y.yılmaz

G.Saray Üniversitesi Öğrenci Temsilcisi Aslan Delikanlıyı gördükten sonra böyle bir şey söz konusu bile olamaz.

Bir yaratan var mı, yok mu? Varsa Hıristiyan, Yahudi, Müslüman, Budist, Deist vs. birine inanıyor olmanız gerekir. Yaratıcı falan yok, kainat kendiliğinden oldu diyorsanız o zaman da ateistsiniz demektir. Peygamber (SAV) fakir olduğunu kimse söylemiyor, öyle söyleyen varsa demek ki hayatını okumamış. Peygamber (SAV) in ticaretle uğraştığını tüm müslümanlar bilir, Kureyş Kabilesi de Mekke nin en zengin kabilelerindendir. Buna rağmen yamalı hırka giyip, mütevazi bir hayat sürmesi günümüz müslümanlarına örnek olmalı. "Komşusu açken tok yatan bizden değildir" benim samimi müslümanı ayırt etmek için dikkate aldığım en önemli kriterlerdendir.

Bakalım bu yazının başlığı AKP panikte olabilecek mi?

Genç Bakış ta öğrencilerin ne kadar sindirildiğini gördük. Başta G.Saray Üniversitesi olmak üzere bir kaç öğrenci temsilcisi dışında herkes çağrıldıkları için makamlara teşekkür edip minnetlerini bildirdiler. Eylem yapan öğrencilerin haksız olduğunu, polisin başka bir şey yapamayacağını diyalogla her şeyin halledileceğini söylediler. Hele bir Sakarya Üniversitesi öğrencilerini temsil eden genç vardı ki evlere şenlik. Sakarya daki öğrencilerin hiç bir sorunu yokmuş. Bundan böyle öğrencilerin eylem yapma haklarının kaldığını sanmıyorum. Orada bulunan bazı öğrenciler ve Abbas Güçlü öğrencilerin muhatap alınmasının sebebini yumurta eylemlerine bağlasalarda çoğunluk bu eylemlerin yanlış, yapanların da marjinal gruplar olduğunu söylediler. O eylemleri yapanların sadece bölücülerin temsilcisi olduğuna inanmıyorum ama kendileri çıkıp bunu kamuoyuna anlatmalılar ama nasıl? Konumuz G.Saray isyanı olduğuna göre Aslanların temsilcisinden de bahsedelim. Maşallah çocuk aslan gibi, benim hakkım, bana lütuf değil çağırmaları dedi. Aynen diğer konularda olduğu gibi burada da ne yazık ki yandaş öğrenci de var onlar teşekkür edilmesi gerektiğini savundular. Başbakanın da G.saray Üniversitesi öğrenci temsilcisini davet etmediğini öğrendik, bakalım değişiklik olacak mı?

Ben de... Ne diyebilirim ki, böyle bir sözü ancak larım.

Kenan Evren ve 12 Eylülü yapan diğerlerinin yargılanacağını sanıp(!) "yetmez ama evet" diyen sanatçı(!) müsveddeleri pişmanmış.

Türkiye Futbol Federasyonu hafta sonu yapılacak tüm maçların statlarını açıkladığı halde G.saray- Sivasspor maçının nerede yapılacağını açıklamamıştı. Herhalde kompleks yapanlar izin verdi ki maçın A.Sami Yen Spor Kompleksi nde yapılacağı açıklandı. Bu olayı da İmralı ile ilişkilendirirlerse hiç şaşırmam, Haburu meydana getirdikleri halde CHP ve MHP yi pkk ile birlikte hareket etmekle suçlayan zihniyet bunu da yapar zira bukalemunlar bulundukları ortama göre renk değiştirebilirler.

Adam öyle cesur ki 30 bin kişiyi karşısına alıp avukatlığa soyunuyor, acaba neden, başbakanın buna ihtiyacı mı var, kendisini savunamaz mı? Tamam başbakanın adı anons edildiğinde bir protesto oldu, bunu gördüğü halde TOKİ Başkanı niye yangına körükle giderek bu ülkeye hiç yaşamadığı başarıları yaşatan bir kulübe hakaret edercesine hitap etti. Yönetim de kuzu gibi hepsini sineye çekti. Neymiş protesto edenler tespit edilip statlara alınmayacakmış, suç ney, demokratik bir hak olan protestoyu kullanmak. Vay efendim G.Saray lılıklarını askıya almışlar, bugün G.sarayı satanların yarın başkalarını satmayacağını kim bilebilir? Bir sözüm de Başkan a, protesto edenler G.Saraylı değilmiş, valla hiç de öyle olmadı; gazetelere baktığımızda protestolara katılmayanların G.saraylı olmaktan vazgeçtikleri yazılıyor, protestoyu destekleyenlerin aslan gibi GALATASARAYLI olmaya devam ettikleri görülüyor. Ne mutlu bana ki, Türkiye de başbakanı protesto edebilen bir takımın taraftarıyım. Ultraslan da G.Saray Taraftarını temsil ediyorsa bu küfürlerin hesabını sormalıdır.

Gazetevatan.com 17.01.2011/ 01.59 Gazetevatan.com 17.01.2011/ 11.22 Bu yazılar aynen alıntıdır, hangi zihniyetle karşı karşıya olduğumuzu göstermek için aktardım...

Yaptırım kararını Sayın Başkan Adnan Polat açıkladı, statta 200 kamera bulunduğunu, protesto edenlerin tespit edilerek statlara sokulmayacağını söyledi. Demokrasiyle yönetiliyorsak Başbakanın övülmesi ne kadar doğalsa protesto edilmesi de o kadar doğal karşılanmalı ama rejim değişip başka bir şey olduysa onu bilemem. Eğer G.Saray yönetimi böyle bir karar alırsa 52000 kişilik statta Başbakan, bakanlar ve bütün AKP lilerle birlikte Yönetimi alır maçları birlikte seyrederler zaten takım kötü.

Hu burada hangi görevdedir, zamir; o halde iki ayrı kelimedir, bizim masamız gibi...

Herkesten her şeyi görmesini bekleyemezsiniz çünkü bunun mümkün olmadığını Allah c.c kitabında apaçık belirtiyor.

Nasıl olur da bu protestoları gündeme getiririm diyordum ki bu yazıyı okudum. Bu stadın açılışında bir şey bekliyordum o da oldu. Bu açılışın hükümet propagandasına döneceğini bekliyordum aynen öyle oldu. İhale nin Eren Talu dan alınıp verilen TOKİ Başkanı başbakan a minnetini bildirirken, ait olmakla övündüğüm G.Saray Camiası nın verdiği tepkiyi beklemiyordum. Niye beklemiyordum çünkü aynı diğer konularda olduğu gibi her seferinde bu stadın yapımında en büyük payın onun olduğunu söyleyen medya, bakanlar ve G.Saray yönetimine rağmen bu protestoların yapılacağını sanmıyordum ama Büyük G.Saray Taraftarı bunları yemedi. Ha bu protestonun bir yaptırımı olur mu, maçlar başlasın bakalım kara gömlekliler ne yapacaklar?

Yapmayın Allah Aşkına! Bu ülkede ana muhalefet partisi bile yeterli propagandayı yapamıyor. Hükümet tüm devlet olanaklarını kullanarak hatta siyasi rüşvet vererek diğer partilerden kat ve kat avantajlı yarışa başlıyor. Yanlışlardan doğrulara yakını tercih etmeye demokrasi mi diyeceğiz? Diğer partiler de, iktidar da bu konuda niye hiç bir adım atmadıkları halde AB/D bu konularda hiç bir eleştiri, yaptırım vs. den söz etmezler de sivilleşme, ana dil, Kıbrıs, limanların açılması, Ermeni Sınırı vs. gibi konularda diretirler? Bence bu ülkenin ana sorunu siyasilerin hizmet için değil rant elde etmek için bu göreve soyunmaları. Siyaset yapan hiç bir Allahın kulu da çıkıp parti içi demokrasiyi getireceğini söylemiyor, siyasi partiler kanununu değişmeli falan demeye başlıyorlar. Mevcut yasada bile parti içi demokrasinin uygulanmasına bir engel olduğunu sanmıyorum, uygulayan oldu da uygulama mı dediler?

Her sesi duyamadığımızı nacizane olarak ben de biliyorum. Ya duysaydık, bunu şöyle bir örnekle açıklamaya çalışayım. Dedik ya ortamda milyonlarca yayın var, eskiden vardı şimdi kısa dalga var mı bilmiyorum; kısa dalgayı açalım ve istasyon aramaya başlıyalım, işte oradan gelen cazır, cuzur seslerin kulağımızla duyulduğunu varsayarsak halimiz nice olurdu. Ama bizi yaratan öyle hesap etmiş ki, duymuyoruz. Bu da BİTTİ!

Gerçekten mi, yani ülkede halk ne isterse o mu oluyor? Halkın temsilci diye gönderdiği kişiler bile kendi istediklerini yapamıyorken halk da bu masallarla avutuluyor. Liderlerin seçtiği kişileri onaylamak için sandığa gidilerek demokrasiyle yönetiliyoruz palavraları bu millete yutturuluyor. Bu ülke hiç bir zaman demokrasi ile yönetilmedi, yönetilmeyecek de çünkü halkın demokrasiyi düşünecek hali yok.

Benim sorum gayet basit, ortamda olan milyonlarca yayını kulaklarımızla duyabilseydik halimiz nice olurdu? Bu kadar yani... Birilerini dinlemek için özel aletler kullanacağımıza niye evrim geçirip işitme kapasitemizi arttıramıyoruz?

Ya bu anketler yalan söylüyor, ya ankete katılanlar yalan söylüyor veya benim fikrim de bu yönde sandıklarda bir şeyler dönüyor.

ALLAH!

Şunun için sordum, eğer bu seslerin hepsini duyabilseydik halimiz nice olurdu, gayet açık değil mi? Doğa (!) nasıl da hesap etmiş kulak yapımızı ona göre oluşturmuş, belli frekanstaki sesleri duyabiliyoruz.

'Kör bir mürid, partici değilim, yanlışa yanlış diyebilirim' dediğiniz halde bu olayda da hala hukukçuları suçlamaya devam etmeniz, dediğiniz gibi olmadığınızın açık göstergesi. Siz kendinizi öyle sanıyorsunuz ama olaylar sizin apaçık partici olduğunuzu bize gösteriyor. Bu kanunu kim çıkardı, çıkartanlar yürürlük tarihini bilmiyor muydu, hırsızın hiç mi suçu yok? Aslında haklısınız yakın bulunduklarınız da masumu içeri, suçluyu dışarı atıyor; hırsızın suçu olsa dışarı salınmaz.

Bir çocuğa ' Yetki sen de, ister asarsın, ister kesersin' demek hangi rejimlerde olur? Diktaya kaymıyor tamamen öyle yönetiliyor.

Osmanlıcılık yapanlara kızıp, yorgan yakmayalım derim ben. Bu ülke yoktan var olmadı, Mustafa kemal ve arkadaşlarını da Osmanlı yetiştirdi. 700 yıl haçlı ordularına karşı hüküm sürmek kolay değil, beğenirsiniz veya beğenmezsiniz ama bu devamlılık sadece ordu gücü ile olmadı, izlenen iç ve dış siyaset ile mümkün oldu. Dünya bize Osmanlının torunları derken biz niye inkar edelim, biz onların devamı değilsek borçlarına niye sahip çıktık? Biz Türklüğün bir ırk olmadığını, bu ülkeyi kuran ve kendine Türk diyen herkesin Türk olduğunu söylerken Osmanlı Türk değil demek bir çeşit ırkçılık olmuyor mu?

Ve hala, evet demekle doğru yaptığını savunmaktadır.