evrensel-insan

Hani bir deyim vardir "Cehennemin yollari iyi niyet taslari ile doludur" diye. Iste maalesef, "herkes turktur" temelli diger farklari yok saymak ve gale almamak ister istemez onlarin varligini distalamak ve otekilestirmek adina onlara acikca "bu ulke turklerinden turk olmayan ceker gider" cagrisidir ve onlari ayrimciliga/bolunmusluge itmektir. Zaten bu durum olmasaydi, Ulke de PKK teror belasi da olusamaz ve bunca kan dokemezdi. Iste tam da bu nedenden farkli halklarin hak ve ozgurlugu ve farklarin icsellestirilebilmesi ayni unitert yapi altindaki ortak yasamin gerekliligidir. O zaman ne PKK ne de emperyalizm kendine politik bir alan bulamaz.

Sitemize ve aramiza hosgeldin.

Bes yasindan beri besiktasliyim.

Osmanli'nin "turk dusmanligi" neden "turkun osmanli hayranligi" na donustu? Neden Oasmanli'dan ayrilan balkanlarin savasimi "isyan/ayaklanma" oldu da, Osmanli'yi yikan TC'nin savasimi "kurtulus savasi" oldu? Kime/neye gore devrim/karsi devrim; ayaklanma ve kurtulus savasi?

Peki bu kemalist rejim ne zaman uygulandi? 1923-38 arasi mi? Yani yapilan her turlu "yenilikler/devrimler" mi idi kemalist rejim?

Burada bir "gerek duyulmaktan" ziyade, hazirlanan bir komplonun ve projenin yasama gecirilmesi icin hazirlanmis olaylar, aciklamalar, gizli taniklar v.s. var. Bu isin basi Buyukanit'in sessizlestirilmesi, ilk bulundugu soylenen bombalar ve Tuncay Guney'in soylemesi icin hazirlanan aciklamalara dayaniyor. Burada da aslinda ABD'nin basi cekisi var. Hani hatirlarsan "bizim oglanlar basardi" cumlesini.

Fransa ile ilgili bilgiler burda var. http://www.bilgesam.org/tr/images/stories/kitaplar/emeklier.pdf

Bu fikir "kotulemesi" bir ara oyle bir duzeye geldi ki "insanliktan cikti." Ne o efendim, kurd kelimesi dagdaki turklerin yururken ayaklarindan cikan "kart/kurd" sesinden cikmis. Ayni asagicilik aleviler icin de "mum sondu" olayi olarak cikarilmisti. Goruldugu gibi sadece yalan/dolan ile duygu somurusu ve su istismari.

Bir ideoloji ile bir izm arasindaki farki aciklar misin? Her izmin amaci kendi cikari temelinde bir "kalkinma" tasir. Millet, milliyet v.s. konulari siyasetin degil de neyin konusudur?

Bir sey hala algilanamiyor. Soru cok acik. Birak baskalarinin ne dedigini ne yaptigini sizler ne yaptiniz toplum ve farkli halklari icin. Bana ayrica Osmanli'nin neden Kuvay-milliyeye savasmadan teslim olmadigini da anlatirmisin? Mustafa Kemal "egemenligi alirken" Osmanli ne yapiyordu? Egemenligi "tepside mi sundu?"

AKP'nin yargıyı Tayyip Erdoğan'a bağlama çabasına Türkiye Barolar Birliği çok sert bir açıklamayla karşılık verdi. Açıklamada, AKP'nin yeni önerisi 'seçilmiş bir krallık modeli’ olarak tanımlandı. Barolar Birliği, ülke barışı ve demokrasiye zarar vereceğini vurguladığı öneriye karşı duracağını açıkladı. AKP'nin Başkanlık sistemi ekseninde düzenlediği ve bağımsız yargıya son vermeyi amaçlayan yıkıcı tekliflerini içeren öneriye, Türkiye Barolar Birliği'nden çok sert bir yanıt geldi. Yönetim Kurulu toplantısının ardından yazılı bir açıklama yapan Barolar Birliği, yeni düzenlemeyle HSYK'nın 22 üyesinden 16'sını siyasi iktidarın belirleyeceğini, Yargıtay ve Danıştay'ın yerine kurulacak olan Temyiz mahkemelerinin de siyasi iktidara bağlanacağını hatırlattı. “Teklifte öngörülen bu model, dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde mevcut değildir. Öneri, demokrasinin evrensel standartlarına, hepimizin ortak güvencesi olan yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı ilkesine, "demokratik ülkeleri demokratik olmayan ülkelerden ayıran en önemli ölçü olan" kuvvetler ayrılığı öğretisine aykırıdır.” Açıklamada, başkanlık sistemi ekseninde yapılan öneriler, "seçilmiş bir krallık modeli" olarak nitelendi. “Taslakta öngörülen ve olağanüstü yetkilerle donatılan 'Başkanlık Sistemi' modeli özünde "seçilmiş bir krallık' modelidir.” AKP bu öneride ısrar ederse, ülke barışı ve demokrasisine zarar verileceğini vurgulayan Türkiye Barolar Birliği, öneriye karşı mücadele edeceklerini açıkladı. “Sözü edilen taslakta öngörülen ve örneği dünyadaki hiçbir demokratik hukuk devletinde görülmeyen Başkanlık Modeli sistemine, bu sistemin içerisine yerleştirilen yargı modeline karşı olduğumuzu, bunda ısrar edilmesinin rejim kavgasına, yeni çatışmalara, kutuplaşmalara neden olacağı ve bunun da ülke barışına ve demokrasisine zarar vereceği endişesi taşıdığımızı kamuoyunun değerli dikkatlerine ve takdirlerine sunarız.” ulusalkanal.com.tr

Basbakan, ABD buyukelcisinden sonra Tuncay Guney'de devreye girdi. "AKP'nin ona cizilen yolda ilerleyebilmesi icin Ergenekon hazirlandi" dendi. Tuncay Güney görevini itiraf etti: Birilerinin düğmeye basması gerekiyordu Tuncay Güney, Ergenekon tertibindeki görevini itiraf etti. Güney, “Siz Ergenekon için bir proje miydiniz?” sorusuna, “Birilerinin düğmeye basması gerekiyordu” yanıtını verdi. Büyük Ortadoğu Projesi'ne destek verdiğini belirten Güney, “Özgürlükleri ABD’nin getireceğine inanıyorum. Bunu Talabani'ye de, Barzani'ye de, PKK'ya da söyledim” ifadesini kullandı. Ergenekon tertibinin kurgulanmasında rol üstlenen ve daha sonra Kanada'ya yerleştirilen Tuncay Güney, önemli açıklamalar yaptı. Güney, SKY Türk televizyonuna Toronto'dan canlı yayın bağlantısıyla katıldı. Polise verdiği mülakatla Ergenekon tertibinin düğmesine basılmasını sağlayan Güney, "Ergenekon için hazırlanan bir proje" olduğunu itiraf etti. Hilmi Hacaloğlu: Tuncay Güney bir proje miydi? Hakikaten siz bir proje miydiniz? Ergenekon'un veya böyle bir operasyonun işaretinin başlangıç fişeği olarak siz mi kullanıldınız? Güney: Birilerinin düğmeye basması gerekiyordu Ergenekon operasyonu için. Fakat Ergenekon operasyonunu hangi hükümet olursa olsun yapmak gerekiyordu. Torontoya yerleşmesinin ardından Haham olan Tuncay Güney, ifadelerinin hukuki olarak geçersiz olduğunu söyledi. “Fakat hala savcılıkta veya mahkemede Tuncay Güney'in samimi beyanlarına dayanılarak insanlara sorular soruluyor. Polisler işkence yaptıklarından dolayı suçlandılar ve açıklama yapıldı bu konuda. Bu kasetler de hukuk düzeyinde geçersizdir.” Tuncay Güney, Ergenekon tertibinin hedefinde Kemalistler ve milliyetçiler olduğunu açıkladı. “Bakın Ergenekon; tarikatsız, milliyetçisiz, Kemalistsiz bir derin devlet olmaz.” "Ergenekon Türkiye'nin Arap Baharı'dır" diyen Güney, Ergenekon tertibinin arkasında Amerika'nın olduğunu ifade etti. “Arap Baharı bir Amerikan operasyonudur. Ergenekon Türk Baharı'dır. Dolayısıyla Ergenekon operasyonu ABD'nindir.” Kürt sorununun başkanlık ve yeni Anayasayla çözüleceğini savunan Güney, Başbakan Erdoğan'a övgüler düzdü. Hacaloğlu: Bu dönem bittiyse Türkiye'de hangi dönem başladı? Güney: Başkanlık dönemi ve anayasanın değişme dönemi. Sayın Başbakan, Atatürk'ten sonra gelmiş geçmiş tek başbakan Recep Tayyip Erdoğan'dır. Devrim yapmıştır. Mustafa Kemal'den sonra gelmiş geçmiş en büyük devrimci Tayyip Erdoğan'dır. Amerika'nın bölgeye barış getireceğini iddia eden Güney, "Büyük Ortadoğu Projesi'ni destekliyorum" dedi. “Ben Kürtlerin, Kuzey Irak'ta Sayın Talabani ve Barzani ile görüştüğümde de Amerika'ya dayanmaları gerektiğini söyledim. Ben PKK'lılara da söyledim. Bugün de söylüyorum. Amerika'nın elinde kurtuluşunuz dedim, Avrupa Birliği'nin elinde değil veya Şanghay Beşlisi'nin elinde de değil. Fakat Amerika'ya o zaman da emperyalist bir devlet olarak görüyorlardı. Fakat Amerika'nın sömürdüğü bir devlet yok.” Hacaloğlu: Hala aynı kanaatte misiniz? Güney: Ben özgürlükleri Amerika'nın vereceğini düşünüyorum. Amerika'nın güçlü olmasını ekonomik olarak, siyasi alanda, birçok alanda Amerika'nın Büyük Ortadoğu Projesi'ni destekliyorum.” ulusalkanal.com.tr http://www.ulusalkanal.com.tr/tuncay-guney-gorevini-itiraf-etti-birilerinin-dugmeye-basmasi-gerekiyordu-video,1196.html http://www.youtube.com/watch?v=UNWrX_eMgZE&feature=player_embedded

"Herkes turktur" demek ne anlama gelir? Turk nedir? Millet mi, milliyet mi, etnik bir koken mi, vatandasligin adi mi?

Eger "Tanri insanlara akil vermeis ise" bu temelde insanoglunun kullugu ve teslimiyeti diger bir deyisle, kendilik bilisselliginin yoklugu gundemdedir. Boyle bir inancsal ideolojik ve tikanik ve de sinirli akil, bilimin akli degildir. Bilimdeki akil her seyden once insanogluna ait ve onun hukmundeki akildir. Iste bu akilin her turlu islevini inanc ideoloji degil; gozlem ve onun bildirdikleri olusturuir. Bu akil GOZLEMINI BILDIRMEK VE OLGU GECERLILIGI SAGLAMAK VE OLAN BILIMI YENILEMEK ICIN vardir. Iste bu akil dusunceyi dusundurten ve her turlu ideolojik inancsal sinirlardan arindiran ve kurtaran akildir. Bu akli da kimse vermemistir. Insanoglunun evrimsel gelisiminin numenal/zihinsel bir urunudur. Zaten bu ayni akildir, kendi yaraticiligini insanoglu disinda bir guce veren. Kendi zihinsel ufkunu kendi verdigine teslim eden.

Pismanliktaki kalicilik sosyo-psikolojiktir. Genelde etik degerlerden dolayi ve birey bilinci olmamasindan dolayi uzun sure duygusal olarak yasanir. Bir ornek verelim. Cocuguna tokat atan bir babanin, attigi tokata pismanligi onu bir kac temelde rahatsiz eder. Haksizligini aciklayamamak Attigi tokati kendini hakli cikarmak adina degerlendirmek Hatasini itiraf edememek, ozur diliyememek, gurur meselesi yapmak. Attigi tokatin arkasinda durmak. Buradaki pismanligin tek gidericisi, tokati attigi evladindan neden tokat attigini aciklayarak bunun yanlisligini algiladigini ve bu hareketi bir anlik duygu ile yerine getirdigini ve bundan pismanlik duydugunu ve affi adina ozur dilemesidir.

Pismanlik, yapilanin bilincalti olmasi ve bilincli ve farkinda olarak yapilmamis olmasidir. Yalniz pismanligi algilamak icin, yapilanin rahatsizlik sorun ya da zarar vermis olmasinin hissi gerekir.

Hadi oyleyse, bizlerin ulkemizin toplumumuzun ve tum insanligin insanca yasayabilmesi serefine!

Hadi ben de sana eslik edeyim de, "uc/bej" yerine karsilikli hopurdetiriz.

Bu konudaki ana sorun ulkemizde ve toplumumuzda birey bilincinin olmamasi ve kisilerin her turlu gorusunun sadece alisilagelmis ya da kulak dolgunlugu olarak benimsenmis olmasidir. Nonteizm kavrami ve konusu; her seyden once evrensel hukuk insan haklari ve hak ve ozgurlukler olarak yasam ve iliskide tanim ve temsilde ve de uygulamada bir hak ve ozgurluktur. Bunu savunacak olanlarin bir cati altinda birlesebelmesi, her seyden once bu hak ve ozgurluk bilisselligine ulasmak ve bu hak ve ozgurlukten odun vermemek adina, bu hak ve ozgurlugu diger her turlu hak ve ozgurluk savasiminin onune cikarmaktan gecer. Basta etik temelli siyasi farklar olmak uzere, eger baska ideolojik inancsal dogrular yuzunden boyle bir baslikta birlesememek soz konusu ise; o zaman herbir kisi bu konudaki kendi dusunce farkinin bu birlesimi onleyecek kadar onemini kendine aciklamak durumundadir. Yine boyle dusunenler, neyi ve neden desteklerini bu temeldeki hak ve ozgurluklerin kazanimi adina degerlendirmek durumundadir. Aslinda nonteizm dusunceden ziyade bir yasam ve iliski bicimidir. Eger bir nonteist gibi hak ve ozgurluk temelinde yasayamayanlar bundan rahatsiz degilse, yine kendini sorgulamak durumundadir. Kisaca teist olmamanin her duzey bilinc ve farkindaligi ve hak ve ozgurluklerinin istemi ve bunun icin mucadelenin diger verilen mucadelere gore onemini herkes sorgulamalidir. "Ben milli bir baski altinda yasamaktansa, dini baskiyi tercih ederim" dusuncesi bir nonteiste ne kadar uygundur. Aslinda gonul isterki; ulkemiz toplumu ve duzeyi ile cagdas olsun ve bizleri "kirk katir mi/kirk satir mi?" secimi arasinda birakmasin. Maalesef gozlem bunu henuz olanakli kilmiyor. Cunku bugun tekratik otokrasi ya da demokrasi siariyla yola cikmis iktidara, karsicikabilmenin ortak paydasi Ataturk'te birlesiyor. Isin ilginci buradaki Ataturk'ten ne algilandigi da ya da bu baslik altinda birlesenlerde kendilerini yeteri kadar ifade edemiyorlar. Ya da Ataturk'u AKP'ye tercih etmek istemeyenler ve de AKP'nin de ne oldugunu algilayanlar, sessizliklerini ya da ortaya cikmamalarini koruyorlar. Bir cesit seyirci durumundalar. Sonucta "katir/satir" olarak teokrasi ronesans oncesi karanlik cagin, mili kokensel bakis acisi da 18. yuzyilin yanasimlaridir. 21. yuzyildayiz ve kimse kimseyi bu iki cagdisi temel arasinda secim yapmaya mecbur birakamaz. Yalniz en azindan sekuler zihniyet ile olmasa da laik bir sistem teokratik bir sistemden daha cagdas daha hak ve ozgurlukcudur. Yani ben bilirim ki, benim teist olmama adina verebilecegim her turlu savasim; teokrasi de degil; sekuler de olmasa laik bir duzende mumkundur. Ayni sekilde evrensel hukuk hak ve ozgurlukler ve bunlarin mucadelesi de ancak laik bir duzende mumkundur. Cunku yarin ulke ve toplumumuz teokrasiyi resmi ve uygulamali olarak karsisinda buldugunda belki de teizme karsi verilecek savas imkansizlasacaktir. O yuzden herkes sapkasini onune koyup, onun teist olmayan hak ve ozgurlugunun savasini verebilmesi yasam ve iliskisini teist olmayan olarak sudurebilmesinin teokratik mi laik mi sistemde mumkunlugunu dusunsun. Sonucta siyasi ideolojik savasim baskadir, kisi olarak teist olmadan yasam ve iliski surmek baskadir. Birey bilinci de bireysel olarak ve hak ve ozgurluk savasimi olarak siyaseti degil; yasam ve iliski temelli hak ve ozgurluklerini one cikarir. Iste birey bilinc ve farkindaligi ana savasimin siyasi degil; yasam ve iliski farki olan teist olmayan yasam ve iliskidir. Bu temelde bir birey icin nonteizm siyassi izm yerine one cikmakta savasimin temelini belirlemektedir. Cunku bilinmelidir ki; teist olmayan yasam ve iliski ancak mucadele olarak teokratik olmayan bir duzende mumkundur. Sonucta baglanti olarak teist olmayan yasam, teist olan yasam ile taban tabana zit iken; bunun milli icerikli olan veya olmayan bir duzendeki savasimi mumkundur. Kisaca siz milli temelli bir duzende teist olmayan hak ve ozgurlugunuzu savunabilir ve bunun mucadelesini verebilirken; teokratik bir duzende ne boyle bir hak ve ozgurlugunuz vardir, ne de bu mucadeleyi verebilirsiniz. O yuzden toplum eger olan ya da olacak olan bir duzene karsi ortak noktada birlesecekse ve bunun gozlemi Ataturk ortakligi ise; teist olmayan yasam ve iliskinin bilinc ve farkinda olanlar ve bunu hak ve ozgurluk olarak yasamak isteyenler, hangi nedenden olursa olsun, AKP'yi karsilarina almak ve onun ile mucadele etmek durumundadirlar. Cunku tarih bunu yapmayanlara yarin teokratik bir duzen geldiginde hesabini soracak ve bedelini odetecektir. Ben bir serbest dusunur ve yapilandirmaci epistemolojist olarak sadece insan ve onun insanlik yasam ve iliskisinden yanayim. Ataturk ve uzantisi izm algisinda da qua filozofum. Yani ne Ataturk yanlisi ne de karsitiyim Sadece Ataturk'un yaptiklarini cagdas olarak elestiren ve bugun ulke ve toplumu tekrar bu yapiya getirmek isteyenlere karsi cikan bir bakis acim var. Ulusalci degilim, ama bolunmek yerine ulkenin toprak butunlugunu bu toprakta yasayan her turlu etik farkin farkindaligi tanimi ve temsili temelinde hak ve ozgurluk olarak saglanmasindan yanayim.Yani ve kisaca o Ataturk'un milli teklestirmesine ve her turlu dini/mezhepsel teklestirmeye karsiyim. Hak ve ozgurluklerin topumsal degil; bireysel olmasi "biz/oteki" kutuplasmasi yerine ve otekilestirmek yerine, her farkin her farki icsellestirmesinden yanayim. Her farkin kendi farkinin savasini vermesinin yaninda diger farklarin da savasimini vermesinin yanindayim. Hic bir sekilde teizmi icermeyen yasam ve iliskilerimin de AKP temelli getirilmek istenen teokratik otokrasi, ya da A.Gul temelli getirilmek istenen teokratik demokrasi duzeni altinda surdurulemeyeceginin de bilinc ve farkindayim. Cunku ne basbakanin polis devleti ve otokrasisi, ne de cumhurbaskaninin cemaati ve demokrasisi bana teist olmayan bir yasam ve iliski hak ve ozgurlugu tanimayacaktir. O yuzden su an karsit tarafin ortak birlesim noktasi Ataturk'te ve o tarafta yer almak ve sekuler olmayan laik bir duzende hak ve ozgurluk savasimimi vermek durumundayim. Ayrica emperyalist zihniyetin bir emir kulu ve eri olan basbakan/cumhurbaskani ikilisinin de emperyalizme yardimci olan hic bir girisimini, herturlu otekilestirmesini, barisi bozmasini ve "ileri demokrasi" masallari adina kendi emperyalist zihniyet emrini "mesru/mubah" kilarak yerine getirmesini sirf Ataturk'e karsi cikmak adina desteklemeyecek kadar da bilinc ve farkindalik sahibiyim. Sonucta Ataturkte, birlesenler cagin 3 asir gerisinde, teokrasi de birlesenler ve AKP'yi oyle veya boyle destekleyip, Ataturk'e karsi olanlar da cagin 6 asir gerisinde(ronesans oncesi) yani karanlik cag savunuculari. Eger kendine Ataturk tarafinda olmayi, AKP'yi Ataturk'e karsi oyle veya boyle destekliyenler; ilerici, aydin, devrimci v.s. temelli elit diyorsa; oturup bir kez daha dusunsunler. Cunku bunlarin kendilerini sosyalist, komunist, demokrat, liberal v.s. olarak gormeleri; sadece bilincsiz bir kulak dolgunlugu ve alisilagelmisliktir. Sonucta demokrasi kimin demokrasisi olursa olsun, kimin ustunde demokrasisini kuruyorsa, onun acisindan diktatordur.

http://www.youtube.com/watch?v=Qv_fzC9c8xg