Zıplanacak içerik

Su DaMLaSı

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

Su DaMLaSı tarafından postalanan herşey

  1. görmeyen sizsiniz. skolastik bir zihniyet üzere "akılcılık" da kilitlenmişsiniz. oysa ağzınız açık seyrettiğiniz batı bile sadece aklın "üstün" bir insan oluşturmaya yetersiz bir unsur olduğunu vurguluyor. "ruhsal zeka, duygusal zeka..." insanda keşfedilmemiş nice yetenek ve sırları çözmeye kabiliyetli anahtarlar var. siz sadece biriyle hareket ediyorsunuz. sonra da "görmüyorum o halde o yok" gibi komik bir mantık yürütmeyle salt yasalar içinde mahkum yaşıyorsunuz. ve eleştirileriniz. türban konusu İslam dahilinde bir konu ve siz örtü ile bilgi arasındaki ilişkiyi komik bir bilimsel(?)likle ele aldınız. baştan ayağa çelişkiler içindesiniz. bu tuhaf düşmanlığınızı bilimsel(?)lik ya da Kemalizm(?) adıyla yansıtmaya çalışsanız da niyetlerinizle gün gibi ortadasınız. yazık...!
  2. bizi acı acı gülümseten bir yandan "olmayan" deyip diğer yandan "eyvALLAH" diyecek kadar kör bir zihniyete sahip olmanızdır. kullandığıızı sandığınız dinin adı İslam olduğu müddetçe kendi karanlığınıza gömülmeye mahkumsunuz.
  3. bilgiler örtüleri, duvarları, betonları da aşıyor ancak bunun bilgisi size ulaşmıyor sanırım. türbanı siyasi yapan, onu kullanıp müslüman halka zulmeden, bu büyük kitleyi eğitim, çalışma gibi pek çok kamusal alandan çeken, bayanları sömüren ve bu şekilde bayanlar üzerindeki erkek hegamonyasını arttıran ancak sizin bu yasakçı zihniyetlerinizin eseridir. ve son bir söz: DİNİ EN ÇOK SİZ KULLANIYORSUNUZ. zira din mensubu olmadığınız halde din konusunda -bilhassa spekülatif- en çok başlık açan sizsiniz!
  4. hep aynı şeyler.. oysa ilk tepki ve ima ile karşılık verme çabası bir diğer arkadaşa aitti. ama yine de haklısınız Gecekuşu. bu kadar kapıldığım ve yorumlarıma kattığım için pişman olduğum şeyler var. sanırım dinlenmem gerek. hepinize kolay gelsin. ve bu... ya virgüldür , ya nokta... sevgiyle kalın..
  5. Sevgili Berceste ve Sevgili Suheda teşekkürler... herkesin anlayamayacağı güzellikteki bu yazıları hele de burada görmek çok iyi geldi . tekrar teşekkür ederim "insan yaklaştıkça, yaklaştığından ayrı Belli ki yakınımız yoktur Allah'tan gayrı" N.F.K.
  6. yahu ben yönetime yazıyorum siz bana tepki veriyorsunuz bir sürü ithamda bulunuyorsunuz ve "provakasyon"u ben mi yapmış oluyorum? neyse abesle bu kadar iştigal kâfidir. muhatabım siz değilsiniz. tepkimi belirttim ve belirtmekten çekinmem. ve size son sözüm: tepki verene kızacağınıza siz de çekinmeyin. bildiklerinizin engellenmesine tepki verin. saygılarımla...
  7. bilimi tekelleştirmek de yeni bir bilimsel tavır olsagerek. ya da birileri bu krallığı kurmuş da bizim haberimiz yeni oluyor... ?
  8. sayın erdoğan gereksiz sözler içindesiniz. birincisi vurguladım zıplayan dana, hakanbaranyıldırım sevdiğim arkadaşlarımdandır. kendi isteğiyle uzak duruyor. bunu bizzat kendisi söyledi ve zaten beyan da etmiş. ( http://www.turkish-media.com/forum/index.php?showtopic=20156 ) ikincisi ithaka ağza alınmayacak bir küfrü admin ve diğerleri anlamasın diye almanca yazarak seviyesini düşürmüştür. (bknz: http://www.turkish-media.com/forum/index.p...48entry192448 ) neyi savunduğunuzu bi inceleyin sonra gelip yorumlayın. zaten olaya sebep olan da kendileri oluyor. üçüncüsü hak aramak ne ağlamak demektir ne de duygu sömürüsü yapmaktır. gördüğüm bir haksızlığa kendimce tepki veriyorum siz susmayı ve sineye çekmeyi şiar edinmiş olabilirsiniz. bu sizin tercihiniz. ama sessiz kalmamak da benim tercihimdir. sizi bağlamaz.
  9. toksözlü bilmeden anlamadan yazıyorsunuz. kasdedilen mekke müşrikleridir. hatırladığım kadarıyla mekkenin fethinin akabinde gönderilen ayetlerdir bunlar. vurgu genel bir "müşrik" kavramını ifade etmiyor. zulmeden; zalim müşriklerden bahsediliyor. onlar ki sırf müslümanlar diye insanlara işkence yapıp yurtlarından çıkmalarına sebep olmuşlardı. siz tek bir kelimenin ağırlığına tahammül edemezken müslümanlar tüm yaşadıklarına rağmen müşriklere , onlar olay çıkarmadığı sürece müdahale etmemişlerdi. mekkenin fethinde karşı gelmeyen evinde kalan kimseye müdahale edilmemesi, kimseye şiddet uygulanmaması bilhassa Resulullah sav tarafından emredilmiştir. tüm bunlara karşın azgınlık yapan müşriklere binaen ayetler indirilmiştir. yani konu İslam'ın kabul edilip edilmemesi değil. eğer öyle olsaydı Mekke'nin fethi bir katliam olarak tarihe geçmeliydi. yine Medine'deki hakimiyet bir zulüm örneği olarak bize lanse edilirdi. o insanları manen pis yapan hakaretlerinde, zulümlerinde sebat etmeleri idi. huzursuzluk ve fitne ortamı için çabalamalarıydı. ama siz tüm açıklamalarımı görmezden gelip yine olayı "iman" meselesine getireceksinizdir. bu kadar taraflı ve zoraki yorumlar yaparsanız hayalgücünüzün elverdiğince küfür çıkarabilirsiniz, istediğiniz her kitaptan. her müslüman İslam'dır diye saçma ve mantıksız bir bakış açısı olamaz. Irak, İran... ve hatta Türkiye müslümanları İslam'ı temsil etmez. İslam'ın tek temsilcisi ve tek elçisi vardır. bu değişmez. malesef sahih olmayan hadislerle bize gelmeyi de yol sayıyorsunuz ama çok şükür ki elimizde her şeyin ölçüsü bir Kitabımız mevcut.
  10. sayın erdoğan gerçekten gülümseten bir yazı olmuş. bazı arkadaşlarla mesajlaşıp hal-hatır sorduğumuz için bu insanlara ne olduğunu bildiğimizden yazıyoruz. zıplayandana, hakanbaranyildirim da muhabbet ettiğim insanlardandır. kendi tercihiyle sustuğunu söylemişti en son sohbetimizde. diğerleri hakkında bi bilgim yok kendileriyle iletişim içinde olsaydım onları da buraya aktarırdım. yazdıklarımın hiçbiri yalan değilken sizi bu kadar kızdıran nedir onu da anlamış değilim. tartışmadan korkma mevzusu komik bir iddia (iftira) olmuş. ayrıca burayı oyun sahası olarak görmeniz de enteresan. neredeyse sırf sataşmak için yazmışsınız izlenimi var . ben delil sundum. siz de ithamda bulunurken delil getirin. gerisi -deyim yerindeyse- salata. saygılarımla...
  11. alın yeni bir örnek daha: katılımıyla zenginlik kazandığımız Abstern arkadaşımızın yazıları artık denetim(?)den geçmeden yayınlanmıyor!!! kimileri forumdaki bazı kimselere "Allah ın zebanileri" desin, kimileri İslam'a "saçmalık, yobazlık, bağnazlık" desin, kimileri inanca saygısızlığı hat safhaya çıkararak peygambere "yalancı" Kur'an a "bozulmuş" desin, kimileri diğerine "cahilin çirkefliği" desin ama "özgürlük adı altında bu şahıslar değil de bu hakaretlere aynı seviyeye düşMEYİP cevap yazanlar yönetimden uyarı alsınlar! nedir bunların açıklaması???
  12. linkini verdiğiniz pdf yi incelediğimde gördüğüm tek şey "kadıyanilik" savunmalarıdır. kendilerince bir mehdi bulan kendi mezhebi dışındaki -müslümanlar dahil- herkesi kafir sayan sapkın bir topluluktan bahsediyoruz. onların ayetleri yorumlamaları tabi ki sizin işinize gelecektir. zira islamı değil kendi sapkın ideolojilerini vurguluyorlar. müslümanlara dahi kafir diyen topluluğun ayetlerde geçen müşrik tasvirlerinin ne olmasını beklersiniz ki??? referans aldığınız kişilerin ne oldukları önemlidir. az-çok akademik eğitiminiz varsa bunun önemini bilmeniz gerekirdi. bakın seviyeyi bi yana bırakalım dediğim noktaya geliyorsunuz. ayette kasdedilen "dışkı" anlamında pislik değildir. zira dışkının kendisinin temiz olması imkânsızdır. oysa dinen her inanan, "inandım" diyen ve tevbe eden temizdir. o halde ayette bahsi geçen müşriklerin (ki burada mekkedeki zalim, inkarcı, putperest ve her çağrıyı çirkinlikle reddeden müşriklerden bahsedilir) manen pislik içerisinde oldukları vurgulanmıştır. umarım artık anlarsınız... saygılarımla...
  13. Su DaMLaSı şurada cevap verdi: berceste başlık Güncel Konular
    ne halk, ne halkın belirlediği meclisteki çoğunluk, ne de siyasi değerler... halka demokrasi inmiyor, o küçük ama güçlü kesim karanlık bir tebessüm içinde. ne halkçılık anılır oldu ne milliyetçilik ne cumhuriyetçilik (sağ kısmı külliyyen felç bir gazete adından başka bir de bayramlarda anılan bir isimdir "cumhuriyet")... "ilke"lerden yana elimizde en kıymetli pek muhterem ve anlamını bir tek yasakçıların bildiği LAİKLİK ile toplumuna zulmeden bir devlet içinde yaşamanın verdiği azap bir yana tüm bu yasakları yaşıyor olmamıza rağmen ülkemizi hâlâ en çok seven ve en çok bağlısı olduğumuzla gurur duyarken bir-iki elit (halktan kopuk, kendi fikirlerini devlet addedip makyavelist bir yaklaşımla her şeyi ve her değeri kullananlar) tarafından kovulmak.... gündem hep bununla meşgulken Kıbrıs, AB ve uluslar arası ilişkilerde Türkiye'nin konumu reklam arası konulara çevriledursun. zeki(?) insanlar güruhu türbanı ortadan kaldırarak ülkemizi teknolojik, bilimsel, siyasi ve eğitim alanlarında bir anda zirveye çıkaracaklar... zaten, toplumsal güç dediğiniz halkınıza sırt dönmekle kazanılır. ya da halkı hep huzursuzlukla oyalarken elde edilir... bu zihniyetlerden anladıklarımdır bunlar. Ülkemi seviyorum, Türklüğümü seviyorum ve Türkiye'm için çabalarım hep olacak, bana yapılan tüm haksızlıkları sindirmesine rağmen... Ülke nazlı bir yârdır sinede beni bilmez, yüzüme gülmez... aşkımdan bihaber sırtını dönse de ölünür de acıdan, bu sevdandan dönülmez..
  14. Abstern bu güzel yazı için teşekkürler... yine çoğusu anlamamak için çabalayacaktır ama şükür ki bizim inancımıza göre hiçbir emek zayi olmuyor. bereketlenmesi dileğimle...
  15. İslam'ın ne olup ne olmadığını iyi bilen bir müslüman olarak dinimin bu konudaki tavrını ortaya koyduğum halde bunu reddedip benim, dinimi başka bir halde kabullenmemi mi istiyorsunuz? üstelik bunu yaparken müslüman olmadığınızı unutuyorsunuz sanırım... dinimi sizden öğrenmemi bekliyorsanız bence komik bir koltuk davasındasınızdır. ilk cevabımın sizin bu yazdıklarınızdan farkı yok. ama ben dinî bir izah ile yazdım. siz anti-dinî bir yazı olarak aynısını yazıyorsunuz. çözülmesi kolay bir paradoks... siz görmek istediğinizi ve tezlerinizden dolayı işinize geleni anlamaya çabalıyorsunuz. izahımı görmezlikten gelmenizin başka açıklaması yok. saygılarımla...
  16. açıklamasını yazıyoruz siz hala aynı eleştirilerdesiniz. bakın eğer kasdedilen sizin dediğiniz bir necislik olsaydı temizlenmeleri mümkün olmazdı. oysa iman ile her insanın temizlenebilme imkanı vardır. burada kasdedilen manevi yönden pisliktir. tevbeye yaklaşmayan müslümanlara savaş açan ve zulmeden müşriklerden bahsediliyor. gayri müslimlerin müfessirliğe olan merakı da ayrı bir husus olarak yeniden karşımızda. ayetleri bu şekilde ele alamazsınız. alırsanız kendinize, düşmanlık ve bilmeden reddetmekten öte yol bırakmayacaksınız.
  17. sayın yam yam düzelttiğiniz için ben teşekkür ederim. arkadaşımız "Allah ın verdiği nimetlerin BEDELİNİ ödeyemeyiz" diyerek konuyu biraz genişletmiş. yani yine de özüre binaen bi bedelden bahsetmemiş. sayın gerilla niyetiniz iyi de olsa yazdıklarınız dinen çok doğru değil. zira "Allah diyoki" diye başlayan cümleler büyük vebaldir. Kuran da geçmiyorsa kudsi hadis (ki bu da tartışılan bir husus) ile aktarılmamışsa, durum Allah adına konuşmalara girer ve büyük günah olur. doğuştan gelen engeller ve sakatlıklar tamamen tıbbîdir. din sıkıntılara sebep sunmaz fakat onlara karşı takınılması gereken tavrı ve duruşu belirler.
  18. vebalden bahsedilmiyor. "belki"lerle teselli savunmalarını yazmış arkadaşımız. bir kaç örnek verip konudan da uzaklaşılmış. özüre sebepler yazılmamış. sonucunda yapılması gereken ahlakî unsurlardan bahsedilmiş ki zaten vurguladığım gibi din sıkıntıların sebeplerini oluşturmaz ama bunlara karşı ahlaki ve dini tavrı ortaya koymayı da ihmal etmez. veballik bi durum yok. hıristiyanlıkta doğan herkes günahkardır. oysa İslamiyette doğan her insan günahsız tertemizdir. özürlü doğanlar da buna dahil. ortada vebal diye bi şey yok. bahsettiğim gibi bu tıbbî bir olaydır. tıpkı zamanında çözülememiş hastalıklar gibi. zamanla bunların da tedavisi bulunacaktır.
  19. tevbe 28-Ey müminler! Müşrikler pislikten başka birşey değiller. Müşrik olmaları bakımından onlar sırf pislik demektirler. Şirk manevî pisliklerin en fenasıdır. Ayrıca bunlar taharetlenmezler, gusül ve abdest nedir bilmezler, cenabet gezerler, maddi pisliklerden sakınmazlar. Ne bedenleri, ne elbiseleri pislikten arınmaz. Bu bakımdan da kendileri aynen ve bizzat pislik değilse de öyle denecek kadar pisliğe bulanmış ve batmış olan kimselerdir. Bundan dolayı da temiz değillerdir. Bu mânâyı hakkıyla anlatabilmek için kasır suretiyle ve mübalağa sığasıyla "pislik" buyurulmuştur ki, ayniyle necasetten başka bir şey değiller demektir. Bundan dolayı Abdullah b. Abbas'dan müşrikler tıpkı "Köpek ve domuz gibi aynıyla necistirler." diye, Hasan Basrî'den de "Bir müşrikle musafaha eden abdest alsın." diye birer görüş varsa da günümüz Caferileri gibi bazı Şiî gruplardan başka bütün mezhepler bu iki kavlin aksinedir. (yani islam alimlerinin büyük çoğunluğu bu açıklamayı reddeder) Zira öylesine ayniyle necis olsalardı hiçbir şekilde temizlenmeleri mümkün olmazdı. Halbuki onlar da iman ve taharet ile temiz olabilirler. Sonra aklen de açıktır ki, bu hüküm insan olarak yaratılmaları açısından değildir, şirk gibi kendi kespleri açısından arızî bir durumdur. Bu husus çok açık ve âşikâr olduğu içindir ki, mübalağa sığasiyle ayniyle pislik olarak gösterilmelerinde bir belağat vardır. Yani müşrikler de birer insan olmak bakımından aynen ve doğuştan değil, müşrik olmaları dolayısıyla itikat ve amel yönünden pisliğe batmışlardır. Sanki bir pislik gibi iğrenilecek durumdadırlar. Dışarıdan pislikleri görünmese bile şirkleri sebebiyle manen pistirler. İşte bundan dolayı: Bu seneden sonra Mescid-i Haram'a yaklaşmasınlar. Yani bu ilanın yapıldığı iş bu dokuzuncu hicri seneden sonra onlar Mescid-i Haram'a yaklaşmaktan menedilmişlerdir. Siz müslümanlar da bu yasağın uygulanmasından sorumlu tutulacaksınız. Öyleyse onları Mescid-i Haram'a yaklaştırmayınız. kalem 13 de geçen zenim kelimesi için Buharî'de bu sûrenin tefsirinde Mücahid ve İbnü Abbas'tan şöyle rivayet edilmiştir: "Zenim, Kureyş'ten kulağında, bazı koyunların kulağındaki küpeyi andırır sarkıntı gibi sarkıntı bulunan bir adamdır." İbnü Cerir ve İbnü Merduye de bu mânâda rivayet etmişlerdir. Fakat "bunun çalışarak elde edilen bir şey olmayıp yaratılıştan var olan bir şey olduğuna göre yerilen huylar arasında sayılmaması gerektiği halde, nasıl olur da huyların en yerileni, en aşağısı sayılır?" diye bir soru sorulduğunda bunun mânâsında bir müşkillik bulunduğunu söylemiş ve çözümünde duraksamıştır. Fakat yine Âlûsi'nin açıklamasına göre, bu özellik söylediğimiz gibi hem doğal hem sonradan kazanılmış olabileceği için, bunu sonradan elde edilmiş bir özellik olarak anlamak veya mecazî mânâya almak daha uygun olur. Onun için diğer mânâlarla izah edilmiştir. Sonra aynı soru, kişinin kendi yapması olmadan ona katılan ve ondan ayrılmayan diğer özellikler hakkında da sorulabilir. O halde gerek âyeti ve gerek rivayeti bu özelliğin sonradan kazanılmış olması noktasından ele alarak anlamak gerekir. Bundan dolayı in dalkavuk yahut küpeli alçak mânâsında olması uygun düşer. Bunlar herhalde bir n yani kaba, saygısız, acımasızın arkasındadır. Yahut utüll, kendisi de öyledir demek olur. Konu fena huylardan, alçaklıklardan sakınmak ve onların sembolü olup da o yola sevkedebilecek olanların ardına düşmemekle ilgili ahlâkî ve sosyal bir konu olunca, tefsirciler gayet renkli ve zengin olan bu Kur'ân kelimelerini anlayıp anlatarak irşada çalışmışlardır. Zira Kur'ân o fenalık sembollerine itaat etmemeyi emrederken, Kur'ân tertibinin güzellik ve inceliğine bir leke kondurmamak üzere onları her birinin sırasıyle çok beğenip takındığı şatafatlı bir tavır ve edâ içinde deste deste mimliyerek süzgeçten geçirmiş ve bunlara uyanların, hepsinden aşağılık olduğunu göstermek üzere de "soysuz"u hepsinin sonuna takarak, hepsini bir küll halinde fırlatıp atıvermiştir. kaynak: Hak Dini Kuran Dili, Elmalılı Hamdi Yazır ayetler öyle seçmece ve üstün körü ele alınmaz. öncesi ve sonrasıyla bağlantısı, ne sebeple gönderildiği ve Resulullah sav döneminde nasıl yorumlandığı tesbit edilmeye çalışılır. bunlar üstünkörü genel kurallardır. ayrıntısı için eğitim almanız gerekmekte.
  20. bozacı-şıracı ikilisi... baştan sona bilgisiz ve -tabiri caizse- şişme bir yazı. Kuran-ı Kerim de tevrattan da önce gelen bir kitap ismi anılır "zebur"... bu da onu incilden ve tevrattan ötelere götürür. türkler dinini yaymak için ne zaman gaddar bi politika izledi?? araplar ile türkleri aynı cümlede aynı eleştiri içine almış olmanız da -yaz geçmişinizi göz önüne alırsak- ayrı bir çelişki komedyası... müslümanlara laf atacağım diye kendi dediklerinizi dahi çiğniyorsunuz. yukarıdaki yazıyı yazana sorarlar: "insan binlerce yıldır bu acziyetini çözemedi mi? madem ilerlemesi yok neden bu kadar acziyetin içinde "Yaratıcı inancı"nı küçümsüyor? madem bir bilinemezlik var, insanı "Allah ın olmadığına inandıran kesinlik nereden kaynaklanıyor? ve din, madem ekonomik tekelleşmeyi destekliyorsa neden en çok maddi yardımı inananlar yapıyor?" ateizm toplumsal çözülmenin en büyük anahtarıdır. zira bireyseldir, "birliktelik" anlayışı yoktur. "ahlaki sistem"leri, "değerler"i yoktur. yapan bireysel fikirlerine binaen ahlaki ya da erdemli davranır (bunlar da çoğunlukla kültürün getirisidir.). bu da kişiyi bağlar. velhasıl-ı kelam değil içeriklerinin mantıklılığına, dışa yansımalarının dahi verilerine bakacak olursak ateizm bir halk için en büyük yıkımdır.
  21. Abendstern malesef demokrasi, adalet sanal alemde dahi "ütopik" bir kavram. dipnotun güya geri adımında dahi bir sürü karalamalar mevcutken ve yine de desteklenirken uyuma diye seslenmek gerek. dipnot tüm felaketleri müslümanların üzerine yıkmak biraz paranoya olmuş sizde. şu an ülkemize en çok zarar veren kurum ve sistem sizin desteklediğiniz YÖK kurumudur. ülkenin genç zihinleri bir bir eve hapsedilirken siz kalkıp bir sürü hakaretleri yine müslümanlara yapadurun. sonra da halkımın eğitim seviyesi, halkımın kanması, halkımın yazıklığı vs gibi küçük emrah psikolojisinde kendinize acıyın. ve yine topu müslümanlara atın. HALKI BİLİMDEN UZAKLAŞTIRIP ONU KÜÇÜMSEMEK HATALARINA TEPKİ VERMEK KENDİ EZİCİ EYLEMİNİZE İHANETTİR. kendiniz yazıp kendiniz oynuyorsunuz. bu oyun 3. sınıf bile olamaz!!!
  22. bir akıma (felsefî, dinî vs) en çok iki kısım insan zarar verir. ama bunlardan biri zarar vermeye çalışırken aynı zamanda onu daha çok güçlendirebilir. bunlar o akımın düşmanlarıdır. ikincisi ise akımın bilinçsiz bağnaz fanatikleridir. bunların o akıma hiçbir faydası olmaz, aksine akımın rengini bulandırır güç ve ilgi kaybetmesine sebep olur. DEYİM YERİNDEYSE BU KİŞİLERİN AKIMA MENSUBİYETİ AKIM İÇİN TALİHSİZLİKTİR. Atatürk'ün getirdiği akım için de geçerli. Atatürk, İslamiyete saygısızlık etmemişken sizin bu dedikleriniz hakaret ve iftiradır. yok eğer siz haklıysanız ve Atatürk "din"i bir gerici unsur olarak görmüşse sizin ona peygamberlik yüklemeniz yine Ona karşı hakaret ve iftiradır. kendi bağnazlığınızda boğuluyorsunuz dipnot.
  23. evet ortaya koyulan ile görülmek istenenin çarpıklığı nasıl da ayan beyan ortaya çıkmış. yam yam vesile olduğunuz için teşekkür ederim.
  24. sevgili jön dinimiz sıkıntılara karşı en güzel ahlaki duruşları belirler. sıkıntıları veren şartlardır. anne ve babanın kan grupları, genleri, biyolojik özellikleri, hamilelik sırasındaki hatalar veya aksaklıklar sakat doğumlara sebep teşkil edebiliyor.ümidimdir ki insanoğlu kendisine verilen nimetleri kullanarak tıbbî gelişmelerle buna engel olacaktır. tıpkı eskiden kader diye düşünülen "verem, tüberküloz, kuduz" vs hastalıklara çare bulduğu gibi. din buna karşı tavrın ne olması gerektiğini ortaya koyar. sabır, araştırma, nimetlerin hakkını verme, dua ve şükür...
  25. o halde -güya- bilimi kullanarak din ile uğraşmayın! bilim bir din olarak ele alınamayacak kadar değişkenlik, güvensizlik ve ihtimallik özelikleri taşır. kesinliği hep şüphelidir. ve tek gerçeği şüphenin kendisidir. tekrar vurguluyorum "din" olamayacak kadar değişkendir. bu da onun "iman" hususunda güvenilirliği olmadığını belirler. bilim bir din değil, "gerçek" olanları bulmaya çabalamaktır. onu din haline getirenlerle onu yok sayanlar bilimden bihaber -sadece- konuşmacılardır. dediğim gibi sadece konuşmacı olduğunuzu tasdiklemişsiniz. bu mücadele haktır. bu gibilerle sizden çok biz mücadele ediyoruz. ama biz iki kişi için binlerce insanı bir kefeye koymuyoruz. biz biliyoruz ki tek bir kişi bile bizim için büyük bir değerdir. bu korku konusunda profösyönel bir yardım almalısınız. bu ülke bu gibi koşullara gelmeyecek kadar güçlü ayaklar ve değerler üzerindedir. bilim "cennet, cehennem" tabirlerini kullanmaz ve böyle bir emeli de yoktur. ya bilimi bilmiyorsunuz ya da din düşmanlığınıza acil bi kılıf olarak bilimi seçmişsiniz. baç örtüsü bir bez parçasıdır. bu bilimsel bi açıklama. size yakışan bi tavır. ama aynı bilimsellik bayrağında bir bezden ibaret olduğunu size söyleyecektir. gerisindeki değerler o bez parçası dediğiniz nesneyi kutsal ve paha biçilmez kılar. bu da bilimi alakadar etmez. kaldı ki baş örtüsü anlamsız bir bez parçası dahi olsa başkalarının tercihidir. sizin ve diğerlerinin had sınırlarını aşar. haddinizi aşıyorsunuz. dilinize şiar ettiğiniz "saygı" kelimesini ahvalinize aksederseniz çok daha iyi olacaktır. Kuran bozulmamıştır ve bozulmayacaktır! tarih sizin gibi insanları da mahkemesinden geçirdi sayın dipnot. görüldüğü üzere adolf hitler gibi sizin de kınanmaktan öte bi şekilde anılma ihtimaliniz yok.

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.