evrensel-insan tarafından postalanan herşey
-
Ateist Ahlakı
Ben o cumleden ne demek istedigimi yukarida acikladim. Su kadari yeterlidir sanirim. Bilim gozleme dayanir. Ya da olan bir teorinin mantiksal gozlem verebilme olasiliginin bulunmasina dayanir.
-
ALLAH VAR MIDIR, NE YAPMIŞTIR?
Peki oyle olsun. Umarim ozelestiri yapabilecegin mesajlarini da ileride gorebilirim.
-
ALLAH VAR MIDIR, NE YAPMIŞTIR?
Insanoglunun bir seyi alabilmesi icin ona bir seyin verilmesi gerekir. Iste fenomen bu anlamiyla tam da insanoglunu bilgiye itendir. Bir seyi de unutmayalim. Aslinda insanoglu soyutlamasi tamamen duyumsaldir. Duyusal olan sadece gozlemdir. Yalniz algi ister duyusal ister duyumsal olsun mutlaka bir fenomenal tabani vardir. Buna inanclarda ideolojiler de dahildir. Fenomenin ne oldugunu ortaya koymadaki metafizik sorun; bilimsellik icermeyen ve gozlem vermeyen akilci bilgi olmasidir. Mutlak, ilk tek v.s.
-
LAMARCK'IN VARSAYIMI GEÇERLİ MİDİR ?
Lamarckizm, Dönüşümcülük ve Ortogenez evrim olgusunun açıklamaları olarak oluşturulmuştur. Artık bu açıklamalar itibar görmemektedir.
-
MUTLAK DOĞRU VAR MIDIR ? DOĞRU GÖRECELİ MİDİR ?
Evet bu konuyu istersen burdan devam edebiliriz. Mutlak dogru yoktur. Dogru her bir aklin kendi algisinca verdigi degerdir. Dolayisi ile birine dogru olan ayni sey, baskasina yanlis olabilir. Yalniz buradaki dogru tam olarak hangi anlam ve icerikte kullanilmistir? Determinizm olarak mi, tasdikleme olarak mi Etik olarak mi, bir seyi dogrulama olarak mi? v.s.
-
ALLAH VAR MIDIR, NE YAPMIŞTIR?
Aksine benim icin de sorun degil. Yalniz bir konuyu/kavrami layikiyle isleyemeden baska bir konu/kavram araya giriyor. Ama siz yine her zamanki gibi hem niyet okumus hem de adima konusmussunuz. Bakin yukarida koyulastirdim. Lamarc'in bence tartisacak bir seyi yok. Lamarckizm, Dönüşümcülük ve Ortogenez evrim olgusunun açıklamaları olarak oluşturulmuştur. Artık bu açıklamalar itibar görmemektedir. Darwin'in evrim açıklaması kabaca doğrudur ama geliştirilmeye ihtiyaç duymuştur. Modern evrimsel sentez, genleri açıklamasında yer vermeyen Darwin'in evrim açıklamasının geliştirilmiş halidir. Bu modern sentez evrim olgusunun günümüzde en çok kabul gören açıklamasıdır.
-
ALLAH VAR MIDIR, NE YAPMIŞTIR?
Hayir efendim. Bilgi sadece duyusal degildir, ayni zamanda duyumsaldir da. Mesela "ne guzel cicek" cumlesindeki "guzel" duyusal degil, duyumsaldir. Gozlemin disinda aklin turettigi tum bilgiler genelde duyumsaldir. Yani gozlem vermeyen bilgiler. Insanoglu disindaki fenomen, insanoglu fenomenine bilgi vermez algi ve gozlem verir. Bilgi insanoglunca fenomenden turetilir. Yani insanogluna aittir. Zaten fenomen de gozlem de algi da kavram da sinirsizdir. Yoksa bilgi ne degisir ne yanlislanabilir ne eskir ne de gelisebilirdi. Iste o yuzden fenomenin kendisinin ne oldugu ortaya konamaz, sadece bilgisi ortaya konur. Fenomenin ne oldugunu ortaya koymak tartismasi, metafizigin ontolojik tartismasidir. Yukarida duyumsal bilgiyi izah ettim. Burada bilgiyi veren fenomen sadece insanogludur.Buradaki "otesi" degildir, olan sadece insanoglunun iki farkli algisidir. Duyusal ve duyumsal. Duyumsal olan bilgi bilimsel bilgi degildir, cunku gozlem vermez. Ama mutlaka bu bilgi de fenomenden turetilir. Bu fenomen direk ya da indirek olabilir. Mesela cicegin guzeli ile fikrin guzeli farki. Birincisi fenomen zaten insanoglundan bagimsizdir. Dunya da bir fenomendir. Ikincisi ise fenomen hakkindaki her turlu ortaya koyumun bir insanoglu yapilandirilmisligini soylemektir. O yuzden fakat vardir. Ayrica epistemoloji bilgi demektir. Vaarlik ise metafizigin konusudur. Cunku metafizige gore varlik, ontolojiktir. Epistemolojiye gore de bilgiseldir. Bu bilgiyi de insanoglu fenomene verir. Kisaca bilgi turemesi icin ortada bir fenomen vardir, iste insanoglu tum bilgiyi bu fenomenden turettigi icin gerceklik yapilandirilmistir. Buradaki konu ayrica varlik degil; gecekliktir. Yani varliksal gerceklik degil; bilgisel gerceklik ve yapilandirilmisligi. Burada da karistirdiginiz ontolojhik objektivizm/subjektivizm ile epistemolojik objektivizmdir. Bilgi de objektivizm yoktur. Cunku bilgi insanoglu olarak bir subjeyi icerir. Dolasyisi ile nesnel bilgi insanoglu subjesi olmadan mumkun degildir. Dedigim gibi felsefenin konu dallarini karistiriyorsunuz. Epistemoloji bilgi dali, metafizik varlik dalidir. Siz varliktan bakip bilgiyi degerlendiriyorsunuz. Ayrica yukarida yapilandirmaciligin neden objektivizme karsi oldugu aciklaniyor. Oyuzden benim adima soylediginiz sey sizin adiniza gecerli. Yani ters dusen sizsiniz. Bu arada, varliksal ideolojilerden hangisini savunuyorsunuz, mustakil var olan varlik-materyalizm, idealizm, pozitivizm. Gercek varlik-objektivizm, subjektivizm ve nominalizm (isimcilik) Buraya bir aciklik getirirseniz, sizi daha iyi algilarim. Estagfurullah. Bilgi kimsenin tekelinde degildir ve paylasilmak icindir. Ayrica oz de hakiki de gozlem vermez. Insanoglu yapilandirilmisligidir. Ustelik duyusal degil, duyumsaldir. Epistemolojide bilgi zaten gercegin ne oldugunun inanc ile dogrulanmasidir. Yan i gercegin ne oldugu ile inanc arasindaki dogrulama bilgiyi verir. Yalniz bu bahsedilen bilgi sifatsizdir. Sifatini bilginin ne oldugundan alir. Ideolojik mi, inancsal mi, bilimsel mi, fizik otesi mi, varliksal mi v.s.. Hayir efendim. O yazi sizin ifade ettiginiz cumleye yonelik saskinlik cumlesidir. Yani "klasik metafizik ya da varliga dayanan felsefi bilim mi, nasil yani" demektir. Bir daha aciklayayim. Metafizin klasigi yoktur. Metafizik felsefenin varlik ile ilgili dalidir. Bilimin klasigi ve moderni vardir. Klasik bilim, metafizige dayanir; modern bilim ise epistemolojiye. Buradaki "felsefi bilim" klasik bilim icin soylenmistir. Yani felsefe ve varlik felsefesi ile bilim ortaya koymak. Karsiti da bilimsel felsefedir. Yani bilgi felsefesi ile bilim ortaya koymak. Iste bu felsefeler icinde yapilandirmaci epistemoloji bilimsel felsefedir. Bilginin de ayni metafizik gibi bir suru dallari var. Bakin burda: Gunumuzde bilgi ile ilgili teoriler sunlardir. Theories Coherentism · Constructivist epistemology · Contextualism · Determinism · Empiricism · Fallibilism · Foundationalism · Holism · Infinitism · Innatism · Internalism and externalism · Naïve realism · Naturalized epistemology · Phenomenalism · Positivism · Reductionism · Reliabilism · Representative realism · Rationalism · Skepticism · Theory of Forms · Transcendental idealism · Uniformitarianism Iste bu bilgi felsefelerinden constructive epistemology bilimsel felsefedir. Constructivist epistemology is an epistemological perspective in philosophy about the nature of scientific knowledge[1 Yapilandirmaci epistemoloji, felsefedeki,bilimsel bilginin tabiati hakkinda epistemolojik perspektiftir. Constructivists maintain that scientific knowledge is constructed by scientists and not discovered from the world. Yapilandirmacilar, bilimsel bilginin, bilim kisileri tarafindan yapilandirildigini ve bilimsel bilginin dunyadan elde edilmedigini soylerler. they do not focus on an ontological reality, but instead on a constructed reality. Yapilandirmacilar, ontolojik gerceklige degil; onun yerine yapilandirilmis gerceklige odaklanirlar. Iste benim her seye bakis acim, gercegin yapilandirilmis oldugudur. Bu da insanoglu yapilandirilmisligidir. Ontolojik bakis acisi, hangi ideolojisi olursa olsun, hem bilimsel degildir, hem de felsefeye bilimsel bakis acisini vermez. Yapilandirmaci epistemoloji; empiricism, yani deneycilikten, objektivizm, yani nesnellikten, pozitivizm, yani olguculuktan, reductionism, yani indirgemecilikten, rationalism, yani akilciliktan farklidir. Yapılandırmacılık (constructivism), Bruner (1990), Kelly (1950), Piaget (1969), Von Glassersfeld (1993) ve Vygotsky (1978) gibi arastırmacılar tarafından etraflıca ele alınan (aktaran Young ve Collin, 2004), anlama ve bilgi konularına odaklanan epistemolojik (bilgi kuramsal) bir yaklasımdır (Savery ve Duffy, 1995). Bilgi felsefesi olarak da adlandırılan epistemoloji, bilginin olanaklı olmasına, dogruluguna, geçerligine, kaynagına, dogasına iliskin arastırmayı kendisine konu edinen bir felsefe disiplinidir (Çüçen, 2001). Dolayısıyla yapılandırmacılık, tek bir gerçeklik oldugunu ve bu gerçeklige ulasılabilecegini savunan indirgemeci (reductionist) ve belirlenimci (deterministic) nesnelci (objectivist) paradigmadan farklı bir biçimde (Stead, 2004), mutlak gerçekligin, varsa bile, bilgisine ulasılamayacagını ve her bireyin yasantısal dünyasını bilissel süreçleri aracılıgıyla olusturdugunu öne süren bir epistemoloji olarak tanımlanabilir (Young ve Collin, 2004). Yapılandırmacı görüsün ilk temellerinin, Socrates öncesi (Pre-Socratic) filozofların “bilginin bilen tarafından olusturuldugu” fikriyle ve Socrates’in “Bilgi Algılamadır” ifadesiyle, Demokritos, Anaksimenes, Anaksimandros ve Thales gibi erken dönem Yunan filozoflarından dıs dünyanın bilgisinin mutlak oldugu,devinimle açıklanabilecegi (Thomson, 1997) ve bu bilgiye ancak deney yoluyla ulasılabilecegini savunan maddeci görüslerden belirgin biçimde ayrılmasıyla atıldıgı söylenebilir. Bununla birlikte, bir bilgi felsefesi olarak yapılandırmacılık 18. yüzyılda yasamıs olan Napoliten felsefeci Giambattista Vico (1688-1744)’nun çalısmalarında belirginlesmektedir. Vico, Eski Italyan Bilgeligi (De Antiquissima Italorum Sapienta, 1710, aktaran Copleston, 1996:162) baslıklı çalısmasında, Descartes’in felsefesini elestirerek, “gerçekligin kuralı ve ölçütü onu yapmıs olmaktır” ifadesine yer vermis ve bilmeyle yapmayı özdeslestirerek bilginin dogasındaki öznellige isaret etmistir. Diger taraftan, söz konusu temel önermeler, literatürde sosyal (social constructivism), bireysel (individual constructivism) ve radikal (radical constructivism) yapılandırmacılık gibi farklı bakıs açılarıyla ele alınan yaklasımların da temelinde yer alan önermelerdir (Brooks ve Brooks, 1999; Yurdakul, 2005). Esasen, bu bakıs açıları yapılandırmacılık ekseninde yer almakla birlikte, farklı noktalara vurgu yapmaktadırlar. Örnegin, Piaget (1999)’nin ismiyle özdeslesen bilissel yapılandırmacılıkta (cognitive constructivism) bireylerin bilgiyi, deneyimlerini, bir bilissel analiz ve açıklama isleminden geçirdikten sonra yapılandırdıgı vurgulanarak, bilissel süreçler ön plana alınırken, Vygotsky’nin görüsleri etrafında biçimlenen sosyal yapılandırmacılıkta (social constructivism) bilginin sosyal uygulamaların ya da sosyal gruplar arasındaki etkilesimlerin bir ürünü oldugunu kabul edilmektedir.(Young ve Collin, 2004). Ancak ne bireysel yapılandırmacılık ne de sosyal yapılandırmacılık birbirlerini dıslamamakta, aksine tamamlamaktadırlar (Nuthall, 1999; Kitchener, 2004). Nitekim ne Vygotsky bilginin yapılandırılması sürecinde bilissel süreçlerin önemini yadsımıstır (Nuthall, 1999); ne de Piaget bilginin yapılandırılmasında sosyal etkilesimi dısarıda tutmustur (Kitchener, 2004).
-
Ateist Ahlakı
Burada verilmek istenen bilgi ve bilimin varlik ideoloji ve inanctan farkinin ortaya konmasi. Bilim tabiki tasi inceler, ama tartismaz. Tasin ne oldugu tartismasi metafizigin varliksal ideolojilerinin isidir. Eli tasi birakan bir fenomen olarak algilar, amao ele bir akil yuklemez. Yani yaratilisa yonelmez. Tabiki yalniz bilim felsefeye el atmaz. Felsefe isterse kendine bilimi taban secebilir. Bu da bilimsel felsefe olur. Buradaki bilimsellik baska disiplinlerin yarattigi her turlu sorunu bilimsel olarak ortaya koymaktir. Tabiki fonksiyon olarak bagintilidir. Benim dedigim ne olduklari varliksaltartismasinin bilimin konusu olmadigi. Maddenin kendisi degil; bilgisi. gozlemi. Bilim bir seyin bilgisinin bilimsel olmasidir. Bir felsefenin bilimselligi olguya ve gozleme dayanir. Tartismasi da bu gozlemi gosterebilecek/gorebilecek bilgi algi bilinc ve bilissellik duzeyidir. Ayrica taraftan degil; disardan gozlem gerekir. Yani gozlemliyenin kendisi gozlemde yer almaz.Qua felsefesi.
-
Ne Demis?
Tam tersi, yani "en guzeliniz" diyor. Onlarda kim en guzel karar veremiyorlar.
-
Ne Demis?
Tam tersi. Cunku onlara cirkin demek zaten adamin olum fermanidir.
-
Ateist Ahlakı
Soyle bir ornek verelim. Tasi birakinca yere duser. Iste burada ne tas ne de onu tutan el bilimin konusu degildir. Bilim bilimsel olarak tasin neden ve nassil yere dustugunu aciklar. Cunku gozlem budur. Metafizik varliksal olarak tas fenomeninin ne oldugunu tartisir. Yine metafizik fizik otesi olarak tasi yere dusuren bir akil tanri arar. Bilim ise sadece tasin neden ve nasil yere dustugunu aciklar.
-
Ateist Ahlakı
Neye dayanarak soyledigini bilemem, ama cumlen burda; "..Zaman olmadan mekan olmuyordu ve zamanında mekanında başlangıcının bir iğneden küçük noktadan meydana geldiğini bilmekteyiz.." Aksine mekani zaman ile baslatirsan oncelik kisir dongusune girersin. Bak sana bir ornek vereyim. Gecenlerde bilimsel olarak ortaya konan kuslarin evriminin zamansal olcumu, yeni bir kus gozlemi ile yanlislandi. Simdi burada da evrendeki big bag oncesi baska bir parcasal hareket bulunabilir ve boylece zamansal olarak big bag onceye tasinabilir. Evrenin mekansal daimiligi de budur zaten. Ne zaman evrenin mekansal boyutlari ortaya cikar, o zaman evren disini aramaya koyulursun. Zaten sorun evreni butun olarak degil de, parca olarak algilamada. Cunku evreni parca olarak algilarsan , o zaman evrenin de bunyesinde oldugu bir mekan bulman lazim. Bu da ancak evrenin mekansal boyutlari ortaya konabilirse mumkundur. Ayrica zaman insanoglu urunudur, dogada ya da evrende yoktur. Insanoglu disinda da hic bir tur zamani algilamaz. Turkcenin en buyuk sorunu her kavramda yasanan kargasadir. Her yerde tartisilan evren tartisilirken, aslinda tartisilan nedir? Once kavramlarin etimolojik (kelime kokeni) ve linquistik(kelime yapisi) temellerine bakalim. Bu temeller, langual yani konusulan dilden farklidir. Universe-uni, yani bir/tek ve verse, yani donusum kelimelerinden olusur. Bu temelde universe, tek donusum/tek anlatim tek nakarat v.s. demektir. Aslinda bizde tartisilan bu temelde degildir. Tartisilan cosmos temelindedir. Cosmos duzenli ve uygun sistem anlamina gelir ve kaos yani kargasanin tersidir. Iste cosmos bu anlamda uni verse ile es anlamlidir. Cosmogony ya da cosmogeny, yani cosmogoni;bilimsel teori olarak, varliga gelis ya da cosmos veya universe in varliga gelisinin kokenidir. Bunun inanc kismi ise yaratilis mitolojileri olarak algilanir. Cosmology yani cosmoloji ise: bir akademik disiplin olarak kokenin ne oldugu konusudur. Yani bir yerde yaratim mi yoksa evrim mi gibi. Fiziksel cosmoloji ise, astronominin bir dali olarak universe ya da cosmosun kokenini inceler. Burada da sadece teorik olarak big bang ve buna alternatif teoriler vardir. Bunlardan big bang su anda bilim kisilerinin gozleme tasima olarak uzerlerinde durdugu en gecerli teori olarak bilinmektedir. Tekrar cosmosa donersek; big banga gore cosmosun yani duzenlilik ve uyumlulugun 13.7 milyar yil once basladigibunun gozlemlenebileninin capinin 93 milyar isik yili oldugu ve eger Alan Guths'un sisme teorisi gecerli ise; gozlemlenen cosmosun capinin ancak bir helyum atomuna esdeger ve tum cosmosun capinin da bu olcum ile gunesin capina esdeger oldugunu soyleyebiliriz. Yani butun cosmosun capi 100 septilyon isik yili, 10 uzeri 26'ya esdeger oldugunu goruruz. Burada onemli olan bu duzenlilik ve uyumlulugun yani big bangin ne zaman basladigi ve ondan once yani cosmostan once de ne oldugu. Ben fenomen olarak goruntu veren adi her ise bu boslugu, mekani v.s. perpetual, yani daimi olarak degerlendiriyorum. Big bang ise bu mekandaki zamansal bir teoridir. Zamansal olarak ta oncelik kisir dongusunu tasir. Ayrica mekanin zamana da ihtiyaci yoktur ve zaman insanoglunun bir urunudur. Yani insanoglunun fenomenlestirdigidir. Zaman Uzerine Zaman kavrami, insanoglu ile birlikte mekana tanistirilmis bir kavramdir. Yani numenal yetinin, deger olarak somuta indirgedigi bir kavramdir. Spatiotemporal algida, yer ve zaman birlikteligi belirtilmistir. Yalniz, burada ki ana karsitlik; yerin sabitligi/degismezligi ve zamanin geciciligi ve degiskenligi farkidir. Bu temelde, yer gozlem olarak uc boyutlu bir hal alirken, zaman sadece bir noktadir. Aslinda algi yasaminda ise tam tersidir, zamanin; dun, bugun ve yarin; simdiki, gecmis ve gelecek bir uclemi varken, epistemolojik olarak yer noktalasir. Bu temelde, zamanin uclemi aslinda yerde yer tutan bir parca olan insanoglu acisindan sadece bir andir ve insanoglu kendi algisinca, yeri sabitlerken; zaman ile yasam yarisina girmistir. Aslinda yasam sadece bugun ve simdiki zamandir, gecmis ve dun yasanmis olan, yarin ve gelecekte yasanacak olandir. Zamansal olarak aslinda dun bir gun oncesine gore, yarin iken; yarin da bir gun sonrasina gore dun olur. Iste bu da bize yasanan gecici ve degisken zamanin, sadece anlik oldugunu ortaya koyar. Aslinda insanoglunun zaman ve zamansal kavramlar kullanmadan da hareketi mumkundur. Yani saat olmazsa, ben bu yaziyi yazamayacak miyim?, ya da zaman belirlenmese, birisi bir yerden bir yere gidemeyecek mi? Zamanin en buyuk ozelligi bugun ve simdiki zaman yerine, dun ve gecmis; yarin ve gelecek olarak spekuletif ve objektif ortaya konumlaridir. Gelecek ne kadar spekulatif ise, gecmis te o kadar subjektiftir. Cunku ikisinin de anlik gozlem olanagi yoktur. Iste bu temelde, gelecek ve gecmis birer "hear say, yani kulak dolgunlugu" olarak anlatilir. Diyelim, 1980 dogumlu bir kisinin, bugun 1980 oncesi yaptigi her turlu aciklama "hear say" aciklamasidir. Cunku o tarihte bir insanoglu olusumu olarak bulunmayan bir beynin, gozlem dile getirmesi olanaksizdir. Bu ayni sekilde bugunden 2020 yilini konusmaya benzer "future telling, gelecek tahmini" olarak algilanan bu durumda da insanoglu sadece kendi subjektif algisinca, bugunu degerlendirerek, gelecek hakkinda fikir yurutur. Ayni sekilde burada da gozlem olanagi yoktur. Iste bu temelde, diyelim bugun 20 yasinda olan bir kisi, evdeki 40 senelik bir esyayi gozlemleyebilir. Ama bu gozlem bugune aittir ve zamansal olarak gozlemleyenin dunyada olmadigi olusmadigi, zamani kapsamaktadir. Iste insanoglu, bilimsel gozlemini bu olcum,deney ve buluslara paralel olarak kendi varligi oncesine ait bilgiler sunabilir. Bu bilgilerin bugun sunulmasi ve o gune ait olmasi, sunanin o tarihte var olmasini gerektirmez. Sonucta dunyaya yeni dogan bir bebek, hali hazirda olan ve kendisinden once var olan bir dunyaya mekana ve bu mekanin olusmus, yasanmis ve yasanmakta olan her turlu ideolojik, inancsal, bilimsel duzen ve sistemine v.s. kisaca bir mirasa dogmustur. Iste bu zamansal mirasin ne oldugunu dogan bebek, kendilerinden once doganlardan yani "eski" nesilden ogrenir. Burada ilginc olan herseyin bebegin dogumuyla, bebek ile birlikte baslamasi bir olgu iken; aslinda hersey bebekten once mevcuttur ve bebek bu mevcudiyetin icine dogar. Iste bu temelde, ortada bir kavram varsa, bu kavrami olusturacak olan yansi/gozlem ve duyusal/duyumsal algi olmalidir ki, kavram ile ozdeslesebilsin. Kisaca insanoglunun kavramlasstirdigi hersey algi olarak olan ve ya bilgiye, ya inanca tasinan olarak insanoglundan once vardir. Buradaki celiski gibi gozuken ve aslinda celiski olmayan durum ise, insanoglunun bugun bu kavramlasmis ve kendinden once olan her turlu algi ve bilgi ile birlikte ayni zaman diliminde yasiyor olmasidir. Iste bu insanoglunun kendsinden once var olan algilanan ve kavramlasan her turlu bilgi ile insanoglu ne zaman dogarsa dogsun, ayni zaman diliminde birlikte yasar. Iste buradan bir zamansizlik algisi cikar ve seyin oncesi ile seyle birliktelik algisi biribirine karistirilir. Bu acidan zaman kavrami ve zamansal ogeleri herhangibir seyi aciklarken ve ortaya koyarken, cok iyi algilamali ve bilincine varmalidir. Aksi insanoglunun onsuz yasam surmedigi zamani zamansizliga tasimak olur. Cunku bir seyin oncesi son durak degildir, onun oncesel ilklik kisir dongusu vardir. Ayni sekilde bir seyin sonrasi da sonluk degildir, onun da sonralik kisir dongusu vardir. Zaman kavrami insanoglu numenal yetisinin en karmasik ve yanlis kullanima musait kavramidir, ustelik numenaldir ve numenal bir deger olarak fenomenlestirilmistir. Saat, gun v.s. zaman numenal degerinin fenomenlestigine bir ornektir.
-
Hayalin Diger Adi : Madde
Tamam, oyle olsun!
-
Hayalin Diger Adi : Madde
Tamam da sen bu bilgiyi kimden/neyden aldin?
-
Ateist Ahlakı
Bilim oyle demiyor. Bilim big bang zamaninin evrenin zamansal baslangici olarak aliyor. Yani ortada mekansal bir aciklama yok. Evet senin mantigin evrenin evreni var der. Halbuki evren bilinen en genis mekan olarak henuz mekansal olcumleri ortaya konamamistir.
-
Ateist Ahlakı
Hayir. Daimi demek, basi ve sonu zamansal olarak belirlenemeyen demektir. Ayrica mekansal olarak ta henuz belirlenebilmis olmayan. Aksine zaman yokken mekan vardir, mekan olmadan zaman olmaz. Zaman mekanda bir seyin olcumudur. Mekan zamandan bagimsizdir.
-
Ateist Ahlakı
Bilemiyorsan, bilmedigin bir seyin disindan bahsedemezsin. Bahsedersen de bilimsel olmaz. Cunku gozlem yoktur.
-
Ateist Ahlakı
Big bang zamansal bir aciklamadir, mekansal degil. Soru cok basit? Big bang NERDE olmustur? Yani cevap mekan yani evrendir. Kisaca big bang evren mekaninin herhangibir yerinde belirtilen zamanda oldugu dusunulen bir teoridir.
-
Ateist Ahlakı
Daimi demek, perpetual demektir. Zamanin baslangici baska mekanin baslangci baskadir. Evren bir mekandir. Evet teoriler zamansal olarak ongorulur, mekansal olarak degil. Baktiginda evreni goruyorsan, kanit budur.
-
Ateist Ahlakı
Zamanin baslangici, mekanin baslangici degil; mekanin zamansal olcumudur. Vardir. Bir sey gozlem verdigi surece daimidir. Evren butun olarak en genis bilinen mekandir ve uzerindeki parcalar gibi degildir. Cunku henuz mekansal boyutlari ortaya konamasyan evrenin disindan soz edilemez. Evrenin dogusu, genislemesi buzulmesi ve yok olmasi sadece zamansal spekulasyonlardir. Soru cok basittir. Evren neyin icinde/bunyesinde genisliyor,, buzusuyor doguyor ya da "yok" oluyor?
-
Hayalin Diger Adi : Madde
Olabilir. Insanoglu aklini istedigi her bir seye inandirabilir. Yeterki inanmak istesin. Peki Irak'ta cami bombalayanlara ne oldu?
-
Hayalin Diger Adi : Madde
Nerden cikti bu %51?
-
Ateist Ahlakı
Olabilir, bu soylem bilimi de baglamaz; bilimsel de degildir. Cunku bilimsel olarak hic bir aciklama da, yaratilistan bahsedilmez. Ayrica "yok" nedir diye sormustum. Cunku yok'u tanimliyabiliyorsan, yani algilayabiliyorsan, var demektir. Cunku algi pozitiftir. Yok bir ifadedir ve ifade olarak varin kendisi degil; karsitidir.
-
Ateist Ahlakı
Evren zamandan bagimsizdir. Ayrica zamanin oncelik kisir dongusu vardir. Ustelik mekan olmadan zaman da olmaz. Evrenin kendisi mekandir ve daimidir. Ayrica iyi de yaraticinin yaratani kim? Ya da yaratici mekan olarak nerde? Mekan yok ise yaratici nerde bulunuyor?
-
Ateist Ahlakı
Yukarida sana link verdim. Dedigim gibi onun soylemi kisiseldir, bilimi de bilimselligi de baglamaz. Zaten tanri kavrami bilimin degil; felsefenin teolojisinin konusudur.