Arslan: Kasvere= Şecaat= Himmet:
Himmet:
Kalbin bütün kuvveti ile Cenab-ı Hakk'a ve
sâir mukaddesata yönelmesi.
Kalb isteği ile gösterilen ciddi gayret.
Himmet: Lütuf, yardım. (Bak: Mahiyet)
Mahiyet:
Bir şeyin içyüzü, aslı, esası.
Bir şeyin neden ibâret olduğu, künhü, esası, hakikatı.
"Mâhiyet, hakikatten daha umumidir.
Hakikat, mevcudatta, mahiyet ise,
hem mevcudat hem ma'dumatta müstameldir. L.N."
"İnsanın kıymetini tayin eden, mahiyetidir.
Mahiyetin değeri ise, himmeti nisbetindedir.
Himmet ise, hedef ittihaz ettiği maksadın
derece-i ehemmiyetine bakar. İ.İ."
**
"(Arslanlar), tilkiler gibi ittifaka muhtaç olmadıkları için
(ferdî) yaşıyorlar.."
..cümlesine bu noktadan bakıldığında "Arslan";
Himmet sahibi olmuş oluyor ki, o bahsi geçen "Ferd",
problem karşısında ve bir tasarım ya da usavurum
yoluna gittiğinde, maksadının ya da hedefinin hem
maddi ve hem de manevî değerinin olup-olmadığını
göz önünde bulundurabilen; "Yakîn Bilgi sahibi zât"
Ve bir anlamda, nereye giderse gitsin yüzünü
Mescid-i Haram'a dönen/dönmüş olan zâttır.
"Nereden yola çıkarsan çık,
yüzünü Mescid-i Haram tarafına çevir.
Kur'an: Bakara/149."
Ve gene burada "ferd" kavramına dikkat çekmek
isterim:
Ferd;
Cenâb-ı Hakk'ın Bir' liği.
Vahdetle bütün kâinata birden tasarruf eden
Allah'ın (C.C.) sıfatı. (Bak: Tevhid.)
Ferdiyet mânası insanlara isnad edilirse:
Sadece bir olup, benzeri dünyada bulunmayan
kimsenin sıfatı olur.
Sadece Kur'an dan ders alarak irşadda bulunabilen
büyük velilik.
Hiçbir şahsı merci yapmadan doğrudan doğruya
Kur'andan ders alan ve ders veren büyük zâtın
makamıdır.
Ve bana göre, Bediüzzaman'ın:
"(Arslanlar), tilkiler gibi ittifaka muhtaç olmadıkları için
(ferdî) yaşıyorlar."
ifadesindeki anlam budur..
Not:
Çok büyük kalabalıklar içerisinde de yaşıyor olsa,
bu merâtib-i hayat'da bulunan zât, böyle bakıldığında
tek başına olmuş olacaktır.
Kanıtı ise, kimse onu anlamayacak ve mecnun ya da
deli olarak vasıflandıracaklardır.
"Sen -Rabbinin nimeti sayesinde- mecnun değilsin. "
Kur'an: Kalem/2
ALINTIDIR...