evrensel-insan tarafından postalanan herşey
-
MUTLAK DOĞRU VAR MIDIR ? DOĞRU GÖRECELİ MİDİR ?
Iste bu temelde DOGRULAMA gercegin ne oldugu ile inanc arasindaki bir beynin eylemidir. Bu da ...e gore temelindedir.
-
MUTLAK DOĞRU VAR MIDIR ? DOĞRU GÖRECELİ MİDİR ?
Bilimsel olan olgudur. Olguda gecerli oldugu surece herkesi baglar.
-
MUTLAK DOĞRU VAR MIDIR ? DOĞRU GÖRECELİ MİDİR ?
Epistemolojik olarak nesnel bilgi olamayacagini yukarida acikladim.
-
MUTLAK DOĞRU VAR MIDIR ? DOĞRU GÖRECELİ MİDİR ?
Dogru hangisi anlaminda; 1 correct sıfat 2 right sıfat 3 true sıfat 4 accurate 5 straight 6 through 7 authentic 8 just sıfat 9 for 10 fair Hukuk dogru sf. 1. Bir ucundan öbür ucuna kadar yönü değişmeyen, eğri ve çarpık karşıtı. 2. Gerçek, yalan olmayan: Doğru haber. 3. Akla, mantığa, gerçeğe veya kurala uygun: “Bunları sana şimdiden söylemek daha doğrudur.” -A. Gündüz. 4. a. Gerçek, hakikat: “Söyleyin doğrusunu, siz insanoğlunun ahlaklı olabileceğine inanmıyorsunuz.” -N. Ataç. 5. a. mat. İki nokta arasındaki en kısa çizgi: İki noktadan yalnız bir doğru geçebilir. 6. zf. Yanlışsız, eksiksiz bir biçimde: Çocuk doğru okudu. 7. zf. Hiçbir yöne sapmadan, dosdoğru, doğruca. 8. zf. Yakın, yakınlarında: “Şafağa doğru otomobil sesi duyuldu.” -F. R. Atay. 9. e. Karşı yönünce: “Börekçi fırınının karşısındaki dört köşe taşlar döşeli, iki yanı ağaçlı yoldan çarşıya doğru yürüyordu.” -Y. Atılgan. 10. mec. Yasa, yöntem ve ahlaka bağlı, dürüst, namuslu. -TDK Evet hangi dogru. Mesela bir muslumana gore Allahin var oldugu dogrudur, ama bir inancsiza gore degildir. Hangisi, dogru mu/degil mi?
-
ALLAH VAR MIDIR, NE YAPMIŞTIR?
Aciklama Basta bir hata yapilmis Bu hata bir algilamaya donusmus Bu algilama hata yapani sasirtmis Sasiran hatasinin ne oldugunu algilamis ve aciklamis Ayrica aciklamasina da bu hatayi algilamaya donusturene" boyle bir hata yapilmasaydi, boyle bir algi da olusmazdi" diyerek aciklama yapmis. Bu hatayi yapan farkeden ve aciklayan ve de algiya donusmesinin nedenini aciklayanin artik baska da bir sey diyecegi kalmadigi halde, hala tum aciklamasinin da bosa oldugunu gelen algilamadan anlamis ve hatayi yapan bu konuyu kendi alguisinda da acikliga kavusturmus. Bu hatayi algiya donustureni de konunun aciklanmasi olarak onun algisina birakmis.
-
MUTLAK DOĞRU VAR MIDIR ? DOĞRU GÖRECELİ MİDİR ?
Neden gercek ile dogru nasil ozdestir. Ustelik gercegin ne oldugunun olgusal bir anlam ve icerigi yoktur ve tartismalidir. Evrende gozlemlenebilen fenomendir. Tum bilgisi de yapilandirilmistir. Yani gerceklik yapilandirilmistir. O yuzden neye/kime gore yapilandirildigi farki ortaya cikar.
-
MUTLAK DOĞRU VAR MIDIR ? DOĞRU GÖRECELİ MİDİR ?
Tumevarimve tumdengelim mantigi klasiktr. Asil olan analoji ve abductive mantiktir. Yani ....e gore. Netice/Mana Cikarma-Cikarsama Mantigi Sorgulamasi Mantik olarak ucturlu mantiksal reasoning, nedenselleme/sorgulama vardir. Bu uc turlu nedenselleme/sorgulama, precondition-onsart, conclusion-sonuc ve rule-kural uzerinedir. Deduction-Cikarim eski adiyla tumdengelimde; sonuctan yola cikilir. Kural ve onun on sartindan sonuca varilir. Ornek-"Yagmur yagdiginda, cimenler islanir. Bugun yagmur yagdi, o yuzden de cimenler islak" Induction-genelleme eski adiyla tume varim da; kuraldan yola cikilir, kuralda, sonucun cesitli denemelerinden sonra, onsarti takip eder. Ornek-" "Herseferinde yagmur yagdiginda, cimen islanmisti. Boylece eger yarin da yagmur yagarsa, cimen islanacak" Abduction- Uzaklasma, disacekim.Onsarttan yola cikilir. Sonuc ve kural kullanilarak, onsart desteklenir, bu da sonucu aciklayabilir. Ornek- " Yagmur yagarsa, cimen islanir. Cimen islak, o halde yagmur yagmis olabilir." Mesela burada bir ornek olarak ve determinizmi ortadan kaldirma adina; cikarilan sonuc "dun yagmur yagmis olabilir" in yanin da; "Birisinin cimenleri sulamis olabilecegi" dir de. Goruldugu gibi determinizm tek bir cikarim yaparken, abductive reasoning farkli cikarimlara imza atabilir. Abductive reasoning-Tumevarim ya da tumdengelim yolu ile; mantiksal anlam, netice, mana v.s. cikarimidir. Bu cikarimda, mantiksal olma yani olabilirlik olasaliginin bulunmasi gerekir. Ornek- Cimenlerin islakligi, eger dun yagmur yagdi ise, sasirtici degildir. O zaman buradan cikan netice, mana, anlam, v.s. dun aksanm yagmur yagmis olma olasiliginin mantik dahilinde oldugudur. Burada bir determinasyon aranmamalidir. Yani cikarilan sonuc, anlam, mana v.s. farkli olabilir. Onemli olan mantiksal olabilme olasiliginin bulunmasidir. Bu tip bakis acisi pragmatisizmin temelini atan, Charles Sanders Pierce'a aittir. Anlami, yararciliktir. Yani cikarilan sonucun determine olmasindan ziyade, cikaran acisindan yararci olmasi. Genelde ekonomik aciklamalarda ve politika da kullanilir. Detektiflerin de, teshisci ve tanima yonelenlerinde kullandigi nedensellemedir. Bir yerde ortada determine bir sonuc yoktur, yararci bir sonuc vardir. O yuzden de yararci olarak farkli anlamlar, sonuclar v.s. cikarilabilir. Bu kullanim bilhassa 20. yuzyilin ortasindan bu yana dilde uygulanmakta ve klasik determine tanimlarin, tariflerin, anlamlarin; kisinin kendi bakis acisi temelinde cesitlendigini gostermektedir. Ben bu mantigi cok kullanirim. Yalniz kullanim icin bir ...e gore secilmesi gerekir. Yani bir yararcilik. Benim ....e gorem de insanoglu temeli ve numenal insanlik uzerinedir. Iste dogal zihniyet onsarti, serbest dusunce, qua felsefesi ve yapilandirmaci epistemoloji kurali evrensel-insan zihniyeti anlami, sonucu ve cikarimidir. Bu cikarim sonucu da, kavramlarin anlami, manasi, icerigi ....e goresi insanoglu temeli olma ve insanoglunun numenal yeti insanligi kazanma yarari adina da degisime ugramistir. Mantikta Analoji "Netice/mana cikarsama mantigi" basliginda aciklanan diger uc cesit mantik sorgulamasindan farkli. Yukaridaki uclu mantik sorgulamasinda, en azindan bir onsart sonucu genel; analoji de ise iki ozel arasi iliskiden mana cikarma, sonuc cikarma, anlam cikarma var. Analoji bilissel bir yontem ve bu yontemde enfarmasyon ve anlam cikarimi; kaynak olan ozneden hedef alinan ozneye yonelik bir cikarsama. Iki ozel arasindaki (kaynak ve hedef) cikarsama (mana, anlam, sonuc v.s.) ve tartisma. Analogi, yunanca bir kavram. Oran, oranti, pay, miktar, simetri, nicelik, uyum, ayarlama v.s. anlamina geliyor. Analoji, problem cozmede, karar vermede, algida, gozlemde, hafizada, yaratilicikta, his ve duyguda, aciklamada ve karsilikli iletisimde kullaniliyor. Linquistik yani dil bilimine bagli bir kullanim. Analogic dilde her turlu yuz ve vucut dili kullanilabiliyor. Kisaca dili ifade etmek. Bilissel bilimin de temel konusu. Benim bir kisiyi yanlis anlamama adina, onun dile getirdigini onun verdigi sekilde algilamak adina, yaptigim soru sorma ve dile getirdigi bir cumleyi, kelimeyi aciklamaya yonlendirimim analogiktir. Cunku 20. yuzyildan itibaren bilhassa abductive reasoning kullanima acildigindan bu yana analoji o eski klasik anlam ve tanim sabitligi algisini ortadan kaldirmistir. Cunku herkes kendi duzeyince bir kavrami aciklarken, kendi duzey anlam ve icerigini verebilir. 20. yuzyil oncesi ise bu konuda sorun vardi. Cunku kisiler iletisime kavram ile degil; ifade ile iliskiye geciyordu. Toplumumuzda bu aliskanlik hala gecerli. Bir ornek verirsek, mesela namus kavramini kimse aciklamadan sadece ifadeye yonelir. Burada herkesin herkesten kendi algiladigi namus kavraminin aynisini beklentisi vardir. Dolayisiyle farkli namus kavram icerigi yukleyenler, namustan farkli anlam ve icerigi cikarirlar. Buradaki bir sorun da, niyet okuma sorunudur. Yani onyargi ve pesin hukum. Diyelim ki bir kisinin bir konuda baska biri tarafindan algisi namussuz. Iste bu temelde kisi kendince ne kadar namusu aciklasa da, karsi tarafin onyargisi ve pesin hukumu devrede. Boylece karsiliklianlayis yerini karsilikli itham, suclama v.s. ye donusuyor. Maalesef toplumumuzun her kesimi bu konuda cagdas bir duzeyde degil. O yuzden ne mana cikarmadaki mantik cesitleri, ne de her bir beyin duzeyinin her bir kavrama verdigi anlam ve icerik farki algilanamiyor. O yuzden de hem cagdas duzeyde iletisim kurulamiyor, hem de herkes kendi duzeyi anlam ve icerigi her kavramda herkesten kendi bildigi gibi bekliyor. O yuzden karsilikli iletisimde onyargi, pesin hukum ve herkesin klasik her kavrama verdigi anlam ayniligi algisini ortadan kaldirmak ve iletisimde karsi tarafi algilamak adina onu analojiye yonlendirmek gerekiyor. Boylece yanlis algi ve pesin hukum ve onyargi yerini; kisinin o anki iletisimindeki vermek istedigini algilamaya donusuyor. Karsilikliolarak bunun basarilmasi da, saglikli bir bilgi vedusunce alis verisini getiriyor. Yeterki niyet karsidakini kendini ortaya koydugu ve verdigi gibi algilamak ve verildigi gibi algilanmak olsun. Iste bu acidan analoji her turlu sesli ya da vucutsal dil kullaniminda cagdaslik ve karsilikli iletisim saglikliligidir.
-
MUTLAK DOĞRU VAR MIDIR ? DOĞRU GÖRECELİ MİDİR ?
Gorecelilik dogruyu niteleyen bir sifattir. Dogru nedir? yani tanimi nedir?
-
Ateist Ahlakı
Kuralsizlik ta bir kuraldir. Onemli olan gecerliliktir. O da yanlislanabilene kadardir.
-
Ateist Ahlakı
Burada unutulan cok onemli bir sey var. O da bilimin disina cikmak ve cagdisi kalmak. Yani determine edilmis bir ideolojik inancsal bilgi, yanlislanmis olsa bile, akil determinesinde inat eder. Bunun en guzel ornegi din ve metafiziktir. Yoksaengizisyon mahkemeleri olur muydu? Cunku determine akli sabitlestirir ve algilamasini engeller. Yani DETERMINIZM DOGMAYA COREFAITHE DONUSUR.
-
ALLAH VAR MIDIR, NE YAPMIŞTIR?
Basustune efendim, baska bir arzunuz var mi?
-
ALLAH VAR MIDIR, NE YAPMIŞTIR?
evrensel-insan, 05 Ağu 2013 - 08:26 tarihinde , dedi ki Yukaridaki aciklamadan, asagidaki cumleyi yazdiracak bir algi cikiyorsa....... diyecek bir sey yok. Hala hatanızı savunuyorsunuz ve topu bana atıyor, ortak etmeye çalışıyorsunuz.
-
MUTLAK DOĞRU VAR MIDIR ? DOĞRU GÖRECELİ MİDİR ?
goreceli dogruluk, bir ....e gore temelindedir. Neyi ..e gore alindigina baglidir. Buradaki gorecelik, hem kisiden kisiye hem de ayni kiside dogrudan yanlisa dogru degisebilir. Ayrica su dogruyu da bir tanimlamak gerekir. Nedir dogru tanimin?
-
MUTLAK DOĞRU VAR MIDIR ? DOĞRU GÖRECELİ MİDİR ?
Nesnel bilgi yoktur ve olamaz. Cunku bilgiyi ortaya koyan insanogludur ve insanoglu beyninin soyutlamasi olarak subjektiftir. Dolayisiyleher bilgi insanoglu subjektivizmi ve ozelligi tasir. Tartisma da o yuzden cikar. Nesnel bilgi Vikipedi, özgür ansiklopedi Bilginin nesnel olarak varolabildiği düşüncesinden ileri gelen kavramlaştırma. Felsefe tarihi içerisinde her farklı felsefe okulu ya da eğilimi, bu düşünceyi bir şekilde ele almış, ve genelde de kendi felsefi konumunu bu bilginin olanaklılık zemini olarak ileri sürmüştür. Buna göre, nesnel bilgi, öteki nesnel-olmayan bilgilerden ayrı olarak, her tür öznellikten, yani özneye ait her tür yargı ve hükümden ayrılmış, arındırılmış, nesnelliğin ya da başka bir değişle gerçekliğin saf bir bilgisi olarak ortaya konulmuş bir bilgidir. Pozitivizm ve ampirizm okullarında bu yaklaşım en katı haliyle görülür. Bunun olabilirliğini sorgulayan başka eğilimler de vardır. Bunlardan belli başlıları, Şüphecilik olarak adalandırılan okullara aittir. Başka bir yönde ise, nesnel bilginin olanağını, bilginin nesnel gerçekliğin kendisine birebir tekabüliyetinde değilde baksa bir şekilde açıklayan eğilim vardır. Bunlara göre genel olarak nesnel bilgi, belli bir kuramsal çerçevede, o çerçeveye uygun olarak üretilmiş ya da belirlenmiş, yani zaten bir kuram tarafından önceden belirlenmiş olan nesnenin bilgisi olarak ortaya konulmaktadır. Bu iki eğilim aynı kavramları, nesnel bilgi kavramını sahiplenmekle birlikte kuramsal olarak uzlaşamaz iki ayrı konumda durmaktadırlar. İlk yaklaşım, nesnel bilginin bir özne tarafından (ama öznenin öznelliginden tamamen sıyrıldığı bir durumda) ürettilen bir bilgi olarak kabul varolduğunu ileri sürer.Özne-nesne ilişkisinde böyle kesin bir anın olabilirligi kabul edilir burada. İkinci yaklaşım da ise bu tutum ontolojik bir yaklaşım olarak reddedilir, gerçek nesneler daha baştan bu sebeple konu dışında bırakılır ve meseleye tümüyle epistemoloji içinden bakılır; bu tutumda da özne tümüyle dışta bırakılır yine, ancak önemli bir ayrım vardır, burada nesne olarak nesneye atıf yapılmaz, nesnel bilginin nesnelliği kuramsal yapının nesnellliğinden ileri gelir. Sonuçta her iki eğilim de öznelliği bir sekilde dışta bırakmaya çalıştığı görülür.Bunun olabilirliği sürekli bir tartışma konusudur kuramsal alanda. Nasıl olupta, her tür değer yargısından, öznel bakıştan, taraflılıktan bağımsız kalabilmiş bir bilgi olabilmektedir, epistemolojik düzlemde bu tamamen tartışmalı bir konumdur. Bugün, bilinç'in varsayıldığı anlamda askıya alınmasının mümkün olmadığı, çünkü bilinç denilen şeyin cok daha önceden zaten bilinç-dışı kaynaklarca belirlendiği, tarafsız ya da öznel bakışın etkilerinden bağımsız bir bilgi olanağı bulunmadığı bilgisiyle tartışmalar yürütülmektedir.Buna göre yukarda özetlenen iki eğilimden, ontoloji-epistemoloji ayrımını yapan eğilimin avantajli durumda olduğu çıkarsanabilir. Ancak bu eğilimin kendisi de, belli bir kuramın nasıl olup da digerlerinden ayrı olmak anlamında nesnel bilgiyi üretebildiğini açıklamak sorunuyla karşı karşıyadır. Pozitivizmin üzerinden bir yüzyıl geçmiş ve tarafsız, yorum-dışı bir bilginin asla (hiç) olmadığı kuramsal olarak uzun zamandır ortaya konulmuş durumdadır. Kuramsal düzlemde nesnel bilgiyi ortaya koyma girişimleri bu koşullar altında devam etmektedir.
-
Ateist Ahlakı
Diyelim bir seyi determineettin ve sonra da yanildigini anladin, ne olacak. Ya da sana gore bilimin determine ettigi bir seyi yine bilim yalanladi, o zaman ne olacak? Determinizm teleolojiktir. Teleoloji de tamamen insanoglu urunudur. Yani dogada fenomende determinizm yoktur. Sadece insanoglu bir seyi kendine inasndirmak dogrulamak icin onu determine eder. Taki yanilana kadar.
-
Ateist Ahlakı
Fenomenin kavram anlami "gorungu" dur. Cunku bilinebilen fenomen degildir, onun bilgisidir. Fenomen algiya gozlem verdigi surece daimidir. Bu da fenomeni gozlem algi kavram ve bilgi turetimi acisindan sinirsiz yapar. Dolayisiyle algiyi bilgiyi kavrami da sinirsiz yapar. Bilinen fenomenin kendisi degildir, ondan turetilen bilgidir. Iste o yuzden epistemolojik demek, "bugunun geldigi kavramsal bilgi siniri demektir." Yani anliktir ve degisken geliskendir. Eski bilgiler yenilenir. Yasamini yitiren bilgiler yanlislanmistir. Iste o yuzden gecerlilik bilimsel sifattir. Cunku bu yanlislanabilene kadardir. Buradaki yapilan bizim hatamiz. Yani kesistirme ve ozdeslestirme. Iste o yuzden de yapilandirilmislik algilanmiyor. Sanki tas tasa aitmis gibi algilaniyor. Halbuki tas, insanoglunun algisinagozlem vermis buir fenomene insanoglunun verdigi addir. Bilgi de bu ad uzerine turetilir. Yani tas adi, gozlem veren fenomen ile kesistirilmis ve ozdeslestirilmistir. ASLINDA BU KONU COK ONEMLIDIR. Ben bunu evrensel-insan zihniyetinde tum kesismisleri yanyana koyarak acikliyorum. Cunku kesistirdikce yani noktaladikca, once noktalanmislar kayboluyorlar. O yuzden evrensel-insan zihniyeti, kulaga noktasal olarak degil; goze sekilsel ve cizimsel olarak hitap eder.
-
ALLAH VAR MIDIR, NE YAPMIŞTIR?
Belki bu mesaj fikrini tekrar degistirir. 305 nolu mesaj. "Neyse ben bu tip yazi dili ve uslubunda bir bilgi ve dusunce oldugunu zannetmiyor ve kendi adima bu sekilde yazismayi sonlandiriyorum. Cunku bir yere varmaz. Sadece "hayir ben degil sen" icerikli bir yazismayadonusur ki. Bu da benim icin anlamsizdir." Ayrica ben "ortada bir sorun varsa, bu sorundan taraflar sorumludur " diyerek kendi adima, ozelestirimi de yapiyorum. Evet ben kendim hic bir zaman "klasik metafizik" diye bir kullanima sahip olmadigimdan, bunu da sen kullaninca saskinlik ifadesi olarak o mesaj yazildi. Yalniz anlasildigi uzre, "Klasikten sonra virgulu koymus olsaydim, sen de "klasik metafizik" diye bir sey yaratmayacaktin ve aramizda yanlis algilama olmayacakti.
-
ALLAH VAR MIDIR, NE YAPMIŞTIR?
Rica ederim. Benim sonraki mesajlarim zaten bunu acikliyor. Cunku ben hic bir zaman metafizigin klasikligine dair bir iletimim olmadi. Metafizik felsefenin varlik dalidir. Zaten bu acidan klasigi ya da moderni olmaz.
-
ALLAH VAR MIDIR, NE YAPMIŞTIR?
Evet buldum, 238 nolu mesaj. Alıntı Ben ise, bilim alanında kalıp, bilimin bana söylediğinin dışına çıkmıyor, gözlenebilen kısım dışındaki ile ilgili herhangi bir şey söyleyemiyorum. Klasik metafizik ve varliga dayanan felsefi bilim mi? Burada klasikten sonra virgul koymayi unutmusum. Yani sizin dediginizin klasik bir cumle oldugunu belirtmis ve sormusum "metafizik ve varliga dayanan felsefi bilim mi?" soruyu da ne yazdiginizi verdiginiz gibi algilayip algilayamama adina sormusum. Yani sizin bilim anlayisinizin "metafizik ve varliga dayan felsefi bilim" olup olmadigini sormusum.
-
ALLAH VAR MIDIR, NE YAPMIŞTIR?
Bakin bu da mesaj 268 Alıntı Klasik metafizik degil; klasik bilim.-benim yanitim. Mesaj 273 evrensel-insan, 20 Haz 2013 - 18:43 tarihinde , dedi ki Bakın konuyu bağlamından çıkarmıştınız. Ben ise bağlama getirmek için bu soruyu ( Klasik Metafizik nedir ? ) sorarak Klasik Metafizik’ten ne anladığınızı öğrenmek istedim. Zira, konuya tekrar dönüp bakarsanız benim, ‘’ ( Ben ise, bilim alanında kalıp, bilimin bana söylediğinin dışına çıkmıyor, gözlenebilen kısım dışındaki ile ilgili herhangi bir şey söyleyemiyorum. ) cümleme yaptığınız ( Klasik metafizik ve varliga dayanan felsefi bilim mi? ) yorumu reductio ad absurdum girişimi değil mi? ‘’ Soruma alakasız bir yanıt verdiniz. Şimdi de, ‘’ Klasik Metafizik nedir ? ‘’ soruma ‘’ Klasik metafizik degil; klasik bilim. ‘’ şeklinde bir cevap alıyorum. Böyle olunca tartışmayı ciddiye almıyorsunuz izlenimi doğuyor. Tartışmanın seyrini takip etmeyip acele cevap vermek gibi bir algı oluşuyor. Ayrica, benim ( Klasik metafizik ve varliga dayanan felsefi bilim mi? ) boyle bir cumlem yok.
-
ALLAH VAR MIDIR, NE YAPMIŞTIR?
Bakin burda, 263 nolu mesaj. evrensel-insan, 05 Haz 2013 - 13:13 tarihinde , dedi ki Klasik Metafizik nedir ? Sizce ?-sizin sorunuz. Benim yanitim da bu "garip soru" uzerine
-
ALLAH VAR MIDIR, NE YAPMIŞTIR?
Ben ne yazdigimin farkinda ve bilincindeyim ve hic bir yazimda da klasik metafizik diye bir kullanimim yoktur. Eger gosterebilirseniz bakariz ve sonra da gerekirse de ben size karsi kendimi savunurum. Benim kullanimim "klasik bilim" dir.
-
ALLAH VAR MIDIR, NE YAPMIŞTIR?
Neyse ben bu tip yazi dili ve uslubunda bir bilgi ve dusunce oldugunu zannetmiyor ve kendi adima bu sekilde yazismayi sonlandiriyorum. Cunku bir yere varmaz. Sadece "hayir ben degil sen" icerikli bir yazismayadonusur ki. Bu da benim icin anlamsizdir. Ayrica ben "ortada bir sorun varsa, bu sorundan taraflar sorumludur " diyerek kendi adima, ozelestirimi de yapiyorum.
-
Ateist Ahlakı
"fenomenin ne oldugunun kesfinin,bilimin alani" oldugunu sen mi soyluyorsun? Yani "fenomenin ne oldugu bilinebilir" mi demek istiyorsun? Iste bu iddia metafizik/varliksal bir iddiadir ustelik bilimin onunu de tikamaktir. Yani "oyle bir an gelecekki, fenomenin ne oldugu bilinecek" mi demek istiyorsun? Maddenin bilgisi, maddenin kendisi olmaz. Iste varliksal sorun da tam burda. Sadece bilgisi olur. Bu bilgi uc cesittir. Fiziksel sosyal ve matematiksel/mantiksal. Hangisinin bilimsel oldugu da yine gozleme ya da gozlem verme olasiligi olan bilimsel teoriye dayanir.
-
ALLAH VAR MIDIR, NE YAPMIŞTIR?
Ilk cumlen yine suclamak ile birlikte bir algisizligi da ortaya koyuyor. Ben o basliga da yazdim. Ayrica tavsiyeye uymak icin ortak karar gerekir. Neyse siz insiyatifi alarak bu isi yapmissiniz.