tülvent tarafından postalanan herşey
-
'Tek derdimiz var İzmir'
İZMİR' de Panik! İzmir’de yaşanan Suriyeli mülteci akını hemen hemen kentin her yerinde kendini göstermeye devam ederken, ucuz iş gücünün ve emek sömürüsünün getirdiği sorunlar bir sektörü daha vurdu. İzmir’de sayısı bine yaklaşan konutlara doğalgaz bağlantı projesi hazırlayan ve tesisat döşeyen taşeron firmalar çok büyük bir tehlikeye de davetiye çıkartıyor. Alanında uzman olmayan mültecileri personel olarak işe alıp çalıştıran, ellerinde yeterlilik belgesi bulunmayan bu kuruluşların ucuza sunduğu iş, vatandaşlar tarafından uygun fiyatları nedeni ile tercih edilirken, yarattığı tehlike ise göz ardı ediliyor ve her eve, deyim yerindeyse doğalgaz değil “saatli bomba” kuruluyor. Ellerinde yeterlilik belgesi bulunmayan bu kuruluşların ucuza sunduğu iş, vatandaşlar tarafından uygun fiyatları nedeni ile tercih edilirken, yarattığı tehlike ise göz ardı ediliyor ve her eve, deyim yerindeyse doğalgaz değil “saatli bomba” kuruluyor. Tesisat döşeyen ve uygulama projesi hazırlayan birçok sektör temsilcisi ise, durumdan yana şikayetlerini bildirirken, esas sorumlunun ve denetleme yetkisine sahip kurumun İZMİRGAZ olduğunu belirterek, yaptırımların ağırlaştırılmasını ve denetimlerin arttırılması talebinde bulundu. Ulusal Post
-
tülvent' in Dağarcığı
- Yorumsuz
- tülvent' in Dağarcığı
- Yorumsuz
- Yorumsuz
- Yorumsuz
- tülvent' in Dağarcığı
- Yorumsuz
- 70' li Yıllarda Küçük Gezintiler...
Çocuk Olmak Güzeldi! Çocuk olmak güzeldi. Masallarla uyumak, prens olacak hayaliyle kurbağaların peşinden koşmak, Aladdin' in lambasını aramak güzeldi. Mutlulukla uyanmak güzeldi. Çocukluk umutları güzeldi. Sahip olduğumuz küçük şeylerle havaya uçabilmek, bir elma şekeriyle mutlu olmak güzeldi. Küçük şeylere sahiptik, ama mutluyduk. Stressiz bir hayata sahiptik. Hayaller kurardık ve tüm hayallerin sınırlarını sonuna kadar zorlardık. Hep mutlu olacağımızı sanırdık. Yarın ne olacak diye sorunumuz yoktu. Hiçbir şeyi umursamazdık. Koşar, zıplar eğlenirdik. Bizimle ilgilenmediklerinde avazımız çıktığı kadar bağırır dikkatleri üstümüze çekerdik. Anne babamızın her zaman yanımızda kalacağını ve hep mutlu kalacağımızı sanırdık. Ve yaşanan bunca güzelliklere rağmen hep büyümek istedik. Zaman neden çabuk geçmiyor diye üzüldük. Nedendi bu büyüme özlemi bilmiyorum. Belki de özgür bir hayat yaşamak, istediğin her şeyi yapabileceğini düşünmekti. Büyüyünce hayatın derin karanlıklarında kaybolacağımızı ve çocukluk umutlarımızın, mutluluklarımızın tozlu raflarda kalacağını ve o günleri arayacağımızı zaman ne çabuk geçiyor diye yakınacağımızı, hatta zamanla bile yarışacağımızı bilemedik. Tekrar küçük olmayı isteyeceğimizi BİLEMEDİK!- 'Tek derdimiz var İzmir'
İzmir KORDON Boyu,,,1980' ler- 70' li Yıllarda Küçük Gezintiler...
- Satır Araları
Belki bir kitabın aynı sayfasında ağlamışızdır. İşte bu haberimiz olmadığı halde dünyanın en güzel karşılaşması olabilir. Ben anlam veremiyorum yani neden bittiğine değil madem bitecekti neden bu kadar hevesli başladık? Ben ikimizdeki bu hevese anlam veremiyorum. Ne oldu bize bilmiyorum ama iyi şeyler olmadığını çok iyi biliyorum. Ya çok yanlış zamanda karşılaştık ya da hiç karşılaşmaması gereken iki insandık. Biz neydik bilmiyorum. Sevgili desem değil, aşık desem değil bildiğin rastlantıydık işte ondan öte gidemedik. Ahmet Batman - Sabah Uykum- Yorumsuz
- Yorumsuz
Evet, di mi? Ne kadar duygusal ve anlamlı bir görüntü- Yorumsuz
- Yorumsuz
Hangi resim merak ettim SEVGİYLE- Yorumsuz
- Lütfen ''Hayvan'' Deyip Geçmeyelim!
HAYVANLARIMIZA DOKUNMAYINNN! Hatta, '' o sevgisiz, pis ellerinizi çekin!'' daha doğru bir cümle olacak.- Lütfen ''Hayvan'' Deyip Geçmeyelim!
Üstün ırkımızın, görev yapmanın huzuru ile ilkel bir biçimde, tarım ilaçlı kıyma ve iğne atarak, sokak hayvanlarını öldürmeleri de katliamın farklı bir şeklidir!- Lütfen ''Hayvan'' Deyip Geçmeyelim!
Bugün 4 Ekim... Hayvanları Koruma Günü... Niye '' koruma''??? Oysa ''sevme'' günü olsaydı... Onların aslında korunmaya ihtiyaçlari yok. Biz insanların onların yaşam hakkına saygı duyduğu ve onları yok etmeye çalışmadığı sürece elbette. Çevremizdeki canlılarla barışık yaşamayı, onların yaşam koşullarına müdahalede bulunmamayı ve haklarına saygı duymayı öğrendiğimiz nice 4 Ekim'lere...- 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü
Kanada Hükümeti, ülke ekonomisine büyük katkısı gerekçesiyle, fokların kafasına sopalarla vurularak öldürüldüğü geleneksel fok balığı avını destekliyor.- 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü
Danimarka'nın özerk bölgesi olan Faroe Adaları'nda her sene aynı zamanda aynı dehşet veren katliam yapılıyor. Denizde çevirdikleri savunmasız balina ve yunusları koya süren ve insanlar, kaçış noktası kapanan zavallı hayvanları denizin içerisinde katlediyor.Binlerce balina ve yunustan akan kan nedeniyle mavi deniz kırmızıya dönüyor. Peki, bu katliam niçin yapılıyor? Faroe Adaları'nda balina ve yunus balıklarının eti yenmiyor.Hiçbir işte bu hayvanların eti kullanılmıyor.Onlar 10. yüzyıldan kalan bir geleneği sürdürüyor.Her sene yaptıkları katliamla atalarını anmış oluyorlar.Sadece ataları gibi balinadan çıkan yağı adet sürsün diye gaz lambalarında kullanıyorlar.- 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü
Bartın'ın İnkum tatil köyünde onlarca yunus balığı karaya vurdu. Yunus balıklarının sırtlarındaki kurşun delikleri, yunusların katledildiğini ortaya çıkarttı. Balıkçılar ağları zarar görmesin diye yunus balıklarını öldürüyorlar. Bu bir insanlık ayıbıdır.- 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü
Bugün 4 Ekim... Hayvanları Koruma Günü... Niye '' koruma''??? Oysa ''sevme'' günü olsaydı... Onların aslında korunmaya ihtiyaçlari yok. Biz insanların onların yaşam hakkına saygı duyduğu ve onları yok etmeye çalışmadığı sürece elbette. Çevremizdeki canlılarla barışık yaşamayı, onların yaşam koşullarına müdahalede bulunmamayı ve haklarına saygı duymayı öğrendiğimiz 4 Ekim'lere...Önemli Bilgiler
Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.
Account
Navigation
- Yorumsuz