Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

evrensel-insan

 Saygıyla Anıyoruz
  • Katılım

  • Son Ziyaret

evrensel-insan tarafından postalanan herşey

  1. Higgs Bozonu'na neden 'Tanrı Parçacığı' deniyor? Aslında bu isim bir şakadan ibaret. Standart Model'i popüler dilde anlatmayı deneyen bir kitabın içinde, parçacığa adını veren Peter Higgs'in 'Şu Allahın belası parçacık da bulunamadı gitti' diye bir cümlesi var. O cümle zamanla kılık değiştirip 'Tanrı Parçacığı' şekline dönüştü. Popüler dilde, özellikle de gazeteler ve televizyonlarda kullanıla kullanıla da yaygınlaştı. Parçacığın Tanrıyla bir ililşkisi var mı? Hayır, bilim buna bakmıyor. Bilimin aradığı cevap Tanrının varlığı veya yokluğu değil, ilk atomların nasıl olup da oluştuğu, evrenin nasıl oluştuğu vs. İnançlı biri çıkıp 'Siz atom nasıl oluştu diye bakıyorsunuz ama Büyük Patlamayı Tanrı yaptı' diyebilir hala.
  2. Son güncelleme: 14 MART 2013 - TSİ 14:38 Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi'nde (CERN) geçen yıl gerçekleştirilen tarihi deneyde keşfedildiği düşünülen Higgs parçacığının varlığı, bilim insanları tarafından daha güçlü bir şekilde doğrulandı. Geçen yıl CERN’deki Büyük Hadron Çarpıştırıcısı projesinde yer alan bilim insanları, ortaya çıkarıldığı düşünülen parçacığın, “Maddenin neden kütlesi var?” sorusunun cevabının kilit unsuru olarak görülen Higgs parçacığı olduğu yönündeki kanıtlarının güçlendiğini açıkladı. Bilim insanlarına göre açıklığa kavuşmayan şeyse, bulunan parçacığın Higgs’in basit bir biçimi mi yoksa çok daha ‘egzotik bir şey' mi olduğu. Keşfin doğrulanması, Higgs parçacığını araştıran deneydeki Atlas ve CMS adlı iki ekibin, deney döneminde yer alan verilerden iki buçuk kat daha fazla veriyi analiz etmesiyle gerçekleşti. Bu bilim insanları, parçacığın sadece var olup olmadığını araştırmakla kalmadı, ‘karakterini' de araştırdı. 'Muhteşem sonuçlar'Araştırmayı yürüten ekiplerden CMS’nin sözcüsü Joe Incandela yaptığı açıklamada, ‘2012’deki deneydeki tüm verilerin değerlendirilmesiyle ortaya çıkan ön sonuçların muhteşem olduğunu, Higgs parçacığının üstesinden geldiklerini, bu parçacığın ne tür bir Higgs parçacığı olduğunu anlamak içinse önlerinde uzun bir yol olduğunu’ belirtti. İsviçre'nin Cenevre kentindeki CERN laboratuvarlarında görevli bilim insanları, geçen yıl Büyük Hadron Çarpıştırıcısı adlı dev cihazda yapılan deneyler sonunda 'Tanrı parçacığı' diye bilinen Higgs bozonunun (parçacığının) izine rastladıklarını ama varlığına kesin kanıt sunmak için yeni deneylere ihtiyaç duyulduğunu açıklamışlardı. Basitçe anlatmak gerekirse, CERN laboratuvarında varlığı tespit edilen Higgs parçacığı, kuş tüyü bir yastığa bastırıldığında kılıfın içinde hissedilen bir bilye ve maddeye kütlesini veriyor. CERN'deki milyar dolarlık özel test ortamında gerçekleştirilen benzersiz molekül çarpıştırmalarının sonuçlarını inceleyen bilim insanları, her atomda (kuş tüyü yastık) merkezi oluşturan protondan 130 kat daha fazla çarpışma etkisi yaratan bir parçacığın (bilye) varlığından bahsetmişlerdi. Söz konusu varlık, adını fikir babası olan bilim insanı Peter Higgs’ten alıyor. Bilim insanları 45 yıldır bu parçacığın izini sürüyordu.
  3. Bakanlığın düzenlediği tiyatro oyununda kadınlara ve erkeklere ayrı davetiye basıldı. Deniz AYHAN/ Sozcu.com.tr - Kadınlar ve erkekler farklı kapılardan, farklı saatlerde salona alındı. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın organize ettiği “Keşke Yapmasaydım” isimli komedi oyununda kadın ve erkekler için ayrı davetiye basıldı, kadınlar ve erkekler salona ayrı kapılardan farklı saatlerde alındı. SALONA GİRİŞ SAATLERİ DE FARKLI Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Terme Gönül Dostları Derneği ve Terme Semerkand temsilciliğinin katkılarıyla 12 Şubat tarihinde düzenlenen “Keşke yapmasaydım” isimli tek perdelik komedi oyununun davetiyesinde; “Bayan-Erkek” ifadesi kullanılırken, kadın ve erkekler için salon giriş saatleri de farklı olarak verildi. Hayattan bir beklentisi olmayan ve kötü alışkanlıklara müptela olmuş iki kafadarın ‘insanca yaşamayı öğrenme macerası’nın trajikomik bir dille anlatıldığı oyunda, kadın ve erkekler salona ayrı kapılardan alındı. CHP Grup Başkanvekili, Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik’e “Bakanlığınızın denetimindeki bir mekanda kadın ve erkeklerin salona giriş saatlerinin ayrılmasının dayanağı nedir?” diye sordu. Önergesinde “12.02.2013 tarihinde Terme Kültür Merkezinde düzenlenen “Keşke yapmasaydım” isimli tek perdelik komedi oyunun davetiyesinde; “Bayan Erkek” ifadesi kullanılmış ve salon giriş saatlerinin kadın ve erkekler için farklı olduğu görülmüştür.” ifadelerine yer veren Tarhan, Anayasanın 10. maddesi hükmü karşısında, “Bakanlığınızın denetimindeki bir mekanda kadın ve erkeklerin salona giriş saatlerinin ayrılmasının dayanağı nedir?”, “Daha önce hangi etkinliklerde kadın erkek giriş saatleri ya da giriş kapıları ayrılmıştır?” ve “Bu kural protokol için de uygulanmış mıdır?” diye sordu.
  4. evrensel-insan şurada cevap verdi: sedelina başlık Forum Oyunları
    Tunaydin.
  5. Dünyanın en iyi 60 üniversitesi arasına giren ODTÜ'ye kadro yok. Rektör Prof. Dr. Ahmet Acar , "Ek kadro istemiyoruz, mevzut kadromuza bile atama yapamaz hale geldik" dedi. 13 Mart 2013 Çarşamba Saat: 09:03 Dünyanın en iyi 60 üniversitesi arasına adını yazdırarak önemli bir başarıya imza atan ODTÜ'de var olan akademik personel kadrolarının bile kullanımına izin verilmediği ortaya çıktı. ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Acar, "Ek kadro istemiyoruz, mevzut kadroların kullanım izni istiyoruz. 300 kadromuz boş. En iyi okullarda okumuş insanları 2200 TL ile çalışmaya ikna ediyoruz, ama kadro alamıyoruz" dedi. "Bu sorunlar bizi geriye götürüyor" diyen Acar, anlayışın değişmesi gerektiğini ifade etti. Vatan gazetesinden Kıvanç El'in haberine göre; dünyanın sayılı üniversitelerinin ortalama 4 milyar dolarlık bütçesine karşın, 300 milyon dolarlık bütçesi ile en iyi 100 üniversite sıralamasında ilk 60'a giren ODTÜ'ye, YÖK'ün kadro verilmediği ortaya çıktı. 25 SENE EĞİTİM ALIYOR... ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Acar, ilk, orta, lise eğitiminin ardından üniversite yüksek lisans ve doktora yapan bir adayın yaklaşık 25 yıl eğitim aldığını vurgulayarak, "25 sene bir insan okuyor... İşe aldığımız öğretim üyesi birçok yerde çalışabilir durumda. İnsanları 2200 TL maaşla çalışmaya razı ediyorsunuz, ama YÖK kadro vermiyor. Düşünebiliyor musunuz? Öğretim üyesinin dünyadaki maaş ortalaması, burada aldığının en az 4 katı, vakıf üniversitesine gitse 2 katı. Yeni kadro istemiyoruz, kadromuz var, bu kadrolarımızı kullandırmak istiyoruz. Kullanım izni istiyoruz, verilmiyor" dedi. Halihazırda 300 öğretim üyesi kadrosunun boş olduğunu vurgulayan Acar, "Yılda 40 kişi emekli oluyor, o kadar kişi alsak mevcut sayıyı ancak koruruz. Kadrolar aynı ama gelen öğrenci sürekli artıyor" diye konuştu. DEĞERLİ İSİMLERİ YURTDIŞINA KAPTIRIYORUZ Şu anda en çok talep olan mesleklerden birisinin Havacılık Mühendisiliği olduğunu söyleyen Acar, "Türkiye'de en çok talep edilen konu bu, mezun olan öğrencimizi havada kapıyorlar. Sivil havacılık patladı, savunma sektöründe ihtiyaç var. Havacılık mühendisliğine öğretim üyesi alacağız, ama YÖK onay vermiyor. Bize 'yeni üniversite kuruldu siz kadro almayın' diyorlar... İhtiyaç çok ciddi. Daha önce şunu yaşadık; Bir adayı 3 ay beklettik kadro için, sonunda 'kusura bakmayın' dedi ve Stanford'a gitti. Dönemin YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan'a, 'İşte politikanızın sonucu' dedim. Değerli isimleri yurtdışına kaptırıyoruz. Politika hala aynı... Hergün bunu yaşıyoruz. Bir taraftan diyoruz ki, 'uluslararası alanda iddialı olalım', ama öbür taraftan gereğini de yapmayalım..." diye konuştu. Türkiye'de 170 üniversitenin aynı kefeye konulduğunu söyleyen Acar, şu öneriyi getirdi: "Almanya'da 2005'te bir program başlatıldı. 'ABD ile rekabet edecek üniversitelere ihtiyacımız var' dediler, 11 üniversite seçtiler. 'Bunları rekabet etmek üzere hazırlıyoruz' dediler. Bu 11 üniversite için fon oluşturdular, projelere destek verdiler. Bu üniversiteler dünyanın en iyileri olmak üzere. Fransa da aynısını yaptı. İddialı ülkeler bunu yapıyor. Biz ise ısrarla 170 üniversite ile dünyadaki rakiplere karşı mindere çıkmaya çalışıyoruz. Bu mümkün değil." TÜBİTAK SIKINTISI TÜBİTAK'ın belli bir oranı geçince projelerine onay vermediğini ifade eden Acar, "Bir sınır koymuşlar geçemiyoruz. 'Hepsini size veremeyiz' diyorlar. Yeni üniversiteye de vermem gerek' deseler anlarız. O zaman kulvarları ayırın. Yeni üniversite ile ODTÜ ve benzeri üniversiteler aynı kefeye konuluyor. Yeni üniversite farklı kulvarda yarışsın isterse bizim kulvarda da yarışsın önü açık olsun ama hepsi aynı kefede değerlendirilmesin. Şimdi öğretim üyemiz proje veriyor 'siz geçtiniz' diye kabul edilmiyor başka üniversiteden daha zayıf projeye onay veriliyor. Bu da öğretim üyesinin tepkisini çekiyor bir daha proje vermiyor. Uluslararası fonlar kullanılıyor o zaman... Çok temel bir sıkıntı var burada" dedi.
  6. Aynen cunku bu bir "kader/alin yazisi" v.s. degildir. Kisilerin kendi yasam ve iliskilerini kendileri tayin etme hak ve ozgurlugudur.
  7. Iyi saglik olsun. Kendi istemis kendi bosanmis.
  8. Sana daha once de soyledim. Etik yonlendirim ve yaptirimlar kavramlara gore degismez. Sonucta hepsi bir aliskanlik teslimiyeti ve sorgulanmazidir. Bu din olmus milliyet olmus, tore olmus, gelenek olmus v.s. fark etmez. Butun bu yonlendirim ve yaptirimlar da cikar ve ayrimci amacli kitleyi bir arada tutma temelli suru psikolojisi ve korku felsefesine dayanir. Genelde bireylesememis toplumlarda gorulur. Yani "herkes neyi dusunuyor/davraniyorsa; aynisini uygulamak" uzerinde hic bir dusunce uretmeden. Bunun ilk tepkisi karsitliktir. Neyin neden ve nasil o oldugu ve oyleoldugu ise farkli bir bilinc ve farkindaliktir. Cunku buradaki asama yonlendirim ve yaptirimlarin uygulanmasi ya da karsi cikilmasi degil; sorgulanmasi kritigi ve analitigidir. Bunu yapan bir beyin de kendince bir ...e gore temelinde yapar, buna mantikta analoji ve ...e gore temelli mana ve anlam cikarma (abduction) denir. Ben bunlari sitede acikladim.
  9. Kim "bosanmis?"
  10. Bilmem kuran sure ve ayetleri ortada. Eger okunan bir seyden farkli seyler algilaniyorsa; demekki bu kurani yazan yazar herkesin ortak algilayabilecegi bir seyi yazamamis. O yuzden de kurani okuyan ve dunyada cografi ve toplumsal ve de tarihi olarak dusunce ve davranista farkilasan muslumanlar var. Bu da "herkesin muslumanligi kendine" algisidir. Eee madem farkli algilar var, bu farkli algilar da herkese kendi Allah'ini farkli konusturtuyor. Tam da akillarinin inanacagi sekilde. Boylece inanclilar arasi tartisma da burdan cikiyor. Cunku hepsinin kendi beyin duzeyinin dini islami, kurani, Allah'i v.s. farkli. Degismeyen tek sey ise; herkesin kendi aklini inandirdigigi dogrusunu gercek olarak algilamasi. Sen de bu cesitlilik icin de kendi adina kendi aklinca inancli ve teslimsin.
  11. Bence kiz arkadasina kendi dogrularini empoze etme ve uygulama yerine; onun kendi dogrularini uygulamasina izin ver. Senden bir sey isterse de, kendi fikrini dogrunu soyle; ama diretme ve karisma. Cunku sen baskasina karisir/mudahele eder/dayatirsan; ayni muameleyi sen de gorursun ve karsi cikma hakkini kaybedersin.
  12. Bunu ben demiyorum, bu "Kuran'i 'kuran'da yazdigi gibi' uygulamayanlar" icin soylenmis bir kavram.
  13. Sen birak dunyayi da once kendin neden ve nasil insan haklarinin hak ve ozgurlugunu ve kadin hak ve ozgurluklerini nasil ihlal ettigini bir dusun once.
  14. Aman ne guzel! Senin adina sevindim.
  15. Sen benim adima konusmayi birak ta, varsa bir konuda benim ne dusundugumu ya da bilgimi ogrenmek istiyorsan, sor ve yanitini da al. Unutmaama bu yanit senin ufkunda yer almayan "kara" olacak.
  16. Bak link verdim. En azindan oku ki biraz neyin ne oldugu hakkida bilgi sahibi olasin. O zaman belki yazacaklarin biraz farklilasir. Senin yaptigin sadece "Allah'ina sirk kosmak" ve de "kuran'a ters dusmek" Ya da evengalistler gibi dinde reform yaratma kafirligine soyunmak.
  17. Ozaman sana bir gorev dusuyor. Tum dunyada farkli cografya ve toplumlarda kuran'i kendisine etik bir yonlendirim ve yaptirim rehberi olarak almis ve her turlu insanligi sirf bu nedenden ihlal eden ve suc isleyen milyarlar var. Bunlari egitmek bilgilendirmek senin gibilere dusuyor. "Bir yasinda bir kizla evlenilir" diyen araplar. Kadina hic bir hak ve ozgurluk tanimayan Afganlar. Kadinlari kendileri istedikleri gibi olmadiklari nedeniyle asan Iranlilar. Kadini taslayanlar, diri diri gomenler, zorla evlendirenler, Dunyayi kana bulayan teroristler. Her turlu kadina/kiza cocuga tecavuzu hakli bulanlar. Cocuklarini baska erkeklere para ile satip evlendirenler. Kiz cocuklarinin okumasina engel olanlar. Kisaca saymakla bitmez. Sen simdi cik yola ve bu kuranin yonlendirdigi bu insanoglunu "kuran da yazilanlar bu anlama gelmiyor" diye egitime cik. Tabi basta da kendini egitmen lazim. Cunku bu egitim bastan teslimiyete karsi olmaktan basliyor ve egitecek olduklarin bu yaptiklarini teslimiyet temelinde yapiyorlar. O yuzden sen kurani bizlere degil; bu algiyi uygulayanlara anlat. Bakalim ne derece basaracaksin? Ya da basari olanagin var mi? Cunku bunu yapman demek, bizlerin seni aydinlatmak icin yaptiklarimizi senin yapman demektir.
  18. Dedim ya henuz kavramlarin bile biribirinden farkini algilayacak bir bilgi ve bilince sahip olmadigin su cumlenden bile algilaniyor. Bilim" topalsa" senin teslimiyetin kendi varliginin bilincsizligi ve betninin bilincalti tikanmisligi ve algiya ve de bilgiye kapali olmasi "koturum/yurume olanagi olmayan" demektir. Topal olan halen yuruyebilir, ama koturum olanin yurume olanagi da yoktur, boyle bir olasilik ta yoktur. Cunku koturumlugune teslim olmus ve kendini caresiz kilmistir.
  19. Aynen cunku sende kara algisi yok. Sadece ak algisi var. Zaten sorun da orda herseyin her beyne gore degisken olarak bir algi olmasi. Bu da zaten Kurani yazanin/yazanlarin insanoglu oldugunu gosteriyor. Ortada bir saptirim yok. ya teslim olma ve sorgulayamama temelli sirf inanmak icin uygulanan algi var, ya da insanlik adina insanligin hak ve ozgurlukleri adina bir seyi okumak ve bu konudaki yanlislarini gormek ve dile getirmek var. Yani sende olmayan bir bakis acisi. Dedim ya kuranda insan haklari hak ve ozgurlukler ihlal edilmistir ve bu temeldeki yonlendirim ve yaptirimlar, cagdisidir ayrimcidir, erkek sovenisttir ve insanlik sucudur. Cunku buna gore biri kalkar esini de dover, isgence de yapar, birden fazla kadin ile de evlenir ve hatta cocuk ile de evlenir. Pedofili ve cinsel sapikligin, tecavuzun kadini her turlu erkekten ayirmanin v.s. insan haklari evrensel hukuk ve hak ve ozgurlukler olarak uygulamasi INSANLIK SUCUDUR VE CEZAYA TABIDIR. Konu burada bunun yapilip yapilmamasi degil; KURAN'IN BUNUN BOYLE ALGILANMASINA ACIK OLMASI VE MEYDAN VERMESIDIR.
  20. Bu habere neresinden baslasak; Butun bir sehri "tohmet altinda" birakacagindan mi? Konuyu sadece cinselligin beyinde degil de, uckurda oldugunu algila mi? Kendi tahrikini onlemek adina getirilen insan haklari ihlaline mi? Kadin erkek ayrimciliginin hayatagecirilisine mi? Kadinlarin arac seciminde ortaya cikacak "bu kadin erkekli araci tercih ediyorsa, her seye razidir" temelli sakat zihniyete mi? Evet soyleyin bakalim, bu haberin neresinden baslayalim? Bu arada sokakta icki yasagi konulan iller de artiyor.
  21. Daha önce içki yasağıyla gündeme gelen il, bu kez tartışılacak yeni bir uygulamayla yine gündemde. 12 Mart 2013 Salı Saat: 09:17 Afyonkarahisar, 'kamuya açık alanda içki yasağının' ardından bu sefer de kadınlara özel otobüs uygulamasıyla gündeme geldi. AKP'li belediye otobüslerde 'aşırı yoğunluk olduğu' ve 'ahlak dışı olayların artması' gerekçesiyle kadınlara özel otobüs uygulamasına başladı. Belediye'ye ait bazı araçlar sadece kadınlara hizmet veriyor. Bu araçlar da özel bir uyarı levhasıyla diğerlerinden ayrılmış durumda. Levhadaki uyarıda, “Araçlarımızda aşırı yoğunluk nedeniyle yaşanan hırsızlık ve ahlak dışı olayların artması sebebiyle, ücretsiz servislerimiz sadece bayanlar için geçerlidir. Halkımıza duyurulur. Afyonkarahisar Belediyesi” uyarısı bulunuyor.
  22. Benim basimin agriyamayacagi tek konu; bilgi vedusunce paylasmaktir. Zinde dinc ve daimim olarak calisan beyinlerde de bas agrisi bulunmaz. Bas agrisi sadece beynin bir olumsuzluk takintisi ve bunun cozumsuzlugudur. Ben senelerdir bas agrisi nedir bilmem. Ama maalesef istemeden de bilmeyerek te olsa bazan doju ve kisinin sinirini kacirip, bas agrisi verdigim olur. Bu durumdada tek samimi yanasim "tamam ben artik bu konuda simdilik bir sey duymak istemiyorum" yanitina duyulan saygidir. Eger bu yanit yok ise veben bir muneccim olmadigimdan, konunun devami adina, bas agrisina sebep olabilirim. Bu en cok boyle kitlesel platformlarda okur ve yazarin yazilanlarin sadece kendisine yonelik oldugu algisi temelinde olabilir. Bu da gecersizdir, cunku bu platform sadece iki kisi arasindaki degil; tum kitle onundeki birt yazismadir ve bas agrisini veren sinir sadece kisiserldir yani kitlesel degildir. Bunu boyle algilamak bir yerde egosal bir yanasim ve sadece kendini dusunmek ve kitlenin okur ve yazarinin beyin duzeyini de sadece kendi beyin duzeyi ile olcmek yanlisligidir. Sonucta kitlesel platformda beyin duzeyleri farklidir ve bir yazi bir beyine bas agrisi verebilirken, baska bir beyne bilgi verir ve isik tutar, sorgulatir ufkunu acar ya da yaziya katki ve anlam icerik gelisimi saglamada yardimci olur. Son olarak bu yazilanlar sana yonelik degildir, o yuzden lutfen ustune alinma.
  23. Son cumlen senin yorumun dur ve beni de baskasini da baglamaz. Ustelik yine kendi sinirli akil ufkunun teslimiyeti ve sorgulanmazi ile yapilmis bir yorum. Benim dediklerim ile de uzaktan yakindan bir ilgisi yok. Din her bir etik gibi yonlendirim ve yaptirimdir. Ya bu yonlendirim ve yaptirimlar kisi tarafindan bilincsiz sorgulanmaz ve alisilagelmis olarak uygulanir; ya da aksine sorgulanarak uygulama ihtiyacindan kurtulunur.
  24. Bilimde bilimsel olarak inanc ve ideoloji yer almaz. Bunu algiladigin zaman ancak bilimi bilimsel olarak degerlendirebilecek duzeye gelirsin.

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.