Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

BURADA HER SORUYA CEVAP VERİLİR


Önerilen İletiler

Sayin Dogan Bey:

 

Sorularima (1 den 14) verdiginiz cevaplara cok tesekkurler. Butun cevaplari degilde, yalniz iki tanesi ornek olarak alip, uslubunuzu sizin dikkatinize cekmek isterim. Yukarda gorulen, Soru #2 ve Soru #11.

 

#2 Sorusu ve sizin Cevap:

 

Oldukca uzun uzadiya bir cevap verip, hakikati ve hadislerde yazilanlari atlamissiniz. Genc kiz Safiyye yi hatirlamadiniz! Hayber savasinda, Babası ve kocası öldürülen bu kadını aynı gün muhammedin koynuna verdiler. Safiyye o sırada daha genç bir kız iken muhammed 57 yaşında idi. Muhammed babası ve kocasını daha yeni öldürttüğü acılar içindeki bir kızı koynuna alıp sevişmişti. Siz Peygamberinizin yaptigindan utaniyorsaniz, niye onu takip edersiniz, ben anlamadim? Eger, Muhammedin bu genc kizin irzina gecmesinden ve ailesini oldurmekten utanmiyorsaniz? Niye?

 

#11 Sorusu ve sizin Cevap:

Beni sahiden sasirtiniz bu cevapla. Sanki hic Kurandaki ayetlerden haberiniz yokmus gibi !!!!

 

Neyse, yinede tesekkurler. Cevaplarinizi, ben cogunlukla entellektüel dansa benzetiyorum, hakiki cevaplardan ziyade. Biliyorsunuz, dans etmek gunahdir, Islam dininde! Daha fazla gunah islemenizi istemiyorum. O yuzden, sizlere sormayacagim, Kuran'in bayanlar hakkinda ki BU "insanlik dışı" ayetlerini.

 

Kocalarin, karilarini dogmelerini (4:34) ; Eline bir demet sap al ve onunla vur der (38:44) ; Kuran ogretiyor ki Kocalarina itaat etmeyen Kadinlar cehenneme gider (66:10) ; Erkeklerin kadinlar uzerine bir ustunlugu varmis (2:228) ; Kadin miras paylari (4:11-12), Kadinlari daha az degerli gorup , şahit olarak kabul etmiyen islami muhakemede (2:282). Sizin peygamberiniz, erkeklere 4 kadin almaya izin verip, ayni zamanda savasta alinan kolelerle de sex yapmalarina musade verdi (4:3). Bu yuzden, Musluman ordulari savasta digerlerine "kafir" olarak bakip, kendilerine aldiklari kadinlarin ******** musade veriyorlar.

 

not: Raporlara gore, 1971 de, Pakistanli askerler 250,000 Bengali kadinlarin ****** ve 3,000,000 silahsiz sivil insanlari katlettiler. Cunku, Pakistanlilarin dini liderleri Bangledeşli milleti "kafir" olarak ilan etti. Bir diger ornek te, Iran'da Hapishanedeki Muhafizlar, kadin mahkumlarini oldurmeden once onlari ******. Sebep olarak bu insan dışı ******** derki ; Kadin bakire olunca, cehenneme gitmezler. O yuzden onlarla sex yaparlarki, kadinlar cehenneme gitsinler diye.

 

Iste bu pakistanlilar ve Iranli Muhafizlar, sizin Peygamberinizin ayetlerini sizden daha iyi anliyorlar.

 

 

Sevgili Suheyla ;

 

Diyorsunuz ki ;

Genc kiz Safiyye yi hatirlamadiniz! Hayber savasinda, Babası ve kocası öldürülen Alıntı Suheyla.

 

Bu İfadeleriniz, Kesinlikle Gerçek Dışıdır. Biz Hakikat olmayan bu İftira yı Mevzu Bahis yapıp , Çürütmek için Kelime Sarfetmeyi Bile Uygun Görmemiştik.

Lakin Israr İle Cevaplandırılmadı Diyorsunuz. Bize de Bu Durumda Hakikaktı Açıklamak Düşer. İşte Hz. Safiyye ait Hakikatler ;

 

Öncelikle Hz. Safiyye ; Efendimiz ile Evlendiğinde, Sizin dediğiniz gibi Genç bir Kız değil. İki Evlilik Yapmış Dul Bir Kadın dı.

İlk Evliliğini , Kendi Kabilesinin İleri Gelenlerinden '' Sellam İbn-i Mişkem el-Kuradi '' ile Yapmış, ve Bir Süre Evli Kalarak Boşanmıştır.

Bu Kiş, Meşhur bir Şair dir, Aynı Zamanda Ordu da Görevli Üst Düzey Bir Kumandan idi.

 

İkinci Evliliğini İse , Kinane İbn-i Ebi Hukayk ile Yapmıştır. Bu Kişi İse Hayber'in en Meşhur Kalesi bulunan Şemmus Kalesi nin Kumandanıydı.

 

Hz. Safiye nin Babası Kardeşi ve Kocası, Hepsi de Devlet ve Ordu Yönetimin de Bulunan Asil Kişilerdi.

Yani Bu Kişiler Medineli Müslümanlarla Yapılan Savaşlara Katılmış Ve Bizzat Yönetmişlerdir.

 

Üçüde, Hayber Fethi Sırasında, (Hayber Muharebe sin de) Savaşarak Ölmüşlerdir. Yani Kesinlikle Öldürtüldüler Denilemez.

Savaşlarda Şerefi İle Can Veren Kişilere Öldürtüldü Demek yanlıştır.

Yani Bu İfadeniz de Gerçek Dışıdır. Efendimiz Kimseyi Öldürtmemiştir.

 

Hz. Safiye Bu Savaş Sonrasın da Savaş Esiri Olarak, Kendisine Yahudi Olarak Kalıp Cariye Olmak, ya da Müslüman olup, Evlenmek,

Sahabe Hanımı Olmak Teklifi Sunulmuştur. Kendi Tercihi Üzerine Sahabe Efendilerimizden, Vahye el-Kelbi ile Evlenecekken,

Beni Nudeyr Kavmin in Başkanı nın Kızı Olduğu ve Asaleti ve Şerefine Denk Bir Evlilik Yapmak İsteyebileceği Göz Önünde Bulundurulur.

Böylelikle, Yine Kendi İsteği ve Arzusu İle Efendimize Eş Olmuştur. Efendimiz in Hanımı Olarak Müslümanların Annesi Olmak Şerifine Erişmiştir.

 

Efendimiz in Hanım ı Safiyye İle Evliliğindeki İlk Gece yi Nasıl Geçiridiğine Gelince, İşte Hz Safiyye nin Kendi Dilinden Nakledilen Bir Hadisi Şerif ;

'' Allahın Resul ü , Zifaf Gecesin de , Sabaha Kadar Benim Gönlümü Alarak Teselli Etmek ile Geçiridi. ''

 

Sanırım Hz. Safiyye Annemiz husunda Bu Kadar Bilgi Sizin için Yeterli Olabilmiştir.

 

Yazınızın Diğer Bölümleri Hakkında , Benim Getireceğim Bir açıklama Yoktur. Kimseye Yakın Tarih Dersi Verecek Değiliz.

Bence Daha Yakın Tarihe, Hatta Bizzat Bu Güne Bakılıp, Irak , Filistin, Bosna Hersek, Afganistan, ve Somali de ki KATLİAM lar Araştırılarak,

Tüm Dünya da Müslüman lara Yapılan SOYKIRIM lar ve İnsanlık Suçları İle İlgili Gerçek Bilgiler Edinilebilir.

 

Kaldı ki ; Sadece Gazete ve Televizyon dan Takip Edilirse Bile , Müslüman Halklara Yapılan Tüm Zulümler Açıkça Görülebilecektir.

Biz Bu Zulümler Adına Sadece Şöyle Deriz ; ZALİMLER İÇİN YAŞASIN CEHENNEM...

 

 

Saygılarımla. Doğan Gülbudak

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yanlış biliyorsunuz Sayın xprensesx...

İslam anlayışına göre Hz. Adem'den beridir indirilen tek din İslam Dinidir...

Hz. Adem'e, Şit'e, Nuh'a, İbrahim'e, Yusuf'a, Musa'ya, İsa'ya, Muhammed'e tebliğ edilen tek din İslam'dır.

Birisine başka, diğerine başka bir din indirilmemiştir...

 

Doğrudur, kitap gelmiş ya da gelmemiş her peygambere inen din İslamdır, her seferinde geliştirilmiş ve peygamber efendimize en mükemmel şekliyle gönderilmiştir. Hz İsayada Hz Musayada Hz. Davuta Hz. İbrahiem de sadece Allaha iman etmeleri ve insanlara da bunun anlatılması istenmiştir, belki sadece uygulanışlarında farklılıklar vardır..

 

 

Kur'an-ın kendi mantığında bile, kendinden önce indirelenleri tasdik etmek ve tamama erdirmek anlayışı yatar...

 

Aynı zamanda kendinde önce inmiş hiçbir kitap için "Değiştirilmiştir" imasını bile yapmaz...

Kur'an Tavrat ve İncil'in değiştirilmiş olduğuna, gerçek olmadıklarına dair en ufak bir ibare içermez...

Hatta "Kitap ehli" diye katettiği kimseler Tevrat ve İncil okuyan ve bu kitaplara tabi kimselerdir.

Kur'an bu kitapların değiştiğinden ziyade, bu kitaplara tabi kimselerin "Okuduklarını anlamadıklarını" ifade eder...

Demek oluyor ki Kur'an, bu kutsal kitapların bilgilerinin de değişmemiş olduğunu kabul ediyor...

Yoksa referans olarak, değiştirildiğine inandığı kitapları seçmezdi.

 

Diğer kitaplar peygamberleri ya da o dönemde yaşayan insanlar tarafından değiştirilmedi elbette satın tengeriin, Hz. İsaya gelen incil de Peygamber efendimiz açık bir şekilde tarif ediliyor ve geleceği bildiriliyor ama günümüzdeki incillerde bunu bulması çok güç ,mesela dinimizde ruhbanlık sınıfı yoktur müslümanlar böyle birşeyi kabul etmez,, peki ruhbanlık sadece son gelen peygamberlemi yasaklandı, elbetteki değil Hz. İsa şimdi yaşasa kendi de şaşırırdı bu uygulamalara sanırım..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

***********************

Ya hu ben "Yer yüzünde Hıristiyanlık ya da Yahudilik diye bir din yoktur." dedim mi?

 

Siz niçin sorularıma cevap vermiyorsunuz *******

Hani hiçbir soru cevapsız kalmazdı sizde?

 

İsa, Musa, Muhammed, İbrahim, Davut, İsmail, Nuh, Salih Allah/Tanrı/Çalap'ın peygamberleri değiller mi?

Allah/Tanrı/Çalap bunlara farklı farklı dinler mi tebliğ etmiştir?

Allah/Tanrı/Çalap'ın gönderdiği ne kadar peygamber varsa, o kadar da farklı farklı din mi vardır?

 

Ek olarak:

Kur'an-da, İncil, Zebur ve Tevrat'ın değiştirilmiş olduğuna dair tek bir ayet örnek gösterir misiniz?

 

Açık ve net olarak cevaplayın başka ihsan istemem...

 

Saygılarımla...

 

 

Sevgili tengeriinboşig ;

 

EVET ;

Peygamberlerin Hepsi ALLAH Tarafından Gönderilmiştir. Lakin ;

 

Her Gönderdiği Peygamber in , Tebliğ Etmekle Yükümlü Olduğu Din Kesinlikle İslam Değil dir.

İslam Hz.Muhammed e Gönderilen Din in Adıdır. Bu Yüzden Son Peygamber Hz. Muhammed ve Son Din ise İslam dır.

 

Kuran da İsmi Zikredilen Her Peygamber e Bir Kitap Gönderilmemiştir. Yalnızca ; 4 Peygamber e 4 Kitap Gönderilmiştir.

Bunlar; Sırasıyla, Hz Musa ve Kitab ı Tevrat, Hz Davud ve Kitabı Zebur, Hz İsa ve Kitabı İncil, Hz Muhammed ve Kitabı Kuran ı Kerim dir.

Bu Dört Peygamber Kendilerine Gönderilen Kitaplar ile Semavi Din leri Tebliğ Etmişlerdir. Bunlarda Yahudilik Hristiyanlık ve Müslümanlık tır.

 

Hepsi de Farklı Dinlerdir. Sizin Anlamanız Gereken Mesele ise şudur ;

 

Semavi Dinler Aynı Rab Tarafından Gönderilmelerine Karşı Farklı Dinlerdir. Bulundukları Çağ ve Asra Uygun ve Yaşanılabilir Halde Gönderilmişlerdir.

Hz Adem Zamanında Gönderilen Din İle Nuh Tufanının Arkasında Gönderilen Din in, Aynı Olması Düşünülemez Bile.

Firavun lar Zamanında Gönderilen Museviliğin, Bu Günkü İslamiyet İle Aynı Olması Düşünülemez Bile. Aslında Sizce de Düşünülmemeli İdi.

 

Umarım Bu Küçük Din Bilgisi Dersini , ve Düzeltmeyi Mazur Görürsünüz.

 

 

Saygılarımla. Doğan Gülbudak

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Diğer kitaplar peygamberleri ya da o dönemde yaşayan insanlar tarafından değiştirilmedi elbette satın tengeriin, Hz. İsaya gelen incil de Peygamber efendimiz açık bir şekilde tarif ediliyor ve geleceği bildiriliyor ama günümüzdeki incillerde bunu bulması çok güç ,mesela dinimizde ruhbanlık sınıfı yoktur müslümanlar böyle birşeyi kabul etmez,,

Şu alıntıdaki bazı yerleri bir daha vurgulayalım.

 

"o dönemde yaşayan insanlar tarafından değiştirilmedi"

 

Demek ki başka dönemde yaşayan insanlar tarafından değiştirildi. Bunu bir kenara yazıp devam edelim. Başka ne deniyor?

 

"dinimizde ruhbanlık sınıfı yoktur"

 

Bunu da bir kenara yazıp başlayalım.

 

Buradan anlaşılıyor ki; Kuran indiğinde ne İncil nede tevrat değiştirilmemişti. Yani İncil 600 yıllık olduğu halde sapasağlam duruyordu. Tevrat ise Kuran indiğinde 1900 yıldır sapasağlam duruyordu. Bu kitaplar Kuran döneminde değiştirilmiş olsaydı Kuran'da yazardı.

 

İslam inancına göre Kuran'ın iniş sebebi diğer kitapların insanlar tarafından değiştirilmiş olmasıdır. Hatta Allah Kuran'ın kimse tarafından değiştirilemeyeciğini söylemiş ve bir ayetle onun korunduğunu bildirmiştir. Fakat her nedense İncil ve Tevrat'ı korumak Allah'ın aklına gelmemiştir. Yada koruyamamıştır. Becerememiştir.

Bunu müslümanlara anlatmak mümkün değildir.

1- (yani bir) İncil ve Tevrat'ı korumaya gerek duymamıştır.

2- (Yani iki) Korumaya gerek duymuştur ama korumayı becerememiştir.

3- (Yani üç) Bu şık yoktur. (Yani yoktur) Yani başka şık yoktur.

 

Bu kadar basit bir şeyi anlatmaya imkan da yoktur. Ya korumamıştır diyoruz yada koruyamamıştır. Fakat na-hak yere kendimizi helak ediyoruz. Zira ikisini de kabul etmiyorlar cevap olarak ağızlarında lafı dolaştırıp duruyorlar. Şimdi yine öyle olacak göreceksiniz.

 

Çünkü, "korumamıştır" dediğin zaman; bu "insanlar benim gönderdiğim kitabı değiştirirlerse değiştirsinler, benim umurumda bile değil" manasına gelir. Bunu bildikleri için "korumamıştır" diyemezler.

Üçüncü şık olmadığına göre; geriye ne kalıyor? KoruyaMamıştır. Bu ne demek oluyor? Tevrat ve İncil indiğinde Allah henüz bu işlerin acemisiydi, bazı şeyleri yapmaktan acizdi". Evet geriye ne kalıyor? Hiçbir şey. Ağzında lafı gevelemekten başka.

 

 

Bütün bunların yanında; hiç düşünmezler ki; bu mantığa göre; kitapları tahrip edilmiş hristiyanlar ve yahudiler dinsiz kalmıştır. Buna göre o Allah denen putun yeni bir din göndermesi lazım onlara. Zira Kuranda kendisi demiyor mu "Biz bütün kavimlere din gönderdik, kimseyi dinsiz bırakmıyoruz" diye? Nerede yeni din? Yok. Şimdi onlar kitapları tahrip edilmiş halde, nasıl da, neyden sorumlu tutulacaklar? Cevap mı? Geveleriz olur biter. Ne deriz mesela; "İslama geçsinler". Güzel uydurduk değil mi? Peki bunlar ne sebeple İslama geçecekler? Kitapları değiştirildiği için mi? Nereden bilecekler kitaplarının değiştirildiğini? Allah söylemesi gerekmiyor mu? Yoksa müslümanlar onlara "sizin kitabınız değiştirildi" dediği için mi İslama geçecekler? Tanrıyı bırakıp insanların dediğine mi gidecekler? Bu mantığa göre öyle olması gerekiyor. Zira tanrı onlara ne Kuran'da nede başka bir yerde "sizin kitabınız değiştirildi" diyor. Adamın biri gelip size "sizin Kuran değiştirildi" dese dinden çıkarmısınız? Eğer çıkarsanız ben size söyleyeyim "sizin kitabınız değiştirildi. hem de defalarca değiştirildi." Üstelik bu gerçektir. Kuran hem Muhammed döneminde hem de Muhammedden sonra defalarca değiştirilmiştir. Haydi çıkın bakalım dininizden.

 

 

Bir de sayın Mimoza'ya sormak lazım. İncil ve Tevrat ne zaman değiştirildi sayın Mimoza? Tam tarihini bize verebilirmisiniz bir zahmet? Cevap veriken yanına bir de, insanlar Allah'ın kitabını değiştirirken Allah'ın neden karışmadığını da eklersen seviniriz.

 

Ayrıca size daha başka bir soru daha sormak şart oldu şimdi.

"İslamda ruhbanlık yoktur" diyorsunuz. İslamda ruhbanlık yoksa; siz bu İncil ve Tevrat'ın değiştirildiğini nerden biliyorsunuz? Size bunları kim söyledi? Kuranda yazmadığına göre mutlaka ruhbanın biri söylemiş olmalı.

Peki ya İslamda ruhban yoksa o koskoca Diyanet neyin nesi? Peki ya o tarikatlar? Cemaatler? Şeyhler, şıhlar dervişler, ermişler? Bunlar neyin nesi? Peki ya hadis yazarları? Buhariler, Müslimler? Bunlar da mı ruhban değil? O halifeler neyin nesi peki? Peki ya mezhepler? İslamda ruhban yoktu da onca mezhep nasıl çıktı?

Fetullahlar? Adnan Oktar'lar? Cüppeli Ahmet hocalar? Bunlar ruhban değil de nedir?

 

Şunu aklınıza kesin yerleşririn bir kere. İslam kadar ruhbanlı bir başka din daha yoktur. İslam dini ruhbanlık üzerine kurulu bir dindir. Bana "ama o ruhbanlık şöyle" filan da demeyin. O ruhbanlık şöyleyse sizinki de böyle.

 

Saygılar, sevgiler.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Doğrudur, kitap gelmiş ya da gelmemiş her peygambere inen din İslamdır, her seferinde geliştirilmiş ve peygamber efendimize en mükemmel şekliyle gönderilmiştir. Hz İsayada Hz Musayada Hz. Davuta Hz. İbrahiem de sadece Allaha iman etmeleri ve insanlara da bunun anlatılması istenmiştir, belki sadece uygulanışlarında farklılıklar vardır..

 

Sayın mimoza,bu konunun gerçekten bu kadar basit olduğunu mu düşünüyorsunuz?Her peygamber olduğuna inanılan kişinin Allah'dan vahiy aldığına doğal olarak inanıyorsunuz,ama dinler arasında sadece uygulanış farkı mı vardır?Şu kutsal ruh,incillerdeki oğuldu,babaydı,her ikisiydi gibi hıristiyanların bile açıklayamayıp iman edelim işte fazla karıştırmayalım,dedikleri meseleler nereye koyulacak?

 

Diğer kitaplar peygamberleri ya da o dönemde yaşayan insanlar tarafından değiştirilmedi elbette satın tengeriin, Hz. İsaya gelen incil de Peygamber efendimiz açık bir şekilde tarif ediliyor ve geleceği bildiriliyor ama günümüzdeki incillerde bunu bulması çok güç ,mesela dinimizde ruhbanlık sınıfı yoktur müslümanlar böyle birşeyi kabul etmez,, peki ruhbanlık sadece son gelen peygamberlemi yasaklandı, elbetteki değil Hz. İsa şimdi yaşasa kendi de şaşırırdı bu uygulamalara sanırım..

 

İsa'ya gelen İncil hangisidir sayın mimoza?Biliyorsanız lütfen yazın,hıristiyanlık içinde de tartışmalı bir konu çünkü.

 

Ayrıca bir müslüman olarak Tevrat ve İncil'in sonradan değil de vahiyler geldiği gibi yazılmış ve tahrif edilmemiş olduğuna mı inanıyorsunuz,bu kitapların içinde çelişkilerin olduğunu düşünüyor musunuz?Sanırım tam olarak ne düşündüğünüzü biraz açsanız iyi olacak,çünkü olayı getirip sosyal olgulardan ve tarihten sıyırıp imana mandalla tutuşturmak ,canı isteyince bilimsel ispattan,olmayınca imandan dem vurmak daha çok hıristiyanların taktiğidir.Müslümanların daha değişik yöntemleri olmalı.

 

Saygılar...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Muska ile ilgili bir Fıkra ve sonunda da soru:

 

Birgün Anadoluda bir köylü İMAM a gider ve bir işi için MUSKA yazmasını talep eder.

 

İmam cin fikrli birisidir. Muskayı yazar , hediyesini de alır. Tam köylü çıkarken ekler.

 

- Bu muskanın sana yardım edebilmesi için cuma akşamı mezarlığa gidip gömeceksin.

fakat , gömerken " O MEL-UN HAYVANI " aklina getirmeyeceksin der.

 

- Köylü , imam efendi nedir O MEL-UN HAYVAN der.

 

- BEYAZ TAVŞAN der imam.

 

Köylü anlam veremez ama , muskayı da bir türlü gömemez mezara.

 

O MEL-UN HAYVAN yani BEYAZ TAVŞAN aklından bir türlü çıkmaz.

 

Kazanan CİN FİKİRLİ İMAM efendidir.

 

Köylünün sorunu çözülmüş müdür bilinmez....

 

--------------------------------------------------------

 

Bu bağlamda bikaç MEL-UN sorum olacak , Bir Semavi dine inanan arkadaşlara .

 

YARATILIŞ EFSANESİ TUTARSIZLIKLARI ve MEL-UN SORULAR

 

- Allah , Ademi yarattığında NEDEN Meleklere Ademe secde edin demiştir. Sebep nedir.

 

- Eğer bu Allah , HERŞEYİ biliyor idi ise , İBLİS in İSYAN edeceğini NEDEN öngöremedi.

 

-İBLİS in isyan nedeni HAKLI dır. Kendisi Işıktan yaratılmış , tanrıyı görebilen birisi vs....bisürü özellik.

Adem ÇAMUR ,

Meleklerin ( bence yoklar) anlatılan bütün özellikleri ADEM e 10 basarken,

Allah neden böyle dengesiz bir EMİR vermişltir Meleklerine.

 

(Adem görmeden inanıyor MASALI cevap değildir)

Başka bir sebep lütfen. Baştan belirteyin bu MANTIKSIZ.

 

- Gelelim can alıcı soruya. Ortada Didişen iki traf var . ALLAH ve ŞEYTAN.

Biri yap diyor!!! Öbürü yapmıyor.

 

SONUÇ : Adem cennetten kovuluyor. Tüm insanlık acı çekiyor.

 

Soru : Adem(oğulları) ŞAMAROĞLANI mıdır.

 

Sn Gulbudak mümkün ise sizin CEVAP yazmamanızı istirham edeceğim.

 

9 Sayfanın tamamını tek tek okudum. Sorulan sorulara birtek MANTIKLI cevap yok.

 

Üstelik te soru soranlar BANGIR BANGIR bağırıyor. CEVAP VERMİYORSUNUZ diye.

 

Bu soruların da aynı akibete uğramamaları için ,

 

Bu EFSANE ye inanan başka BİLEN bir arkadaşımız cevaplar ise , seviniriz.

 

Saygılar

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Muska ile ilgili bir Fıkra ve sonunda da soru:

 

Birgün Anadoluda bir köylü İMAM a gider ve bir işi için MUSKA yazmasını talep eder.

 

İmam cin fikrli birisidir. Muskayı yazar , hediyesini de alır. Tam köylü çıkarken ekler.

 

- Bu muskanın sana yardım edebilmesi için cuma akşamı mezarlığa gidip gömeceksin.

fakat , gömerken " O MEL-UN HAYVANI " aklina getirmeyeceksin der.

 

- Köylü , imam efendi nedir O MEL-UN HAYVAN der.

 

- BEYAZ TAVŞAN der imam.

 

Köylü anlam veremez ama , muskayı da bir türlü gömemez mezara.

 

O MEL-UN HAYVAN yani BEYAZ TAVŞAN aklından bir türlü çıkmaz.

 

Kazanan CİN FİKİRLİ İMAM efendidir.

 

Köylünün sorunu çözülmüş müdür bilinmez....

 

--------------------------------------------------------

 

Bu bağlamda bikaç MEL-UN sorum olacak , Bir Semavi dine inanan arkadaşlara .

 

YARATILIŞ EFSANESİ TUTARSIZLIKLARI ve MEL-UN SORULAR

 

- Allah , Ademi yarattığında NEDEN Meleklere Ademe secde edin demiştir. Sebep nedir.

 

Adem e secde etmekten murat adem e tapınmak değildir adem kıblesinden yine Allah a secde edilmektedir. Asıl sebeb ise Adem e A.S. verilen kıymettir. Burada Ademe A. S. kıymet veriyor meleklere de bu gösteriliyor..

 

- Eğer bu Allah , HERŞEYİ biliyor idi ise , İBLİS in İSYAN edeceğini NEDEN öngöremedi.

 

Kim demiş öngörmediğini. Bu Allah ın C.C. ilim sıfatıyla her şeyi olmadan bilmesine aykırıdır. Bilmesi demek engel olmak için çabalamasını gerektirmez ki? Allah isteseydi tabii ki şeytan isyan edemezdi.. lakin engel olmayı murat etmediğini bu olay yaşandiği için anlıyoruz.. ee neylersin Mülk Allah ın C.C. yaptığından soramazsın, sorumlu tutamazsın..

 

 

 

-İBLİS in isyan nedeni HAKLI dır. Kendisi Işıktan yaratılmış , tanrıyı görebilen birisi vs....bisürü özellik.

Adem ÇAMUR ,

Meleklerin ( bence yoklar) anlatılan bütün özellikleri ADEM e 10 basarken,

Allah neden böyle dengesiz bir EMİR vermişltir Meleklerine.

 

(Adem görmeden inanıyor MASALI cevap değildir)

Başka bir sebep lütfen. Baştan belirteyin bu MANTIKSIZ.

 

 

Asıl Sebeb şudur : bahsettiğiniz gibi melek ve iblisin üstün özellikleri olsa da bu özellikleri onları Adem A.S. dan üstün yapmamaktadır.. ayrıca hayvanların da bizden çok üstün yönleri olduğunu unutmayalım, bizden daha iyi yüzüp, uçtukları, koştukları,daha çok yedikleri ve doğurdukları gibiii..

 

Neyse çünkü Allah Adem i diğer yarattıklarından daha çok sevmektedir. Bu yüzden Adem üstündür.Bu temel sebebin dışında başka sebebler de vardır örneğin: Adem e A.S. ilim bakımından meleklerden üstündür.

 

 

***********

 

Sn Gulbudak mümkün ise sizin CEVAP yazmamanızı istirham edeceğim.

 

9 Sayfanın tamamını tek tek okudum. Sorulan sorulara birtek MANTIKLI cevap yok.

 

Üstelik te soru soranlar BANGIR BANGIR bağırıyor. CEVAP VERMİYORSUNUZ diye.

 

Bu soruların da aynı akibete uğramamaları için ,

 

Bu EFSANE ye inanan başka BİLEN bir arkadaşımız cevaplar ise , seviniriz.

 

Saygılar

 

 

Benden bu kadar lakin Gülbudak ın cevapları için dediklerinize katılmıyorum. Arkadaşın cevapları mantıklı ve tam cevaplar?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kuran da İsmi Zikredilen Her Peygamber e Bir Kitap Gönderilmemiştir. Yalnızca ; 4 Peygamber e 4 Kitap Gönderilmiştir.

Bunlar; Sırasıyla, Hz Musa ve Kitab ı Tevrat, Hz Davud ve Kitabı Zebur, Hz İsa ve Kitabı İncil, Hz Muhammed ve Kitabı Kuran ı Kerim dir.

Bu Dört Peygamber Kendilerine Gönderilen Kitaplar ile Semavi Din leri Tebliğ Etmişlerdir. Bunlarda Yahudilik Hristiyanlık ve Müslümanlık tır.

Hepsi de Farklı Dinlerdir. Sizin Anlamanız Gereken Mesele ise şudur ;

 

 

Umarım Bu Küçük Din Bilgisi Dersini , ve Düzeltmeyi Mazur Görürsünüz.

 

Saygılarımla. Doğan Gülbudak

 

Hayır Gülbudak hayır. Arkadaşımız Tengeriin Boşig sana din dersi veriyor, ama sen hala yanlış bilgilerinde diretiyorsun. Yanlış bilgilerinle Allaha karşı da direnip, o'nun adına konuşmaya da çalışıyorsun.

 

Aliimran/64 (Resulüm!) de ki: Ey ehl-i kitap! Sizinle bizim aramızda müşterek olan bir söze geliniz: Allah'tan başkasına tapmayalım. O'na hiçbir şeyi eş tutmayalım ve Allah'ı bırakıp da kimimiz kimimizi ilahlaştırmasın. Eğer onlar yine yüz çevirirlerse, işte o zaman: Şahit olun ki biz müslümanlarız! deyiniz.

 

Hac/78 O, gerek daha önce (gelmiş kitaplarda), gerekse bunda (Kur'an'da) size "müslümanlar" adını verdi.

 

Saidi Kürdi risalelerini okumaktan Kuran okumaya zamanın kalmamış Gülbudak. Kuranı bilmiyorsun. Bu konuda daha onlarca ayet var. Oku!...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Şu alıntıdaki bazı yerleri bir daha vurgulayalım.

 

"o dönemde yaşayan insanlar tarafından değiştirilmedi"

 

Demek ki başka dönemde yaşayan insanlar tarafından değiştirildi. Bunu bir kenara yazıp devam edelim. Başka ne deniyor?

 

"dinimizde ruhbanlık sınıfı yoktur"

 

Bunu da bir kenara yazıp başlayalım.

 

Buradan anlaşılıyor ki; Kuran indiğinde ne İncil nede tevrat değiştirilmemişti. Yani İncil 600 yıllık olduğu halde sapasağlam duruyordu. Tevrat ise Kuran indiğinde 1900 yıldır sapasağlam duruyordu. Bu kitaplar Kuran döneminde değiştirilmiş olsaydı Kuran'da yazardı.

Ne demek yazmıyor al o zaman oku:

 

"Yahudilerden öyleleri var ki, kelimeleri yerlerinden değiştiriyorlar? Fakat Allah, inkarlarından dolayı onları lanetlemiştir; pek az inanırlar" (en-Nisa; 46)./

 

"Ahitlerine vefasızlık edip antlaşmalarını bozdukları için onları lanetledik ve kalplerini kaskatı hale getirdik. Kelimeleri yerlerinden kaydırıp tahrif ediyorlar. Uyarıldıkları şeyden nasiplenmeyi unutmuşlardır. İçlerinden birazı hariç, sen onlardan daima hainlik görürsün. Ama yine de onları affet, ellerini tut. Çünkü Allah, güzel davrananları sever"

(el-Maide,13).

 

Ayrıca kabul edilen bir görüşte Tevrat ve incilin peygamberlerinden çok sonra yazıldığıdır. Buna bu kitapların içindeki çelişkiler, sayılarındaki çokluk, hepsinden önemlisi tevhit akidesinin bulunmayışı delildir.

 

 

 

 

İslam inancına göre Kuran'ın iniş sebebi diğer kitapların insanlar tarafından değiştirilmiş olmasıdır. Hatta Allah Kuran'ın kimse tarafından değiştirilemeyeciğini söylemiş ve bir ayetle onun korunduğunu bildirmiştir. Fakat her nedense İncil ve Tevrat'ı korumak Allah'ın aklına gelmemiştir. Yada koruyamamıştır. Becerememiştir.

Bunu müslümanlara anlatmak mümkün değildir.

1- (yani bir) İncil ve Tevrat'ı korumaya gerek duymamıştır.

2- (Yani iki) Korumaya gerek duymuştur ama korumayı becerememiştir.

3- (Yani üç) Bu şık yoktur. (Yani yoktur) Yani başka şık yoktur.

 

Bu kadar basit bir şeyi anlatmaya imkan da yoktur. Ya korumamıştır diyoruz yada koruyamamıştır. Fakat na-hak yere kendimizi helak ediyoruz. Zira ikisini de kabul etmiyorlar cevap olarak ağızlarında lafı dolaştırıp duruyorlar. Şimdi yine öyle olacak göreceksiniz.

 

 

Çünkü, "korumamıştır" dediğin zaman; bu "insanlar benim gönderdiğim kitabı değiştirirlerse değiştirsinler, benim umurumda bile değil" manasına gelir. Bunu bildikleri için "korumamıştır" diyemezler.

Üçüncü şık olmadığına göre; geriye ne kalıyor? KoruyaMamıştır. Bu ne demek oluyor? Tevrat ve İncil indiğinde Allah henüz bu işlerin acemisiydi, bazı şeyleri yapmaktan acizdi". Evet geriye ne kalıyor? Hiçbir şey. Ağzında lafı gevelemekten başka.

Tevrat ve İncil Allah tarafından gönderilmiştir. Ancak onları koruyacağına dair bir vaadi yoktur. Nereden çıkartıyorsunuz bunu. Sanki koruyacağına dair vaadi varmış da buna gücü yetmemiş demeye getiriyorsunuz.. burada tamamen yanılıyorsunuz. *******

 

 

Bütün bunların yanında; hiç düşünmezler ki; bu mantığa göre; kitapları tahrip edilmiş hristiyanlar ve yahudiler dinsiz kalmıştır. Buna göre o Allah denen putun yeni bir din göndermesi lazım onlara. Zira Kuranda kendisi demiyor mu "Biz bütün kavimlere din gönderdik, kimseyi dinsiz bırakmıyoruz" diye? Nerede yeni din? Yok. Şimdi onlar kitapları tahrip edilmiş halde, nasıl da, neyden sorumlu tutulacaklar? Cevap mı? Geveleriz olur biter. Ne deriz mesela; "İslama geçsinler". Güzel uydurduk değil mi? Peki bunlar ne sebeple İslama geçecekler? Kitapları değiştirildiği için mi? Nereden bilecekler kitaplarının değiştirildiğini? Allah söylemesi gerekmiyor mu? Yoksa müslümanlar onlara "sizin kitabınız değiştirildi" dediği için mi İslama geçecekler? Tanrıyı bırakıp insanların dediğine mi gidecekler? Bu mantığa göre öyle olması gerekiyor. Zira tanrı onlara ne Kuran'da nede başka bir yerde "sizin kitabınız değiştirildi" diyor. Adamın biri gelip size "sizin Kuran değiştirildi" dese dinden çıkarmısınız? Eğer çıkarsanız ben size söyleyeyim "sizin kitabınız değiştirildi. hem de defalarca değiştirildi." Üstelik bu gerçektir. Kuran hem Muhammed döneminde hem de Muhammedden sonra defalarca değiştirilmiştir. Haydi çıkın bakalım dininizden.

Ne dinden çıkacaz, hiristiyan ve yahudilerle , müslümanları karıştırma ban ayetlerde ne deniyor:

Allah-u Teâlâ Kelâm-ı kadim?inde kendi dinini ilan etmiştir. Âyet-i kerime?sinde:

 

?Bugün size dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve size din olarak İslâm?ı beğendim.? buyuruyor. (Maide: 3)

 

İslâm dininden başka bir din gelmeyeceğini, İslâm dininden başka bir dini de kabul etmeyeceğini de diğer bir Âyet-i kerime?sinde beyan buyurmuştur:

 

?Kim İslâm dininden başka bir din ararsa, onunki katiyyen kabul edilmeyecek ve o ahirette kaybedenlerden olacaktır.? (Âl-i imran: 85)

 

Hülâsa:

 

?Allah katında din İslâm?dır.? (Âl-i imran:19)

 

Dikkat ederseniz bunlar, Allah-u Teâlâ?nın kelamı dır. Hazret-i Allah?ın C.C. hükmü esastır. Buradan sonra ne Tevrat ne İncil insanları kurtuluşa çıkaramaz. Kur?an bunu dedikten sonra Tevrat ve incilin bir hükmü kalır mı hiç?

 

Bir de sayın Mimoza'ya sormak lazım. İncil ve Tevrat ne zaman değiştirildi sayın Mimoza? Tam tarihini bize verebilirmisiniz bir zahmet? Cevap veriken yanına bir de, insanlar Allah'ın kitabını değiştirirken Allah'ın neden karışmadığını da eklersen seviniriz.

 

Ayrıca size daha başka bir soru daha sormak şart oldu şimdi.

"İslamda ruhbanlık yoktur" diyorsunuz. İslamda ruhbanlık yoksa; siz bu İncil ve Tevrat'ın değiştirildiğini nerden biliyorsunuz? Size bunları kim söyledi? Kuranda yazmadığına göre mutlaka ruhbanın biri söylemiş olmalı.

Peki ya İslamda ruhban yoksa o koskoca Diyanet neyin nesi? Peki ya o tarikatlar? Cemaatler? Şeyhler, şıhlar dervişler, ermişler? Bunlar neyin nesi? Peki ya hadis yazarları? Buhariler, Müslimler? Bunlar da mı ruhban değil? O halifeler neyin nesi peki? Peki ya mezhepler? İslamda ruhban yoktu da onca mezhep nasıl çıktı?

Fetullahlar? Adnan Oktar'lar? Cüppeli Ahmet hocalar? Bunlar ruhban değil de nedir?

 

İslamda ruhban yoktur. Alimler vardır. Onlarda peygamberin varisleridir. Saydığınız isimleri alimseler Allah ın hükümleriyle amel ederler. Ve insanlara bu doğrultuda örnek olurlar. Bunun dışına kim çıkarsa alim değil zalimlerden olur..

 

Şunu aklınıza kesin yerleşririn bir kere. İslam kadar ruhbanlı bir başka din daha yoktur. İslam dini ruhbanlık üzerine kurulu bir dindir. Bana "ama o ruhbanlık şöyle" filan da demeyin. O ruhbanlık şöyleyse sizinki de böyle.

 

Saygılar, sevgiler.

 

Sen alimlerle ruhbanları karıştırma? yapmak istediğini anlayabiliyorum. Alimlerin itibarlarını sarsarak inananları kendi cehaletleriyle baş başa bırakacaksın .. yok eğer niyetin bu değilse söyle de anlıyalım.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Adem e secde etmekten murat adem e tapınmak değildir adem kıblesinden yine Allah a secde edilmektedir. Asıl sebeb ise Adem e A.S. verilen kıymettir. Burada Ademe A. S. kıymet veriyor meleklere de bu gösteriliyor..

.

.

.

 

Benden bu kadar lakin Gülbudak ın cevapları için dediklerinize katılmıyorum. Arkadaşın cevapları mantıklı ve tam cevaplar?

 

Sevgili Vesade2 ;

 

Hakkımdaki Düşünceleriniz Adına Çok Teşekkür Ediyorum. Sizin gibi Dotlardan, ALLAH Ebeden Razı Olsun.

 

Lakin Soruyu Yöneltenin Özel Arzusu Doğrultusunda Kendisine Tarafımca Yanıt Verilmemiştir.

 

Siz Yöneltilen Sorulara Layığıyla Cevap Vermişsiniz. Ben de Yazınızın Altına İmzamı Atarım.

 

İnşeAllah Sizin Cevaplarınız Soran Kişileri Tatmin Eder.

 

Ayrıca Birde Söyle Bir Gerçek Vardır ;

 

**********************

 

 

Saygılarımla. Doğan Gülbudak

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sn Vesade Mel-un sorulara verdıgınız cevaplar ıcın tesekkurler.

 

Soru : Allah , Ademi yarattığında NEDEN Meleklere Ademe secde edin demiştir. Sebep nedir.

Cevap : Adem e secde etmekten murat adem e tapınmak değildir adem kıblesinden yine Allah a secde edilmektedir.

 

Soru : Eğer bu Allah , HERŞEYİ biliyor idi ise , İBLİS in İSYAN edeceğini NEDEN öngöremedi.

Cevap :Kim demiş öngörmediğini. Bu Allah ın C.C. ilim sıfatıyla her şeyi olmadan bilmesine aykırıdır.

 

Yorum : Bızde onu dıyorduk. Neden Seytanı Yarattı. Madem bıgun Isyan edecegını bılıyordu. Basına bela olacagını bılıyordu.

Tum Lıeetın onunde Allah karızmanın cızılmesıne nedne musaade eder kı.

 

Bıde son MEL-UN soruya cevap verırsenız sevınırız.

 

 

Gelelim can alıcı soruya. Ortada Didişen iki traf var . ALLAH ve ŞEYTAN.

Biri yap diyor!!! Öbürü yapmıyor.

SONUÇ : Adem cennetten kovuluyor. Tüm insanlık acı çekiyor.

 

Soru : Adem(oğulları) ******** mıdır.

 

Saygılar.

 

Taklamakan

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sevgili Vesade2 ;

 

Hakkımdaki Düşünceleriniz Adına Çok Teşekkür Ediyorum. Sizin gibi Dotlardan, ALLAH Ebeden Razı Olsun.

Allah cümlemizden razı olsun.

 

Lakin Soruyu Yöneltenin Özel Arzusu Doğrultusunda Kendisine Tarafımca Yanıt Verilmemiştir.

 

Siz Yöneltilen Sorulara Layığıyla Cevap Vermişsiniz. Ben de Yazınızın Altına İmzamı Atarım.

 

buna da teşekkür ederim..

 

İnşeAllah Sizin Cevaplarınız Soran Kişileri Tatmin Eder.

umarım İnşa Allah Çünkü Allah tan ve Resülün den gelen her bilgiyi ekleme ve değiştirme yapmadan ve de sahiplenmeden bir ayna gibi yansıtabiliyorsak ne mutlu bize? ancak biz yeterice tatminiz, çünkü mutmainiz?

 

**************

 

Allah a C.C. kafamızın istediği yoldan gidemeyiz. Gidersek Celalini buluruz. Cemalini isteyenler Allah a onun istediği yoldan gitmek zorundalar. O da Kur an da belirtilen tevhid yani iman yoludur.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ne demek yazmıyor al o zaman oku:

 

"Yahudilerden öyleleri var ki, kelimeleri yerlerinden değiştiriyorlar? Fakat Allah, inkarlarından dolayı onları lanetlemiştir; pek az inanırlar" (en-Nisa; 46)./

 

"Ahitlerine vefasızlık edip antlaşmalarını bozdukları için onları lanetledik ve kalplerini kaskatı hale getirdik. Kelimeleri yerlerinden kaydırıp tahrif ediyorlar. Uyarıldıkları şeyden nasiplenmeyi unutmuşlardır. İçlerinden birazı hariç, sen onlardan daima hainlik görürsün. Ama yine de onları affet, ellerini tut. Çünkü Allah, güzel davrananları sever"

(el-Maide,13).

 

Yazmıyor tabi ki,

O yukarda verdiğin ayetlerin neresinde "İncil veya Tevrat değiştirlidi" yazıyor? Hiç bir yerinde.

O ayetleri bir daha oku, sonra o ayetlerin devamındaki ayetleri de oku. Orada bahsedilen şey, Yahudilerden bazılarının kelime oyunları yaparak, kitaplarında yazanları başka türlü anladıkları ve anlattıklarıdır. Yani şu anda Kuran'ı makyajlamak için, kelimeleri 4 takla atttıranların yaptığı gibi yapıyorlarmış. Siz bilirsiniz o yöntemleri. "Kitapta yazanı değiştirdiler" filan demiyor.

Bak konuyu aynen izah ediyor:

 

Âl-i İmrân/78:

Onlardan (Kitap ehlinden) bir grup var ki, Kitab’dan olmadığı halde Kitab’dan sanasınız diye (okudukları) Kitap’tanmış gibi dillerini eğip bükerler ve, “Bu, Allah katındandır” derler. Halbuki o, Allah katından değildir. Bile bile Allah’a karşı yalan söylerler.

 

Ne diyor? Kitapta olmadığı halde dillerini eğip büküp Kitap'tanmış gibi konuşuyorlar. Demekki "kitap doğru ama onların söylediği yanlış" diyor. "Gerçek manasını saptırıyorlar" diyor. Aynı İslamın çirkinliklerini öretmeye çalışan Kuran makyajcılarının yaptığı gibi yani.

 

 

Bir de şunları oku:

 

Bakara(*)/91:

Onlara, “Allah’ın indirdiğine (Kur’an’a) iman edin” denilince, “Biz sadece bize indirilene (Tevrat’a) inanırız” deyip, ondan sonra geleni (Kur’an’ı) inkâr ederler. Halbuki o ellerinde bulunanı (Tevrat’ı) tasdik eden hak bir kitaptır. De ki, “Eğer inanan kimseler idiyseniz daha önce niçin Allah’ın peygamberlerini öldürüyordunuz?”

 

Neyi tasdik ediyormuş Kuran? Tevrat'ı. Hangi Tevrat'ı? Değiştirilmiş Tevrat'ı mı? Senin dediğin gibi olsaydı, öyle olacaktı.

 

Bak hiçbir kitabı birbirinden ayırd etmiyorlarmış, hepsine iman ediyorlarmış:

 

Bakara/136:

Deyin ki: “Biz Allah’a, bize indirilene (Kur’an’a), İbrahim, İsmail, İshak, Yakub ve Yakuboğullarına indirilene, Mûsâ ve İsa’ya verilen (Tevrat ve İncil) ile bütün diğer peygamberlere Rab’lerinden verilene iman ettik. Onlardan hiçbirini diğerinden ayırt etmeyiz ve biz ona teslim olmuş kimseleriz.”

 

Değiştirilmiş İncil ve Tevrat'a mı iman ediyorlardı acaba?

 

Hala "değiştirilmiş" mi diyorsun? Allah'tan daha mı iyi biliyorsun? bak ne diyor? "Onlar da kendi kitaplarına uysunlar" diyor.

"Değiştirildiği halde yine de kendi kitaplarına uysunlar" demiyor.

 

Mâide/47: İncil ehli Allah’ın onda indirdiği ile hükmetsin. Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyenler fasıkların ta kendileridir.

 

 

Dur bir ayet daha vereyim, dön dön oku. Hiç olmazsa dininin en temelini olan bir şeyi öğrenmiş olursun. (Birşey değil)

 

 

Mâide/68:

De ki: “Ey Kitap ehli! Tevrat’ı, İncil’i ve Rabbinizden size indirileni (Kur’an’ı) uygulamadıkça hiçbir şey üzere değilsiniz.” Andolsun ki sana Rabbinden indirilen bu Kur’an onlardan çoğunun taşkınlık ve küfrünü artıracaktır. Öyle ise o kâfirler toplumu için üzülme.

 

 

 

Tevrat ve İncil Allah tarafından gönderilmiştir. Ancak onları koruyacağına dair bir vaadi yoktur.

İşin bir öbür komik yanı da bu zaten. Bir kitap gönderiyor, o kitabı insanların değiştireceğini bile bile korumaya gerek duymuyor. Daha da komik yanı ise; "kendisi kitap değştirilmedi, o kitaplara uyun" diyor, kulları ise "yok olmaz, değiştirildi, sen bilmiyorsun" diyor. İyiki siz benim kullarım değilsiniz, Allah Allah'a sabır versin.

 

 

?Bugün size dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve size din olarak İslâm?ı beğendim.? buyuruyor. (Maide: 3)

 

İslâm dininden başka bir din gelmeyeceğini, İslâm dininden başka bir dini de kabul etmeyeceğini de diğer bir Âyet-i kerime?sinde beyan buyurmuştur:

 

"Bugün size dininizi kemale erdirdim". Yani, Sizin dininizi kemale erdirmiş. Daha önce İncil ve Tevrat'ı kemale erdirdiği gibi mesela. Bakarsın yarın da beni peygamber yapar, bir kaç yıl sonra da benim indirdiğim dini kemale erdirir.

"İslam dininden başka bir din gelmeyecek" diyor mu? Hayır. Gelmeyecek olsa derdi. Demek ki gelecek. Türkiye'de peygamberlik mesleği yasak olmasa ben getirirdim. Ama ilerde hiç belli olmaz, serbest bırakılacak olursa, sen şu anda gelecekteki peygamberin Notamatik'le yazışıyor olabilirsin.

 

 

Kim İslâm dininden başka bir din ararsa, onunki katiyyen kabul edilmeyecek ve o ahirette kaybedenlerden olacaktır.? (Âl-i imran: 85)

O şu an için öyle. Bir zamanlar da; "kim hristiyanlıktan başka din ararsa, yakacağım çırasını" diyordu. Ne oldu? İslam gelince kendisi de İslama döndü.

"Artık başka bir din göndermeyeceğim" demediğine göre; demek ki; yeni din gelince de "Kim bu yeni dinden başka bir din ararsa.. vs." bir şeyler söyleyecek.

 

 

Allah katında din İslâm?dır.? (Âl-i imran:19)

Yine aynı şey. "Şu anda Allah katında din İslamdır" diyor. Yani Kuran'ın indiği zamandan bahsediyor. Bundan 2000 yıl öncesi de; "Allah katında din hristiyanlıktır" diyordu.

 

 

İslamda ruhban yoktur. Alimler vardır. Onlarda peygamberin varisleridir.

Vardır, vardır. İslam kadar ruhbanlı bir din yoktur. İslam alimi diye bir şey de yoktur. Onların hepsi Allah'la kul arasındaki ruhbanlardır. İslamda ilim yok ki, alim olsun. Ruh var, peri var, cin var, şeytan var, derviş var, ermiş var. İlim hariç, her türlü kilim var yani.

 

 

Sen alimlerle ruhbanları karıştırma? yapmak istediğini anlayabiliyorum. Alimlerin itibarlarını sarsarak inananları kendi cehaletleriyle baş başa bırakacaksın ..

Demek "sadece Kuran okuyan kişi ***** kalır" diyorsun. "Mutlaka Allah'ın ayetlerinin manasını ona anlatan bir ruhban olmalı" diyorsun.

Bunun manası da; "Kuran insanı ***** bırakır, eğitemez" manasına eşittir. Sende hiç Allah korkusu yok mu yahu? İyi cesaret valla. Bak Allah ne diyor, sen ne diyorsun?

 

 

Neml/2,3:

Kur’an, namazı dosdoğru kılan, zekatı veren ve ahirete de kesin olarak inanan mü’minler için bir hidayet rehberi ve bir müjdedir.

 

Gördün değil mi? Allah seninle aynı fikirde değil. O "Kuran insanları hidayete erdirir" diyor. Sen ise "Kuran yetersiz bir kitapdır, yanında ruhban gerekir" diyorsun.

Üstelik bak iyice anlayasınız diye; kolaylaştırmış:

 

Kamer/17:

Andolsun biz, Kur’anı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. Var mı düşünüp öğüt alan?

 

"Var mı düşünüp öğüt alan?" diyor. Yok Allah'ım yok. Öğüt filan alan yok. Senin kitabın yetersizmiş. İlla ki bir ruhban şartmış, öyle diyor kulların.

 

 

Zuhruf/2,3: Apaçık Kitab’a andolsun ki, iyice anlayasınız diye biz, onu Arapça bir Kur’an yaptık.

 

Gördün değil mi bak iyice anlayasın diye Arapça indirmiş. Daha hala ruhban lazım diyorsun. Sana kendi anadilinde(Ben dindarları Türk saymıyorum) Arapça kitap indirmiş, sen hala "ben anlamam" diyorsun.

 

 

Saygılar, sevgiler.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bak bunu Kur an söylüyor: onların kitabı yani incilden bir mana oku da ******* anla inat etme.. İncil ne diyor Kur an ne diyor bakk.
Tevbe, 9/31.

Din bilginlerini, din adamlarını ve Meryem oğlu Mesih'i ALLAH'tan ayrı rabler edindiler. Oysa, yalnız tek Tanrı'ya kulluk etmekle emredilmişlerdi. O'ndan başka tanrı yoktur. O, eş koştukları kimselerden de çok Yücedir.

Ayrıca imanın şartlarından biri de kitaplara inanmaktır biz İncil ve tevratın Kur an gibi Allah tarafından gönderildiğine iman ederiz. Lakin onların tahrip edildiğini de kur an la biliriz.. Allah ın gönderdiği vahyin Kur anla tamamlandığına da iman ederiz.

kusura kalma ama yazdıklarının ilmi hiçbir tarafı yok.duygularımızı katmayalım demiyorum ancak baştan sona katmak da olmaz kii. Walla cevap verecek bir yanlış bilgi bulmakta zorlandım açıkçası hatta bilgi yok sankim.. ********.

******* tebrik ederim .

 

\'Ey Meryem oğlu İsa! Sen mi insanlara: \'Beni ve annemi\' Allah\'tan başka iki tanrı olarak benimseyin\' dedin?\" diyecek, İsa: \"Seni tenzih ederim, hak olmayan sözü söylemek bana yaraşmaz (...)\" diyecektir. (Maide. 5/116)

Bir de şuna bak Kur an ne diyor:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ayrıca imanın şartlarından biri de kitaplara inanmaktır biz İncil ve tevratın Kur an gibi Allah tarafından gönderildiğine iman ederiz. Lakin onların tahrip edildiğini de kur an la biliriz.. Allah ın gönderdiği vahyin Kur anla tamamlandığına da iman ederiz.

Tamamda, o kitapların tahrip edildiği Kuranda yazmıyor ki? Nasıl oluyorda o kitapların tahrip edildiğini Kuranla biliyorsun?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Tövbe tövbe estağfurullah, hay yarabbiim ya resul allah!

Yahu Vesade arkadaşım, sen bana şaka yapıyorsun değil mi? Bana ne anlatıyorsun "İncil değişti, Tavrat değişti" filan diye? Ben mi iddia ediyorum değişmedi diye? Allah iddia ediyor; git Mekke'ye ona söyle; "İncil ve Tevrat değiştirildi, senin haberin yok" de. "Biliyorum" derse; "niye öyleyse Kuran'da İncil ve Tevrat değiştirildi demedin?" de. Beni bu işlere alet etme; Allah'la kul arasına girmem ben. Siz ilk önce Allah-kul anlaşın aranızda, sonra bana gelin. Bak bir daha gösteriyorum, ne diyor?:

 

Mâide/47: İncil ehli Allah?ın onda indirdiği ile hükmetsin. Allah?ın indirdiği ile hükmetmeyenler fasıkların ta kendileridir.

 

"İncil değiştirildi" dese; peşinden bir de üstelik; "değiştirilse bile, yine de İncil'le hükmetsinler" der mi?

 

Yok sen eğer illa ki Allah'ın dediğine değil de benim dediğime inanacaksan; ben o zaman fikrimi söyleyeyim. Değiştirildi. Tevrat da değiştirildi, İncil de değiştirildi, Kuran da değiştirildi. Ama sizin Allah'ın bundan haberi yok. Onun zaten dünyadan haberi yok; Yahudilerin kitabını da Tevrat sanıyor; oysa ki Yahudilerin kitabı Tanahtır. Tanah 5 kitaptan oluşur, Tevrat sadece içlerinden bir tanesidir. Türkçe adı Töre'dir. Arapça adı; Şeriat'dır. Tanah'ın eski Yunanca adı; Pentagon'dur. Manası 5 kitap'dır. (Beşgen manasında da kullanılır). Mekke'ye Allah'ın yanına gidersen, bunları da anlat bir zahmet. Herşeyi yanlış biliyor; haliyle tabi ki siz de onun söylediklerine güvenmeyip; herşeyi bana soruyorsunuz. Ben söylüyorum işte; hepsi değiştirildi. Ekmek Kuran çarpsın ki, hepsi değiştirildi. Yalansa iki gözüm önüme aksın. Biz seninle aynı fikirdeyiz; sen sadece Allah'ı ikna et yeterli.

 

Saygılar, sevgiler.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Tövbe tövbe estağfurullah, hay yarabbiim ya resul allah!

Yahu Vesade arkadaşım, sen bana şaka yapıyorsun değil mi? Bana ne anlatıyorsun "İncil değişti, Tavrat değişti" filan diye? Ben mi iddia ediyorum değişmedi diye? Allah iddia ediyor; git Mekke'ye ona söyle; "İncil ve Tevrat değiştirildi, senin haberin yok" de.

Allah "-Yok Tevratla İncil değiştirilmedi, hatta Kuranı onları tasdik için gönderdim. Hem o kitap ehli okuduklarını anlamıyorlar, anlasalar Kurana da inanırlardı. Kuranın referansı Tevratla İncildir. Ben hep aynı dini gönderdim." Dediği halde insanlar "-Yok yok, sen yanlış biliyorsun!" diyor Allah'a... Allah'tan daha iyi biliyorlar çünkü. ;)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

lütfen dikkatli okuyunuzz:

 

Artık vay o kimselere ki, kendi elleriyle kitap yazarlar, sonra da az bir pahaya satmak için; 'Bu, Allah katındandır' derler. Ellerinin yazdıklarından ötürü vay onlara, kazandıkları şeyden ötürü vay onlara." (17 : Bakara, 79.)

 

 

 

"Verdikleri kesin sözü bozmaları sebebiyle onları (İsrailoğullarını) lanetledik. Kalplerini de kaskatı yaptık. Onlar (Tevrat'taki) kelimeleri konulan yerlerinden alıp tahrif ederler (değiştirirler). Onlar, öğütlendirildikleri hususlardan büyük bir nasibi unuturlar." (18 : Maide, 13.)

 

 

 

"Onlar (Tevrat'taki) kelimeleri asıl yerlerine konulmuşken ondan sonra tahrif ederler (değiştirirler)." (Maide,41)

 

 

 

Sizin beraberinizde bulunanı doğrulayıcı olarak indirdiğime (Kur'an'a) iman edin. Onu inkar eden siz olmayın ve ayetlerimi az bir pahaya değişmeyin. Ancak benden sakının. Bile bile hakkı bâtıla karıştırıp da gerçeği

gizlemeyin" (Bakara, 141-142)

 

 

 

"Verdikleri kesin sözü bozmaları sebebiyle onları (İsrailoğulları'nı) lanetledik. Kalplerini de kaskatı yaptık. Onlar (Tevrat'taki) kelimeleri, konuları yerlerinden alıp tahrif ederler (değiştirirler). Onlar öğütlendirildikleri hususlardan büyük bir nasibi unuttular" (Maide: 13)

 

 

 

"Onlar Tevrat'taki kelimeleri asıl yerlerine konulmuşken ondan sonra tahrif ederler (değiştirirler)" (Maide:41.)

 

 

 

Ey kitap verilenler, şimdi size, kitabınızın gizlemekte olduğunuz birçok yerini sizlere açıklayan, birçoğunu da (bildiği halde sizi utandırmamak için açıklamayıp) geçiveren Peygamberimiz geldi. İşte size Allah'tan bir nur, bir parlak kitap geldi. Allah, rızası ardınca gidenleri onunla kurtuluş yollarına yöneltecek ve izni ile onları karanlıklardan aydınlığa çıkarıp doğru bir yola koyacak. Ey kitap verilenler, bakınız size, peygamberlerin gelişinin kesintiye uğradığı bir zamanda: "Bize ne müjdeyle sevindirecek bir müjdeci ne de ihtar ile gocunduracak bir uyarıcı gelmedi!" demeyesiniz diye, tatlı ve acı gerçekleri açıklayan elçimiz geldi! İşte size hem müjdeci hem de uyarıcı bir peygamber geldi! Allah, her şeye gücü yetendir." (Maide, 15-19)

 

Ey kendilerine kitap verilenler, gelin o beraberinizdekini doğrulamak üzere indirdiğimiz bu kitaba, biz bir takım yüzleri silip de enselerine çevirmeden veya onları Cumartesi yasağını çiğneyenleri lanetlediğimiz gibi, lanetlemeden önce iman edin!.." (Nisa, 47)

 

Şimdi bu ayetlerden ne anlıyorsunuz. Tevrat ve İncil bozulmamış o kitaplarla amel edin mi deniyor. Pess artık yaa. Ayet yazıyoruz, hala Kur an da bozulmuş demedi diyorsunuz. Galiba okumadan yanıt verdiğinizi düşünmeliyim.. bu ayetler kitab ehlini açıkça uyarmakta Kur’an a uymaları istenmekte ,artık bozulmamış demenizin bir anlamı kalmadı…

 

 

 

Kim İslâm dininden başka bir din ararsa, onunki katiyyen kabul edilmeyecek ve o ahirette kaybedenlerden olacaktır.? (Âl-i imran: 85)

 

artık bu ayetlerden sonra yazacak bir şey bulur musun bilmiyorum. Bak şu son ayette bile İncil ve tevratın artık hükmünün kalmadığını en açık delili değil mi? İslamdan başka din kabul edilmeyecek..

 

 

Mâide/47: İncil ehli Allah?ın onda indirdiği ile hükmetsin. Allah?ın indirdiği ile hükmetmeyenler fasıkların ta kendileridir.

 

"İncil değiştirildi" dese; peşinden bir de üstelik; "değiştirilse bile, yine de İncil'le hükmetsinler" der mi?

 

 

Saygılar, sevgiler.

 

 

Gelelim bahsettiğiniz ayete: ayetlerin devamını almadan hüküm vermek yanlıştır. Bakınız bahsettiğiniz ayetlerin devamına sonra karar veriniz:

 

Ehl-i İncil, yani İncil'e inananlar, Allah'ın onun içinde indirdiği ile hükmetsin. Kim Allah'ın indirdiği hükümlerle hükmetmezse, onlar dinden çıkmış günahkarlardır. Sana da önünde bulunan kitapları doğrulayıcı ve onlara bir şahit olmak üzere bu hak kitabı indirdik; onun için sen de aralarında Allah'ın indirdiğiyle hükmet, sana gelen gerçekten ayrılıp da onların arzuları arkasından gitme!.." (Maide, 47-48)

 

Bu ifadelerden normal olarak, "Herkes elinde hangi kitap varsa ona uysun yeter" anlamı çıkarılır. Eğer devamı olmasa idi, biz de böyle anlardık. Fakat devamında, Hz. Peygambere hitaben, "Aralarında yalnız Allah'ın indirdiği ile hükmet, onların keyiflerine uyma ve Allah'ın indirdiği hükümlerin birinden onların seni şaşırtmalarından sakın! …" (Maide, 49) buyruluyor.

 

Mesele sizin dediğiniz gibi değil herhalde anlaşılmıştır inşaAllah.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kendilerine açık olarak ayetlerimiz okunduğu zaman, inkar edenlerin yüzündeki inkar (belirtisin)i anlarsın. Neredeyse ayetlerimizi karşılarında okuyanlara saldıracaklar. (Rasulüm!) De ki: "Size bundan daha kötüsünü haber vereyim mi? Ateş! Allah onu inkarcılara vaadetmiştir. O ne kötü (bir) dönüş yeridir!" hacc/72

 

saygılar...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Artık vay o kimselere ki, kendi elleriyle kitap yazarlar, sonra da az bir pahaya satmak için; 'Bu, Allah katındandır' derler. Ellerinin yazdıklarından ötürü vay onlara, kazandıkları şeyden ötürü vay onlara." (17 : Bakara, 79.)

Sen 79 u vermişsin, ben de ilk önce bir üst ayet olan 78'i vereyim, sonra 79 'a geliriz.

 

78. Aralarında ümmiler var ki kuruntu ve söylentilerin dışında kitabı bilmezler; bildiklerini zannederler.

 

Ne diyor? "Kitabı bilmezler" diyor. "Bildiklerini zannederler" diyor. Yani; kitabı tastikliyor. Değiştirilmiş kitabı tastiklemez herhalde. "Kitap doğru ama onlar kitabı bilmezler, bildiklerini zannederler" diyor.

 

Yukarıda "elleriyle kitap yazarlar ve bu kitap Allah'dandır derler" diyor.

 

"elleriyle" kelimesine çok dikkat et. Elleriyle yazmışlar. Bir insan bir kitabı ayaklarıyla yazmaz ya, tabi ki elleriyle yazacak. Ne kitabı olursa olsun mutlaka elleriyle yazmak zorunda.

Ama buna rağmen üzerine basa basa "elleriyle yazmışlar" diyor. Elleriyle yazdıkları halde, "bu da allahtandır" diyorlarmış.

Bu ne demek oluyor? "Kendi elleriyle yazılmış bir kitap Allah'dan olur mu hiç?" demek oluyor. Kısaca demek istiyor ki; "Allah'tan olan kitap; gökten iner".

Evet, mantıklısı da bu zaten; gökten inecek ki; insanlar mucize diye sarılsın, inandırıcı olsun.

 

Senin o ilk ayeti biliyorsun değil mi? "Oku" diye başlayan? Orada kime oku diyor? Ve neyi oku diyor?

Elbette ki; Muhammed'e oku diyor. Peki neyi oku diyor? Ortada okunacak bir şey yokken oku denir mi?

Nedenini söyleyeyim mi? O orada Muhammed'e Kuranı okumasını söylüyor. Zira o anda güya gökten kitap iniyor.

İlk ayetler:

1. Yaratan Rabbinin adıyla oku!

2. O, insanı pıhtılaşmış kandan (alak'tan) yarattı.

3,4,5. Oku! Kalemle öğreten, insana bilmediğini bildiren Rabbin, en büyük kerem sahibidir.

 

Kalemle öğreten diyor bak. Kitapları kendi yazıp, aşağıya indiriyormuş. O yüzden senin dedğin ayetde "kendi elleriyle yazdıkları kitaba Allah'tandır diyorlar" diyor.

Yani onun tanımlamasına göre; Gerçek bir Tevrat var, bir de gerçek İncil var. Bunları kendi elleriyle yazıp indirmiş. Ve bu kitaplar değiştirilmemiş, ama bazıları değişik kitapları "Allahtandır" diyerek satıyormuş. mesele bu.

Şu anda gidip Allah'a sorsan; Kuran için de aynı şeyi söyleyecek; "elleriyle kitap yazıp" bu da Allahtandır. diyorlar" diyecek. Zira o hala kendi elleriyle yazıp indirdiği, Muhammed'e "oku" dediği Kuran'ı tanır, başka da Kuran tanımaz.

O Kuran'ın ortalıktan yok olduğundan haberi yok tabi ki. O hala o kitabı duruyor sanıyor.

 

 

"Verdikleri kesin sözü bozmaları sebebiyle onları (İsrailoğullarını) lanetledik. Kalplerini de kaskatı yaptık. Onlar (Tevrat'taki) kelimeleri konulan yerlerinden alıp tahrif ederler (değiştirirler). Onlar, öğütlendirildikleri hususlardan büyük bir nasibi unuturlar." (18 : Maide, 13.)

Bu yukarda "kelimeleri tafrif ederler" diyerek kimlerden bahsediyor biliyormusun? Sen ve senin gibilerden.

Birileri çıkıp Allah'ın ayetlerini değiştiriyor, sen de onlara bir güzel yardımcı oluyorsun. Bu yukardaki ayetin orijinalinde Tevrat kelimesi geçmiyor. Buyur:

 

Abdülbaki Gölpınarlı meali:

13. Ahitlerini bozdukları, verdikleri sözden döndükleri için lanet ettik onlara ve kalplerini katılaştırdık. Onlar, sözlerin yerini değiştirirler, kendilerine verilen öğütten bir hisse de almazlar. Pek azı müstesna daima hainliklerini duyarsın, gene de bağışla onları, geç suçlarından. Şüphe yok ki Allah, iyilik edenleri sever.

 

Yani "lafı saptırırlar" diyor.

 

Edip Yüksel Meali:

13. Sözlerini bozdukları için onları lanetledik, kalplerini katılaştırdık. Sözlerin anlamını bağlamından kaydırırlar. Uyarıldıkları şeylerin bir kısmını unuttular. Onların çoğundan sürekli ihanet göreceksin. Onları affet ve aldırma. ALLAH güzel davrananları sever.

 

 

Yani "sözlerin manalarını saptırırlar" diyor. "Tevratı değiştirdiler" demiyor. Tevrat'ın adı bile geçmiyor.

 

 

"Onlar (Tevrat'taki) kelimeleri asıl yerlerine konulmuşken ondan sonra tahrif ederler (değiştirirler)." (Maide,41)

 

Yukarıdaki ayetin de orijinalinde Tevrat kelimesi geçmiyor. o kelime oraya sıkıştırılmış. Allah'ın ayetleriyle oynanmış, sen de yardım etmişsin.

Bak diyanet meali:

 

41. Ey Peygamber! Kalpten inanmadıkları halde ağızlarıyla ?İnandık? diyenler (münafıklar) ile Yahudilerden küfürde yarışanlar seni üzmesin. Onlar, (Yahudiler) yalan uydurmak için (seni) dinlerler, sana gelmeyen bir topluluk hesabına dinlerler. Kelimelerin (ifade içindeki) yerlerini bildikten sonra yerlerini değiştirir ve şöyle derler: ?Eğer size şu hüküm verilirse onu tutun. O verilmezse sakının.? Allah kimin azaba uğramasını istemişse artık sen onun için asla Allah?a karşı hiçbir şey yapamazsın. Onlar, Allah?ın kalplerini temizlemeyi istemediği kimselerdir.15 Onlara dünyada bir rüsvaylık, ahirette ise yine onlara büyük bir azap vardır.

 

Yani "kitapta yazanı saptırırlar" diyor. Yine kitabı doğruluyor, değiştirildi demiyor.

Bak aşağıda senin getirdiğin ayetde de aynı durum var:

 

Sizin beraberinizde bulunanı doğrulayıcı olarak indirdiğime (Kur'an'a) iman edin. Onu inkar eden siz olmayın ve ayetlerimi az bir pahaya değişmeyin. Ancak benden sakının. Bile bile hakkı bâtıla karıştırıp da gerçeği

gizlemeyin" (Bakara, 141-142)

Sen bu ayetleri buraya okumadan getiriyorsun, ben buna emin oldum artık.

Ne diyor? "Önceki kitapları doğrulayıcı olarak Kuranı indirdim" diyor. Kuran değiştirilmiş Kitapları mı doğrulayıcı olarak indi sence?

Yahu bir de dikkatimi çekti de, sen sorulara da cevap vermeden tıkır mıkır gidiyorsun. Şu üst satırdaki sorumu atlamadan cevap verme bana.

Dur bir daha sorayım da anlamamazlıktan geleme: Kuran değiştirilmiş kitapları mı doğrulayıcı olarak indi?

 

Son olarak; sen şu aşağıdaki kendi getirdiğin ayeti yüzbin kere okuyup, yüzbin kere sevaba gir.

 

Ehl-i İncil, yani İncil'e inananlar, Allah'ın onun içinde indirdiği ile hükmetsin. Kim Allah'ın indirdiği hükümlerle hükmetmezse, onlar dinden çıkmış günahkarlardır. Sana da önünde bulunan kitapları doğrulayıcı ve onlara bir şahit olmak üzere bu hak kitabı indirdik; onun için sen de aralarında Allah'ın indirdiğiyle hükmet, sana gelen gerçekten ayrılıp da onların arzuları arkasından gitme!.." (Maide, 47-48)

 

Saygılar, sevgiler.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sen 79 u vermişsin, ben de ilk önce bir üst ayet olan 78'i vereyim, sonra 79 'a geliriz.

 

78. Aralarında ümmiler var ki kuruntu ve söylentilerin dışında kitabı bilmezler; bildiklerini zannederler.

 

 

 

 

 

 

 

 

Sen bu ayetleri buraya okumadan getiriyorsun, ben buna emin oldum artık.

Ne diyor? "Önceki kitapları doğrulayıcı olarak Kuranı indirdim" diyor. Kuran değiştirilmiş Kitapları mı doğrulayıcı olarak indi sence?

Yahu bir de dikkatimi çekti de, sen sorulara da cevap vermeden tıkır mıkır gidiyorsun. Şu üst satırdaki sorumu atlamadan cevap verme bana.

Dur bir daha sorayım da anlamamazlıktan geleme: Kuran değiştirilmiş kitapları mı doğrulayıcı olarak indi?

 

Son olarak; sen şu aşağıdaki kendi getirdiğin ayeti yüzbin kere okuyup, yüzbin kere sevaba gir.

 

Ehl-i İncil, yani İncil'e inananlar, Allah'ın onun içinde indirdiği ile hükmetsin. Kim Allah'ın indirdiği hükümlerle hükmetmezse, onlar dinden çıkmış günahkarlardır. Sana da önünde bulunan kitapları doğrulayıcı ve onlara bir şahit olmak üzere bu hak kitabı indirdik; onun için sen de aralarında Allah'ın indirdiğiyle hükmet, sana gelen gerçekten ayrılıp da onların arzuları arkasından gitme!.." (Maide, 47-48)

 

Saygılar, sevgiler.

 

Olayı bir türlü anlamak istemiyorsunuz. Bak ehli kitab sahiplerinin kelimeleri değiştirip çarpıttığını bile bana isnat edip kelimeleri benim çarpıttığımı söylüyorsunuz.

 

Ben de şunu diyorum, ben aradan çekiliyorum, ne söylediysem geri alıyorum. Ancak bir şartla Allah ın dediğine uyalmak şartıyla. O zaman Kur an la amel etmeye buyurun. Çarpıtılmayan Kuran ‘la …

 

Ve soruyorum Kur an da elimizdeki Tevrat ve İncil’de anlatılanlara uyun ,iman edin deniyor mu?

 

Yardım etmek için söyleyim , Allah indirdiği İncil ve Tevrat a iman etmemizi emrediyor. Bunu da imanın şartları içinde olduğunu önceden de söylemiştim. Bu yüzden vahiyle gelen İncil Tevrat ve Kuran iman ettiğimiz kitaplardandır. Ancak gözden kaçırdığınız bir nokta buradan itibaren başlıyor: Tevrat ve İncil son kitap olmadıkları onlardan sonra Hz. Muhammedin geleceği ve ona son din islamın Kur an la vahyedileceğini kur an bize söylemekte. Bizler de islamın son din olduğuna Muhammedin son peygamber olduğuna inanıyoruz.

 

Soru:

 

Ayetlerden birini bile inkar eden kabul etmeyen kafir olur, biliyorsunuzdur. Şimdi islama ve kur ana ve peygamberimiz Hz Muhammed’e bakış açılarını bildiğimiz (ki çuğunluğu inanmıyor)Yahudi ve hiristiyanların Kafir oldukları açıktır. Biz yani Müslümanlar ise Kur an a iman ettiğimiz gibi önceki ilahi kitaplara da iman ederiz. Bu yüzden muminiz. Ayetleri de çarpıtmayız. Anlamışsındır her halde kimlerin neyi çarpıttığını...

 

Kuran vahyedilen İncil ve tevratı doğrular, ruhban ve sözüm ona din adamlarının değiştirip vahiy diye sundukları elimizdeki İncil ve Tevrat ı değil . ben elimizdeki incile ve tevrata değil vahyedilen ilk hallerine iman ederim… bugünkü Tevrat ve İncil insan eseri kitaplardandır, onların içinde ilahi kelamdan hiçbir ayet yoktur da diyemem bu tabiî ki ileri gitmek olurdu. Şöyle derim içinde ayetlerin de bulunabileceği insanlar tarafından yazılmış dolayısıyla insan kelamıyla Allah kelamının karıştığı birer kitaptırlar.

 

Buna göre Kur’an’ın neyi doğruladığını mu’minlerin neye iman ettiğini anladın umarım..

 

Siz ise Kuranla Kurana zarar vermeye çalışmaktasınız. Çarpıtan kimmiş söylemeye gerek kalmıyor…

 

Ben önemli değilim Kur’anı anlamaya çalışın samimiyet içinde tabi ki yoksa önyargılı okuduğunuz hiçbir ayet sırlarını size açmayacaktır yüz kere okusanız da..

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bak arkadaş, ben sana doğrusunu son bir defa daha anlatayım da sen artık ondan sonra neye inanırsn inan.

Müslümanların çoğu Kuran'ın olduğu şekliyle gökten indiğini sanar. Bir yerlerde de onun, yani gökten inen Kuran'ın orijinali olduğunu sanar. Zira din adamları bu konudan hiç bahsetmezler. Çünkü onların böyle sanması din adamlarının işine gelir. Neden? Çünkü gökten inen bir kitaba inandırmak çok daha kolaydır, bunu bilirler ve bu yüzden hiç o konulara girmezler, deşelemezzer.

 

Ben de bir zamanlar çoğu müslüman gibi; Kuran'ın gökten indiğini ve bir yerlerde orijinalinin bulunduğunu sanıyordum. Hatta inanmamaya başladığım bir dönemde, dincinin biriyle bir iddialaşmaya girmiştim. Ona "Ben bu Kuran'ın uydurma olduğunu sana ispatlayacağım. Sen yeter ki bana onun orijinalinin fotokopi çekilmiş resmini bul" dedim.

O da bana; "Orijinalinin nerede olduğunu bilmiyorum ama bulsam bile nasıl ispatlayacaksın?" dedi.

Ben de ona "Elle yazılmış yazıların baristik inceleme sonucunda elle yazıldığı anlaşılıyor. Kendim inceleyeceğim, anlayamazsam inceleteceğim" dedim.

Niyetim; gökten indiği iddia edildiğini sandığım kitabın sayfalarını bilgisayarda yüksek çözünürlükte taratıp; sonra da 100 kat kadar büyütüp, yazıların üzerinde kalp atışı ritimleri olup olmadığına bakmaktı. Çünkü baristik incelemelerde sahte yazıların ve imzaların bu şekilde anlaşıldığını duymuştum. Beceremeseydim, bir baristik uzmanına parayla da olsa kontrol ettirecektim.

Sonra da o kişi bana onun gökten inmediğini, vahy katipleri tarafından elle yazıldığını söyleyince durumu öğrendim.

 

Bu sadece bana mahsus bir sanı değildi. Bak Ata'm da halkın Kuran'ın gökten indiğini sandığını söylemiş :

Bizim devlet idaresinde takip ettiğimiz prensipleri, gökten indiği sanılan kitapların dogmalarıyla asla bir tutmamalıdır. Biz, ilhamlarımızı, gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz. M.K.Atatürk

-http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/atasoz.htm-

(Kaynak da TSK , çok ilginç)

 

Burada acaip olan ne biliyormusun? Din adamlarının böyle bir iddiası olmamasına rağmen, halkın çoğunluğunun Kuran'ın gökten indiğini sanmasıdır. Bu sanı nerden geliyor? Bunun 3 sebebi var:

1- Mantıken bir din kitabının tanrıdan olduğununun inandırıcı olması için, onun hakikatten gökten inmiş olması gerekir. Mantık kullandıkları için öyle sanıyorlar.

2- Bu sanı İslamın ilk anından bu yana insandan insana geçerek, bu güne ulaşmıştır. Zira Kuran'ı okuyan kişi de böyle bir izlenime kapılıyor. Hatta senin gösterdiğin ayette de "elle yazdıkları halde, bu da Allah'dandır diyorlar." diyerek bunu yapanlara lanet okuyor. Yanlış hatırlamıyorsam Kuran'da gökten indiği izlemini veren başka ayetler de vardı, bir ara boş vaktim olursa bir daha inceleyeceğim.

Bütün bunlar gösteriyor ki; Muhammed Hira Dağı'na çekildiğinde orada gizli gizli okuma yazma öğrendi ve o kitabı orada yazdı ve sonra da kitapla birlikte geri dönerek; "bakın Allah bana gökten kitap indirdi" dedi. Ve bu inanış da o günlerden bu güne kadar halklar arasında süregeldi.

3- Halkın Kuran'ı gökten inmiş olarak bilmesi din adamlarının da işine geliyor, bu yüzden bu meselelere hiç değinmiyorlar, soran olursa da ağızlarında geveliyorlar.

 

Evet bu sanının 3 sebebini saydım.

Bu arada şuna da dikkatini çekerim. Kuran'ın ilk ayetlerinde Muhammed'e "oku" diyor. "Yaz" demiyor. Bu da gösteriyor ki; kitap kendi kendisinin gökten indiğini ima ediyor. Aksi halde, "oku" değil, "bir yerlerden bir şeyler bul, bir de kalem bul, yazmaya başla" demesi gerekirdi.

 

Peki vahy katipleri yokmuydu? Vardı ama Kuran'a ilaveler yapılırken vardı. Sanırım Muhammed elinde Kuran'la Hira dağından döndüğünde, elindeki Kuran birkaç yapraklı bir şeydi. Sonradan 22 yıl boyunca eklene eklene kalınlaştı.

 

Bütün bunları sana niye anlattım?

Allah'a göre Kuran gökten indiğinde yeryüzünde daha önce gökten inmiş birer veya belki birkaçar gerçek İncil ve Tevrat vardı. Bu yüzden onları onaylıyor, Kuranla onları tastikliyor. İncil ve Tevrat diyerek de onlardan bahsediyor.

 

Eğer sen Kuran'ın lafı icabı gerçek denilen İncil ve Tevrat'a da iman etmek istiyorsan, yapman gereken şey, o kitapların orijinalini bulmandır. Eğer sen bulamazsan, Yahudiler ve hristiyanlar da bulamayabilirler. Çünkü zaten o kitapların da ilk hali yok ortada. Dolayısıyla o insanlar kitapsız kalmıştır. Şu halde herkese din vaad eden Allah, onlara yeni bir kitap göndermesi gerekir. Hatta şimdi değil, yüzyıllardır göndermesi gerekirdi, zira o kitapların orijinali yüzyıllardır ortada yok.

Aslında Kuran'ın da orijinali ortada yok. Ne Muhammed zamanındaki Kuran, nede Muhammed zamanından sonraki ilk Kuran. İkisi de kayıp, yakılmış. Ama siz mutlaka birşey bulup inanacaksınız ya! Annenizin dini ya! O yüzden ona da bir kılıf bulursunuz.

 

Bütün bunların yanında; "İncil ve Tevrat insanlar tarafından değiştirildi" dersiniz, "Kuran'ı kimse değiştiremez, onu Allah koruyor" dersiniz. Ama "Allah Kuran'ı koruduğu gibi; İncil ve Tevrat'ı niye korumadı?" denilince de cevap vermeme hakkınızı kullanırsınız.

 

Artık sana yazacaklarım bu kadar. Karar senin, neye istiyorsan ona inan. Artık bana da bu konuda cevap yazma lütfen. Siz dincilerin fena bir huyu var. Mutlaka en son yazan siz olacaksınız. Bıkmıyorsunuz, ben buraya sana 200 kere cevap yazsam sen de bana 201 kere cevap yazacaksın. *******

 

Saygılar, sevgiler.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Soru:

 

Ayetlerden birini bile inkar eden kabul etmeyen kafir olur, biliyorsunuzdur. Şimdi islama ve kur ana ve peygamberimiz Hz Muhammed’e bakış açılarını bildiğimiz (ki çuğunluğu inanmıyor)Yahudi ve hiristiyanların Kafir oldukları açıktır. Biz yani Müslümanlar ise Kur an a iman ettiğimiz gibi önceki ilahi kitaplara da iman ederiz. Bu yüzden muminiz. Ayetleri de çarpıtmayız. Anlamışsındır her halde kimlerin neyi çarpıttığını...

 

Kuran vahyedilen İncil ve tevratı doğrular, ruhban ve sözüm ona din adamlarının değiştirip vahiy diye sundukları elimizdeki İncil ve Tevrat ı değil . ben elimizdeki incile ve tevrata değil vahyedilen ilk hallerine iman ederim… bugünkü Tevrat ve İncil insan eseri kitaplardandır, onların içinde ilahi kelamdan hiçbir ayet yoktur da diyemem bu tabiî ki ileri gitmek olurdu. Şöyle derim içinde ayetlerin de bulunabileceği insanlar tarafından yazılmış dolayısıyla insan kelamıyla Allah kelamının karıştığı birer kitaptırlar.

 

Buna göre Kur’an’ın neyi doğruladığını mu’minlerin neye iman ettiğini anladın umarım..

 

Siz ise Kuranla Kurana zarar vermeye çalışmaktasınız. Çarpıtan kimmiş söylemeye gerek kalmıyor…

 

Ben önemli değilim Kur’anı anlamaya çalışın samimiyet içinde tabi ki yoksa önyargılı okuduğunuz hiçbir ayet sırlarını size açmayacaktır yüz kere okusanız da..

 

 

 

"Soru" altindaki yazilarinizin arasinda bir tane "soru" yok! Siz hic Islam dini hakkinda veya kuran hakkinda veya Muhammed hakkinda hic bir soru sormaya kendinize musade verdinizmi? Zannetmiyorum. Siz ne duyduysaniz ve ne okuduysaniz, kabul ettiginiz belli yazilarinizdan. Çok belli. O yuzden, duydugunuzu ve okudugunuzu tekrarlamaktan baska bir sey yapamazsiniz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...

Cevabini cooook merak ettigim bir sorudur..Umarim ben ölmeden olur böyle birseyde, milletin ne yorumlar yapacagini görürüm..

 

Islam dinine göre en yüksek kapasitede yaratilan canli "INSANLARDIR" degil mi? yani ALLAH biz insanlari bütün canlilardan üstün yaratmistir degil mi?

 

Peki simdi soruyu soruyorum..

 

Uzay boslugunda bulunan bütün gezegenleri gezdinizmi de yalnizca insanlarin en üstün canlilar oldugundan eminsiniz?

Galaxyde uzaylilar diye adlandirdigimiz yaratiklar var ise (ki kimi inanir kimi inanmaz, ben sahsen var olduklarina inaniyorum) ve bunlar bir gün dünyaya insanlardan daha üstün teknolojileri ile gelirlerse, yorumunuz ne olacak?

 

O zaman size sunu sorarlarsa ne dersiniz..Hani insanlar en üstün canlilardi?

 

Bu arada ne ateistim ne de müslüman..Sadece Allah'in varligina, dinlerin yokluguna inanan bir insanogluyum..

 

Kolay gelsin..Hörmetler :) :) :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Cevabini cooook merak ettigim bir sorudur..Umarim ben ölmeden olur böyle birseyde, milletin ne yorumlar yapacagini görürüm..

 

Islam dinine göre en yüksek kapasitede yaratilan canli "INSANLARDIR" degil mi? yani ALLAH biz insanlari bütün canlilardan üstün yaratmistir degil mi?

 

Peki simdi soruyu soruyorum..

 

Uzay boslugunda bulunan bütün gezegenleri gezdinizmi de yalnizca insanlarin en üstün canlilar oldugundan eminsiniz?

Galaxyde uzaylilar diye adlandirdigimiz yaratiklar var ise (ki kimi inanir kimi inanmaz, ben sahsen var olduklarina inaniyorum) ve bunlar bir gün dünyaya insanlardan daha üstün teknolojileri ile gelirlerse, yorumunuz ne olacak?

 

O zaman size sunu sorarlarsa ne dersiniz..Hani insanlar en üstün canlilardi?

 

Bu arada ne ateistim ne de müslüman..Sadece Allah'in varligina, dinlerin yokluguna inanan bir insanogluyum..

 

Kolay gelsin..Hörmetler :) :) :)

 

Sadece İslâm Dinine Göre değil, bir çok Dine göre de İnsan en üstün yaratılan canlıdır.

 

Bizler Uzayı gezmedik ve araştırmadık:) olmayan hayali ve filim kahramanı olan uzaylıları araştırma gereğide duymuyoruz :).

Sadece Kutsal Kitabımız Kuranı Kerimin açıklamalarına dayanarak Cinlerin ve Meleklerin varlığına inanıyoruz. Onlarında Soyut varlıklar olduğunu biliyoruz.

 

Uzaylılar üsütün bir teknoloji ile bir gün dünyaya gelirse demişsiniz, yahu sanki Amerikan filiminden bir sahne anlatmışsınız. :) Peki size bir soru ya tam tersi olursa, buraya geldiklerinde biz onlardan daha üstün ve teknolojide daha ileri olursak ne olacak?? Bu seneryoları yazan senaristler hiç böyle bir senaryo yazmıyorlar değil mi ??

 

İnsan oğlu herzaman kendisini kurtaracak kensinden güçlü ve gelişmiş özellikleri olan He- Man - Bad Man- Örümcek Adam- SuperMan gibi insanları hayal etmiştir. BuNA uzaylılarda dahil.. Ezilen, sömürülen toplumlar bir kurtaracı beklentisi içerisinde hep böyle şahsiyetleri hayal etmiştir. Bu istek ve arzuarı beyaz perdeye yansımış ve uyarlanmıştır. Bu uzaylı masalları senaristlerin uydurmasıdır. Yıllarca Hortlak filimleri izledik ama hiç hortlak görmedik. Yada yıllarca Vampir filimleri izledik üstün yaratıklar havada uçup milletin kafalarını koparan yaratıkları hiç görmedik. Hayalet adam da görmedik... Bu örnekler çoğaltılabilir....

 

Bir filim seneryosuda ben yazardım ama ne uzayı nede uzaylıları hiç görmedim :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.