Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

BURADA HER SORUYA CEVAP VERİLİR


Önerilen İletiler

Sonsuz güç kendi kopyasını yaratamaz, yaratması gerekiyor olsaydı sonsuz güç olamazdı !

 

Sonsuz güç tek olmalıdır, bir kaç tane sonsuz güç zaten mantıken mümkün değil !

 

 

 

saygılar

 

İşte Saygıdeğer TARAFSIZ dostum dan;

 

Bir tarafsız lık örneği daha;

 

Teşekkür ü bir borç biliyorum.

 

Sevgili Demirefe ; Sorunuzun, hala yanıtlanmadığını düşünüyor iseniz, ya da

 

Bu soruyu öğrenmek amaçlı değilde Şahsımı çürütmek amaçlı sordunuz ise,

 

Bu nu bir kere de siz itiraf edin ve biz de akabinde yanıtlayalım...

 

Saygılarımla. Doğan Gülbudak

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Doğan abi.. :)

 

İNSAN merkezli olmayan tüm tanımlar ve anlatımlar EFSANE ve HİKAYE.. :)

 

Allahı Allahtan başkası bilemez..Allahı anlatanlarda hayallerindeki Allahı anlatırlar.. :D

 

İNSAN ise söz konusu anlatılan..dayıda İnsan..ilgiyle dinler ve dinlediklerini deneyimler.. :)

 

Sana kolay gelsin Doğan abi.. :)

 

Not:

Yüzüncü adı HU değildir.. :D ..özelden söyledik bazı kardeşlere..sanada söyleriz :)

 

 

Peki Dayı kardeş buna da peki, siz ne söyler iseniz hepsine peki,

 

Niye olmasın, Belki de siz Asrın En Büyük İslam Mütefekkir inden daha doğru biliyorsunuz.

 

O ; On Milyonlarca Müslüman ın ÜSTAD ım, dediği Allame i Cihan Zat yanılıyordur,

Lakin sizin yanılmanız mümkün değildir.

Belki de biz Sayısı sadece tahmin edilebilecek kadar çok Risale i Nur talebesi;

Bizzat size ÜSTAD demeliyiz.

 

En azından ben kabul ediyorum, bundan böyle siz benim (Yedek) Üstad ım sınız.

 

Ama siz in gibi bir üstad a haddimi aşarak, bir tavsiye de bulunuyorum.

 

Ben, şahsım adına değil, bir Ateist karşısında susmak zorunda kalan herkes namına,

kendimi bu forumdaki ateistlere meydan okumaya adamışım, ve de meydan okuyorum,

Her biri cevaplanamaz zannettiği sorularını , ceplerine sıkıştırıp, uzaklaşmaktan,

ya da ''bana ne, ben bunu kabul etmiyorum''demekten başka bir yol bulamıyorlar.

 

Şimdi siz onlar la sanki ittifak içerisinde imiş cesine, bana ;

Dünya da sadece bir kaç kişinin cevaplayabileceği soruları şahsıma yöneltip, sonucunun ne olacağını keyif ile izlemek yerine,

 

En azından bir müslüman olarak, mevcut ilminizle bana yardımcı ve müttefik olmuyorsunuz...

Tutumunuzu tekrat gözden geçiriniz ve bizim hangi tarafta yer almış olmamız gerektiğini unutmayınız...

 

Saygılarımla Doğan Gülbudak

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

saygılar

sevgiler...

cevaplarınızın devamı dileğiyle

 

 

Teşekkür Ederim, Sayın xprensesx

 

Bu forumda bulunma nedenim aslında kendimi değil ALLAH ı ispat idi, ve bu niyet ile yola çıkmıştım.

 

Lakin görüyorum ki, karşımdakiler, Fikirlerim ile değil bizzat şahsım ile uğraşıyorlar, (hepsi olmasa da bir kısmı böyle yapıyor.)

 

ALLAH affetsin, ben de kendimi açıklamak için yazılar yazarken, birden kendimi ispat etmeye çalışıyor gibi hissediyorum.

 

inanınız amacım bu değildir,

Hatta amacım bir ateist i Hak Yol a yöneltmek ten çok,

 

Bu forumda adı görünmeyen, misafir olan, yada üye olsada, tarafsız olabilen, ortada kalmış birilerini, acaba diyen birilerini,

Bir zerre kadar da olsa İman ı anlatabilmektir.

 

Sizi bu nazik iletiniz ve tebriğinizden ötürü asıl ben Tebrik ediyorum.

 

Not:(Bir çocuk Masumiyeti ile İnanç ve Ateizm başlıklı yazımı okudunuz mu? Hissiyat ınıza uygun olabileceğini tahmin ediyorum.)

 

Saygılarımla. Doğan Gülbudak

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

N O T : (Farklı bir başlıkta, bizzat yanıtladığım bu soru, beni çok etkiledi paylaşmak istiyorum.) (Makale yine şahsıma aiittir.)

 

 

Bir soru da, Ben den yine (günahkar) Beni sorgular nitelikte ;

 

 

ALLAH NEREDEDİR...?

 

 

ALLAH O nu göremeyen gözlerde , Gözbebeği nde dir.

 

ALLAH O nun adını anamayan Dudaklar da , tüm Sözcüklerde, ve Manalar da dır.

 

ALLAH O nun sevgisini hissedememiş, Kalpler de, ve Gönüller de dir.

 

ALLAH O nun sonsuzluğunu kavrayamamış, tüm Akıllarda, ve Düşünceler de dir

 

ALLAH o nun adına sarfedilmemiş, damarlarda dolaşan Kan da dır.

 

Saygılarımla. Doğan Gülbudak

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Konuyu açan arkadaş, hala bir cevap bekliyorum...

Bu ikinci hatırlatmam...

 

 

Her varlığın bir hududu ve onun varlığını ispat eden incelenebilirliği vardır...

 

Tanrı nedir?

Varlığını nasıl inceleyebiliriz?

Nerededir?

Maddeden ayrı mıdır yoksa madde ile içkin midir?

Maddeden aşkın mıdır yoksa madde midir?

 

Sen bunları öncelikle bana bir cevapla...

Vereceğin cevap!'ları tahmin edebiliyorum ama bence o cevapları hiç verme, çünkü çok tartıştık ve çıkmazlarda kalınıldı...

Başka cevaplar bul ya da yanıtsız bırak...

 

Neyse,

Bende diyorum ki,

Bu sorduğum sorulara vereceğin her cevabı çürütebilirim...

Bende bu kadar iddialıyım işte...

 

Eğer ciddiysek, lütfen başka arkadaşlar bu konuyu dağıtmasın...

 

Saygılarımla...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Her biri cevaplanamaz zannettiği sorularını , ceplerine sıkıştırıp, uzaklaşmaktan,

ya da ''bana ne, ben bunu kabul etmiyorum''demekten başka bir yol bulamıyorlar.

 

:D

 

Uzun süredir gülücük işareti koymuyorum tartışmalara.

Ama sen beni güldürdün, ilahın da seni güldürsün Doğan Hoca.

 

*

 

Sahi ben de bir soru sormuştum, cevap alamadım, cebime de sığmıyor, bu nedenle uzaklaşamıyorum da, napıcam ben?

 

Doğan Hoca sen sorulara şöyle cevap veriyorsun:

 

Sualci: Hocam bilgisayar nedir?

Doğan Hoca: Tadı kırmızıdır!

Sualci: Hocam bu ne biçim cevap? Böyle cevap mı olur?

Doğan Hoca: "Bana ne, ben bunu kabul etmiyorum" diyeceğine, bana cevaplayamayacağım soru getir!

 

*

 

Hocam ben sana ben temel bir soru sorayım:

 

Cevap nedir hocam?

 

 

Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Peki Dayı kardeş buna da peki, siz ne söyler iseniz hepsine peki,

 

Niye olmasın, Belki de siz Asrın En Büyük İslam Mütefekkir inden daha doğru biliyorsunuz.

 

O ; On Milyonlarca Müslüman ın ÜSTAD ım, dediği Allame i Cihan Zat yanılıyordur,

Lakin sizin yanılmanız mümkün değildir.

Belki de biz Sayısı sadece tahmin edilebilecek kadar çok Risale i Nur talebesi;

Bizzat size ÜSTAD demeliyiz.

 

En azından ben kabul ediyorum, bundan böyle siz benim (Yedek) Üstad ım sınız.

 

Ama siz in gibi bir üstad a haddimi aşarak, bir tavsiye de bulunuyorum.

 

Ben, şahsım adına değil, bir Ateist karşısında susmak zorunda kalan herkes namına,

kendimi bu forumdaki ateistlere meydan okumaya adamışım, ve de meydan okuyorum,

Her biri cevaplanamaz zannettiği sorularını , ceplerine sıkıştırıp, uzaklaşmaktan,

ya da ''bana ne, ben bunu kabul etmiyorum''demekten başka bir yol bulamıyorlar.

 

Şimdi siz onlar la sanki ittifak içerisinde imiş cesine, bana ;

Dünya da sadece bir kaç kişinin cevaplayabileceği soruları şahsıma yöneltip, sonucunun ne olacağını keyif ile izlemek yerine,

 

En azından bir müslüman olarak, mevcut ilminizle bana yardımcı ve müttefik olmuyorsunuz...

Tutumunuzu tekrat gözden geçiriniz ve bizim hangi tarafta yer almış olmamız gerektiğini unutmayınız...

 

Saygılarımla Doğan Gülbudak

Doğan abi :)

 

Siz demedinizmi..İman ile ilgili her soruya itina ile cevap verilir,diye..bizde sorduk işte :D ezberlerin bozuldu ise..özür diliyorum sendende.. :blushing:

 

dayı sadece paylaşır demiştim en başında..dayının hiç umurunda değildir anlasalarda anlamasalarda..dayı okurda arada sırada..o kadar çok şey anladıki buralarda.. :clover: teşekkür ediyorum buradan herkese :clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Doğan abi :)

 

Siz demedinizmi..İman ile ilgili her soruya itina ile cevap verilir,diye..bizde sorduk işte :D ezberlerin bozuldu ise..özür diliyorum sendende.. :blushing:

 

dayı sadece paylaşır demiştim en başında..dayının hiç umurunda değildir anlasalarda anlamasalarda..dayı okurda arada sırada..o kadar çok şey anladıki buralarda.. :clover: teşekkür ediyorum buradan herkese :clover:

 

Sevgili Dayı ;

 

Ezberimin bozuluş olması tabiri ni benim için kullanabilmek için;

Sorunuza Yanıt verememiş olmam gerekmezmi..?

Sorunuzun Yanıtı H U dur. kabul etsenizdei etmesenizde.

 

Arkadaşlar işte Dayı Kardeş in ; Kendisi ne yakın başka bir ilim sahibi olabileceğini, ( yani beni) kabul etmemek uğruna; içinde bulunduğu İKİLEM ;

 

Kendi yazdıklarından ispatı, ve delilleri ;

 

Evet ; 99 ismi şerifi nerede ve ne şekilde , tezahür ediyor ise,

100. ismi de yine o dur ;

Yani 3.tekil şahıs olan ''O'' ya da, bizzat yanıtlandığı gibi ''H U'' dur.

 

Hayır , 100. isim ''H U'' değildir. (ani bir karar değişimi) İsteyenin sadece ben kulağına üfleyebilirim. Yalnız ca da ben bilirim.

 

Yahu kabul etmişim zaten, Sen Bilirsin, Biz sadece senden öğrenebiliriz. Siz bizim yedek Üstad ımız sınız, demişim,

Hala bu polemik neden sürmekte, ve, Ne Bu Şiddet Bu Celal

 

Saygılarımla. Doğan Gülbudak

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Konuyu açan arkadaş, hala bir cevap bekliyorum...

Bu ikinci hatırlatmam...

 

 

Tanrı nedir;

 

Tanrı sizin inancınıza göre ,

Aslında aciz Müslüman lar tarafından olduğu varsayılan, Kendini ispat etmek için her şeyi, hatta bizzat insanı bile feda edebilen,

İnsanoğlu nun savaşlarını koltuğuna yaslanıp, izlemek ten büyük keyif alan, Çok Zeki ve Çok Yalancı, bir varlıktır.

 

Tanrı bizim inancımıza göre ;

Kendisini tanımamak la birlikte , muhtemelen sizin öngördüğümüz bir şeydir.

 

Peki bu nasıl olur, Yani bu durumda biz de aslında ateist değilmiyiz ?

HAŞA

 

Biz ;

Var olan ve Bir olan,

Eşi ve Benzeri olmayan,

Doğmayan ve Doğrulmayan,

Ortağı ve Yardımcısı bulunmayan,

Kimseye muhtaç olmayan ama herkesin kendine muhtaç olduğu,

Bizi hem çok Seven, Hem de çok Merhamet eden,

Bizim de O nu hem çok sevdiğimiz hem de Rahmetini ümid ettiğimiz.

 

Yüce ''A L L A H'' a inanırız, ve İman ederiz.

 

 

Varlığını nasıl inceleriz ;

 

Varlığını sizin zannettiğniz gibi, Bir kobay faresini labarotuar da inceleyerek değil.

Bizzat inanarak ve iman ederek inceleriz.

Sizin kendinize sormaktan çekindiğimiz soruları kendimize sorarak işe başlarız,

Ben Neyim ,

Ben Kimim,

Nasıl var oldum,

Hangi amaç üzere var oldum ve yaşama gayem nedir,

Nerede var edildim,

Ne zaman var edildim ve bu soruları sormaya başladım,

VE

KİM İN VARLIĞIYIM ;

 

işte bu şekilde ve bu sorular yolu ile varlığı incelenir.

 

Nerededir ;

Lütfen bu sorunun sizin sorunuzu hatırlattığınız, bölümün hemen yanında bizzat tarafımca sorulup cevaplandığını hatırlayınız.

Yine de cevabı şöyledir.

 

ALLAH NEREDEDİR...?

 

 

ALLAH O nu göremeyen gözlerde , Gözbebeği nde dir.

 

ALLAH O nun adını anamayan Dudaklar da , tüm Sözcüklerde, ve Manalar da dır.

 

ALLAH O nun sevgisini hissedememiş, Kalpler de, ve Gönüller de dir.

 

ALLAH O nun sonsuzluğunu kavrayamamış, tüm Akıllarda, ve Düşünceler de dir

 

ALLAH o nun adına sarfedilmemiş, damarlarda dolaşan Kan da dır.

 

 

 

Madde midir değilmidir;

Madde Değildir,

O Yaratıcı dır,

Ve O nun yarattığı tüm mevcudat, bu tanım ile, ve ''Madde'' ortak payda sı altında ikiye ayrılır ;

Somut ve Soyut Maddeler.

 

''Sen önce bunları cevapla'' diyerek tekrar ettiğiniz sorularınızı Tam Olarak yanıtlamış bulunuyorum.

 

Başka Sorunuz Var mı..?

 

ya da şöyle sorayım,

 

Başka sorusu olan Varmı ..?

 

Saygılarımla. Doğan Gülbudak

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu soruyu öğrenmek amaçlı değilde Şahsımı çürütmek amaçlı sordunuz ise,

Böyle bir ön şart öne sürülebileceğini sanmıyorum. Ne amaçlı olursa olsun, soru sorulmuş. İddianız o ki yanıt verilir, şart öne sürmeden yanıt vermeniz gerekiyor.

 

Ayrıca tüm katılımcılardan da yanıt alamadıkları şikayetleri gelmiş. Demek her soruya yanıt verilemiyormuş sonucu çıkarıyoruz. Sorum: Sonsuz bir güç kendini kopyalayabilir mi?

 

Atıfta bulunduğunuz yanıt: "Kopyalayamaz."

 

O halde sonsuz güç değilmiş. Sonsuz gücün yetmeyeceği bir iş olmamalıydı...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

:D

 

Uzun süredir gülücük işareti koymuyorum tartışmalara.

Ama sen beni güldürdün, ilahın da seni güldürsün Doğan Hoca.

 

*

 

Sahi ben de bir soru sormuştum, cevap alamadım, cebime de sığmıyor, bu nedenle uzaklaşamıyorum da, napıcam ben?

 

Doğan Hoca sen sorulara şöyle cevap veriyorsun:

 

Sualci: Hocam bilgisayar nedir?

Doğan Hoca: Tadı kırmızıdır!

Sualci: Hocam bu ne biçim cevap? Böyle cevap mı olur?

Doğan Hoca: "Bana ne, ben bunu kabul etmiyorum" diyeceğine, bana cevaplayamayacağım soru getir!

 

*

 

Hocam ben sana ben temel bir soru sorayım:

 

Cevap nedir hocam?

 

 

Saygılar.

 

Öncelikle ;

Bilgisayar Nedir?

Hiç böyle bir soru ile karşılaşmadım. ve

Hiç böyle bir cevap ta vermedim.

 

Gelelim Sorunuza ;

CEVAP nedir ;

 

Cevap nedir bilirmisiniz ;

 

Cevap;

Milyonlarca kez sorulmasına ve

Milyonlarca kez Yanıtlanmasına rağmen,

Görmek istemeyen göz,

Duymak istemeyen kulak,

anlamak istemeyen akıl, sahipleri tarafından

 

''Kabul Etmiyorum'' demek sureti ile düşelen durum dur.

 

Ve aslında, o anlamak istemediklerinizin Ta Kendisi dir.

 

N O T : Lütfen kendinize bir inananı olmasa da, sizin gibi bir ateist olan Arkadaş ınız, ve

Adını Tam Mana sı ile hakkeden, Sevgili TARAFSIZ ı örnek alınız.

Tabii birini örnek alabilecek kadar, kibirsiz iseniz...

 

 

Saygılarımla. Doğan Gülbudak

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Böyle bir ön şart öne sürülebileceğini sanmıyorum. Ne amaçlı olursa olsun, soru sorulmuş. İddianız o ki yanıt verilir, şart öne sürmeden yanıt vermeniz gerekiyor.

 

Ayrıca tüm katılımcılardan da yanıt alamadıkları şikayetleri gelmiş. Demek her soruya yanıt verilemiyormuş sonucu çıkarıyoruz. Sorum: Sonsuz bir güç kendini kopyalayabilir mi?

 

Atıfta bulunduğunuz yanıt: "Kopyalayamaz."

 

O halde sonsuz güç değilmiş. Sonsuz gücün yetmeyeceği bir iş olmamalıydı...

 

Evet;

Kesinlikle haklısınız , böyle bir İddaa şartsız ve koşulsuz olmak zorundadır,

Zaten de öyledir ;

Tekrar ediyoruz;

İman hakkında kimse ; Bir Risale i Nur Talebesi ne (Talebeliğe layık isem Bana) Cevap verilemeyecek bir soru soramaz.

 

Gelelim itirazlara ve yanıt alamayanlara ;

 

Arkadaşlar hepinizi ateist de olsanız ;

Biraz İnsaf lı olmaya davet ediyorum.

Ben böyle bir iddaa da bulunuyor olsam da netice de bir insan ım.

Nasıl olur da ;

Onlar ca kişinin aynı anda ve ve Dünya nın her yerinden hiç durmaksızın gönderdikleri bu Değerli Sorulara,

Aynı anda ve düşünmeksizin, cevap verebilirim.

 

Lütfen biraz insaflı olun,

Bırakın da kendimce bu soruları ve de vereceğim cevapları (Kendi önem anlayışıma göre) bir sıraya dizeyim.

Bazılarına öncelik tanımak bazılarını bir kaç saat ertelemek zorunda kalmak,

Siz ce pes etmek mi dir.

 

Biraz insaf, Biraz anlayış lütfen...

 

Saygılarımla. Doğan Gülbudak

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

konuya bi hayli uzak kaldım vereceğim cevap konuylan alakasız olursa şimdiden gerçekten düşünen insanlardan özür diliyorum

allah nerdedir sanırım tartışmanın ana teması bu

allahı tanımadan önce kişi benliğinden ne derece bi haberdi ki çıkıp ta hani allah nerde diyebiliyorsun önce sen kendi benliğinin bi açıklamasını yap ta allah nerde neden göremiyoruz diyede çık meydanlara anti tezini kanıtla

kişi başkasını sorgulamadan önce bi kendi benliğini sorgulasın yokluğun da var olmadan önce sen neydin

kendini tanıyabiliyormuydun yada seni senden önce birileri ahmet yada mehmet şuan yok ama aslında o hep var diyebilrimi var olmadan önceki varlığına ben hiç yoktum diyebilirmisin ebedi alem de aslında dünya üzerindeki her beşer ruhani birer varlıktan ibaretti benlik denen olgu size biraz farazi gelicek ama göremeyen göze ışık vurmuyorsa misalindeki gibi

sen benim demeden önce beşeri fiziki varlığının hesabını yapabilirmisin yada ben aslında hep vardım da

ee vardında neredeydin yada sen var olmadan önce birisi sana ahmet aslında vardıda ama henüz yok deseydi gülmezmiydin işte bişeylere taraf olma sadece karşıt görüşlülük adına herşey mübah sayılan günümüzde bile hala birileri allah nerde diye sorabiliyor

sen allahı sorgulamadan önce senden önce olan benliğini bi kanıtla bakalım

şuan varsın diymi

e demekki sen hep vardın

ama aslında beşeriyatın fiziki alem de yoktu e bu senin o anlık var olmadığının bir ispatı olur sadece hiç var olmadığının bir ispatı olamaz

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sevgili Dayı ;

 

Ezberimin bozuluş olması tabiri ni benim için kullanabilmek için;

Sorunuza Yanıt verememiş olmam gerekmezmi..?

Sorunuzun Yanıtı H U dur. kabul etsenizdei etmesenizde..alıntı..

 

Anladım Doğan Abi.. :)

 

 

Saygıdeğer, ve aslında kendi Zat ı Hürmete layık olan Dayı Ağabeyimiz ;

 

Bu gösterdiğiniz; TEVAZU, sizi , bizim gözümde daha ulvi bir makama yükseltmiştir.

 

Lütfen ; Şahsınıza kırıcı olabilecek sözler sarfetmiş olmak, Nezaketsizli ği ne düşmüş isem ;

Bu Enaniyet timsali olan kardeşinizi, bir kez daha Tevazu ve Büyüklük göstermek sureti ile AFFEDİNİZ.

 

Saygılarımla.

Bağışlayıcılığınızı ümid eden kardeşiniz, Doğan Gülbudak

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

konuya bi hayli uzak kaldım vereceğim cevap konuylan alakasız olursa şimdiden gerçekten düşünen insanlardan özür diliyorum

allah nerdedir sanırım tartışmanın ana teması bu

allahı tanımadan önce kişi benliğinden ne derece bi haberdi ki çıkıp ta hani allah nerde diyebiliyorsun önce sen kendi benliğinin bi açıklamasını yap ta allah nerde neden göremiyoruz diyede çık meydanlara anti tezini kanıtla

kişi başkasını sorgulamadan önce bi kendi benliğini sorgulasın yokluğun da var olmadan önce sen neydin

kendini tanıyabiliyormuydun yada seni senden önce birileri ahmet yada mehmet şuan yok ama aslında o hep var diyebilrimi var olmadan önceki varlığına ben hiç yoktum diyebilirmisin ebedi alem de aslında dünya üzerindeki her beşer ruhani birer varlıktan ibaretti benlik denen olgu size biraz farazi gelicek ama göremeyen göze ışık vurmuyorsa misalindeki gibi

sen benim demeden önce beşeri fiziki varlığının hesabını yapabilirmisin yada ben aslında hep vardım da

ee vardında neredeydin yada sen var olmadan önce birisi sana ahmet aslında vardıda ama henüz yok deseydi gülmezmiydin işte bişeylere taraf olma sadece karşıt görüşlülük adına herşey mübah sayılan günümüzde bile hala birileri allah nerde diye sorabiliyor

sen allahı sorgulamadan önce senden önce olan benliğini bi kanıtla bakalım

şuan varsın diymi

e demekki sen hep vardın

ama aslında beşeriyatın fiziki alem de yoktu e bu senin o anlık var olmadığının bir ispatı olur sadece hiç var olmadığının bir ispatı olamaz

 

 

Aramıza Hoş Geldiniz demek sureti ile Sizi Selamlar ;

 

Ve edeceğim Teşekkür ü aslında bir borç telakki ederim.

 

Saygılarımla. Doğan Gülbudak

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sevgili Doğan kardeşim,

Şu senin üstadın eğer Fetullah gibi saklı gizli, kaçak biri değilse; onun kim olduğunu bize anlatırsan çok sevineceğiz.

Ayrıca senin şu üstadına bir zahmet sorarmısın; Allah'la kul arasında ne işi varmış? İslamda ruhbanlık var mıymış, yok muymuş? Yoksa bir varmış, bir yokmuymuş? Evvel zaman içinde filan mıymış?

Gerçi "iman Allah'la kul arasındadır" lafı komiklik olsun diye söylenmiş bir laftır. Zira Allah'la kul arasında hem Muhammed'in kendisi, hemde yüzyıllardır bu dini bu güne taşımış milyonlarca müslüman var. Zira inananların hiçbirisi Allah'la konuşmamıştır. (konuşulabildiği halde)

Ayrıca bu muhterem, yüce zat; dünyada sadece bir kaç kişinin cevaplayabileceği soruları cevaplayabilecek seviyeye gelmek için, ne yermiş, ne içermiş? Nerden öğrenmiş o cevaplanamayacak soruların cevaplarını? Başkaları bilemeyip o bildiğine göre; Allah'la mı konuşuyormuş? Yok okuyarak öğrenmişse; o halde, saklı gizli kaynaklar varmış da onları mı okumuş? Değilse nasıl olmuş da o kaynakları dünyada sadece birkaç kişi okuyup öğrenmiş?

 

 

ALLAH ne zaman (HAŞA) kazma kürek, sille tokat dayak yedi. Siz ce ALLAH Firavun gibi, Nemrut gibi, aslında insan olan ve,

kendine Tanrı yım diyen bir kul mu dur.

 

-- Amr b. el-Hâris b. Maddâd, Kâbe'de bulunan iki ceylan heykeli ile Hacerü'l-Esved'i alıp Zemzem kuyusuna gömdü.

 

-- Ebu Tâhir Karmatî 7 Zilhicce 317 H.'de, Kâbe'de tavaf yapıp ibadet eden insanları öldürmüş ve Hacerü'l-Esved'i yerinden çıkarmıştır. Sonra Câfer b. Allâc'a emretmiş ve Hacerü'l-Esved alınıp Hecer denen bir yere götürülmüş ve böylece Kâbe'deki yeri boş kalmıştır. Daha sonra Kurban bayramının birinci günü 339 yılında geri getirilinceye kadar, tavaf edenler teberrüken boş yere ellerini koymuş ve Hacerü'l-Esved'i istilâm etmişlerdir. Böylece Hacerü'l-Esved 22 yıl Kâ'be'den uzak kalmıştır. Hacerü'l-Esved'i Sinbâr b. Hasen el-Karmatî yerine iade etmiştir. Karmatî'ler Kâbe'de bin yediyüz kişiyi öldürüp, kimisini zemzem kuyusuna gömmüş, kimisini de Harem bölgesine yaymıştır. Sonra insanların mallarına el koymuş, Kâbe'ye ait süs ve zinetleri talan etmiş ve örtüsünü yırtıp yandaşlarıyla paylaşmıştır. Buna ilaveten Mekke'deki evleri talan etmiş, Kâbe'nin kapısını yerinden sökmüş ve saf altın olan Altınoluk'un sökülmesini emretmiştir. Mekke'de onbir gün kaldıktan sonra memleketi olan Hecer'e gitmiş ve Hacerü'l-Esved'i beraberinde götürmüştür.

 

-- H. 363 senesinde de Rum diyarından bir adam gelmiş ve eline kazma alarak Hacerü'l-Esved'in bulunduğu köşeye bir darbe indirerek bugünkü mevcut yarığı oluşturmuş, sonra ellerini kaldırıp ikinci bir defa vurmak istemesi üzerine Yemen'li bir kişi tarafından yaralanarak engellenmiştir.

 

-- H. 413 senesinde de Fatımîler, hükümdar Abîdînin tahrik ettiği bir gurup yandaşlarını Mısır'dan Kâbe'ye göndermişlerdi. Bu azgın kişilerin içinde kırmızı benli, sarı saçlı, boylu poslu, iri ve uzun, elinde kılıcı ve bir tokmağı bulunan korkunç birisi vardı. Bu adam Hacerü'l-Esved'e üç darbe indirmiş, ondan kıvılcımlar çıktıktan sonra: "Bu taşa, daha ne zamana kadar tapılacak?! Ben bugün bu evi yıkacağım ve beni ne Muhammed ne de Ali bundan alıkoyamayacaktır" diye haykırmış. Bunun üzerine suvariler etrafını kuşatmış ve kendisiyle beraberindekileri öldürmüşlerdir.

 

-- H. 990'da yabancı bir adam gelip Hacerü'l-Esved'e elindeki bir aletle vurmuş ve arkasından hükümdar Nâsır o adamı hançerleyip öldürmüştür.

 

-- H.1351'de Muharrem ayı sonlarında Afganlı birisi gelip Hacerü'l-Esved'den bir parça söküp çıkarmış ve Kâbe örtüsünün bir kısmı ile merdiven basamaklarından bir parça gümüşü çalmıştır. Oradaki bekçilerin durumu farketmesi üzerine, adam tutuklanmış ve idam edilmiştir. Yirmisekiz Rebîü'ssânî 1351 senesinde Suud ailesinden Kral Abdulaziz b. Abdurrahman Faysal, Taif'ten Mescid-i Haram'a gelerek o mel'ûn Afganlının söküp çıkardığı parçayı yerine koymuştur.

-http://www.hanifdostlar.net/forum_posts.asp?TID=2347&PN=1-

 

Sen şimdi o taş için Allah değildir filan dersin.

Buyrun size Muhammed'den 700 yıl öncesi, putperestlerin Allah putuna tapındığı Kabenin resmi:

kaaba.jpg

 

Şimdi de diyeceksin ki; "İslam öncesinde o taş orada vardı".

Peki vardıysa kim tapıyordu o taşa orda? Tabiki putperestler. Adı neydi taşın? Allah. Nerden belli? Çok yerden belli ama en belli olduğu yer Muhammed'in babasının adı : Abd-Allah. Yani Allah'ın kulu. Peki Muhammed'in babası kime tapıyordu? Adından da belli; Allah'a. Hangi Allah'a? İşte o Kabe'deki taşa. Aksini iddia eden, Muhammed'in babasının dininin ne olduğunu ve o dinin tanrısının kim olduğunu söylemesi gerekir.

 

Zaten başka cevaba ne hacet? En güzel cevabı Kuran vermiş:

 

Bakara/125:

Hani, biz Kâbe’yi insanlara toplantı ve güven yeri kılmıştık. Siz de Makam-ı İbrahim’den kendinize bir namaz yeri edinin. İbrahim ve İsmail’e şöyle emretmiştik: “Tavaf edenler, kendini ibadete verenler, rukû ve secde edenler için evimi (Kâbe’yi) tertemiz tutun.

 

İbrahim/37:

“Rabbimiz! Ben çocuklarımdan bazısını, senin kutsal evinin (Kâbe’nin) yanında ekin bitmez bir vadiye yerleştirdim. Rabbimiz! Namazı dosdoğru kılmaları için (böyle yaptım). Sen de insanlardan bir kısmının gönüllerini onlara meylettir, onları ürünlerden rızıklandır, umulur ki şükrederler.”

 

 

Hac/26:

Hani biz İbrahim’e, Kâbe’nin yerini, “Bana hiçbir şeyi ortak koşma; evimi, tavaf edenler, namaz kılanlar, rükû ve secde edenler için temizle” diye belirlemiştik.

 

Gördünüz değil mi? Kimin eviymiş orası? Tabi ki Allah'ın evi. Muhammed'den önce kim oturuyormuş o evde? Tabi ki Allah.

Peki Muhammed'den önce kimler ziyaret ediyormuş o evi? Kimler tapınıyormuş orda Allah'a? Tabi ki putperestler. Tabi ki Muhammed'in babası Abd-Allah ve eşrafı.

 

Evet, yukarıda gördüğün gibi; Allah insanlardan defalarca kazma-kürek, sille tokat dayak yemiş ve kaçamamış bile.

 

 

 

Ben ALLAH adaletine inanmıyorum , demek ki, aslen de ALLAH ADALETSİZ dir, demek,

Yani kendini tarafsız bir mahkemenin başında ki, yüce bir HAKİM gibi görmek, öyle zannetmek,

Ve de böylece ALLAH a, adaletsiz olarak hüküm vermek;

 

Aynen ve tam olarak aslında aslında bunu yapanın Adaletsizliğini gösterir.

Yani kısaca diyorsun ki; "birisini onun yokluğunda, gıyabında yargılamak adaletsizlik olur".

Tamam ama, mahkemeye çağırıyoruz gelmiyor ki. Defalarca kendisine celp gönderdik, hiçbir defasında gelmedi, onun yerine avukatlarını gönderdi. Şimdi de seni göndermiş, yine kendi gelmemiş.

Sanık kaçarsa, duruşmalara gelmezse, mahkemeler de elbette onu mecburen gıyabında yargılayacaktır. Hukuk böyledir.

Ama sen yine de müvekkiline söyle; eğer kaçmayıp davalara katılırsa kapımız her zaman açık. "Onunla konuşamam" filan da deme çünkü konuşabilirsin. Evine git, ordaki o siyah perde var ya! Hani şu yukardaki resimde de var! İşte o perdenin arkasına geç, o senle ordan konuşur. "Konuşamaz" deme, onunla konuşmak için peygamber olmak şart değil, bak ne diyor? :

 

Şûrâ/51:

Allah bir insanla ancak vahiy yoluyla, yahut perde arkasından konuşur. Yahut bir elçi gönderip, izniyle ona dilediğini vahyeder. Şüphesiz O yücedir, hüküm ve hikmet sahibidir.

 

Gördün değil mi? Ya vahy yoluyla, ya bir elçi göndererek yada perde arkasından konuşurmuş. Çağır artık gelsin mahkemeye.

 

 

 

Ben bir sistem yaratacağım, ve hepinize aynı süre içerisinde sistem de var olma hakkı vereceğim.

Tarzında bir beyan ve idda da bulunması gerekir ki;

Biri de ; O na karşı, Sen sözünde durmadın, Bize farklı muamele ettin, ADALET siz sin demek HAK kı na sahip olsun.

Bu ne demektir biliyormusun sevgili Doğan,

"Eğer bir hırsız "ben herkeze karşı dürüst olacağım" diye bir söz vermediyse ona adaletsiz diyemezsin" demektir.

"Eğer hemşerisine torpil yapan bir memur, "ben kimseye torpil yapmayacağım" demediyse, ona adaletsiz diyemezsin" demektir.

 

Ayrıca da bu senin yaptığın, "her soruya cevap verilir" deyip, hiçbir soruya cevap vermemek demektir. Şu yani:

 

** Her soruya cevap verilir.

-- Uzay neyin içindedir?

** Böyle bir soruya cevap verilemez.

-- Hani her soruya cevap verilirdi?

** Cevap verdim ya!!

-- Hani nerde verdin?

** "Böyle bir soruya cevap verilemez" dedim ya! Cevabım oydu işte. Nasıl da cevap vermişim ama!! Ben sana demedim mi her soruya cevap veririm diye?

 

 

 

Saygılar, sevgiler.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sevgili Doğan kardeşim,

Şu senin üstadın eğer Fetullah gibi saklı gizli, kaçak biri değilse; onun kim olduğunu bize anlatırsan çok sevineceğiz.

.

.

.

 

** Her soruya cevap verilir.

-- Uzay neyin içindedir?

** Böyle bir soruya cevap verilemez.

-- Hani her soruya cevap verilirdi?

** Cevap verdim ya!!

-- Hani nerde verdin?

** "Böyle bir soruya cevap verilemez" dedim ya! Cevabım oydu işte. Nasıl da cevap vermişim ama!! Ben sana demedim mi her soruya cevap veririm diye?

 

 

 

Saygılar, sevgiler.

 

Sevgili Notamatik ,

Bu yazmış olduğun yazının , ve bu sunduğun paylaşımın için;

Öncelikle değer verip emek çektiğin için Teşekkür Ederim.

 

Lakin Ben de bir insan ım ;

Sizlerin birkaç paragrafa, onlarca soru sığdırmış olmanız tabiiki büyük başarıdır.

Fakat benden ; nasıl olupta hepsini, bir cümle ile ya da bir, ya da birkaç paragrafta yanıtlamam beklenebilir.

 

Lütfen yazınızda ki değerli soruları, tek tek sormak nezaketinde bulunurmusunuz..?

Ve lütfen ben den de, hepsini aynı anda yanıtlamamı da talep etmeyiniz, bunu gerçekleştirmem için fırsat veriniz.

 

Saygılarımla. Doğan Gülbudak

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Lakin Ben de bir insan ım ;

Sizlerin birkaç paragrafa, onlarca soru sığdırmış olmanız tabiiki büyük başarıdır.

Fakat benden ; nasıl olupta hepsini, bir cümle ile ya da bir, ya da birkaç paragrafta yanıtlamam beklenebilir.

 

 

Bu başlığın yanlış bir yöntem olduğundan bahsetmiştim size konunun ilk mesajlarında !

 

 

 

saygılar

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sebep???

Sebep nedir? Neden aksi düşünülemez?

 

Ayrıca:

"Allah herkese hür irade verdi" diyorsunuz. "İman etsin diye insanlara akıl verdi" diyorsunuz. "İnanmayanlar Hennom vadisinde yanacak" diyorsunuz. "Sonradan tövbe edip iman edenler affedilecek" diyorsunuz.

 

Peki; Hasan 70 yaşına kadar inanmadı, 75 yaşında inandı ve iman etti ve 77 yaşında ise öldü. Yani bu durumda Hasan'a kendi aklıyla ve hür iradesiyle 75 yıl düşünme süresi verilmiş oluyor.

Öbür taraftan; Cemil iman etmedi ve 25 yaşında imansız olarak öldü. Bu durumda Cemil'e sadece 25 yıl düşünme süresi verilmiş oluyor.

 

Şimdi adalet bunun neresinde? Neden bir diğerine ötekinden 50 yıl daha az düşünme süresi veriliyor? Madem ki hür irade ve akıl verilerek; onun aklına müdehale edilmeden iman edip etmemesine bakılıyorsa; Cemil'in ölmeseydi 27 yaşındayken iman edip etmeyeceği ne malumdu? Hür irade bu; ne yapacağına karışılır mı?

 

Böyle imtihan olur mu? Bütün öğrencilere aynı sınav soruları vereceksin. Ama birine 20 dakika süre vereceksin, bir diğerine 40 dakika vereceksin, bir başkasına ise 100 dakika vereceksin. Bu nasıl bir adalet?

 

 

Madem bu konulara girdik; buyrun size bir başka soru daha:

Ebru ve Mehmet cennette muhabbet ediyorlar.

Mehmet soruyor?: Ebru, sen cenneti nasıl hak ettin? Neler yaptın hayatında?

Ebru : Yalan söylemedim, kimseye zarar vermedim, oruç tuttum, namaz kıldım, hacca gittim, kurban kestim, zina yapmadım. Böylelikle de imtihanı geçtim. Ya sen nasıl cenneti hak ettin?

Mehmet: Ben hiçbir şey yapmadım. Doğduktan 1 yıl sonra bebekken öldüm.

 

Adalete bak şimdi!! Mehmet nasıl bedavadan cennete hak kazanıyor? Bu kadar millet enayi mi? 50 yıl yat kalk, oruç tut, her türlü zahmete katlan. Öbür taraftan birileri hoppadanak cenneti hak etsin. Bedavadan.

Ne malum o Mehmetin yaşasaydı kafirin en önde gideni olup olmayacağı? Neden o imtihana girmedi? Nerde hür iradeyi denemek?

Bu mantığa göre; çocukları büyümeden ölenlerin bırak üzülmeyi, davul çengi bayram yapması lazım. Keşke büyümeden ölse de bedavadan cennete kapağı atsa diye gözünün içine bakması lazım. Öksürdüğü zaman "aman ne güzel, hastalandı, ölecek galiba" demesi lazım.

 

Bir tane daha benzer soru:

Diyelim ki birisi 90 yaşına kadar nerdeyse en günahsız olarak yaşadı. 90 yaşına kadar da her türlü ibadeti fazlasıyla yaptı. 90 yaşından sonra ise aklına birşeyler geldi ve dinden imandan çıktı. Sonra da 91 yaşında öldü. Yani 90 sene her türlü ibadeti ve salih amelleri işledi ve sadece 1 yıl imansız kaldı. Şimdi bu adam kesin cehennemlik oluyor. Peki bu adamın 90 yıllık hakkı ne olacak? Bu bir gasp değil de nedir? Nasıl adalet bu böyle?

 

Yaymayın şu dini. Yaymayın ki; insanların adalet duygusu gelişsin biraz. Siz bu dini yaydıkça; Allah insanlara kötü örnek oluyor. Vicdanlara limon sıkıyor.

 

Saygılar, sevgiler

 

Ömür farklılıkları varmış ve bu adeletsizlikmiş.

 

1-iman etmek için belli bir zaman biçilmemiş, bütün yaşlar aynı emre muhataptır,akıl baliğ olduktan sonra her yaş için iman ve ibadet gereklidir,insanlar iman edecekse bunu sonraya herhalde bırakmazlar.

 

2- iman etmek uzun bir iş değil saniyeliktir.90 sene yaşamak gerekmiyor. Adaletsizlik şöyle olur 25 senelik ömüre 90 senelik hesap sormak olur. Herkes yaşadığı ömrden sorumludur.

 

3-herkese aynı uzunlukta ömür werilmesi dünyan düzenini altüst edecektir böyle bir şeyin olmaması olmasından daha iyidir: şayet olursa insanlar ömürlerini bilecek ki bu daha sakıncalı olsa gerek

 

Allah her şeyi hakkıyla bilen ve yaratandır. Yaratmada hata yoktur. Hata insanların kıt bilgileri nedeniyle yaratılanların büyük bir sistem içindeki hayrlarını görmemeleri ya da görse de inat etmeleridir. Kaldı kı bazı şeylerde fena ve iyi yönler eşit ya da birbirinden farklı oranlarda bulunabilir.

 

Bunlar da Allah’ın hikmetinin eseridir ve onun hikmetinden sual etmek aklın insana bir oyunudur.

 

Ömürde böyledir: ben derim ki böyle olması senin dediğinden daha hayırlıdır. Sen de tam tersini söyleyebilirsin . bunda istediğimiz kadar akıl yürütebiliriz. Çünkü bu tartışma bizi Allah ın yarattıklarındaki hikmetleri bulmamıza imkan sağlar. Ancak işi burada bırakmayıp neticeyi hikmet bilgisi olmaktan çıkarıp Allah ın adaletsizliğine götürmek günahtır. Tabii benim için seni bilemem. Yani olandaki hikmetleri bulmaya ewet gerisi haddi aşmaktır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ÜSTAD'ı soran

Sevgili Doğan kardeşim,

Şu senin üstadın eğer Fetullah gibi saklı gizli, kaçak biri değilse; onun kim olduğunu bize anlatırsan çok sevineceğiz.

Ayrıca senin şu üstadına bir zahmet sorarmısın; Allah'la kul arasında ne işi varmış? İslamda ruhbanlık var mıymış, yok muymuş? Yoksa bir varmış, bir yokmuymuş? Evvel zaman içinde filan mıymış?

 

kişi....

 

üstad ;

öldüğünde 25 kilo olan...

nazaz kılacığını söylediğinde elniden kelepçelerin kendiliğinden sıyrıldığı..

onlarca kitap yazan....

ve başımı da kesseniz davamdan vazgeçmem diyen yüzyılın alimidir.......

bu yüzyılda bilim dinden uzaklaşmıştır.. oysa içiçe olmalarına rağmen.....

o da buna karşı kitaplar yazan (belki yazdırılan) bir zat.....

bunları yazmamın yanlış olduğunu sanmıyorum.. umarım değildir..

çünkü üstad saklanıp gizlenmez...

 

ayrıca fethullah gülenin imanını bilmeden onu belli şekilde suçlayamazsınız....

o da allahın bir kuludur sizin benim gibi... iftira veya gerçek... bilmeden konuşmak doğru değil..

 

saygılar...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.