Zıplanacak içerik

sardunyam

Φ Süper Üye
  • Katılım

  • Son Ziyaret

sardunyam tarafından postalanan herşey

  1. Bir toprak bir şahısa ait olsun olmasın, eğer şahısa aitse bir kişinin hakkı gaspedilmiş olur ama devletin arazisi ise o zaman tüm milletin hakkı gaspedilmiş olur... Vatan toprağı hükümetlere ait değildir, vatanın her karışı orayı vatan yapanlara aittir... Satılamaz, kiralanamaz... bu ülkenin para kazanması için kaynakları çok, iş toprak satmaya mı kaldı, bu ülkenin kaynaklarını bağımsızca kullanalım, özgürce işletelim, denizinden, karasına, derelerinden, madenlerine, paralı yollarından, alına vergilerine kadar Türkiye'de dönen sermaye hiçte küçümsenecek kadar az değil... Bir ülke para kazanmak için toprağını kiralamaz... bu kadar haysiyetten uzak bir tutum olamaz, hani en ayıp şeyler geliyor aklıma, para kazanma için mübah görülen... hiç bir farkı yok yani...
  2. Davos kahramanlığı yalan oldu... Zaten benim için yalandı, da birileri pek mutlu olmuş, Davos fatihini kutlamışlardı... Ne demişti sayın başbakan "siz çocuk öldürmeyi iyi bilirsiniz" Şimdi mayınlı arazinin İsraile peşkeş çekilmesine itiraz edenlere ne diyor " yabancı sermaye düşmanları" Kimse onların vatanseverliğini ölçemezmiş, onlar vatanhainimiymişler! Eğer gaflet, delalet ve hatta ihanet içerisinde değillerse, bu yaptıkları nedir? Çocuk katili dediği İsrail'e sınırlarımızı 44 yıllığına kiraya verecekmiş, bunun adıda yatırımmış, ne yatırımı, kime yatırıyorlar? Çocuk katili dediği ülkeyi kendi kutsal sınırlarına nasıl sokacak 44 yıllığına, bizim çocuklarımızıda öldürsünler diye mi? 44 yıl geçtikten sonra kim öle kim kala, İsrail bir daha çıkacak mı? Yoksa, başbakan ve Akepe zaten bu amaca hizmet için getirildikleri şeyleri mi hayata geçiriyorlar? BOP eşbaşkanı İsrailin projesini mi gerçekleştirecek, kansız ve savaşsız olarak yatırım/anlaşması adı altında teslim mi ediyor? Bir ülkenin sınırını başka bir ülkenin işgalcisi olan savaş suçlusu bir ülkeye 44 yıllığına kiralaması için yöneticilerin aklını kaçırmış olması gerekmez mi? sınırını nasıl koruyacaksın o zaman ve sınırın neresi olacak, namusuna ne olacak? bu arada, tarım ve köyişleri bakanlığının açıkladığına göre Arab ülkelerinede toprak kiralanmış ama adı iyi niyet anlaşmasıymış... nedense bu iyiniyetler hep Türkiye'nin aleyhine ve tek taraflı! Akepe kuruluş amacına hizmet ediyor, Türk Ulusunu kandırarak, oyalayarak, sömürerek yıllarca propagandasını yaptığı dini ve din unsurlarını siyaset malzemesi olarak kullanıp halkın güvenini boşuna kazanmadı ve Filistin halkına bağış toplamak için boşuna gözyaşı dökmediler...! Ne de olsa, Filistin toprakları kutsaldı değil mi? Acıdan para kazanmaksa kolaydı ama toprak satmak daha kolaylaştı... Bir ülkede öncelikler değişmiş, değerler anlamını yitirmişse, herşey sözde kalmış özde her zaman para kazanma hırsı hakim olmuşsa o ülke yaşayan bir ölüye dönmüş demektir... Haksızlıklara göz yumuluyor, kolay yoldan para kazanmak daima itibar görüyor, maddiyat herşeyi üstünde tutuluyor, "vatan, namus ve ahde vefa" yok sayılıyorsa, milli ve manevi değerler çiğneniyorsa orası bitmiş demektir... Türkiye yaşayan ölüler ülkesi olmuştur, her yol mübah sayılmaktadır... Ve kimse kimsenin kuyruğunada basmamaktadır...
  3. sardunyam şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    Allaalla Özlem Albayrak'ın yazdıklarının doğruluğu ne derece? Biir... hadi doğru olduğunu varsayalım, bu neyi mazur gösterir? Çarşafı mı, çarşaflıların dünya görüşünü mü? Peki, bir çok çarşaflı veya türbanlı kadının aile baskısı ile örtünmek zorunda kalmasıda hoş görülmeli midir? Onların haklarını gaspeden ailelere özgürlükten ve hür giyimden söz etmek mümkün müdür? Dünyanın en modern zamanlarında hala bu düşünceyle yaşamayı hoş görmek mi gerekir, yoksa cehalet bulaşıcı bir hastalıktır diyerek, domuz gribinde olduğu gibi kendimizi sakınmak mı gerekir? Evet cehalet bulaşıcı ve ölümcüldür... Her karanlığa bir kutsiyet yükleyebilir, her geri kalmışlığa dua edebilir, kadının başını örterek, ya da ona en ilkel kıyafetlerden biri olan çaşafı reva görerek "adına inanç özgürlüğü" denilen ve söktükçe gerisi gelen yozlaşmaya, baskıcılığa boyun eğdirilir... Oysa örtülü kadının daha ailesi içinde özgürlüğü kısıtlanmıştır... O kadınlara daha çocukluktan dini eğitim adı altında günah/ayıp/sakınca/susma öğretilir... Sonra doktor olsunlar diye tıp fakültesine gönderilirler, fakat erkek hastalara bakmaları günahtır! Saçını örterek sakınır... Kot pantolon bencede yasaklansın, son derece sağlıksız koşullarda üretiliyor... Hem bu kimi üzer? Fakat bence Siyasal İslam devlet yönetimi olupta türbanlı kızların okulllara gitmeleri sakıncalı ve günah bulunursa, kadın dediğin erkek içine çıkmaz, okuyupta ne olacaksın denilirse çok daha yakışıklı bir durum olur...
  4. sardunyam şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    Yazınızın tamamı karşıtlık içeriyor... Yani olayları sadece kendi dünya görüşünüze göre yorumlamışsınız. Ancak Amerika meselesine değinmek isterim, Amerikanın sınırsız özgürlüğü koskoca bir yalandır, dünyaya pazarlanmaya çalışılan Amerikan Özgürlüğü adı altında, Amerikan Emperyalizmidir... Değil siz, sıradan bir sade vatandaş hatta Amerikan Başkanı bile, Amerikanın çıkarları aleyhinde bir eylemde bulunamaz, söylem yapamaz... Orada asıl öncelik dev şirketlere aittir... O şirketlerin ve dolayısıyla Amerikanın çıkarları herşeyden önce gelir... Amerikan demokrasisi, gerçek bir faşizmdir... Şöyle ki, siz eğer size sunulan düzene karşı bir söylemde ya da eylemde bulunmuyorsanız, MC Donalts'tan hamburger yiyip, cocacoladan kolanızı içiyorsanız, Amerikan ekonomisini canlandırmak adına her kuruşunuzu kullanıyorsanız, sokakta çıplak dolaşmanıza kimse hiç birşey demez! Ya da isterseniz çılgınca şeyler yaparak haber olun biranda popülerde olursunuz, onların özgürlük anlayışı işte budur... Amerikanın nasıl faşist uygulamalarla kurulduğunu, topraklarını işgal ettikleri Kızılderililere ve Afrikadan gemilerle getirdikleri zencilere neler yaptıklarını hiç unutmamak gerekir... Amerika için bir şüpheli iseniz (bu bazen islami bir sakal ya da giysi bile olabilir) Amerikan polisi tarafından gözaltına alınırsınız... Guatemala hapishanesinde yapılanların DEMOKRASİ ve özgürlükle bağdaşır bir yanı var mıdır mesela? Yani kısaca Amerika'da dahil olmak üzere, dünyanın hiç bir devletinde sınırsız bir özgürlük ve başıboş bir demokrasi yoktur (hatta bana göre dünyada demokraside yoktur) Her ülke kendisi için tehtid oluşturan unsurları kontrol altında tutar... Unutmadan şunuda ifade etmeliyim, Türkiye'de ki türban olayını ve Siyasal İslamı destekleyen, devletin iç ve dış politikalarını buna göre şekillendiren bizzat Amerika'nın kendisidir... Tıpkı El Kaide'yi ve Usame Bin Ladin'i kendisinin yarattığı gibi... Ve Akepe'yide... "Özgürlük ve demokrasi" bir Amerikan rüyası ve palavrası... Sıkıysa Amerika'nın rejimine muhalefet edin, Amerikanın toprak bütünlüğüne saldırın, Amerika'da ki laik rejimi ortadan kaldırıp yerine Siyasal İslam getirmeye kalkın bakalım, Amerikan Devleti size ne kadar müsade edecek anlamış olursunuz... Olayın dini bir anlamı olması dini yaşam görüşü olarak benimseyenler için acı olabilir fakat gerçek şu ki, nerede dinle yönetim varsa ve nerede dini öğelere özgürlük adına itibar gösteriliyorsa orada gerçek bir faşizanlığın hakim olmasına az kalmış demektir... Din, yönetim biçimi olursa orada özgürlükten söz etmek bile mümkün değildir... Bunun sonu Taliban'a kadar gider... Çünkü Siyasal İslam dipsiz bir kuyudur...
  5. Beni en iyi Dipnot'a sor sen Özellikle kızkulesini sor vapurdan atmama konusunda söz veremiycem
  6. Media'dan pek çok arkadaşımla daha önce reelde de görüştük, isimlerini sayamayacağım ama sanırım 14 kişi ile resmen tanıştık... Taylan'ın da dediği gibi hiç kimseye hiçbirşey olmadı... Bazıları ile sıkı dost olduk, telefonlarımızı alıp verdik, bayramlarda aradık, kandillerde mesajlaştık... Esasen sanal ortam dikkat edilmesi gereken yer... Ama siz hangi amaçla ve nasıl insanlarla iletişim halindeyseniz ona göre insanlar tanıyorsunuz... Zaten media ailesi bir fikir ortamı, her anlamda görüş açıklanabiliyor ama asla seviyesizliğe izin verilmiyor... Her yerde olduğu gibi buradada bir iki tane kendini bilmez olsada genel anlamda güvenilir ve aklı başında üyelerden oluşuyor... Sevgili Taylan sana ve kızçeye ömür boyu mutluluklar diliyorum, ve dile getiremediğim ne kadar güzellik varsa yaşamanızı istiyorum... umarım düğünden sonra bir toplantı daha yapıldığında senide aramızda görmek kısmet olur, ki şahsen en çok görmek istediğim insanlardan birisi sensin... Cloud, tırsma ya su tabancası o
  7. onlardan biri gelmezse kendini güvende hissetmeyecek sanırsam korkma kısım vapurdan atmayız seni
  8. Valla pikniğimiz herkese açık kimse nazlanmasın, biz adam yemiyoz zaten, mangalda köfte yiyoz ama erbay uşağum, köfteler
  9. Darbe Dede! Resim Çizsene! 10 Şubat 2009 Salı, 14:35Sibel Can ve "Darbe Dede" Kenan Evren yanak yanağa poz verdiler geçtiğimiz günlerde. Darbe Dede, Sibel Can'ı dinlerken mest olmuş zaar, "Vücudun tam resimlik olmuş" buyurmuş, şarkıcıdan kendisine poz vermesini istemiş. Yedi düvelle barışık, muhallebi sesli Can ise "Tabii ki! Niye olmasın" şeklinde konuşmuş ve fakat Türkân Şoray kanunlarından da söz etmiş: "Çıplak poz dışında her türlü pozu veririm!" Böylece, Picasso'nun resimlerine bakarken, "Bunu ben de yaparım!" demek suretiyle resim âlemine atılmış olan ancak darbe yapmak kendisinde bir davranış biçimine dönüştüğü için resim dünyasına da darbe vuran sergiler açan saygıdeğer, sevgideğer Kenan Evren Sibel hanımla anlaşmaya varmış. Ben kendisinin Marmaris'te oturup resim yapmasını son derece olumlu karşılıyorum. Hatta bir gün uluslararası düzeyde bir başarıya imza atmasını, bütün dünya diktatörleriyle ortak, karma bir resim sergisi açmasını, sergi yerinin de 12 Eylül döneminde kendisinin imza attığı bir şaheserler diyarı olan Mamak Cezaevi olmasını diliyorum. Tahmin edilebileceği gibi tüm kalbimle! Bütün samimiyetimle! Pinpon darbeci "İhtiyar diktatörlerle tanışmayın. Çünkü onları sevebilirsiniz!" Yanılmıyorsam Isabel Allende idi bunu söyleyen. Doğru da söylemiştir "netekim"! Çünkü o kadar pinpon dedelere dönüşürler ki bu darbeciler insanın onları bir üniversitede canlı yayına çıkarası, bütün Türk gençliğine sevdiresi, pohpohlayası gelir. Sanki memleketi işkence tezgâhından geçirmemiş gibi, sanki bütün özgürlükleri yok eden bir döneme damgasını vurmamış gibi, sanki boynunda milyonlarca günahın vebali yokmuş gibi gençlere sevdiresi gelir insanın böyle bir "Darbe Dede"yi... Fakat "Darbe Dede"nin buna zamanı olmayabilir yakın gelecekte. Çünkü ben kendisine bir sipariş vereceğim. Artık kendisi ünlü bir ressam olduğu için ben de kendisinden resim yapmasını isteyeceğim. Resim sipariş edin Kendisi genellikle fotoğraflara bakarak resim yapıyor biliyorsunuz. Ve bol miktarda 12 Eylül darbesi sırasında cezaevlerinde yapılmış işkencenin fotoğrafları var. Bu fotoğrafları Darbe Dede'ye gönderip resim sipariş etmek istiyorum. Resimlerle birlikte kendisine bol miktarda mor ve kan kırmızı boya göndermek gerektiğini de düşünüyorum. Lazım çünkü biliyorsunuz! Bence siz de elinizdeki işkence fotoğraflarını "Darbe Dede"ye gönderin, resim sipariş edin! Böyle bir kampanya yapsak mı acaba? İsmi de şöyle olsun mesela: "Darbe Dede, benim resmimi yapsana!" Sıfır numaraya vurulmuş kafalar, tek tip elbise giydirilmiş erkekler, cezaevlerinin avlularında çıplak koşturulan insanlar, idam sehpaları, "sabuna basıp düşmüş ve ölmüş" onca insan, görüş günlerinde babalarını görmeye gelen kız çocukları, oğlan çocukları... Ne kadar çok resmi yapılacak şey var. Darbe Dede'nin görmesi gereken ne çok fotoğraf var, unutmaması gereken, unutturulmaması gereken. Madem yasalar izin vermiyor hâlâ onu yargılamamıza biz de fotoğraflarımızı göndeririz ona. Darbe Dede! Darbe Dede! Bizim de resmimizi yapsana. Hem Sibel Can gibi de değil, biz hep çıplak poz vereceğiz sana. Darbe Dede! Bizim yaralarımızı da boyasana! Ece Temelkuran/milliyet (28.06.08)
  10. seninle hep uzak durduk birbirimize, nedenini bilmiyorum ama öyle... hani hergün yürüdüğün yolda sürekli gördüğün biri vardır, gözün onu tanımıştır, hatta alışmıştır ama nedense hiç selamlaşmazsın... öyle... senin hakkında çok şeyde bildiğim söylenemez ama şu forumda okuduğum yazılar içerisinde bende daima bir imrenme uyandıran, dilimin ucuna gelipte bir türlü ifade edemediğim kelimeler gibi yazdıklarını okuyunca "evet işte doğru, bencede böyle, evet bende bunu demek istedim..." der gibi oluyorum... herşeyin ve herkesin sıradanlaştığı, monotonlaştığı, sıkıcılaştığı yerde sürekli farklı duran birisin... dilerim hayatını kurarken daima güzel ve beklentilerini karşılayan hedeflere ulaşabilesin... dedim ya hakkında çok şey bilmiyorum ama birşey biliyorum oda sen media ailesi için çok özel birisin... düşüncelerin özgürce evrende dolaşsın...
  11. demirefe, iyi biri. düşünmeyi başaran, mantık kurgusu akıllıca... kültürlü ve yüksek kalitede
  12. Hani sende bilirsin, insan dostlarını heryere götüremez, heryerde saklayamaz ya, ama anılarını ve kalbine yerleştirdiğini heryere götürebilir... İşte sen varya, birgün ölüp gittiğim güne kadar hep benimle olacaksın... Heryerde ve her zaman, neden dersen (ki demezsin) hani bazı şeyler olmadan yaşayamaz insan, hava gibi, su gibi, toprak gibi, insanlar arasında parmakla sayılacak kadar az olan sen gibi! Hep böyle kal ki benim inançlarım solmasın...
  13. En iyisi siz aklınıza hiç böyle şeyler getirmeyin, ayrıca siyaset ile özel yaşam asla birbirine karıştırılmamalı, çünkü siyaset nankördür ama insanlar öyle olmamalı, fikirler ayrılsada ortak noktalarımız çok en önemlisi hepimiz önce insanız... Hayatı birbirimiz için zorlaştıran birazda biz değilmiyiz? Tekrar geçmiş olsun, umarım sağlığınıza biran evvel kavuşursunuz, özel hemşireniz sizin için en iyisini düşünecektir... Eşinize ve size saygılar Koskoca forumdan 3 kişide gelse farketmez, gelende gelmeyende sağolsun... Gelebilenler için maksat zaten eğlence olsun, kaç kişi olursa olsun...
  14. geçmiş olsun sayın bezgin eşinizide alın gelin sayın dünyahepimizin, galiba biraz önyargılı düşünüyorsun, kimsenin böyle birşey düşünmeyeceğine eminim...
  15. KIRMIZI İBİKLİ KÜÇÜK TAVUK Zamanın birinde bir çiftlikte kırmızı ibikli küçük bir tavuk yaşarmış. Tavuk kendi yiyeceğini kendisi bulur ve bu güzel çiftlikte çok mutlu bir hayat yaşarmış. Bir gün buğday taneleri bulmuş ve bunları ekerek daha çok yiyecek elde edeceğini düşünmüş. Ancak nasıl ekeceğini bilmediği için arkadaşlarından yardım istemiş: '- Bu buğday tanelerini ekmek için kim bana yardım edecek ?' Ördek cevaplamış: '- Ben yardım edemem, ancak istersen sana kahve tohumu satabilirim. Buğday yerine kahve ekersen, çok para kazanır ve istediğin kadar buğday alırsın.' Domuz oradan seslenmiş: '- Ben de yardım edemem, ancak kahve ekersen ürünlerini ben satın alırım.' Fare hemen atlamış: '- Ben buğday ekiminden anlamam ancak kahve ekmek için gereken parayı sana borç verebilirim, sonra ödersin.' Ticaretten ve tarımdan anlamayan kırmızı ibikli şirin tavuk, bu sözler sonrasında kahve ekmeye karar vermiş ve buğdaydan vazgeçmiş. Ancak kahve nasıl ekilir bilmediğinden yine yardım istemiş: '- Kahve ekmek için kim bana yardım edecek?' Ördek: '- Ben yardım edemem, ancak kahvenin çabuk büyümesi için gereken gübreyi sana satabilirim' demiş. Domuz: '- Ben kahve yetiştirmekten anlamam ancak kahveleri zararlı böceklerden korumak i çin ilaca ihtiyacın var, istersen sana satarım' demiş. Fare de: '- Gübre ve ilaç için gereken parayı istersen sana borç olarak veririm ' demiş. Sonunda kırmızı ibikli tavuk çalışmaya başlamış, çalışmıııııış çalışmış. Kahve yetiştirmek buğday yetiştirmekten daha zormuş ve daha çok gübre ve ilaç gerekiyormuş. Ama tavuğumuz sonunda çok zengin olacağını hayal ederek sabretmiş. Ve sonunda hasat zamanı gelmiş ve gerçekten de tavuk çok miktarda ürün elde etmiş, kendisine yol gösteren arkadaşlarına seslenmiş: '- Kahveleri satmama kim yardım edecek?' Ördek: '- Ben yardım edemem, ancak kahveleri işlemek ve paketlemek için benim fabrikama getirmelisin.' Domuz: '- Ben de yardım edemem, zaten her önüne gelen kahve ektiği için kahve fiyatları çok düştü, senin kahven beş para etmez.' Fare: '- Ben bu işlerden anlamam, ayrıca artık sana verdiğim borçları ödemen lazım.' Sonunda kırmızı ibikli küçük tavuk gerçeğin farkına varmış ve buğday yerine kahve ekmenin büyük bir hata olduğunu anlamış, çünkü borç içinde imiş ve yiyecek tek bir lokması yokmuş. Açlıktan ölmemek için yine yardım istemiş: '- Yiyecek bir kaç lokma bulmama kim yardım edecek?' Ördek: - Ben yardım edemem, senin hiç paran yok.' Domuz: '- Ben de yardım edemem, zaten herkes kahve ektiği için buğday eken de kalmadı, yiyecek yok.' Fare: '- Ben yiyecek bulamam. Ancak bana borçlarını ödemediğin için para yerine senin tarlanı almak zorundayım, iyi bir tavuk olursan, belki senin o tarlada boğaz tokluğuna çalışıp, benim için buğday yetiştirmene izin verebilirim. Şimdilerde bizim kırmızı ibikli küçük tavuğumuz, artık farenin olan eski tarlasında buğday yetiştiriyor ve karnını doyurmaya çalışıyor. Kaynak : İngiltere de ilkokullarda okuma kitabı olarak okutulan 'The Little Red Hen' kitabı Sanki öykü değil, Türkiye'nin son 50 yılı. Ya bu öyküyü yazan Türkiye'den esinlendi, ya da Türkiyeyi 'Kırmızı ibikli Tavuk'a çevirenler bu öyküden esinlendiler.
  16. büyükada/14 haziran güzel bir gün olacak inşallah
  17. Halen bütün dünyada ehli kitap denilen dinlere inananlar bir şekilde kullanılıyor... Camilere tapınanlar, kiliselere tapınanlar, sinegoglara tapınanlar... bu ibadethanelerin insanlığa hizmetinden bahsedebilirler mi? buralarda olanlar nedir ve bu ekonomik güçleri nereden gelmektedir? Bir insanın Allah'a inanması ve onunla bir bağ kurması için değil bir mekana ne bir din görevlisine ne de bir şekle ihtiyacı yoktur, bütün bu ibadethaneler kapatılırsa insanlık birşey kaybetmez, dinlerde özgür kalır... Hangi aklı evvel inancını dört duvar arasında görebilir ve bu korku ile yaşayabilir? Bunun adı yasakçılık değil tam tersine ÖZGÜRLÜKÇÜLÜKTÜR... Yasakçılığı yapanların mekanlarıda belli, yurtlarıda... Camiler özgür müdür? Diyanet özgür müdür? Müslümanlar özgür müdür? Hayır hepsinin tepesinde birer zebani var maşallah...
  18. sardunyam şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    Vakit Gazetesi, nefretin, kinin, gıybetin, maskenin, hedef göstermenin, beşeriyatı "inanan/inanmayan" olarak ayırmanın, bizden olmayanlar ölünce doğrudan cehenneme gidecek deyip Allah'lığa soyunmanın, bazı insanların ölümleri ile bile alay etmenin matbuat olmuş halidir... Bu nefretle yaşayanlar insanların eceliyle ölümünü bırakın, bir suikaste kurban gitmelerinden bile büyük haz duyarlar...
  19. Büyükada güzel olur valla ayrıca ailesini getirmek isteyen dostlar elbette getirebilirler sevgilisi olan sevgilisini, manitasını, kankisini, kuzenini, emmisini
  20. Başbakanlığın özel harcamalarının bir dökümanını çıkartalım ve cumhurbaşkanlığının köşk için yaptığı harcamaları, ayrıca TBMM'nin vekillerinin devlete maliyetini hesaplayalım ve bu rakamları görmeyenlerin sınır temizliğinde neden İsrailde ısrar ettikleri konusunda "devlete maliyeti olur" yalanına inanmayalım... Bu kadar safiyane bir durum değil bu iş, sınırını sicili ve güvenilirliği şaibeli bir devlete 44 yıllığına kiralayacaksın ve bunun devletin ve milletin yararına olduğu sözüne inanmamızı bekleyeceksin ve diyeceksin ki, "devlet kendi aleyhine iş yapmaz" devlet elbette kendi aleyhine iş yapmaz, ama devleti yönetenler yapabilirler... Şer odakları ülkenin güvenliğini yıkmak ve ekonomisi başta olmak üzere bütün milli değerlerine sahip olmak için dışarıdan müdahale ile yetinmez böyle seçilmişlerce karanlık anlaşmalarla halkın gözünü boyayarak her ihaneti yaparlar...
  21. Arkadaşlar 31 Mayıs Pazar günü ya da 14 Haziran Pazar günü hangi güne karar verelim dersiniz? Ayrıca kene muhabbetinden tırsan arkadaşlarımız için piknik cazip değilse bir kafe toplantısına da çevirebiliriz. Önerilerinizi bekliyoruz... Piknik yapalım dersek muhtelif piknik alanları seçenekleri aşağıda... Fatih Ormanı’na Maslak Büyükdere Caddesi-Sarıyer yolu üzerindeki Bahçeköy tabelasından 3 km sonra ulaşılıyor. Bentler, Bölgeye, Belgrad Ormanları’nın Bahçeköy girişinden hemen sağa dönen asfalt yolu takip ederek ulaşılıyor. Odayeri’ne Hasdal-Kemerburgaz-Göktürk’ten sonra İhsaniye Köyü yolunun 6. kilometresindeki Ağaçlı Yolu’ndan ulaşılıyor. Marmaracık Koyu’na Sarıyer üzerinden ulaşılan Rumeli Kavağı’nı geçtikten sonra sola dönüp sahili takip ederek ulaşabilirsiniz. İnceğiz Mesire Yeri’ne, Çatalca’dan Subaşı’na giden asfalt yolun 3. kilometresinden sola dönerek, yaklaşık 6 kilometre gittikten sonra ulaşılıyor. Mihrabad Mesire Yeri’ne Anadolu yakasında sahilden Kanlıca yönünü takip ederek veya TEM bağlantı yolu Kavacık Tekke mevkisinden ulaşılabiliyor. Büyükada ya da diğer adalarda seçenekler arasında Beylikdüzü çamlık alanları piknik için oldukça güzel. Ayrıca keneye karşı ilaçlanan alanlar : İSTANBUL’DA İLAÇLAMA YAPILAN ALANLAR İstanbul Büyükşehir Belediyesince Avrupa yakasında ilaçlama çalışması yapılan mesire yerleri şunlar: “Ayvat Mesire Yeri, Azizpaşa Mesire Yeri, Bahçeköy Fidanlığı, Belgrad Ormanları-Bentler, Belgrad Ormanları-F.Rıfkı Atay, Belgrad Ormanları-Neşet Suyu, Binbaşı Mesire Yeri, Çatalca-M. Çakmak Mesire Yeri, Çilingoz Mesire Yeri, Fatih Çeşmesi Mesire Yeri, Fatih Çocuk Ormanı Parkorman, Fatih Ormanı Mesire Yeri, Gazi Mahallesi Mesire Yeri Göktürk Fidanlığı, Göktürk Göleti Mesire Yeri, Irmak Mesire Yeri, İmrahor Mesire Yeri, İnceğiz Mesire Yeri, Kirazlıbent Mesire Yeri, Kömürcü Bendi Mesire Yeri, Kurt Kemeri Mesire Yeri, Marmaracık Mesire Yeri, Mehmet Akif Ersoy Mesire Yeri, Şamlar Mesire Yeri, Tayakadın Mesire Yeri, Cumhurbaşkanlığı Köşkü, Bağcılar Piknik Alanı, Maçka Parkı, Yıldız Parkı, Emirgan Parkı, Florya Ormanları, Eyüp Tekkeli Parkı, Eyüp Osmanlı Parkı, Eyüp Çobançeşme Parkı, Avcılar Sahili, Şeyh Şamil Parkı, Bolluca Koruluğu, Bolluca Mesire Yeri ve Kent Ormanı Parkı.”
  22. sardunyam şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    Elhamdulillah Tabiki böylesi olursa ülkemiz için daha hayırlı olup islamın askerimizin en üst düzey komutanında dahi şekil bulmasından mütevelli, hepimiz berhudar oluruz, ayrıca böyle bir genelkurmay başkanının ülkesinde bulunan ümmeti muhammet yekten cennet ehli olacaktır, zira cumhurbaşkanımız namazında niyazında bir zat-ı muhterem değil mi? Türbansa mümin kadın için yegane ehli din göstergesi olup başımızdaki saçları her türlü haşerattan ve erkek gözünden sakınaraktan ehemmiyetle namus göstergesi olmaktadır... Keza, din denilen şey kadınlar için başörtüsü erkekler için rakı sofrasından uzak durmakla olan birşeydir, ayrıca sakal, cübbe, takke, tesbih, teravih, zikir yaparsalar mübarekliğinde ötesine geçilecektir... Huzurunuzdan çekilirken ehlen ve sehlen saygılar sunsam günaha girermiyim Zira namahrem olabilir
  23. sardunyam şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    Vakit Gazetesi yazarları kendilerini nerede görüyorlar? Okuyucuları kendilerini nerede görüyor? Allah Kuran'da diyor ki, "Allah'ı bırakıp insanları veli ediniyorlar" İşte bunlar o zihniyetteler, Fehtullah Gülen'in gözüne girip onun hizmetinde bulunmanın Allah'a hizmet olduğunu sanıyor/sandırıyorlar... Veya başka ruhbanlık sıfatı yükledikleri kişileri bir öteki dünya rehberi görüyorlar/gösteriyorlar... Allah'a gerçek anlamda inanan ve Allah'a eş koşmaktan korkanlar, Allahlığa soyunurlar mı? Onun adına hüküm verebilirler mi? Bu kendilerini başka bir yerde görmenin "ruh biliminde" adı nedir merak ediyorum... İslam dinini hoca efendilerinin fetvaları ile yorumlayıp ardından Allah'ın dinini sahiplendiklerini sanıp, göya onun dinini hakim kılmaya yemin edenlerin asıl hizmet ettikleri şey nedir? Aslında en çok merak ettiğim şey Vakit Gazetesi yazarı ve okurları için Allah neyin ifadesidir?

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.