4:14), söz - müzik: anonim 10 - canım dediklerim (5:02), söz: ali tekintüre, müzik: yavuz taner 11 - beyaz gül kırmızı gül (4:27), söz - müzik: mehmet özbek 12 - ya ley (4:58), arapça, kimdiri nediri bulunmamakta 13 - aşkımsın sevdalımsın (5:06), söz - müzik: ibrahim tatlıses şimdi albümden şahsım adına en önemli, en güzel parçayı nakşedelim, döktürmüş ali tekintüre abimiz, tabi yavuz taner böyle bestelemese, ibo da böyle söylemese şiir gibi okunduğunda aynı etkiyi vermeyecektir, edinelim, dinleyelim: canım dediklerim (all lyrics) canım dediklerim canımı aldı, ah gönül sarayımı yıkıp gittiler bu mutsuz yaşantım onlardan kaldı beni sevdiğime pişman ettiler bu mutsuz yaşantım onlardan kaldı beni bu günümden dünden ettiler beni doğduğuma beni sevdiğime pişman ettiler haykırsam dünyaya ettiklerini yine anlatamam çektiklerimi tanrım zalim yapmış sevdiklerimi beni bu günümden dünden ettiler beni sevdiğime pişman ettiler tanrım zalim yapmış sevdiklerimi beni doğduğuma pişman ettiler beni sevdiğime pişman ettiler ben dertli değildim yaşarken oldum bu kötü kaderi sonradan buldum aldana aldana ömrümden oldum beni bu günümden dünden ettiler beni sevdiğime pişman ettiler "teşekkürler çok sağolun evet, ne istiyorsunuz? gel!"
-
Two And A Half Men
alamet-i farika şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Televizyon Dizi Videoları (Yerli veya Yabancı)ama ne olursa olsun, Berta benim için ideal kadındır. Evin sivri dilli hizmetçisi rolünü Emmy'e aday olabilecek kadar iyi kotarmış,süper bi kadınıdr. bu arada şu an itibariyle farkettim ki dizideki tüm kadımlar dominant,sivri dilli ve edepsiz... allahım kadın dünyasının ütopyası,neverland... gerçi 2.sezon bölümlerinde megan fox'u gördüğümü hatırlıyorum... hayır olamaz... ama her yerde karşıma çıkmasa bu kadın
-
Huysuzum evet - Şehir ve Ülke Tanıtımları
* ama bi admin ne iş yapar,üyelerini destekler,arka çıkar,yüreklendirir... ama böle annelik mevzusundan soğutmaz di mi ya patron? ** bikerem benim çocuğum muhtemelen saçı çekilen değil çeken hatta çekip tüpüren,zillere basıp kaçan olacak,olmalı,benim çocuum olmalı... ***devamını bekliyoruz derken huysuzlukların devamını kastediyosanız, hiiiçç şüpheniz olmasın efem...
-
Ülkemizde Hukukun üstünlüğünden söz edilebilir mi?
Hukuk öyle uzaktan uzaktan ilgi duyduğum bi konudur aslına bakarsanız. bi de yine uzaktan yük.lis. tezi konumu da ısırdığından belki,(evet yük.lisans yaptım ben ve bu durum aslında asabi ve kalın kafalı ayrıca da huysuz olduğum gerçeğini değiştirmiyor tabi okur kitle...) Bence bu mevzuya tümden gelerek yaklaşırsak türkiye'de hukuk ve üstünlüğü konusunda ahkam kesebiliriz kanaatindeyim ben... TDK hukuk için şu açıklamayı yapıyor : Toplum yasamini duzenlemek icin, uygulanmasi devlet tarafindan yaptirima baglanmis kurallar bicimidir. daha da açmak gerekirse : Belirli bir zamanda belirli bir toplumdaki ilişkileri düzenleyen ve uyulması devlet zoruna (müeyyide) bağlanmış kurallar bütünüdür diyebilirmişiz Hürmetli wikipedia'nın buyruğuyla... burdan da şu tanıma ihtiyaç duyuyoruz haliyle devlet nedir? devlet :ortak bir hayatı ve kültürü paylaşan bir toplumda, bu toplumu düzenleme, bu topluma güvenlik, refah ve huzur sağlama amacını güden ve bu amaca yönelik olarak kanun koyma, bu kanunları uygulama, yargılama, cezalandırma gibi güçlere sahip olan kurumdur. ''cümlenin tamamı aptallara söylenir'' önermesinden yola çıkarak diyorum ki , hukuk üstünlüğü tartışılabilecek bir kavram değildir. Çünkü hukuk kurallarını dönemin egemen gücü,devlet anlayışı,hükümet güçleri belirler, dolayısıyla subjektiftir. bir kaç yüzyıl etkili olmuş hümanizma akımı etkisiyle oluşan bir hukuk biçimi aynı ülke aynı topraklar hemen hemen aynı insanlar için bir anda materyalist bir akıma dönüşebilir ve bu da üstünlüğü tartışmamak için bile yeter sebeptir kanaatindeyim. Yukarıdaki örnekler üzerinden daha anlaşılır olması sebebiyle gitmek gerekirse, Evren'in Hukuku Tayyibi bozuyor olabilir,dolayısıyla Tayyip kendi hukuk,düzen ya da devlet algısına göre yeni kurallar getirebilir,bunda öyle çok şaşıracak,şikayet edecek, ortalığı ayağa kaldıracak bi durum yoktur. Yarın Tayyip gider Fatih Ürek başbakan olur o da kabine gücünü kullanarak yılan dansını geleneksel dansımız ilan eder, her gelen turist kafilesine gerdan kırmak ve parmak döndürmek suretiyle selam veririz. Sistemdir tartışılması gereken... Arz-ı hörmet ederim.
-
Bayanlar çantanızda neler var?
telefon,uçak bileti artığı,sakız, makyaj çantası,parfüm,tarak,ıslak mendil,selpak mendil,şemsiye,gözlük,takı çantası,cüzdan,oy bu ne kalabalıkmış hakaten?
-
Huysuzum evet - Şehir ve Ülke Tanıtımları
ehueheu... yaw çetmestır beyciim ipinucu kaçmayacak gibi değil ki ne zaman yenilesem sayfayı bi ton bu postlardan çıkıyor. Kovayla mı döküyolar nedir? hayır neredeyse bu imnin efendim fennin kaynağı söylesinler oraya kuralım çadırı lakin ölümsüzlük otunu bulmadıkları sürece beni tatmin edebileceklerini sanmıyorum... ayrıca ben annamam, random mandom hayır rahatsızsanız söyleyin nedir ki? bakın yarın öbür gün anne olabilmeyi planlıyorum sigarayı bıraktım,iyi bi insan olabilmek için bi kaç ön çalışma yapıyorum lütfen beni Tepecikli zebercet kıvamına geri döndertmeyin... ayrıca o olmıyan-olmayan mevzusu da örnekti sadece, madem kendimizi türkçe anlatmak gayretindeyiz o vakit hata etmeyelim diil mi? (ahahahah... süper tartışma konusu çıktı burdan? (mevzu1: yaw sen kendine bak zebercet,dinime küfreden müslüman olsa...))
-
Huysuzum evet - Şehir ve Ülke Tanıtımları
-bi de ; olmıyan değil o-l-m-A-y-a-n ; Türkçe okunduğu gibi yazılmayan bir dildir.
-
Huysuzum evet - Şehir ve Ülke Tanıtımları
Yaw bi de bu postun tepesindeki reklamlara kim karar veriyor ya:( neden ben post yaptığımda zayıflama ilaçlarının reklamları pırtlıyo oralardan? bi ima mı var? hayır tamam az balıketli olabilirim lakin kıvrımlı kadınlar daha zeki oluyomuş biliyor muydunuz? yok mu böle başka bi reklam, şaraptır, rakıdır misal?
-
Huysuzum evet - Şehir ve Ülke Tanıtımları
Şimdi ben epeydir bi böle sosyolojik,politik mevzulara girmiyorumdur sizin de anladığınız üzere, yannış anlamasın yeni zevat, dişime göre kimseler kalmadı ondan ( bu da başka bi postun konusu olsun tabi, neden küstürüyosunuz kardeşim siz benim yarennerimi yaw?) Dediğim gibi aktif olarak sadece Blog'da boy gösteriyorum belki lakin 2004 yılından beri ölüm-kaza-seyahat gibi mücbir sebepten gayrı hemen hemen her gün tıkladım bu linki ayıptır söylemesi. Şu son zamanlarda ise artık forumun yeni yüzünden midir nedir bilmem ha bire bi Neyşınıl ceografik postları, böle bi uzak ülkelerin muhtelif bilgileri filan işgal eder oldu postların 90%sini. Ben Peru'ya Peru dememem krater göllerinde yüzmedikçe diyerek konuya olan yaklaşımımı da açık etmek istiyorum. Bu tip Wikipedia bilgileri buralarda güncel sayfaların arasında değil de başka bi linkte filan gösterilse daha şık olmaz mı? Sonuçta güncel,havadan sudan konular ve tartışma forumlrı için uğruyorum buralara ben... Ve evet huysuzum... Kıskanç değilim ama, valla
-
SAMATYA SERENADI
fotoğraflar da...
-
Being John Malkovich
ha bi de eve gelince baktım 11 değil 9 inçmiş topuklar, hakkını yemiyeyim nazlı yarimin...
-
Being John Malkovich
istanbul güzel ve huysuz bi kadın. hani evlenmeden önce binbir cilve ve naz ile güzelliğiyle kandırıyor insanı, evlenince de yahu ben ne b.k yedim diye diz dövdürtüyor
-
Being John Malkovich
yok ayol nerdeee? aşk maşk değil bu... rüya... bitti gitti bi istiklal turu sonrası oluşuverdi...
-
Being John Malkovich
Taşralı biri olarak eskiden beri korkardım ben İstanbul’dan, hoş hala korkuyorum da son 2 tur gidişimde bi haller oldu bana nedense.? İlk gittiğimde ki sene sene 97 filandı,hayal kırıklığına uğratmıştı beni şahaneleri,misalen ben Boğaz köprüsünü daha yüksek düşünmüştüm, sonra otobüsten indiğim yere otogar demiş olmaları filan bi acaibime gitmişti, lakin o vakitler yarı-manitam olan süper bi rehberim vardı ve suratımdaki memnuniyetsizliği farkedip beni doğrudan Rumelihisarına kahvaltıya götürmüştü, öyle bi afallamıştım ki,o sersemlikle akşam bana ilaçlı gazoz içirmesine gerek bile kalmamıştı ayıptır söylemesi. Sonrakiler hep iş için ve hep trafikte geçtiğinden bi sıkıntı bi ufunet bastıydı her seferinde İstanbul denilince bana... Zaten hep anlamsız gelirdi de böyle bi şehre bi adama bağlanır gibi bağlanmak (izmir ayrı) aldım ağzımın payını geçen hafta itibariyle. Hani liseli kızlar gibi böyle pıt pıt kalbim atarak ve bir dizi saçmalayarak efendime söyliim; sırf yanına duhul eyliyeceğim zat düz ayakkabı sevmiyor diye caanım sıcacık haşpapiisleri kapının arkasına atıp eziyet verici 11 inç topukları giymek suretiyle İstiklalin Cuma akşamı nehrine atılıverdim bir külkedisi edasıynan… Sonra O’nun yanında yürürken birden aslına bakarsanız o insan nehrinin bünyede nası bi hararet uyandırdığının farkına vardım, dolayısıyla NAZLI yarin en yüksek yeri 1.90 olan yamacına daha da bi sığınmanın bendenizi nasıl da bi huzura doğru sürüklediğini filan farkettim ; Sonra beni taşikardı komasına sokan şeyin 7.bardak çay değil de yanağıma değen küskün bi nefes olduğunu filan... Aslına bakarsanız daha da başka bi yerini göremedim İstanbul’un yani şahsınızın eskortluğunda lakin tekrar gitmeme sebep aramaya gerek kalmadı işte tuhaf bi şekilde... Neyse ne; diyeceğim şudur ki : Gitme ki İstanbul ‘ da gitmesin...
-
MÜLKİYET HIRSIZLIKTIR !?
biri beni çağırmışş... evet;mülkiyet hırsızlıktır. önerme ünlü anarşist filozof Proudhon'a aittir. Kendi sorduğu Mülkiyet nedir sorusuna yine kendi verdiği cevaptır. Aslına bakarsanız ilk söyleyen de Proudhon değildir ama kendisi meşhur etmiştir bu önermeyi. Proudhon'a göre hiçkimse hiçbir şeye sahip değildir ve sahip olamaz da. çünkü doğada her bir varlık özgürdür, hiçkimsenin mülkiyeti değildir. insan, doğanın hakimi değildir; insan, doğanın bir parçasıdır. mülkiyet sahibi olanlar, kendilerinin olmayan bir şeyi alıkoyduklarından doğaya karşı çıkıyorlar ve hırsızlık yapıyorlar demektir. Ben aslına bakarsanız mevzuya daha tasavvufi açıdan bakarak durum güncelleme kutucuğuma yazmıştım. Koyu renkle yazılmış kısmı bi daha okursanız ne demek istediğimi daha iyi anlayabilirsiniz sanırım. Yani ekonomik görüşünüzün yazdıklarınıza binayen liberal-kapitalist olduğu kanısına vardım dolayısıyla sizinle bu başlık altında ve bu minval üzerinden bir tartışmaya girmek abesle iştigal olacaktır. ama çok istiyorsanız-ve görüyorum ki üşenmiyorsunuz- kapitalizm vs. sosyalizm gibi bi başlık açın amanın orda sabahlar olmasın Eminim ki bu önermenin de yeri gelecektir o başlıkta hatta.Kaldı ki bu önermenin babası burjuvanın filozofu olarak anılır korkmayın bi şekilde sizin de gönlünüzü alır. özet olarak şöyle der : Mesele özel mülkiyeti ortadan kaldırmak değil, onu zararsız hale getirmek, onu herkese açık tutmaktır.Özel mülkiyetin çalışmadan kazanç sağlamasını eleştirmektedir.Kira, rant, faiz, kâr, iskonto, komisyon gibi emeksiz gelirlere, imtiyaz ve tekellerin sağladığı haksız kazançlara karşıdır. Arz-ı hörmet eder ellerinizden buus ederim...
-
Babamı Kaybettim, Hükümsüzdür...
şanslı-şansız gruptanım ben bana aşık bildiğim ilk kişi "baba" ''en aşık adam bile hayatından her an gidebilir''i kafama çakan adam "baba" ne olursa olsun, ne kadar uzağa giderse gitsin "dönen" "tekrar aşık olan" baba sert çizgilerimin, ayakta durmalarımın, düşünce kalkmamın, doğru bildiğime gitmemin, düşünce ağlamamamın, ilk taşı kendime atmamın mimarı baba... Giderse ne yapacağımı öğretmemiş adam baba En geçilmez sevgili, baba
-
Babamı Kaybettim, Hükümsüzdür...
belkim bir kertenkeleydim **** edilmiş bir yağmurun serini bir güzelin çirkiniydim çirkinlerin en güzeli yeşil koşsa güneşlerin gölgesi ben en hızlı yeşiliydim kurbağa yarışlarında annemin çatal matal kaç çataldım kimbilir bin dereden bir kendimi getirdim haydan gelip huya giden bir huysuz heyheyler içinde bir heydim belkim yedi belkim sekiz belaydım düdük çalar hırsızlanmış polisler ben korkudan üstlerime işerdim üç yıldızlı bir albaydı gökyüzü karşısında önüm açık gezerdim ağzı bozuk meymenetsiz bir ozan rus cenginde cağanozdum bir zaman iki gözüm iki koltuk-eviydi mavilerim bir miyobun koynunda kendi düşen köyler kentler ağlamaz sur dısında ben oturur ağlardım ekmek diye bağrışırdı bebeler elma derler ben ortaya çıkardım ağıtlarla kutlanırdı isa - doğdu gecesi fil dişinden bir kuleydim yıktım kendimi bilmem hangi keloğlanın fesiydim bir püskülsüz sümbülteber tohumu fesleğenler yaprak dökmüş şerrimden bir naraydım kimse bilmez nereden ya yakından ya uçmaktan gelirdim belkim ince belkim kalın bir sestim belkilerin kol gezdiği saatta belkim belki bile değildim
-
Babamı Kaybettim, Hükümsüzdür...
6 gündür kafamın içinde dönen bi şarkı var. 6 gündür kafamın içinde dönen kelimeler var, toparlayıp yazarsam iyi gelecek gibi... tam 2 yıl 2 ay boyunca babamın isminin yanına yakışmayan o hastalıkla dövüştüm ben... Zira babam kanser olamayacak kadar güçlü bi adamdı, girdiği her savaştan çatık kaşları ve kocaman göbeği ile ve kusursuz bi galibiyetle çıkmıştı...En çok da buna üzüldüm bizi bıraktığında,zira o hiç yanlış yapmayan, hiç yanılmayan, her şeyi bilendi, çok güçlüydü... Toktamış Ateşe benzer benim bababam-fiziksel olarak yani. Tabi aslen peri padişahıdır kendisi, öyle de olmak zorunda onun kızıyım ben çünkü... Bu gece ağlarken mezarınıza Tatlı bir ümitle bakmaya geldim Aziz ruhunuzun derinliğine Bir gözyaşı olup akmaya geldim 23 yaşında bi kız kardeşim var benim.en küçüğümüz dolayısıyla en kıymetlimiz. Onun doğumgününü seçti ölmek için. Önce kızdım dedim ki nasıl kaldıracak bu yükü daha çok küçük. Ama kıskandım sonra,kendini hatırlatmak için de onu seçmişti,gittiğimiz her yere onu da taşımamız için,suyu çekilmiş bir ırmak oldu şimdi... Kalanlar memnundur bu işinizden Ölüme gülerek gidişinizden Ben işte o sönmez ateşinizden Çalıp da kalbimi yakmaya geldim Son yarım saatiydi, anneme dışarı çık odadan çok kötü görünüyor böyle hatırlama babamı dedim, Geçen hafta Acil servisin kapısında iki büklüm olmuş otururken, kalk burdan şurdaki sandalyelere oturalım dedim, hadi biraz dışarı çıkalım hava al dedim, her seferinde aynı cevabı verdi, ben onu 30 yıldır yalnız bırakmadım şimdi hiç bırakmam dedi, son nefesini verirken elleri annemin avuçlarındaydı ve inanmazsınız gülüyordu... Gücünüz getirdi bize bu günü Sözlere sığmayan bu güzel ünü Ben de sizin gibi bir aşk gülünü Gencecik göğsüme takmaya geldim Bu kadar erken gitmeseydi... Babamın Yerine ikame edecek kimseler yok sen de biliyorsun ama bi kaç kez elim telefona gitti. benimle birlikte hastane bahçesinde oturabileceğini bildiğim tek kişi sendin. Arayamadım.Korktum.
-
avam ama idare et artık... çok içimden geldi...
yaw şarkı bu şarkı... gripin söyler... gripin müzik grubu;ilaç değil...
-
avam ama idare et artık... çok içimden geldi...
hadi topla yüzünü prenses üzülme katla hüznünü kaldir çekmecene bir yerlere sakla daha ömrünü tüketecek nice yaralarin olcak kabuklari düsecek yeniden kanayacak en sevdigin yalnizligini al geçir sirtina eserse hafiften hüzün, üsümezsin belki elmaciklarin islanir fena mi yanaklarin allanir agla, durma agla biraz ruhun cilalanir kirmak istiyor birak gitsin gitmek istiyor birak gitsin bir daha dönmesin ister yen, ister yenil daha gençsin ögreneceksin ister sev, ister sevil daha neler göreceksin ister yen, ister yenil daha gençsin ögreneceksin ister sev, ister sevil gençsin.... güzelsin... biri bunu yarım saatte bir kulağıma söyleyebilir mi? lütfen...
-
Saygı Duyulası adamlar No :3
yazmıyor insanın içine akıyor mirim... bak hele şuna : Tel Cambazının Tel Üstündeki Durumunu Anlatır Şiir Sizin alınız al inandım Morunuz mor inandım Tanrınız büyük âmenna Şiiriniz adamakıllı şiir Dumanı da caba Ama sizin adınız ne Benim dengemi bozmayınız Bütün ağaçlarla uyuşmuşum Kalabalık ha olmuş ha olmamış Sokaklarda yitirmiş cebimde bulmuşum Ama ağaçlar şöyleymiş Ama sokaklar böyleymiş Ama sizin adınız ne Benim dengemi bozmayınız Aşkım da değişebilir gerçeklerim de Pırıl pırıl dalgalı bir denize karşı Yangelmişim dizboyu sulara Hepinize iyi niyetle gülümsüyorum Hiçbirinizle döğüşemem Siz ne derseniz deyiniz Benim bir gizli bildiğim var Sizin alınız al inandım Sizin morunuz mor inandım Ben tam dünyaya göre Ben tam kendime göre Ama sizin adınız ne Benim dengemi bozmayınız
-
Saygı Duyulası adamlar No :3
İçinde olduğum halet-i ruhiyeden midir bilinmez ya da mevsimden midir bugün çok fenayım okur kitle, İş bu başlık okuması gereken kişi okuduktan 5 saniye sonra kendi kendini imha edecektir. Sonrasında hiçbirinizi tanımadığımı beyan edeceğimdir. Arz-ı Hörmet ederim... Sadece bu güzel adam sebebiyle Ankarayı seviyorum ben. Yine iş size düşecek okur kitle,biografisi kolay bulunur. Güzel adam : Turgut UYAR Cemal Süreyya'nın hakkında ''Öldüğü gün hepimizi işten attılar...'' diyerek belki de en güzel şekilde anlattığı adam. İnsanın canını yakan adam. Ama benim için herşeyi değiştiren şiirini buraya yazmak farzdır... ben ne güzel işerim güneşe karşı arkamda medrese duvarı önümde çarşı bir sürekli kaşınmadır yaşadığım törelere ve alışkanlığa karşı geldim gittim geldim bir şey bulamadım üzüldüğüme ve yorulduğuma karşı ah aklıma her şey gelir, her şey gelir doğan güne karşı batan güne karşı sözde kirlettiğimiz bütün her şey duruyor bak ne diyorum sana, ele güne karşı biz duralım biz sürekliyiz duralım durukluğa, tüberkiloza ve uranyuma karşı durduk, ateş besledi, kuşları sürekledi arkamız medrese duvarı önümüz çarşı güneşe güneşe karşı ve aşağıda alıntıladığım yazdıkları ile birazdan yapacağım telefon görüşmesine sebep olan adam... "yaşadığım çok kötü günler, yaşadığım anlardaki yoğunluğunu yitirdi. yaşadığım iyi günleri de unutmuşum. sonuç: anlamsız bir ortalama. neden de galiba hep tek başına yaşamaya zorlanmam. toplumsal düzen gereği, mutluluğu tek başına aramam. bin türlü (ve hala süren) hesaplı kargaşadan tek başına çıkabileceğim konusunda şartlandırılmam. benim için ve benim durumumda olanlar için nerden bakılsa önemli olan sonuçtur. anlık mutluluklar (mutsuzluklar birikir) birikmiyor."