Zıplanacak içerik

evrensel-insan

 Saygıyla Anıyoruz
  • Katılım

  • Son Ziyaret

evrensel-insan tarafından postalanan herşey

  1. evrensel-insan şurada bir başlık gönderdi: Felsefeye Giriş
    Teleology; tabi fenomendeki akilcilik ve amacin oldugunu savunan FELSEFI bir gorustur. Turkce'de, erek olarak bilinen ve "gerçekleştirmek için tasarlanan ve erişmek istenilen şey, amaç, gaye, maksat, hedef" olarak tanimlanan gorustur. Iste daha onceki mesajlarda deginilen her turlu "bes duyu ile algilanan" ve nesne, madde, somut olarak ifade edilen (evren, doga, dunya, tabiat, varolus, madde) olgularda, bir "tasarim, plan, amac v.s.) oldugunu one suren bu gorus; yine daha onceki mesajlarda aciklanan ,yaratilisin, tasarimcilik/plan/programlamasina v.s. "terfi etmis" halidir. Bugun maddeden, tutunda evrene kadar (panenteizm), insanoglunun kendisi, de dahil yaratilis gorusune yeni bir icerik getirir. Herseyin, insanozelligi olan ve insan ozelliginin oznelligi ile verilmis iceriginin, nesnel temelin bunyesinde oldugunu iddia eder. Henuz bilimin bilimselliginden farki acik olarak ortaya konamamis bu gorus, aslinda dogal zihniyetin dogal egosunun son duragidir. Bu son durakta, kisinin teleolojik degerlendirmesine gore, kendisini ve insanoglu turunu teslim edecegi bir nesne ereksel beslenir ve dogallik kisvesine burundurulur. Daha once detayli acikladigim bu tanrilastirmaya, bu mesajda fazla girmeyecegim. Yalniz, bilhassa materyalizmi savunan ve evrimi savunan evreni savunan v.s. arkadaslara, ufak bir hatirlatmam olacak. Sakin ha, savundugunuz nesnel olgulara, teleolojik bir icerik vermeyiniz. Verdiginiz an, o icerik verdiginiz nesne, sizin tanriniz ve de mutlaklastirdiginiz, sabitlediginiz, sahiplendiginiz ve sizi ve de insanoglu turunu teslim ettiginiz, dogal zihniyet ve dogal egonun son duragi olur. Oyuzden nesnel temel olarak savundugunuz, herhangibir ideolojik inancsal dogrunuzu tanrilastirmayiniz, sabitlemeyiniz ve kendinizi ona teslim etmeyiniz. Tanrisini arayanlara ve bulamayanlara duyurulur. Buradaki en buyuk dikkat edilecek nokta, bu nesnelere/olgulara (madde, doga, dunya, evren, evrim v.s.) insanoglunun soyutlamasi ile bilimsel, ya da inancsal ekledikleri ve epistemolojik gerceklik olarak evrensel onaya ulasmamis ve yanlislanabilmesi mumkun olmayan kurgular (kanun, yasa, kaide, kural, teori, tez, hipotez, sistem, duzen, amac, gaye, tasarim, v.s.) dir. Oyuzden evreni/evrimi v.s. bilimsel ortaya koymak baska, inancsal ortaya koymak baska, evrene/evrime teleolojik ozellik katmak baskadir.
  2. evrensel-insan şurada bir başlık gönderdi: Felsefe
    Felsefenin varlik konusunu isleyen metafizik dalinin, mustakil var olan varlik ile ilgili ideolojileri materyalizm (madde), idealizm (dusunce) ve pozitivizm (yok) olarak, insanoglu tarihinde yerini almistir. Pozitivizm, temel olarak akilciligin bir urunudur. Cunku akil, pozitivi ortaya koyar ve bu pozitivite, madde ve dusunce temelini red eder. Mustakil var olan varligi da, akilciligin temelinde "yok sayar." Pozitivizmin, inanc felsefesi ve teolojiye bakis acisi, ya insanoglu turu ve biri disindaki akilli tasarimcilik, panteizm (en genis mekan olarak evren) ve hyloteizm (maddenin akilciligi ve tanrisallasmasi) en cok bilinenlerdendir. Eger pozitivizmin akilciligi, kisisel duzeyde ve kisinin sadece kendi, inancsal dogrusu soz konusu ise, bu temelde de bireyci akilciligin; aklinin tanri aramasi temelinde ortaya koyacagi ve aklin inancsal olarak dogrulayacagi bir tanri ve tanrilastirma dusuncesidir. Akilciligin pozitivizmi de ayni temeldedir. Cunku akil, bir seyi algiladiginda, bu alginin var ve yok ifadesi algi temelinde pozitivizmdir. Sadece anlam, ifade ve dibilgisi icerigi olarak negatif, ya da olumsuz ifade edilebilir. Pozitif dusunce uretimi iste bu aklin bireyci, tasarimli, teleolojik ve teolojik uretimidir. Ateizmin akilciliginin materyalist temelde ve tanri algisinda negatif ve olumsuz olmasi da, tanriyi madde temeline oturtamamasindan kaynaklanir. Bu acidan ateizm, tanri konusundaki akilci inancsal dogrusu olarak, ya tanrinin varligini madde temelinde, ya da tanriya inanci, olan din felsefelerinin genel ya da ozel temelindeki icerikte bir tanrilarinin olmadigini one surerek gerceklestirir. Ateizmin, kisisel anlamda pozitif akilciliginin sonucu, aranan bir tanrinin bulunmasi temelli, ya hyloteizm, ya da panteizm, ya da kisisel tatmin ve ikna olma temelinde, monoteizmdir. Mantiksal pozitivizm de, pozitif dusunce de akilciligin bir urunudur. Pozitivizmin, felsefenin metafizik dalinin varlik ile ilgili gercek varlik katagorisindeki ideoloji inancsal dogrusu ise isimciliktir. Akilciligin, isimciligi; gercek varligi nesnel ve oznel olarak yoklar ve gercek varligin pozitif bir isimden olustugunu one surer. Pozitivizm ve akilciligi, bilimsel metoda ve bilimsellige degil; ideolojiye, inancsalliga ve dogruya dayanir. Bu temelde de epistemolojik gercekci degil; akilci dogrucudur. Pozitivizm ve isimcilik; mustakil var olan varligin ve gercek varligin kendi kendisini kendi adina ortaya koyamayacagini, bunlari ancak pozitivizmin ortaya koyabilecegini ideolojik inancsal bir dogru olarak ortaya koyar. yani mustakil var olan varlik pozitiftir ve gercek varlik ta isimdir. Burada her iki ideolojik inancsal dogru temelinde bir mantiksal pozitivizm, yani pozitivizm ve isimciligin aklin bir turevi oldugu gorusu hakimdir. Her ikiside aklin ne olduguna deginmez, sadece akildan yola cikar. Iste bu akil, ya evrenin aklidir, panteizm; ya akilli bir tasarimcidir, teoloji ya maddenin Aklidir, hyloteizm, ya da bireyci akilciliktir. Teleoloji de, seylerde akilcilik temelinde, bir amac, gaye v.s. arar. Bu temelde de dogal zihniyet ve dogal egosunun evrensel ayniliktaki yapilanis ve isleyislerinden; pozitivizm, bir (nicelik) ve nokta (nitelik) ucleminden biridir. Kendinin nedenini pozitivizm olarak aklin inanciyla dogrular.
  3. E. Kant'a kadar, kendi bunyesinde hareket eden, Empirizm, deneycilik ve rationalizm, akilcilik; Hegel ile boyut kazanmis ve Diyalektigi dogurmustur. Tum bu gelismeler gunumuzde, rationalizmi, idealizme ve akilli tasarimciliga, empirizmi de, bilgiye, bilime ve epistemolojiye yaklastirmistir. Gunumuzde artik, bu iki grup biribirini kabullenmeyecek kadar ayrismistir. Cunku, akilciligin temeli, inanca, soyuta; empirizmin temeli de, gozleme, deneye v.s., yani somuta dayanir. Akilcilik, sezgi, duyum olarak gelisirken; empirizm, bilim ve bilimsellige, yanlislanabilme boyutunu katmistir. Akilciligin, tasarimciligi yaninda, bireyciligi de; bencil ve ego olarak sahne almistir. Empirizm ise, insanoglunu epistemolojiye, dile, bilime felsefey v.s., kisaca insanoglunun bugun ortaya attigi ne konu varsa, onlarin on kabullerini, sorgulanmazlarini, mutlaklarini v.s. degisebilir ve degistirilebilir temelinde yanlislamaya yonelmistir. Bugun tasarimci ve bireyci akilcilik, emperyalist zihniyetin hem tanrisinin, hem de guc, iktidar ve otoritesinin sembolu olurken; empirizm, bilimin, bilmenin, bildirmenin, bulusun, deneyin, gozlemin, arastirmanin, sorgulamanin, ve degistirme ve degisimin ayni zamanda da; ispat, delil, ksanitin degil; yanlislamanin, cikarsamanin ve curutmenin semboludur. Madde ve nesneden yola cikan dusunce, eger; akilciliga saparsa, inanci eliyle tanrisini bulmak zorundadir. Cunku, tanriyi (kabul/red; var/yok degil), arayan akil, onu mutlaka bir ozdeslestirme ile bulacaktir. Bu temelde de bilim ve bilimselligin, akilciliga sapisi, inanci bilime katmak anlamini tasir. Bu iki farkli deolojinin birlesimi, diyalektik monizm (mono olarak, materyalizm, ya da idealizm), pozitivizm, pragmatizm ve liberalizmi dogurmustur. Nihilizmin temelide; AKILCI GOZLEM'e dayanir. Tanriyi, gozlem olarak oldurur, fakat akil olarak olduremez. Varolusculuk, fenemenoloji, mantiksal pozitivizm de bu birlikteligin urunudur. Bu birliktelik suresinde; bir cok ideolojik inanc ortaya atilmistir. Daha sonra, Post modernizm, bilhassa dilin, linquistik ve etimolojik temelide, yapisokum akimini (Derrida-deconstruction)ve construction, yapilanim, dallarina gecmistir. Rationalizmin, felsefi olarak sona erdigini kendince aciklayan;soz"objectivity is male subjektivity" , yani "nesnel olmak, erkek oznelligidir" seklinde bir sozdur. Oyuzden gunumuzde, akilcilik ve deneyciligin neler oldugunu ve birbiriyle olan ilskisini farkini cok iyi algilamak gerekir. Cunku akilciligin, bireyciligi; ben ve egoyu one cikarmistir.
  4. Bilim/Bilimselligin Bunyesindeki Metafizik Tehlike Insanoglu ta ilk soru-cevap ile neyin ne oldugunu sorgulamaya ve ortaya koymaya basladigindan beri, bunu hep varlik ve olmak temelinde yapmistir. Bilimin felsefenin bu varligi irdeleyen ve ortaya koyan metafizik dalinin ideolojilerinden yesermesine de sasmamak gerekir. Bu ayni, tarihteki ilk dine ters ve karsi cikislarin din adamlarindan geldigine benzer. Simdi metafizik temeldeki tum ideolojilerin, bilim ve bilimsellik acisindan, bilim ve bilimselligin bunyesindeki potansiyel ideolojik inancsal ve spekulatif teori "tehlikesini" ve bilim ve bilimselligi, nasil ve ne yolla inancsalliga ve spekulasyona tasidigini gorelim. Materyalizm, ortaya ciktigindan beri, bilimin temelini teskil etmektedir. Buradaki en buyuk sorun; materyalizmin kesinlik ve ispatsal temelli bilimi sabitlestirmeye ve bu sabitligin yaninda bazi bilimsel disiplin degerlerini hem sorgulanmaz hem de degismez kilmadir. Idealizm, genelde tum soyutlarin temeli sayilan dusunceyi one cikarir. Buradaki tehlike de dusuncenin teorik bir icerige donmesi gerekirken, bu dusuncenin inanc temelli ideolojik icerik kazanmasi ve bilimi doga ustu, dunya otesi, mistisizm, mitoloji v.s. temelli bilimsel kurguya tasimasi ve bilim ile felsefeyi dusunce ve inanc olarak ayirt edememesidir. Hem materyalizmin, hem de idealizmin birbirine karsit yapisini ortaya koyan; ideolojik inancsal dogrusallar ve bu dogrusallarin evrensel bir icerik tasimamasi ve cogunun da, yanlislanabilir olamamasidir. Materyalizm bilimi teori ve pratikte ortaya koysa bile ispat ve sabitlige ve de dogruya yonelir. Subjektivizm, yani oznelcilik ise; bilimin ve bilimselligin temeline bilim adaminin kendi inancsal ideolojik dogrularini monte etmesinin sorunudur. Pozitivizm ise; bilime hep pozitif yanasarak, hep dogrudan yana bir mentalite yurutur, ne cikarsama, ne de yanlislama pozitivizm de yer almaz. Nominalizm, yani isimcilik ise; spekulatif teorilere sanki bilimsel olarak kanitlanmis gibi isim vermek ve bir cesit onu mesrulastirmaktir. Evren'in yok olmasi konusundaki big crunch, buyuk catlama gibi. Halbuki bil kokeninin epistemolojisi, tamamen bilim ve bilimselligi icerir. Hem dusunce/inanc farkini, hem bilimsellik/inancsallik farkini; hem ideoloji/teori farkini hem de epistemolojik bilme siniri ile spekulatif fikir one surme farkini ortaya koyar. Teori soyutundan, pratik somutuna gitme yerine; pratik, deney, gozlem, bulus somutundan, teori soyutuna yonelir. Iste bilimin ve bilimselligin bunyesindeki epistemolojik temele adapte olmus metafizik var ve olmak tehlikesi ve onun ideolojik inancsal dogrularinin tehlikesi budur. Bilim ve bilimsellik bunyesindeki bu metafizik unsuru kokten ve temelden yok etmedikce de dusunce ile inancin ic iceligi bilim ile ogretinin ic iceligi ideoloji ile teorinin ic iceligi ve bilimsellik ile inancsalligin iciceligi epistemolojik sinirin spekulatif asimi ile ic iceligi her zaman mumkun olacak bir olanak dahilindedir. O yuzden bilimi ve bilimselligi savunuyorsak; bu metafizik unsurlari iyi algilamali ve farkina varmaliyiz.
  5. Konu daha detayli algilansin diye, bazi alintilar ve linkler verecegim. Bilimsel yöntem çeşitli yeni bilgi edinmek veya bilinen bazı bilgileri doğrulamak veya düzeltmek amacıyla, çeşitli fenomenleri araştırmak için ve geçmişte kazanılmış, öğrenilmiş bilgileri tamamlamak için kullanılan yöntemlerin bütününe verilen isimdir. Bilimsel yöntem(ler) gözlemlenebilir, deneysel (ampirik) ve ölçülebilir kanıtların belirli bazı mantıksal prensiplerle incelenmesine dayanır-Alinti- http://tr.wikipedia.org/wiki/Bilim Burada madde degil, fenomenden bahsediliyor. yukaridaki "duzeltmek" yanlislanabilirliktir. Maddecilik, özdekçilik veya materyalizm, madde ve maddenin hareketleri ile değişimleri haricinde hiçbir şeyin varolmadığına dair felsefî teori sistemidir.-Alinti- http://tr.wikipedia.org/wiki/Materyalizm Ontoloji ya da varlık bilimi, temel sorunu varlık olan felsefi disiplin. Varlık ya da varoluş ile bunların temel kategorilerinin araştırılmasıdır. "Varlık" ve "varoluş" ayrımını; "Varlık vardır" ve "Varlık yoktur" fikirlerini tartışır.-Alinti- http://tr.wikipedia.org/wiki/Ontolojik Natüralizm iki farklı felsefik görüşte incelenir: Yöntemsel natüralizm (veya bilimsel natüralizm) ki bu epistemoloji üzerine yoğunlaşır: "Dünya üzerinde güvenilir bilgiyi edinmenin yöntemleri nelerdir?". Metafizik ve dini inançtan bağımsız, özellikle "bilgi" edinmenin pratik yöntemleriyle ilgili epistemolojik bir bakış açısıdır. Buna göre varsayımların doğal neden ve olaylara göre açıklanıp test edilmesi gerekir.[1] Gözlemlenebilir eylemlerin açıklamaları yalnızca doğal nedenlerle ilişkilendirildikleri sürece pratik ve faydalı olur (mesela "kesin işleyişler" buna örnektir, ama "şüpheli mucizeler" değil). Yöntemsel natüralizm modern bilimin temel prensibidir. Bazı filozoflar bu düşünceyi daha da genişleterek yöntemsel natüralizmin felsefenin de temel prensibi olduğunu söylemişlerdir. Bu bakış açısına göre bilim ve felsefe bir bütündür. W.V. Quine, George Santayana ve diğer bazı filozoflar da bu düşünceyi desteklemişlerdir. Metafizik natüralizm, (veya ontolojik natüralizm veya felsefik natüralizm) ontoloji üzerine yoğunlaşır: Bu bakış açısı daha çok varoluş ile alakalıdır: var olan nedir ve var olmayan nedir? Natüralizm "tabiat vardır ve bütün temel doğrular tabiatın doğrularıdır."[2] metafiziki pozisyonuna sahiptir.-Alinti- http://tr.wikipedia.org/wiki/Nat%C3%BCralizm_(felsefe) Yukaridaki link bazen cikmiyor. Cikan linkin arama sayfasina "nAturalizm" yazip, cikan sayfadan, ikinci baslik "Naturalizm (felsefe)" yi tiklarsaniz, yukaridaki alintinin yer aldigi sayfaya ulasirsiniz.
  6. Bilinen, algilanan ve kabullenilen temelinde, notr algi ve disaridan bakis acisinin, epistemolojik gercekliginin gozlemi temelinde, ontolojinin altili ideolojisinin de bilimsel "cikmazi" vardir. Bu cikmazlar. Mustakil var olan varlik temelinde; Idealizm-Dusunceyi one cikarir, fakat dusunceyi gozlem, yanlislanabilirlik, test edilebilirlik ve degiskenlik yerine akila, algiya tasir, insanoglunu gale almaz ve sabit, kalici, degismez inanca yonelir. Gercek varlik paraleli ozneldir. Materyalizm-Maddeyi one cikarir, Dusunceyi maddeye baglar, fakat insanoglunun algi yonunu ve kendisini gale almaz, gozlem, yanlislanabilirlik ve test edilebilirlik yerine, aklin doyurucu, tatmin edici, dogrulayici yanini one cikararak ispatci, kesinlikci, mutlak v.s. yanasir. Gercek varlik paraleli nesneldir. Pozitivizm-soyutlamayi one cikarir, maddeyi de dusunceyi de gale almaz, algiyi pozitif olarak ele alir, insanoglunu bir arac olarak gorur, gozlem, yanlislanabilirlik ve test edilebilirligi gale almaz. Gercek varlik paraleli isimciliktir. Halbuki epistemoloji, bilimsel olarak fenomeni, yani gozlemlenebileni one cikarir ve bunun test edilebilirligini ve yanlislanabilirligini ortaya koyar. Ne sabit, kalici, degismez, ne kesinlikci, mutlak tir. Seyin ontoloji gibi ne oldugunu ortaya koymaz, sadece ortada olani gozlemler ve bilgi turetir. Soyutlamasi, bilimdir, soyutu teori, formul, tez, hipotez v.s. dir ve somutu da, gozlemdir. Metodu ise, test edilebilirlik ve yanlislanabilirliktir. Bu temelde de, surekli suregelen bir surec olarak bilgi turetir. Fenomen olarak, madde gozlemi, dusunce olarak teorisi, pozitiflik olarak ta soyutlamasi vardir. Ayrica, ontolojinin akilci temeli yerine, epistemolojinin deneyci temelini kullanir.
  7. Bir seyin varliksal olarak var veya yok oldugunun tartismasindan once onun kavram olarak ne oldugu ortaya konulmalidir. O yuzden bir daha soruyorum, sence varlik ve madde nedir?
  8. Basliktaki soru isaretinin cevabi, her cevabi verenin kendi ideolojik inancsal dogrusu olacaktir. Bu da sadece dogrulayani baglayacaktir.
  9. "Bir yasindaki bir kiz cocugu ile evlenilebilir" diyen, "olu ile ilk 6 saat icinde sex yapilabilir" diyebilen, cocuk ile yetiskin farkini algilayamayan, biyolojik gelisimi, beyinsel gelisim ile bir tutan, kiz cocuklari icin evlilik yasi belirleyemeyen ve sadece adeti biyolojik olarak hedef alan v.s. kisaca akli beyninde degil de, seyinin ucuinda uckurunda olan ve kendi tahrik olmasini teshire baglayan, 13 yasindaki bir kiza yapilan tecavuzu "kiz da istemistir" diye degerlendiren. Disinin kadinina insan muamelesi yapomayan "erkegin, elinin kiri/esyasi/oyuncagi/namusu" v.s. olarak degerlendiren ve de saymakla bitmeyecek sekilde, zihniyeti pedofili, nekrofili, cinsi sapiklik, tecavuz, insan hak ve ozgurluk ihlali olan bir zihniyetten baska ne beklenir. Onlar icin bir seyin ne oldugu degil; disai gorunumlu olmasi yeter.
  10. Aslinda bilimsel olmayan bu konunun, bu bolum de olmasi bile yanlis. Basligin yeri, felsefe ve metafizik ve onun fizik otesi konusu.
  11. Varligin tanimini yapar misin? Maddenin tanimini yapar misin?
  12. Parti ya da iktidar devleti.
  13. Sen Allah'inin kendi kendine olustuguna inaniyorsun da, neden baska seylerin kendi kendine olustuguna inanmiyorsun? Hani bilirsin, bir N.Hoca fikrasi vardir "Kazanin dogurduguna inaniyorsun da, oldugune neden inanmiyorsun? Ayrica dinin sabit oldugu dogrudur, ama gercekligi sadece uygulayan icindir. Kuran, o devirde ve sadece o cografya ve topluma yonelik etik, metafizik bir yonlendiren ve yaptiorimlar sunan bir rehberdir, o kadar. Dolayisi ile bugun cagdisidir, bilimsel degildir, bilissel degildir ve 21. yuzyilda uygulanir degildir. Aslinda "bizde olanin ne oldugu degil; senin mantiktan ne anladigin onemli. Ayrica ne Muhammed'in yasadiginin, ne de Kuran'in ne oldugunun tarihsel olarak verisi de yoktur.
  14. Bilinc, turkce literaturde genelde suur ile ayni anlamda algilanan bir kavramdir. Halbuki suur bir yasam yetisi iken, bilinc bir numenal yetidir. Bilinc: insanoglu numenal yetisinin algilama, kavrama, idrak etme ve bilme ve de insanoglunun dusunce ve davranisini hem ozgur irsadesi hem de bilerek ve algilayarak yerine getirmesidir. Bilincli olmak: Kisinin dusunce ve davranisinin algisinda, bilgisinde ve farkinda olmasi. Yani neyi neden yaptigini, ne dusundugunu,ne den oyle davrandigini kendine ve baskasiuna izah edebilme, aciklayabilme durumudur. Bu durum hem ozgur iradeli hem de bilincaltisartlanmisliginin alisilagelmis bir hareketi olabilir. Bilincalti: Kisinin beynine dogumdan itibaren yerlesmis her turlu veri, deger ve tabunun; otomatik, yerlesmis ve alisilagelmis olarak uygulanmasi ve yerine getirilmesidir. Sorgulanmaz, degerlendirilmez ve dusunmesi yoktur. Sadece olan dusunce yerine gelir ya da getirilir. Bilinckapaliligi: Kisinin bir dusunce , davranis ya da bilgiye; direk karsi cikmasi, duymak/gormek istememesi ve onu kendinden uzak tutma girisimi ve onu beynine almaya algisinin kapali olmasidir. Bu her konu kavram ve deger de veride olabilir. Bir cesit sabitfikirlilik, tutuculuk, gericilik, cagdisilik ve muhafazakarlik denebilir. Bilincacikligi: Kisinin beyninin duyum ve duyularinin bir dusunce, davranis ya da bilgiyi algilayabilme, degerlendirebilme ve ustunde dusunme uretebilme durumudur. Bilinc acikligi bilincaltinin tam tersidir. Cunku bilincin aldigi bilincalti ile mucadele eder ve kisi cikmaza ve bosluga dusebilir, korku ve endiseye kapilabilir ve kendi beyninde bilincli ya da bilincsiz bu yenilik ile kabuillenme karsi koyma mucadelesi verir. Bilissellik: Bir dusunce bilgi davranis konu ve kavrami algilayabilme, idrak edebilme kavrayabilmedir. Bilincin acikligini gerektirir. Ayrica bilissellik bilincli olmak ve ozgur irade farkindaligi da gerektirir.-cognitivizm Bilisselsizlik: Bir dusunce, bilgi davranis konu ve kavrami algilayabilememe, kavrayabilememe, idrak edebilememe durumudur. Bilincin kapaliligi yaninda o dusunce, bilgi v.s. duzeyinde bir ogrenim ve bilgilenim almamis olma durumudur.-noncognitivizm Bunun iki yoku vardir, Bilissel olan ve bilissel olmayan. Bilissel olan konu kavram v.s. yi kavradigi, idrak ettigi, algiladigi halde; gereksiz, luzumsuz, anlamsiz v.s. olarak degerlendirmektir. Bilissel olmayan ise konu kavrami kavramaya, idrak etmeye ve algilamaya beynin cesitli nedenlerden kapaliligidir. Aslinda konu ve kavramlar detayli ve onemlidir. Katilim olursa da bu detay ortaya cikacaktir.
  15. evrensel-insan şurada bir başlık gönderdi: Din Felsefesi
    Din kavrami; tarihler boyu insanoglu tarafindan ortaya atilmis, ilk sinifli toplumlarin cikis temelini yaratmis, bulundugu toprak butunlugundeki topluluklari, bir amac ugrunda-ki bu herzaman tanri olmustur-o amaca bagli kilma, ve bu bagli kilmayi da bir duzene oturtma-kitap gibi-sistemidir. Dinin en buyuk ozelligi, insanoglunun kontrol ve iradesini baska bir guce baglama ve onlarin rahatlik ve mutlulugunu, onlara bir dizi verilerle sunma sistemidir. Din, insanoglunun, ustunde bir gucu one surerek, insanoglunu gucsuz ve o guce yonelik kilar. Din ve dinler tamamen, insanoglunun kendisini asan konulardaki, bilinmezlik ve herseye cevap verememezlik temelindeki tanri arayisinin, yine insanoglu eliyle, kulluk ve kolelik temelinde, toplumlarin yasam iliski ve iletisimlerine indirgenmesi, somut bir sistem haline getirilmesidir. Dinin en buyuk dayanagi, genelde bu dunyanin gercek olmadigi ve gercek dunyadisi cografyanin-cennet, cehennem-insanogluna sonsuzlugu sunacagini ve bu sonsuzluga yolculugun, bu dunyadaki yasanan deneyle saptanacagini savunmasidir. Goruldugu gibi, dinde insanoglunun sorunlu evrensel dusunce temelinden kaynaklanir.Cennet-cehennem hem bir ikilem, hemde karsitlik icerir. Tabi ki, dini kullanan ve kendi cikar dogrultusunda orgutleyen zihniyetin bir urunudur.Yani kisaca cennete gidebilmek icin, bu dunyada teslimiyet onerilmektedir.Cehennem ise bu teslimiyete uymayanlar icindir. Gunumuz dunyasinda artik; dinde ve onun bagli oldugu tanrida bir inanc sorunudur.Toplumsal bir karakter yapisindan ziyade, kisisel bir karakter yapisina burunmustur. Oyle veye boyle, tanriyi arayan bir inanc, yine oyle veya boyle bu aradigi tanriya ulasmak icin; ya kendi dusuncesiyle, ya da kendine verilen dusunceyle bu ulasimi saglamaya yonelir. Bunun kisisel bir temelde dini bir yonelis olup olmadigi tartisma konusudur. Yalniz su unutulmamalidir ki; insanoglu kendi disinda insanustu bir guce yoneldigi muddetce ve bu gucu izah edemedigi veya ortaya koyamadigi muddetce tanriyi bulmasi kacinilmazdir. Eger kisisel temelde, bu bulunan tanriya yonelim ve yonlendirim gelisir ve buna ait bir ideoloji ortaya atilirsa hic kuskusuz buda din olacaktir. Benim onerim ise; insanoglunun kendinden baska bir guc aramamasi, boyle bir guce yonelmemesi, hem kendi, hem kendi cinsi, hem uzerinde yasadigi dunya, dogasi ve uzerinde yasayan tum varliklariyla birlikte uyumlu, gecinir iliski ve iletisimi insana yakisan bir duzen kurmasidir. Sonucta, kendi dahil herseyi kendi dusunce yapi ve karakterinin algisiyla kavramlayan, teorileyen ve bu teorileri pratikte uygulayan insan, butun bunlari kendisinin yaptiginin ve kendisinden baska bir gucun olmadiginin bilincine varmalidir. Ortaya attigi ideolojilerle, kaos yaratmak, toplumlari ayirmak ve bolmek birilerini suclayip birilerini kayirmak yerine; tum insanligi kucaklayacak ve gercekci temelde yasami iliski ve iletisimi insanlik adina yonlendirecek bir evrensel felsefede tum ayrimci ve bolucu olmayan ideolojileri birlestirme temelli bir anlayisi kazandirmasi gerekir. Ortaya koyamayacaklari yerine, ortaya koyabileceklerine yonelmesi ve bunu evrensel bir ortaklik temelinde yapabilmesi, hem insanin hemde onun disindaki tum varliklarin yararina olacaktir. Unutulmamasi gereken son nokta, epistemolojinin gercekligidir. Yani insanoglu ne kadar herseyi ortaya koymaya calisirsa calissin, bunu basaramayacak ve herzaman bir bilinmeyenle, ispat edilemeyenle karsi karsiya kalacaktir. Iste insanoglunun bu bakis acisinin bu gercegi, onu hicbir zaman tanridan kurtaramayacak ve ona ulasmak icin de onun ideolojik dinini yaratacaktir. Unutmamak gerekirki, insanoglu butunun bir parcasidir ve her parca gibi kendi parcasina odaklanmalidir. Parcanin butunu ortaya koyma cabasidir ki, ona tanriyi kavramlastirmistir. HENUZ KENDI PARCASINI BILE ORTAYA KOYAMAMIS INSANOGLUNDAN, BUTUNU ORTAYA KOYMASINI BEKLEMEK SPEKULASYONDAN BASKA BIRSEY DEGILDIR. Yapmasi gereken kendi parcasinin yasam ve iliski ve iletisimini ortaya koyup, diger parcalarla uyumlu bir sekilde gecinmek ve onlari kendi parcasi yararina-kendi arasinda bolunmeden ve ayrilmadan-kullanmak ve onlardan yararlanmaktir. Insanoglu ancak bunu basarabilirse, tanridan ve ona ulasma istegi dini orgutlemekden kurtulur. Aksi bilinmezlik bataginda bogulmak, kendini gorememek, kendini kendi disina baglamak ve kendinin kontrolunu kendi disindaki bir guce vermektir. BU GUC OYLE VEYA BOYLE KAVRAM OLARAK TANRIDIR. Sorumuz:INSANOGLU KENDI YASAMI ILISKI VE ILETISIMINI KENDISIMI YASAYACAK, YOKSA BASKA BIR GUCEMI TESLIM EDECEKTIR? Bu soruya verilecek cevap, insanoglu butununun ve her bir kisisinin yasam anahtari olacaktir.
  16. Felsefi temelde tanri kavrami, metafiziksel olarak tartisilir.Yani varlik otesi sorgulamasinda;"Varlik nedir?, nelere varlik denir-denmez?, varlik nerden gelmistir?,kac turlu varlik vardir?,var olan hersey varlikmidir?,varligin kokeni nedir?"ve benzeri sorulari soran, cevaplayan ve tartisan felsefe dali metafiziktir. Varligi, tanimladiktan ve ispatladiktan sonra, yani "varlik vardir ve bu varliktir" dedikten sonra metafizik tartisma biter. Tanri konusunda ilk tartisilacak olan tanrinin bir varlik olup olmadigidir.Eger tanrinin madde gibi bir yansisi yok ve yansisal algi mumkun degilse; o zaman tanri varlik degildir.Bu temelde varlik olmayan tanrinin var-yok tartismasi hem abes hemde mantik disidir. Diyelimki tanri maddelestirildi, bazi dinlerde oldugu gibi, yani cisim olarak ortaya kondu. O zaman maddesel olarak yansiyacagi icin, algilanacaktirda. Yalniz burda bir soru akla gelir. Bu yansiyan cisim tanrimi dir, degilmidir? Buradaki verilecek tek cevap sezgisel, yani duyumsal, hissel ve inancsaldir.Yani oyle hissediyorsan, tanridir; oyle hissetmiyorsan degildir. Gorusler belirtilir ve tartisma orda biter. Zaten tanri maddelestirilmediyse ve tamamen soyut bir kavramsa; o zaman varliktan soz etmek ve varligi olmayanin var- yok tartismasini yapmak, mantik disidir. Bilindigi gibi, islam dininde tanri soyut bir kavramdir.Dolayisiyle tanri varlik olamayacagindan, islam dininde tanri var-yok tartismasi hem abes hemde mantik disidir. Eger tanri soyut bir kavramsa ve varlik degilse o zaman nedir? Bu soruya cevap vermeden once, dusuncenin yansisini algiladigi maddeden baska; bir algi cesidi daha vardir. Bu da sezgidir.Yani, dusunce sezdigini,hissettigini ve duyum aldigini da kavramlamistir. Madde gibi yansisi olmayan ve bes duyuyla algilanamayan, bu soyut kavram cesidi; yani inanc, sadece bu sezgiyi alana, hissedene pozitiftir. Bu sezgiyi almayana, sezmeyene hissetmiyene ise negatiftir. BUTUN SOYUT KAVRAMLAR INANC KATAGORISINE GIRER.Basta tanri olmak uzere, dogru, yanlis, guzel, cirkin, iyi, kotu, milliyet, hurriyet, demokrasi, butun ideolojiler,butun sosyal bilimler, renkler, zevkler, fobiler, hobiler, v.s. Buradaki dikkat edilmesi gereken en onemli nokta ise sudur: Inanclar, sezgiseldir ve sezgiyi hissedenler icin vardir ve algilanir; hissetmiyenler icin yoktur ve algilanmaz. Buradaki en buyuk sorunda, ne algiliyanin algiladigini ne de algilamayanin algilamadigini biribirine ispati mumkun degildir.O yuzden inanclar, soyuttur, kisiseldir, sezginin algisina yoneliktir, degiskendir, gorecelidir, ve kendi icinde tutarsizdir. Inanc temelinde de; sezgiyi algilayan inanir, sezgiyi algilamayan inanmaz. Dolayisiyle inanclarin tartismasi da bir yerde mantik disidir. Cunku sonuc ya sezgiyi algilatmaya yonelik, ya da algilanan sezgiyi hissetmemeye yoneliktir. Tekrar, islama donersek; soyut tanri kokenli olan bu dinin tanrisini varlik temelinde var-yok tartismasina tasimak nekadar mantiksizsa; inanc temelinde tartismak o kadar mantik disidir. Dolayisiyle, tamamen sezgi temeline dayanan islam dinini,-karsilikli inanc tartismasi yerine-tarihsel temelde ortaya koymak, dini her yonuyle sorgulayip-nedenleyerek, inanc konusundaki secimi kisilerin kendi insiyatifine birakmak ve inananin, inanmiyani;inanmiyanin da inanani hor gormemesini, kutuplasmamasini saglamak ve INANCI SADECE KISISEL BIR TERCIH OLARAK GORMEK VE ALGILAMAK VE BUNUN DEGISEBILIRLIGINI SAVUNMAK EN MANTIKLISIDIR.
  17. evrensel-insan şurada bir başlık gönderdi: Diğer Edebi Türler Forumu
    Eupraxsophy, Paul Kurtz'un felsefe ve dil tarihinde ve dusunce dile getirimi olarak qua felsefesini insanogluna tanistirdigi bir eseridir. Yazar bu eserinde, Kendi bireysel her turlu katilimini konu disinda birakarak, sadece gozlemini dile getirmistir. Yani filozof olarak konuya ve olguya disaridan bakis acisi olarak yanasmistir. (Burada notr algidan ziyade bir elestiri ve degerlendirme vardir). Asagidaki link EUPRAXSOPHY,nin kisa anlatimidir.Yalniz Turkcesi henuz yoktur. Ben tercume olarak bu anlatimi sizlere sunuyorum. Ateist anlayisina daha iyi bir insani acilim getirecegi dusuncesiyle buraya ekliyorum.Bir goz atip,herkesin kendi ateist dusunce ve davranisiyla mukayese ederek dusunce ve davranisini gelistirmesi acisindan yararli olacagi dusuncesindeyim. Paul Kurtz - Wikipedia, the free encyclopedia Eupraxsophy encyclopedia topics | Reference.com Paul Kurtz, felsefe profosoru, demokratik ve sekular humanizmin, kurum baskani-Suny-Buffalo Kaynak; Paul Kurtz - Wikipedia, the free encyclopedia External link:In Defense of Eupraxophy, by Paul Kurtz, Humanism Today Vol 6, 1991. Son yuzyilda,septisizm-suphecilik-uzerine, allaha iman dinselligi acisindan, bir suru terim ortaya atildi. Ateizm, akilcilik, serbest dusunce ve agnostizm humanizm ve buna benzer terimler cesitli hareketler tarafindan kullanildi. Fakat, inanmayanlar, bugun bir suru ulkede bu humanist/akilci/serbestdusunce icerikli hareketlerin halk kitleleri tarafindan benimsenmedigini gorerek rahatsiz oldular. Hala, dunyada dinselligin bir cig gibi buyumesinin onune gecilemedi. Bu sunu gosterdi ki; ne yapilirsa yapilsin dunyevilik-sekularity-konusunda yeterikadar bir kurulus insa edilemedi. O yuzden oturup yeniden dusunmek gerekir. Ateizmin, serbest dusuncenin, agnostisizmin, akilciliginyeni bir yon kazanmasi icin. O yuzden eupraxsophy, terimi dunyada buyuk bir karsitlik ruzgari estirdi. Bir suru humanist ve serbest dusunurler, bu tanima" hosgeldin" dediler. Fakat, bu terim icin ortaya atilan taskinliklar-ki bu da yine humanistler ve serbest dusunurler arasindaydi-bu terimin yenisellik olarak "gereksiz" ve "uygunsuz" oldugunu, soylediler. Ateizmin ve serbest dusuncenin en buyuk basarisizligi; bu temeldeki hareketlerin ussal-akilci- ve bilmeye kavramaya yonelik fonksiyonlariydi. Bu arada, aydinlanmaya paralel olarak, felsefe de dusuncenin yeni metodlari gelistirildi. Bu yeni gelistirilen mtodlar; dunya da bilimsel ve teknolojik method olarak ta kullanildi. Bir suru serbest dusunur; bilimsel/felsefi bir temelin tanimini yapabilmeyi cok istediler. Ayrica, tamamen teistik dogmalardan kurtulup; tabi/maddesel bir havayi solumak istediler. Fakat, basarili olamadilar, cunku gecen yuzyil, bize hicbirsey ogretmediyse bile ateizmin, bilimsel tabiligin ve materyalizmin yeterli olmadigini gosterdi. Ateizm, sadecetanri fikrinin olumsuz bir kritigi olarak kaldi. Ateistler,tanrinin varligini ispat etmek icin yeteri kadar veri olmadigini soyleyerek; bu varliga inanci red ediyorlar. Bazilari kendilerini, non-teist-teist olmayan- olarak tanimliyorlar. Digerleri, agnostic olarak, tanrinin varliginin talebini red ediyorlar. Ateizm, daha ileri olarak, herbirsey temelinde, ne bir moral ne de bir yasam durusu sergiliyemiyor. Cunku, hem ateist hem stalinist; hem ateist, hem fasist; hem ateist hem de demokrat olunabiliyor. Yani, belirli bir yasam felsefesi ve ideolojisi yok. Bu arada, sovyetlerdeki, dogmatik ateizm de hem diger komunist ulkelerde hem de dogu Avrupa' da basarili olamadi. Sovyetler, 70 yildan fazla resmi marxist ideoloji altinda, ateizmi savundu. Bunun kitlesel propagandasini yapti. Bu konuda cok caba harcadi. Hatta bu konuda, baski kurucu ve mantiksiz bir suru baski uygulandi ve programlar duzenlendi. Lenin'in, stalin'in ve sonra gelenlerin eliyle. Sovyetler'de kiliseler kapatildi, papazlar, mullalar ve din adamlari; toplama kamplarina suruldu. Dini yayinlar, vicdan ozgurlugu ve dini egitim yasaklandi. Yeni nesilleri ve gencleri ateizmin icine cekmek icin cok buyuk bir caba harcandi. Inanmiyanlar icin seminerler toplantilar duzenlendi. Bugun, Sovyetlerde, kimse bu yapilanlarin bir sonuc verdigini savunamaz. Fransa ihtilalinde de, kiliseler kapatildi ve yakildi, rahip ve rahibeler, zarar gordu, ama kisa bir zaman sonra hersey eskiye dondu. Bugun de, Sovyetlerde olan durum budur. Burada, marxizm-leninizmin basarisizligi soz konusu. Ideolojik olarak, olumden sonraki hayata yonelik olan dinin mitolojisine karsi, bir cesit dunyevi utopik bir vizyon verdiler. Bu basarisizligin birinci sebebi; dunyada vadedilen cennetin saglanamamasiydi. Halk kisa zamanda, bu yuksek hayalin ve kurtulusun, dunyada cennet bahcesinin insasi icin, kommunist-yaraticilik rejimiyle saglanamayacagini ve ustelik bu yaratim sirasinda, ozgurlugun, yaraticiligin ve buluslarin bogazlandigini anladi. Bu konuda, olum sonrasi dinleri; hristiyanlik, islam ve musevilik ve digerleri;bu gelecek hayati rahatsiz edici davranmadiklarindan ,utopik bir temelde dunyevi bir vizyon vermeye calisan marxizm den, daha avantajliydilar. Marxizm'in diger bir basarisizligi da; ongorulen daha iyi dunyanin, kendilerinin aksine, marxist olmayanlar ve kapitalistler ve onlarin demokrasisi eliyle saglanmasiydi. Bir yuzyillik marxizm den-ki Marx suphesizki 19. yuzyilin en buyuk humanist dusunuruydu-sonra, akla soyle bir soru geliyor. Su anda ateizmin durumu ne? Neden Ateist v.s. temelli akilcilik hareketi basarisiz oldu? Neden dunyanin cogu ulkesinde cok cilizlar? Bu yuzden, humanizmi yeniden ele almak gerekir. Bu cok onemlidir, cunku; humanizm cabalari sonucu "tanri oldu(olmek)" diyebilecekse, bizlerin insan degerini ortaya koymamiz gerekir. Humanizmin ana amaci, iyi bir yasam standardinin sartlarini, simdi ve burda, global etigin uzerinde, dunya birligi icin koymamiz gerekir. Humanizmin amaci, insan hurriyetini daha iyi gelistirmek icin,yapabilecegimizherseyi yerine getirmek ve bunun farkina varmaktir. Bunun yaninda, humanizm adina, bir yapisallik, bir recetelilik ve bir etiksellik, positive olarak vardir. Bu yuzden en azindan biz; evet ateistiz ama ayni zamanda humanistiz diyebilmeliyiz. Fakat, humanizmin neyi icerir sorusunu iyi algilamak gerekir. Herseyden once humanizm, yasamin yonudur. Humanizm, kendini kalplere ve tutkuya yonlendirmelidir. Buna ait bir yonlendirmesi vepratigi olmalidir. Ayrica, nasil yasanacagi hakkinda bir etki yapabilmelidir. Eupraxsophy'nin acilimi; eu-iyi, guzel- temelli, etiksel konumda deger uzerine bir vurguyu icerir. Praxis- gercek dunyadaki iliskiye veya pratik davranisa tekamul eder. Sophia-ise entellektuel, aydin icerikli, bilimsel ve felsefi irfandir. Bu, inanclarimizi destekleyici, nedenleme ve kanitlamaya yonelik bir arastirma methodudur. Bu, kosmic bakis acisi; tabi ve materyalistik bir cerceveyi icerir. Zannedersem, bugun ne oldugumuzu en iyi tanimlayan terim, "humanizm" dir. Eupraxsophy terimi, humanizmin yerine konmamistir. Aksine, humanizmi tanimlar. Simdiye kadar en az dort girisim olmustur, humanizmi tarif icin. Ilki, humanizmi. din olarak tanimlar. Buradaki din terimi fonksiyonaldir. Bu, bana gore kafa karistiricidir, cunku, din icin ibadeti, yakarisi, kaderi ve gorulmeyen yaraticinin tanrisal varligini icerir. Eger, humanizm, butun bunlardan yoksunsa; ne bir dindir ne de dinsel dir. Ben, sekuler-dunyevi-humanizmi tercih ederim. Bunun nedeni; kendini dinsel humanist olarak tanitanlara karsidir. Cunku, dunya tarihi gostermistirki, dinin sekularitinin uzerine gitmesi, sekuler humanizmin humanizmini, dinsel kilmaz. Ikincisi;cogu kisi, humanizmi bir felsefe olarak almaktadir. Humanizmin felsefesinden bahsetmektedir. Veya,humanizmin bir yasam felsefesi oldugunu soylemektedir. Bu gorus,dinsellik otesidir. Cunku farkindaligi icerir, kaderi icermez. Yalniz, 20. yuzyilda, felsefe, degisime ugramistir. Filozoflar, bilim adamlarini ape yerine koymaktadirlar, cunku filozoflar; mantigin teknigini ve dilin analizini yapma konusunda uzman olmustur. Bugun, filozoflarin cogu notr olduklarini soylemektedirler. Onlar, sadece halk dili kullanirken,ne demek istediginin arastirmasini ve incelemesini yapmaktadirlar ve bu sayede ne varsayildigini ve onerildigini acikliga kavusturmaktadirlar. Ama, filozoflar;olarak, sifatiyle, niteliginde filozoflari temelinde, bu dilin kullaniminin icinde kendi yerlerini almamaktadir. Bu felsefi bakis acisinin amaci; konunun her yonuyle incelenmesini onermektedir. Sonuc genelde, filozoflarin kendi kisisel gorusleri hakkinda hicbir konuda fikir belirtmemeleridir. Felsefe, humanizmi; eski yunan ve roma icerigi temelinde algiladigi icin, sadece uzmanlarin bir alani veya disiplini olarak tanimlanabilir. Tabiki, humanizm bundan daha fazlasini sunar. Icerik acisindan, felsefeye ve bilimlere dayanan kozmik bakis acisini; yasam durusunu ve anlatimsal, etik yukumluluklerini icerir. Ayni zamanda; "biz kimiz ve nasil yasamaliyiz" sorularinin anlamini vermeye baglidir. Ucuncusu;-ki bunlar genelde serbestdusunurler ve ateistlerdir-genelde bilimseldir ve soruldugunda, humanizmin bir bilim oldugunu soylerler. Bence, bu gorus te hatalidir. Cunku, bilim oldugundan fazla ozel dallara ve kendi icinde bolumlere ayrilmistir. O yuzden, onlarin bulgulari tamamen humanizme yonelik degildir. Humanizm, tabi ve teistik olmayan aciklamalarin gelismesine caba harcanmasi konusunda, tum kosmik arenada ve bu arenanin icindeki insan turunde bilimlere bir yansima sunar. Dorduncusu;humanizmin karakterini tarif edenlerin arasinda bu isi sadece etiksel alanlardir. Yani, moral bir bakis acisi sunmaktir. Ki bu moral bakis acisi, bir cok etiksel degere bagliligi icerir. Bu belki, humanist bakis acisindan boyle yerlestirilmis degerlerin-iyi yasam, sosyal adalet, etiksel hurriyet ve demokrasi dunya toplumunun insasi v.s.- oldugu dogrudur. Fakat, humanizm ve etik ayni seyler degildir. Cunku etik, felsefenin kritik ve suurlu bir sekilde prensiplerin, degerlerin analizini yapmaya calismaktadir. Ki bu konuda 20. yuzyilda, etik otesi temelli yanasimlarla, etigin ortaya konmasi icin cok caba harcanmistir. Ki bu cabalar, hem epistemolojik hemde linquistik analizi de icerir. Ama humanizm, anlatimsal bir zorunluluktur. Etiksel olsa bile; kanaati-inanci ve bagliligi-duskunlugu icerir. Bunlari da pratikte ortaya koyar. Iste, bu nedendendir ki; zannedersem, ne din, ne felsefe, ne bilim, ne de etik;humanizmin, tabiatini tamamen tanimlayamaz ve kavrayamaz. Humanizm;felsefi, bilimselve moral icerikli bir ifadedir, fakat; butun bunlardan bir adim ote gider. Evren ile ilgili eski; dogaustuluk/mitolojik/tanrisal gorusler, postmodern dunya daki insan durumunu, hem kanit, hem nedenleme temelinde uygunsuz ve desteksiz kilar. Hem bireysel hem de sosyal olarak; yeni bir cosmic gorunus ve yeni bir yasam metodu gelistirmemizi, bu postmodern dunya bizden bekler. "Eupraxsophy" terimi, zannedersem bunu basarir. Bu eupraxis'i icerir. Yani;yasamin, moral yonu, veya yasam durusu, yasamanin stili ile ilgili ana zorunluluktur. Yapmak ve hareket etmek, bizim su anda verdigimiz degerler temelindedir. Bu, bir kozmik bakis acisini, tabiatin felsefi ve bilimsel tercumesini ve bizim tabiattaki yerimizi, ayrica bize bir derece irfan ve yol gosterici onerir. Hem pratic ve/veya normsal irfanla bagintilidir. ve entellektuel ve farkindaliksal oneme sahiptir. "Eupraxsophy" teriminin, avantaji, eski yunanca kokeninden gelse bile, ingilizceyle sinirli degil; fransizcada, almancada, italyancada, ispanyolcada ve diger linquistik sistemlerdedir. Modern dunyada; cogu teknik terimler, latin veya eski yunan kokenlidir. Bu ayni zamanda, bilimin dilinde, tipta, fizikte, astronomide de v.s. boyledir. Eski yunan kokeninden geldigi icinde enternasyoneldir. Humanist eupraxsophy; ateizme ve serbest dusunce'ye baglanmistir. Fakat, bu sadece onun platformunun bir parcasidir. Cunku, humanistler; butun inanc sistemlerinde, acik dusunceye, suphecilige, agnostizme baglanmislardir. Bunun da otesinde ve ustunde olarak, humanistler, etiksel ve hatta sosyal deger ve programlara endekslidir. -ki bu programlar, bireyin, bireysel temelde; demokratik toplumlarda ve dunya toplumlarinda, sonucta elde etmek istediklerinin farkina ve hurriyetine varmaktir- Humanizm, hem kavramasal hemde tutkunluk iceriklidir, ve bir anlami ve onemi vardir. Boyle oldugu halde, bazi sorunlari da ortaya koyar. 21. yuzyila girerken, basa cikilmasi gereken en buyuk konu, bilimsel gorunus ve metodu tanimlamak ve savunmak ile yuzyuze oldugumuzdur. Insanoglunu, her zaman baskisi altinda tutmus, eski ve kalicilasmis; dogma ve mitlerden haberdar etmek ve moral degerlerden, ve en yuksek insan ideallerinden haberdar etmek ve donatmaktir. Yuzyuze oldugumuz, buyuk soru ise; bunun yeserip yesermeyecegi ve bu ideallerin, insanoglunu heveslendirip heveslendirmeyecegi sorularidir. Eger, eupraxsophy, basarili olacaksa; bizim, ortaya koyacagimiz bir ifade olmalidir. Eger biz, hem bir amac hemde bir inanc olarak; gecmisteki dini kurumlari yok etmeye hevesli olmadigimizi ama gelecekte yaratici ve kalici yeni kurumlar kurmaya hazir oldugumuzu ortaya koymadikca, ben inaniyorum ki;serbest dusunce/ateist/akilci/humanist hareket basarisiz olmaya devam edecektir. Bizler, yeni bir alana adim atmaliyiz, ki bu alan insanogluna hem yasam hem hareket alaninda bir anlam vermeyi ve bu yeni eupraxsophy'nin insanoglunun durumu ile uyumlu olmasini ve insanogluna yeni bir heves getirmesini saglamalidir.Bu alan, , yikilisiyla buyuk bir bosluk birakan marxizmin ideallerinin yerini tum dunyada doldurmalidir. Otentik, demokratik, bilimsel ve sekuler humanizm ifade edilmedikce vee gecerli bir alternatif olamadikca; bizler,tekrar ortodox teizmin yeni saldirilarina ve yeni mantiksiz akil yurutmelerine insanoglunu elde etmek icin buyuk bir ihtimalle maruz kalacagiz.
  18. Dini Olmayan-Din Icermeyen, Inanc Sistemleri Dini olmayan-din icermeyen inanc sistemlerinin gruplanisi ve grua giren inanclar asagida verilmistir. Irreligious belief systems Atheism List of atheists, Demographics Religion History State atheism, Criticism Discrimination Persecution Weak and strong Agnostic atheism, Implicit and explicit Antitheism, Antireligion Atheist Alliance International. Agnosticism List of agnostics,Agnostic theism, Agnostic atheism, Weak agnosticism, Strong agnosticism, Ignosticism, Apatheism. Nontheism Humanism,Freethought,Secularis m,Criticism of religion,Freedom From Religion, Foundation Brights movement Flying Spaghetti, Monster Invisible Pink Unicorn.
  19. Ideoloji/Inanc Sistemleri Iste, sizlere; dunyada halihazirda mevcut bulunan; inanc sistemleri. Herkes, "gonlune gore" bir tane secebilir veya secmis oldugu inanci, listede bulabilir. A Ableism (discrimination) · Abolitionism · Absolutism · Absurdism · Accidentalism · Acosmism · Adoptionism · Adultism (discrimination) · Aestheticism · Afrocentrism · Ageism (discrimination) · Agnosticism · Agorism · Agrarianism · Alarmism · Albigensianism · Althusserianism · Altruism · American exceptionalism · Americanism · Anarchism · Anarcho-capitalism · Anarcho-communism · Anarcho-primitivism · Anarcho-syndicalism · Anationalism · Anglicanism · Anglicism · Aniconism · Animalism · Animism · Anthropocentrism · Anthropomorphism · Anti-Americanism · Anti-Anarchism · Anti-Arab_racism · Anti-Arabism · Anti-Armenianism · Anti-Armenism · Anti-Australianism · Anti-Authoritarianism · Anti-Bolshevism · Anti-Brahmanism · Anti-Brahminism · Anti-Buddhism · Anti-Canadianism · Anti-Capitalism · Anti-Catalanism · Anti-Catholicism · Anti-Chinanism · Anti-Chinesenism · Anti-Communism · Anti-Darwinism · Anti-Europeanism · Anti-Fascism · Anti-Federalism · Anti-Germanism · Anti-Globalism · Anti-Gypsy_racism · Anti-Hinduism · Anti-Imperialism · Anti-Intellectualism · Anti-Iranianism · Anti-Irish_racism · Anti-Irishism · Anti-Islamism · Anti-Italian_Racism · Anti-Italianism · Anti-Japanism · Anti-Jewish_racism · Anti-Jewism · Anti-Judaism · Anti-Leninism · Anti-Malay_racism · Anti-Manchuism · Anti-Manchurism · Anti-Marxism · Anti-Mormonism · Anti-Neoism · Anti-Normanism · Anti-Palestinism · Anti-Persianism · Anti-Polinism · Anti-Polonism · Anti-Protestantism · Anti-Racism · Anti-Revisionism · Anti-Romanianism · Anti-Romanyism · Anti-Semetism · Anti-Semitism · Anti-Sinonism · Anti-Slavism · Anti-Sovietism · Anti-Terrorism · Anti-Turkism · Anti-Zionism · Anti-abolitionism · Anti-americanism · Anti-anarchism · Anti-arabism · Anti-authoritarianism · Anti-automorphism · Anti-bolshevism · Anti-brahminism · Anti-capitalism · Anti-capitalist_anarchism_and_anarc ho-capitalism · Anti-capitalist_anarchism_and_pro-capitalist_anarchism · Anti-catholicism · Anti-clericalism · Anti-clericism · Anti-collectivism · Anti-colonialism · Anti-commercialism · Anti-communism · Anti-constructive_naturalism · Anti-consumerism · Anti-corporate_activism · Anti-corporatism · Anti-disestablishmentarianism · Anti-electoralism · Anti-elitism · Anti-environmentalism · Anti-establishmentarianism · Anti-evolutionism · Anti-facism · Anti-fascism · Anti-federalism · Anti-feminism · Anti-foundationalism · Anti-globalism · Anti-globalization_and_Anti-Semitism · Anti-globalization_and_Anti-Zionism · Anti-globalization_and_Antisemitism · Anti-globalization_and_New_Anti-Semitism · Anti-globalization_and_alleged_anti semitism · Anti-globalization_and_anti-Semitism · Anti-globalization_and_antisemitism · Anti-globalization_and_racism · Anti-homosexualism · Anti-humanism · Anti-imperialism · Anti-industrialism · Anti-intellectualism · Anti-intellectuallism · Anti-interventionism · Anti-intillectualism · Anti-isomorphism · Anti-judaism · Anti-liberalism · Anti-militarism · Anti-modernism · Anti-natalism · Anti-nationalism · Anti-naturalism · Anti-nazism · Anti-paedophile_activism · Anti-papism · Anti-parliamentarianism · Anti-parliamentarism · Anti-patrionism · Anti-patriotism · Anti-pedophile_activism · Anti-pedophile_vigilantism · Anti-plagiarism · Anti-polonism · Anti-pornography_feminism · Anti-positivism · Anti-prism · Anti-psychologism · Anti-racism · Anti-realism · Anti-revisionism · Anti-romanianism · Anti-semetism · Anti-semitism · Anti-slavism · Anti-socialism · Anti-speciecism · Anti-speciesism · Anti-state_capitalism · Anti-statism · Anti-stuckism · Anti-suffragism · Anti-terrorism · Anti-theism · Anti-transcendentalism · Anti-trinitarianism · Anti-turkism · Anti-twister_mechanism · Anti-unionism · Anti-vaccinationism · Anti-vegetarianism · Anti-ziganism · Anti-zionism · Anticlericalism · Antidisestablishmentarianism · Antiestablishmentarianism · Antimilitarism · Antinatalism · Antinomianism · Antitheism · Apollinarism · Arianism · Aristotelianism · Ascriptivism · Atheism · Athorism · Atlanticism · Atomism · Audism (discrimination) · Augustinism · Authoritarianism · Autonomism · Averroism · Ayyavazhi [edit] B Bábism · Ba'athism · Baalism · Bagism · Bahá'ísm · Baptist · Beardism (discrimination) · Behaviourism · Bicameralism (psychology) · Bilateralism · Bimetallism · Black nationalism · Bohemianism · Bolshevism · Bonapartism · Breatharianism · Buchmanism · Buddhism [edit] C Caesaropapism · Calvinism · Cannibalism (in religion) · Caodaism · Capitalism · Careerism · Carlism · Cartesian Dualism · Cartesianism · Castroism · Catholicism · Catholic Probabilism · Centralism · Centrism · Cessationism · Chartism · Chassidism · Chauvinism · Chemism · Christianity · Classicism · Classism (discrimination) · Clericalism · Cognitivism · Coherentism · Collectivism · Collectivist-anarchism · Colonialism · Commercialism · Communalism · Communism · Compassionate Conservatism · Compatibilism · Comtism · Conformism · Confucianism · Connectivism · Consequentialism · Conservatism · Conservative Judaism · Consociationalism · Constructivism · Consumerism · Contextualism · Continuationism · Corporatism · Cosmism · Cosmopolitanism · Cosmotheism · Creationism · Cubism · Cultism · Cultural relativism · Cynicism · Czarism [edit] D Dadaism · Daoism · Darwinism · Decentralism · Deconstructivism · Decontextualism · Defeatism · Deism · Deontologism · Determinism · Deviationism · Dialetheism · Disablism (discrimination) · Discordianism · Disestablishmentarianism · Dispensationalism · Docetism · Dogmatism · Dominionism · Donatism · Druidism · Dualism · Dynamism [edit] E Egalitarianism · Egocentrism · Egoism · Eliminativism · Elitism · Empiricism · Endocannibalism · Environmental racism (discrimination) · Environmentalism · Epicureanism · Essentialism · Etatism · Eternalism · Ethicism · Ethnic nationalism · Ethnocentrism · Eudemonism · Eurocentrism · Eurocommunism · Evidentialism · Evolutionism · Exceptionalism · Exclusivism · Existentialism · Exocannibalism · Expansionism · Externalism · Externism (fictional) · Extremism · Extrinsicism · Extropism [edit] F Fabianism · Falangism · Fanaticism · Fascism · Fatalism · Fecundism · Federalism · Feeneyism · Feminism (discrimination, to some extent) · Fenianism · Fetishism · Feudalism · Fictionalism · Fideism · Finitism · Flipism · Fordism · Formalism · Foundationalism · Francoism · Francoism (Gaming) · Freeganism · Functionalism (philosophy of mind) · Functionalism (sociology) · Fundamentalism · Futurism [edit] G Gaullism · Geocentrism · Geoism · Georgism · Germanism · Globalism · Gnosticism · Godism · Gradualism · Grundyism [edit] H Hacktivism · Hassidism · Healthism (discrimination) · Hedonism · Hegelianism · Heightism (discrimination) · Heliocentrism · Hellenism · Henotheism · Heterosexism (discrimination) · Heterosexualism (discrimination) · Hinduism · Historicism · Hitlerism · Hobbesianism · Hooliganism · Humanism · Humanitarianism · Hussitism [edit] I Idealism · Idolism · Immanentism · Imperialism · Inclusionism · Inclusivism · Incompatibilism · Independentism · Individualism · Institutionalism · Instructivism · Integralism · Intellectualism · Internalism · Internationalism (linguistics) · Internationalism (politics) · Interventionism · Intrinsicism · Intuitionism · Inventionism · Irenicism · Irredentism · Islam · Isolationism [edit] J Jacobinism · Jacobitism · Jacksonianism · Jainism · Jansenism · Jingoism · Judaism [edit] K Kahanism · Kantianism · Kathenotheism · Kemalism · Keynesianism · Kimilsungism [edit] L Laborism · Laicism · Lamaism · Lamarckism · Lancastrianism · Latitudinarianism · Left-anarchism · Left-liberalism · Leftism · Legalism · Legal positivism · Leninism · Liberalism · Libertarianism · Localism · Logical positivism · Lollardism · Luddism · Luminism · Lutheranism · Luxemburgism · Lysenkoism [edit] M Manichaeanism · Manualism · Maoism · Martinism · Marxism-Leninism · Marxism · Masculism · Materialism · Maximalism · McCarthyism · Medism · Menshevism · Mercantilism · Methodism · Militarism · Millennialism · Minarchism · Minimalism · Mithraism · Modalism · Modernism · Mohammedanism · Mohism · Molinism · Monarchianism · Monarchism · Monetarism · Monism · Monolatrism · Monophysitism · Monotheism · Moral absolutism · Moralism · Moral naturalism · Moral positivism · Moral rationalism · Moral relativism · Mormonism · Multiculturalism · Multilateralism · Mysticism [edit] N Nationalism · National Socialism · Nativism · Naturalism · Naturism · Nazism · Negativism · Neo-aboilitionism · Neo-antisemitism · Neo-bounapartism · Neo-classical_liberalism · Neo-classicism · Neo-colonialism · Neo-confucianism · Neo-conservatism · Neo-conservativism · Neo-corporatism · Neo-creationism · Neo-darwinism · Neo-druidism · Neo-evangelicalism · Neo-evolutionism · Neo-exp ressionism · Neo-facism · Neo-fascism · Neo-fascism_and_paganism · Neo-fascist_paganism · Neo-feudalism · Neo-functionalism · Neo-gramscianism · Neo-hegelianism · Neo-humanism · Neo-imperialism · Neo-impressionism · Neo-institutionalism · Neo-kantianism · Neo-keynesianism · Neo-leftism · Neo-liberalism · Neo-libertarianism · Neo-logicism · Neo-logism · Neo-luddism · Neo-malthusianism · Neo-marxism · Neo-mccarthyism · Neo-medievalism · Neo-mercantilism · Neo-mutationism · Neo-nazism · Neo-objectivism · Neo-paganism · Neo-patrimonialism · Neo-plasticism · Neo-platonism · Neo-pluralism · Neo-populism · Neo-positivism · Neo-primitivism · Neo-prohibitionism · Neo-publicism · Neo-realism · Neo-romanticism · Neo-scholasticism · Neo-scholastism · Neo-shamanism · Neo-sovietism · Neo-surrealism · Neo-tribalism · Neo-ultramontanism · Nestorianism · Newtonianism · Nihilism · Nomianism · Nominalism · Non-Bullshit_Marxism · Non-Conformism · Non-Dualism · Non-Zionism · Non-absolutism · Non-bullshit_Marxism · Non-cognitivism · Non-conformism · Non-consequentialism · Non-determinism · Non-dualism · Non-essentialism · Non-indigenous_organism · Non-interventionism · Non-regressive_autism · Non-theism · Non-trinitarianism · Non_cognitivism · Non_theism · Noncognitivism · Nonconformism · Nonconsequentialism · Nondeterminism · Nondualism · Noneism · Noninterventionism · Nonjuring_schism · Nonreductive_physicalism · Nonsectarianism · Nontheism · Nontrinitarianism · Nontrivial_automorphism · Nudism [edit] O Objectivism · Occasionalism · Occultism · Oligarchism · Olympism · Ontologism · Operationalism · Optimism · Oralism · Orangism · Orientalism · Oscillationism [edit] P Pabloism · Pacifism · Paganism · Paleoconservatism · Paleolibertarianism · Pan-Africanism · Pan-Arabism · Pandeism · Panentheism · Pantheism · Pan-Germanism · Pan-Slavism · Pantheism · Pan-Turkism · Papism · Parliamentarism · Pastafarianism · Patriotism · Patripassianism · Pelagianism · Pelmanism · Pentecostalism · Peonism · Perennialism · Peronism · Persianism · Personalism · Pessimism · Phallocentrism · Pharaonism · Phenomenalism · Philhellenism · Philistinism · Pietism · Plagiarism · Platonism · Plenism · Pluralism · Political absolutism · Polycentrism · Polydeism · Polymorphism · Polytheism · Populism · Positivism · Postcolonialism · Postmodernism · Poststructuralism · Post-anarchism · Post-atheism · Post-behavioralism · Post-capitalism · Post-cognitivism · Post-colonialism · Post-communism · Post-consumerism · Post-egoism · Post-exp ressionism · Post-feminism · Post-fordism · Post-genderism · Post-humanism · Post-impressionism · Post-industrial_capitalism · Post-industrialism · Post-left_anarchism · Post-leftism · Post-marxism · Post-materialism · Post-minimalism · Post-modern_Classicism · Post-modern_feminism · Post-modernism · Post-monotheism · Post-naturalism · Post-painterly_abstractionism · Post-positivism · Post-post-modernism · Post-postmodernism · Post-processualism · Post-romanticism · Post-structuralism · Post-surrealism · Post-theism · Post-zionism · Pragmatism · Predicativism · Preformationism · Presbyterianism · Presentism (philosophy of time) · Primitivism · Probabilism · Progressivism · Projectivism · Protectionism · Protestantism · Proto-capitalism · Psilanthropism · Puseyism · Putinism [edit] Q Quietism (philosophy) [edit] R Racism (discrimination) · Radicalism · Raelism · Rastafarianism · Rationalism · Reactionarism · Reaganism · Realism · Reconstructivism · Reductionism · Regionalism · Relativism · Reliabilism · Republicanism · Restorationism · Revanchism · Revisionism · Rightism · Roman Catholicism · Romanticism · Rosicrucianism [edit] S Sabellianism · Saint-Simonism · Sandinism · Satanism · Scandinavism · Scepticism · Scholasticism · Scientism · Scotism · Sectarianism · Sectionalism · Secularism · Sensualism · Separatism · Sexism (discrimination) · Shachtmanism · Shamanism · Shiism · Shintō · Sikhism · Simulism · Singularitarianism · Situationism · Skepticism · Social Darwinism · Social Realism · Socialism · Socialist realism · Socinianism · Solidarism · Solipsism · Sophism · Sovereigntism · Sparticism · Speciesism (discrimination) · Spiritism · Spiritual Atheism · Spiritualism (religious movement) · Stalinism · Stasism · Statism · Stoicism · Structuralism · Sufism · Supersessionism · Syndicalism · Syncretism [edit] T Taoism · Taylorism · Teaism · Technological Somnambulism · Terrorism · Thatcherism · Theism · Thomism · Titoism · Toryism · Totalitarianism · Transcendentalism · Transhumanism · Transsubstantiationism · Trialism · Tribalism · Tricameralism · Trinitarianism · Trivialism · Trotskyism · Tsarism · Turanism [edit] U Ultraintuitionism · Ultraleftism · Ultramontanism · Unificationism · Undulationism · Unicameralism · Uniformitarianism · Unilateralism · Unionism · Unitarianism · Unitarism · Universalism · Utilitarianism · Utopianism [edit] V Veganism · Vegetarianism · Vibrationism [edit] W Wahhabism · Workerism · White nationalism [edit] X Xenocentrism [edit] Y Yezidism [edit] Z Zabernism · Zabism · Zapatism · Zapitalism · Zarathustrianism · Zaydism · Zeism · Zen Buddhism · Zen Gnosticism · Zen buddhism · Zen judaism · Zenshiism · Zensufism · Zero morphism · Zeteticism · Zhdanovism · Zhengyi Taoism · Ziganism · Zikism · Zionism · Zionist Revisionism · Zionist Terrorism · Zoasterism · Zohnerism · Zolaism · Zombism · Zoomorphism · Zoophilism · Zoosadism · Zorastarianism · Zorastrianism · Zoroashtrianism · Zoroasterianism · Zoroastianism · Zoroastorianism · Zoroastranism · Zoroastrianism · Zoroastrism · Zurvanism · Zwinglianism · Zwingliism ·
  20. Dünya nüfusunun yüzde 32'sinin Hıristiyanlar, yüzde 23'ünün Müslümanlar, yüzde 15'inin Hindular, yüzde 7,1'inin Budistler ve yüzde 0,2'sinin Yahudilerden oluştuğu belirlendi. Herhangi bir dine inanmayanlar ise dünya nüfusunun yüzde 16,3'ünü oluşturuyor. DÜNYANIN İNANÇ HARİTASI ABD'deki Pew Araştırma Merkezi'nin Din ve Kamu Yaşamı Forumu, "2010 Dünyanın En Önemli Dini Gruplarının Büyüklüğü ve Coğrafi Dağılımı" adlı raporunu yayımladı. 230 ülke ve bölgede yapılan anketler ve nüfus kaydı araştırmalarına göre hazırlanan rapora göre dünyada 10 kişiden 8'i bir dini grup içinde yer alıyor. Bu da 2010 yılında 6,9 milyar olan dünya nüfusunun yüzde 84'üne denk düşüyor. YAHUDİ NÜFUSU YÜZDE 0.2 Rapora göre dünyada 2,2 milyar Hıristiyan (yüzde 32), 1,6 milyar Müslüman (yüzde 23), 1 milyar Hindu (yüzde 15), 500 milyon Budist (yüzde 7) ve 14 milyon Yahudi (yüzde 0,2) yaşıyor. Bunlara ek olarak Afrika, Amerika, Asya ve Avustralya’da geleneksel dinlere inanan 400 milyon kişi (yüzde 6) var. 58 milyon kişi (yüzde 1) ise Jainizm, Sihizm, Şintoizm, Taoizm, Tenrikyo ve Zerdüştlük gibi diğer dünya dinlerine inanıyor. DİNSİZLER EN BÜYÜK 3. GRUP Herhangi bir dini gruba ait olmayanların sayısı ise 1,1 milyar (yüzde 16) olarak belirlendi. Dinsizler, Hıristiyanlar ve Müslümanların ardından en büyük üçüncü grubu oluşturuyor. Bu grupta Tanrı'ya ya da evrensel bir ruha inanan, ancak kendisini belirli herhangi bir dini grubun üyesi olarak tanımlamayan kişiler de yer alıyor. Dini grupların coğrafi dağılımına bakıldığında Asya-Pasifik bölgesinde toplanan Hindular ve Budistler, yüzde 99 ile başta geliyor. ÇİN'DE 700 MİLYON DİNSİZ VAR Dünya nüfusunun yüzde 58,8'inin Asya-Pasifik, 11,9'unun Sahraaltı Afrika bölgesi, yüzde 10,8'inin Avrupa, yüzde 8,6'sının Latin Amerika, yüzde 5'inin Kuzey Amerika ve yüzde 4,9'unun da Ortadoğu ve Kuzey Afrika'da yaşadığına işaret eden rapora göre geleneksel dinlerin yüzde 90'ı ile diğer dünya dinlerinin yüzde 89’u da Asya-Pasifik bölgesinde yaşıyor. Herhangi bir dini gruba üye olmayanların üçte biri de (yüzde 76) Asya-Pasifik bölgesinde yer alıyor. Sadece Çin'de 700 milyon dinsiz bulunuyor. AVRUPA'DAKİ MÜSLÜMAN NÜFUS YÜZDE 2 Asya-Pasifik bölgesi, Müslüman nüfusun yüzde 62'sine de ev sahipliği yapıyor. Müslümanların yüzde 20'si Ortadoğu ve Kuzey Amerika'da, yüzde 16'sı ise Sahraaltı Afrika bölgesinde yaşıyor. Avrupa'daki Müslüman nüfusu ise sadece yüzde 2. TÜRKİYE EN ÇOK MÜSLÜMAN'IN YAŞADIĞI 8. ÜLKE Türkiye’de 320 bin Hıristiyan, 71 milyon 330 bin Müslüman, 860 bin dinsiz bulunuyor. Türkiye en çok Müslüman’ın yaşadığı sekizinci ülke. Türkiye ve Kuzey Afrika’dan daha fazla göçmen gelmesiyle son 10 yılda Batı Avrupa’da Müslümanların oranının arttığı da raporda belirtildi. Hıristiyanlar ve Yahudilerin dünyanın dört bir yanına dağıldığını gözler önüne seren rapora göre Hıristiyanların yüzde 26'sı Avrupa, yüzde 24'ü Latin Amerika ve Karayipler, yüzde 24'ü Sahraaltı Afrika bölgesinde yaşıyor. Kuzey Amerika’daki Hristiyan nüfusu ise yüzde 20. Yahudilerin neredeyse yarısı (yüzde 44) Kuzey Amerika'da ikamet ederken diğer yarısı da (yüzde 41) İsrail'de yaşıyor. DİNİ GRUPLAR TOPLUM İÇİNDE AZINLIK MI ÇOĞUNLUK MU? Rapor, dini grupları toplum içinde azınlık olarak mı, yoksa çoğunluk olarak mı yaşadıklarına göre de sınıflıyor. Dini grup üyelerinin yüzde 73'ünün yaşadıkları toplum içinde çoğunluğu oluşturduğuna dikkat çeken rapor, kalan yüzde 27'nin ise azınlık olarak yaşadığını gösteriyor. Hinduların yüzde 97'si, Hindistan, Moritus ve Nepal'de, Hıristiyanların yüzde 87'si ise Hristiyanların çoğunlukta olduğu 157 ülkede yaşıyor. Budizm'in yanı sıra geleneksel dinlerle diğer dünya dinlerinin üyeleri, en büyük azınlık grupları oldu. Budistlerin yüzde 72'si yaşandıkları toplumda azınlıkken yüzde 28'i, Budistlerin çoğunlukta olduğu Bhutan, Myanmar, Kamboçya, Laos, Moğolistan, Sri Lanka ve Tayland'da yaşıyor. Yahudilerin yüzde 41'i İsrail'de mutlak çoğunluk olarak yaşarken, yüzde 59’u azınlık olarak diğer ülkelere dağılmış. DİNİ GRUPLARDA GENÇ NÜFUS Rapor, bazı dini grupların diğer gruplara oranla daha fazla genç nüfusa sahip olduğunu gösterdi. Gelişmekte olan ülkelerdeki dini grupların üyelerinin daha genç olduğu, sanayileşmiş ülkelerdeki dini grup üyelerinin ise daha yaşlı olduğu belirlendi. EN YAŞLI GRUP YAHUDİLER Dini grup üyelerinin ortalama yaşlarına bakıldığında 23 yaş ortalaması ile Müslümanlar ilk sırada, 26 yaş ortalaması ile Hindular ikinci sırada yer alıyor. Dünya nüfusunun ortalama yaşının 28 olarak belirlendiği raporda Hıristiyanların yaş ortalaması 30, diğer dünya dinleri üyelerinin yaş ortalaması 32, geleneksel dinlerin üyelerinin yaş ortalaması 33, dinsizler ile Budistlerin yaş ortalaması ise 34 olarak hesaplandı. Yahudiler ise 36 yaş ortalaması ile en yaşlı grup oldu.
  21. Konu neyin tartisildigi degil; tartisilanin kime neye gore ve hangi anlam ve icerik verilerek, hangi bilinc ve farkindalik duzeyiyle tartisildigidir. Ayrica 20. yuzyildan sonra o klasik "bunun anlami/icerigi budur" algisi tarihe karismisa ve her bir beyin kendi algi, bilgi duzeyince bir kavramafarkli anlamlar ve icerikler yuklemektedir. O acidan bir kavrami ifade tartismasina cekmeden once, o kavramin kavrami ortaya koyanca algi ve bilgi olarak aciklanmasi gerekir. Iste bu acidan sorulan sorular, senin bir kisi olarak kendinin ne cevap vereceginin gorulmesi ve ona gore yanit verilmesi icindir. Ama tabiki yine de sen bilirsin. Cunku bilgi ve dusunce paylasimi bir beyin icin ya bir olumsuzluk "iskenbce, sulanma" v.s. icerir; ya da bilgi ve dusunce paylasimi bir beynin gidasi olarak gorulur. Ben ikinci gruptayim.
  22. Ateizmin bilimsellik ile ilgisi yoktur. Ateizm metafizigin teolojik yani tanrinin varligi tartismasindaki bir tanrisizlik ve dinsizliktir. Evrim hem bir olgu, hem de bir teoridir. Evrimin propagandaya ihtiyaci yoktur. Bugun biyolojinin her turlu temeli evrimin bilgisine dayanir. Ayrica "modern" bilim derken, neyi kast ediyorsun? Ayrica bugun evengalistler ve cogu kendine musluman diyen de evrimi algiliyor. Ama inanc oyle bir tutucu ve cagdisi ve sabit ve sorgulanmaz ki, ya kendini ilim temelli bilim kisvesinde gosteriyor, ya da bilime dusman oluyor.
  23. Daha once "erkeksel disilik" in ne oldugu aciklandiginda; dogal zihniyetin erkeksel karaktere sahip oldugunu ve disiselligi icermedigini soylemistik. Aslinda dusunceyi dusunduren ve olani sorgulatan bir seyin negatif algisi (beynin algisi degil, kisinin algisi) oldugunu algilamak, bu yaziyi algilamak ile paraleldir. Soyle dusunelim. Bir kisi kendince bir sorunun cevabini, kendini tatmin edici sekilde buldugunda, bu buldugu cevapta bir acaba dogana kadar, ya da bir suphe belirene kadar, baska cevap arar mi? Genelde aramaz. Iste bilimselligin bilincliligi ile inancsalligin sabitligi farki da buradadir. Mesela bir kisi, milliyetci olmanin bilincini sorun olarak, yani negatif algiladiginda; milliyetcilikten kendini kurtarmaya yonelir. Ayni sekilde bir teist, teizmin bilincini sorun olarak algiladiginda, ateizme yonelir. Bir isci, isci sinifi bilincini algiladiginda, savas verir. Demekki bir bilinc, ancak bir seyin sorun ve negatif oldugu algilaninca mumkundur. Dengeli beslenme bilinci, "abur cubur yememek" olumsuzlugudur. Buradan da bilincli olmanin, konusu ne ise o konudaki sorunun farkina varilmasinin bir uzantisi oldugu ortaya cikar. Yani bilinclenmek, bir konudaki sorunun farkina varilarak, o sorunu sorgulamak, ortaya koymak ve cozume yonelmek demektir. Buradan da inancin ve ideolojilerin, bilinclilige ve bilinclenmeye ters bir orantida oldugu ortaya cikar., Cunku inanclar ve ideolojiler, negatif degil; pozitiftir ve uygulanmak, savunulmak icin vardir. Iste buradaki pozitiviteye sarilma ve onu sabitleme/sahiplenme bilincalti istemi; o konudaki bilinclenmeyi onler. Cunku ortada bir sorun farkindaligi yerine, verileni oldugu gibi uygulama aliskanligi soz konusudur. Kisaca bilinclenmek, yenilemek, ilerlemek, gelismek, sorgulamak, arastirmak, irdelemek v.s. temelli beyni numenal olarak harekete zorlayan bir olgudur. Bu da ancak, sabitlik/sahiplik, savunu olmadan mumkun olabilir. Cunku, bir kavram/konunun sabitlenmesi ve sahiplenilmesinin altinda, bilinclilik degil; onu kaybetme "korkusu" ya dao konuda "bosluga dusme korkusu" yatar. Cunku o sorgulanmamistir ve dogru olduguna dair, ya inancsal/ideolojik ya da imansal bir fikri sabitlik vardir. Oyuzden bir seyin bilincine varmak demek; onun sorun oldugunu algilamak ve bu negatif algi ile beyni kisinin dusundurtmeye baslamasi ve kendi beyni ile kendi fenomeni arasinda bir iletisim kurmasi v.s. tabiri caizse "kendi beyni ile ve beyninde yerlesmisler ile, savasmasi/mucadele etmesi" demektir. Iste bilincin, bilincli kullanimi boyle baslar. Bu konu bir kisinin kendi beyni ile irtibat kurabilmesi ve kendi beynini kendisinin yonlendirebilmesi ve birey bilinci alabilmesi adina mihenk tasidir. Yoksa bilincin bilincsel kullanimi; kisinin kendi beyni ile irtibata gecmediginde ortada yoktur ve ortaya da cikmaz. Iste bilinclenmenin ve bilincli olma olanaginin temeli bu olumsuzluga ve uretken disisellige baglidir. Buradaki disisellik beynin kisi tarafindan iletisime sokulma ve kisinin beynindekileri sorgulamasi anlamindadir. Kisaca bilinclenmek, rahat olan beyni rahatsiz etmektir. Beyne kisi eliyle, dusunme ve dusunce uretimi ivmesi kazandirmaktir. Post modernizmin sorunu, sadece yikmaktir. Yikilanin yerine yenisini insa etmek ise, farkli bir bilinc ve farkindaliktir. Cunku yikmak, muhaliflik ile esdegerdir. Yani yenilik getirmez. Ustelik "bosluga dusurur." Benim acimdan, evrensel-insan zihniyeti; her konu ve kavramda dogal zihniyetin sorununu qua felsefesi ile dile getirebilen bilinc ve farkindaliktadir. Zaten amac ta sorunun dile geldigini test edebilmektir. Buradan da dogal zihniyetin, artik insanoglu beynince son asamasina geldigini ve bundan sonrasinin, ya kurtulus ya esaret oldugunu algilamak ta gerekir. Iste bu temelde emperyalist zihniyet, tanrisal zihniyet, varliksal zihniyet, inancsal zihniyet, ideolojik zihniyet, dogrusal zihniyet v.s. tek tek ve hem kendi bunyesinde hem de birbiri ile olan dogal zihniyet iliski koken ve temelinde algilanmali ve sorun ona gore dile getirilmelidir. Yoksa, yeni tanrilastirma, bananecilik, bireyci akilcilik v.s. kacinilmazdir. Yani insanoglunun kendi kendini kendi eliyle yok etmeye yonelmesi kacinilmazdir. Iste burada N.Hoca'nin "kendi bindigi dali kesme" konusu devreye girer. Cunku emperyalist zihniyet bu yok etme yolunda kendinin de yok oldugunu algilayamamaktadir. Yani, yere duseceginin bilinc ve farkinda degildir. O yuzden de kimseyi suclamak dogru degildir. Herkes sucu kendinde once aramali, baskalari ile degil; kendi ile savasa tutulmalidir.
  24. Ego'dan Self'e Gecis Karsitlik acisindan, self (kendi) egonun karsiti degildir. Egonun karsiti tabulu rasadir. Yani; yeni dogan bir bebek gibi, 0 zihniyet ile dogmaktir. Iste, egonun kisi adina tarihe gomulusu de, zihniyetindeki tum ego dusunce ve davranislarini olusturan verileri, degerleri, tabulari; ayni yeni dogan bebek gibi sifirlamak, numenal yeti kullanimi olarak yeniden dogmaktir. Iste insanoglunun selfbilinc ve farkindaligi, onun zihniyet ve zihniyete bagli her turlu dusunce ve davranis olarak, yeniden dogumu, yani kendinde oldurdugu (oldurmek) insanoglunu numenal yeti kullanimi olarak ve insan olarak yeniden dogurmaktir. Iste bu yeni dogan insan, artik her turlu insandisi, insanlikdisi deger, tabu veriden muaf olarak bir evrensel/insansal yasam surer. Onun icin atrik hic bir ayrimcilik, cikar, bencillik vs. veren dogal zihniyet ve ona ait egosal dusunce ve davranis yoktur, yesermez. Sadece bilinc ve farkindalik olarak kendi biri ve bu birinin, bir insanoglu turu biri oldugu vardir. Onun icin, turu bunyesindeki her turlu "yaris" bitmistir. Onun yarisi, artik; kendini ve turunu bir butun olarak, bilimin ve bilimselligin, her turlu gelisim, kullanim ve paylasimini saglamak ve icinde bulundugu evrenin kendi turu dahil; her turu olgusal, bulgusal algisini, yasamak ve yasatmaktir. Uzerinde yasadigi dunyasini, her sart ve durumda, insanca yasanir oznel/nesnel hale getirmektir. Artik, sabitleme, sahiplenme, teslim olma v.s. yoktur; bunun yerine, kullanma, paylasma, herkesin her farkinin ozelligini, bir mozaik icinde yasatmak ve bir bir olarak, kendi farki disindaki her turlu insansal/evrensel zihniyetin, dusunce ve davranis farkini kendi kullanim ve paylasimina acmak vardir. Belki boyle bir yasam, cogu okura utopik ve hayal urunu gelebilir. Unutmamak gerekirki, hayallerin gerceklesmesi icin, onlarin uygulanabilirligini yasama gecirimini aglamak gerekir. Imagine, parcasinin sozleri bu icerigi gayet net vermektedir. Ama, once egodaki yasamin farkina ve bilincine varmak, bu yasamin zarar ve rahatsizligini hem kendinde, hem turunde algilamak ve egonun her turlu degerinin sahipligini, sabitligini kaybetmekten korkmak yerine ve bunun bir bosluk yaratacagi dusuncesi yerine, aksine; onlardan kurtulmak ve arinmak icin cabalamak ve her tabulu rasaya dogru yol alirken de, bosalan yerlere selfin insan ve birey faktorunun zihniyetinin dusunce ve davranisini oturtmak gerekir. Aksi egonun, super egonun, alter egonun, subconscious ve unconscious veriminde yasatilmak demektir. Eger baskalari ve baska seyler tarafindan yasatilmak istemiyorsak, kendi yasamimizi kendi turumuz ve birimiz adina kendimiz yasamak istiyorsak, tek cikar yol; egodan, tabulu rasaya dogru yol almak ve bu yolculukta, bosalan yerlere kendimizi ve turumuzun insansal ozelliklerini evrensel kullanmak ve paylasmak ve de omur yeterse, yolculugun sonunda, bir bebek gibi yeniden ve insanoglunun dogal zihniyeti ile degilde, insanin insansal zihniyeti ile dogmak ve de en azindan bu yasami tadabilecek yasam sansini yakalamak gerekir. Cunku, bunu tadmadan olmek, bir insanoglu turunun biri icin, telaffisi olmayan bir kayip olacaktir. Evrensel insan antitezi (Dogal dusunce tezine karsi), ile de temelde ayni noktadan hareket eden, video; bizlere insanoglu tarihinin nasil yonlendirim ve yaptirimlarla bu gune geldigini ve birey bilincini insanlasmak ve evrensellesmenin, insanoglu tur butunlugu temelinde ve birey bilinci eliyle nasil saglanailecegini de, acikliyor. Unconscious- bilincsiz ve farkinda olmadan dusunen ve davranan bilinc Subconscious- Unconscious'u yonlendiren, bilinc Conscious-Bilincli, farkindalikli bilinc Unconscious ve subconscious, ego; conscious, selftir. Bu arada suur ile bilinc farkini da algilamak gerekir. Suur genelde yasam yetisi iken; bilinc kisinin nasil ve neden oyle yasadigini bilmesidir. Suur dogumdan gelirken, bilinc yasamdan ogrenilir.
  25. Basta ego terimi, insanoglunun nihilist felsefesi sonucu, psikoloji, psikiyatri, ve toplumsal yasami, dile getiren etigin konusu olmustur. Etigin amaci nedir?, etik; insanoglu turunu bir arada tur biri farkinin da farkinda olarak her bir birin tursel butunlugunu saglamak demektir. Once egoyu inceleyelim. Egonun temeli "kaybetme korkusu" na dayanir. Bu ne demektir. Insanoglu, dogal zihniyetinden dolayi, tum yasami boyunca, sadece ve sadece verilerle, degerlerle, tabularla yasar ve olur (olmek) Peki ego, neyi kaybetme korkusudur?, ego; mustakil var olarak dogan insanoglu turunun birinin, tum yasami boyunca kendisine verilen ve sahiplendigi, sabitledigi, savundugu, ugruna canini verdigi ve dogumdan itibaren aldigi her turlu ayrimci, cikarci, savastiran, mucadele ettiren ve insandisi, insanlikdisi oznel/nesnel, soyut/somut ve insanoglu turunun yonlendirerek ve yaptirama koyarak sistemlestirdigi ve etik ve metafizik, ideolojik inancsal, dogrusal, tanrisal , olgusal, kurgusal, bulgusal, duzen haline getirdigi olumlu, ya da olumsuz degerleri, verileri, tabulari kaybetme korkusudur. Nihilizmin, bilhassa tum bu insanoglu faktoru disindaki hderseyi hiclemesiyle, insanogu turu buyuk bir bosluga dusmustur. Iste bu ego,nun kaybetme korkusu, insanoglu birini bireyci akilci yapmis ve tum egonun bu insandisi ve insanlikdisi degerlerini, verilerini, tabularini bireye, bireyci akilci cikari icin kullanim kozu olarak vermistir. Iste bu temelde, ego, ayni dogal zihniyetin, iki farki dusuncesine, acilmistir. Birisi "ben, bana verilen degerler, tabular, veriler adina ve baskasi adina yasarim ve yasamimi harcarim" , digeri de "ben, baskalarini ve herseyi, kendi adima yasatirim, kullanirim, harcarim" temelli dusuncedir. Iste dunya; ikinci dusuncenin otoritesi, gucu ve iktidari altindadir, bu gucu, otoriteyi, iktidarida ona, ilk dusunce de olanlar saglar. Cunku burada bir uyum vardir. "kaybetme korkusu" ile yasayanlara, ikinci dusunce "kaybetme, benim cikarim icin kullan" emrini vermistir. Su an insanoglunun geldigi duzey, tur butulugundeki ikinci egosunun, birinci egoyu kullanma, harcama, her turlu insanlikdisi dusunce ve davranisa mubah kilmasidir. Iste bu bencil ego ile, onun kullandigi kaybetme korkulu ego bugun insanoglunu ve dunyasini icinde bulundugumuz duruma getirmis ve ikinci ego, bunu kalicilastirmak icin de, elindeki bilim ve bilimsellik dahil, her turlu kozu ve bilhassa dogallik masali kozunu cok iyi kullanmaya gayret etmektedir. Self ise, insanoglu turu birinin kendisinin insan oldugunu algilamasi, bilincine cikarmasi ve farkina varmasiyla baslar. Bu farkindaligi ve bilinci tur birlik, beraberlik ve butunlugune tasimakla devam eder. Yani, egonun; her turlu insandisi, insanlikdisi veri, deger ve tabularinin, kendi olmadigi, kendini yok ettigi ve bunu da tur bunyesindeki savaslarla sagladiginin bilinci ve farkindaligidir. Hic bir degerin, verinin, tabunun; insanoglu yasamindan daha degerli olmadiginin farkina ve bilincine varmaktir. Kendi icin olan yasamin, tur butunlugu icin oldugunun bilincine ve farkina varmaktir. Kendine verecegi herhangibir rahatsizlik ve zararin, tur butunlugune verileceginin bilincine ve farkina varmaktir. Kendi biri ile, tur butunlugunun iliskisinin, kendi birinin, tur butunlugun bir parcasi oldugunun farkina ve bilincine varmaktir. Kaybetmekten korktugu ve sahiplenip, sabitledigi her turlu somut/soyut, oznel/nesnel degerin, kendisini ve turunu insanlasmaktan alikoydugunun bilincine ve farkina varmaktir. Onlari kaybetmekten korkmak yerine, kaybetmek onlardan arinmak ve kurtulmak icin, sorgulamasi gerektiginin farkina ve bilincine varmaktir. Bu liste uzargider. Ozetle, egosunun, ne kendi turu, ne de kendi biri olmadiginin, kendi biri ve turunu, yok saydiginin, kendi turunu bunyesinde birler eliyle birbiriyle savastirdiginin, egosunun kendisini zihniyet olarak insanlastiramayacaginin farkina ve bilincine varmaktir. Iste egonun her turlu bilincine ve farkina varmak, selfin baslangici ve egonun her turlu degerinden kurtulma mucadelesi ise, selfin yasama gecisidir. Her insanoglu turunun biri; kendi biri bunyesindeki selfini ortaya cikararak, egosu ile mucadeleye cagirmalidir. Tabi, egosundan rahatsiz ve zarar gorme bilinci ve farkindaligina erismisse. Self mi/ego mu?, karar, secim; her insanoglu turu birinin.

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.