Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

tülvent

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    2.806
  • Katılım

  • Son Ziyaret

  • Lider Olduğu Günler

    81

tülvent tarafından postalanan herşey

  1. İSTANBUL’ un iniltilerini dinliyorum, gözlerim kapalı... Özlemlerimle Bostancı Kasaplar Çarşısı’ndan geçiyorum ve İstasyon’un arkasındaki top sahasında bizlere penaltı attıran Lefter Küçükandonyadis ağabeyi arıyor gözlerim. Bize ''aferin'' dese ve dünyalar bizim olsa! İstanbul’da hâlâ mahalle arasında çocuklara çalım atmayı öğreten Lefterler var mı? Bostancı’da veya Kuşdili çayırında gazozuna maç yapan Kadriler, Suatlar? Onların ellerini sıktık diye sevinçten uçan bizler? Halı saha çocukları, o büyük sevinçleri yaşıyorlar mı? * Kevser Teyzenin özlenen inzibat önlemleri Sonra Çamlık’taki kayalıklara gidiyoruz. Elbiselerimizi taşların arasına saklıyoruz. Cup suya! Bostancı Deniz Plajı’na kayalıklardan yüzerek illegal giriş yapıyoruz. Kevser Teyzenin bakışlarına bugün yakalanmadık. Bilet almadan kendi yöntemlerimizle sıcak kumlara uzanıyoruz. Kevser Teyzenin bizi yakalayıp kulağımızı çekmesi ile metropol polisinin biber gazı yakınlaşmasını karşılaştırıyorum. Mahallenin inzibat önlemleri bile özleniyor. * Mahalle kızlarının ve delikanlısının erdemleri Kumda güneşlenip, çeşitli oyunlardan sonra Altan Cengel ve Yavuz Kirmanlı’yla Kınalı Ada Feneri’ne kadar yüzüyoruz. Altıntepe’den can ciğer mahalle arkadaşlarım. Duruşmalara geliyor ve bana el sallıyorlar hâlâ. Akşam plajın üstündeki açık hava sinemasındayız. Bu kez legal yoldan! Tren düdükleri ve raylardaki gürültüleri arasında Yeşilçam filmleri seyrediyoruz. Keşke bitmese, ama işte perdede “son” yazıyor. Eşref Kolçak’ın mahalle delikanlısı erdemlerine özenerek güle oynaya evlerimize dönüyoruz. O filmlerde Belgin Doruklar, mertliğe, sırılsıklam tutkuya, sadakat ve alın terine kaptırıyorlar gönüllerini. Hepsi mahalle kızları. Ve kadınlar şefkatli, fedakâr, sofralarında mahallenin bütün çocuklarına yer var. Mahalleler kadınlar ve kızlarla hayat dolu. Mahalleye ruhunu asıl veren onlar. Mahalle, kentin maneviyatı, kentin namusudur! * Mahallelerde paylaşılan sesler ve ses geçirmeyen apartman duvarları Kahvelerin bahçelerindeki koca çınarlar, birer gönül anıtı gibi. Gölgelerindeki zar sesleri… “Severler güzeli genç ise” şakalaşmaları… Tavlanın döşüne şiddetle vurulan pullar… Gönülden gönüle incelikler, güzellikler. Hayatlarında feleğe küfrederek sürekli gele atan namuslu emekçiler, zarlar düşeş gelince seviniyorlar. Dedem İlköğretim müfettişi İbrahim Olcaytu’nun Tepe Mahalle’deki gecekondusunun inşaatında tuğla taşıyorum, su çekiyorum tenekelerle. Arkadaşlarım yardım ediyorlar. Sıvasız, tuğla duvarları açıkta gecekondularda komşunun çocuğu ağlıyorsa, bütün mahalle duyuyor. Sevinçler herkesin sevinci oluyor. Düğünler herkesin düğünü. Metropollerin apartmanlarının ses geçirmeyen duvarları, ağlama seslerini ve sevinç çığlıklarını da geçirmiyor. Asansörlerde insanlar birbirlerine boş gözlerle bakıyorlar. * Paylaşılan gururlar Gururlar da paylaşılıyor. Mahallenin bekçisi Hüseyin Amcanın torunları tatil günleri üniformalarla çıkarken Tepe Mahalle’nin yokuşunu, herkesin göğüsleri kabarıyor. İkisi de general oluyorlar. Cumhuriyet, mahalle bekçisinin torunlarını general yapıyor. Aydın Bakkaldan veresiye leblebi alıyoruz. Berber dükkânları, kahveler, nalbur dükkânı birer küçük mahalle forumu. Kasaplar Çarşısındaki Dondurmacı Hristo, dondurma külahına “bir kaşık da benden” diyerek ikramiye ekleyince gözlerimiz parlıyor. Yazarkasalı büyük mağazalarda, AVM’lerde kaybedilen güzelliklere nasıl yanmazsınız? Alınan güller, verilen güller, şimdi hangi çöplüklerde soluyor ve çürüyor? Ancak mahalleleri canlandırarak yeniden kavuşacağımız insancıl kentlerin yollarını gözlüyoruz. Alıntı
  2. Almıştım, hala başlayamadım. Y. Özdil öne geçiverdi. İlk fırsatta o halde... Sevgiyle...
  3. Elbette eski evlilikler farklıydı! Çünkü eski hayatlar da farklıydı! İş güç böyle değildi; evler böyle değildi; sokaklar böyle değildi, yalnızlık ve özgürlük kavramları bugünküyle aynı anlam ve duygulara tekabül etmiyordu... En önemlisi hayaller ve arzular böyle değildi! Yani sadece evlilikler değişmedi, hayat tarzımız bütünüyle değişti! İşin özeti şu.. Günümüz evliliklerini anlamak ve sorunlarına samimiyetle çare aramak gibi bir derdimiz varsa eğer... Yeni hayat tarzımızla yüzleşecek cesareti göstermek zorundayız. H. Babaoğlu
  4. Kadınlar sık sık "Beni seviyor musun?" diye sorarlar. Ne kadar sevildiklerini merak ederler. Erkeklerin sorusu biraz daha farklıdır. Onlar içlerinden kendilerine sorarlar: "Onu seviyor muyum? Ne kadar?" Ama belki asıl soru; "sır"ları ortaya dökecek soru; "Onu nasıl seviyorum?" dur! Aşk bir nicelik işi değildir. "Ne kadar" değil; "nasıl?" diye sormalı o yüzden. H: Babaoğlu
  5. Ayyy, çok fenaaaa...
  6. Yüreğin Mucizelerine İnanan Bir Bilge... MEVLANA' nın Öğretileri Severek hazırladığım bir çalışmamdı, umarım beyenirsiniz.
  7. Pirinç pilavına doyulmuyor da, bulgur pilavı çok tüketilemiyor, bıktırıveriyor insanı. Soğanlı, biberli, salçalı ve acısından az da yumuşak olursa harika! Hatta ana yemek niyetine bile...
  8. Sevgili İNTERLOCK, siz ne ince, ne hoş insansınız! Ne zamandır da ''örtmenim'' dememişti kimse... Geceme mutluluk getirdiniz dizelerinizle. Çook teşekkür ediyorum.
  9. Canımmm, ya sen? Sen harikasın ve özelsin benim için!
  10. Konu başlığına dönersek, ''dua'' (mantıksız duaları kast etmiyorum tabii)sadece "yardım istemek" anlamında düşünülmemeli! Dua etmenin en azından ne istediğini bilmek ve bunu gerçekleştirecek yolu da bulmak için çabalamak gibi bir yararı olduğunu düşünüyorum. İnsan, iç huzuru sağladığını hissettiği her ne ise onu yapmalıdır! Bu duaysa dua, başka bir şekilse o! Evrene sinyaller gönderdiğinizi de düşünebilirsiniz ayrıca! Yine ayrıca bu, bir motive aracıdır. İnsan mekanik değildir ki; duygusal bir varlıktır ve manevi güce, içini rahatlatmaya, seni anlayan birinin olduğunu bilmeye ya da düşünmeye de ihtiyacı vardır. Dua etmenin mantığı yoksa, huzuru vardır.
  11. Himalayalarda, kedigiller ailesinin büyük kedi alt grubunun, şu ana kadar bulunan en eski fosiline ulaşıldı. Fosil şimdiye kadar bilinmeyen ama halen Asya'da yaşamakta olan "kar leoparına benzer" bir türe ait. Latince Panthera Blytheae olarak adlandırılan fosilin kafatası parçaları üzerinde yapılan inceleme, 4.4 milyon yıl öncesinden kalma olduğunu gösteriyor. Tibet'teki bu keşif, büyük kediler diye adlandırılan türlerin, ilk olarak Afrika'da değil Asya'da ortaya çıkıp evrildiği ve dünyaya buradan yayıldığı teorisini destekliyor. ABD ve Çin'den paleontologların bulguları İngiltere'de Royal Society tarafından çıkarılan tıklayın Proceedings B adlı biyoloji araştırmaları dergisinde yayımlandı. Uzmanlar hem anatomik veriler hem de DNA bulgularını kullanarak, kafatasının soyu çoktan tükenmiş ama bugün bilinen bazı türlerle aynı bölgelerde yaşamış bir "büyük kedi" türüne ait olduğu sonucuna vardılar. Güney California Üniversitesi'nden Dr Jack Tseng "Bu kedi bildiğimiz kar leoparlarının kızkardeşi. Geniş bir alnı ve basık bir yüzü var. Ama biraz daha küçük. Bulut benekli leopar (Neofelis Diardi) boyutlarında" diye tarif ediyor. Anayurt Asya Bulgular kedigillerin dünyanın neresinde ortaya çıkıp yayıldıkları konusundaki tartışmalara da yeni bir boyut getiriyor. Dr Jack Tseng, "Biyologlar büyük kedilerin Asya kökenli oldukları hipotezini ortaya atmışlardı. Fakat DNA bulguları ile bulunan fosiller aynı yöne işaret etmiyordu" diyor. Büyük kediler diye de anılan panterler (pantherinae) kedigiller (felidae) ailesinin aslan, jaguar, kaplan, leopar, kar leoparı, bulut benekli leopar gibi türleri kapsayan bir alt grubu. DNA verileri bu grubun, kedigiller familyasının diğer kolu küçük kedilerden (felinae) yaklaşık 6.37 milyon yıl önce ayrışarak evrildiklerini gösteriyor. Kugar, vaşak ve evcil kediler bu alt gruba dahil. Fakat bundan önce ulaşılan en eski fosil Tanzanya'daki Laetoli'de 1970'lerde Mary Leakey tarafından yapılan kazılarda bulunan 3.6 milyon yıllık "büyük kedi" dişleriydi. Tibet' deki sürpriz Yeni fosiller 2010 yılında Tibet'in güney batı bölgesindeki Zanda havzasında yapılan kazılarda, Dr Tseng ile meslektaşı ve eşi Juan Liu'nun da aralarında bulunduğu bir ekip tarafından bulunmuştu. Bir nehir tarafından taşınmış 100 kadar kemik buldular. Bunların arasında biraz ezilmiş de olsa hemen tamamen bütünlüğünü korumuş bir "büyük kedi" kafatası da vardı. Dr Tseng BBC'ye, o havzada kedigillere ait bir fosil bulmayı hiç beklemediklerini anlatıyor: "Genellikle antilop ve gergeden buluyorduk fakat bu bulgular çok istisnaiydi. Porsuk, sansar, tilki gibi çok sayıda etobura ait kemikler bulduk." Yeryüzünün kayalarda izi kalan tarihi manyetik değişikliklerinden yararlanan magnetostratigrafi tekniği kullanılarak kemiklerin yaşı belirlendi. Kemikler 4.10 ile 5.95 milyon yıl öncesi döneme aitti. Kafatasının yaşı ise 4.4 milyon yıl olarak saptandı. Bilinemeyenler Bristol Üniversitesi'nden büyük kedi uzmanı Dr Manabu Sakamoto "Bu çok önemli bir bulgu. Fosil kayıtlarındaki çok önemli bir boşluğu tamamlıyor" diyor. "Bulgular büyük kedilerin önce Asya'da ortaya çıktığı tezine çok güçlü bir destek sağlıyor. Ayrıca eski kedigillerin neye benzediğine, nerelerde yaşadığına dair önemli ipuçları sunuyor." Fakat, bir başka önde gelen büyük kedi evrimi uzmanı Teksas'daki A&M Üniversitesi'nden Profesör William Murphy, kafatası bulunan türün, kar leoparının yakın akrabası olduğu çıkarımını sorguluyor. "Araştırma ekibinin kafatasının kar leoparına çok benzediği iddiası sadece morfolojik (biçimsel) özelliklere dayanıyor, oysa bu morfolojik soyağacı halen yaşayan türlerin DNA soyağacı ile örtüşmüyor. Dolayısıyla yeterince sağlam bir tez değil" diyor. Profesör Murphy yine de tezin doğru olması ihtimalinin bulunduğunu, ama daha başka bulgularla desteklenmesi gerektiğini söylüyor. Araştırmayı yürüten Dr Tseng ile çalışma arkadaşları önümüzdeki yaz Tibet'te araştırmalarını sürdürecekler. James Morgan BBC bilim muhabiri 13 KASIM 2013
  12. Kışın karında, yağmurunda sokaklarda yaşayacak olan tüylü dostlarımız için yuva yapmaya var mıyız? Hadi, hiç zor değil gerçekten! GEREKLi MALZEMELER * Kalın ve sağlam karton kutu * Her tarafından 3-5cm boşluk kalabilecek boyda daha küçük sağlam kutu * Bol gazete * Kalın Battal Çöp Torba * Şeffaf Bant Önemli Notlar 1. Kedi Evini, balkon altı gibi, yağmurdan koruyabileceğiniz bir yere koyun. Altına bir sebze kasası veya toprakla temasını azaltacak bir cisim yerleştirin. 2. Kedi kapısını rüzgardan korumak için, duvara doğru çevirin ve duvarla ev arasında, kedinin rahatla içeri girebileceği kadar bir ara bırakın. 3. Bilhassa çok yağışlı havalardan sonra, elinizi evin içine sokarak gazete kırpıntılarını kontrol edin. Eğer ıslanmışlarsa, yenileri ile değiştirin. 4. Bu boy ev, iki kediyi rahatca barındırır. YAPILISI 1.Katlanmış gazeteleri kolinin alt kısmına 3-4 sıra üst üste yerleştirin.. 2.Küçük koliyi büyük kolinin içine koyun 3.Gazeteleri katlanmış olarak iki kutu arasına dört tarafına sıkıca yerleştirin 4.Küçük kutunun bir küçük kapağını içine katlayın ve sıkıca bantlayın 5.Küçük kutunun kapaklarını bantlayın 6.Büyük kutunun büyük kapağının kenarını görüldükesin. 7.Öteki kenarından 1cm kadar keserek kapağı eninden biraz küçültün .. 8.Kalın battal torbayı açarak, kutunun tümünü sarın ve sıkıca bantlayın. İki kat yaparsanız daha sağlam olacaktır. 9.Kapı olarak açılan bölümün etrafını kesici ile üç kenarından kesin. Kapağın etrafını ve kesilmiş kısımları bant ile iyice sarın. 10.Gazeteleri 2-3cm kalınlığında boyuna kesin ve kutunun içini bolca doldurun.Evin içine, kapısından girecek büyüklükte, kapının bulunduğu tarafa ağır bir taş koyun. Bu kutunun devrilmesini engeller. Bu kedi evi iki kediyi kolayca barındırır. Üstüne belediyenizin onayını gösteren, suya dayanıklı, kendinden yapışkanlı etiketi yapıştırın.
  13. Haydi, kış yaklaşmakta!
  14. 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü...
  15. Muhtemelen, bir anneden yavrusuna...
  16. Benim için de çok özel ve anlamlı, içeriğinde çok şeyi barındırdığına inandığım o cümle; artık çok klişeleşmişse de, '' İyi Doğdun, iyi ki varsın! '' Özel ve anlamlı oluş nedeni de , her önüne gelene söylenemez oluşu.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.