tülvent

BARINAKLARDA 50 HAYVANA BAKILAMAZKEN, ''DOĞAL YAŞAM ALANLARINDA BİNLERCE HAYVANA BAKACAĞIZ'' YALANINA APTALLAR BİLE İNANMAZ!

Dünyada 350 milyondan fazla kişinin depresyona yakalandığı belirlendi. CENEVRE Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ), Dünya Ruh Sağlığı Günü dolayısıyla hazırladığı araştırmada, 350 milyondan fazla kişinin depresyon ya da psikolojik sorunlarla mücadele ettiği ortaya çıktı. Örgütün Ruh Sağlığı ve Madde Bağımlılığı Bölümü Başkanı Dr. Şekhar Saxena, kadınların depresyona erkeklerden daha meyilli olduğunu belirtti. Kadınların depresyona girme oranının erkeklerden yüzde 50 fazla olduğunu açıklayan Saxena, kadınlardaki bu yüksek oranın doğum sonrası depresyonla ilgisi olduğuna dikkati çekti. Saxena, ileri safhalarda kişiyi intihara kadar sürükleyen depresyon nedeniyle her yıl yaklaşık 1 milyondan fazla kişinin yaşamına son verdiğini ve bu kişilerin büyük çoğuluğunun kadın olduğunu vurguladı. Dünyada intihar edenlerin yarısından fazlasının depresyona yakalandığını belirten Saxena, gelişmiş ülkelerde depresyona girme ihtimalinin de arttığını ifade etti. DSÖ, içine kapanık kişilerde daha sık rastlanan depresyonun genelde bir hastalık olarak kabul edilmediğini belirterek, genç ve çocuklarda depresyon teşhisi koymanın zor olduğunu vurguladı. Depresyon tedavisinin ilk adımının, hastalığı kabul etmek ve bir uzmana danışmak olduğunu bildiren DSÖ, tedaviye ne kadar erken başlanırsa sonuçların o kadar "yüz güldürücü" olduğunu belirtti. ABD'deki bir araştırma, sosyal paylaşım sitesi Facebook'ta geçirilen zamanın depresyonla bağlantılı olmayabileceğini gösterdi.

Apple'ın Jobs'suz geçen 1 yılı! Apple, Steve Jobs'u kaybettiğinden beri önemli sınavlardan geçti. Teknoloji dünyası ve Apple, Steve Jobs'u kaybettiğinden bu yana çok şey olup bitti. Apple, Samsung'a karşı büyük bir patent zaferi kazanırken, Nisan'da değerine değer katarak dünyanın en değerli şirketi konumuna yükseldi. Bunun yanında şirket, EPEAT çevre standadında daha önce rastlamadığımız karar değişikliklerine imza attı. iPhone 5'in haritaları ise Apple'ın başını oldukça ağrıttı. Jobs'un kaybından beri 1 yıl içinde şirketin yaşadığı en önemli olaylar: iPhone 4S satışları patladı (10 Ekim 2011) Apple'a göre iPhone 4S'in ön siparişleri, ilk günde 1 milyona ulaştı. Böylece iPhone 4'ün rekoru kırılmış oldu. İlk üç günde ise 4 milyon iPhone satıldı. E-kitap karteli mi? (12 Aralık 2011) Avrupa'daki regülatörler, Apple'ı ve 5 kitap yayımcısını e-kitapların fiyatlarını ayarladıkları gerekçesiyle suçladı. Birkaç ay sonra benzer bir dava da ABD'den geldi. Eylül ayında Apple ve 4 yayımcı, Amazon.com'a indirim izni vererek olayın 2 seneliğine kapanmasına izin verdi. Fabrikada küçük bir sorun var (26 Ocak 2012) New York Times'da yer alan bir makale, Çin'de Apple ürünlerinin üretildiği fabrikalardaki çalışma koşullarının kötü olduğunu ortaya çıkardı. Konu, sene boyunca Apple'ın başında dolandı durdu. Yeni iPad ısınıyor mu? (7 Mart 2012) Yüksek çözünürlüklü yeni iPad, tüketici raporlarına göre aşırı ısınıyordu. Artık Ivy Bridge var (11 Haziran 2012) Apple, Intel Ivy Bridge işlemcili, 15.4 inç Retina ekranlı MacBook Pro'larını tanıttı. Donanım patronu gider gibi oldu, gitmedi (28 Haziran 2012) Apple'ın iPhone, iPad ve diğer ürünlerinden sorumlu baş donanım mühendisi Bob Mansfield, emekli olma planlarını açıkladı. Ancak Mansfield, 2 ay sonra kararını değiştirdi ve şirkette kalmaya karar verdi. Yeşil kimin umurunda (9 Temmuz 2012) Apple, öncelikle çevresel puanlama sistemi EPEAT'den ürünlerini çektiğini açıkladı. Bu durum çevreciler tarafından endişeyle karşılandı. Apple bir süre sonra yanlış bir adım attığını kabul etti ve EPEAT'e tekrar katıldı. Bir milyar nakit (24 Ağustos 2012) Jüri, Apple'ın Samsung'a karşı kazandığı patent davasında Samsung'un Apple'a zararı karşılaması için 1 milyar dolar ödemesine hükmetmişti. 5 milyon iPhone 5 (12 Eylül 2012) Daha büyük ekranlı bir iPhone 5, Apple tarafından tanıtıldı. Telefon, büyük bir yenilik getirmediği için bazı çevreler tarafından eleştirildi ancak Apple yine de bir haftada 5 milyon iPhone 5 satmayı başardı. Apple Maps yolunu şaşırdı (28 Eylül 2012) Apple CEO'su Tim Cook, yeni harita hizmetindeki hataları kabul etti ve kullanıcılara Google Maps gibi diğer harita hizmetlerine nasıl ulaşabileceklerini kabul etti.

İçimi gülümsetti satırların, sen de sağol arkadaşım

VE ANKARA DA YÜRÜDÜ / 7 EKİM 2012 Ankara hayvan severleri bugün sokakları inletti. Sakarya Meydanı'nda toplanan binlerce kişi birkaç kilometre ötedeki Meclis'e seslenerek, "hayvanlarımıza dokunmayın" mesajı verdi. İzmir, Yalova, İstanbul, Bursa, Çanakkale ve daha birçok ilden destek için gelen diğer hayvan severlerle kol kola yürüyen Ankaralılar bu yasanın asla kabul edilemez olduğunu sloganlarla haykırdı. Aynı gün aynı yerde 2 ayrı eylemin daha olduğu ve Sakarya'nın iptal edildiğine dair söylentiler, hayvanlarının yaşamı için birlik olmanın esas olduğunu unutmayan hayvan severleri etkilemedi. Sahada diğer yürüyüş yapan grupların da desteğini alan hayvan severler, mevzu hayat olunca herkesin birlik olacağını kanıtladılar. Günlerce HaySev'den haykırdık, bu hiç bir derneğin ya da federasyonun yürüyüşü değildir. Bu sizin, halkın hayvanları için yürüyüşüdür, vicdanınızın yürüyüşüdür dedik. Bugün Sakarya'ya koşan ve böyle günlerde tek bir ses olunması gerektiğini gösterip, vicdanının sesini haykıran tüm Hayvan Severlere teşekkür ediyoruz. Şimdi sıra hükümettedir. Umarız ki haftalardır devam eden halkın çağrısına kulaklarını kapamazlar. Kapadıkları takdirde, biz susmayacağız, taa ki şu an komisyonda bulunan 2 adet yasa tasarısı tamamen geri çekilene ve yaşam hakkına saygı duyulan bir yasa taslağı meclise sunulana kadar...

Radyaaaa... Ne diyorsun?

Bence de öyle! Ama egosu çok güçlü olan biri için bu değişir mi sence?

Hiç bir kanun hayvanları vicdanımız kadar koruyamaz!

ANGUT KUŞU Herkesin haksız bir şekilde kullandığı bir ifadedir 'Angut'. Biri laftan anlamayınca, boş boş bakınca ya da aptallık edince hemen 'Angut musun?' der günümüzün insanı. Angut' un aslında bir kuş olduğunu bilmeyen bir sürü insan var ülkemizde. Çoğumuzun bilmediği hikayesi ise şöyle; Bu kuş türü adeta eşe sadakatin de simgesi. Göl, bataklık ve akarsularda yaşayan, yaklaşık 10 yıl ömrü olan angut; eşi öldükten sonra başka bir kuşla çiftleşmeden , hayatının sonuna kadar yas tutabiliyor. Angut kuşu, eşi öldüğünde (yanına o anda başka bir yırtıcı hayvan veya insan gelse dahi) gözlerini bir dakika bile eşinin ölüsünün üstünden ayırmadan, kendiside ölene kadar onun başında bekliyor.. Ayrıca bu bütün angut kuşları için geçerli, arada bir görülen bir şey değil. Çok ürkek bir hayvan olmasına rağmen eşinin ölüsünün başında bekleyen angut kuşuna elinizi uzatsanız dahi oradan kaçmaz. Hani derler ya 'Angut gibi bakmasana' diye... Keşke herkes Angut gibi bakabilse değer verdiklerine. Keşke eşlerimiz, dostlarımız da bizlere angut kuşu kadar sadık kalabilse... Bundan sonra bazılarına ''angut'' demeden önce bir kere daha düşünün! Bir "Angut" kadar olamayan o kadar çok insan var ki artık günümüzde. Alıntı

Çook Tatlı Değiller miiii...

Kerem Görsev-Müzisyen “Son iki senede iki tane bel ameliyatı oldum, bir de vertigo başladı. ‘Doktor ben gencecik adamım ne oluyor?’ dedim. “50 yaşında oldun! Bunlar olacak tabii...” deyince ‘Acaba öyle miyim?’ dedim. Böyle bir sıkıntı geçti içimden.” Nebil Özgentürk-Belgesel yönetmeni “50 yaşındayken, bir yıl içinde evlendim, çocuğum oldu. Bundan sonra istediğim projeyi istediğim zaman hayata geçirmek istiyorum. Şu anda keyfimi bozmayın, çocuğuma bez almanın keyfini yaşıyorum.” “Siz bizi manyak ettiniz Tuluhan!” Mustafa Altıoklar-Yönetmen “Kadınlar seçer, erkekler âşık olur’ diyor biri. Çok güzel söylemiş. Biz salağız. Siz bizi ‘en’ olmak üzere formatladınız. En yükseğe sıçrayan, en hızlı koşan, en iyi avcı, en uzun boylu, en esprili... Siz bizi manyak ettiniz Tuluhan!” Metin Uca-Tv programcısı “Hayatın boyunca ilk defa bir erkeğin önünde eğiliyorsun ve o adam senin prostatını kontrol ediyor. Kahrolsun! Bu prostatı anlamanın başka bir yöntemi yok mu ya? 50’den hep bunun için korktum.” Ahmet Ümit-Yazar “Dede oldum’ korkusu yaşamadım. Tam tersine Rüzgar geldiğinde pozitif duygular oluştu bende. Bir insanın dedesi olmak olağanüstü bir şey! Bütün o romanlardan daha değerli benim için.” “50 yaşımda kaybetmeyi öğrendim” Mehmet Öz-Kalp cerrahı “50 beni duvara çarptı. Doğum günümde gösteriş yapmak için kendime kolonoskopi hediye ettim. Sonucu iyi çıkmadı. Hastalık ihtimalinden kurtuldum ama bundan böyle hayatın daha kısıtlı olacağını anladım. 50 yaşımda kaybetmeyi öğrendim. Ama egomu hâlâ tam olarak yenemedim.” Recep Bütüner-Taksi şoförü “Bana ‘Emsalini bul, evlen’ diyorlar ama 50 yaşındaki bir kadın bana teyzemmiş gibi geliyor. Bana daha genç biri yakışır sanki... Sağlıklıyım, enerjiğim, doyumsuzum da açıkçası.” Tuncay Okay-İşadamı “Antalya’da, bir otelde ‘bedelli bir aşk’ yaşarken telefonumu açık unutup bütün yayına eşimi dahil ettim. Otelin oda numarasından arayıp ‘Nasıl, keyifli gidiyor mu?’ diye sorduğunda başımdan aşağıya kaynar sular indi. Çeşitli terapilerden sonra kendimi affedebildim. Eşim de beni affetti, en önemlisi oydu.” Ergün Gündüz-Çizer “Babamdan bana kalan bir hediye var; diyabet hastalığı. Evde tek başımayken ölümden çok döndüm. Yalnız olmam tehlikeli ama yine de bir daha evlenmem!” 50'sinde yola mı giriyorsunuz? Yoldan mı çıkıyorsunuz? "Erkek olmayan bilmez. Kuyruğu dik tutmaya çalşarak sürekli 'dışarılar'da yaşamak ne zordur! Bu zor işin altından ancak 'içine' atarak kalkarsın. Sonra bir bakarsın, 50'ne gelmişsin… Sana seni unutturan ne varsa, artık hepsini bir kenara bırakmak istersin. Mecburen, mecburiyetten yaşamaya dair ne kadar yük varsa, üzerinden atmak istersin. Ne güzel ve ne dokunaklıdır; insan bu kadar mı geç büyür!.. Tuluhan müthiş bir iş yapmış. Yakışıklı yalanların, kırgın ruhların, yaralı bedenlerin arasından sıyrılıp geçerek erkek cinsinin tam kalbine dokunmuş. Okumadan olmaz!" Haşmet Babaoğlu "Tuluhan bana, 50'sinde Erkek isimli kitabını yazmak istediğini söylediğinde, içimden 'Benden uzak dur Tuluhan' demek geldi... 50 yaşıma kadar yaşadıklarımla, 50 yaşımdan sonra yaşamaya başladıklarım arasında dağlar, ırmaklar, dünyalar, hatta gezegenler vardı. Hayatın romantik şizofrenisi bitmişti 50 yaşımda... Her şey sade bir gerçeklik halindeydi artık. Çıplak ve yalındı... Kendimle on dört yaşındaki bir çocuğun yaşanmamış hayallerinde yeniden barışacaktım. Kısaca kendi kendime 'Çocuk' diye hitap edecektim, '50 yaşından sonra büyüyeceksin...'" Reha Muhtar 50'sinde Erkek - Tuluhan Tekelioğlu

Yaaaa... ♥

Ömür, temmuz güneşinde kar gibi erir gider görmezmiş sahibi...

Bakın bir de ne buldum: Biberiye, hazımsızlığı giderir. Kalp çarpıntısı ve baş ağrısına iyi gelir. Yağlı saçların yağını alır. İdrar söktürücü özelliği vardır. Astım bronşit için faydalıdır. Nefes açar. Safradaki rahatsızlığa birebirdir.

1. Eşim evliliğimizden önce başlayan migren ağrılarından şikâyetçi idi. Günde 5–6 fincan biberiye çayı tedavisine başladık ve 20–25 gün sonra migren, baş ağrıları sorunları bir daha gelmemek üzere sona erdi. 2. Ortopedist kardeşime ameliyat olan sanatçı Selçuk Ural kardeşime migreni olduğunu söylüyor ve kardeşim biberiye çayını tavsiye ediyor. Selçuk Ural birkaç yıl önce ATV televizyonundaki bir programda migreninin ortopedist doktorunun botanikçi ağabeyinin tavsiyesi ile geçtiğini söylüyor ve teşekkür ediyor. 3. Kayınbiraderimin eşi Elmadağ’da kızakla kayarken düşüp kızak freni demirinin ayak bileği ile diz arası orta bölgede V harfi şeklindeve büyükçe bir bölgede etini kemiğe kadar kaldırdı. Buraya dikiş atıldı ancak kalkan kısmın büyüklüğünden 1 ay V harfi iç kısmındaki deri canlanmadı ve doktorlar bu bölgeye deri nakli yapmamız gerekir dediler. Kayınbiraderimin bulduğu estetik ameliyatı yapacak doktor Amerika’dan yeni bir ilaç geldi önce birkaç gün bunu sürüp deneyelim, sonuç alamazsak ameliyatı yaparız dedi. Sürülen yağ deriyi 3–4 gün sonra canlandırmaya başladı. Bu yağın üzerine baktığımda Rosmarinus kelimesini görünce biberiye bitkisine olan ilgim çok daha arttı. Kendi kütüphanem ve internetten yaptığım araştırmada biberiye bitkisinin iyi geldiği hastalık ve sorunlar 100'u çok aşınca araştırmayı kestim bu kadar yeter diye. 4. Biberiye yağını yazlık evimize götürdük. Ağabeyimin torunları düşüp veya koşarken başlarını veya eller ve ayaklarını bir yerlere çarptığında evde başlayan telaşa hiç gerek olmadığını söyleyip bu yağı sürüyordum ve şişmesi, morarması veya ağrıması gereken bölgelerde bunların hiç biri gerçekleşmiyordu. 5. Eşimin işyerinde arkadaşının babasının ayaklarında diz altı bölgesinin dolaşım bozukluğu nedeniyle ayakları soğuk idi. Biberiye çayı ile bu sorunları çözüldü. 6. Çok yaşlı komşumuzun 2 yıldır geceleri uyuyamama sorunu vardı. Damadı Ankara'da bir devlet hastanesinde beyin cerrahi doçent de çözüm bulamamıştı uyku sorununa. Biberiye çayı içmeye başladıktan sonra gece de gündüz de uyumaya başladı. 7. Yine ayni çok yaşlı komşumuz gut hastalığından da muzdarip idi ve kanında ürik asit yüksek çıkıyordu. Biberiye çayı ile bu sorunu da çözüldü. 8. Kayınpederim boyun kireçlenmesinin sonucunda boynu tamamen hareketsiz duruma geçti. Doktorlar ameliyat y apamayız böyle idare et dediler. Biberiye yağı ile yaptığı masajlar sonucu 1 hafta sonra boynunu hareket ettirmeye başladı. 9. Kızım koşarken çarptığı eli mosmor oldu. Biberiye yağını sürdük, 2 saat sonra morluk geçmeye başladı. Akraba doktora soruyorum söyle morluk normal ne kadar zamanda geçer diye ve 2 günde geçer diyor. 10.Biberiye yağı ecza dolabımızda artık yerini almıştı. Bir yerin mi ağrıyor (örneğin baş ağrısı) sür biberiyeyi en azından geçici olarak ağrı geçsin. Bir yerin kesildi mi, çizildi mi sür biberiye yağını çok süratli olarak iyileşsin. Umarım arkadaşlar icin bu bilgiler yararlı olur. Prof. Dr. Turhan USLU

Harikasın!

5199 Sayılı kanun değişikliği tasarısı ile tüylü dostlarımızın yaşamları çalınıyor! Bu duruma izin verecek misiniz? Unutmayın yaşamları sizin elinizde. BU TASARININ ÇIKMASI YA DA BU TASARIYI ENGELLEMEK YİNE SİZİN ELİNİZDE.... HAYDİ O ZAMAN BİR DİLEKÇE DE SEN YAZ! DİLEKÇE: Sayın Komisyon Üyeleri Sayın Milletvekilleri 4/2 dönemi ve yasama yılı içerisinde 08/02/2012 tarih ve 2/366 esas no ile başkanlığa gelen "5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanununun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun Teklifinin" aşağıda yazılan gerekçelerle geri çekilmesini talep ediyoruz. • Hayvanları Koruma Kanunu hayvanların yaşam haklarının en temel düzeyde koruyan kanun iken, 2/366 sayılı Koruma kanunu değişiklik tasarısı ile hayvan haklarının korunması insan yararı gözetilerek hazırlanmıştır. Doğanın tüm canlılarıyla bir bütün olduğundan hareketle; yaşam karşısında türlerin eşit olduğu ilkesine dayanmayan teklifteki değişiklik önerileri, kanunun esasına aykırı bulunduğundan kabul edilemez. • 2/366 sayılı kanun değişikliği teklifinin 3.Maddesi (z) bendinde “Uyutma” kavramı tanımlanmıştır. Hayvanların uyanmamak üzere uyutulmalarının asıl karşılığının “Öldürmek” eylemi olduğu çok açıktır. Amacı “koruma” olan bir yasada hayvanların “Uyutma” adı altında öldürülme talebi kabul edilemez. Böyle bir yasada olması gereken “hayvanların yaşatılmaları için gerekenlerin ne olduğu” dur. • 5199 sayılı Kanunun 6 ncı maddesindeki değişiklik ile “Mahiyeti itibarı ile salgın ve öldürücü nitelikte olan bir hastalığa yakalanmış olduğu, illerde üç veteriner hekim raporu, ilçelerde ise belediye veteriner hekim ve varsa serbest veteriner hekim/hekimler raporları ile tespit edilen hayvanlar, hayvan bakımevlerinde tecrit, gözlem ve tedavi altına alınır.” denilerek, hayvanların yaşam hakları bir (1) veteriner hekimin mesleki yeterliliğine ve niyetine terk edilmekte olup, böylesi bir öneri kabul edilemez. • Aynı kanun değişikliği teklifinin 8. Maddesinde "Hayvanlar, bilimsel olmayan teşhis, tedavi ve hayvanın en temel hakkı olan yaşam hakkına aykırılık teşkil eden ve acı veren deneylerde kullanılamazlar." denilmiştir. Biliyoruz ki kozmetik ya da silah sanayiindeki deneyler de bilimsel deneyler olarak adlandırılır. Hayvanların da tıpkı insanlar gibi hissetme yeteneği olduğu bilindiğinden onların acı çekmelerine, sakat kalmalarına ve ölümlerine yol açan deneylerin koruma yasası ile meşrulaştırılması kanunun esasına aykırıdır. • Sokak hayvanları, tasarıda “Sahipsiz Hayvan” şeklinde tanımlanmış olup çıkan/çıkarılacak yönetmeliklerin sakıncalarını da ortaya koymaktadır. Hayvanların evcil, yaban, amfibik, kanatlı, büyükbaş, küçükbaş vs olarak tanımlanması bilimselliği işaret ederken, "Sahipsiz Hayvan” tanımlanması bilimsellikle uzaktan yakından ilgisi olmayan, insanı temel alan bir tanımlama olup bu da canlıların yaşam karşısında eşitliği ilkesine aykırıdır. İnsan ile ilgili kanunlarda evli, bekar, eğitimli, cahil vs gibi tanımlamalar nasıl yoksa Hayvan Koruma Kanununda da bilimden uzak tanımlamalar yer alamaz. En fazla hayvanların yaşam alanları tariflenebilir. • Sokaklarda yaşayan hayvanlar kamunun bakmakla, gözetmekle, korumakla sorumlu olduğu hayvanlardır. Bu yönde yükümlülük Yerel Yönetimlerin olup yasa ve yönetmelikle Kısırlaştırılıp, Aşılanıp Yaşadıkları alana geri bırakılan hayvanlarımız yeni yasa tasarısı ile gözlerden uzak orman gibi kent dışı alanlara bırakılamaz. Yönetmelikle tarif edilmiş olan bu ilke yok sayılmamalı, kanunda korunmalıdır. • Hayvanlara kötü muamele, işkence, hunharca hisle yaralama ve öldürme, tecavüz fiillerine verilen cüzi para cezalarının değiştirilerek arttırılmasına ve daha ağır şartlarlarla cezalandırılmasına yönelik herhangi bir önerinin tasarıda yer almaması manidardır. Yine aynı şekilde yurt dışına yapılan hayvan kaçakçılığı ile yurt dışından ülkemize kaçak olarak hayvan sokulmasının önlenmesine dair ağırlaştırıcı cezai öneri getirilmemesi de oldukça manidardır. • Özetle 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu ve yönetmeliği ile koruma altına alınan hayvanların, 2/366 sayılı tasarı ile yaşam haklarının korunamayacağı çok açık olup, “koruma” açısından 5199 sayılı yasanın çok gerisinde kalmış bir teklifdir. Tüm bu saydığımız nedenlerle 2/366 sayılı Hayvanları Koruma Kanunundaki Değişiklikleri içeren yasa tasarısının geri çekilmesi hususunda gereğini arz ederiz. Saygılarımızla.. Ad-Soyadı TC Kimlik No 2/366 sayılı ve 08/02/2012 tarih li 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanununun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun Teklifi Linki: http://www2.tbmm.gov...24/2/2-0366.pdf Vee... Dilekçeniz için E-MAİL ADRESLERİ: [email protected] ; [email protected] ; [email protected] ; [email protected] ; [email protected] ; [email protected] ; [email protected] ; [email protected] ; [email protected] ; [email protected] ; [email protected] ; [email protected] ; [email protected] ; [email protected] ; [email protected] ; [email protected] ; [email protected] ; [email protected] ; [email protected] ; [email protected] ; [email protected] ; [email protected] ; [email protected] ; [email protected] ; [email protected] ; [email protected] ; [email protected] ; [email protected] ; [email protected] ; [email protected] ; [email protected] ; [email protected] ; [email protected] ; [email protected] ; [email protected] ; [email protected] ; [email protected] ; [email protected] ; [email protected] ; [email protected] ; [email protected] ; [email protected] ; [email protected] ; [email protected] ; [email protected] ; [email protected] ; [email protected] ; [email protected] ; [email protected] ; [email protected] ; [email protected] ; [email protected] ; [email protected] ; [email protected] ; [email protected] ; [email protected] ; [email protected] ; [email protected] ; [email protected] ; [email protected] ; [email protected] ; [email protected] ; [email protected] ; [email protected] ; [email protected] ; [email protected] ; [email protected]; Unutmayın, Yaşamaları Sizin Elinizde!