Zıplanacak içerik

alamet-i farika

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

alamet-i farika tarafından postalanan herşey

  1. yakayım mı kendimi? ya da kendimi intihar edeyim mi? tiskindim valla yaw... nisan mayıs ayları gevşedi gönül yayları resmen... (bak hala devam ediyom utanmadan... )
  2. daha önce de sölemiştim yeri geldi diye tekrarlıyorum : 'Biz birbirimize parayla pulla değil sevgiyle bağlıyız...'' imza : yaşar usta... ''Ben o mercimek tanesini gazozlara diil gönüllere attım bikerem'' diyerek kendimden nefret etmek istiyorum ayrıca...
  3. ehueh... var ya ben de iletiyi postaladım soona gördüm... evet ben gazozunuza ilaç atmak niyetindeyim şahsen... ehue...
  4. yaw kismeler yok galba bizden başka.... yoksam korsan toplantı yapıyos diye mi ki ne? Admin bey'den destur mu alsaydık önce? neyse yaw...
  5. Yaw kaç senedir şu forumdayım,öle kendi halinde munis bi hanımım ,efendime söliim etliye sütlüye bulaşmadan bi kaç kelam ederim, hani bana şunu da yaptırdı ya bu menapoz denen şey;hadi bakalım hayırlısı... Efendim ben,Taylan abi,Alegria insanı ve Figarro pazar günü bi çay kaave içelim öeleden soona diyoruz... katılmak isteyen olursa ÖM marifeti ilen benden koordinatları alabilir. Başlığı antalyada ikamet edenler diye attım ama şehir sınırlamamız yok tabe, gelmek isteyen varsa buyursun gelsin. Sakin sakin böle oturup 2 çift laf edelim diyoruz,belki figgaro ve ben bir olup Taylancım beyi kızdırırz ya da yok yok kızdırmayız bu aralar küs bana zati... Ya biliyorum ; bahar geldi böle sosyal kelebek oldum ben yaw... Beni bu havalar mahvetti...
  6. alamet-i farika şurada yorum gönderdi alamet-i farika'nın blog başlığı içinde alamet-i farika
    yazının size ithaf edildiğinden yola çıkarsak... Sanırım bünyemde tepişip duran romantik insan şeysi bi anlam kazanır,gibi,sanki,heralde...
  7. alamet-i farika şurada yorum gönderdi alamet-i farika'nın blog başlığı içinde alamet-i farika
    efenim,kısa bi özet geçiim madem : kimse bi anı ile boy ölçüşemez,kendisininkiyle bile...
  8. alamet-i farika şurada yorum gönderdi Blanc Sombre'nın blog başlığı içinde Blanc Sombre "écrit"
    höyttt... foruma bahar gelmiş... herkesler bi hisli olmuş yaw...
  9. alamet-i farika şurada yorum gönderdi alamet-i farika'nın blog başlığı içinde alamet-i farika
    Domuzbağıcım bey, Bu arada bulokuma 100. incelemeyi postaladığınızı görmüş olup, alkış kıyamet,nümayiş,feveran ile sizi teprik ederim efem... Hedayenizi bilahare ileteceğim eğer öm marifeti ilen adres göndertirseniz... Arz-ı hörmet ederim...
  10. UY... Pek manalı olmuş yaw....
  11. alamet-i farika şurada yorum gönderdi alamet-i farika'nın blog başlığı içinde alamet-i farika
    yok yok... bu menapoza girmiş halim beyfendiciim... o sizin güselliğiniz...
  12. benim o ben.... yukardakilerin hepsiyim ben...
  13. alamet-i farika şurada yorum gönderdi alamet-i farika'nın blog başlığı içinde alamet-i farika
    o sizin güzelliğiniz... adı odisseus olan birine saygıda kusur etmem ben...
  14. İşte bakın sizinle lafa daldım,deneyimli üye oldum,kahretsin... hem yazmaya devam edince ayarım bozuluyo,su kaçırıyorum ben,şu hale bakın... verdiğim geçici rahatsızlık için önce taylan beyden soona forum entelijansiyasından özür dilerim...
  15. alamet-i farika şurada yorum gönderdi alamet-i farika'nın blog başlığı içinde alamet-i farika
    olur mu üstad öle şey.... hem onları yazan ben değilim bi arkadaşa bakıp çıkacam dediler,şifremi söledim, hattı zatında ben yapmadım miki yaptı
  16. alamet-i farika şurada bir blog başlığı gönderdi: alamet-i farika
    http://www.sarkidinleme.com/volkan-konak-h...dinim-r5753.htm bi aşk hikayesi anlatacağım size ben. Neden derseniz dün Taylan Bey abi ile yaptığımız taatlar sonucu benim yaşlı ve menapozlu bi insan olduğum ortaya çıktı ve daha önce de belirttiğim gibi ben artık romantik insan kalıbına sokmak niyetindeyim bünyemi... Eskiden beri etnik öğelerine önem veren bi insandım. Tabi bunda babamın koca kafalı bi yörük olmasının;biz küçükken kardeşim ve beni yeni açılmış TRT3 kanalına kilitleyerek zorla ''su gelir güldür güldür'' türküsünü dinletmesinin; bununla yetinmeyip türküyü ezberletip tüm akraba ortamında söyletmesinin de etkisi var illaki... Neyse ne; Üniversiteyi kazanır kazanmaz hem Sosyalleşme çarpması hem de ruhumdaki kültür fizik bulantısı hasebiyle kendimi halkoyunları kulübünün kapısının önünde buluverdim. Allahtan Güney Doğulu bi arkadaşla tanıştım da karşılıklı alışveriş teklifimi kabul edip bana gerçek halay nedir öğretti. Tabi sene 1997 (meraklısı için dip not: o zamanlar forumdaki aşık namzetlerimi ve siz hayran kitlemin %50.sini peşinden getiren eski sevgilileri tanımıyorum tabi,merak içindeki ey okuyucu; bu kısımdan sonrasını okumasanız da olur yani...) Ben hayatı Komunizmden,düş sokağı sakinlerinden ve yaşar kemalden ibaret sanıyorum, işte o yıllarda Tansu Çiller,Mustafa Sandal ve Orhan Pamuk bi tokat gibi patlıyor masum dimağımda... Bi de aşk : Ben sivilcelerimden,kendini şaşırmış saç kesimimden ve bi türlü büyümeyen göğüslerimden dolayı kendimi erkek dünyasında görünmez sanıyorum...aylardan ekim... ben temmuz 23 te hayatımın ilk aşkını yaşamışım; sevgilim abi dünyanın en yakışıklı adamı; bi de mis gibi kokuyo, bi de Bilkentte okuyo bense o despırıt halimle bilkentteki kızlarla nasıl baş edeyim?(şimdi gelseler hepsini tokatlarım o ayrı ) 1 ay geçmedi bu güsel abi, cinayetine bi yaz aşkı süsü verip beni ortada bıraktı tabi. Üstüne üstlük sıra arkadaşım Boğaziçini,arka sıradaki arkadaşım İstanbul Ünv.ni,ön sıradaki de Odtü'yü kazanmış ben Sül.Dem. Bi müddet görüşmedim tabi hiç biriyle, tam hatırlamıyorum belki onlar beni görmek istememişlerdir. Neyse ne soona bi de benim sosyal sorumluluk pisikopatlığım da var ya yarenler, hemen halk eğitim merkezine gittim. Dedim ben çok güsel oynarım; öyle köye kasabaya gideyim; buraların huylarını, oyunlarını da öğreneyim istiyorum bi el atın dedim. Yardım ettiler saolsunlar. Ispartadan 60 km mesafede bi kasabaya halkoyunları örtmeni olarak atadılar beni,hem lise hem ilk hem orta okul ben haftanın 2 günü gittim geldim oralara, gezdim tozdum zati çok eski bi rum köyüymüş mübadeleden sonra toros yörüklerini yerleştirmişler bu minvalde ben de bi taşla iki kuş vurup anneden gelen gavurluğumla babadan gelen yörüklüğümü cuk diye oturttum aralarına.... Gün geldi çattı,gösteri yapacaz önce malum kaymakama milli eğitim müdürüne filan soona güsel olursa valiyi çağıracaklar kasabanın çift şerit yolu yok emme bürokrasi full fors (tabi o zaman böyle anarşik bakamıyorum mevzuya; anlamıyorum ki bürokratik ilişkilerden van minüt...) ben de istiyorum ki canlı çalsın birilerini bulalım da...Burdur da müzik ört.liği bölümü var orda da bi arkadaş... Onun halk müziği yapan amatör bi grubu... Ulan ben ne anlatıyodum??? Ha aşk... Elinde viyola kutusuyla kavruk bi genci bana bakarken gördüğümü hatırlıyorum ilk . Öyle uzun boylu gösterişli değil. Kokusunu bile hatırlamıyorum.Ne de ne giydiğini,sadece yanına yaklaştığımda benim içime bakan bi çift kara göz hatırlıyorum,gözbebeklerinde kendimi gördüğüm... Sonra hep bana baktı gözlerini ayırmadan, ne zaman karşılaşsak hep bana baktı... sonraki 4 yıl önce sık sık sonra aralıklarla görüştük o çaldı ben oynadım,ben oynadım o bana baktı... Hep aynı düşleri kurmamıza ve aynı zamanlarda aynı şehirlerde aynı göğe bakmamıza rağmen bir türlü yanyana olamadık,yan yana denize bakamadık... Gösteriler bitti,onun okulu bitti,benim okulum bitti ve bi kere bana gitme dedi,sadece bi kere gitme dedi...Ben gittim... Benim hayatıma başka adamlar girdi,onun hayatına başka kadınlar... Tabi o zamanlar iletişmek de çok zor daha dumanla haberleşiyoruz, birinin izini kaybettiğinde kozmostan onu dilemek dışında yapabilecek çok da bişey yok, bi de öğretmen filan olmuş bu abi tayin mayin,askerlik öyle bi balık gibi kaydı gitti avuçlarımdan... Şimdi düşündüm de hep geç kaldım ben aşka, kimi sevdiysem bişeyler engel oldu, Bi keresinde hiç tanımadığım bi adam ilk gördüğünde evlen benimle demişti, Bi keresinde az tanıdığım bi adam benimle gel demişti,hiç birini yapamadım, ya da yapmadım işte neyse... Aradan yıllar geçti,benim hayatımdan aşklar geçti,acılar geçti,gözlerimden gölgeler halinde şimdi öğrendiğim ne varsa bedelini fazlasıyla ödeyerek,ruhumda kocaman delikler;boşluklar açarak geçti. Bi tek o geçmedi. Bütün boşluklar büyümek denen,alışmak denen,yozlaşmak denen,unutmak denen jöle kıvamında tekdüzeliklerle doldu,bi tek onun baktığı yerler o küçücük göz izleri geçmedi. Şimdi anladım ki aslında o tüm aşklarımın başlangıcıydı,daha sonra hayatıma giren tüm aşkların başlığıydı. yılları önümden bir bir geçirirken aslında içini dolduramadığım tek yara aşktı. Onun gözlerimin ta içine bakarak bıraktığı yara... Diyeceğim ben hayatımın ilk gerçek aşkını hayat denen oyun içinde kaybettim. Belki de hepsini kendi kendime oynadığım böyle anlamsız oyunlarla kaybettim. Şimdi tam da yukarıdaki gibi aynı o şiirdeki gibi seslendiğini hatırlıyorum bana... Çağıran biri varsa gidin... Ben gidemem, siz ne olur gidin...
  17. ah işte yine güsel türkçemizin deyimlerinden biri cuk oturdu... ''umut fakirin ekmeği...'' vermemek durumunda;yarından itibaren olacaklarda hiç bir şekilde bir payım olmadığı için memnun olacağım tabi tam da konumuzda geçen hiç bir yancıya,düzene,sisteme uymama durumu öte yanda gençliğimde beslediğim ide,inanç,umut,sen yanmazsan,ben yanmazsam...
  18. inanır mısınız ben de son 1 saatttir oy vermek için mantıklı bi sebep arıyorum. kendime 30 dk. daha verdim ve eğer bulamazsam deniz kenarına gidip bi sigara içmek niyetindeyim... Saygılar,,, Zebercet : Oyunu kendinden yana kullanan şahsiyet...
  19. işte yıllardır bu forumda anlatmaya çalıştığım da tamamen buydu monşer... Sİvil siyaset... Şark insanı ki ben katiyetle ülkemizi de bu sınıfa sokuyorum hiç bir zaman batıdaki gibi bir bireyselciliği yaşamadı,tarihinin hiç bir evresinde,materyalist ve ben merkezci olmadı. Tabi sanayi devrimi ile dayatılan bu yeni görüşler, tüm kültürünü mistik,halkçı,hümanist ve hatta naturalist kökene dayamış tembel,yarı kurnaz toplulukta eğreti durdu,beceremedi. ve işte böyle böyle karşımıza bi yunan tanrısının büstü gibi çıkan yıllardır yaşadığımız üzerimize yapışıp kalan ıslak eziklik battaniyesini sarı saçları ve mavi gözleri ile tam da batılı hatta amerikanyalı gözü açık tüccar tarifine uyarak üzerimizden bi şovalye edasıyla alan cem uzan amcadan böyle takdirle söz ederken bulduk kendimizi... tabi nazımın anlattığı bi tarafı da var ki : Lakin ne dün ne bugün ne yarın böyle bir şark yoktu, olmayacak! Şark üstünde çıplak esirlerin aç geberdiği toprak! Şarklıdan başka herkesin orta mali olan memleket! Zebercet : Oyunu kendinden yana kullanan şahsiyet...
  20. ama işte o yarışmanın jurisi de bir zamanların yancısıydı ki? yan olduğu iki taraftan biri yükseldi ve o yancıyı unutmayıp jüri başkanı yaptı. dediğiniz gibi yancılar en tehlikeliler. Naçizane fikrimi soracak olursanız (ki sormamışsınız ama malum sanal alem ) Bendeniz 5 yıldır Turizm denilen ve ilişkilerin en çarpık kralcıların en fazla,ast-üst ilşkisinin en gevşek ve en acımasız ve en nankör olduğu sektörde ekmek parası için çalışıyorum. yazdıklarınızda hiç örnek vermemiş olmanıza rağmen 5 yıldır maruz kaldığım baskının harfiyen anlatılması ancak bu kadar başarılı olabilirdi. Aslına bakarsanız ben Dİpnot'un yaptığı terminolojik açıklamadan ziyade başka bir şekilde açmak istiyorum mevzuyu. Şöyle ki: son zamanlarda da hepimizin gördüğü üzre hepimiz kendini gelişmiş sanan bir az gelişmiş ülkenin vatandaşlarıyız. Ve yıllardır maruz bırakıldığımız,sistematik bir şekilde zehirlendiğimiz içindir ki işte sizin gibi ayrık otlarının sayesinde içinde olduğumuz kısır döngüden başını kaldırıp bakmanın nasıl olacağını görüyoruz. Daha sabah Cem Uzan'ı takdir dolu cümlelerle anan 4 kişilik bir grupla kahvaltı ettim. Kendimi tutamayıp ettiğim bi kaç cümleden sonra gelen savunma cümlesi şuydu : '' hırsızlık yapana değil,yakalanana hırsız denir.'' Şimdi bir düşünün ben Türk turizmine ciddi bir destek verebilen 1450 kişilik bir otelde çalışıyorum bu cümleyi kuran da bu otelin 900 çalışanından sorumlu departman yöneticisi. İnsan sınıflandırmadaki kriteri Cem Uzan varın gerisini siz düş eyleyin gözüm... Ne mi yapmalı hemen o masadan uzaklaşmalı, hemen o diyarı terk etmeli,hemen bilgisayarın başına geçip iç dökmeli,hemen... Evet belki kimseye bulaşmadan çalışmak biraz riskli ve uçurum kenarı lakin bence en sağlıklısı. Arz-ı Hörmet ederim... Saygılarımla, Zebercet : Oyunu kendinden yana kullanan şahsiyet...
  21. şimdi yukarıda onca yazdıklarınızla son yazdığınız cümle birbirine ters düşmemiş mi?
  22. ben hayatımda tam 4 kez işsiz kaldım en kısası 3 ay sürdü... ama hiç umutsuz kalmadım...
  23. taylancım bey, içinde olduğunuz bu Deli Cevat halet-i ruhiyesini kısacık bi müddet soona evlenip barklanıp geri dönülmez bi uçurumdan kendinizi aşşaa bırakıvermenize bağlıyorum. tabe siz yine de kibarlığı elden bırakmayın zira mavi çizgili sümerbak pijamanız göbeğinizin üzerien çekilmiş vaziyette koltukta sızmak üzereyken sarf edeceğiniz reca ediciim kelime grubu size pek yakışacaktır kanaatindeyim. ayrıca höytlemeyin boşuna kuru gürültüye pabuç bırakmam ben... akşam gelirken 1 kilo yoğurt al bi de...
  24. sadece evin reisi mi taylancım bey? yukarıdaki iletiden çıkarımla,evin kabası,şovenisti efendime söliim evin koltukta sızıp kalanı,gazete ile tuvalete gireni havasına bilem girmişsiniz maaşallah... ayrıca resimlerin tamami ile bendenizin şahane sanatsal vizör kullanma kabiliyetim sebebi ile böyle şahane çıktığını ve içinde ben ve uhrevi harem olduğu için nurlandığını da bilmem hatırlatmama gerek var mı?

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.