Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Cimaya bak veledini tanı


GeceKuşu

Önerilen İletiler

İslamın delilleri bellidir..

Kitap, Sünnet, İcma ve Kıyas..

Bunun dışında kalan hüküm cinsinden yada tavsiye cinsinden şeyler'in ifası için bir zorunluluk yoktur..

Kişilerin kendi keşifleri kendilerini bağlar, bizlere ancak öneri olarak verilir, zorlayıcı hükmü yoktur.. akıl ve mantığımıza uymuyorsa reddereiz..

Bu topicte bahsedilen cima-çocuk sadece kişisel keşiftir..

Bu yüzden çok önemseyebileceğim bir mesele değil..

Eğer çocuk yapılacaksa bu her gün yapılacak değildir dimi.. :)

Ömrünüzde yapsanız yapsanız 1-2-3 hadi 4 çocuk yaptınız, bilirsiniz iki çocuk arasında en az 1 yıl vardır..

Şimdi soruyorum ömürde dört kez çocuk yapmak için birleşmiş eşler için bir yılı 365 gün 6 saat olan senenin ömürle çarpımı kadar günü içindeki önemi ve oranı nedir..

Ben perşembe günü ilişkiye girsem ne, salı girsem ne..

Ha belki bilemediğimiz manyetik alan, med-cezir vs gibi meselelerden kaynaklanan ve insan organizmasına etki eden husular vardır ve bunlar bazı günlerde doruk noktada bazı günlerde alt noktada olabilir bu da organizmayı etkileyebilir..

Bu yüzden eğer içimizde bir şüphe 9 ay devam edecekse sabredin başka gün birleşin günleri elimizden alan mı var..:)

Arkadaşlar bazı ateist arkadaşlar bizler Kur'an-ı okudukta ateist olduk diyolardıya, bence bu tür kişisel keşifleri okumuş olmalılar..

Ama o kişisel keşiflerin İslam'ın tarifi yada hükmü olmadığını, sadece o kişiyi bağladığını bileseler elbette sadece "acaba bu adam bunları neden yazdı, bilmediğimiz birşeyler olabilir mi" den öteye geçmeyecekti..

Yani bu tür kişisel keşiferi islamın gerçek hükümleri sanıp "böyle din mi olur ya "demiş olabilirler..

Oysa din bellidir, din noksansızdır, akla ve mantığa uygundur..

 

 

Saygılar..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • Cevaplar 209
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Arkadaşın biri Biran için herkesin ayetlere uyduğunu varsayalım diye bir fantezi yazmıştı orada ben de ona cevap yazmıştım.

 

Sayın boşig'in yazdıkları/anıları fantezilerini yazan arkadaşı değil de, beni haklı çıkarıyor.

 

"Mesela"larımı sıralayayım size ve dahi apaçık bir şekilde gözler önüne sererek...

Sayın BrainSlapper biliyorlardır sanıyorum ki pilavı falan "el ile" yemek Araplara has bir şey değil mi? Lise yıllarımda "Fethullah Gülen"in "Abi" adlı simsarları arkadaşlarımı "Ders Anlatmak, ÖSS'ye Hazırlamak" bahanesiyle toplarlardı. Bu takımın İzmir kolunu Körfez Dershaneleri oluşturmaktadır. Son derece kümelenmişlerdir. Neyse, yaptıkları toplantılardan birine katılmıştım ve kaşık/çatal bir kenarda dururken elle yemeye başlamışlardı. Şaşırmıştım ve tok olduğumu söyleyip yememiştim. İşin ilginci bunu "Peygamberin Sünneti" bahanesiyle yapıyorlar ve iç acıtan taraf ne biliyor musunuz? Bu çocukların tek bir tanesinin atasında dahi Araplık yoktu... Aradan zaman geçti ve kendisini dahada kaptıranlar artık ceplerinde "Misvak" taşımaya başlar oldular. "Temizliğin Simgesi" imiş. Damarlarında tek bir damla Arap kanı olmayan bir çok kimse, artık Arap olmuştu...

 

Dahası mı?

Sonra bir gün otobüse bindim...

Arka sıralarda takkeli, kahverengi cübbeli ve elinde tesbihli bir şahıs...

Bilin bakalım kim?

Kendisini "ÖSS'ye Çalışmak" martavalları ile o akıma kaptıranlardan bir şahıs...

Yazık...

Oysa belkide hayatında tek bir Arap dahi görmedi bu çocuk ve evlendiği kızcağızı da kara çarşafa bürümüş...

"Örnek Müslüman"

 

...

Çarşaf niye?

Sevgilini üç-beş adım arkadan yürütmen niye?

Saç-Sakal niye?

Cübbe-Tesbih niye?

 

Benim ilgili başlıkta yazdıklarımdan alıntı...

 

Her erkeğin dört karısı olacaktı. Kadınlar toplumsal hayattan dışlanacaktı. Sokaklarda süekli erkek suratı görmekten daral gelecekti.

 

Bütün tusristik ziyaretler Mekke ve Medineye yapılıp, oradaki Araplar ihya edilecekti.

 

Bütün sanat eserleri, heykeller, resimler "bunlar put" diye yakılıp, yıkılacaktı.

 

Her erkek suratı kıllı gezecekti.

 

Herkes Araplar gibi giyinecekti.

 

Herkes "meal Kuran değildir, mealler yanlış olabilir" diyerek Arapça öğrenmeye zorlanıp ve birkaç kuşak sonra Arapça dışında dil kalmayacaktı.

 

Lokantada yemeğimize sinek düşünce yeni yemek istemeyecek, kaşıkla sineği yemeğe daldırıp çıkarıp ve afiyetle yemeğimizi yemeye devam edecektik.

 

Eskimolar, Ruslar, İskandinavyalılar, Kuzey Kanadalılar Ramazan ayında Allah'a isyan edeceklerdi.

 

Eskimolar Ramazan geldiğinde ne yapacaklarını bilemeyeceklerdi "Ağa, Ramazan başladı, ama güneş iki ay önce doğdu, 4 ay sonra batacak nasıl tutacaz orucu şimdi?" diye soru soracaklar ve zıkdık olacaklardı. (Bu aada en kebap imamlık yapanlar Eskimo imamları olacaktı. Yılda sadece 5 vakit ezan oku, namaz kıldır, maaşı kap :stuart: )

 

Matbaanın Türkiye'ye sokulmaması ve hazerfen Ahmet Çelebinin zındık fikirlerinden dolayı Fizan'a sürülmesi gibi örnekler çoğalacak, hiçbir teknoloji üretilemeyecekti. Teknoloji develerin üstüne daha güzel döşekler yerleştirmekten öteye gidemeyecekti.

 

İlk insandan milyarlarca yıl önce evren oluşmuş diyen Big Bingçıların kellesi "Allah dünyayı 6 günde yaratmış (pardon 8 mi demeliyim, Kuran'ı yazanın kafası karışıkmış da, bazen 8 gün demiş) buna karşı mı geliyorsun kafir" deyip kesilecekti.

 

Deprem tecrübesi olunca "dağları bir kazık yaptık" ayetine uyarak dünya nüfusu dağlara taşınacaktı, daha fazla telef olacaklardı.

 

Ayrıca, herkes süper müslümanken, insanlar, Allah'ın neden hala doğal afet verdiğine anlam veremeyecekler, beyin dumuru geçireceklerdi. Herkes bu dumur nedeniyle deli gebi gezinecekti.

 

Herkes sünnet diye yemeği eliyle yiyecekti.

 

Herkes dişini misvak adını verilen kazıkla gacırt-gucurt karıştıracaktı.

 

Her muhabbet din konusunun etrafında dönecekti, herkese bunal gelecekti.

vs. vs.

 

Açıkçası dünya bir cehenneme dönecekti.

 

Herkes büyük bir ihtimalle münafık haline gelecekti.

 

Bu sisteme isyan eden ilk adam yeni kahraman olacaktı.

 

Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Arkadaşın biri Biran için herkesin ayetlere uyduğunu varsayalım diye bir fantezi yazmıştı orada ben de ona cevap yazmıştım.

 

Sayın boşig'in yazdıkları/anıları fantezilerini yazan arkadaşı değil de, beni haklı çıkarıyor.

 

 

Benim ilgili başlıkta yazdıklarımdan alıntı...

 

 

Saygılar.

Sayın BrainSlapper,

Sizi haklı çıkarmak gibi özel bir kastım yoktu ancak hakikaten o yazınızı okudum da, tam da düşeş gelmiş yazdılarımız...

Sizin Araplar arasında bulunduğunuzu bildiğim için isminizi vermiştim.

 

Yazdıklarım, yazmak istediklerimin sadece küçük bir parçası...

 

Zaten bu türlü yaşantılarımı geçirdikten sonra, "İnanç" ya da "Din" denen şeyin TAMAMEN Bireysel olması gerektiğini ve hatta toplumu şekillendirme de "Etkisiz Olması / Hiç Etkisinin Olmaması" gerektiğine inandım...

 

Mesela;

Kuryelik yaptığım için sık başıma gelen bir şey...

Taşra kesimlerede dağıtıma çıkıyoruz çoğu zaman ve genelde doğu kökenli göçmüş kimseler bulunuyor.

Neyse, geçenlerde bir evin kapısını çaldım, teslimatları vardı.

Kapı açılır açılmaz yüzüme kapandı, hemde şiddetlice...

Nedeni: Benim erkek olmam ve namahrem olmam...

Kadın ihtiyar, 70li yaşlarda...

Düşünün yani...

Kapı arkasından konuşuyor, nenem yaşında...

Bir an kendimi "Sapık" gibi hissettim.

Şimdi o kadın bunu güya dini "NaMahrem" duygusu ile yaptı...

Ama bana kendimi kötü hissettirdi?

Ve kime yapılırsa yapılsın, herkes kendisini kötü hisseder.

"Sapık mıyım ki ben?" diye bir düşünür insan!

Çünkü, ben yörüğümdür ve yörüklerde bu türlü şeyler yaşanmaz hiç.

Nedense öyle koyu bir NaMahrem inancı yoktur kesinlikle.

Ayrıntısına girmeyeyim ancak kimse kimseye "Zevk Unsuru/Aracı" olarak bakmaz ve kimseden kötülük beklemez. Bu yüzden öyle katı korkuları ve kompleksleri/karmaşaları yoktur.

 

Demek istediğim, aslı nasıldır... Bu yoruma kalmıştır,

Lakin "Din"in bir çok unsuru fazlasıyla abartılmış ve "Araplık" dindar olmanın ön şartı haline getirilmiştir.

İnsanlara önce Cehennem ve Tanrı korkusu verilmiş ve bunun ardından da "Arap olmazsan olmaz" koşulu salık verilmiştir.

 

Kim ne derse desin...

Arapçı Zihniyet, her ne şekilde olursa olsun "Türk Kimliğine" her zaman "Düşman" olmuştur.

Türkler bu dini 1000yıldan fazladır temsil etmektedirler ve kim ne derse desin eğer Türkler Müslüman olmasaydılar, bugün Müslümanlığın esamesi bile okunamazdı yer yüzünde... Eğer Türkler "GökTanrı" inancında kalsalardı, Müslümanlık Arap yarımadasına sıkışmış bir din olarak kalmaktan öteye geçemezdi. Lakin Araplar ve zamanın Arap Filozofları, Türklerin bu özelliklerini bildikleri halde, Türkler Kur'an-da geçen o kıyametin habercisi Ye'cüc-Me'cüc kavminin "Kardeş Kavmi" ve hatta kendisi olarak dile getirmeye utanmamışlardır. Hatta öyle ki, kendisini sevmeme rağmen, Sosyoloji'nin Babası İbn-i Haldun bile Türkleri "fazla düşünmeyen ancak savaşmayı iyi bilen" bir kavim olarak nitelemiştir. Diğer Araplar içinde bu böyledir. Nedense Onların anladıkları Arap İslam Kültürünü "Medenileştiren" Türklere karşı gizliden gizliye bir kin beslemişlerdir. Ve en sonunda söylediğim gibi bazı korkuları benimseterek "Araplaştırmaya" çalışmışlar ve büyük ölçüde ne yazık ki başarmışlardır.

 

Haa,

İnanmayan olursa;

Hani Antonio Banderas'ın "13. Savaşçı" filminde canlandırdığı "Ahmed İbn-i Fadlan" adlı bir seyyah Arap var...

Onun seyahatnamesini okuyabilirler mesela.

 

Saygılarımla...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayın BrainSlapper,

 

 

Mesela;

Kuryelik yaptığım için sık başıma gelen bir şey...

Taşra kesimlerede dağıtıma çıkıyoruz çoğu zaman ve genelde doğu kökenli göçmüş kimseler bulunuyor.

Neyse, geçenlerde bir evin kapısını çaldım, teslimatları vardı.

Kapı açılır açılmaz yüzüme kapandı, hemde şiddetlice...

Nedeni: Benim erkek olmam ve namahrem olmam...

Kadın ihtiyar, 70li yaşlarda...

Düşünün yani...

Kapı arkasından konuşuyor, nenem yaşında...

Bir an kendimi "Sapık" gibi hissettim.

Şimdi o kadın bunu güya dini "NaMahrem" duygusu ile yaptı...

Ama bana kendimi kötü hissettirdi?

Ve kime yapılırsa yapılsın, herkes kendisini kötü hisseder.

"Sapık mıyım ki ben?" diye bir düşünür insan!Çünkü, ben yörüğümdür ve yörüklerde bu türlü şeyler yaşanmaz hiç.

Nedense öyle koyu bir NaMahrem inancı yoktur kesinlikle.

Ayrıntısına girmeyeyim ancak kimse kimseye "Zevk Unsuru/Aracı" olarak bakmaz ve kimseden kötülük beklemez. Bu yüzden öyle katı korkuları ve kompleksleri/karmaşaları yoktur.

 

Saygılarımla...

 

Sayın boşig,bu davranış nerden kaynaklanıyor ona bakalım

 

Ahzap 53- Ey iman edenler! Peygamberin evlerine vaktine bakmaksızın ve yemeğe izin verilmedikçe girmeyin. Fakat çağırıldığınız vakit girin. Yemeği yediğinizde de hemen dağılın. Sohbet etmek için de izinsiz girmeyin. Çünkü bu haliniz peygambere eziyet veriyor, ama o sizden utanıyor. Fakat Allah gerçeği söylemekten utanmaz. Hem O'nun hanımlarına bir ihtiyaç soracağınız vakit de perde arkasından sorun. Böyle yapmanız hem sizin kalbleriniz ve hem de onların kalbleri için daha temizdir. Hem sizin Resulullah'a eziyet etmeye hakkınız yoktur. Ondan sonra hanımlarını da ebediyyen nikâh edemezsiniz. Çünkü bu Allah katında çok büyük bir günahtır.

 

Senin örneğinde yaşlı bir kadın bu ayette ise müslümanların anası ilen edilen kadınlar,senin örneğinde kapı burda ise perde.

 

Ayetin başı iman edenler diye başlıyor,hani kafirler dese belki müslümanların itiraz etme hakkı olacak ve diyeceklerki kafirler kötü kalpli insanlardır,ne düşünüdükleri belli olmaz ne olur olmaz tedbir almak gerekir, ama söz konusu müslümanlar.Hem zaten peygamberin hanımları müslümanların anası sayılmış ama buna rağmen perde arkasından konuşmaları isteniyor.

 

Şimdi senin tanımlamana göre müslümanlara ***** muamelesi yapan kim,allahmı, muhamammed mi?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Arkadaşlar bazı ateist arkadaşlar bizler Kur'an-ı okudukta ateist olduk diyolardıya, bence bu tür kişisel keşifleri okumuş olmalılar..

Ama o kişisel keşiflerin İslam'ın tarifi yada hükmü olmadığını, sadece o kişiyi bağladığını bileseler elbette sadece "acaba bu adam bunları neden yazdı, bilmediğimiz birşeyler olabilir mi" den öteye geçmeyecekti..

Yani bu tür kişisel keşiferi islamın gerçek hükümleri sanıp "böyle din mi olur ya "demiş olabilirler..

Oysa din bellidir, din noksansızdır, akla ve mantığa uygundur..

 

Yanılıyorsun...

 

Alıntıladığım ifadeler varsayımdan başka birşey değil...

 

Üstelik kesin genellemelerde bulunmakta hatalı bir yaklaşımdır...

 

ama amaç espiritüel yaklaşımlarla kafa bulmaksa, eh yazdıklarını komik bulanlar da çıkabilir...

 

 

Evet din bellidir ancak herşey de olduğu gibi dinsel düşünce ve yaklaşımlar yanlışsız ve noksansız değildir...

 

Çoğu zaman da akla ve mantığa uygun değildir...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayın Respectif,

Komik değilmi bu yaptığın kendi dinini eleştiremiyorsun ama ateistleri eleştirebiliyorsun ve buradan çıkarımında özgür düşünce oluyor...

 

İnan bana yazılarını zevkle okuyorum ama çok büyük bir çıkmaz içinde olduğunu düşünüyorum.

 

Yazılan bütün başlıklarda yazıların içeriğine odaklanmıyorsun. Neye odaklanıyorsun karşı taraf konuya nasıl yaklaşmış, karşı taraf alaylımı konuşmuş, karşı taraf, karşı taraf. Ve ikide bir polemiğe girmek istemediğini belirtip polemik yazıları yazıyorsun. EEEE Sonra.

 

Gerçekten akıllı biri olduğunu düşünüyorum ama bence içerikleri tartış derim.

 

Bir şeylerin nasıl ortaya getirileceğini içeriğini çözdükten sonra tartışabiliriz.

 

Üç kuruşluk izlenimim.

 

Saygılar

 

Sayin erdogan, izleniminizi uc kurusluk bulmadigimdan cevap vereyim.

 

Degisik basliklar altinda hicbir ayrim gozetmeden bircok dusunceyi elestirdigimi hala gorememisseniz gormek istemiyorsunuz derim. "Restpektif" ingilizcedeki "respective"den gelmiyor, perspektiflere rest anlaminda restpektif diyorum. Dolayisiyla tek perspektiften gelen her dusunceyi eksik buluyorum ve elestiriyorum. Bakin yanlis demiyorum, eksik diyorum. Beni yazilarimda taraf olmakla suclamanizi anlayamiyorum. Lutfen yazdiklarima bir kez daha goz atin.

 

Yazilarin icerigine odaklanmadigimi soylemissiniz. Cogunlukla dogru bu, yerinde bir tesbit. Icerik sahibi yazilarda bunu yapiyorum, emin olabilirsiniz. Odaklanacak bir sey olmayinca, bu kez yazanlari, konu acanlari tartisma ortaminin ilkeleri ve yaklasimlari acisindan nacizane elestiriyorum. Ilkokul duzeyi dedim ya, simdi benden universite duzeyinde bir matematik sorusunu fasulyelerle cozmemi beklemeyin lutfen. Bunu yapamam...

 

Konu dindeki hurafeler. Dinlere giren hurafeler hakkinda yeterli bilgi sahibi olmadigini acikca ortaya koyan kisilerle hangi zeminde tartisacagim? Henuz isin fasulye sayma asamasinda olan birine nasil cok bilinmeyenli denklemi anlatacagim? Kimse kusura bakmasin ama bunun yolu uc bes satirdan olusan forum yazilari degildir. Bu isin okuma seruveni vardir. Ben de bu yuzden buna girisemem.

 

O kadar cok sey var ki konuyla ilgili sayin Erdogan, dine bulasmis Arap geleneklerinden mi baslayayim, Israiliyattan mi, hadis uydurma surecinin o cetrefilli tarihinden mi, fikihtaki teferruatin siyasi ve sosyal arkaplanindan mi, dindeki yozlasmanin emevi, safevi, abbasi, osmanli vs uzantilarindan mi, Kur'an'in yorumlanmasinin da bir yontemi oldugundan mi, tedrici metottan mi.... nerden baslayayim?

 

Sevgili Erdogan, tartisma bilgi ile olur kirintilarla degil. Bilgi yerine kirintilara sahipseniz, o zaman ogrenmek icin soru sorarsiniz, tartismak icin degil. Bunlar konusmanin, karsilikli fikir alisverisinin bilimsel ilkeleri. Dediginiz gibi once icerik degil, once zemin tartisilir. Ayaklariniz yere saglam basmiyorsa, ustunde durdugunuz zemin saglam degilse, icerik ne olursa olsun karsilikli ustun cikma gayretinin otesine gecemez konusmalarimiz.

 

Benim durmaya calistigim yer "insani" olandir. Inancim bir sarkida belirtildigi gibi, 'bu dunyaya bir gunlugune gelmis ve bunun bilincinde olan insanin' inancidir. Ne yerin altinda bir cehennem, ne goklerde hazirlanmis bir cennet. Ne din ne irk... Sadece ve sadece "insan gozlugu" ile bakmak herseye. Insan'a karsi olan herseyin karsisinda durmak.

 

Selam ile..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Alıntıladığım ifadeler varsayımdan başka birşey değil...

 

Üstelik kesin genellemelerde bulunmakta hatalı bir yaklaşımdır...

 

Haklısın..

 

ama amaç espiritüel yaklaşımlarla kafa bulmaksa, eh yazdıklarını komik bulanlar da çıkabilir...

 

Hayır o yazımda espiri yoktur, gerçekten bazı insanların böyle kişisel keşiflerin islamın özünde var zanları vardır..

 

Evet din bellidir ancak herşey de olduğu gibi dinsel düşünce ve yaklaşımlar yanlışsız ve noksansız değildir...

Hakikat noksansızdır..

Ancak eklemeler ve böyle keşifler noksanlı olabilir..

Kur'an-ı Kerim noksansızdır , Kur'an-ı Kerim Allah'ın sözü dışında herhangi bir kişisel keşif yada ekleme içermez..

Noksan yada çelişki diye öne sürülen ayetlerin hepsine bire bir ve gayet mantıklı cevaplar verildi..

 

 

Saygılar..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Hakikat noksansızdır..

Ancak eklemeler ve böyle keşifler noksanlı olabilir..

Kur'an-ı Kerim noksansızdır , Kur'an-ı Kerim Allah'ın sözü dışında herhangi bir kişisel keşif yada ekleme içermez..

Noksan yada çelişki diye öne sürülen ayetlerin hepsine bire bir ve gayet mantıklı cevaplar verildi..

Saygılar..

 

Ancak genel kabul gormus hakikat noksansızdır. Kur'an'da yazilan hakikat dediginiz hakikatler, Allah'in sozu harici anlatimlar oldugundan ve celiskilerle dolu oldugundan mi, onca insanin kafasi kabul etmiyor bu hakikatleri? Nasil olur da bir kitapta beni, bizi Yaratan'a onca igrenc ozellikler atfedilebilinir. Hadi, bu kitabin ciktigi donemlerde insanlar safti diyelim ve inandilar, ama bunca hunharca ozelligi atfederken birine, benden sonra birileri uyanirda bunlari okursa ne der, ne dusunur diye sormadi mi Muhammed kendine?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ancak genel kabul gormus hakikat noksansızdır. Kur'an'da yazilan hakikat dediginiz hakikatler, Allah'in sozu harici anlatimlar oldugundan ve celiskilerle dolu oldugundan mi, onca insanin kafasi kabul etmiyor bu hakikatleri? Nasil olur da bir kitapta beni, bizi Yaratan'a onca igrenc ozellikler atfedilebilinir. Hadi, bu kitabin ciktigi donemlerde insanlar safti diyelim ve inandilar, ama bunca hunharca ozelligi atfederken birine, benden sonra birileri uyanirda bunlari okursa ne der, ne dusunur diye sormadi mi Muhammed kendine?

 

Kur'an-ı Kerimde ********* diye tabir edeceğiniz hiç bir ayet yoktur..

Kur'an-ı Kerim i noksansızdır, bu noksansızlığı kabul edersiniz yada etmezsiniz gerçek değişmez..

Zaten kabul etmemenizin sebebi noksandır tabirinden değil, bir yatarıcıya inanmamanızdan kaynaklanıyor..

Yaratıcıya inanmayan yaratıcının kitabını elbette kabul etmez..

 

 

Saygılar..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kur'an-ı Kerimde ********* diye tabir edeceğiniz hiç bir ayet yoktur..

Kur'an-ı Kerim i noksansızdır, bu noksansızlığı kabul edersiniz yada etmezsiniz gerçek değişmez..

Zaten kabul etmemenizin sebebi noksandır tabirinden değil, bir yatarıcıya inanmamanızdan kaynaklanıyor..

Yaratıcıya inanmayan yaratıcının kitabını elbette kabul etmez..

Saygılar..

 

Daha once de belirttigim gibi; ben Yaratici'ya inanan bir insanim ve benim bu yuce Yaratici'ya inanmam icin ne bir kitaba, ne de bir Peygambere ihtiyacim yok.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Daha once de belirttigim gibi ben Yaratici'ya inanan bir insanim ve benim bu yuce Yaratici'ya inanmam icin ne bir kitaba, ne de bir Peygambere ihtiyacim yok.

 

Yaratıcı yaratmış nasıl yaşarsanız yaşayın mı demiştir sence...?

Yapılan iyilik yada kötülükler dünyada mı kalacaktır sence..

Bir kimse bir kimseyi öldürse, yani onun yaşama hakkını elinden alsa bir kurşun koskoca bir hayatı bitirse bu burada kalır mı sence..?

Soru çok..

 

Saygılar..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yaratıcı yaratmış nasıl yaşarsanız yaşayın mı demiştir sence...?

Yapılan iyilik yada kötülükler dünyada mı kalacaktır sence..

Bir kimse bir kimseyi öldürse, yani onun yaşama hakkını elinden alsa bir kurşun koskoca bir hayatı bitirse bu burada kalır mı sence..?

Soru çok..

 

Saygılar..

 

Valla onu bunu bilmem, ama butun bunlari nereye goturecegimiz de mechul. Hani biri gitmis gelmis olsa ve bunlari bize bizzat birebir soylemis olsaydi bilirdik. Maalesef bu da imkansiz gozuktugune gore yapilan kotulukler de, iyilikler de simdiki dusunceme gore havada asili kaliyor. Diger tarafa gidince bir kacamak yapip gelebilirsem, butun bunlari sana aktarabilirim. Anlastik mi!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Valla onu bunu bilmem, ama butun bunlari nereye goturecegimiz de mechul. Hani biri gitmis gelmis olsa ve bunlari bize bizzat birebir soylemis olsaydi bilirdik. Maalesef bu da imkansiz gozuktugune gore yapilan kotulukler de, iyilikler de simdiki dusunceme gore havada asili kaliyor. Diger tarafa gidince bir kacamak yapip gelebilirsem, butun bunlari sana aktarabilirim. Anlastik mi!

Akıl ve mantık bütün bunların bir karşılığının oması gerektiğini söylüyor..

Hiç bir şey havada asılı kalmaz..

Sen yiede gidip gelebilirsen anlat bana oke.. ? :)

 

 

Saygılar..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yaratıcı yaratmış nasıl yaşarsanız yaşayın mı demiştir sence...?

Yapılan iyilik yada kötülükler dünyada mı kalacaktır sence..

Bir kimse bir kimseyi öldürse, yani onun yaşama hakkını elinden alsa bir kurşun koskoca bir hayatı bitirse bu burada kalır mı sence..?

Soru çok..

 

Saygılar..

 

Bu bahsettiğin adalet sistemi kuranda yok. Kurana göre sadece allaha şirk koşanlardan hesap sorulacak.Allahın tek derdi kendisine iyi yağcılık yapan kullara cennet reklamı yapmaktır,Yoksa dünyada haksızlık yapanlar onun umurunda bile değildir. Aksini iddia ediyorsan ayetleri getirir ortaya koyarsın.Kurana göre bir insan iyilik meleği bile olsa eğer inanmıyorsa ebedi cehennemliktir.kafir ve inanan ayırımı yapan, tek tarafa yontan bir bir sistemde adaletten bahsetmek mümkün değildir.

 

Bakın size bir örnek vereyim

 

Açlıktan ölen ama müslüman olmayan binlerce insan var.Bunlar zaten kurana göre cehennemlik.Peki bu durumda bu insanların adaleti ahirette nasıl sağlanacak anlatabilrimisin?

 

Ancak ve ancak insanların duygularını sömürerek bu dine adam toplayabiliyorsunuz, çünkü her insan zulme uğrayınca, mağdur olunca eğer hakkını alamamışsa, ister istemez bir şekilde adaletin tecelli etmesini ister.Bu şekilde mağdur olmuş insanlara; merak etme kardeşim bu dünyada hakkını alamadıysan ahirette alacaksın denilerek islamın iç yüzünü bimeyen insanlar aldatılıyor.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Akıl ve mantık bütün bunların bir karşılığının oması gerektiğini söylüyor..

Hiç bir şey havada asılı kalmaz..

Sen yiede gidip gelebilirsen anlat bana oke.. ? :)

Saygılar..

 

Valla, din akil ve mantik isi degil de inanc meselesidir. (Kur'an a gore de ya inanirsin, ya inanirsin.) Akil ve mantik isi olsaydi, bu kadar celiski, bu kadar abarti barindirmazdi icinde bir dinin kitabi. Madde madde giderdi, biz bilgisiz ve ***** insanlari bilgilendirmek amaciyla. Ama, gene maalesef ki, birak oyle madde madde gitmeyi, okuyan ve okudugunu okudugu gibi anlayanlar icin -ki, hani diyor ya acik secik bir kitaptir diye, o yuzden diyorum- inanilmasi gucluklerle dolu bir kitap. Okudugunu okudugu gıbı anlamayanlar icinse bir suru hadis, bir suru aciklayici tanimlar getirilmis.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Valla, din akil ve mantik isi degil de inanc meselesidir. (Kur'an a gore de ya inanirsin, ya inanirsin.) Akil ve mantik isi olsaydi, bu kadar celiski, bu kadar abarti barindirmazdi icinde bir dinin kitabi

Muki samimi olmak gerekirse çelişki diye nitelendirilen bütün ayetlere cevaplar verdik ve çelişkinin olmadığını gösterdik okudun yada okumadın bilmiyorum..

Ben en küçük bir çelişki görmüyorum dinimde..

Varsa çelişki tek tek yazın tekrar ele alalım..

Ama lütfen her idda bir tek ayetle sınırlansınki hem uzun olup okuyucu sıkılmasın hemde perçinleyelim artık çelişki varmıymış yokmuymuş..

İdda olarak kalmasında somut açılımlar üzerinde konuşalım..

 

Saygılar..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

din akil ve mantik isi degil de inanc meselesidir. (Kur'an a gore de ya inanirsin, ya inanirsin.) Akil ve mantik isi olsaydi, bu kadar celiski, bu kadar abarti barindirmazdi icinde bir dinin kitabi. Madde madde giderdi, biz bilgisiz ve ***** insanlari bilgilendirmek amaciyla. Ama, gene maalesef ki, birak oyle madde madde gitmeyi, okuyan ve okudugunu okudugu gibi anlayanlar icin -ki, hani diyor ya acik secik bir kitaptir diye, o yuzden diyorum- inanilmasi gucluklerle dolu bir kitap. Okudugunu okudugu gıbı anlamayanlar icinse bir suru hadis, bir suru aciklayici tanimlar getirilmis.

 

 

 

 

Evet arkadas islam ve kuran bir dindir yani bir sey degildir her seydir din bir sey olamaz olsa olsa her sey olur yani her sey olunca tabiki tartisilacaktir ve burada tartislian bizleriz farzedelim su anda muslumanlar bir araba yapim bu araba ilen uzay yollculuguna ciktilar cok guzel bir teknologie yakaladilar veya daha guzel son model bir alet icat etseler bunlari bizler tartismaya gerek duymayiz burasi bilim ilen olan meseleler amam gelelim ataist arkadaslara neyini tartisacagiz bir(0) mi tartisacagiz sifir elde var sifir ne din yok bisey yok ye yemegini yat asagiya onun yarini mezara kadar elecege o bu gozlen bakiyor mezardan sonra otesini bilmiyor ve dusunmuyor gel sende birde musluman bir 7 yasindaki cocugun yaptigi hesaplara bak o cocuk olumu ve ondan sonra gelen ebedi hayatin hesabini yaparak bu dunyada yasiyor gelecegi dununuenler ileriyi dusunenler muslumanlar mi yoksa hic bir dine mensup olmayan H....... mi kuranin tarifi noktali yerleri kuarani acin bakin allah orda demis dinsiz insanlar icin ve dinsizlerin orda nasil mukemel bir tarifini yapmis sevgili arkadas(XLARK TADES)tebrik ed erim insanliga cok buyuk hizmetler veriyor beyin gucunu taktir ediyorum arastirim dogrulari bulan birisi ataistlerin bu arkadastan bir ders almiyorlarsa ben gercekten onlara simdi cocck acimaya basladim su anda mehdi bilene gelse onlari ciiik yani sonucta akil ortada mantik ta iste allah iste din kuran bir cok ayet dinsizler meydan okuyor gelin bir sinek yapin bizde dinimizi degistirelim hadi varsa elinizde sizde getirin boyle bir ayet her mekanda meydan okuyor allah sizler bos yere felsfe yapmayin gosterin hunerlerinizi eger kine minder cikmaya cesartiniz varsa yok he birsey bir delil peki nereye kacacaksiniz nereye gidiyorsunuz takkip eden kim sizi allah c.c nere kacacaksizi mekanda zeminde ,semada,arsta,kursude malda mulk de her sey onundur kacis yurdunuz yok tek siginacagiz allah tir sonunuz atesli bir azaptir gelin insan olarak yaratildiniz insan olarak hassir olalim kimse sonunu bilmiyor ama sonuna inaniyor ne gelirse kader ve kaza ezelden bilen allahtir amena en sadakna ........... :stuart:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Hayır o yazımda espiri yoktur, gerçekten bazı insanların böyle kişisel keşiflerin islamın özünde var zanları vardır..

 

 

Hakikat noksansızdır..

Ancak eklemeler ve böyle keşifler noksanlı olabilir..

Kur'an-ı Kerim noksansızdır , Kur'an-ı Kerim Allah'ın sözü dışında herhangi bir kişisel keşif yada ekleme içermez..

Noksan yada çelişki diye öne sürülen ayetlerin hepsine bire bir ve gayet mantıklı cevaplar verildi..

 

Hayır o yazımda espiri yoktur, gerçekten bazı insanların böyle kişisel keşiflerin islamın özünde var zanları vardır..

Evet espiriler vardır...Ve siz de yazınızı kurgularken ne tür espiriler yaptığınızında farkındasınız...

 

Ayrıca var olan hurafeleri kişisel keşif olarak tanımlamaya çalışmanız, kişisel keşifler yakıştırmasıyla yaratılan hurafelerin üstünü örtme çabanızda gereksiz...İnanaçlara dair eleştirel bakış açısına sahip olarak günaha girme korkusu her zaman bu tür yaklaşımları yaratmakta ve ne yazık ki bu yaklaşım tarzı var olan yanlış inanışların ortadan kalkmasının önünde en büyük engel olarak durmaktadır...

 

Kur'an-ı Kerim noksansızdır ,

 

Hayır noksansız yada eksiksiz değildir...Bu size göre böyledir...

 

Elbetteki benim bu görüşüme katılmıyor olamanız sizin taktirinizdir...

 

Benim de sizin düşüncelerinize katılmıyor olmam benim taktirim...

 

 

Yüz yıllardır yapılan ajitasyonlara inançsal değerler yükleyerek geliştirdiğiniz davranış,

 

Düşünce yada yaklaşımlar, sadece o düşünce ve inanışa sahip kişileri bağlar...

 

Bu ön kabul ve değerlerdeki eksikliklerin yada noksanlıkların var olması siz yoktur desenizde değişmez...

 

Ben ve benim gibilerin öyle yada böyle bunları eleştirmesi yada yanlışlıkları vurgulaması,

 

Neye inanıyor yada kim olursanız olun...

 

Kendi kişisel inanış yada değerlerinizin yadsınamaz doğrular,

 

Eleşitirilemez gerçekler olarak dayatma hakkını kimseye vermez...

 

Kişilerin dinsel inançları, yaşamı diğerlerinden farklı yorumlamaktan öte bir şey olmadığı için

 

Hiç kimseye hiçbir ayrıcalık tanımaz...

 

Bir başkasının sizin bu bakış açısına katılmıyor olması,

 

Sizi yaşamın gerçeklerinde diğerlerinden farklı bir yere koymaz...

 

Tanrıya inanıyor olmakla, alt benliğinizde inançlar ve inananlar ayrıcalıklı bir yere konulmaya çalışılsa da...

 

Bu yaklaşım yine bir ön kabule dayalı bir inanış ve iddiadan öteye gidemez...

 

 

Çünkü yüz yıllardır ola gelen ve gelecekte de devam edecek olan bu görüş ayrılıkları;

 

Kişilerin inanışlarına dayalı yapılan değerlendirmelerde sadece siz öyle düşünüyor ve kabul ediyor olmanızdan...

 

Diğerlerinin de sizden farklı düşünüyor ve değerlendiriyor olmasından kaynaklanmaktadır...

 

 

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kur'an-ı Kerimde ********* diye tabir edeceğiniz hiç bir ayet yoktur..

 

Bir kutsallık iddiasında bulunan bir kitapta "öldürün, esir alın, kesin, biçin, yakın, boyunlarını vurun dost edinmeyin" gibi ayetlerin yeralması güzellik mi oluyor?

 

Kur'an-ı Kerim i noksansızdır, bu noksansızlığı kabul edersiniz yada etmezsiniz gerçek değişmez..

 

Kuran akla mugayir sözlerle doludur, işkence tarifleriyle doludur, okuyanı sıkar, bütünlükten ve akıcıklıktan yoksundur, tekrarlar bıktırıcı düzeydedir, Kuran okurken bunal gelir insana. Ama orjinali uyumak için iyidir. Anlamadığınız bir dilde, aynı şeylerin sürekli kafiyeli olarak tekrarlanması insanda ninni etkisi yapar.

 

Zaten kabul etmemenizin sebebi noksandır tabirinden değil, bir yatarıcıya inanmamanızdan kaynaklanıyor..

Yaratıcıya inanmayan yaratıcının kitabını elbette kabul etmez..

 

Dünya'da yaratıcıya inanan, ama Kuran'a inanmayan milyarlarca insan var.

Bu insanların ortak özelleiği "Kuran Allah'tandır" yutturmacasına inanmamaları.

Yaratıcıya inanmak, yutturmacalara da inanmayı gerektirmez.

Yaratıcı'ya inanmak, Bush'un "Allah bana git IIrak'ı ve Afganistanb'ı kurtar dedi, o nedenle gittim" mavalına inanmamızı gerektirmez.

Yaratıcıya inanmak, Muhammed'in, "Ben Allah'ın elçisiyim" mavalına inanmamızı gerektirmez.

 

Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yaratıcı yaratmış nasıl yaşarsanız yaşayın mı demiştir sence...?

Yapılan iyilik yada kötülükler dünyada mı kalacaktır sence..

Bir kimse bir kimseyi öldürse, yani onun yaşama hakkını elinden alsa bir kurşun koskoca bir hayatı bitirse bu burada kalır mı sence..?

Soru çok..

 

Saygılar..

 

Evet, hiç bir suçun cezasız kalmaması gerekiyor. Dinin amacıda budur zaten. İnsanların haddlerini bilmeleri, duracakları yerleri bilmeleri gerekiyor. Yoksa düşünün bi kere dünyada herkesin ateist olduğunu. Ne ahlak kuralları kalırdı ne de insanlar durcakları yeri bilirdi. Yapılanlar cezası yada mükafatsız kalmamalıdır. Allah peygamberleri ve islamı bu yüzden göndermiştir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Taktım, çünkü akli ergenliğe ulaşmamış insanları elma şekeri verip kandırmak doğru değildir. Sübyancılık doğru değildir.

Verdiğin linkteki arkadaşlara söyle, Hz. Ayşe'nin ağzından gerdeğe alındığında 9 yaşında olduğunu beyan eden hadisleri de alt alta yazsınlar bu hadisler şu şu şu nedenle uydurmadır desinler. Daha tutarlı olur.

Bu tartışma daha önce de yapılmış burada. Aşağıdaki linke bak.

 

http://www.turkish-media.com/forum/index.p...st&p=339373

 

Şunu da ekleyeyim.

Peygamberimiz risalet görevini yürütürken müşrikler ona olmadık iftiralarda bulundular. Deli, yalancı, şair, masal anlatan vs. Ama kaynakları incelediğimizde hiçbirinin O’na bugünkü ateistlerin yaptığı şehvet düşkünü suçlamasını yapmadıklarını görürüz. Eğer garip bir durum olsaydı bu evlilikte sizce bu fırsatı kaçırırlar mıydı?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu tartışma daha önce de yapılmış burada. Aşağıdaki linke bak.

 

http://www.turkish-media.com/forum/index.p...st&p=339373

 

Şunu da ekleyeyim.

Peygamberimiz risalet görevini yürütürken müşrikler ona olmadık iftiralarda bulundular. Deli, yalancı, şair, masal anlatan vs. Ama kaynakları incelediğimizde hiçbirinin O’na bugünkü ateistlerin yaptığı şehvet düşkünü suçlamasını yapmadıklarını görürüz. Eğer garip bir durum olsaydı bu evlilikte sizce bu fırsatı kaçırırlar mıydı?

 

Garip durum ve şehveti, bırakın ateistleri Kur'an vurguluyor zaten.

Allah bile en sevdiğine ve garip olaya teşhisini koymuş. (!)

 

 

Hani sen, Allah'ın kendisine nimet verdiği ve senin de kendisine nimet verdiğin kişiye: 'Eşini yanında tut ve Allah'tan sakın' diyordun; insanlardan çekinerek Allah'ın açığa vuracağı şeyi kendi nefsinde saklı tutuyordun; oysa Allah, kendisinden çekinmene çok daha layıktı. Artık Zeyd, ondan ilişkisini kesince, biz onu seninle evlendirdik; ki böylelikle evlatlıklarının kendilerinden ilişkilerini kestikleri (kadınları boşadıkları) zaman, onlarla evlenme konusunda mü'minler üzerine bir güçlük olmasın. Allah'ın emri yerine getirilmiştir. Azhab/37
Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Peygamberimiz risalet görevini yürütürken müşrikler ona olmadık iftiralarda bulundular. Deli, yalancı, şair, masal anlatan vs. Ama kaynakları incelediğimizde hiçbirinin O’na bugünkü ateistlerin yaptığı şehvet düşkünü suçlamasını yapmadıklarını görürüz. Eğer garip bir durum olsaydı bu evlilikte sizce bu fırsatı kaçırırlar mıydı?
Eğer garip bir durum olsaydı bu evlilikte sizce bu fırsatı kaçırırlar mıydı?

 

Evet gerçektende garip bir durum yok...

 

Neden mi;

 

Şehvet düşkünü arapların, "Arap kültüründe" çocuk yaşta kızlarla evlenmek garip kabul edilmediği,

 

bu tür ilişkiler normal ve doğal kabul edildiği ve

 

kendileri de aynı kültürel bakış açısıyla 9 yaşındaki çocuklarla gerdeğe girdikleri için bunu bir eleştiri konusu yapamamışlar...

 

 

Ama değişen ve gelişen dünyanın insan ilişkilerinde bu tür davranışlarda bulunanlar hoş karşılanmazlar...

 

Ve sizinde, insani ve ahlaki değerlere önem verdiğinizi düşünerek,

 

bu tür cinsel sapmaları ahlaki bulmadığınızdan eminim...

 

 

Ama, küçük çocuklarla cinsel ilişkiye girilmesini "ahlaki ve etik bulmayarak",

 

kim olursa olsun karşı durup "eleştiri yapanlarla",

 

"yapamayanlar" arasında şu farkın olduğunu düşünüyorum...

 

 

Bir taraf, İnançlarına göre peygamber olarak kabul ettiği bir kişinin bu davranış ve zaaflarını

 

eleştirebilemek cesareti yada objektifliği, inançlarınca engellendiği için bu durumu hoş görebiliyorlar...

 

İçine düştükleri bu açmazdan kurtulmanın yolunu eleştirenleri müşrik kabul ederek,

 

Peygamberimi, inançlarımı "suçluyorlar" düşüncesiyle bir kaçış yolu arıyorlar...

 

 

Ama diğerlerimiz "ahlaki değerlerin" kim olursa olsun uyması gereken "evrensel bir değer" olduğunu kabul ettiği için...

 

Bunu kim yaparsa yapsın eleştirmekle sahip oldukları ahlaki değerlere saygılı ve tutarlı davranıyorlar...

 

İddia ettiğiniz gibi bu bir suçlama değil...Yaşanmış bir gerçeği gözler önüne sermektir...

 

Ama siz suçlamadır kolaycılığına kaçarak, inandığınız ahlaki değerleri hiçe sayıp bazılarının bunu yapmasını haklı görebiliyorsunuz...

 

 

Aslında suçlamadır demek yerine ahlaki değerlere her durum ve koşulda sahip çıkmanız,

 

Kim yaparsa yapsın eleştirebilmeniz, sizin kişiliğinizi, inandığınız değerleri ve insanlığınızı daha olumlu bir yere getirir...

 

Çevrenizin ve gelecek kuşaklarınızın gözünde tutarlı, objektif ve tarafsız olarak değerlendirilip,

 

İnsani ve ahlaki değerlere saygılı örnek bir kişi olarak gösterilirsiniz...

 

 

Ama yinede inançlarınızın bunun önünde bir engel ve böyle yapmakla zor durumda kalabileceğinizi bildiğim için...

 

İçinde bulunduğunuz bu zor duruma hak veriyorum...

 

Bazılarımız ister istemez dinsel inançları adına, temel ahlaki değerlerinden vazgeçebiliyor yada hoş görmek zorunda kalabiliyorlar...

*tna

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Şimdi bir de sizden objektiflik bekleyelim...

 

Biz Hz.Muhammed(s.a.v)'in Peygamber olduğuna inanıyoruz ve kaynaklardan da öğrendiğimiz kadarıyla onun evliliklerinin şehveti olmadığını hatta hoca-talebe ilişkisinin de görüldüğünü düşünüyoruz...

 

Şimdi siz "bu nedir yav;şehvet" dediğiniz zaman asıl "şehvet" ile bakan sizler oluyorsunuz...

 

Nasıl;yani biz bir "Peygamber" in salt "şehvet" ile birilerine yaklaşacağına inanmıyoruz;böyle düşünecek olsak zaten onu "normal" insan yerine koyar nefsini kendimizinkiyle bir tutardık...

 

Daha sonra bir kaynaktan alıntı yapmaya da çalışacağım;ama şimdilik sizden beklediğim saygı...

 

Hani diyorlar nasıl saygı;daha nasıl saygı duyalım;işte bu şekilde:Biz böyle inanıyoruz,bu yüzden bizim bakışımızda Peygamberimize salt " şehvet" i yakıştıran bir anlayış yok;bizi sübyancılığı hoş karşılar görmenize gerek de yok;öyle ki bizim dinimiz çocuk sevgisini de kul hakkını da zina kavramını da getirmiştir;sosyal olayları düzenlemeye dair öğütleri de barındırmaktadır;yani yaklaşımınız bizim bakış açımıza göre "yanlış" olduğu gibi "suçlayıcı" tavrınız da bundan dolayı yersizdir;yani bu durumda kötü düşünen yok aslında,inatla "şehvet" tabanlı düşünmeye gerek yok...

 

:zorro:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Biz Hz.Muhammed(s.a.v)'in Peygamber olduğuna inanıyoruz ve kaynaklardan da öğrendiğimiz kadarıyla onun evliliklerinin şehveti olmadığını hatta hoca-talebe ilişkisinin de görüldüğünü düşünüyoruz...

 

Bu da bir bakış açısı... "hoca-talebe ilişkisi"... İstenirse hoş görmek adına bir çok bahane ve kılıf üretilebilir...

 

Daha öncede ifade etmeye çalışmıştım...

 

Bir taraf, İnançlarına göre peygamber olarak kabul ettiği bir kişinin bu davranış ve zaaflarını

 

eleştirebilemek cesareti yada objektifliği, inançlarınca engellendiği için bu durumu hoş görebiliyorlar...

Bazılarımız ister istemez dinsel inançları adına, temel ahlaki değerlerinden vazgeçebiliyor yada hoş görmek zorunda kalabiliyorlar...

inançlarınızın bunun önünde bir engel ve böyle yapmakla zor durumda kalabileceğinizi bildiğim için...

 

İçinde bulunduğunuz bu zor duruma hak veriyorum...

 

 

İfade edilemeye çalışılanları anlamaya çalışmak yerine, yada anlaşılanın üstünü örtmek için...

 

İletinin anafikrinde Ahlaki değerler vurgulanmasına karşın...

 

"İnançlarına göre peygamber olarak kabul ettiği bir kişinin bu davranış ve zaaflarını eleştirebilemek cesareti yada objektifliği,

 

inançlarınca engellendiği açamazından kurtulabilmek adına O çümlelerin içerisinden tek bir kelimeyi ele alıp...

"inatla "şehvet" tabanlı düşünmeye gerek yok..." yaklaşımı üretilebiliyor...

 

Yinede daha iyi analaşılabilmesi için tekrarlamak istiyorum...

"hoca-talebe ilişkisi" yada bir başka bahane ve yeni kılıflar üreterek savunma yapmanıza gerek yok...

 

"ahlaki değerlerin" kim olursa olsun,neden ne olursa olsun uyulması gereken "evrensel bir değer" olduğunun kabul edilmesinin önünde inançların bir engel

 

ve böyle yapmakla zor durumda kalabileceğinizi bildiğim için. ...İçinde bulunduğunuz bu zor duruma hak veriyorum...

 

 

 

*tna

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.