tülvent tarafından postalanan herşey
-
Yorumsuz
- ROJ HACK GÜLEN’İN KONUŞMA TUTANAKLARINI ELE GEÇİRDİ
http://lekolin.org/news_detail.php?id=3726#.Uk0iF2aHDQc.twitter- Hasan Ferit Gedik için..
Hasan Ferit Sadece İnsan... Ne acı dağlıyor artık yürekleri ne de bir bir kapanan gözler. Kara bir ateş alev alev yanıyor her bir göğüste. Analar, baş tacı el üstü analar tutuşuyor her isimde. Açılan paketler kesilen kurdeleler gibi ortaya saçılıyor yürekler. Her oyun bir canla bozuluyor, her tezgâh kurşun olup saplanıyor bağrına insanlığın. Artık ölüm haberi vermek kanlı yazılar yazmak istemiyorum. Politik çözümlemeler, hamasi sözler yetmiyor sızlayan yerlerimi onarmaya. Hem anlatacak ne kaldı ki, zaten herkes her şeyi bilmiyor mu? Ölüm makinesine atılan çakıl taşları misali toprağa düşen bedenler anlatmıyor mu her şeyi? Sonsuz gidişler kapladı ufkumuzu. İnsanlık yorgun, insanlık can çekişiyor, insanlık ölüyor. İsyan eden son nefeslere can suyu vermek, bir el uzatmak, ayağa kaldırmak gerekmez mi? Ah be Berkin, ah be güzel çocuğum sana ne çok bel bağlamıştım. Gözünü açsan dünya değişecek sanmıştım. Oysa sen uyumaya devam ediyorsun. Sen uyurken biz de ölmeye öldürülmeye devam ediyoruz. Gittiler ağabeylerin, gittiler yoldaşların gitmeye devam ediyorlar. Sevgililer gidiyor, evlatlar gidiyor, kardeşler gidiyor. İçimden kopan çığlığı bastıramıyorum artık. Bu dünyaya çocuk doğurmam diye inat etmiştim, ama ne çok çocuğum öldü, ellerim ne çok boş bırakıldı. Gecenin sessizliği yetmiyor kafamdaki gürültüyü susturmaya. Yokluk alışılası değil. Tanımadım hiç birini, gözlerine bakıp bir çift laf etmedim havadan sudan. Sadece isimlerini biliyorum, Mehmet, Ethem, Ali İsmail, Medeni, Abdullah, Ahmet, Ferit. Sadece isimlerini biliyorum, bir de bıraktıkları boşlukları. Uyuyamıyorum, konuşamıyorum, düşünemiyorum. Düşünsem biliyorum çıldıracağım. Her gün işe gidip ölümü onaylayan gözlere bakarak konuşsam çıldıracağım. Ağlamak yetmiyor, bağırmak, duvarlara vurmak yetmiyor. Kinle doyurulmuş gözleri gördüğümde hiçbir şey yetmiyor. Susmak acıtıyor, susanları görmek acıtıyor. Artık televizyon seyretmiyorum, çünkü her karesinde katillerin gülen yüzleriyle söyledikleri yeni bir yalana tanık olmak istemiyorum. Paket paket ölüm izlemek istemiyorum. Hasan Ferit, mahallesine sokağına yaşantısına sahip çıkarken öldürüldü. Hangi örgütten hangi inançtan olduğundan bana ne? O bir insandı ve öldürüldü, işin özü bu kadardır. İnsanlığı bölen parçalayan her dine, her milliyete, her örgüte öfkeliyim. İnsan olmak dışında bir kimliğim yok. Ben Türk değilim, Müslüman değilim, kadın değilim, yalnızca insanım. Ve yaşayan son insan olmadığımı da biliyorum. Canımızla beslenen devlet, sen de biliyor musun bunu? Güneş Kara- tülvent' in Dağarcığı
- Yorumsuz
- Satır Araları
GÖZLERİNDE ÖLDÜ GÜN IŞIĞI Uzun soluklu bir susmanın ardından,asfaltın ıslaklığını çiğneyen araba durdu.Ayak basılmamış bir beyazlık yolun sağında.Sustular,sadece nefes alışlarını duyuyorlardı.kısa bir duraksama ardından peş peşe gelen iki kapı sesi.Bir kaç adım sonra birbirine çarpışmyan,ayrı yönlerde savrulan iki sigara dumanı.Ki o havaya nefesler bir başına duman olmaya yeterdi. Kısa konuşmalar,kesik cümleler,yutkunmalar.Söylenmek istenen,söylenmeyen sözcük dizileri.Kar,rüzgarın ince halayıyla,kristalli bir nehir gibi akıyordu ayaklarının altından.Adam üşüyordu besbelli.Kulakları kesik bir kırmızıya çalmıştı.Korkular,çelişkiler,soru işaretleri.Yüreği önceden yoklayıp.orda kalan o tuhaf sızı.Her şey birbirini harmanlıyor,çoğaltıyor,azaltıyordu.Kadın konuşkan,kadın sessiz.Kadın bir ışık arıyor,karın soğuk teninde.Ara sıra gözlerine takılan üşüyen kulaklar içini acıtıyor,sımsıkı sarılmak istiyordu.Beklentisiz,çıkarsız. 'Dur' dedi rüzgara 'Dur,esme!' Rüzgar inadına hoyratlaştı,daha çok üşüterek.Belki bunu yaparak kadına 'Hadi,sarıl' diyordu ama kadın anlamıyordu rüzgarın dilini. İşte o anlar;belki yaşanmamış,yaşanmayacak olandı.Belki de fi tarihinden firar etmiş bir zaman dilimindeydi.Belki tarih kitaplarında yer alacak ehemmiyetide yoktu.Kadın ve adam bir güncenin dipnotunu yaşıyorlardı.Bir zaman gelecek o tılsımlı günce önemini yitirecekti.Belki kadında,belki adamda.Bilinç inkara dursada,yaşanıyor ve yaşanmış olacaktı. Akrep yelkovanı kovalıyor,gün ışığı zamanı zorluyordu.Ve bir kaval,üşüyen eller,Mem ile Zin'in ağıdı. Bir ömrün talanı. Bir kaç tuzlu damla kadının yanaklarında intihar eden. Sessizlik.... Karın onları uğurlama vakti. Bir başlangıca, bir bitişe, bir sürgüne.Güneş,yeryüzüne devridaim vedasını yaparken adamın gözlerinde öldü gün ışığı. Kadın sustu. Araba yeniden çiğnedi ıslak asfaltı.Kar günceli fi tarihli günde. O günden geriyeyse;bir tek yaşanmışlar ve yaşanmamışlar kaldı.İki öykünün gelecek yolculuğunda kısa bir anıya dönüşen... Merel Şimşek - Mülteci Düşler- DÜNDEN KAL(AN)LAR
Keşke sığdırabilsek bazen bitanem, Keşşşşke!- Yorumsuz
Yeryüzüne Özgürlük Derneği’nin çağrısıyla, 27 Eylül 2013 Cuma günü Taksim' de 'Gezi' de katledillen hayvanları anmak ve basın açıklaması yapmak için toplanan grup, polis saldırısına maruz kaldı ve 15 kişi gözaltına alındı.- Lütfen ''Hayvan'' Deyip Geçmeyelim!
Yeryüzüne Özgürlük Derneği’nin çağrısıyla, 27 Eylül 2013 Cuma günü Taksim' de ''Gezi'' de katledilen hayvanlar anılacaktı. Anılamadı; ÇÜNKÜ Grup, polis saldırısına maruz kaldı ve 15 kişi gözaltına alındı.- Lütfen ''Hayvan'' Deyip Geçmeyelim!
Yenimahalle Belediye Başkanlığına: Hayvan Bakımevi cehenneminin düzeltilmesi, toplamanın durdurulması hk. http://dohayko.org/haytap-ege-akdeniz-imdat-turu/2992-yenimahalle-belediye-baskanligina-bakimevi-cehenneminin-duzeltilmesi-toplamanin-durdurulmasi-hk.html Şikayet adresleri kopyalayıp tümüne aynı maili göndermeniz sadece 3 dakika. LÜTFEN! LÜTFEN DUYURALIM SESLENEMEYEN TÜYLÜ DOSTLARIMIZIN SESLERİNİ. Lütfen ''Hayvan'' Deyip Geçmeyelim!- Lütfen ''Hayvan'' Deyip Geçmeyelim!
- İnsan Hak. Sav. Doktorlar Örgütünden Gezi raporu
ABD’nin önde gelen sivil toplum kuruluşlarından, dünyada sağlık alanında yaşanan insan hakkı ihlallerini araştıran İnsan Hakları Savunucusu Doktorlar (PHR) örgütü, Türkiye’deki Gezi Parkı protestoları sırasında polisin olaylara müdahale şeklini eleştiren sert bir rapor yayınladı. Raporda, polisin orantısız şiddet uyguladığı, biber gazını halka karşı silah olarak kullandığı ve kasti olarak da sağlık kuruluşlarını, personelini hedef aldığını belirtildi. DeDe Dunevant, Eliza Young, Michele Heisler, Vincent Iacopino’dan oluşan dört kişilik bir doktor heyetinin haziran sonunda Türkiye’de yaptığı bir haftalık incelemelerden sonra hazırlanan ve dün yayınlanan 32 sayfalık raporda, PHR, İstanbul’daki Gezi Parkı’nın yıkımını protesto için başlayan barışçıl gösterilerin uluslararası hukuka aykırı şekilde bastırıldığını ifade ediyor. Polisin biber gazı, plastik mermi, tazyikli su, darp ve silah kullanarak uyguladığı şiddetin de, 8000’den fazla kişinin yaralanmasıyla sonuçlandığını belirtiyor. 130 BİN KAPSÜL BİBER GAZI Mağdur ve görgü tanıklarıyla yapılan görüşmeler sonucu yazılan raporda, Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve İnsan Hakları Derneği (İHD) gibi sivil toplum kuruluşlarının olaylarla ilgili açıkladığı verilerden de yararlanılıyor. Buna göre gösterilerin başlangıcından itibaren güvenlik güçlerinin resmi verilere göre 130 bin kapsül biber gazı kullanarak ülkenin yıllık biber gazı rezervini 20 günde bitirdiği hatırlatılıyor. 169 MAĞDUR VAKASI PHR’ın incelediği 169 mağdurun fiziksel ve psikolojik verilerine göre bu mağdurların tümünün biber gazına maruz kaldığı ve çeşitli hastalık belirtileri gösterdikleri ifade ediliyor. Bu belirtiler arasında da solunum problemleri, alerji ve deri kaşıntıları, işitme kaybı, yüksek tansiyon yer alıyor. Raporda, protestolara katılan sağlık görevlilerine ve göstericilerin bakımını üstlenen sağlık kuruluşlarına yapılan müdahaleler de detaylı olarak inceleniyor. Ve yaralanan göstericilere müdahale eden sağlık personelinin gözaltına alınması, revirlere yapılan saldırılar sıralanıyor. Ayrıca sağlık bakanlığı tarafından Temmuz ayında parlamentoya sunulan, acil sağlık hizmetlerinin bazı gereklerini suç kapsamına alan yasa taslağının mevcut yasama yılında kabul edilme ihtimali olduğu hatırlatılıyor. KULLANIM YASAKLANMALI Raporu hazırlayanlardan Dr. Iacopino, çalışmayla ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Gezi Parkı gösterileri sırasında Türkiyeli yetkililer tarafından hem göstericilere hem de göstericileri tedavi eden sağlık personeline karşı kullanılan gücün biçimi ve şiddeti orantısızdır ve kabul edilemez. Türkiye’de biber gazının her türlü kullanımı yasaklanmalı ve hükümet yetkilileri bu tarz istismarların önlenmesinin garantisini vermelidir.” TASARI REDDEDİLMELİ PHR’ın yönetim kurulu üyesi Dr. Heisler ise raporla ilgili şöyle konuştu: “Türkiyeli yetkililer yaralıları tedavi eden doktorları ve revirleri kasıtlı olarak hedef almakla kalmayıp şimdi de bu sağlık hizmetlerini suç unsuruna dönüştürmek için çaba sarf ediyorlar. Sağlık Bakanlığı’nın Türk Ceza Kanunu’nu ihlal edecek bu yasa tasarısı sağlık çalışanlarının yaralılara korkusuzca ve tarafsızca sağlık hizmeti sağlayabilmeleri adına reddedilmelidir.” BASKI REJİMLERİNİ ARAŞTIRIYOR 1986’da kurulan PHR, Şili’deki Pinochet diktatörlüğünün sağlık görevlilerine uyguladığı baskıları araştırmış, ardından 1988’de Irak’ta Saddam rejiminin kimyasal silah kullanımını belgelemişti. Örgüt, Bahreyn’de doktorlara yapılan sistematik saldırılar, İran’ daki doktor tutuklamaları, Suriye ve eski Yugoslavya’daki sağlık kuruluşlarının hedef gösterilmesi gibi konuları da araştırdı. Hürriyet- OLDUK, GÖRDÜK, BİLDİK BAK..
İkiniz de canımsınız- Yorumsuz
- tülvent' in Dağarcığı
GİTMEK, HER ZAMAN GİTMEK MİDİR? Bazen, durduğu yerden bir milim kımıldamadığını anlatmak için gider insan... Orada duruşunun, neyle karşılaşırsa karşılaşsın dayanarak-direnerek duruşunun nasıl bir “sahici”lik içerdiğini anlatmak için, gider… Zorunlu olarak değil, istediği için orada kaldığını, ve eğer gitmek istese gidebileceğini göstermek için gidilir bazen. Kendine de, karşısındakine de… Anlaşılamadığını, bu yüzden de hak ettiğine inandığı saygıyı, değeri, sevgiyi göremediği için gider. Ve anlayamadıklarını anlayabilmek için... Tam da Oruç ORUOBA’nın tanımladığı gibi: “Kendi olarak, sana gelen- sana gereksinimi olmadan, seni isteyen- sensiz de olabilecekken, senin ile olmayı seçen- kendi olmasını, seninle olmaya bağlayan- - O, işte...” İşte bu yüzden gider bazen de “giden”… sensiz de olabilecekken seninle olmayı seçtiğini anlatabilmek için. Böylesi gidişlerin iki çeşit sonucu olabilir: Biri, ayrı kalınma sürecinde her iki taraf da düşünür, birlikte olmanın daha iyi, daha güzel, daha zengin olacağına karar verirler ve yeniden buluşurlar… bu kez ne yaşadıklarının eskiye göre çok daha fazla farkında olarak ve değer vererek… İkinci seçenek ise, gidenin bu yolla bile hiçbir şey anlatamamış olmasıdır. Çünkü belki de örneğin şöyle biridir, geride bırakılan, örneğin Jan Ender CAN’ın tanımladığı gibidir: “dokunmaya kıyamadığın her şeyi ona verdiğinde sevdiğin şarkıları, etini, daha kurulmamış kahvaltı masalarını ve hatta onun bile bilmediği bir onu, ona verdiğinde bir ülkeyi baştan aşağı kolaylıkla ele geçirmiş barbarların yaptıklarını yapar sana kırar seni, kılıçtan ve cehennemden geçirir ve öyle acır ki için artık gözyaşların bile doğduğu gözleri hatırlamaz.” Eğer böyle biri ise O sahiden, o zaman giden, iyi ki gitmiş olur. Ve bu seçeneklerden hangisinin geçerli olduğunu anlamak, zamana bağlıdır. Her ikisi için de… Lale Dilligil- Yorumsuz
- Yorumsuz
- Yorumsuz
- tülvent' in Dağarcığı
- Yorumsuz
- Yorumsuz
- 'Tek derdimiz var İzmir'
- Lütfen ''Hayvan'' Deyip Geçmeyelim!
Terk edilen köpekler intihar ediyor Hayvan Severler Derneği (Hay-Sev) Başkanı Defne Esra Yazıcıoğlu, "Terk edilen köpekler, ümidini kestiği zaman istenmemenin getirdiği o duygu ile yemek yemiyor, su içmiyor ve intihar ediyor. Serumlar bağladığımız halde kurtaramadığımız köpekler oluyor" dedi.- Yorumsuz
- Satır Araları
'' Herkes mi mutsuz bilmiyorum. Hepsi bir şeylerle meşgul, fazla mesai yapıyor, çocukları, kocaları, kariyerleri, dereceleri, yarın yapmayı planladıkları, satın almak istedikleri, başkalarından aşağı kalmadan sahip olmak istedikleri ve buna benzer şeyler için endişeleniyorlar. Çok az kişi bana gerçekten “Mutsuzum”, dedi. Çoğu “İyiyim. Her istediğime sahibim.” der. Sonra ben “Seni ne mutlu eder?” diye sorarım. Yanıt: “Bir insanın sahip olmak isteyeceği her şeye sahibim-bir aile, ev, iş, sağlıklı bir hayat.” Yine sorarım :”Yaşam sadece bundan ibaret mi diye merak ettiniz mi hiç?” Yanıt:”Evet, bu kadar.” Israr ederim :”Öyleyse yaşamın anlamı iş, aile, bir gün büyüyecek ve sizi terk edecek çocuklar, gerçek sevgiliden çok, bir arkadaşa dönüşecek bir zevce ya da koca. Ve elbet bir gün gelecek iş de bitecek. Bunlar olduğunda ne yapacaksınız?” Yanıt: Yok. Hemen konuyu değiştiriverirler.'' Zahir - Paulo CoelhoÖnemli Bilgiler
Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.
Navigation
Configure browser push notifications
Chrome (Android)
- Tap the lock icon next to the address bar.
- Tap Permissions → Notifications.
- Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
- Click the padlock icon in the address bar.
- Select Site settings.
- Find Notifications and adjust your preference.
Safari (iOS 16.4+)
- Ensure the site is installed via Add to Home Screen.
- Open Settings App → Notifications.
- Find your app name and adjust your preference.
Safari (macOS)
- Go to Safari → Preferences.
- Click the Websites tab.
- Select Notifications in the sidebar.
- Find this website and adjust your preference.
Edge (Android)
- Tap the lock icon next to the address bar.
- Tap Permissions.
- Find Notifications and adjust your preference.
Edge (Desktop)
- Click the padlock icon in the address bar.
- Click Permissions for this site.
- Find Notifications and adjust your preference.
Firefox (Android)
- Go to Settings → Site permissions.
- Tap Notifications.
- Find this site in the list and adjust your preference.
Firefox (Desktop)
- Open Firefox Settings.
- Search for Notifications.
- Find this site in the list and adjust your preference.
- ROJ HACK GÜLEN’İN KONUŞMA TUTANAKLARINI ELE GEÇİRDİ